lebleb-i
lebleb-i
ASSUS DUPLEX
41 posts
olmadan olmuyor.
Don't wanna be here? Send us removal request.
lebleb-i · 5 years ago
Text
hiç kimsenin okumadığı bu blogda bile pek geveze olmamışım. ben kim olduğumu nerede kaybettim. yada ne zaman kaybedecek kadar oldum da kaybettiğimi sanıyorum. ben kimim ki kendimi kaybedeyim. binbir oluşla olup duruyorum. bu dünyada yaşayabilmek için herkese verilen bir tutam umursamazlığın, bir fiske bananeciliğin bende olmamasının sonuçları bunlar. 
ben maalesef ki onu sevdim. o işte benimdi ne yapayım. o ekrandaki kirpik başına düşen 3 piksel, o hava alanı gibi geniş alın, o güzel gözler, o saçma kulaklar, maalesef ki hepsi benimdi. ben de hiç beklememiştim böyle birini seveceğimi. kendimi hep başka tiplerle hayal etmiştim. ben bunu itiraf ediyorum işte burada böyle. o zehir gibi benim için. bu dünyada hem cennet hem cehennem oldu bana. canımı mengeneyle sıksa bile, yüzünü görünce unutuyordum herşeyi. neden bu benim başıma geldi. neden onu sevdim. belki o da beni sevdi. ne sevdi diyebiliyorum ne sevmedi. çünkü her halini gördüm. keşke bambaşka hayatlardan gelip bulsaydık birbirimizi. yada hiç tanışmasaydık keşke. bilmiyorum. sadece onu aşmış olmak istiyorum. kalbimin daha fazla kırılmasına halim yok, halim kalmadı. ne olur Allahım yardım et bana. ne olur.
0 notes
lebleb-i · 8 years ago
Text
her karşıyaka’dan dönüşte bir ayrı seviyorum.
Cam İle Taş
Kekeme özgürlüğünü seviyorum.  Susuşundaki hıncı seviyorum.  Kalbinde ürperen kışı seviyorum.  Ellerindeki bilge zamanı  denizi yağmurdan korumaya çalışan  çocukluğunu seviyorum.  Alnın masamızda dört mevsime ufuk  dudaklarında titreyen zamanı seviyorum.  Yürüyorsun ya kalabalık  dönüp bir daha bakıyor kendine  boyunda çiçeklenen yedi rengi seviyorum.  Her damlası ayrı bir hayat, ne bilsin yüzüne düşmeyen  gözlerindeki yaşı seviyorum.  Beni uzaklaştırmaya çalışırken aklından geçenleri seviyorum.  Kalbinden gövdene yürüyen utangaç karıncayı seviyorum.  Ses nasıl menevişleniyor susunca ağzında  ağzından gelecek her sevinci, her azabı seviyorum.  Gece ışıklarından topladığın o evler esrarını seviyorum.  Susmanın da bir dili var elbet  teri yastığına sızan rüyanı seviyorum.  Uyandığın sabahlardan başka bağım yok dünyayla  odalara ömür veren gövdeni seviyorum.
Yürümediğin sokaklar nasıl da göz göz  bekleyişteki o mucizeyi seviyorum.  Serçe parmağındaki lekedir yerim,kalabalığın uyumuna inat  hayalin gerçeğe değdiği yeri seviyorum.  Ölümdür en büyük zaman, bilmez takvim gezenler  bir iç çekişte yanan hayatı seviyorum.  Bizden büyük tanrısı yok yalnızlığın  Getirdiğin hevesi götürdüğün imkânı seviyorum.  Evlerdesin  Dışarılar hüzün  Eşyalar ayakta  Senden ayrılanı seviyorum  Sana kavuşanı seviyorum.  Uzun cümlelerle konuşuyor kalabalık  Bir sözcüğe sığdırdığın dünyayı seviyorum.  O gölgenin taş dibinde bir çürüme bilinci  Hükmüm yok bahçende diyorum  Üstüme elediğin şefkati seviyorum.  Dişlerinin arasında bir İshak Kuş'u  Eğiyorum ya başımı  Çaresizliğime tuttuğun aynayı seviyorum.  Bir gün bir kötü haber birimizden  Kalanın diline gelecek ilk sözü  Arayacağı ilk insanı  İlk gece yapacağı her şeyi seviyorum.                                                       Şükrü Erbaş
8 notes · View notes
lebleb-i · 8 years ago
Photo
Tumblr media
“Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.”  
Nilgün Marmara 
“Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir.”
Can Yücel 
“Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.”
Furuğ Ferruhzad
“Bir durgun sudayız, konuşsak da / Kuş uçmuyor içimizdeki ormandan.”
Şükrü Erbaş
“Seni her özlediğimde bir tanem / Kuşlara bakıyorum.”
Behçet Necatigil
“Seni hep gökyüzünün önünde düşünüyorum.”
Süreyya Berfe 
“Hayat kısa, kuşlar uçuyor.”
Cemal Süreya 
“En geveze kuş ümittir. Kalbimizde hiç susmaz.”
Cenap Şahabeddiin 
“Ve kuşlarda kaderle uçar.”
Cahit Zarifoğlu 
‘‘Bir yastık arıyorum kuş seslerinden.“
İbrahim Tenekeci
’'Bir kuş kadar olamadım, iki kanat bulamadım.”
Haydar Ergülen
“Kuş yemi kadar yalnızdı.”
Turgut Uyar
“Kuşlar toplanmış göçüyorlar  Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Cemal Süreya
“Bir kadın değilsin, bir kişi bile değilsin. Bir kuş olsa mavilik derdi buna.”
Edip Cansever
“Ben ona dedim ki, bütün kuşlar tünedi. Göğsümdeki tek kanatsın.”
Şükrü Erbaş 
“Kuşlar ölürse yere düşerler, yere düşerler ve onları hep Zehra toplar.”
Ah Muhsin Ünlü 
“Sen hep gülerdin oysa, gülüverirdin. Bir bakardım eğilmiş su içiyor gamzelerinden kuşlar.”
Didem Madak
“Gider kim sular fesleğenleri? Kuşlar nereye sığınır akşam olunca?”
Ahmet Telli
“Soluğuma bir küçük kuş tünemiş. Seninse gölgen yıldız dolu gökyüzünden biçilmiş.”
Metin Altıok 
“Bir fırtına kuşunu sevmeliydim, seveceğime seni.”
Sylvia Plath 
“Çok canım sıkılıyor. Kuş vuralım istersen?
Ülkü Tamer  
’'Ah beni vursalar bir kuş yerine.”
Sezai Karakoç 
“Bir mavi vardı aklımda Koşup yakalayamadığım  Aklım artık kuş aklı Mavi bana çok uzak.”
Ali Lidar 
“Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.”  
Franz Kafka  
“Yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime.”
Haydar Ergülen 
“Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.”
Cemal Süreya
“Kuş olsun, insan olsun. Yalnızlık sevmeyi bilmeyenlerin icadı.”
Edip Cansever 
“Kuşlarını alıp gidiyor gök.”
İlhan Berk
“Seneler var ki, kuşlar gelmiyor.”
Sait Faik Abasıyanıık
“Bir kıyısız zamana kanat vuruyor. Üzerimde uçan bütün kuşlar.”
Şükrü Erbaş 
“Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm. Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan.”
Turgut Uyar 
“Uçan kuşlar konsun senin göğüne.”
Murathan Mungan
“Kuşlarımı koymak için, bir gök resmi bulamadım.”
Hilmi Yavuz 
“Kuş sürülerinden oluşmuş bir duvar  Hangi kuşu çeksem ölüyor avucumda.”
Edip Cansever
“Bir kuş uyandı, derinliklerinde kalbimin.”
Halil Cibran 
“Keşke susmanın muhabbet kuşu olsaydım.”
Didem Madak
2K notes · View notes
lebleb-i · 8 years ago
Quote
- pasaport'ta ikindi güneşine bakarak dedi - Allah'ım, maşallah, bu ne bitmez tükenmez bir enerji!
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Text
hayatımda kocaman bir mucizeye ihtiyacım var. 
annemle bambaşka insanlar olduğumuz anlaşılmıştır heralde artık. onun yada benim bu konuda endişelenmemize gerek kalmadı.
eğer bir mucize olmazsa, yani bu böyle sürerse, sanırım dayanamayacağım. 
yitik insanların hikayeleri nasıl da etkiliyor. hiçbirşey yokken durup dururken gözlerim doluyor. ama hi ç b irş e y nasıl yazılır biliyorsun haspam. 
bilmelere doyamadık.
allahım, bir mucize?
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Text
nobody loves no one.
o meşum saati geçtim. sonsuza dek uyumayabilirim artık. bir de tam güneşin doğma saatleri var. onu da atlatırsam kimse tutamaz beni. başka neler atlatmak lazım ya peki. bir tutam kararlılık için. bir fiske muvazene için. ‘i never dream that i meet somebody like you’. hata yapıyorum. hatalarım affedilmiyor. allahım beni dipsiz kuyulara düşmekten koru. düştüğüm kuyulardan al, çıkar beni.
https://www.youtube.com/watch?v=WtfHk2hSlqA
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Text
burayı görüp görmeyeceğinden emin değilim. ya da ne zaman göreceğinden. belki de kim olduğundan. ama bil istiyorum. pişmanım. kendime bir şans daha vermek istiyorum. bir tanecik hata yapma şansı. çok geç olmadan. seni de insan olarak görme şansı. birbirimizi eğitme, eritme, meyletme şansı. sivri uçlarımı ve uçlarını törpüleme şansı.
şimdi yolumu kessen ve tam önümde durup bana meramını anlatmak istediğini söylesen, 
tek bir söz bile söylemeye hakkım yok.
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Text
yom diye bir adam var. klarnet çalıyor. kalbim civarı bir yerleri oyuyor.
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Link
yaz akşamı mevsiminin gelmesine çok seviniyorum. bu dünyadan ne hatırlamak isterdin diye sorsalar pencereden hafif rüzgar giren küçük ışıklı turuncu koltuklu yaz akşamlarını derim. 
benim ellerim genelde soğuk olur. ama ayaklarım hep yanar.
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Photo
Tumblr media
içimdeki şefkati engelleyemiyorum. yönsüz şefkat doğru değil.
0 notes
lebleb-i · 9 years ago
Text
izmirde bir kış sonu gecesi sonu
arada kendime buraya ilk geldiğimde ne kadar üşüdüğümü hatırlatacağım. haftalarca ısıtamadım kendimi. ne zaman buraya gelsem üşüyorum. belki de ömrüm boyunca darmadağın olup olup döneceğim buraya. hüzünlü oldu ama acıma amaçlı değildi. kabullenmeye daha yakın, belki faydacı ve çözüm üretme amaçlı bile diyebiliriz. ama kesinlikle acıma değil.
sükuna erdiği vakit geceye andolsun. ne güzeldir sükuna eren ruh. demini bulduğu vakit gece. sonsuz gibidir. ardından gelecek gündüzden bile güzeldir. ayaklarının kendi kendine ısındığı andır. bir zamanlar üşümüş olduğunu bile unutursun. ne güzeldir tüm parçalarını topladığın, tüm hesaplarını verdiğin sessizlik. başka başka evlerde demini bulmuş geceler yaşadım. her defasında olgunluğuma ve sükunetime şaşarım. 
gün doğup oyun ve oyalanma başlayana kadar sükunet benimdir.
https://www.youtube.com/watch?v=4xFuXtjmmWQ&list=RDxr_DgBlHLiM&index=32
1 note · View note
lebleb-i · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Lev Gelderman
164 notes · View notes
lebleb-i · 10 years ago
Photo
Tumblr media
karnıma bıçakla-kanıyormuş da anlamıyormuşum gibi bir sıcaklık.
0 notes
lebleb-i · 10 years ago
Text
doğumgünü
hayat o kadar garip ki. anlamlandırmalardan vazgeçtikçe açılıyor, yeni anlamlar oluşturuyor. kafamdaki bir kalıbı kırıyorum, ve beni daha büyük bir kafese alıyorlar. sonrası yine sonsuz çöl. her kafes yeni çöller. hayatıma, en sonunda, toplu olarak baksam, farklı kotlardaki çöller göreceğim sanırım. her çölün arasında ancak dev bir zıplamayla aşılabilecek derin uçurumlar. daha kurak veya daha az kurak çöller.
0 notes
lebleb-i · 11 years ago
Text
ofis1
ben buraya gelirken bir tercih yaptım. şimdi bambaşka tercih konularını kendi tercihime yamamaya çalışmak niye? niye her tökezlediğinde bu alıp başını gitmek isteği? kendimden kaçamayacağımı anladım canım, sadece senin kadar mızmız değilim.
allah'ım ben saçma bir insan mıyım? beni yarattığına pişman mısın rabbim. senin bir bildiğin vardır da, ben niye böyle gereksiz bir insanım.
çok yalnızım allahım. içim çöküyor. içim içime çekiliyor. autocadle konuşulmuyor.
bir şey olmadıkça, hiç bir şey olmuyor. değişmek diye bir şey hiç mi yok acaba.
bir gün beni bunları yazarken.aynı şeyleri yazarken.zaman ve mekan değişmş ama yazdıklarım hiç değişmemişken.tüm kanım çekilmiş ve kuruyarak ölmüşüm.
yıllar geçtikçe değişen tek şey, kanımızın yavaş yavaş toprağa karıştığı.
3 notes · View notes
lebleb-i · 11 years ago
Text
güzel şarkı çalarken kapatıp gidemiyorum. karakterini yargılıyor ve aşağılıyor diye dostoyevskiye kızıyorum.soğanı közde pişince şekerli buluyor, ocakta pişince seviyorum.
saygılar
0 notes
lebleb-i · 11 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Jacques Tati launching into the construction of “Tativille” for his film PLAYTIME (1967).
2K notes · View notes