bir ev
Dışı kül içi dumanlı,
Ses sesi duymuyor,göz gözü görmüyor.
Kimse kimseye ulaşamıyor,eller kavuşamıyor.
Kişiler kelimeler tarafından can veriyor.
Camları isli parkeleri tozlu,
Yürümeye mecal kalmamış.
Ciğerlere duman hücum etmiş.
Beden kontrolsüz hareket ediyor.
Merdivenler kırık,emniyetsiz.
Her adımda yaşamdan bir gün eksiliyor,
Kalemin mürekkebi bitiyor
Beni acılarımla baş başa bırak.
Hissiz duvarları,boş portreleri.
Koridorlar barut ve papatya kokuyor.
Kan damardan şelale gibi akıyor
Şarkılar yarıda kesilip,rehin ediliyor.
Kırık ayna ve bir kadın.
Kemikleri çıkmış,zayıflıktan yorgun düşmüş.
Çaldığı silahı elinde,aynaya bakıyor.
'Öleceksin.'
Yanık kokan evi silah sesi şenlendiriyor.
Kadının kalbine mermi saplanıyor ve balıklar kaçıyor.
Kül yutmuş eşyalar yanıyor,
ve yazar acı içinde kıvranarak ölüyor.
12 notes
·
View notes
Çağatay Türkçesinin Ses & Biçim Özellikleri ve Çağatay Türkçesi’nde Görülen Sözlükler
SES ÖZELLİKLERİ
1. İlk hecede yaygın bir e>i değişmesi vardır:
min<men, sin<sen, ni<ne, kil-<kel-, biyik<bedük, dik<teg, kiç-<keç-, siv~<sew-.
2. İkinci hecede ü bulunması hâlinde ilk hecedeki e, ö’ye döner:
öçkü<eçkü (keçi), öksük<eksük, ösrük<esrük, örük<erük, töşük<teşük.
3. Harezm Türkçesinde dudak ve diş-dudak ünsüzlerinden sonra görü¬ len yuvarlaklaşmalar Çağatay Türkçesinde yoktur: anamnuŋ değil anamnıŋ, sabrum değil sabrım, tapup değil tapıp, imâmluk değil imâmlık.
4.Çağataycada sadece v ile biten fiil köklerinden ve -av ses grubu bulunan Arapça kökenli kelimelerden sonra yuvarlaklaşma vardır: kavup, kavuş-, sivdüm, sivün-, cavruŋ, davruŋuz, şavkum. Nevâyî’den itibaren üç kelimede p>f değişmesi vardır:
tofrak<toprak, yafrak<yaprak, ofrak
5. Karahanlı Türkçesindeki çift dudak v’si (w) Çağataycada diş-dudak
v’si olmuştur:
iv<ew, tavard- değişmesi olmuştur: dagı<takı (ve, dahi), di- <ti-, dik
6. Diş arası d, y olmudigrü/tigrü<tegürü (-A kadar), diginçe/digünçe (-A
kadar), -dur/durur
7. -AgU ses grubu -Av olmuştur: kırav<kıragu, birev<biregü, altav
8. Birden fazla heceli kelimelerin sonundaki ince ve kalın g’ler tonsuzlaşıp k olmuştur:
uluk<ulug, sank<sang, katık<katıg, boyluk<boylug, ölük<ölüg, yüzlük<yüzlüg.
9. Bazen -k’ler de -g’ye döndüğünden sondaki g-k konusunda Çağataycada bir karışıklık ortaya çıkmıştır:
ayak~ayag, ak~ag, bulak~bulag.
BİÇİM ÖZELLİKLERİ
1. İlgi hâli ekinde yalnız düz biçimler vardır: yolnıŋ, köŋlümniŋ.
2. -nln yanında -nl ilgi hâli eki de vardır: Afrâsiyâbnı oglı.
3. Hâl eklerinden önceki zamir «’si kullanılmamaktadır: başıda,
başıdın, atasıga.
4. menim, bizim yerine meniŋ, biziŋ kullanılır, maŋar (bana), saŋar,
muŋar gibi r’li biçimler kalkmıştır.
5. İsim çekimi m in, sin, dur/tur, biz, siz, durlar/turlar ile yapılır.
6. -dAçI, -dUk, -glI Sıfat-fiil ekleri kullanımdan kalkmıştır.
7. -mlş sıfat-fıil ekinin yerini -gAn almıştır.
8. -yU zarf-fıil eki -y olmuştur: diy<tiyü, yıglay<ıglayu (ağlayarak).
9. Zarf-fıil eki -glnçA, yuvarlaklaşarak -gUnçA olmuştur.
10. -mAdln zarf-fıil eki -mAyln veya -mAy olmuştur.
11. -sUn, -sUnlAr yanında, sık kullanılmayan -dik, -dikler emir eki de
ortaya çıkmıştır: aldik (alsın), sordikler (sorsunlar).
12. -A, -y + dur + şahıs eki kuruluşunda şimdiki zaman kipi oluşmuş¬
tur: aladur min, başlaydur sin.
13. -(X)p + (dur/tur) + şahıs eki kuruluşunda geçmiş zaman kipi oluş¬
muştur: körüptur min (gördüm), okup sin (okudun).
14. -(X)p + i(r)di (olumsuzda -mAy + dur + irdi) kuruluşunda öğreni¬
len geçmiş zamanın hikâyesi oluşmuştur: kılıp irdim (kılmıştım), kalmaydur
irdi (kalmamıştı).
15. Yeterlik fiili al- ve bil- ile kurulur: okuy almas (okuyamaz), köre
bilmedi (göremedi).
ÇAĞATAYCA SÖZLÜKLER
Ali Şir Nevayî ile Çağatay Türkçesinin kazandığı itibar, özellikle onun eserlerini anlamak üzere sözlükler düzenlenmesine de yol açtı. Türkistan, Hindistan, İran, Azerbaycan ve Anadolu’da birçok sözlük yazıldı. Ahmet Caferoğlu, “bu lugatler sayesinde Ali Şir Nevaî’nin “Orta Asyalılıktan” çıkıp “yakın Şark ülkeleri Türklüğünün en mümtaz düşünürü” hâline geldiğini belirtir. Caferoğlu’na göre bu sözlükler bir ekol oluşturmuştur ve bu ekolün adı “Çağatay Türkçesi Leksikografı Mektebi’dir (Caferoğlu 1984: 223).
Çağatay Türkçesi leksikografı (sözlükçülük) mektebinin özelliklerini Caferoğlu şöyle sıralar:
“Her sözün kendi öz manası dışında, muhtelif Çağatay şairlerindeki
nüanslarını ve semantik manalarını belirtmek”; bunun için de “mukayeseli
metoda başvurmak”;
Arapça, Farsça kelimelere yer vermemek;
Zaman zaman “Anadolu Türkçesinden, Azerbaycan’dan, Türkmenceden
örnekler almak.
Caferoğlu, “estetik bakımdan” da “Çağatay lugatlerinin en ağır basan noktası”nın “Mir Ali Şir Nevaî’nin şiir ve lugat dehasını” belirtmek olduğunu bunlara ilâve eder (Caferoğlu 1984: 223-224).
Başlıca Çağatay sözlükleri şunlardır:
Abuşka Lugati
16. yüzyılın başlarında Anadolu’da yazılmıştır. Yazarı belli değildir. İlk maddesi abuşka (yaşlı kadın) olduğu için bu adla tanınmıştır. “Lugat-ı Nevaî” olarak da bilinir. Pek çok nüshası bulunmaktadır. En eski nüsha 1560 tarihlidir (Caferoğlu 1984: 224-225). 2000 kadar kelime ihtiva eder (Eckmann 1996: 189). 1862’de A. Vambery tarafından, örnekleri konul-maksızın Macarcaya (Budapeşte) çevrilmiş; 1868’de Vel’yaminov-Zernov tarafından Türkçe metnin tamamı Fransızcaya çevrilerek St. Petersburg’da yayımlanmıştır.
Eserin ilmî neşrini Türkiye’de Besim Atalay yapmıştır: Abuşka Lugati veya Çağatay Sözlüğü, Ankara 1970.
Bedâyiü’l-Lugat
Hüseyin Baykara zamanında İmanî mahlâslı Tâlî tarafından yazılmıştır. Petersburg Devlet Kitaplığında bulunan tek nüshası 1705-1706 yılında istinsah edilmiştir. Borovkov tarafından 1961’de Moskova’da tıpkıbasımıyla birlikte yayımlanmıştır (Caferoğlu 1984: 225).
Fazlullah Han Lugati
17. yüzyıl başlarında Hindistan’da yazılmıştır. Yazarı, Babürlü hanedanına mensup Fazlullah Handır. Eserine Lugat-ı Türkî adını vermesine rağmen sözlük, yazarının adıyla tanınmıştır. Sözlüğün birinci kısmı fiiller, ikinci kısmı isimler, üçüncü kısmı sayı, hayvan, bitki vb. kavramlara ayrılmıştır. 1825’te Kalküta’da basılmıştır (Caferoğlu 1984: 225).
Kitâb-ı Zebân-ı Türkî
Çağatayca-Farsça bir sözlük olup 17. yüzyılda Hindistan’da yazılmıştır. Yazarı Muhammed Yakup Çingî adlı bir bilgindir. Eserde gramer bölümü de vardır. Tek nüshası Londra’da British Museum’dadır (Caferoğlu 1984: 226).
Senglâh Lugati
Mirza Mehdî Han tarafından 1758-1760 yılları arasında yazılmış Çağatayca-Farsça sözlüktür. Mirza Mehdî Han, Nadir Şah’ın vak’anüvisidir. Başında Mebâniül-Luga adlı bir gramer de bulunan eserin dördü Londra’da, biri Paris’te, biri Tahran’da altı nüshası vardır. Sadece gramer kısmının biri Tahran’da, biri Süleymaniye Kütüphanesinde olmak üzere iki nüshası daha vardır. Sözlükteki kelime sayısı 6000 civarındadır (Eckmann 1996: 187-189). Mirza Mehdî Han’ın Heratlı Talî, Feragî, Tahir Herevî, Nasr-Ali, Mirza Abdülcelil Nasirî gibi Çağatay sözlüğü yazanlardan bahsetmesi (Caferoğlu 1984: 226) önemlidir. Demek ki Nevaî devrinde yazılmış olup bugüne ulaşmayan birçok sözlük vardır. Yukarıdaki isimlerden sadece Heratlı Tali’in sözlüğü bilinmektedir.
Senglâh Lugati’nin gramer kısmı olan Mebâniü’ l-Lugat, Denison Ross tarafından 1910’da Kalküta’da yayımlanmıştır. Aynı bölümü 1942-1947’de, Budapeşte’de J. Eckmann da işlemiştir. Besim Atalay ise Mebâniü’l-Luga’nın Süleymaniye nüshasının tıpkıbasımını 1950’de yayımlamıştır. Gramer bölümünü 1956’da Karl Menges de işlemiştir.
Senglâh Lugatini tam olarak neşreden Sir Gerard Clauson’dur: A Persian Guide to the Turkish Language by Muhammad Mahdî Xan, London 1960. Çalışmada giriş, tıpkıbasım ve indeks vardır.
Hulâsa-i Abbasî
Mehmed Hoyî tarafından 19. yüzyılın ilk yarısında yazılmış ve İran şahı Fethali Kaçar’in oğlu Abbas Mirza’ya ithaf edilmiştir. Üç nüshası vardır (Caferoğlu 1984: 227).
El-Tamga-yı Nâsirî
19. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış Farsça-Türkçe sözlüktür. Nasirüddin Şaha (1849-1896) ithaf edilmiştir (Caferoğlu 1984: 227).
Fethali Kaçar Lugati
Fethali Kaçar Kazvinî tarafından 1862’de yazılmış Farsça-Türkçe sözlüktür. İran sahasındaki Çağatayca sözlüklerin en büyüğüdür. İki nüshası bilinmektedir (Caferoğlu 1984: 227-228).
Eser, Jozsef Thury tarafından “Behcetü’l-Lugat” adıyla 1903’te Budapeşte’de yayımlanmıştır.
Lugat-i Çağatay ve Türkî-i Osmanî
Özbekler tekkesi şeyhi Süleyman Efendi tarafından yazılmış ve 1882’de İstanbul’da yayımlanmış Çağatayca-Osmanlı Türkçesi sözlüktür.
7000 kadar kelime ihtiva eden (Eckmann 1996: 190) sözlük, I. Kunos tarafından kısaltılarak Almancaya çevrilmiş ve 1902’de Budapeşte’de yayımlanmıştır (Eren 1950: 146).
Üss-i Lisân-ı Türkî
Mehmed Sadık tarafından hazırlanmış ve 1897-1898’de İstanbul’da yayımlanmıştır. Martin Hartmann tarafından ilâvelerle Almancaya çevrilmiş ve 1902’de Heidelberg’de yayımlanmıştır.
0 notes