karibyolcu

[karibyolcu]

Merhaba,

Karibyolcu hesabımı burada sonlandırmak istiyorum. Zirvede değil öylece ortada, hep kaldığı bir yerde. Burası kocaman bir meydan gibi, ben ise hep aynı gökyüzünü anlatmak istiyorum ve aynı simitçiyi övüyorum gibi hissediyorum. Ne bir ileri ne bir geri. Yazmak ya da anlatmak daha fazlasını istiyor, öğrenmeyi. Yazmaktan kendimi çekiyorum yani. Her neyse… Kapatmak değil arada bir müze gibi dönüp bakmak için kalacak burası. Bu meydanı, tanıdığım, tanıştığım herkesi sevdim. Bir kusurum olduysa affedin.

Güzel bir bahar günü. Tekrar dönersem eğer başka bir hesaptan dönerim…

Hoşçakalın.

25 Mart 2017

[karibyolcu]

Eskici Emin'le Medcezir :)Nerden geldiyse aklıma geliverdi. Dizi bittiğinden beridir tekrar dönüp izlememiştim. Ya bu sahneye çok gülmüştüm. Hala da gülüyorum. :) Ah ah seviyordum bu diziyi izlemeyi..

[karibyolcu]

Yazdığım yazıdan ürktüm. Gelişmekten bahsedip sonuna doğru sürekli bilmek istediğim bir sürü şey yazmışım.

İnsan nasıl oluyor da kaçtığını kovalıyorken buluyor kendini?

[karibyolcu]

Sıradaki parçamızı @sutlukahvetadinda ya armağan ediyoruz. Kırım'a gidiyoruz ve Ey Güzel Kırım diyoruz. Sağlıcakla kalın. Sevgiden ayrılmayın :)

[karibyolcu]

“Sen herkesi kör, kendini sersem mi sandın?” ya da “Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”

Belki.

[karibyolcu]

“Bugün de evde çalışıyım.”

diyerek dışarı çıkmadım, önce video izledim sonra gelen mesajlarla uzun süre ilgilendim sonra çorap çekmecemden bir çorap alacaktım kiiii ne oldu da ben burası dağılmış diye o çekmeceden başlayıp sonra yanındaki 3 çekmeceye geçtim ve hatta gardrobuma el atıp, kapı arkasını düzeltip ve hattanın da hattası giymediklerimi ayırdım bilmiyorum. Şimdi de mutfaktan kek aldım oturdum onu yiyorum. Allah sen büyüksün ya Rabbim. Ben çalışmak fiilini yanlış yorumladım galiba.

“Bugün de evde çalışıyım.”

[karibyolcu]

"Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.."

[karibyolcu]

Hüseyin Nihal Atsız şiiri ile 1979 yılındayım şu an..

[karibyolcu]

ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz kadının üstün olduğu ama mutlu olamadığı günlere geldim bunu bana öğretmediniz hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim bunu bana söylemediniz insanlar havada uçtu ama yerde öldüler bunu bana öğretmediniz kardeşim ibrahim bana mermer putları nasıl devireceğimi öğretmişti ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini nasıl sileceğimi öğretmediniz

Hızırla Kırk Saat/Sezai Karakoç

Şiir okumayı özlediğimi bu şiirin analizini yapan birinin yazısı karşıma çıkınca anladım. Yeşil sarıklı ulu hocalar diye akademiyi kastettiğinden bahsediyordu. Bir de akademi çok genel bir tabirmiş. Sadece okul hocası diye düşünmemeli galiba. Ve Hızır ile Hz.Musa arasındaki diyalog benim en az anlayabildiklerim arasındandır...

[karibyolcu]

Sonunda önceki bütün hikayelerin kahramanlarını bir araya getiren bir hikaye olan kitap var mı acaba? Çorba içerken böyle bir kitap aklıma geldi. Ama bilmiyorum var mı..

Bir de düşündüm hikayeyi. Hepsini uzun bir masada topladım. Belki de bir pansiyonun masası bu. Bilmem başka nasıl toplanır. Mahşer gibi birşey düşündüm önce. Yani bu kadar hikayenin bir araya geldiği bir yer. Ve herkes sadece kendi yaptıklarını mırıldanıp duracak. Masada herkes konuşacak ama kimse birbirini duymayacak. Sefiller ya da Suç ve Ceza'da böyle bir masa vardı. Hangisi hatırlayamadım. Ama herkesin bir hikayesi vardı ve bu hikayeleri sadece o masa birleştiriyordu...çorbam bitince düşünmeyi bıraktım sonra.

[karibyolcu]

Öyle büyük bir sırt çantam var ki dolmuşçu “abla çantanın parasını göndermedin” dese tuhaf karşılamam herhalde. Usul usul cebimden paramı çıkarıp “şurdan bir öğrenci gönderir misiniz?” derim. :)

Her neyse iyi şeyler olsun. İyi insanlar olalım. Önemli. Bir de zamanıma bereket, gözlerime güç, zihnime açıklık, kalbime aklık-paklık ya Rabbim. Amin.

[karibyolcu]

Güneşli sabahlara uyanmak sıcacık bir ekmek kadar güzel ve taze. Bir çocuk kadar neşeli ya da. Çocuk kadar cıvıl cıvıl. Günaydın.

[karibyolcu]

“Beni vur beni onlara verme, külüm al uzak yollara savur, dağılsın dağlara dağılsın, bu sevdamız ama sen ağlama dur..”

Sevgili uygulama, bir siz tehdit etmemiştiniz. Siz de mi Brütüs? Akşam akşam hiç olmadı bu ama neyse yine de iyisin. Evet biraz ihmal etmiş olasdfghj Aradığınız kişi şu anda bir başkasıyla görüşüyor lütfen hattan ayrılmayınız.

[karibyolcu]

Michael Stevens ile tanışın. Galiba izleyeli 5 gün oldu. Arkadaşlarımla A. neden rahat aile ortamı değil de yalnız ve zor bir hayatı seçti diye düşünürken aklıma izlediğim bu video geliyor. Ve daha başka ortamlarda da geliyor. Birden beynin nasıl çalıştığını ve neden bu kararı vermek istediğini düşünüyorum. En saçma yerlerde bile.

Böyle olunca da paylaşmak istedim. Gerçekten çok sevdim videoyu. Adam çılgının biri. Beynin sürekli bilgi almak istemesi veya sürekli bir şeyle uğraşmak, konuşmak istemesinin nedenini kendini denek yaparak ölçmeye çalıştı. Ayrıca altyazı seçenekleri de var. Bu kanal Mind Field serisine devam etmiş ama ücretli kısımda galiba devamı.

Bu videoda genel olarak bahsettiği şey: İnsan can sıkıntısı yerine kendine acı vermeyi bile tercih edebiliyormuş. Bu çok şaşırttı beni. Gerçekten.

[karibyolcu]

Bir tıp öğrencisine projesinde yardım etmek isterseniz bu videoyu izlemeniz yeterli :) Konu da güzel. Ben de tıp okusaydım kesin bir sürü hastalığı kendimde bulmaya başlardım. Bir de bir keresinde düşünmüştüm bu konuyu. Acaba bu kadar hastalığı bilip en ufak şeyden şüpheleniyor mu diye ama tıpçıların hepsi dışardan bakınca bu konuda rahatlarmış gibi görünüyordu.

Neyse uzattım, izlerseniz iyilik olur, güzel olur :)

[karibyolcu]

Ağrıyla uyandım. Resmen sol tarafım iptal. Meşhur yirmilik diş şeysi bana da uğradı. Sol kulak ve boğaza kadar vuruyor inanabiliyor musunuz. Ve yarın pazar. Dişçimizin verdiği gargarayı yaptım. Bir de ağrı kesici. Tık yok. Bu ne güçlü bir dişmiş. 20 yi geçeli çok oldu ama. Tamam ya tipime baksan 18 gösteriyorum hala. Diş de şaşırmıştır: “Ayol bir yanlışlık var kız yanlış mı geldik yoksa” :)) Dişimi konuşturarak kendimi eğliyorum. Nafile.

Dişin Arapça'da dişil isimlerden biri olduğunu biliyor muydunuz? Öğrendiniz işte. Ve şimdi de Yunus Işıkoğlu’na bağlanıyoruz:

“Yirmilik diş  Erken ayrılma benden  Ben  Yirmisekiz dişle yaşarken  Tam gençliğimde  Birden geliveriyorsun  Ve  Bana bir haller oluyor…”

Şiirden sonra bende durum leyla :)))

[karibyolcu]

Uyuyamadım. Uzuuuun zamandır girmediğim twitter hesabıma girdim. Biraz karıştırdım, özel olarak ne yazmış diye merak ettiklerime baktım. Sonra Mektebi Suffa'nın kapandığını öğrendim. Neden? Benim kafamda kocaman bir oluşum olan Mektebi Suffa meğer gönüllü insanlardan oluşan bir internet platformuymuş sadece. Açıkçası Nouman Ali Khan ile abone olduğum bir kanaldı. Paylaşımları çok iyiydi. Tercümeleri de öyle. Severek dinledim şimdiye kadar. Üzüldüm yani dostlar. Güzel olanı neden sarıp sarmalamıyoruz ki biz? Sorarım neden?