Photo

Büyüklerimizin mezarlarını ziyaret ettik adet olduğu üzere. Herkese iyi bayramlar. https://www.instagram.com/p/BySJmX_AWa5mQV8nJzkmI3JsAxcF_vkruRb4IU0/?igshid=1qzv22ba3lrt0
2 notes
·
View notes
Photo

SENLER GAZELİ bana bir odanı ayır, sen masumsun oteller ruh hırsızı, sen pansiyonsun. bana bir sahil bağışla, sen ırmaksın kara gövdem derin suda aklansın bana bir mes’el söyle, sen uslanmazsın gam bahçesi gözyaşımda saklansın bana bir boşluk gönder, sen zarfsın her mektubun içime bir çöl bıraksın bana bir şehir kur, sen salgınsın ruhu aşktan başka veba sarmasın bana bir sır bırak, sen aşksın kimsenin hevesinde gözüm kalmasın bana bir anne doğur, sen güzelsin bir heves çocuğum ol, ev üzülmesin bana bir şiir söyle, sen gazelsin.
Haydar Ergülen, Üzgün Kediler Gazeli s.28 “Senler Gazeli” Fotoğraf: Asgar Ferhadi’nin 2004 yapımı, “Shah-re Ziba” (Güzel Şehir) filminden, (Taraneh Alidoosti & Babak Ansari).
82 notes
·
View notes
Photo

#HurşitKülternerede
“Ey zencefilin yiğidi Suyun huysuzu Alına satıla eskitilen düş Irmağın toprağı delip çıkışı Ey bir gül”
Edip Cansever
173 notes
·
View notes
Text
Evlerinin enkazından ufak da olsa bir hatıra aradılar
Evlerinin enkazından ufak da olsa bir hatıra aradılar Yüksekova'da evleri yıkılan vatandaşlar ufak da olsa bir hatıra bulabilmek için son kez beton yığınları arasında dolaşıyor. Evleri yıkılan üniversiteli kız kardeşler evlerinin enkazından 1 kitap ve 2 fotoğraf dışında bir şey bulamadı. http://dlvr.it/Lm67mZ
2 notes
·
View notes
Audio
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
***
Şıraya bir cümle koydum.Bırak, acımızı birileri duysun.Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Şiir: Birhan Keskin
Seslendiren: dibekkk
82 notes
·
View notes
Text
Geçmiş Gibi Eksik üzerine bir yazı
Şiir; içsel yıkıntıların dışavurumudur. İnsan, bir bakıma iki sınıfa ayrılır: şair ve şair olmayanlar. Şairlik insan olma bilincini taşıyan ve yaşamın idrakine açılan kapıdan giren kişidir, bir nevi toplumsal kargaşa içerisinden kaçma isteğiyle topluma ve kendisine yabancılaşandır. O, çağının da bir bireyi değildir, çünkü şairin tekâmülü yabancılaşmasıyla kaimdir. Şair için Tekâmül, yorgunluğun; yorgunluk, susmanın ve susmak da çaresizliğin sebebidir. Buradan hareketle toplumsal aklın normları, şair için bertaraf edilmekte veya susmak zorunda olduklarını sanatsal bir zekâyla dışa vurma eğilimi ortaya çıkıyor. Pekâlâ, şair topluma bu denli yabancıyken neden şiir yazsın ki? İşte cevabı: Yazmak, zihinsel bir mastürbasyondur ve şairin toplumla ilişkileri dinamizmini yitirmiş olmasından dolayı topluma ve yaşama muhaliftir. Bundan dolayı içsel yıkıntıların sebep olduğu sancıları dışa vurarak rahatlar ki; şairlik bir yönüyle de yaşamı kangren haline getiren bir uğraştır. Kangren olmuş yaşamın sürdürülebilir olması ise; henüz son sözün söylenmemiş olmasından dolayıdır, çünkü şair insan olduğunun farkındalığına sahip olduğu için insanlığa son bir şeyler bırakmak ister. Sylvia Plath örneğin; son şiirini yazdıktan sonra yaşamına son verir ve ondan etkilenerek yaşamlarına son veren Anne Sexton ve Nilgün Marmara’nın neden gencecik yaşlarında intihar ettiklerini düşündüğümüzde şu sonuca varıyoruz: Şair, şiirin tahakkümü altındadır ve son söz söylendikten sonra yaşamın her anı tahammül edilemez bir hal alır. Bir yönüyle şairlik, hiç kimsenin algılayamadıklarını algılamaktır ve bu algı kuvveti onu doğal olarak yabancılaştırarak kendi derinliğinde dervişane bir yaşam sürmesine sebep olur. Bu etkileri okura aktarabilen şairlerin az oluşundan dolayı elinde gündüz vakti fenerle insan arayan Diyojen gibi bu şairlerin peşine düşelim. Belki de bulduklarımız bulamadıklarımıza giden yolun rehberleridir. Örneğin; Şahin Altuner... Şahin Altuner’in Yasakmeyve Yayınları’ndan çıkan Geçmiş Gibi Eksik isimli ilk şiir kitabı Yasakmeyve, Yokuş Yol’a ve Har gibi dergilerde yayımlanan şiirlerinden oluşuyor. “Zamanla kalan” ve “Hasar raporu” şeklinde iki başlık adı altında toplamda 26 şiir yer alıyor. Şahin Altuner’in üslubu ve şiire olan hâkimiyeti sayesinde; sanatsal bir zekâyla yaşanan acılara ve katliamlara karşı her cümlesi bir çağrı niteliğinde ki; bu çağrı duyarlılık ve vicdan çağrısı... Genç bir avukat olan Altuner, kitabını Tahir Elçiye ve babasına ithaf ederken şu cümlesi hüznün ve öfkenin dinamizmine vurgu yapıyor âdeta: “Babam Mücahit Altuner’in ve kayıp kuşağımın kahramanlarının aziz hatıralarına, mazlumların avukatları adına Sn. Tahir Elçiye...” “göğe açılan kapılarda çoğalır belki size söylesem var mı ki kulağınızda duymanın cesareti, işte birileri daha öldü siz yaşarken, biliyorum kâğıtlara sığmıyor o çocukların cesedi” Toplumsal duyarsızlığın ve vicdanî körelmenin yaşandığı bu dönemde, üstelik toplumun dönüşümünü sağlayacak aydınların, güçlü olanın yanında durmaları bir şuursuzluk örneğidir ki; Şahin Altuner, sanatçı kimliğinin verdiği bilinç ve şuurla Geçmiş Gibi Eksik isimli şiir kitabında okura farkındalık aşılıyor ve alışılmış algıların dışından çağrısını yineliyor: duyarlılık ve vicdan... Salih Ağbalık
1 note
·
View note
Link
Leyla Mihrinaz Engin "geçmiş gibi eksik" ile ilgili yazdı. Emeğine sağlık.
1 note
·
View note
Link
1 note
·
View note
Photo
Ben şimdi saçlarımı kestirsem ne olur Çünkü Bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur

herkes annesi sanır bir kısır yalnızlığı oysa herkesin annesi aslında bir baruttur
Turgut Uyar
Görsel : Kurdish Mother
102 notes
·
View notes
Photo

soğuk olur anneciğim.. soğuktur beklemek soğuktur kör umut biriktirmek sağır beyinlerde yeni yükünü yıkmaya benzemez ama en az senden eksilen kanlar kadar kutsal ve yardan, yarenden yoksun, öylece, birbaşına, sebepli bir intihar sebepli bir koyverip kendini, arkadan geleceklere.. yani anneciğim soğuk olur dizinden uzak her yer ölüler..
Selim Temo
Görsel : Kurdish Mother
103 notes
·
View notes
Photo

bütün normal insanlar aşağı yukarı, sevdikleri kimselerin ölümünü az çok istemişlerdir.
Albert Camus - Yabancı Görsel : Letizia Battaglia - Dead man lying on a garage ramp (1977)
153 notes
·
View notes