Tumgik
hayallerartikbensiz · 3 years
Photo
Tumblr media
232 notes · View notes
hayallerartikbensiz · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Salon of Venus, Palace of Versailles
2K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 3 years
Text
Yıllardır sevdiğim, ama bir türlü onu sevdiğimi belirtemediğim bir kız vardı. Ben onun hakkında herşeyi öğrenmiştim, ama o benim hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Varlığımdan haberi bile yoktu. En yakın arkadaşından, gittiği cafelere, içtiği içeceklere, hatta sevdiği müziklere kadar biliyordum. Kısa süreli bir ilişkisi olmuştu, ve sonrasında anlaşamadığı gerekçesiyle ayrılmıştı. En büyük sorunu insanlarla anlaşamıyor olmasıydı. Ve bu yüzden kimse ile, uzun süreli bir ilişki yaşayamamıştı. Bir gün cafede denk geldik bununla, sonra bir alışveriş merkezinde, sonra da bir konserde. Bir ara çarpıştık, gülümseyerek 'özür dilerim' dedi. Konuşamadım bile, dilim tutulmuştu. İlk defa bu kadar çaresiz hissettim kendimi. O da hiç istifini bozmadan gitti. Bir kaç hafta sonra, aynı cafede gördüm bunu. Yanıma kadar geldi ve oturabilirmiyim dedi, kafamı salladım. Söylenilen aksine, çok uyumlu bir kıza benziyordu. Oturdu ve; 'geçen gün konserde sana çarptığım için özür dilerim..' dedi. Önemi yok bile diyememiştim, gerçekten dilim tutulmuştu ve herkese bülbül gibi konuşan ben ona 2 kelime bile edememiştim. İşte tam o sırada, 'konuşsana be adam, dilinimi yuttun' dedi. İşte o anda farklı bir şey oldu, önümdeki adisyonun arkasına 'benim konuşmak gibi bir kusurum var, kusura bakma' yazdım. Bana öylece baktı, ama acıyan bir bakış değildi bu. Nasıl yani hiçmi? dedi. Hiç dercesine, bir kafa salladım. Seni öyle görünce, heyecandan konuşamadım, demek yerine böyle demek daha kolayıma gelmişti sanki. Nasıl oldu bu peki dedi, adisyonun arkasına gene bir şeyler yazdım. O soru soruyor, ben adisyonun arkasına yazıyordum. Bu durum onun içinde tuhaf olmuştu, beni farketmeyen o kız, benimle o gün hiç kimsenin ilgilenmediği kadar ilgilenmişti. 2 saat kadar beraber orada oturduk, sonra tekrar buluşmak için sözleştik. 3 gün sonra, aynı saatte aynı cafede buluşacaktık. Her şey iyi gidiyordu, ama tek sıkıntım ona yalan atmış olmamdı. Bunu ona bu sefer söyleyecektim, çıkıp karşısına 'seni aylardır tanıyorum, yediğin yemeklerden, çaya attığın 2 kesme şekere, dinlediğin müziğe, hatta gülünce çenende oluşan o çukura kadar her şeyi biliyorum, ama seni görünce dilim tutuldu iki kelime bile edemedim, sende dilinimi yuttun deyince, bu yalana sığındım' diyecektim ki, farklı bir şey oldu koca bir defter ve bir kalemle geldi oturduğum masaya ve kağıda 'nasılsın?' yazdı. Gülümsedim, 'iyiyim sen nasılsın?' yazdım. O kağıda bir çok şey yazdık, o an bu yalanı biraz daha sürdürmek istedim. Derken birbirimize zaman ayırmaya başladık, alışverişe gitmeye, sinemaya gitmeye, hatta hatta beraber konserlere gitmeye başladık. Beraber bir yerlerde yemek yiyor, gecenin bir saatinde dışarı çıkıyorduk. Tam 5 hafta olmuştu ki, ben ona, o da bana çok alışmıştı. İlk elimi tuttuğu an, alfabeyi tersten okuyacak düzeyde konuşabilecek, ona 'seni çok seviyorum' diyecek duruma geldim, ama bu durumun bozulmasından korktuğumdan gene sustum. Bir gün, kulenin oraya gelirmisin? diye mesaj attı telefonuma. Koşa koşa gittim hemen.. Kulenin oradaki banka oturmuş, ağlıyordu. Yanına gittim, el işareti ile 'ne oldu? ' dedim. Bana en cürretkar kelimelerini sarfetti, 'şu zamana kadar, kimseye duymadığım sevgiyi duydum sana. Hayatıma giren çoğu insanla, anlaşamıyoruz diye ayrıldık. Senin konuşamıyor olmak gibi bir kusuruna rağmen, seni çok iyi anladım. Sende beni çok iyi anladın. Aşk konuşmak değil, anlamakmış, anlaşmakmış meğer dedi.. Ve devam etti, 'keşke bir kere, bir kere bana seni çok seviyorum diyebilseydin, bunun için herşeyimi verebilirdim' dedi. İşte tam o anda, cep telefonumun mesaj kısmına 'sana bir şey söyleyeceğim, ama bana kızmayacaksın, söz'mü?' yazdım. Kafasını salladı, ben sana kızabilir miyim dercesine. Bütün desibel rekorlarını kırarcasına bir sesle, 'seni çok seviyorum' dedim. Bakakaldı bana, eliyle 'ne oluyor'? dercesine bir görüntüye girdi. 'Seni çok seviyorum, seni arkadaşlarınla gittiğin o cafeden tanıyorum, yediğin yemeklerden, çaya attığın 2 kesme şekere, dinlediğin müziğe, hatta gülünce çenende oluşan o çukura kadar herşeyi biliyordum, ama seni görünce dilim tutuldu iki kelime bile edemedim, sende dilinimi yuttun deyince, bi anda bu yalana sığınmak zorunda kaldım, kusura bakma dedim' O kusura baktı, bende yoluma.. Aşk, susmakmış. O an anladım..
Alıntı
21K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 3 years
Text
“Aklımda biri var. Gitsede bitmeyen.”
— (via sadistbiradam)
11K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 3 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
171K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media
1K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Photo
Tumblr media
161K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Text
Anlatamadığım şeyler var, anlatmam da. Eğer anlatırsam, ağlayacağım.
3K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Text
aşırı kıskanç ve gereksiz sahiplenici biriyim allah benim belamı böyle vermiş işte
485 notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Text
hayır yani neden özlememiş gibi davranıyorsun ki
2K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Photo
Tumblr media
1K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Photo
Tumblr media
2K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Text
Hiç mi demedin içinden, “ona da yazık” diye..
17K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
66K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Text
not ok but ok
69K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 4 years
Quote
Fiziksel bir darbe almadım ama ruhsal açıdan çöktüm.
(via uykuhuzurverir)
4K notes · View notes
hayallerartikbensiz · 5 years
Text
ifade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde, sanki her şey başka türlü olabilirdi.
3K notes · View notes