Tumgik
#ülkücülük
fk595980 · 1 year
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
tungaeralp · 1 year
Text
Başbuğ'a - Sen Gidince
Selâm sana Türk’ün şanlı Başbuğ’u,Senden sonra tufan oldu yurdumda,Zirveye dikmiştin kurt başlı tuğu,Dağın yerle yeksan oldu yurdumda. Türk yıldızı göğe ağmıştı senle,Ceddimize rahmet yağmıştı senle,Üstümüze güneş çağmıştı senle,Şimdi hepsi noksan oldu yurdumda. Türedi bir sürü elleri uzun,Çoğu resmen bayrak tutanı yozun,Toplum pençesinde esir uyuzun,Milli servet talan oldu yurdumda. Sen…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
kimmkitsuragi · 1 year
Text
insanlar ciddi ciddi iyip övüyor olamazlar. tamam cehapeye sövelim bence de ama kardeşim neden cehapenin alternatifi iyip gibi konuşuyorsunuz
iyip kayda değer ne yaptı ki yani imdat
0 notes
urhuyum · 2 years
Text
Bugün ülkücü bıyıklı bir ülkücüye (ki kendisi Ülkücülük kulübü başkanı falanmış yani o kadar Ülkücü) "ben de bıyık bırakmak istiyorum ancak sevgilim izin vermiyor" dedim
4 notes · View notes
erol25030 · 3 months
Video
youtube
KARDEŞ KAVGASI #ülkücülük #ülkücü #komünizm #solcu #atatürk
0 notes
haytaogluyunus · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ ŞEHİT FERHAT TÜYSÜZ
ŞEHİT OLDUĞU TARİH: 08 ARALIK 1995
ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: ANKARA
DOĞDUĞU YER: GİRESUN-GÖRELE İLÇESİ- ÇAVUŞLU KÖYÜ
33 yaşındaydı. Evli ve çocuğu vardı. Ailece İstanbul Örnektepe´de Etibank Caddesi´nde oturuyorlardı. Babasına ait kahvede çalışıyordu.. Çok genç yaşta TÜRK MİLLİYETÇİSİ Ülkücülük saflarına katıldı. 16 yaşında soğuk duvarlarla tanıştı. Hapishaneler, işkenceler onu yıldırmadı. 12 Eyül 1980 ihtilalinde idamla yargılandı. En acımasız işkenceler üzerinde denendi. O işkencelerin etkileri üzerinde kaldı hastalandı. Şartlı tahliye ile özgürlüğüne kavuştu.. özgürlük denebilirse..
İşkencelerden dolayı yakalandığı hastalıktan kurtulamadı. Hakka yürüdü.
ÜLKÜDAŞIMIZA ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM
0 notes
pateralba · 11 months
Text
Tumblr media
YURTSEVER ENTERNASYONALİZM
Yurtseverliğin milliyetçiliğe kılıf olduğunu ve enternasyonalizmle çeliştiğini iddia ediyorlar, oysa enternasyonalist olmak yurt ölçeğindeki mücadelelerde kavgayı göğüslemeyi öngerektiriyor. Yani komünist olmak zaten hem yurtsever hem de enternasyonalist olmaktır. Bilimsel sosyalizm dediğinizde, komünizm dediğinizde enternasyonalizmi dıştalayamaz ve enternasyonalist olduğunuzda da her şeyden önce bulunduğunuz yurt ölçeğindeki mücadeleye omuz vermeniz gerektiğini gözardı edemezsiniz. Bu iki norm da bilimsel sosyalizm biraz olsun incelendiğinde kolaylıkla farkedilebilir normlardır. Burada kavram oyunu yok ama yine de ısrarla bize "yurtsever enternasyonalizm" tanımı yaptırılıyor. Yurtseverlik, bize sırf burası olduğu için ve sırf biz olduğumuz için değer vermiyor. Yurt olarak ortak politik iradeyle oluşan toplumsal birliğimize ve bu birliği eşitlik ve özgürlük temelinde kurma erdemine değer veriyor. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Yurtseverlik enternasyonal olmadığında yurtseverlik olmuyor ve bu yurtseverlik değil yerlicilik olduğunda kolaylıkla azınlık ya da göçmen düşmanlığına dönüştürülebiliyor. Oysa basitçe düşmanca ülkücülük değil de sağlam bir karakter temeli olarak yurtsever enternasyonalizm odağına sevgiyi alır. Yani başka bir yurda giderseniz, orada da yurtsever oluyorsunuz. İnsanın yaşadığı ülkeye olan sevgisi doğal olarak ülkenin geleceğine özel bir ilgi göstermesine sebep oluyor. Hatta kimileri kendi yararını düşünürken, kimileri de yurtseverliğin etkisiyle bulunduğu topraklar için canını bile feda edebiliyor. İşte erdem olarak sözünü ettiğimiz şey de tam olarak yurt genelinde bu toplumsal birliği kişisel çıkarların önünde tutmaktır. Burada yurt herhangi bir kelimenin mecaz anlamlısı değildir ve ne kadar yurttaş varsa hepsini ilgilendiriyor. Daha önce bir başka yazımızda söz ettiğimiz gibi milliyetçilik ise hayal ürünü bir aidiyet gerektiriyor. Yurtseverlik, sevgiye dayanan anti-emperyalist bir düşünce biçimiyken, milliyetçilik rekabete dayanıyor. Yurtsever, vatanının ekonomik kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı ve olgulara emekçilerin çıkarları açısından yaklaştığından, milliyetler arasında bir eşitsizliği de kabul etmiyor. Yine milliyetçilik özelleştirmeci, baskıcı, yayılmacı, saldırgan ve yurda yabancıyken, yurtseverlik savunmacı ve özgürlükçüdür. Yurtseverlik yurttaşların hepsine yöneliyor ve bu yönüyle bütünleştiricidir. Oysa milliyetçilik üstünlükçüdür ve asimilasyon dediğimiz aynılaştırma çabası sonucunda insan ayırıyor, zor kullanarak bölücü görev üstleniyor. Yurseverlik ise birlikte yaşama koşullarındaki zorlukları aşmak için yurttaşların hangi etnik kökenden geldiklerine, uluslarına bakmadan görev alarak hareket ediyor. Yurtseverseniz emeğe verilen değer odaklı halk sevgisi taşımanızın yanında yurdun bağımsızlığının biricik yolunu da sosyalizmde buluyorsunuz ve anti-emperyalist, anti kapitalist, anti faşist olmanız kaçınılmaz oluyor. Bu bağlamda yurtseverlik yalnızca ezilen ulusla dayanışma içinde kalmıyor, aynı zamanda kitle bağlarını tüm yurttaşlar için güvenilir hale getiriyor. Yurtseverlik kimlik mücadelesi ve toprak sevgisi değildir, çünkü odağına ulusu değil sınıfı alıyor. Yurtsever değişim için mücadele ederken, milliyetçi değişime karşı direniyor.
En basit haliyle yurtseverlik bulunduğun yurt için mücadele etmek, geliştirdiğin ve ilerlemesi için çabaladığın yurdu sevmektir. Ve milliyetçilik açıkça içi boşaltılmış kof bir vatan sevgisi iken, savaş zamanlarında da emperyalizmin amaçları doğrultusunda kukla devletler yaratmak için gereklidir. Yurtseverlik ise enternasyonal olarak sömürü çarkına çomak sokmaktadır. Ayrıca enternasyonalizmden söz edelim de buraya kadar anlatmış olduğumuz yurtseverliğin onunla olan ilişkisi daha rahat anlaşılsın ve komünistleri milliyetçilikle yaftalayan sözde sosyalistler de karşılarında kim olduğunu ya da görmek istiyorlarsa yanlarında olmasını istediklerinin kim olduğunu daha doğru anlasınlar.
Bu konuda çok kullanılan ve yurtseverlikle enternasyonalizmin arasına set çekiyor gibi görünen bir alıntıyla başlayalım. Marx "İşçi sınıfının vatanı yoktur" der ve tüm dünya işçilerinin birliğine gönderme yapar. Peki Marx sadece bunu mu söyledi. Bir bakalım. Tamamını okuyalım: "İşçilerin vatanı yoktur. Zaten onların olmayan bir şeyin, alınması da mümkün değil. Proletarya, önce siyasal iktidarı ele geçirmek, kendini yurt çapında sınıf düzeyine getirmek, kendini yurttaş yapmak durumunda olduğu için, kendisi de yurt çapındadır hâlâ, ama asla burjuva anlamda değil." Anlaşılan Marx’ın ifade ettiği şey pek de ilk alıntılandığı kadar değilmiş.
Enternasyonalizm burjuva kozmopolitizmiyle karıştırıldığı için, sadece birilerini desteklemek sanıldığı için aslında ne olduğuna değinmemiz ayrıca bir önem taşıyor. Farklı ulusların küresel dayanışması proleter enternasyonalizmin önemli bir bileşeni olsa da proleter enternasyonalizm dayanışma sorununa indirgenemez. Küresel bir sınıf olan proletarya koordinasyon komiteleriyle yetinemez ve dünya partisine (komintern) ihtiyaç duyar. Ama ne zaman ihtiyaç duyar buna biraz sonra değineceğiz.
Enternasyonalizm, daha açık olarak proletarya enternasyonalizmi, proletryanın çıkarları için yurt çapında ve küresel politika geliştirmektir. Bu politikalarla yurtiçi ve yurtdışında halkla ve sınıfla kitle bağları kurulur. Bu bir ilkedir. Dünyanın hemen her yerinde işçiler sömürülmektedir. İşçi hangi ulustan olursa olsun üretim araçları yanında mülksüzdür. Ve sermaye sınır tanımayarak en kanlı savaşların ortasında el sıkışıp alışveriş yapabilir. Sınırlar işçileri bölmek ve sömürmek için vardır. Bu durumda enternasyonalizm dünya devrim sürecinin kilit noktalarını aşıp kavrarken üzerinde bulunulan yurtta gereğini yapabilme yeteneğidir. Yani "küresel toplum yaratacağız" derken yurtseverliği önemsemezlik yapılamaz. Komünist olmak, dolayısıyla enternasyonalist olmak, yurt çapında bir sınıf mücadelesini sahiplenmeyi gerekli kılıyor. Bilimsel sosyalizmin, komünizmin enternasyonalist özelliği yurt çapında bir sınıf mücadelesini öngörerek dayatır. Kendi savaşım alanımızda elde ettiğimiz her yeni cephe, küresel sınıf mücadelesine eklenir. Yani enternasyonalizm, yurt çapındaki sınıf mücadelesinin karşıtı olarak görülemez. İşçi sınıfının iktidarda olduğu ya da cephe açtığı her yerle dayanışmak, enternasyonalizmin ölçütü, komünist partilerin en üst enternasyonal görevidir.
Yurtseverliğimiz, bizde, burjuvazi ile işbirliği yapmaya neden olmuyor. Ayrıca dünya komünist hareketinin tüm unsurları, her yurttaki karar merkezleri, dünya devrimi sürecinde yeni bir kominterne ihtiyaç duyulduğunda, yani dünya devrimi kapitalizme darbeler vuracak kadar güçlendiği zamana kadar ortak sorumluluklarını özgür iradeleriyle yerine getireceklerdir.
1 note · View note
necaattin58blog · 1 year
Text
"ÜLKÜCÜLÜK" diyorduk değil mi!.. 😥😪 Buyurun ÜLKÜCÜLÜK"...
“Önce seni assınlar Selçuk, sen bana dayanamazsın.” Ülküdaşlık hukukunun kardeşlikten öte olduğunu yaşantıları ile bizlere aktaran Ülkücü Şehitlerimiz #HalilEsendağ  ve 
#SelçukDuracık’a 
şehadetlerinin yıl dönümünde rahmet olsun.
Tumblr media
1 note · View note
turkudostu61 · 2 years
Text
Ülkücülük MHP'de olur diyen Devlet Bahçeli MHP'ye gittim yoktunuz, sordum; onlar, AKP'ye taşındı dediler.!!!
0 notes
sebperest · 3 years
Text
Tumblr media
Evet, elhamdülillah, bir kitabın daha sonuna geldim: Devlet-Ocak-Dergâh: 12 Eylül'den 1990'lara Ülkücü Hareket, Tanıl Bora-Kemal Can, İletişim Yayınları. Başlarken söyleyeyim: Bu kitapla tanışmaktan memnun oldum. Bilmediğim birçok şey öğrendim. Bazı flûluklar belirginleşti. Eser öncelikle solcular açısından bir 'özeleştiri'yi dilegetiriyor. "Ülkücülüğü Avrupa'dan işitilen/tanınan faşizme eşitleyerek eleştirme kolaycılığı." Elbette bu kolaycılığın sahada sonuç aldırmadığı üzerinden de 'yerel tahlil eksikliğine' atıf yapılıyor. İlk adım burası. Bu adımdan sonraki ikinci adım Türkeş'in tekrar Türkiye'ye dönüp bir-iki sene içinde Türkçü hareketin 'sorgulanmaz başbuğu' haline gelişini anlatıyor. Süreç çok ilginç gerçekten. Çok da soru işareti var. Ama ülkücülüğün halka yayılmasında bir eşik olduğu da muhakkak. Hatta şunu da bir başka enteresanlık olarak nakledelim: Türkeş Türkiye'ye ilk geldiğinde AP'ye girmek istiyor. Ancak darbedeki rolünden dolayı elbette böyle birşey mümkün değil. Menderes'in acısı henüz çok taze. Orada siyaset yapmasına alan açılmayınca CKMP'ye yöneliyor. Bundan sonra 12 Eylül en büyük kırılma. Ülkücülere yaşattığı duygu durumu anlatmaya ancak kitaptaki kadar bir bölüm gerekir. En büyük etkisi Yazıcıoğlu liderliğindeki Türk-İslam Ülkücüleri ile Türkeş'e bağlı Klasik Ülkücüler arasındaki renk ayrımı. Giderek açılan açı. Uzatmayayım. Bugün, bırakın solcuları, bence ülkücüler bile kendi hareketlerinin bu kitapta anlatılan detaylarını, değişimlerini, eşiklerini bilmezler. Hareketteki dönüşümleri, çelişkileri, tartışmaları tanımazlar. Hatta ülkücülüğü İslamcı kanattan eleştiren bizler bile bilmeyiz.
1 note · View note
fk595980 · 1 year
Text
Tumblr media
1 note · View note
tungaeralp · 1 year
Text
Ülkücüyüm
Anlayana... #TürkiyemUmudunOlsun #HŞTİTGTT
Ülkücüyüm,Türk’ün güven limanı ve son iskelesiyim,Ahlâkta Tanrı Dağı, imanda gök burcu,Savaşta sığınağı, barışta kalesiyim,Türk’üm, Türk evladına namustur vatan borcu. Ülkücüyüm,İçim de bir dışım da,Özü doğru, sözü doğru merdoğlu,Çok belalar dolansa da başımda,Türk’üm, zorluklardan yılmaz Türkoğlu. Ülkücüyüm,Özüm Türk, sözüm Türkçe,En güzel türküler çağlar dilimde,Ceddimden yadigâr öz sesim…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
tp-siyaset · 4 years
Link
Kendinizi -artık maalesef birçok fraksiyona, gruba, partiye ayrılmış olan- Türk milliyetçiliğinin neresinde görüyor olursanız olun, ben Türk milliyetçiliğini bir bütün olarak ele alarak konuşuyorum. Yani "ama ben onlar gibi değilim" demek kâr etmiyor. Zira bana göre benim milliyetçiliğim de çok farklı ama bu durum Türk milliyetçiliği denildiğinde ortaya çıkan büyük yapının kötüye gidişini engellemeye yetmiyor.
Peki bu kötüye gidişin öne çıkan unsurları neler? Elbette birçok sebebi ve birçok göstergesi vardır ama ben kendimce daha önemli bulduklarımı, biraz da özetleyerek paylaşayım. Bunu yaparken fraksiyon ayrımı yapmadığımı belirteyim ama tabii ki sayıca ve etki alanı bakımından Ülkücü Hareket ilk sırada olduğu için işaret edilen yer de genelde orası olacaktır.
Kötüye gidiş deyince son yılları kastediyorum sanılabilir ama Türk milliyetçiliğinde geçmişten gelen sorunlar da mevcut aslında. Zor olacak ama maddelendirirsem az ve öz olarak ifade etmiş olacağım. Selim Uysal ___ Devamını okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note · View note
tomyrishatun · 5 years
Text
Ölür ise ten ölür canlar ölesi değil.
117 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Bürküt Ata Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kartal Tanrıdır. Burkut (Merküt, Markut, Mörküt, Börkit, Börköt, Bürgid) Ata olarak da anılır. Moğollar ise Bürgüd Ece veya Bürged Ecege derler. Ayrıca Kartal Ata ve Sakalarda Hotoy Ete olarak da bilinir. Güneş’in sembolüdür. Yeniden doğuşu, ebedi yaşamı, ölümsüzlüğü, güneşin doğuşunu simgeler. Ateşi, sıcaklığı ve hasat mevsimini çağrıştırır. Kartal’a bazı Türk kavimlerinde Güneş Kuşu denir. Merküt kabilesi kara bir kartaldan, Yurtas kabilesi ise beyaz bir kartaldan türemiştir. Macar krallarının soyu da bir kartala (veya doğana) kadar uzanır. İlk Macar kralının annesi bir doğandan hamile kalmıştır. Macar kralının annesi hamile değilken rüyasında bir doğan görmüş, sonra bu kuş etrafında uçarak dokuz defa dolanmış ve sonra da rahmine girmiş. Bir süre sonra da hamile kaldığını anlamış. Çocuğun doğumunda ise sıra dışı olaylar yaşanmış. Bir Kırgız boyunun anası da yine gece rüyasında çadırına gelen bir doğan görmüş ve bu kuş karnına girmiş. Kadın bir süre sonra hamile kalmış. Başka bir söylence de Kartal Ata yeryüzüne inerek bir kadınla birleşir ve çocuğu olur. Doğan çocuk yeryüzünün ilk ve en büyük şamanı olur. Kartalın bunu yapmasının sebebi kendi dilini anlayacak bir insan evlada sahip olmakmış. Bürküt ölümsüzlüğü simgeler. Yağmurlar yağdırabilme gücüne sahiptir. Bolluğu ve bereketi temsil eder. Buryat kağanının karısının bir kartalla girdiği ilişki sonucu şaman olduğu anlatılır. Bu kuş türü aynı zamanda görünmez alemle olan bağlantıyı temsil eden bir ruh olarak da görülür. Şamanlar onun yardımına başvurur. Karakuş bazen yiğitleri bütün olarak yutar ve onlarda onun karnından tekrar sağ olarak çıkmanın bir yolunu bulurlar. Anadoluda aşıklar ancak kendilerine bir kuş kılığına giren Cebrail veya Mikail’in rüyalarında görünmesiyle birlikte aşıklık vasfını kazanırlar. #türk #türkiye #türklük #türkçülük #milliyetçilik #alperen #turan #bozkurt #ülkü #ülkücü #ötüken #başbuğ #atsız #mitoloji #tarih #ülküocakları #ülkücülük #türkiyecumhuriyeti #turkey #turkiye #turkey🇹🇷 #turki #turkiyem #türkiyem🇹🇷 #alparslantürkeş #muhsinyazıcıoğlu https://www.instagram.com/p/B6L7ntIlXko/?igshid=1478pud2s9ito
2 notes · View notes
tahtapod · 5 years
Link
Bizlerin Türklük ile aşkı böyleydi bir zamanlar. Leyla deyince TÜRKLÜK ve TÜRKÇÜLÜK gelirdi aklımıza.
Aldırmazdık başımıza gelenlere bu sevda da. "Olsun" kutsal davada çekilen çile de kutsal dedik. ÜLKÜDAŞLIK denildiği zaman öz kardeşlikten önce düşündük.
Sahi ne oldu bize?
Ne oldu da siyasetin kör kuyusunda çırpınmaya ve ülküdaşlık hukukunu yok saymaya başladık?
1 note · View note