Tumgik
#Zahide Uçar
baybaykus · 1 year
Text
ARTIK ACI GERÇEĞİ GÖRELİM Mİ?
Zahide Uçar
Seçimler bitti. Millet ittifakı kaybetti. Nedenleri çok konuşuldu. Hala konuşuluyor. Belli toplamalardan çıkarımlar yapılıyor. Bunlarla kafanızı yormayacağım. Zaten yeterince dinlediniz, dinliyorsunuz.
İlk düğme yanlış iliklendi, hem de muhalif (!) dediğiniz particikler sayesinde… Dolayısı ile artık doğru bir sonuç beklemeyin. 2017 yılında rejim değişikliği için referandum yapıldı. Cumhuriyeti el birliği ile yıkıp, monarşiyi getirdiler. Monarşilerde gerçek bir seçim olmaz.
-Atatürk, AKP’nin bir benzeri olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapattırmıştır. Atatürk ile röportaj yapan Amerikalı bir gazeteci Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın neden kapatıldığını sorduğunda Atatürk şu kısa yanıtı verir:
‘Bu fırkayı kuran kişilerde Cumhuriyetçi bir kişilik yoktu ve Cumhuriyetin varlığını halk oylamasına götürebileceklerini zannettiler. Cumhuriyetin varlığı oylanamaz.’
T.C. Devletiyle sorunlu ailelerin çocukları parti başkanı, vekil, bürokrat, gazeteci, yazar, akademisyen kimliği ile bir araya gelip T.C. Devleti ve kurucu unsur olan Türklere savaş açtı. Milli bayramlarımız bile yasaklandı. Bir ülkenin milli bayramlarını ancak işgal güçleri yasaklar. Önce bu gerçeği idrak edeceğiz. Tabii, onurumuzla özgürce yaşayacağımız bir vatan derdimiz varsa…
2017 yılında T.C. Devletinin rejimini değiştirdiler. Hem de el birliği ile… Kılıçdaroğlu; “ Ben Dersimli Kemal” dediği gün aslında devletle sorunlu bir ailenin çocuğu olduğunu da açıklamış oldu. Sonra, “iktidar olunca Dersim arşivlerini açacağım” dedi. Ne gariptir ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan’da Türk Milletini; “ben de Dersim arşivlerini açarsam” diye tehdit etmiştir. Bu tehdidin arkasından Avrupa Parlamentosu’nda Dersim soykırım dosyası açılmıştır. Bir iftira daha…
Düşman mı arıyorsunuz? Buyurun size düşmanlık!.. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yargılatmak için Avrupa Parlamentosu’nda bir dosya açılmasını sağladılar…
T.C. Devleti hem içeriden, hem dışarıdan kuşatılıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 100 yıl önce bozduğu oyun yeniden sahneye kondu: “Anadolu’da Türk varlığına son verme projesi bütün uyanışları sönümleyecek bir algı operasyonuyla” Türkleri sarıp kuşatıyor.
Tuzağı görmeyelim diye de yandaş kanallarda Türklerin kahramanlık dizileri oynatılıyor. Türkler devleti koruyan aksakallılar diye (hiç olmayan) bir yapıya inandırılıyor. İnansınlar ki, devleti koruyan arka yüz bir derin devlet var deyip rehavete kapılsınlar. Türkiye’de derin devlet yoktur. Türkiye’de ABD’nin kullandığı çakal sürüsü devletin derin gücü diye pazarlanıyor. O güç 1980 öncesi aynı silahla sağcı-solcu gençliği birbirine kırdırdı. Vatan diyen gençliği kırdırıp, seccademi serdiğim yer vatanımdır diyen vatansızlara bir yol değil, bir otoban verdi.
Günümüze gelirsek;
Türk Ordusu ne durumda, gücü nedir bilmiyoruz. İnsan insana istihbaratı çok iyi olan Jandarma ABD’nin de isteği ile Ordudan kopartılıp kır polisi yapıldı. Jandarma, Ordunun kulağıdır, bacaklarıdır. Ordunun insan insana istihbaratına darbe vuruldu. Bacakları kesildi, İçişleri Bakanlığına takma ayak yapıldı. Okulları kapatıldı. Hastaneleri kapatıldı. Artık dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuzdur. Kendi ordusunun hastanesini kapatan güdümlü akıl, deprem bölgesine AB-D ordusunun askeri sahra hastanelerini davet etti. Kimse güvenlik sorunu da doğuracak bu rezil durumdan utanmadı.
Üniversiteden asker yetişmez! Subay adayları liseden itibaren askerlik eğitimi alırken aynı zamanda birbirlerini tanıyor, kocaman bir aile oluyorlardı. Bu aileyi parçaladılar.
Afganistan’dan sayısını bile bilmediğimiz Amerikan askerleri hazır kıta olarak ülkemize sokuldu. ABD Suriye’de PYD/PKK devletini ilan edecek. Türk Devleti karşı çıkarsa bu lejyoner ABD askerleri harekete geçirilecek. Türkiye Şeyh Sait isyanında olduğu gibi iç karışıklıkla uğraşırken PYD/PKK devleti ilan edilerek, oldubittiye getirilecek. ABD Dedeağaç’a yığınak yaptı. Hem de silahlandırılması yasak olan bir yere, sınırımıza. AKP’nin sesi çıkmadığı gibi, muhalefetin de sesi çıkmadı. Amerikan savaş gemisi Bizans Bayrağı takarak Ege Denizinden geçti. Hamdolsun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden kimse görmedi (!).. İşgal edilen Ege Adalarımıza sadece Yunan Ordusu değil, ABD askerleri de yerleşti. Bizim kurmalı hükümet görmedi. Kurmalı muhalefet görmedi. Ne yazık ki Ordu mensupları da görmedi. Karadeniz’den gaz çıkarttık diyen AKP, Ege’de Türk Kıta sahanlığı içinde bulunan bölgeden Amerikan ortaklı Yunan Şirketinin petrol çıkarmasına, yani petrolümüzü çalmalarına göz yumdu. Emekli Albay Ümit Yalım sayesinde bu işgal ve peşkeşi öğreniyoruz.
On milyondan fazla geçici sığınmacı Suriyeli ülkemizin her tarafına dağıtıldı. Suriyeli geçici sığınmacılara akıl almaz imkanlar sağlanıyor. İşledikleri suçların kayda alınmadığı iddiası var. Birlikte karakola düşerseniz, her durumda Suriyeli kayrılıyor. Belli ki emniyetin kulağı bükülmüş. İş yeri açtıklarında vergi alınmıyor. Vergi veren Türk vatandaşı esnaf bu haksız rekabet karşısında ayakta kalamıyor. Yavuz sonrası devşirme devletine dönüşen Osmanlı’nın Türklere yaptığı zulmün bir benzerini devşirmelerin varisi olan Yeni Osmanlıcılar yapıyor. Zaten Atatürk düşmanlığının asıl nedeni Türk Düşmanlığıdır. Çünkü son Türk Kağanı olan Atatürk bir Türk Devleti kurmuştur.
T.C. Devletinin bütün varlıkları yağmalandı. Küresel şirketlere peşkeş çekildi. Türk Milleti Osmanlı’da olduğu gibi fakirleştirildi. Cumhuriyet ayağı çıplak çocukları alıp okuttu. Doktor, avukat, öğretmen, müzisyen, ressam, bilim adamı yaptı. Artık fakirleşen Türklerin çocuklarını okutabilmesi mümkün değildir. Türk Çocukları küresel ve yandaş şirketlere boğaz tokluğuna marabalık yapacak duruma düşürüldü.
Köyler çeşitli hileli yasalarla boşaltılıyor. İnsanlar köylerinde kendi arazisine ev yapamıyor. Ev yapabilmesi için arazinin yanından kayıtlı yol geçmesi gerekiyor.. Boncuk misali evler yola dizilecek!? Komedi gibi. Kaç arazinin yola kıyısı olabilir ki? Köyler boşalmalı ki, vatan kavramı da toprakla birlikte yok olsun. Ortada küresel sisteme uyumlu, vatansız şebekler kalsın.
Bir makaleye sığdıramayacağım kadar ihanet el ele işleniyor. Türklerin ölçüsü alındı, tabut hazırlanıyor. İç Anadolu Türkleri (Haham Başının ben kurdum dediği) tarikatlarda vatansızlaşıyor, mankurtlaşıyor. Ve benim güzel (!) insanım;
YCHP’nin seçimi nasıl kaybettiğini tartışıyor.
2. Cumhuriyetçilerin ele geçirdiği YCHP, referanduma katılarak meşrulaştırdığı, TEK ADAM rejimine yol verdiği gün bütün seçimleri kaybetmiştir. Millet İttifakı aldığı oyların %50’sini de KERHEN verilen oylardan aldı. Kurulan tahterevalli oyununda iki ittifaktan birine oy vermeye zorlanan, hatta mecbur bırakılan seçmen, AKP’den kurtulmak için oyunu kerhen Millet İttifakına verdi. Konuştuğum birçok eğitimli insan şunu söyledi;
“Önce bu yağmacı, karanlık yapıyı gönderelim. Millet İttifakı kazanınca yargı bağımsız olursa, bunlarla mücadele etmek çok daha kolay olur.”
Yani Millet İttifakına oy verenlerin önemli bir kesimi Millet İttifakına bağımsız yargı için oy verirken, Millet İttifakı gayri milli uygulamaya giderse mücadele etmek, karşısında durmak için oy verdi.
Bu günkü meclis aritmetiğine bakarsak, YCHP ve İYİP’in de katkıları Cumhuriyet, Atatürk ve Türk düşmanı gericilerin sayı üstünlüğünü ele geçirdiğini görürüz. Bu durum da göz ardı edilmesin! TBMM Meclis-i Mebusan’a dönüşmüştür. Meclis-i Mebusan’ın vekillerini artık okuyanlar araştırsın.
***
Sevgili Türkler, uzaktan kumandalı, içerideki öncü işgal güçlerinin yataklık ettiği, iç savaşa ve dolayısı ile NATO’nun müdahalesine imkan verecek bir bombanın üzerine oturtulduk. Partiler bizleri oyalıyor. Gerçekleri görmemizi engelliyor. Seçmenini kontrol altında tutuyor.
Ermenistan sınırından başlayarak sınırlarımızdaki mayınlar temizlendi. Ülkemiz her türlü girişe açık hale getirildi. 21. Yüzyılın savaş yöntemi, hedef ülkelere taşımalı teröristleri sokarak iç savaş çıkartmaktır. Libya, Suriye gibi ülkeleri bu yöntemle karıştırıp parçaladıklarını unutmayalım.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk T.C. Devletini dönme-devşirme meclisi olan Meclis-i Mebusan ile kurtarıp kurmadı. Türk Milleti ile birlikte kurdu. Bütün vatanseverler bir araya gelmezsek, ülkemize sokulan katiller, hilafet isteyen yerli misyonerler, İŞİD kalıntıları ayaklanıp (ki, hepsi silahlandı), bir kıyıma başlayabilir. HÜDAPAR yeşillik olsun diye meclise sokulmadı.
İzmir ve Eskişehir gibi Cumhuriyet rejimini benimsemiş insanların çoğunluk olduğu illerde ilk ve orta eğitim okullarına imamların, Kur’an Kursu hocalarının görevlendirilmesi Rehber İmamlık rejiminin ön denemesidir. Pedagoji eğitimi almayan, dünyayı tek renkle okuyan bu insanların görevlendirilmesi İzmir ve Eskişehirli veliler tarafından reddedilmelidir.
Türk Milleti partiler üstü bir birliktelik sağlayıp, vatanına, devletine, şerefine, namusuna sahip çıkmalıdır. Bu birliktelik bölen görevi yapan, cambaza bak oyunuyla halkı kontrol eden partilerin güdümünden çıkmadan BA-ŞA-RI-LA-MAZ!
Azim ve Karar, 13.06. 2023
13 notes · View notes
ozel-buro · 2 months
Text
GÜNDEM ANALİZİ /// ZAHİDE UÇAR : HOROZ CO
ZAHİDE UÇAR : HOROZ CO İngiliz vatandaşı Mr. Şimşek… 2. Lale Devri Saltanatının Duyun-u Umumiye Bakanı… Türk halkı O’nu hiç ilgilendirmedi. Hem niye ilgilendirsin ki? Mardin’in bir köyünde, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelip, küresel bir şirketin bankası Merrill Lynch’in Londra şubesinde başkan olmak her kula(!) nasip olmaz. Belli ki özel yetiştirilmiş… İngiltere’de taksit diye bir şey…
0 notes
hasanakbal19 · 2 years
Text
#DEPREM
DEPREM Zahide UÇAR – 06. 02. 2023 Çok büyük yıkımla gelen büyük bir depremle karşı karşıya kaldık. Geniş bir coğrafya ve kış… Soğukta göçük altında çıkartılmayı bekleyen insanlarımız var. Akşama kadar hiç ulaşılmamış olan illerimiz var. Yardım isteyen çığlıklar yürek yakıyor. 1999 Marmara depreminden sonra deprem vergisi kondu. Belli yıl sonunda kalkacaktı. Hükümet vergiyi sürekli […] DEPREM
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 2 years
Text
#DEPREM
DEPREM Zahide UÇAR – 06. 02. 2023 Çok büyük yıkımla gelen büyük bir depremle karşı karşıya kaldık. Geniş bir coğrafya ve kış… Soğukta göçük altında çıkartılmayı bekleyen insanlarımız var. Akşama kadar hiç ulaşılmamış olan illerimiz var. Yardım isteyen çığlıklar yürek yakıyor. 1999 Marmara depreminden sonra deprem vergisi kondu. Belli yıl sonunda kalkacaktı. Hükümet vergiyi sürekli […] DEPREM
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
malumatfurusorg · 2 years
Text
Fevzi Çakmak'a Atfedilen “Tarikatlar Ve Cemaatler, Haçlıların Anadolu’da Kurdukları İleri Karakollardır” Sözü
Fevzi Çakmak’a Atfedilen “Tarikatlar Ve Cemaatler, Haçlıların Anadolu’da Kurdukları İleri Karakollardır” Sözü
“Tarikatlar Ve Cemaatler, Haçlıların Anadolu’da Kurdukları İleri Karakollardır” Sözünün Fevzi Çakmak’a Ait Olduğu İddiası Doğru Değil   Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak’a (12 Ocak 1876 – 10 Nisan 1950) sahipliği atfedilen “Tarikatlar ve cemaatler, Haçlıların Anadolu’da kurdukları ileri karakollardır.” sözünü ele alacağız…   Bahsi geçen sözü Fevzi Çakmak’a izafe eden paylaşımları şöyle…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
emretekintr · 3 years
Text
Tumblr media
Esselâmu Aleyküm ve Rahmetüllâhu ve Berekâtuhu, ben Emre Tekin.
Youtube kanalımızda, Ehl-i Sünnet ulemânın sohbetlerinin tamamını ve ehemmiyetli kesitlerini sizlerin istifadesine sunacağız inşaAllah.
Ehl-i Sünnet hocaefendileri ve dava adamlarının sohbetlerini kanalımızda bulabilirsiniz.
Çaba ve gayret bizden, tevfik ise Allah'u Zülcelâl'dendir.
Seyda Muhammed Konyevi, Şehid Bayram Ali Öztürk, Tahir Büyükkörükçü, Osman Nuri Topbaş, İhsan Şenocak, Hüseyin Avni Kansızoğlu, Ebubekir Sifil, Mehmed Zahid Kotku, Timurtaş Uçar, Kadir Mısıroğlu, Ahmet Vanlıoğlu, Ali Kara, Mehmet Savaş
72 notes · View notes
tarikbinziyad · 3 years
Note
bir yere bağlı olmadan, ehli sünnet bütün hocaları dinliyorsunuz sanırım değil mi
Evet efendim. Aynen o şekilde :) Aklıma gelen hocaları yazayım(muhakkak unuttuklarım vardır kusura bakmayın) değerli kardeşlerimiz de istifade etsin. Siz de değerli katkılarda bulunabilirsiniz. Biz de istifade edelim. Ehli Sünnet bütün hocaları dinlerim şu an bazıları bu şekilde (Sırasız) :
Tahir Büyükkörükçü
Mahmud Esad Coşan
Bayram Ali Öztürk
Hızır Ali Muratoğlu
Abdülmetin Balkanlıoğlu
Mehmet Zahid Kotku
Cübbeli Ahmet Hoca
Osman Nuri Topbaş
Timurtaş Uçar
Adem Ergül
Muzaffer Ozak
Nureddin Yıldız
Muhammed Emin Yıldırım
Ebubekir Sifil
Ahmet Bulut
Fatih Çıtlak Hoca
Mahmut Akgül
Ömer Tuğrul İnançer
13 notes · View notes
mustafa1senyurt · 3 years
Photo
Tumblr media
Tavsiye Ettiğim 100 Kitap
DİNİ
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali Hasan Karakaya
Kütüb-i Sitte Muhtasarı İbnu’d-Deyba
Mişkatül Masabîh (4 Cilt) Hatib Et-Tebrîzî
Muhtasar Süneni İbni Mace Tercümesi  İbn Mace
Riyaz'üs Salihin İmam Nevevi
Muhtasar Terğib ve Terhib İbn Hacer el-Askalani
Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Ramuz El-Ehadis
Hadislerle İlimler Hikmetler (2 Cilt) İmam İbni Recep el-Hanbeli
Esmaül-Hüsna Şerhi Ayet ve Hadislerle Mustafa Necati Bursalı
Allah'ın Elçisi Hz. Muhammed'in Hayatı Salih Suruç
Sevgili Peygamberim Rahim Er
Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.)  Osman Nuri Topbaş
Şemail-Şerif Hadislerle Peygamberimiz  İmam Tirmizi
Muhtasar İbn-i Kesir Tefsiri Arif Erkan
Peygamberler Tarihi M. Asım Köksal
Hz. Yusuf ve Züleyha Mustafa Necati Bursalı
Hazreti Ebubekir Mustafa Necati Bursalı
Hazreti Ömer Mustafa Necati Bursalı
Hazreti Osman  Mustafa Necati Bursalı
Hazreti Ali Mustafa Necati Bursalı
Ömer b. Abdulaziz İbn Abdulhakem
Sa'd b. Ebi Vakkas Muhammed Emin Yıldırım
Böyle Seslendiler Ebubekir Sifil
el-Edebü'l-Müfred İmam-ı Buhari
İslamda Helaller ve Haramlar 2 Cilt İbn Hacer El Heytemi
El Hadaik Hadis İlmi Ve Zühd Bahçeleri Ebul Ferec İbnul Cevzi
Müminin Silahı Dua İmam Zehebi
Minhacü'l - Kasıdin ve Müfidü's-Sadıkin İbnü'l-Cevzi
Sünneti Delil Kabul Etmek; Cennetin Anahtarı İmam Suyuti
Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor? Mehmet Yaşar Kandemir
Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz Mahmud Esad Coşan
El-Adab Hadislerle İslam Ahlakı İmam Beyhaki
Kitabuz Zühd ver Rekaik Abdullah B. Mübarek
Kitabü'z-Zühd  İmam Beyhaki
Kitabü'z-Zühd Ahmed İbn Hanbel
Sıfatü's-Safve İbnu'l-Cevzi
Ahvali Ahirete Işık Tutan Kandiller İmam Suyuti
Kalplerin Keşfi  İmam Gazali
Hasan Basri Abdurrahman İbnü'l Cevzi
Haklar ve Vazifeler Mehmed Zahid Kotku
Medeniyetimizin Sosyal Dinamikleri  İskilipli Mehmed Atıf 
Kuran Mucizeleri M. Sinan Adalı
Namazda Huşuya Götüren 33 Etken Muhammed Salih el-Müneccid
Dualar ve Zikirler  El-Ezkar İmam Nevevi 
Mus'ab b. Umeyr Ömer Döngeloğlu
İşi Vaktinden Çok Olanlar Nureddin Yıldız
Onlar Böyleydi İmam Nevevi
Sünneti Reddeden Kur'an Müslümanlığı İhsan Şenocak
21. Yüzyılda Asıl Mesele Mahmud Esad Coşan
Muhtasar Tahavi Akidesi Şerhi Ebubekir Sifil
Kur'an-ı Kerim Müdafaası İhsan Şenocak
El-Menhiyyat  İmam Suyuti
İslam'ın Kızına İhsan Şenocak
Müslüman Gence İhsan Şenocak
TÜRKÇE
Kutadgu Bilig Yusuf Has Hacip
Kemalist Yalanlar Yavuz Bahadıroğlu
Bir Değirmendir Bu Dünya Cahit Zarifoğlu
Bu Ülke Cemil Meriç
Diriliş Muştusu Sezai Karakoç
Kayı 4 Ufukların Padişahı Kanuni Ahmet Şimşirgil
Sultan II. Abdülhamid Han Kadir Mısıroğlu
Sultan Vahideddin Kadir Mısıroğlu
Metal Fırtına Burak Turna - Orkun Uçar
Satılık İmparatorluk Mustafa Armağan
Biz Osmanlıyız Yavuz Bahadıroğlu
Direniş Karatay Selman Kayabaşı
İmparatorluğun Dönüşü Erkut Perek
Davut Harekatı Sedat Pekdemir
Yakın Tarihimizin Sır Perdesi Yavuz Bahadıroğlu
Yunus Ahmet Efe
Kelile ve Dimne Beydeba
Bostan ve Gülistan Şeyh Sadi Şirazi
Hamza Ömer Faruk Dönmez 
Aynadaki Yalan Necip Fazıl Kısakürek
Çile Necip Fazıl Kısakürek
Düzceli Mehmet Halit Ertuğrul
Romanlar Cahit Zarifoğlu
Dahiler Ve Deliler Mehmed Niyazi
İbrahim Ethem Necip Fazıl Kısakürek
Kuşların Dili Cahit Zarifoğlu
YABANCI
Geçmişe Bakış 2000'den 1887'ye Edward Bellamy
De Profundis Oscar Wilde
Dönüşüm Franz Kafka
Küçük Ağaç'ın Eğitimi Forrest Carter
Karamazov Kardeşler Dostoyevski
Siddhartha Hermann Hesse
Bunları Düşün Jiddu Krishnamurti
Konfüsyus Yu DAN
Martin Eden Jack London
Işığın Savaşçısının El Kitabı Paulo Coelho
Ana Maksim Gorki
Böyle Buyurdu Zerdüşt Friedrich Wilhelm Nietzsche
Satranç Stefan Zweig
Bulantı Jean Paul Sartre
Kar Kurdu Glenn Meade
Gazap Üzümleri John Steinbeck
İnsan Ne ile Yaşar Lev Nikolayeviç Tolstoy
Ölümsüzlük Peşinde Gılgameş Thomas R. P. Mielke
Hayvan Çiftliği George Orwell
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Victor Hugo
@Mustafa1SENYURT  
Güncelleme 6 Ocak 2022
https://www.facebook.com/okudugumtavsiyekitaplar/
okuduğum tüm kitaplar
http://mustafa1senyurt.blogspot.com/2017/02/okudugum-kitaplar.html
7 notes · View notes
dnzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
12 EYLÜL DARBESİ Darbe yapabilmek için şartların olgunlaşmasını beklediler. Olgunlaşması demek; Daha çok ölüm, daha çok patlama, daha çok kaos çıkması demekti. Oysa ATEŞ SADECE ŞEYTANI BÜYÜTÜR. Karanlığı büyütür. Büyüttü de… Vatanı için gencecik yaşında canını verebilen gençler ezildi, öldürüldü, asıldı, sürüldü, meslekten atıldı. Böylece; vatanı ganimet olarak gören vatansızların tohumları ekildi bereketli topraklarımıza… İşgalcilerin yaptığı işkenceler yapıldı gencecik çocuklarımıza… ABD’nin yarattığı karanlık savaş sembolü olan Guantanamo hapishanesinde yapılan işkence benzeri işkenceler yapıldı. 12 Eylül Amerikan darbesinin bilançosu: 650 Bin gözaltı, 1 milyon 683 bin fişleme, 171 kişi işkence sonucu ölüm, 210 bin dava, 230 bin yargılama, 14 kişi açlık grevi sonucu ölüm, 16 kişi kaçarken vurulma, 50 kişi idam edilmiştir. *** *** Silahlar ülkeye rahatlıkla sokuldu. Sağ-sol gruplara dağıtıldı. Ülkede; Gümrük Bakanı vardı, İçişleri Bakanı vardı. MİT vardı. Emniyet vardı. Jandarma vardı. Vardı ama hiçbiri silahların ülkeye girişini ve dağıtılmasını egelle(ye)medi. O günlerde Özel Kuvvetler CİA’nın üssü gibiydi. Kirli silahlar gençlerin eline tutuşturuldu. Tutuşturanlar bazen bir polis, bazen bir öğrenci başkanı, bazen bir istihbarat görevlisiydi. Bazıları hedefe koydukları gence kirli silah verip sonra ihbar etti. Silahla işlenen bütün suçlar hedef gencin üzerine kaldı. Polis, asker, dernekler, sendikalar, mahalleler ikiye bölündü. Gazeteler öldürülmesini istediği isimlerin ilan listesi gibiydi. Çünkü bir ismin gazete manşetine taşınması aslında ölüm emriydi. Sağcı gazeteler sol isimleri, solcu gazeteler sağcıları hedef gösteriyor, hedef gösterilenler öldürülüyordu. *** *** Sağ hükümetler solcu memurları Çankırı, Yozgat gibi sağın elinde bulunan illere sürgün ediyordu. Bu illere gönderilen memurun daha şehre indiği an vurulacağını bile bile… Sol hükümetler sağcı memuru Tunceli, Kars gibi illere sürüyordu. Öldürüleceğini bile bile… Polis POLDER VE POLBİR olarak ikiye bölündü. Okulları jandarma ve polis beklediği, her öğrenciyi yokladığı halde okulların içinde, tuvaletlerinde bombalar, silahlar patlıyordu. Bu arada birileri yok etmek istediği kişileri sağ-sol ayağına yok ediyordu. *** *** Vatanım diyen bu gençler birbirine kırdırıldı. Bu arada utangaç bir kız gibi gezen kırmızı yanaklı bademler korundu. 12 Eylül Amerikan darbesinden çizik bile almadılar. Tam tersi, büyümeleri için önlerine otoban açıldı. İşkencehanelere; Saidi Kürdi ve İngiliz beslemesi, fikri pezevenk, tecavüzcü işgalci sevici hain Mısıroğlu’nun kitapları setler halinde girdi. Aslında bu durum bile hedefin ne olduğunu gösteriyordu. Uğur Mumcu; Türkiye’deki imamların maaşlarının Kenan Evren ve Başbakan Bülent Ulusu’nun imzalarıyla, Suudi Rabıta örgütü tarafından ödendiğini ortaya çıkarmıştı(!).. Sahi, kominizmle mücadele derneği diye FETÖ’ye de bir rol verilmişti değil mi? Evren Amerikan darbesinden sonra ilk iş olarak Yunanistan’ın NATO’ya dönmesine olur vermiştir. *** ***
12 Eylül darbesi ülkemizi dönüştürme perojesinin adıdır. Yeşil Kuşak projesine ray döşemenin adıdır. Ülkeyi Amerika’nın otoparkına çekerken, engel çıkaracak direnç noktalarını(bir kuşağı, gençliği) yok ettiler. Bütün kurumlarıyla, siyasetçisiyle, Ordusuyla, istihbaratıyla… Bütün kurumlar suç ortağıdır. Bu kanlı oyunun en masumu, önüne konan davaya yüreği ile inanmış gençlerdi. Önce önlerine bir yem koydular. Sonra o yemleri yediler diye bacaklarını, kanatlarını, kafalarını koparttılar. Çocukları bile olmasın diye işkence yaptılar. Yetmedi; Cesetlerinin üzerinde tepinip, siyasi ranta bile çevirdiler. *** Geriye bademler, tarikatlar kaldı. Devleti ele geçirdiler. Bademler büyüdü, devletin bütün ederlerini ganimet görüp paylaştılar. Cumhuriyeti yıktılar. Ordu’yu başı kesilmiş tavuğa çevirdiler. Komik olan; Varlık nedenleri olan 12 Eylül Darbecilerini bile yargıladılar(!).. Başka bir 12 Eylül badem darbesine malzeme yaptılar. Oysa 12 Eylül Darbesi bademin ebesidir. Nato Paşalarının yarattığı badem canavara dönüşerek kendi kurumlarını yuttu. ABD’nin yönlendirmesi ile 12 Eylül darbesi yapıldı. Darbeciler işgal ordusunun yaptığı işkenceleri, tecavüzleri kendi milletine uyguladı. Badem 12 Eylül 2010 yılında, referandum adıyla sivil bir Amerikan darbesi daha yapıldı. Postallı darbeden takunyalı darbeye geçiş yapıldı. Türkiye’nin bekası için endişelenen kim varsa hapse tıkıldı. Küresel sermayenin bağımlısı uyumlu basın kullanılarak direnç noktaları linç edildi. Ülkenin bütün kaynakları yabancı sermayenin yağmasına açıldı. Temel SAĞIROĞLU badem darbesinin operasyonlarıyla postal darbesinin operasyonlarını karşılaştırmış: 12 Eylül ve sonraki 2 yılın bilançosu 650 Bin gözaltı 1 Milyon 683 Bin fişleme 50 idam 171 işkence sonucu ölüm 210 Bin dava 230 Bin yargılama 39 gazeteci tutukluya 3.315 yıl ceza 5 Açlık grevi sonucu ölüm
AKP iktidarı ve sonraki 18 yılın bilançosu 3 Milyon 432 Bin gözaltı 8 Milyon 800 Bin fişleme 182 müebbet (idam cezası kaldırıldığından dolayı) İşkence sayısı hepimize karanlık 1 Milyon 554 Bin dava, 815 Bin yargılama 299 Gazeteciye toplam 3 Bin 36 yıl 8 ay ceza 30 Açlık grevi sonucu ölüm 54 Kendini yakma eylemi 44 Maddi sorunlar nedeniyle intihar
Yabancı ülkelerin istihbaratlarına, küresel pazarlıklara bir BESLEME ezikliği ile teslim olanlar, BESLEME OLUNCA, ağanın gücünün kendi gücü olacağını zanneder. Sonra bırakın güç kazanmayı, her türlü kullanılmaya başlarlar. Hiçbir beslemenin Atatürk ve Kemalistleri, bağımsızlıkları uğruna bedel ödemeye daima hazır olmalarını anlaması mümkün değildir. Kafes kuşlarının, bütün özgür kuşlara düşman olması ezikliğinin bir sonucudur.
Zahide UÇAR 12 Eylül 2020
2 notes · View notes
dnzsimsek-blog · 4 years
Photo
Tumblr media
Sağlık Çalışanlarını Alkışlamak…
Korona virüsü çıkalı sağlık çalışanlarını alkışlıyorlar. Dün dövüyorlar, HATTA ÖLDÜRÜYORLARDI. Cehaletin azgınlığı; doktor, sağlık çalışanları ve öğretmenlerin üzerine şiddet olarak çökmüştü.
Bu durum psikolojik bir sorundur. Yıllarca elini-eteğini öptüğü insanlara karşı duyulan ezikliğin dışa vurumudur. Elini-eteğini öptükleri insanlar onlardan böyle bir şey istemedi ama ezik insanın karakteristik yapısı budur. Güce eğilir. Gücü kendinde gördüğü an dünyanın en zalim insanı olur. AKP ile iktidara geldiğini düşündüğü için, ‘güç bende artık, her istediğimi yaparım’ düşüncesiyle, her yol bize hak demeye başladılar. ÖRGÜTLÜ CEHALET..
Doktorları itibarsızlaştırma süreci AKP ile başladı. Öğretmenleri itibarsızlaştırma süreci AKP ile başladı. En üst düzeyden hakaret gördüler.
Bilime, bilim adamına düşmanca bir tavır takındılar. Tıpkı Ortaçağ papazları gibi… Eğitimi resmen cahilleştirdiler. Ruh hastası, ahlaki değerleri sıfırlanmış şeyh-şıh kim varsa devlete ortak yaptılar. Diyanet denilen, milletin sırtına abanmış, Ortaçağ papazları ile yarışan kurumu, adını henüz koyamadıkları devlet için hazır güç haline getiriyorlar. Diyanet ayrı bir yazı konusu ama şu kadarını söylemek lazım: Diyanet, Türk Müslümanlığı ve Türk ahlakını bitirme görevi yürütüyor.
Dönelim doktorlara; Doktorları önce insanların bilgilerini alarak hükümete istihbarat sağlama işinde kullanmaya kalktılar. TTB itiraz etti. Türk Halkı’nın bütün kişisel sağlık bilgileri bir havuzda toplanacaktı. Şimdi ne durumda bilmiyoruz. O bilgilerin satılmayacağını kim garanti edebilir? Bu ülkede Ordunun savaş sırları gasp edildi ve düşmana servis edildi. Özel görevli istihbarat elemanlarının isimleri servis edildi. Öldürülmeleri sağlandı. Sorumlu olanların ortaklarına terörden dava açıldı ama ajanlık faaliyetinden dava açıldı mı?
Doktorlar parça başı para alan tekstil çalışanlarına çevrildi. Aile hekimleri kaç hasta muayene etti, o kadar para verildi. Muayene ettiği hasta sayısına göre performans değerlendirmesi yapıldı. Bir doktorun kaç hastaya kadar gerçekçi muayene yapabildiği bilimsel gerçeği yok sayıldı. Bilimsel gerçeklerden; ‘Ne kadar ekmek, o kadar köfte’ uygulamasına geçildi. *** *** Korona virüsü gerçeği suratlarına bir şamar gibi indi. Doktorlar kıymete geçti diyeceğim de…. Diyemiyorum. Bir hafta öncesine kadar doktorlara günde sadece BİR ADET maske veriliyordu. Akşama kadar tek bir maske ile çalışmak zorunda kaldılar. Kendileri almak istese zaten maske bulunmuyordu. Bir haftadır DÖRT ADET maske veriliyor iyi mi? İşte doktorlara verilen değer… Bu arada İtalya, İspanya’ya Korono Virüs yardımı yapıyoruz diye övünüyorlar. Tanrı akıl- fikir versin demekten başka bir şey diyemiyorum. *** **** Bu arada Kızılay’ı, devletten vergi kaçırmaya aracılık eden Kızılay Başkanı’nı gören var mı? Göremezsiniz! Belli ki her kurum gibi Kızılay’da yağmalanmış. Yalnız her nasılsa Kızılay’ı Barzani’nin Leşmergelerine maske ve yardım kolisi dağıtırken gördük. Leşmergelere 30 bin maske, 475 koli gıda yardımı yapıyordu. Türkmenler mi? Türkiye’de Türk’e düşman olan bir hükümetin, dış Türklere yardım etmesi zaten beklenemez. *** **** Doktorlarımızı ve sağlık çalışanlarımızı biz alkışlarız. Gösteriyi bırakın. Doktor ve sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılayın. Sarayın bir günlük masrafı kaç bin sağlık çalışanının ihtiyacını karşılar? İYİ HESAPLAYIN!! Zahide UÇAR
1 note · View note
derdiderun · 5 years
Note
Es-selam hocam. Kendimi dünyaya fazla kaptırıyorum, tesettürümdrn taviz vermekten çok korkuyorum. Kendimi diri tutabikeceğim video, yazı, kitap vs tavsiyeniz varsa alıp baş üstü yapmak isterim..
Aleykümselam. Hocalık ile uzaktan yakından alakamız yok. Tavsiye aldığın bir kardeşin olarak düşün. Videolar, sohbetler, kitaplar faydalıdır ama kendinizi, halinizi gerçek manada korumak istiyorsanız bu iş arkadaşta, beraber ünsiyet kurduğumuz kişilerde, ortamda, çevrede bitiyor. Ahiret dertlisi olan, dini hassasiyeti, tesettür hassasiyeti olan kişiler ile ünsiyet kurun, dost olun. Çevreniz, ortamınız islama uygun olan yerler olsun. Bu şekilde halinizi daha rahat muhafaza edebilirsiniz...
Kadı Muhammed Zahid (k.s) hazretleri şöyle buyuruyor:
Dünyâya düşkün olmayanlarla, âhiret adamlarıyla oturmak, berâber bulunmak, çok tesirli ve faydalıdır. Önce tesiri anlaşılmasa bile, doğan bir çocuğun her gün yavaş yavaş büyüdüğü gibi, insan yavaş yavaş dünyâya düşkün olmaktan kurtulur.
Sohbet olarak;
-Merhum Abdülmetin Balkanlıoğlu Hocanın
-Merhum Timurtaş Uçar Hocanın
-İhsan Şenocak Hocanın
-Osman Nuri Topbaş Hocanın
sohbetlerini, videoları izleyebilirsin…
Kitap olarak;
-Hanımefendi Tesettür Ederim - Burak Kızıldaş
-İslam’ın Kızına - İhsan Şenocak
-Tefekkürde Tesettürde İslam Diyen Kızlar - İhsan Şenocak
kitaplarını okuyabilirsin…
burada tesettüre, şeriata dikkat eden bayanlar var onlara da sor başka daha güzel kitaplar önerirler, sohbetler önerirler inşeAllah. Rabbim yardımcınız olsun…
4 notes · View notes
baybaykus · 5 months
Text
Zahide Engin Uçar yazdı. 👇
TC Zahide Engin Uçar yazdı. 👍🙏
YEREL HALK
İngiliz Şimşek T.C. Devletini işgal ettiklerini itiraf etti. Nasıl mı?
Türklere “yerel halk” tanımını koydu. Peki İngilizlerin yerel halk tanımı nedir?
Avrupa’nın beyaz adamı Afrika’ya gitti. Sömürdü. Afrika’nın gerçek sahipleri zenciydi. Kara derili oldukları için insan olarak bakmıyorlardı. Beyaz adam için sömürdükleri ülkelerin gerçek sahipleri kara derili insanlar yerel halktı.
Avustralya’ya gittiklerinde Avustralya’da Aborjinler vardı. Katlettiler. Katlettiklerini kabul ediyorlar ama özür dilemeyi reddediyorlar. Geride çok az nüfusu kalan Aborjinlere “yerel halk” diyorlar.
Amerika’ya gittiklerinde milyonlarca nüfusu olan Kızılderili vardı. Avrupa’nın aç beyazları Kızılderililere soykırım yaptı. Hem de en ahlaksız bir biçimde. Oysa Kızılderililer bu cani ruhlu beyaz adamı el üstünde tutmuştu. Kış ayında KITAYA ÇIKANLAR AÇ KALDI. Kızılderililer onlara yiyecek götürdü. Çok yüzlü Amerikalıların Şükran Günü nedir biliyor musunuz? Kış mevsiminde kıtaya çıktıklarında aç kalırlar, Kızılderililer bunlara hindi götürüp doyurur. Kızılderili soykırımı yapan beyaz adam, o yılların anısına Şükran Günü yapıyor. Kızılderililer tepki gösteriyor. Hem bizleri öldürdünüz, bir de bizimle alay edercesine Şükran Günü mü yapıyorsunuz diyorlar.
İşte o beyaz adam Amerika kıtasının soykırıma uğrayan gerçek sahibi Kızılderililere “yerel halk” diyor.
MR. Şimşek İngiliz ve ABD vatandaşı. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Mr. Şimşek İngiliz devletinin çıkarına ters bir eylemde bulunursa İngiltere tarafından yargılanır. Amerikan vatandaşı olurken ettiği yemine uymazsa yargılanır. Kırmızı bültenle aranılan bir kişi olur. Bu konumda bir kişi Türkiye’de ekonomiden sorumlu bakan yapılmışsa, Duyun-u Umumiye imaj değiştirerek işleme konmuş demektir.
*** *** ***
ÖLDÜRÜLÜYORUZ FARKINDA MISINIZ?
2006 Yılında yerli tohum yasaklandı. Çiftçi kısır hibrit tohumlara mecbur bırakıldı. Her yıl tohum, fide aldı. Tohumlar gelirken o yılın hastalığının ilaçları da tohumla birlikte gümrüklere geldi. Hibrit tohum ekilen tarlada toprak öldü.
Dr. Ümit Aktaş bir açıklama yaptı. Hibrit tohum yasası 2006 yılında çıktıktan sonra bir yıl içinde ölüm sayısı %50 arttı. Böyle giderse ülkede Türk kalmayacak diyor.
Bu açıklama beni ürküttü, ya sizi?
Bir de pandemi kumpası var. Yeniçağ Gazetesinde çıkan bir habere göre Korona Virüs kumpası dünya nüfusunu azaltmak için üretildi.
Sağlık Bakanı ve hükümetin baskısıyla insanlara nerede ise zorla aşı yapıldı. Korkunç bir algı operasyonu yürütüldü. Sonuç?
İnsanların yaşamında aşılardan önce, aşılardan sonra diye bir dönem başladı. Yaşlılar yanlış tedavi yöntemleri ile büyük oranda öl(dürül)dü. Almanya’da aşı mağduru insanlar dava açıp tazminat alıyor. Türkiye’de sürekli bir yakınımızı kaybediyoruz ama tık yok. Neden? Nedeni açık değil mi?
“YEREL HALK” diyor Mr. Şimşek… Yani, katliamlardan geriye kalanlar…
Sahi kaç TÜRK kaldık biz?
Kimsenin zoruna gitmesin bu soru. Ya da gitsin! Gerçek acıdır.
Ülke nüfusunun nerede ise yarısı kendi diline düşman, her cümlesine Arapça bir kelime sıkıştırmayı maharet sayan, kimliğini, özünü kaybetmiş HİBRİT vatandaş… Diğer yarısının yarısı da, her cümlenin arasına İngilizce kelime sıkıştırmayı maharet sayan, özünü yitirmiş sömürge kafalı vatandaş.
Yunanistan adalarımızı işgal ederken, varlık nedenini Türk düşmanlığı üzerine kurmuş bir devlete kapı bir komşu gibi gidip ekonomisine katkı sunanlar zaten milliyetini kaybetmiş demektir.
Yunanistan Pontus Soykırım yalanını meclisten geçirmişti. Bir de soykırım anıtı diktiğini basından öğrendik. Bizim Devlet Tiyatrolarımız ne yaptı? Yunanistan’ın Atina şehrinde bulunan Pire Belediye Tiyatrosu Sanat Yönetmeninin ortak proje talebine olumlu cevap verdi.
Kimse ne işgali önemsiyor, ne de soykırım iftirasını… İşte bu yüzden “YEREL HALK” aşağılaması yapılabiliyor.
2022 Yılında İzmir Kitap Fuarına katılan kıymetli yazarımız Mustafa Yıldırım gördüğü aymazlık ve ihanet karşısında şöyle haykırıyordu;
“Atina devletinin erinin İzmir’i Smyrna yaparak İngiliz zırhlısı Agamemnon ile gözdağı verdiği İzmir Kitap Fuarındaki kahırlı iki günün sonunda yıkım… İzmir’de tepkisiz kitle… Belki eskiden ‘gavur Smyrna’ değildi ama şimdi olmuş… 9 Eylül savaşın utkusu yerine soytarılığa…
Atinalılar adaları işgal etti. Zeybetiko Soyun eri, İzmir’i SMYRNA yaptı. İngiliz zırhlısı Agamemnonu yanaştırdı çirkinlik anıtı fuarına… Artık atları Belkahveden aşağıya sürme vakti yakındır.”
Ordusu dağıtılan, neyi var, neyi yok satılan bir millet… Yağmalanmış bir ülke, yağmalayanları 22 yıl alkışlamış bir halk kitlesi…
Adı silinmiş, milli kahramanları, kurtarıcısı aşağılanmış, milli bayramlarına yasak gelmiş bir millet... Bütün bu örtülü işgal, aşağılanmaya susan bir halk…
Madenleri Afrika’nın belki 50 yıl öncesinde yağmalandığı gibi vahşi bir biçimde yağmalanan bir millet… Suskun… Sanki yaşamıyor gibi… Yaşasaydı bu işgali gerçekleştirenler bu ülkede bir yıl kalamazdı.
Sahi Türkler nerede? Kaç kişiyiz biz? 40 kişi ile Çin Sarayını basan Kürşat ihtilali ile övünüp, 80 milyon nüfusla işgale boyun eğmek… Onuruna, kimliğine, toprağına saldırılınca susacaksın, cebin delinince yaygarayı basacak, buna da BAŞARI(!) DİYECEKSİN… HADİ ORDAN BE!..
İşgalci işgalini güçlendirmek için 17 milyon sığınmacıyı getirmiş. Senin çocuğun sınavla üniversiteye girerken, işgalcinin çocuğu istediği üniversiteye giriyor. Sen parasızlıktan tedavi olamazken, işgalci bedava tedavi olup, bedava ilaç alıyor. Sen işyerine vergi öderken, işgalci vergi ödemeden işyeri açıp, sana rakip oluyor. Sen çoktan Kızılderili, Aborjin olmuşsun haberin yok. Haberin niye mi yok? Ölü taklidi yaptığın için.
Bugün Emperyalizmin başat devleti sömürgeci İngiltere’nin vatandaşı Mr. Şimşek ne diyor?
“Yerel Halk!”
Yani;
Ölenlerden, ölüden farkı kalmayan mankurtlardan geriye kalanlar…
YEREL HALK!
Utanmalıyız! Utanmayı unuttuysak, gerçekten ölelim.
Kızılderililer kadar azaldığımızda, Mr. Şimşek’in vatanında yapıldığı gibi, bir şükran gününü de Türklere çok görmezler herhalde!?
Zahide UÇAR(21. 04. 2024)
2 notes · View notes
ozel-buro · 3 months
Text
ANALİZ /// ZAHİDE UÇAR : İSTANBUL ARABİSTAN'INDAYIM !!!
ZAHİDE UÇAR : İSTANBUL ARABİSTAN’INDAYIM !!! Bir gün Suriye Türkmenlerinden sevgili dostum Ali Öztürkmen’i aradım. Neredesiniz diye sorduğumda acı dolu bir cümle ile cevapladı beni. Dedi ki; “İstanbul Arabistan’ındayım.” Ali Öztürkmen Suriye’de okuyup avukat olmuş ama Türk olduğu için denklik alamadı, avukatlık yapamıyor. Kendisi ile 2014 yılında Yalova’da Türk Dünyası Yazarlar Buluşmasında…
0 notes
dzsimsek · 5 years
Photo
Tumblr media
Ahmet Davutoğlu-Ali Babacan
Ülkede gerçek bir muhalefet boşluğu var. Mevcut muhalefet sarayın oluşturduğu gündem peşinde koşmaktan başka bir varlık gösteremiyor. Saray sınıf imamı gibi, konu başlığı oluşturuyor. Muhalefet o konuyu tartışmaktan gerçek gündemi konuşamıyor. Ya da konuşmuyor! AKP Genel Başkanı başbakan olduğu dönemde gazetecilerle sohbet ederken; “bu tür gündemler oluşturmazsam ülkeyi yönetemem ki” demişti. Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin. “Joseph GOEBBELS (Hitler in Propaganda Bakanı)” Muhalefet 18 yıldır kendi gündemini oluşturmayı beceremiyor. Oysa gündem dışına çıkmak çok basittir. Sis bombaları patlatıldığında ilk önce; ‘-Geç, geç… Milletin yalan-yanlışla uğraşacak zamanı yok…’ diyerek önüne konan suni gündemi değersiz kılarsın. AKP sosyal medyada bu işi trolleri kullanarak yapıyor. Ne kadar ciddi yazı varsa, altına bu tür yorum yazıp, değersizleştirme algısı üzerine çalışıyorlar. Suni gündemi alaya alıp, sis bombalarını dağıtılabilir. Ülkenin kanayan yaraları tek tek ele alınıp, gözlerine sokulur. *** *** Muhalefet vatandaşa DERMAN(!) olamayınca, sahte reçetelerin gündem olması kaçınılmazdır. Davut’un oğlu ile bir zamanların Bebecan’ı muhalefetin zayıflığını görerek meydana çıkıyor. Üstelik onca sabıkalarına rağmen… *** *** Bunlara reisleri bakanlık verseydi, ayrılıp parti kurarlar mıydı? Bunlar AKP içinde iken hangi yanlışın karşısında durdu? Özelleştirme adıyla kurumların peşkeş çekilmesine mi? Yağmaya mı? Hırsızlığa mı? Yolsuzluğa mı?  Neye karşı çıktılar? Türk Ordusu’na ve Türk aydınlarına ‘ABD+FETÖ+AKP��� ortaklığında kumpas kurulurken ortaktılar. PKK’ya diz çökerken, Barzani ile gurur duyarken, Barzani’nin malları Mersin Serbest Bölgesinden eskort eşliğinde taşınırken birlikte idiler. Ege adalarımız Yunan işgaline terk edilirken birlikteydiler. AKP Haçlı Ordusuna ayakçılık yaparken birlikteydiler. Şimdi hangi yüzle milletin karşısına çıkıyorlar? *** *** Ali Babacan 1 milyar dolar karşılığında ABD’ne Irak’a girmeme, yani; Irak Türkmenlerini sırtından bıçaklama anlaşması yaptı. Bir Milyar Lira karşılığında Türkiye’nin çıkarlarını sattı. AB’nden sorumlu bakan iken AB’de gittiği ülkede kargo kapısından içeri alındı. İtiraz etmedi. Her şeyi düzgün olsa dahi, EZİK bir kişiye devlet yönetimi teslim edilir mi? Küresel çetenin Bilderberg toplantısına katılan isimdir. AKP’li Ali Babacan’ın TÜSİAD toplantısındaki: “Biz bu bölgede (Ortadoğu’da, Kafkasya’da ve Balkanlar’da), ülke sınırlarının anlamsızlaşmasını, sermaye ve üretimin serbestçe dolaşımını ve artık halkların kaynaşmasını istiyoruz. Bu maksatla Afrika’ya açılıyoruz.”(18.01.2012) Sözleriyle Türkiye’yi de parçalamayı amaçlayan BOP hedefine ve Siyonist sermayenin dünya hâkimiyetine hizmet ettiklerini resmen açıklamış oluyordu. *** *** Davutoğlu…. Dışişleri Bakanı iken ABD’ye yaptığı ziyarette parmakla çağrılınca koşa koşa giden kişidir… ** “Ahmet Davutoğlu, Obama ekibinin güvenoyunu da alarak Dışişleri Bakanı oldu. Obama Başkanlık koltuğuna 20 Ocak 2009’da oturmuş, hemen ardından da Başbakan’ın Başdanışmanı sıfatı ile Ahmet Davutoğlu Washington’u ziyaret etmiş ve bence tarihe geçen şu sözleri sarf etmişti: Obama ile Türkiye’nin dış politika tercihleri ve öncelikleri tamamen örtüşmektedir. Cüneyt Ülsever” ** “Ahmet Davutoğlu, Cüneyt Ülsever gibi liberal isimler tarafından dahi fazla ABD eksenli bulunuyor. Davutoğlu’nun “ ABD ile çıkarlarımız tamamen örtüşüyor” sözleri liberal kesim tarafından bile fazla iyimser bulunuyor. Barış Terkeoğlu oda.tv” Kenan Çamurcu: “Davutoğlu'nun Türkiye'yi felakete sürükleyen savaş çığırtkanlığı karşısında bir sırrı ifşa etmemin zamanı geldi: 90'lı yıllarda Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne başkanlık ettiği sırada belediye adına uluslararası etkinlik ve programların ağırlıklı bölümünü ben yönettim. O programlar çerçevesinde düzenlediğimiz uluslararası sempozyumlardan hangisine akademisyen Ahmet Davutoğlu'nu davet... etsem veya herhangi bir programın oluşturulmasıyla ilgili olarak onu istişareye davet etsem, bugün Erdoğan'ın fırıldağı olmuş İslamcı grup liderlerinin çoğundan hep aynı itirazı alırdım: "Karanlık ve şaibeli biri, İsrail'le bağlantısına dair bilgi ve kuşkular çok güçlü, niye onu çağırıyorsun? Düşünsene, İslamcılardan hangisi daha 20'li yaşlarında çift pasaport alıp ülke ülke dolaştı? İsrail'e bir pasaportla, Arap ülkelerine başka pasaportla giden biri." Bu ve benzeri itiraz ve eleştirileri o zamanlar komplo fikirler görürdüm. 17 Eylül 2013” Davutoğlu ABD veya küresel şirketlerin fedailiğini yaptı dersek, pek de yanlış olmaz. Suriye ve Libya’nın parçalanmasının, akan kanın sorumlularından biridir. Üstelik Suriye politikasına hala sahip çıkıyor. Libya’da Kaddafi’yi linç eden katillere bavulla para dağıtan şahıs.. Kaddafi linç edildiğinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile çak yapan şahıs. Bir zamanlar pilli tavşan yakıştırması yapılan isim. Açılımcı. Etyen Mahçupyan Davutoğlu’nun danışmanıydı. Mahçupyan Ermeni Soykırımı yapılmıştır diyen ve bu iddialar doğrultusunda çalışmalar yürüten bir gazetecidir. Ermeni tarihçi Dabağyan Mahçupyan’ın dış bağlantılarına dikkat çekmiştir. PKK’nın silah bırakması gündeme geldiğinde Mahçupyan PKK’ya “sakın silah bırakmayın” diyen şahıstır. Peki, Davutoğlu böyle bir ismi neden danışman almış olabilir? Van-Akdamar adasında bulunan Ermeni kilisesi onarılıp çan takılarak ibadete açıldığında, Ermenistan’dan davetli bazı isimler gelmişti. Davutoğlu Ermeniler’e hitaben; “Bir gün topraklarınıza dönebileceksiniz” demiştir. Süleyman Şah Türbesi’ni omuzlayıp YPG yardımıyla Suriye’de bulunan vatan toprağını terk eden şahıs, Büyük Ermenistan hedefine sahip çıkıyor. Aslında, BOP kapsamında güncellenen Sevr… *** *** Bebecan ve Devit’in Oğlu parti kurdu. İkisinin de Karay Yahudisi olduğu iddia edildi. İkisi de yalanlamadı. İkisinin söyleminden anladığım şudur; AKP ve Başkanı Anadolu İslam Federe devletine henüz geçemedi. Küresel sermaye Türkiye’nin fedarasyona geçmesini istiyor. Böylece hedeflenen Büyük İsrail Devleti’nin Türkiye parçası kopartılacak. Osman Baydemir Diyarbakır Belediye Başkanı olduğu dönemde Güneydoğulu gazetecilere verdiği iftar yemeğinde yaptığı açıklamada;
“Kuzey Irak’ta özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Erbil’dir. Kuzey Suriye’de özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Kamışlı’dır. İran’da da özerk bir Kürdistan kurulacak. Başşehri Mahabad olacak. Türkiye’de de bir özerk Kürdistan kurulacak. Diyarbakır’ın ismi değiştirilerek ‘Amed’ yapılacak. Başşehir Amed olacak. Bu 4 başşehir Avrupa Birliği’nde olduğu gibi yanlarına Ermenistan ve Ürdün’ü de alıp, sınırları da kaldırarak ‘ortak para birimine’ geçecek ve ‘Büyük Kürdistan Birliği’ hayat bulacak.” Demiştir. Anlaşılan o ki, bu iki sabıkalı isim, Osman Baydemir’in ‘Büyük Kürdistan Birliği’ hedefini gerçekleştirmek, Anadolu’yu Türksüzleştirmek için piyasaya sürüldü. Vahim olan şu ki; Muhalefet bu iki piyona sahip çıkıyor. 12 Mart 2020 Zahide UÇAR
0 notes
kotij · 5 years
Photo
Tumblr media
zahide uçar batı bizi kıskanıyor olayını açıklamıştı, bende paylaşarak sizlere ulaştırmıştım.. (Düzce) https://www.instagram.com/p/B7lxkARFAEj/?igshid=1o5wdivake1p
0 notes
ilmiyyat1453 · 7 years
Photo
Tumblr media
Bak sana bir vak’a anlatayım: Meşhur bir Süleyman Aleyhisselam var ya, kuşların dilinden anlar, ordusu ile havada uçar. Işte bu peygamberimizin hanımı nasılsa aldanıp, ölmüş olan babasının evvelâ resmini, sonra da heykelini yaptırıp, gizlice ona tapınır olmuş. Işte o büyük peygamber bundan gâfil olup hanımını tedip etmediği için, mühr-ü Süleyman elinden alınmış ve kendisi de artık hükümdarlık yapamaz hâle gelmiş. Bir rivâyette kırk gün süren bu halden sonra Süleyman Aleyhisselâm hâdiseye vâkıf olmuş, hanımının putu olan heykeli kırmış. Bunun üzerine mühr-ü Süleyman yine eline geçmiş ve hükümdarlığını sürdürmeye devam etmiş.
Şu hâdise bize anlatıyor ki, insan evinin de hâkimi ola. Bâhusus maiyyetindekilerin Islâmi hayatlarıyla çok sıkı bir şekilde ilgilenmelidir ki, kurtuluş mümkün olsun..
Mehmed Zahid Kotku, Ana-Baba Hakları (Allahu Teâla’ın Hakkına Riâyet)
14 notes · View notes