benden pek hoşlanmadığını düşündüğüm (oysa biz onunla ankaraya gitmiştik kolkola hem de. ünide birbirimizi görünce tanımıyor gibi yaptık çok ayıptı) birisi daha etkinliğe geliyormuş neyse gruba hemen geçenki etkinlik de çok iyiydi falan diye foto atmış tamam siz normalde de buluşuyorsunuz, sizsiziniz, kendine yer arama tamam, varsın zaten tamam..
Sanma sen gidince ben hep ağladımNe yas tuttum ne de kara bağladımBir gerçeği geç de olsa anladımKaderimdir dedim, üzülmedim ki, üzülmedim kiKaderimdir dedim, üzülmedim ki, üzülmedim ki, üzülmedim kiKaderimdir dedim, üzülmedim ki
Aşk gülümü sulamadan kuruttunBen gönlümü sazım ile avuttumAşk gülümü sulamadan kuruttunBen gönlümü sazım ile avuttumİnan ki ismini bile unuttumKaderimdir dedim,…
Seni çok seven bir kadın vardi onu hiç unutma çünkü o seni o kadar çok seviyordu ki ona kötü davrandığın da tüm geçe ağlıyordu ve ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu onun kalbini kırdın yine seni affetti yine senin yanında oldu biliyormusun üstündeki kıyafeti ya da giydiğin ayakabinin aynısını bulabilirsin ama bir daha asla seni böyle sevebilecek birini bulamayacaksin..l
yağmurun henüz yıkayıp tertemiz yaptığı ıslak eriklerden yedim. güneş biraz göründü, sonra bulutların arkasında kaybolunca soğuk oldu, bir hırka daha giyip uykum açılsın diye kahve yaptım. dağın az önce yeşilken birdenbire kararmasından korktum. bir ölüye ya da gaddar bir yüze benziyor diye düşündüm, belki de ölü ve gaddar bir yüze. -o kadar güzel olduğum için (mi)- yağmur başladı, yaprakları sık fındık ağacının altına oturdum. evden çıkarken şemsiye almayı unuttuğuma üzülmedim, dopdağal şemsiyeler güzelim ağaçlar her zaman var. iyi ki. nerdeyse hiç ıslanmadım. yağmuru izlerken şarkı açıp sesini bastırmak istemedim, kendim yağmurlu bi şarkı söyledim. o usul usul yağarken ben ona bakıp usul usul düşündüm. edip bey çok yakışır bu havalara, biraz onu okudum. "iki düş arasında beklenti." kundera'yı ve bana gösterdiklerini, yol açtığı düşünceleri tekrar sevdim. birlikte onun karakterleri gibi derinlikli ve içsel konuşmalar yapabileceğim biri, birileri olsun istedim tekrar. yağmur durdu, tekrar başladı. şimşeklerin gümbürtüsünü içimde hissettim. ıslanmaya başlarken hızlı hızlı biraz etrafı çiziktirdim, baharın son günü yazdım tarih olarak -bi gün daha varmış ama olsun-. her sene aynı yerde benzer yağmurlu bi gün yaşıyorum. bugünün de ruhu böyleydi.
Annem aradı ve diyor ki, "Seni özledim, rüyamda sana sarılıyordum neredesin, iyi misin?"
-insanların sevgisini kabul etmek her zaman zorladı beni. Sevgi sorumluluktu. Ağırlıktı kalbime. Bir tarafım var, sevginin hasta ettiği. Hayatımda 1,2 kişi vardır yada yoktur sevgisinin bana iyi hissettirdiği...
Dikenli balon balığı gibiyim. Her an şişip batabiliyorum birine. Tek fark birine batan bir dikenim varsa içeriden bana da battı hep. Hiç üzdüğümden az üzülmedim. Minik de olsa bana batanlar hic kapanmıyor.
Düşündüm, asıl sebebi nedir diye de;
Hayata küsmüşüm galiba. Yada küstürmüşler beni. Her şeyi de kendime yıkmayayım.
Velhasıl; ben beni hayata bağlayan şeylere batıp, kanatır olmuşum. İtmişim, kakmışım.
Sevgi bile almak istememişim ki hiç bir zaman borçlu hissetmeyeyim, kalmayayım.
sen hatırlıyor musun, sen bana dokunmayalı kaç mevsim geçti. ben senden vazgeçtim, umudumu söndürdüm. önüme bakmaya çalıştım. önüme çıksan hiç ilerleyemezdim. bir gün trafikte arabanı gördüm. inan ki beynimden vuruldum.
istediğiyle gezsin, el ele gezmesin dedim. sonra bir şeyler duydum, bir şeyler gördüm. bugün inanılmaz normal bir günün gecesinde el ele fotoğrafını gördüm.
bunu da gördüm. en acıdığı zamanlarda hiçbir şey hissetmezsin ya. kızmadım bu defa, üzülmedim. oturdum salonda. kahvemi yudumladım. sevdiğim adamı başkasını severken de gördüm.
Hiç üzülmedim diyemem. Çünkü çok üzüldüm, çok canım yandı, çok ağladım... Çok kötü günlerdi... ama geldi, geçti ve bitti.. Ne kadar hatırladığım da beni ağlatsa da bitti, ama yine de ben o kötü günlere ve her şeye rağmen çok teşekkür ederim. Yaşattığınız o acılar beni o kadar güçlü bir insan yaptı ki... hayata karşı tecrübe kazandım, büyüdüm, öğrendim, hayata tutundum... yaşadığım her şeye rağmen direndim ve bu savaşı galip geldim..
Dün saçma bir konum içinde buldum kendimi aldırış etmedim. Susmanın asaletine ve Rabbimin adaletine inanırım. Ama konu bugün öyle bana kaldı ki üzülmedim desem yalan olur. "Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim." Kalbi kâra insanlardan Allah uzak etsin 🌸
üniversitem bittiği gibi çalışmaya başladım, liseden beri de yaz kış demeden tatillerim stajlarda geçti günlerce evde kaldığım bir dönem hiç olmadı. istanbul’da evde kalınca kendimi çok sağlıklı hissettim aslında belki de sakarya’ya git gellerin beni yorduğu için işten çıkma konusunu hiç derinleştirmedim hatta üzülmedim, iyi kazanıyordum ve çok rahat çalışmama rağmen. çok şükür maddi olarak zorlanmadık hiç, eşim maaşını düşünmeden bana yolladı. hiç para istememe fırsat vermedi bile. dediğim gibi kendimi de tanıdığım bir yol bu. bazen hastane veya revir anılarımı anlatıyorum eşime o kadar uzak ama o kadar özlem doluyum ki, her ne kadar kadar insanları sevmesem de işimi çok özlüyorum. evde kalmak dilediğin gibi gezmek bir şeyler yapmak eşimle sevdiklerimle kendimle zaman geçirmek çok güzel ama bir yere kadar gerçekten. para kazanmaktan bağımsız işim için hazırlanıp (1 buçuk litre su alıp üzerine etiketle adımı yazmak, nöbet meyvelerini yiyeceklerini içeceklerini hazırlamak) evden çıkmayı özledim. hastane ortamlarındaki arkadaşlıkları ne kadar sevmesem de başka insanlarla diyalog kurmayı da özledim. dilerim gönlümdeki gibi bir yerde ve çok iyi insanlarla çalışırım.