#temrinator
Explore tagged Tumblr posts
Text


At Guarulhos International Airport today.
9 notes
·
View notes
Photo

Charity Donation Drive
ATTENTION: Charity Donation Drive
Join Temrin Sixel Meakitty Phi and SuperNova in trying to make the world a little brighter. We're raising funds for multiple causes: https://wesdonationdrive.carrd.co/
A big thank you to my wonderful Wild Elemental Members! These are folks who have subscribed to my various platforms. Loonie Lummox Arcten Ampurz Ashgar Skyican Limni Calyo Jelly Prince Possum TLDragon Calder Naiser Artica Chocomage GoldenGriffiness UMSL Teras
5 notes
·
View notes
Text
Node.js Integration: Syncing Hubspot with Pipedrive
Creating an app to sync HubSpot with Pipedrive using Node.js involves several steps, including setting up API authentication, fetching data from HubSpot, transforming and processing that data, and then pushing it to Pipedrive. In this tutorial, we’ll cover the essential logic and steps to accomplish this task. Prerequisites Before we begin, make sure you have the following…
View On WordPress
#backend#bash#Code#git#integration#javascript#node#node.js#Node.js Integration: Syncing Hubspot with Pipedrive#pipedrive integration with hubspot#spinnekop#syncing hubspot#temrinal#terminal#Web Development
0 notes
Text

We have a brand new offering this year, Storyline YCH character slots, starts at $50 CAD / ~$35 USD! Get your character on the Space Station. These spots are only available to purchase on https://Ko-fi.com/CozyConOnline/Shop (not the website shop), art by @wildelementstudios

Fundraiser is now live on https://ko-fi.com/cozycononline/shop
Our website is getting some updates so apparel will be up there once done.
There will be some differences between the stores. Read about this (like EU shipping) HERE, while our site is down.
#cozycon online#virtual event#convention#virtual convention#cozycononline#cozycon#fundraiser#ych#storyline#lore#sequential art#temrin#space station
20 notes
·
View notes
Text
Remembering how Mamiya was ready to accept his temrinal illness yet Nemuro and Tokiko decided over his head what they wanted for him. Instead of spending time with him, they buried themselves in work, Tokiko sugaring or drying flowers to gloss over sorrows and certian decay. Nemuro commiting arson mass murder in the name of Mamiya just process his own rage...
Oh boy, if that dynamic isn't repeated in Penguin Drum with Himari and her brothers, espcially Kanba.
15 notes
·
View notes
Text
On Late Cretaceous toothless pterosaurs
Inabtanin skeletal by SlvrHwk.
The pterosaur fossil reccord is rather patchy considering their hollow bones do not preserve well. So, given the Late Cretaceous has few sites with exceptional preservation, we had to make due with fragmentary evidence. Most temrinal Cretaceous fossils belonged to Azhdarchidae, so it previously assumed they were the only pterosaurs around. Then other pterosaur groups like pteranodontians and non-azhdarchid azhdarchoids (as well as oddballs like Piksi and Navajodactylus) showed up, and now we understand that the last pterosaur faunas were incredibly diverse.
But there seems to have been a moving of goalposts, because now people claim only toothless pterosaurs were present in the Late Cretaceous.
I’m pretty convinced this is again an artifact of the fossil reccord, that toothed pterosaurs will eventually turn up, especially since toothed pterosaurs did survive the Cenomanian/Turonian extinction event (i.e. Ferrodraco) and the aforementioned oddballs. But the prevalence of azhdarchoid and pteranodontian taxa does seem to suggest that toothless pterosaurs were at least dominant, so this alone can’t be justified as merely an artifact of preservation. Toothed pteranodontians, after all, are ubiquitous in the Early Cretaceous, so their sudden disappearence and replacement by pteranodontids and nyctosaurs is rather suspicious.
Why, therefore, did toothless pterosaurs rise?
It’s possible that, like with birds, toothlessness helped broaden the diet of pterosaurs, making toothless taxa have an edge during the environmental trials of the Cenomanian/Turonian extinction. This might ring true for azhdarchoids, which include generalists, but this argument falls apart when taking into consideration pteranodontians, which are mostly specialised marine animals (unless juvenile pteranodontids were foraging on land).
Ultimately, I think this is an artifact of preservation, and it’s just a matter of time until toothed pterosaurs show up in the Campanian and Maastrichtian. It reminds me of the situation with enantiornitheans, similarly once thought to only have toothless taxa at the end of the Cretaceous.
11 notes
·
View notes
Text



.@cozycononline 's is holding a fundraiser for this year's convention! You can buy all sorts of cool things while helping this cool virtual event: commissions, VRChat goodies, music, and more! Also, one of the YCH commissions is by me 👀
Find everything at https://ko-fi.com/cozycononline/
(All ad images by Temrin)
2 notes
·
View notes
Text
you guys dont understand.......its temrinal im afraid....
3 notes
·
View notes
Text

A piece that certainly challenged my skills and took way longer than intended as I experimented and learned. Thank you Arcten for your patience on these large pieces~
Members also get higher res versions without the scrape protections.
#temrin#anthro#furry#sfw#WildElement Studios#night#moon#full moon#aurora#hot springs#mountain#snow#water#springs#feline#cougar#tiger#couple#cozy#romantic#cuddle#sfw furry art#furry art#furry sfw#furry fandom#furry anthro
2 notes
·
View notes
Text
YA ACABE DE TRADUCIR EL CAPITULO Y CUANDO TEMRINE MI HORARIO LABORAL LO PUBLICO CON UN DIBUJITO DECENTE VAMOOOOSJEKNEND
1 note
·
View note
Text

Our May 22nd #fundraiser #TwitchStream is being rescheduled as host Temrin is quite ill, so look out for new June stream dates coming soon!
If you aren't already following us, we're 44 follows away from a free art giveaway: https://www.twitch.tv/cozycononline
3 notes
·
View notes
Text

Lirik Potkallar: Gündelik Hayatın Fragmanları
✍🏻 Zeren Keziban Karaaslan
https://www.gundemarsivi.com/lirik-potkallar-gundelik-hayatin-fragmanlari/
Fotokopilenip yaşamımıza monte edilen (2004 yılında İstanbul’dan Gaziantep’e göç edip sonra orada yazdığım bir yazıda kullanmıştım bunu, hâlâ değişen bir şey yok) günlerin dumanında boğuluyoruz. Yaşamak değil, yaşamda kalmak, yaşama tutunmak bizimkisi… Yalnızca nefes almayı başarabiliyor gibiyiz… Dolayısıyla kurak mevsimler geçiyor içimizden… Çiçeksiz, kanatsız, puslu yollara ayarlı yarınlar… Kaçımız dayatılandan kurtulup kendi seçimi günlere, verimli mevsimlere koşup umutlu yolculuklarla buluşabiliyor ki bu günlerde…
Yoğun bir güne daha uyandık, hani birbirine benzer, üzen günlerden işte! Ya kadın cinayetlerinden ya işçi ölümlerinden biri/birkaçı daha, ya ekonomik krizin getirdiği (üretenlerin kazanmadığı ve tüketenlerin çok kolay alamadığı) başını almış giden gıda fiyatlarının kâbusunun uzayıp giden belirsizliği, ya ekolojik krizlere mal edilen yangınların yayılması ve artması, ya da çocuklara bomba yağdıranlara “cehennemde yan inşallah” demenin dışında bir şey yapamadığımızın çaresizliğiyle her şeyi beklemeye aldığımız günlerin içindeyiz. Tıpkı Paskalya Adası’nda gözünü uzaklara dikmiş heykeller gibi bekliyoruz işte, neyi/kimi beklediğimizi bilmeden…
Transit salonlarındaki yolcular gibi bir gün daha geçip gidecek, bir temrin hâli her şey, öylece bakakaldığımız! Oysa hayal ettiklerimiz böyle değil, değildi, masallar da… Karanlıktayım… Şiddet, şiddet, şiddet… Şiddetsiz geçen bir gün yok, her yerde; kamuda, evde, sokakta, otobüste, köyde, tarlada… Vahşete dönüşüyor durmadan… Vahşetin sınırları genişliyor, hızlanıyor, artıyor…
Biraz iyi şeyler yapan, iyiliği yaratanların façası indiriliyor, iyi olanlar azalıyor sanki…
Bir bezginlik hâli yapışmış yakama/yakamıza, gitmiyor… Karanlıktayım… Karanlıktasınız, karanlıktayız sanki… Özür, böyle sözcüklere tutunma demindeyim… Yaralı ve yorgunum, korkak ve yalnız… Tüm bildiklerimi unutmuş, savaştan yeni çıkmış bir ülkenin çocuklarından biriymişim gibi… Karanlıktayım…
Düşünüp planlayarak yaptığım hiçbir şey yok artık hayatımda/hayatımızda. Niye böyleyim/böyleyiz? Işık/ışığımız ne zaman, nerede kayboldu? Masumiyeti ilk kim/kimler nasıl bozdu? İyi/iyilik nerede? Kant’a göre dünyada en iyi sayılacak tek şey “iyiyi istemek”ti oysa… Bu kötü/kötülükler neyin nesi? Kötülük çağı diye adlandırıp normalleştirilmesine katkı mı verelim?
Ülkeyi ayağa kaldıran haber diye sunulan görüntülere ayağa kalkıyoruz kalkmasına da (anlık yanıtların rehavetiyle ya da karayollarındaki araç akışı gibi hızla geçip gidiyor o duygu) iki dakika sonra yeniden oturuyoruz hep birlikte… Belki de ölü toprağı serpilmiş ölüleriz. Belki bir simülasyonun içinde rüsva oluyoruz farkında olmadan. Dünyanın pardon, dünyayı yönetenlerin sisteminin içinde olduğumuzun farkındalığı mı, bildiğimizin inkârı mı mutsuz eden?
Gerçek kumlarla örtülü, yerkürenin çöllerinde sanki… (Yerküre de şaşkın şaşkın bakıyor bizlere, içinde yaşadığımız yeri ne hâle getirdiğimize de ağlıyor durmadan.)
Çölü kim ister deme…
Kum çöle emanet…
Uzağın renklerini öpüyorum her gün, öptükçe yakını kaybediyorum. Etik, erdem, adalet kumların altında, dilimizdekiler ise; etik, erdem ve adalete dair hikayelerdir aslında… Zamane bireylerinin merhametsizliğini de yaratan, menfaatinin peşine taktığı aklından söküp attığı iyinin, iyiliğin feryadını duymuyor sağır, görmüyor kör, bir gün kendine de lazım olacağını öngörmüyor… Azmış, kudurmuş, zıvanadan çıkmış bir bireyler topluluğu er meydanını işgal etmiş… Büyüklerini taklit eden 17 yaş altı çocuklara bile sirayet eden kötülük/şiddetle (adına akran zorbalığı deniliyormuş, yetişkinlerin yarattığı şiddete ne deniyor acaba?) nasıl baş edeceğiz…
Yapay zeka/robot denemelerinin hızla sürdürüldüğü bu çağda bir robotun bile farkında olduğu bir kötülükler zinciri sarmış atmosferi… Bir robota sormuşlar: “Ne yapmak istersin?” O da cevap vermiş: “Tüm insanları hayvanat bahçesinde toplamak isterim, barış içinde yaşasınlar diye.” Belki de robotun hayvanat bahçesi projesiyle son bulabilir bu insanların birbirine gösterdiği, birbirine yaptığı zalimlikler. Madem bu yerkürede birlikte insan gibi düzgün yaşamayı ve içinde yaşadığı gezegenin kıymetini bilemedi insan, (hayvanlar, gezegene de insana da zarar vermeyeceğinden harika olur, çünkü insan hem gezegene hem hayvanlara hem kendine ne çok zarar verdi, veriyor, verecek) böyle bir cezaya çarptırılmalı. Madem bunca inen kitapların, dinlerin, psikolojinin, sosyolojinin, hukukun ortadan kaldıramadığı gaddarlığıyla, hayvanat bahçesi mantığıyla yaşamını sürdürmeli insan. Hem hayvanları bahçelere mahkûm edip doğal ortamından koparmanın, yaşamanın ne olduğunu da görmüş olacaktır belki de…
Çoğunlukta olan; sırtını bir yerlere, bir şeylere dayayarak kendi krallıklarını kurmuşların (ne zamana kadar?) ve her ortamda kendilerini parlatarak konfor alanı yaratmayı başarmışların (daha ne kadar) dışında olan, azınlığın içindeki kimimiz çaresiz mutsuzluğa tutunmuş, kimimiz sosyal medyanın hızlı akışında yazarak rahatlayan, kimimiz vurdumduymaz akıllı telefona, pahalı kahveleri termos fincanla toplu taşıma araçlarında, parkta, okulda içmenin kısacık keyfine, tüketim kültürünün sunduğu şaşaalı rahatlığa (nereye kadar?) sarılarak, kimimiz küçük küçük gruplarda, bir şeyler yapabilirliğe sığınarak vesairelerle yaşamın içinde kalmaya çalışıyoruz.
Şayet, John Berger’in birbiriyle bağlı ardı ardına sıraladığı “İnsanlar her yerde -çok farklı koşullarda- kendilerine ‘Neredeyiz?’ sorusunu soruyor. Bu coğrafi değil, tarihi bir soru. Neler yaşıyoruz? Nereye sürükleniyoruz? Neler kaybettik? Güvenilir bir gelecek öngörüsü olmaksızın yaşamaya nasıl devam edeceğiz? İnsan ömrünün ötesine uzanan tahayyüle sahip olma kabiliyetimizi nasıl yitirdik?” sorularını duvarlarımıza assak, cevaplarını bulmamız mümkün mü?
Sahi bizler hayatımızı mı yaşıyoruz, hayaletimsi mi yaşıyoruz?
Son(ra)…
Bu darlık, bu karanlıkla burun burunayken, Sevgili İlkay (bir felsefe grubu üyeliğinden tanıdık birbirimizi) Gündem Arşivi’nde yazmamı teklif edince (o güzel enerjisinden etkilenmemek ne mümkün), “Olabilir,” çöktü omuzlarıma. “Canlan biraz/canlan biraz, kımılda” (Aylin Livaneli’nin müzik piyasasına adım atmaya çalıştığı bir şarkıydı sanırım, başarılı olamadı), hadi yazarsan, kımıldamaya da başlarsın diye fısıldayan olabilir…
Son(ra), biliyorum sanki… Sonsuz Fırtına filminden bir fragmanda çıkmıştı karşıma: “Evrende sonsuz bir güzellik fırtınası var.”
Son(ra),
Sonra biliyorum sanki: Gerçeğin çölünde her şey!
Zeren Keziban Karaaslan
0 notes
Text




. @cozycononline 's 2024 fundraiser is LIVE, and me and a few other artists are offering YCHs for it! There's other merch too like pogs, a badge, and an animated background base.
Check them out at the Shop/Commissions tabs at https://ko-fi.com/cozycononline ! Or you can just toss them a couple dollars! Every contribution helps ❤ (All ad images by Temrin, I just did the t-rex YCH drawing lol)
#fundraising#ych open#ych commission#commission#commissions open#shop#art#furry art#dinosaur#cozycon online
4 notes
·
View notes
Text
formative queer experiences ser un menor de edad y enamorarme de mi mejor amigo mayor de edad aroace que vivia en el otro lado del planeta mientras descuidaba emocionalmente a mi NOVIA REAL y la temrine ghosteando aunque vivia a 10 cuadras!!! por que nadie me aviso que era tan protagonista de un yaoi y ya me iba despejando dudas identitarias desde temprano
0 notes
Photo

Connectivity
...
A big thank you to my wonderful Wild Elemental Members! These are folks who have subscribed to my various platforms. Loonie Lummox ♥ Arcten / Wigran Ampurz Ashgar~ Skyican ♥ Limni Moose Calyo Jelly Prince Possum TLDragon Calder Naiser Artica Chocomage GoldenGriffiness UMSL Teras Micah Nightwolf Fernán T_Applesmith
#temrin#anthro#furry#sfw#WildElement Studios#comic#sequential art#doodle#sketck#emotions#gestures at the world#connectivity#supernote
2 notes
·
View notes