#Küçükçekmece Kürt

[harbohart2]

It is fairly essential that you take great remedy of your eyes, buying the very best suggestions to do so is critical. If you are in search of excellent information pertinent to eye care, then you have appear to the suitable spot. Sustain wanting at for a beneficial guidebook to comprehension the most efficient methods to get care of your eyes.

The most effective guidance in eye care is to have widespread eye exams. Notably if you've attained the age of forty, your eyes want additional interest than at any time suitable in advance of. A wide range of ailments and illnesses, these as diabetic difficulties, can have a exceptionally damaging influence on eyesight. Regular exams will assure eye general health and fitness is secured. Under no circumstances smoke. You maybe at the moment know that there are a lot of important opportunity dangers linked to cigarette using tobacco. one of the significantly fewer-identified possible risks is creating Age-related Macular Degeneration(AMD). A lot of scientific scientific exams have revealed that the victims who did smoke finished up a whole lot substantially a lot more in all probability to establish AMD than people today who did not smoke. Just a further more purpose not to get started out using tobacco cigarettes or to stop these days. If you are in the sector for a new pair of glasses, you can typically uncover reasonably priced but classy frames on the world-wide-web. Some places even current a pair no expense or discounted if you are a new shopper. All you have to have is your vision acuity wide variety that you obtain from getting an eye assessment carried out. Steer clear of repeated eye strain, for the extensive-expression wellbeing of your eyes. Even though the occasional squinting just isn't seriously heading to do substantially hurt, if you transpire to be executing it on a just about every working day basis, your eyesight could be in hazard. Authorities recommend having an assessment to set up if your pressure is thanks to needing glasses and to in any other circumstance go straightforward on your eyes. What you take in is extremely critical to the wellbeing and exercise of your eyes. A foods system that is wealthy in vitamin A and omega-three fatty acids are effective to good eyesight. Plenty of greens like carrots and broccoli are prosperous in vitamin A. Fish and nuts can provide you with the omega-three that you will will need. Continue on to hold your eyes safeguarded when working with dangerous conditions. In distinct sorts of unclean or hazardous environments, you should really go on to continue to keep your eyes secured by sporting basic basic safety goggles. These also include things like specified sporting routines. Routines like lacrosse, ice hockey, or racquetball can convey about eye mishaps, which is why you need to have to use helmets that have crafted-in encounter masks or sporting pursuits goggles. The food goods you take in can lead to eye damage. You can sustain bigger eye wellness if you just take in food objects rich in zinc, Nutritional nutritional vitamins E and C and omega-a few fatty acids. Tuna, salmon, beans, nuts, oranges and inexperienced, leafy greens are some foods that include things like these vitamins and minerals. When you are functioning on a undertaking that demands reducing wooden or other assets, be certainly guaranteed to dress in a pair of goggles. As you are slicing, particles are traveling into the air. If your eyes are not shielded by goggles, a piece of solution can fly in and final result in irritation or damage to your eyes. If you gown in connect with lenses, keep away from donning them whilst you slumber or for supplemental than 19 hrs. Unless you are putting on one of a kind lenses that are produced for sporting correct away, your get in contact with can deprive your eyes of oxygen and guide to serious suffering and maybe truly significant extended phrase harm to your sight. Pick a thick, dense eye creme to make sure the skin about your eyes stays taught and organization. Make self-assured the goods you choose contains very important fatty acids as they are a requirement for your most fragile pores and skin. If you are a teenager, the time is now to start, but even grownups can advantage from setting up later on on. Choose recurrent breaks when you take place to be performing the position on your personal computer procedure, documents or other eye-straining issues. Get up and stroll close to. When you run a total great deal with matters like documents, you will need to make absolutely sure your blood transfer is alright. You have to be confident that you get considerably extra oxygen in your eyes to get a lot more factors working for your mind. As you can see from the previously described short post, eye therapy is quite essential and will have to be taken really severely. With Küçükçekmece Kürtaj having ideal eye care you run the hazard of destruction to your sight. Why select Küçükçekmece Kürtaj , so go in advance and critique the larger than strategies some considerably extra to make certain your eyes get the job carried out flawlessly all above your overall day-to-day everyday living.

[hotpotoss]

Türkiye patlamadan Kürt militanları sorumlu tuttu ve şüpheli bombacı da dahil olmak üzere düzinelerce kişiyi tutukladı

Türkiye patlamadan Kürt militanları sorumlu tuttu ve şüpheli bombacı da dahil olmak üzere düzinelerce kişiyi tutukladı

Türkiye, Pazartesi günü İstanbul’un işlek bir alışveriş caddesinde altı kişinin ölümüne neden olan patlamadan Kürt militanları sorumlu tuttu ve polis, 47 tutuklama arasında bombayı yerleştirdiğinden şüphelenilen Suriyeli bir kadını gözaltına aldı. İstanbul polisi, şüpheli bombacının, kentin Küçükçekmece ilçesinde gece düzenlenen bir baskında gözaltına alınan Suriye uyruklu Ahlam Albashir adını…

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata#isimlicikolata#soztepsisi# (Istanbul, Turkey)

[seslimeram]

Geriye Ne Kalır, Ne Bırakılır....

Keskin yol ayrımlarının arafındayız. Belirgin bir biçimde tarafgirlik bu menzilde devlete teslim olanlar, bizatihi onun sabık düşmanı kılınanlar diye bir mefhum, mesel bugün sabit olunuyor. Keskin bir yol ayrımını vazediyor ol baş amir. Tarafını seç, yönünü muktedire çevir, ucunda yıkım olsa da devletliye illa ki “olur verme” halini güncelle diye dayatıyor devletli. Bugünün dünyasında var edilen mefhum, ortaya çıkartılan yönetim anlayışı her defasında çok daha fecisini bildiriyor. Bir ülkede sıradanın yaşam hakkının törpülenmesi hemen hiç kesintisiz kılınıyor. Cerahatle, cühela cüreti, yıkım istenciyle daha fazla sınır / hat çizilmesi istenci birlikte / beraber biçimlendiriliyor.

Sistemin (adı her neyse şu anki düzeneğin) o çökertme hali, biteviye kıldığı dayatmalarla yepyeni yıkımlar ve hiza bildirimleriyle bir ülkenin dönüşümü aleni sağlama alınıyor. Her yanımız apayrı birer cerahat. Her söze / eyleme / edime bulaştırılmış bir kin ile nefret ile birlikte var edilmiş kötülükle bir menzil inşa olunuyor. Hemen “her günümüz” bambaşka bir kıyamet, tahayyül olunan ile bugün var edilenler yepyeni ikilemleri beraberinde getiriyor. Durmak yok, yola devam da nereye? Hedef 2023 olarak imleniyor da daha bugünün onca hazanından sonra o tahayyül her neyi var edecektir?

Demokrasi, eşitlik, adalet bahislerinin bu gümbürtüde hiç edilmesi kesintisizken sıradana karşıtlığın süreğen olması her nereye götürecektir ülkeyi? Bunca kepazelik bizi herhangi bir yere taşır mı? Çürümüşlük arş-ı alaya taşmışken, kokuşmuşluk her yandayken, her gün bir öncesinden de ağır “sınav” halini muhafaza ederken bunca bariz olanın hali, pür meali anlaşılabilir değil midir? Her şey bunca afaki çürürken nedir ki o yeni ülke? Her gün yine, yeni, yeniden bir kaosun yol ayrımında tercih dayatmasının var edildiği yerde her nedir ki yeni! Cerahat hayatlarımızı kuşatıyor. Güncellik yıkımlarla bina olunuyor.

Bir menzilin yaşama bahsine karşıtlığın kesintisizliği gözler önünde var ediliyor. Hiçbir zaman olmadığı kadar alenen gerçek / hakikat kılınıyor. Baş Amir’in olur verdiği, yolunu açtığı cerahat artık ötelenmeksizin başkalarının hayatlarına gölgeler düşürüyor. Bugünün, bu menzilin şimdisinin bir şayia haberle nasıl dönüştürüldüğünü görmek için şu haberi aktaralım: Mezopotamya Ajansı’nın paylaşımıdır: “İstanbul'un Küçükçekmece ilçesine bağlı İkitelli Mahallesi'nde bir esnafın “küçük kızına bir kişinin tacizde bulunduğu” iddiası üzerine Suriyelilere linç girişimine dönüşen olaylar hakkında Uluslararası Mülteci Haklar Derneği yazılı açıklama yaptı.”

“Yapılan açıklamada “İstanbul Küçükçekmece ilçesinde yaşanan provokasyonlar sonrasında, derneğimiz tarafından bir inceleme heyeti oluşturulmuş, avukatlarımız ve heyetimiz olaylar hakkında araştırma yaparak, çalışmalarını tamamlamıştır” denildi.

Heyetlerinin yaptığı tespitleri dernek şu şekilde paylaştı; “* Öncelikle her hangi bir taciz-tecavüz vakası kesinlikle yoktur. * Küçükçekmece emniyetine intikal eden olay, iki akran çocuk arasında yaşanmış ve tamamen yanlış anlaşılmadan ibaret olup, iddia edilen aile dahi her hangi bir kimseden şikayetçi olmadıklarını beyan etmişlerdir. (İstanbul Valiliği Açıklaması) * Gerçek dışı paylaşımlar nedeniyle, Suriyelilere ait ev ve iş yerleri zarar görmüş, taciz olayı olmamasına rağmen insanların ev ve iş yerlerine haksız yere zarar verilmiştir. * Ölüm ile sonuçlandığı iddia edilen olaylar ise geçmiş zamanda ve çeşitli sebeplerden kaynaklı, alakasız görüntülerdir. Olaylar esnasında her hangi bir ölüm yahut öldürme vakası yoktur. * Olayları sosyal medyadan duyuran ve halkı kin ve düşmanlığa sevk eden hesaplar, gerçek kişilerden ziyade sahte hesaplar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Emniyet birimler tespit ve yasal işlem çalışmalarını sürdürmektedir. * Olayları tırmandıran ve sosyal medyada infiale yol açma hedefi taşıyan paylaşımlar kasıtlı ve organize olarak yapılmış olup, iddia edilen olaylar kesinlikle gerçek dışıdır. * Derneğimiz tarafından oluşturulan heyetin olaylara ilişkin kamu ve sahadan elde ettiği bilgiler ışığında bu bilgilendirme notunu kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

Sadece şu iki tanıklık bile nasıl bir memleket sathında olduğumuzu, yönünü her nereye çevirmiş olduğunu bir ülkenin bildirmektedir. Cerahatin koynunda, pogromun yeni Türkçe’sine dair bir ektir var edilen. Evrensel’den Ercüment Akdeniz ile Neslihan Karyemez’in haberidir: “Kafeterya sahibi M, dehşet gecesini anlatıyor: “Dükkânda 20 müşteri vardı. Yürüyüş olunca kepenkleri kapattık. Arapça tabelayı görünce taşladılar. İçerde mahsur kaldık. Sonra da dükkânı iki gün kapattık. Suriyeli 2 kuyumcu dükkânı var burada, onlara kötü saldırdılar. Belki de başka hesapları vardı, bilemiyorum…” Yaşananlara “ırkçılık” diyor ve devam ediyor: “Mescidimize bile saldırdılar. Kuran kursunda çıkan iki çocuğu dövdüler. Arabaları kırdılar. Önden biri gösteriyor, grup saldırıyor. Biraz planlı geldi bana...”

“Suriyeli esnaflar vergi vermiyor” eleştirilerini soruyoruz: “Çıksın göstersinler bir tane! Bakın hepimizde yazarkasa var, hepimiz muhasebeye bağlıyız. Dükkân açarken T.C vatandaşları ile aynıyız” diye tepki gösteriyor. Sözü yardımlar konusuna getiriyor: “Yardımlar Kızılay üzerinden yapılıyor, BM ve AB fonlarından geliyor. Devletten, belediyeden bir şey geldiği yok.”

Merdiven altı atölyelerden birine konuk oluyoruz. Suriyeli kadın işçi Z, olayları piknik dönüşü öğrenmiş. Evinin altındaki dükkân taşlanmış sonra, Arapça tabela yüzünden. Dehşet anlarını şöyle anlatıyor: “6 yaşındaki kızım seslerden uyandı. Cama taş geldi. 13 yaşındaki ‘Anne kapıyı açma, çok korkuyoruz’ dedi. 17 yaşındaki kızım da korkudan sekmeye başladı. Doktora götürdüm. O gece sabaha kadar ışıkları söndürdük; eve girmesinler, evi yakmasınlar diye...”

Düşmanlaştırma ediminin her nasıl güncellene geldiği, cerahatin arafında her nasıl rehin alındığımız salt Suriye’li mültecilere yönelik kurulmuş düşmanlaştırma, linç örgülerinden belirgindir. Keskin yol ayrımlarının ortasına terk ediliyoruz. Olmayan şayia kabilinden bir eylem bahsinin ardından güncellenmesi hemen her anlamda yıkımın varlığının sabit kılınan sureti, nefret ve ırkçılıkla bir / birlikte bir ülke tahayyülü hakikat kılınır. Bir pogromun kıyısından dönülse de var edilen cerahatin oluşturulan katran karanlığının kıyısından dönüş yoktur. Cerahat her yerdedir. Hayat hakkı tanımsız koyulmaktadır. Bir cüret oluşturulan menzil tahayyülü, aklın alamayacağı karanlık ile hemhal gerçekliğe tam ve eksiksiz kavuşturulandır. Böylesinden bir ülke bina olunur.

Medya Blok’tan aktaralım: “HDP, Ağrı’nın Diyadin Belediye Eş Başkanları Betül Yaşar ve Evren Demir’e yapılan saldırıya ilişkinin hazırladığı Meclis araştırması önergesini Genel Kurul’a sundu.Önerge üzerine söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, 50-60 kadar polisin Eş Başkanlar Betül Yaşar ve Evren Demir’e saldırdığına dikkat çekti. Koç, “Polisler belediye eş başkanlarımızı ve çalışanlarını darp ediyorlar. Belediye Eş Başkanımız Evren Demir ve o çalışan arkadaşımızı ters kelepçeyle yerlere yatırıp üzerlerine basıyorlar, darp ediyorlar, bu şekilde gözaltına alıyorlar. Olay bu şekilde cereyan ederken halk toplanıyor, polis memurları aynı zamanda belediyenin bahçesini de işgal ediyorlar ve halka dönük olarak ‘Kafalarına sıkın, gereğini yapın’ şeklinde tehditlerde bulunuyorlar. Belediye Eş Başkanımız Betül Yaşar’ın elini kırdılar, elini. Bakın, Kürtler size el uzatıyor, el. Kürtler size barış elini uzatıyor, siz Kürt’ün elini kolundan koparıyorsunuz, kolundan kırıyorsunuz. Buna hakkınız yok” diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’de Diyadin’deki saldırının kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “Daha öncesinde ‘millî irade’ diyerek iktidara gelenler, yüzde 70 alan varken yüzde 20 alana mazbata verdiler; beğendiği kişi kazanmayınca beğenmediğinin mazbatasını vermediler. ‘KHK’liler aday olabilir ama seçimi kazandığı takdirde mazbatayı vermem’ dediler; mazbatayı verdiklerinin de dün Diyadin’de ellerini kollarını bağladılar. Bu ellerini kollarını bağlayan anlayış ANAP zamanında vardı, Anavatan Partisi zamanında vardı. ‘Siz belediye başkanlarını seçerseniz biz elini kolunu bağlar iş yaptırmayız’ demişlerdi ve o anlayışı merkezî idareden bu millet gönderdi. O anlayış Türkiye siyasetinden silindi. Kendi ülkesinde kendi belediyesine sanki bir yabancı ülkeye geçermiş gibi geçirilmek bu ülkenin hak ettiği bir uygulama değil. Bu bölücü anlayışa bir an önce son verin. Meclisi de Kürt sorununun çözümü konusunda üzerine düşeni yapmaya davet ediyorum. Bu ülke daha fazla kanamasın, bu ülke evlatlarını daha çok kaybetmesin” diye konuştu. Genel Kurul’da oylamaya sunulan HDP’nin önergesi reddedildi.”

Ağrı’nın Diyadin ilçesinde var edilmiş şiddet mefhumu Türkiye’nin yenisinin sathında oluşturulan cerahat kültünün yönünü / şeklini / şemailini imler. Hayat sahiden bunca ve açık bir biçimde ucuz kılınan bir mesel midir? Bütün, olmakta olan varlığı tescillenen şiddet mefhumu her neye delalettir. Cerahatin, cühela cüretiyle kurumsallaştırılan şiddet halinin düz ovada siyaseti tüketmesi her neye mal olacaktır? Söz çürütülendir, hak yerle bir, hukuk zayi, adaletin kantarı çoktan çalınandır. Dünü gibi şimdinin de zayi edilmesi kesintisizdir.

Şiddet mefhumunun süreğen kılınması, biteviye güncellenen işkence tahayyülü ile birlikte bir menzil enikonu kuşatılır. Vahamet hiçbir zaman bu bahislerin konuşulmamasıdır. Ağrı Diyadin bir bildirendir oysa. Oralarda yaşatılan Türkiye’nin geri kalanı için de bir mesajı ihtiva eder. Türkiye gerçekliğini doksanlardan, bin dokuz yüz on beşe kadar geniş bir alan ve sahadan karanlık ile kesiştiren zihniyet bugün kameralar önünde bu vahşeti hakikatin ta kendisi kılar. Dışarıda yapılanların içerideki yansısı vahşetin kırıma evrimidir. Düzenin sahiplerinin var ettiği hakikat burasıdır. İşkenceyle zapt edilen hayatlar, zorla, darpla ve dahi hiddetle çalınan hayatların kıyısında bir ülke hali geriye bırakılmaz / bıraktırılmayandır. Bu mudur ülke? Bu kadarlık mıdır o bahis?

Zeynep Kuray’ın ANF’de yayınlanmış olan, İHD Eşbaşkanı Eren Keskin ile yapmış olduğu röportaj bu meselin geri kalanını satır satır özetlemektedir. “Keskin, AKP iktidarının derin devletin Mehmet Ağar, Tansu Çiller gibi bilinen kadrolarıyla uzlaşmaya gitmesiyle eski yöntemlere geri dönüldüğüne ve işkencenin tekrar çok yoğun bir biçimde uygulanmaya başladığına işaret etti. Ancak burada esas tartışılması gerekenin şiddetin meşrulaştırılması olduğunu kaydeden Keskin, “Şiddet devlet eliyle meşrulaştırılıyor. İşkence görüntüleri, yakalanan gerillalara yapılan işkenceler bizzat devlet eliyle sosyal medya hesaplarından topluma servis ediliyor. Bazı kesimler de servis edilen bu görüntülerin altına işkenceleri onaylayan yorumlar yazıyor” dedi.

Bu yöntemle toplumun hem kutuplaştırıldığını hem korkutulduğunu dile getiren Keskin, şiddetin bu kadar meşrulaştırıldığı bir ortamda kadına, çocuğa, LGBTİ bireylerine ve bütün ötekileştirilen kesimlere yönelik şiddetin de arttığını kaydetti. Çok uzun süredir duyulmayan elektrik işkencesinin Halfeti’deki gözaltında tekrar gündeme geldiğini hatırlatan Keskin, “Özellikle kadınlara cinsel organ ve göğüs uçlarından elektrik verildiğini öğrendik. Bu yöntemler 1990’ların yöntemleri. Ama ben şaşırmıyorum çünkü Mehmet Ağar’ın ‘oğlum, onu ben yetiştirdim’ dediği Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olduğu bir süreçte 1990’larla benzerlik olması doğal” diye konuştu.

Keskin, yoğun işkencenin yanı sıra cezasızlığın da arttığına dikkat çekerek, işkencecilerin adeta dokunulmazlık zırhıyla korunduğuna işaret etti. İşkencelerin gözaltılardan, cezaevlerine ve hastanelere kadar uzandığını belirten Keskin, İstanbul Protokolü’nün uygulanmadığını, gözaltılar sırasında veya cezaevlerinden hastaneye sevk edilen insanların tedavi edilmediği gibi, hekimler tarafından polis eşliğinde muayeneye zorlandığını söyledi.

Ayrıca Ankara’da Ayten Öztürk’ün maruz kaldığı türden gayri resmi gözaltıların da artış gösterdiğini kaydeden Keskin, bu gözaltıların sadece solculara veya Kürtlere yönelik olmadığını, Gülen cemaatine üye kişilere de çok yoğun işkence uygulandığını belirterek, “Onlarda hak arama bilinci fazla gelişmediği için çok fazla duyuramıyorlar. Ama mesela şu anda aralarında gözaltına alınıp kaybedilmiş insanlar var. Bu anlamda tüm kesimler işkencenin hedefinde” dedi.”

Mezopotamya Ajansı’ndan aktaralım: “Urfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki evlerine 27 Haziran günü yapılan polis baskınında HDP’li Belediye Meclis Üyesi Dilan Ablay ve birlikte anne Sevim, baba Muhlis, kardeşleri Baran ve N.Z.B (15)’nin yanı sıra Mehmet Sadık Şimşek, Kays Işık ve Burhan Acar gözaltına alındı. Savcılığın gözaltı sürelerini iki kez uzattığı kişilerden 7’si İl Emniyet Müdürlüğü’nde, 15 yaşındaki N.Z.A. ise Çocuk Şube'de tutuluyor. 10 gündür gözaltına olan 8 kişi, savcılığın kararı doğrultusunda iki gün daha gözaltında tutulacak. N.Z.A.'nın ailesiyle birlikte gözaltına alınmış olmasından psikolojik olarak çok etkilendiğini ve anti depresan ilaçlar içerek ancak uyuyabildiği belirtildi.

Çocuğun bu durumunu savcılığa bildirdiklerini ancak hiçbir adımın atılmadığını ifade eden aile avukatları, en son perşembe günü gözaltı süresinin uzatımı için adliyeye getirilen N.Z.A. ve yakınlarının bu yöndeki taleplerine rağmen savunmaları alınmayarak ek gözaltı süresi verildiğini belirtti. Avukatlar, en azından çocuğun serbest kalması için gerek savcılık, gerekse sorgu hakimliğine başvurduklarını ancak tüm bu girişimlerinin sonuçsuz kaldığını kaydetti. Baro avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, hesabından yaptığı paylaşımda "Gözaltı süresinin uzatılması işlemi sorgu işlemidir. Hakimlerin kanuna uymayıp bir çocuğu avukatsız sorguya almak isteyip avukata söz hakkı vermediği, çocuğun üstün yararını yok saydığı bir yerde, kolluğa kim kanuna uy diyebilecek?" diye sordu.”

Bir ülkede sıradan olanın yaşam hakkının törpülenmesi hemen hiç kesintisiz kılınıyor. Cerahatle, cühela cüreti, yıkım istenciyle daha fazla sınır / hat çizilmesi istenci birlikte / beraber biçimlendiriliyor. Kötülüğün menzili kılınan bir yerde, her gün bir evvelinden de ağır bir biçimde yıkımlarla şekillendiriliyor. Kuşatılmışlık artık afaki bir mesele. Sözün yitimi için eldeki tüm imkanların kullanılması bir mübalağa değil hakikat. Dünün mağdur, ezilen olarak bildirileni bugünün muktediri ve tüm bu yıkımların da yegane sorumlusu olarak yoluna devam ediyor. Durmak yok yola devam tam olarak bunları mı kapsayan bir meseldi, nasıl gelindi iş bu noktaya, bu kadar kör karanlığa fark edebiliyor musunuz?

Çürümenin en olmadık yıkımların kıyısında bir cüretle sergilenmeye devam edilen yenilemenin insanlığa kasıt olduğu artık açıktır. Böylesi bir yerde hayatın muhafazası nasıl söz konusu olacaktır. Bu kadar karanlığın ortasında bir gün, bir şimdi, bir gelecek tahayyülüne yer, zemin var mıdır, düşünüyor musunuz? Geleceği kapkaranlık bir menzilde, yaşatmayan bir coğrafyada hayat her neye tekabül eder, umursuyor musunuz? Geriye neyi kalır, sahiden de düşünüyor musunuz? Biteviye kötülüğün, aralıksız şiddet mefhumunun orta yerinde bu ve benzeri bütün insana karşıtlık mesellerinin güncellendiği bir sahada “sıradan” yok edilmenin kıyısına taşınırken sahiden de geriye ne kalır, bırakılır, sorguluyor musunuz?

Misak TUNÇBOYACI – İstan’2019

Görseller - People & Objects – Irena ŠKRINJAR - Behance https://www.behance.net/IrenaSkrinjar

[silehaberleri]

1,7 milyon kişi sandığa gitmedi

Yüksek Seçim Kurulu'nun yenileme kararı aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin kazananı CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu oldu. İmamoğlu, 31 Mart seçimlerine göre oy oranını 6 puan artırırken, Cumhur İttifakı'nın adayı Binali Yıldırım'ın oy oranı yüzde 45 civarında kaldı. Yıldırım, 31 Mart'a göre 3 puan civarında oy kaybetti. Bu sonucun çıkmasında AK Parti'nin 31 Mart'ta verilen mesajın gereğini yerine getirmemesi, seçimlerin iptaline ilişkin gerekçenin seçmen nezdinde kabul görmemesi ve HDP seçmenin blok hâlinde CHP adayını desteklemesi olarak yorumlandı.SONUCA HDP ETKİSİİstanbul seçimlerine ilişkin siyasi kulislerde yapılan ilk değerlendirmelerde, sonucu Kürt seçmenlerin belirlediği tespiti yapıldı. AK Parti, kendi çekirdek tabanından gelen oyları korudu. Ancak, özellikle Kürt seçmenden beklenen oranda destek bulamadı. 31 Mart'ta yaklaşık 200 bin ‘Protestocu HDP seçmeninin' sandığa gitmediği varsayılmıştı. Dünkü seçimlerde bu kitlenin de sandığa giderek, Ekrem İmamoğlu'na oy verdiği değerlendiriliyor. Kürt seçmenin yoğun olduğu Bağcılar, Esenler, Esenyurt, Sultangazi, Küçükçekmece ve Sancaktepe gibi ilçelerde İmamoğlu'nun oyu dikkat çekici şekilde arttı. Bağcılar'da 31 Mart'ta İmamoğlu'na 150 bin civarında oy çıkmıştı. Dünkü seçimlerde bu sayı 172 bini aştı. Yine Kürt seçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Esenler'de 31 Mart'ta 82 bin oy alan İmamoğlu, bu kez 95 bin oya ulaştı. Esenyurt'ta 230 bin olan oyunu, 250 bine çıkaran İmamoğlu, Sultangazi'de 109 binden 120 bine, Küçükçekmece'de 232 binden 262 bine ve Sancaktepe'de 108 binden 119 bine yükseltti. Read the full article

[raperinagel]

İntikam Birimi İstanbul’da 'işbirlikçilere ait' iki araç yaktı

İntikam Birimi İstanbul’da ‘işbirlikçilere ait’ iki araç yaktı

İntikam Birimi tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre 23 Temmuz günü İstanbul Küçükçekmece ilçesinde “AKP’li işbirliçinin servis minibüsü” yakıldı.

Bir gün sonra 24 Temmuz’da bu kez “faşist bir işbirlikçinin evinin karşısına park ettiği aracın yakıldığı” bilgisi verildi.

İntikam Birimi, “Zindanlarda, dağlarda, şehirlerde direnen yoldaşlara selam olsun” diyerek, Kürt Halk Önderi Abdullah…

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kırmızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata#isimlicikolata#soztepsisi# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kırmızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata#isimlicikolata#soztepsisi# (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/Bp-gb3OHOvs/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=djg7iatibrn6

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata#isimlicikolata#soztepsisi# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata#isimlicikolata#soztepsisi# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kımızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul Province)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kırmızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul, Turkey)

[yazilicikolata]

#iyigeceler#iyiaksamlar#gece#geceler#wapsapp#instagram#yalova#türk#kürt#arap#laz#yenibosna#sefaköy#küçükçekmece#sarı#lacivert#lila#mor#kırmızı#beyaz#siyah#yeşil#mavi#pembe#turuncu#dua#türkiye#mardin#yazilicikolata# (Istanbul, Turkey)