Tumgik
#duman-perdesi
koruyucu-elbiseler · 8 months
Text
Duman Perdesi
Duman perdesi, yangın durumlarında veya dumanın yayılmasını önlemek amacıyla kullanılan bir güvenlik ekipmanıdır. Bu özel perde sistemleri, dumanın kontrol altında tutulmasını sağlayarak insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesine yardımcı olur. Ayrıca, yangının daha fazla yayılmasını engelleyerek yangın söndürme ekiplerine müdahale süresini artırabilir. Duman perdeleri genellikle bina içindeki belirli bölgeleri izole etmek için kullanılır. Yangın durumunda, dumanın yayılmasını engelleyerek diğer alanlara sıçramasını önlerler. Bu, bina sakinlerine ve yangın söndürme ekiplerine daha fazla zaman kazandırarak güvenli bir tahliye ve müdahale süreci sağlar. Duman perde sistemleri genellikle otomatik olarak devreye giren akıllı sensörlerle donatılmıştır. Yangın algılandığında veya belirli bir sıcaklığa ulaşıldığında, perde otomatik olarak açılır ve etkilenen bölgeyi izole eder. Bu sayede yangın durumunda dumanın diğer bölgelere yayılması önlenir. Ayrıca, duman perdeleri mimari tasarıma uyum sağlayacak şekilde tasarlanabilir ve farklı ebatlarda üretilebilir. Estetik açıdan şık ve zarif tasarımlarıyla, bina içindeki dekorasyonu bozmadan güvenlik sağlar.
0 notes
nomex-tulum · 9 days
Text
Yangın ve Duman Perdelerinin Binalarda Güvenliği Sağlama Rolü
Yangın ve duman perdesi, binalarda yangın güvenliği sağlamak için kritik bir rol oynayan sistemlerdir. Yangın perdesi, yangının yayılmasını engelleyerek, dumanın ve alevlerin diğer alanlara geçişini durdurur. Özellikle büyük alışveriş merkezleri, oteller, hastaneler ve ofis binalarında bu perdeler, yangının kontrol altına alınmasını kolaylaştırır ve insanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesine olanak tanır. Duman perdesi ise yangın sırasında oluşan dumanın binalardaki yaşam alanlarına yayılmasını önler. Bu sayede görüş mesafesi korunur, boğulma tehlikesi azalır ve kaçış yolları güvenli hale gelir. Yangın ve duman perdeleri, yangın durumunda hem can hem de mal güvenliğini korumak için etkili ve güvenilir bir önlem sunar.
0 notes
bluesvari · 17 hours
Text
Eskilerden fransız bir şairin dediği gibi, bazı insanlar damarlarına nikotin yaymak için sigara içer, bazı insanlarsa kendileriyle başkaları arasında duman perdesi örtmek için.
10 notes · View notes
aykutiltertr · 5 months
Video
youtube
Sigaramda Duman Duman - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (H...  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/p3AKSXHiYCM Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Sigaramda Duman Duman - Muazzez Ersoy ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hüzzam Sofyan TSM KORO) Eser Adı:Sigaramda Duman Duman Bestekarı:Polat Tezel Söz Yazarı:Polat Tezel Saçlarımda aklar Gözlerimde yaşlar Yollarını gözlerim Geçmiyor akşamlar Saçlarımda aklar Gözlerimde yaşlar Yollarını gözlerim Geçmiyor akşamlar Sigaramda duman duman Kadehimde yudum yudum Seni hatırlıyorum Seni hatırlıyorum Ellerimde ellerin Gözlerimde gözlerin Yıllar ne çabuk geçti Sevgilim sen nerdesin Ellerimde ellerin Gözlerimde gözlerin Yıllar ne çabuk geçti Sevgilim sen nerdesin Sigaramda duman duman Kadehimde yudum yudum Seni hatırlıyorum HÜZZAM هزّام Türk mûsikisinde bir birleşik makam. Müellif: İSMAİL HAKKI ÖZKAN Dizisi, yerindeki hüzzam beşlisine eviç perdesinde bir hicaz dörtlüsünün eklenmesinden meydana gelmiştir: Yukarıdaki dizide aynı zamanda nevâ perdesi üzerinde bir hicaz dörtlüsünün de mevcudiyeti dikkati çekmektedir. Hüzzam makamının seyri esnasında bu hicaz dörtlüsünün bir hümâyun dizisi şeklinde tiz tarafa doğru uzandığı ve tabii olarak da eviç perdesindeki hicaz dörtlüsünün yerini gerdâniyede bir bûselik beşlisine terkettiği görülür. Yeni teşekkül eden bu hümâyun dizisine hüzzam makamında çok rağbet edilir. Eviç perdesi üzerindeki hicaz dörtlüsü ise bazan küçük bir geçki olarak yer alır, bazan da hiç kullanılmaz. Bu durumda hüzzam makamını, “Yerindeki hüzzam beşlisine eviç perdesinde bir hicaz dörtlüsünün ve nevâ perdesi üzerindeki hümâyun dizisinin eklenmesidir” şeklinde tarif etmek daha doğru olur. Makamın temelini teşkil eden hüzzam beşlisi bir tam beşlidir. Bunun dördüncü sesi olan hisar perdesi (bakiye bemollü mi), 1 veya 1,5 koma daha dik olması gereken bir perdedir. Ancak bugün kullanılan Arel-Ezgi-Uzdilek nazariyatında bu perdeyi gösterecek bir başka işaret bulunmadığı için mecburen bakiye bemolüyle gösterilen ses icrada daha dik basılır. Bu durumda, hüzzam beşlisinin 4. aralığı olan artık ikili aralığı da aynı sebeple 12 koma olmayıp yaklaşık 10,5 veya 11 koma olacaktır. Esasen hüzzam makamındaki hisar perdesi, iniş-çıkış cazibesiyle yahut seyre karışan başka çeşni ve diziler sebebiyle çok değişken bir perde özelliğini taşımaktadır. Bu değişkenliğe sebep olan çeşniler makamın oldukça birleşik bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyar. Hüzzam makamı seyri esnasında yukarıda zikredilen dizi ve çeşnilere ilâve olarak zaman zaman eviçte segâh dörtlüsü, dik-hisarda nikriz beşlisi, nevâda uşşak dörtlüsü, segâhta tam veya eksik segâh beşlisiyle yine aynı perdede tam veya eksik ferahnâk beşlisi gibi çeşnilere de yer verildiği görülmektedir. Nota yazımında donanımına si için koma bemolü (segâh), mi için bakiye bemolü (hisar) ve fa için bakiye diyezi (eviç) yazılır, gerekli diğer değişiklikler eser içinde gösterilir. Makamın yedeni portenin ikinci aralığındaki bakiye diyezli la (kürdî) perdesi, durağı segâh perdesi, güçlüsü nevâ perdesi olup bu perdede hicaz çeşnisiyle makamın yarım kararı yapılır. İnici-çıkıcı bir seyir takip eden hüzzam makamında, yukarıda sözü geçen çeşnilerin bulunduğu perdeler aynı zamanda bu çeşnilerle yapılan asma kararların da perdeleridir. Bunlardan başka ayrıca rast perdesinde rast çeşnisiyle, dügâh perdesinde uşşak çeşnisiyle asma kararlar yapılabilir. Bu durumda yerinde bir basit sûzinak dizisiyle bir karcığar dizisi meydana gelir. Rast ve dügâh perdelerinde yapılan bu asma kararlar, aynı zamanda makamın pest tarafındaki genişlemesinin bir kısmını teşkil eder. Ancak tam kararın muhakkak yerindeki hüzzam beşlisiyle yapılması gerekir. Yapısı gereği tiz taraftan esasen yeterli genişlikte olan hüzzam makamı pest taraftan da genişler. Bu genişleme esnasında oluşan basit sûzinak ve karcığar dizilerinden yukarıda bahsedilmişti. Bu yakınlık dolayısıyla sûzinak, karcığar ve hüzzam makamları iç içe olarak düşünülmüştür. Hüzzam makamının seyri sırasında segâh veya hüzzam çeşnili asma kararlar yapılırken kararı kuvvetlendirmek için la bakiye diyezli kürdî perdesi yeden olarak kullanılır. Eğer bu perde değiştirilmeden ırak perdesine kadar inilirse bu, eviç perdesinde bulunan hicaz çeşnisinin alt simetriği olur ve böylece ırak perdesinde de hicaz çeşnili bir asma karar yapılır. Ayrıca aynı seslerle rast perdesinde kalınırsa bu da hicaz çeşnisinin ikinci derecesi üzerindeki çeşnisiz asma kararıdır (bk. HİCAZ; HÜMÂYUN; UZZÂL; ZİRGÜLELİ HİCAZ). Hüzzam makamının seyrine durak veya güçlü civarından, daha doğrusu hüzzam beşlisinin seslerinden başlanır. Makamı meydana getiren dizi ve çeşnilerde karışık gezinilip nevâ perdesinde hicaz çeşnisiyle yarım karar yapılır. Daha sonra gerekli asma kararlar da gösterilerek icap ediyorsa genişlemiş bölgede de dolaşılır.
0 notes
savunma-sldr · 11 months
Text
Tumblr media
Fosfor bombası
Fosfor bombası, beyaz fosfor adı verilen kimyasal bir madde içeren bir patlayıcı silahtır. 
Beyaz fosfor, havayla temas ettiğinde kendiliğinden tutuşarak alev alır ve 800 derece sıcaklığa ulaşabilir. 
Bu nedenle, fosfor bombası hem insan hem de hayvan yaşamı için son derece tehlikeli bir silahtır. 
Fosfor bombası, duman perdesi oluşturmak, hedefleri işaretlemek veya yangın çıkarmak amacıyla askeri amaçlarla kullanılabilir
0 notes
vurguni · 2 years
Photo
Tumblr media
Çizim Sevgi Oral Mülayim Gönül Rotası. Sevda yeli eser geçer dediler Rüzgar esip geçer ateşi kalır Gözünden yağmuru hasretin siler Geriye mazinin ötesi kalır.. Neler gelir geçer bu garip baştan Habersizdir canan gözünde yaştan Hayal meyal siler durursun düşten Yüzünde gönlünün rotası kalır.. Karlı dağdır başı duman bol olur Gam kasavet gelir hep seni bulur Bazen yüreğin de nehirler kurur Geriye bir aşkın hatası kalır Güzelliğin elden çıkarda gider Bir sevgi dağnı yıkarda gider Aşk uslanır bir gün bıkarda gider Ardında iki dağ ortası kalır... Aşk gelir her yere gülüşler saçar Kuş kafesden çıkar gönlünden uçar Gün gelir kapanmaz yaralar açar Şu gelen günlerin ertesi kalır.. Çaresiz göklere kapı açerken Uçmağa varıpda esip geçerken Vurguni gün gelip göçüp giderken Gözünde bir ömürün perdesi kalır.. Abdullah Oral... Çizim Sevgi Oral Mülayim https://www.instagram.com/p/Cma03AOs8di/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
umudunhayali · 2 years
Text
Onlar ölmediler yok, 
Ateş fitiller gibi: 
Dimdik ayakta, 
Barut ortasındalar! 
Karıştı, bakır tenli 
Çayır  çimene, 
Karıştı, 
O canım hayalleri: 
Zırhlı bir rüzgar, 
Perdesi gibi; 
Bir set gibi: 
Kızgın çehreli, 
Göğüs gibi: 
Göğün görünmez göğsü gibi! 
Analar, onlar ayakta 
Buğday içindeler, onlar, 
Yücelerden yüce dururlar: 
Dünyayı doruktan seyreden, 
Bir öğle güneşi gibi. 
Bir çan darbeleri gibi, 
Onlar. 
Ölmüş gövdeler arasında, 
Zaferi çekiçleyen bir ses gibi 
Onlar, 
Kara bir ses gibi. 
Ey canevinden vurulmuş, 
Toz duman olmuş bacılar! 
İnanın oğullarınıza. 
Kök oldu onlar, 
Sade kök: 
Kan suratlı, 
Taşlar altında. 
Karışmadı toprağa, 
Dağılmış kemikçikleri. 
Ağızları ısırır hala, 
Kuru barutu; 
Ve demir bir okyanus gibi, 
Titreşirler hala. 
Ben ölmedim der, 
Yumrukları; 
Yukarı kalkık yumrukları, 
Daha. 
Bunca yere düşmüşlerden, 
Yenilmez bir hayat doğar: 
Bir tek beden olur, 
Analar, bayraklar, çocuklar, 
Hayat gibi canlı tek bir beden; 
Bir yüz bekler karanlıkları, 
Ölü gözleriyle, 
Kılıcı dopdolu, 
Dünya ümitlerinden. 
Dursun, 
Dursun yas esvaplarınız. 
Yığın derleyin, 
Gözyaşlarınızı; 
Bir metal oluncaya kadar: 
Bununla vuracağız, 
Gündüz gece; 
Bununla çiğneyeceğiz, 
Gündüz gece; 
Bununla tüküreceğiz 
Gündüz gece 
Kin kapılarını, 
Kırıncaya kadar. 
Oğullarınızı bilirdim, 
Unutmadım acılarınızı. 
Ölümleriyle nasıl kıvandıysam, 
Hayatlarıyla da öyleyimdir. 
Onların gülüşleridir: 
Karanlık atölyeleri ışıtan. 
Her gün metroda, yanıbaşımda: 
Onların ayak sesleridir, 
Çın çın. 
Akdeniz portakallarında, 
Güney ağları içinde; 
Yapılarda, 
Basımevi mürekkeplerinde; 
Kalplerini tutuşur gördüm onların, 
Güçle, yangınla. 
Ben de sizler gibiyim, analar . 
Benim kalbim de yas dolu, ölüm dolu. 
Gülüşlerinizi öldüren kanla, 
Serpilip gelişmiş; 
Bir orman gibidir kalbim. 
Günlerin kahredici yalnızlığı, 
Uyanışın sisli öfkeleri 
Girmiştir içine. 
Susamış sırtlanları, 
Bitip tükenmez ürmeleriyle 
Afrikadan gürleyen hayvan sesini; 
Öfkeyi, iniltileri, hoşgörmeleri, 
Bırakın, bir yana bırakın. 
Ölümün ve tasanın 
Çemberinden geçmiş analar, 
Doğan ulu günün ortasına bakın: 
Bu topraktan güler ölüleriniz. 
Kalkık yumrukları titrer, 
Buğdayın üstünde, 
Bilesiniz. 
 
Tumblr media
3 notes · View notes
etaali · 3 years
Text
Tumblr media
Günâhı nikapta arama gönül
Yolun tozlu ondan o yâr görünmez
Ufuğa çekmişsin perde perde tül
Yârin gezindiği diyâr görünmez
Yankı yankı geri dönüyor sesin
Kimsin sen ? Kim ile ? Kime kimsesin?
Can akçesi sunsan kim ne eylesin ?
Tâlibsiz akçede ayâr görünmez
Şaştın işte, şaştın duman içinde
Ne kadar tutarsın güman içinde
Zamanın karanlık zindan içinde
Aleyhine işler, sayar görünmez
Ah! İşlerin müflis başlar ve biter
Körebe oynama Avam'la yeter
Sır perdesi gelir gözlerden yiter
Ömrünün yıldızı kayar görünmez
Avam Mesakin
4 notes · View notes
sybllll · 3 years
Photo
Tumblr media
... KIRILDI Be ÇOÇUK Sanıyorsun ki can bir sende Dert bir sende Kapanmaz yaralar bir sende Yarınsız gün bir sana doğuyor Bir sana Değil Bencillik yapma çoçuk Ağrı dağlarımın eteklerine indi Tanla beraber Canla beraber Kumsalım ölü balıklardan Baharım karantina Günlerim sokağa çıkma yasağı Sormazsın ağrın nerede Diyeyim mi Göğün tavanı Yerin dibi Kadar Görüş izni çıkmayan Mahpusum İçim derya Büyütüyorum bir bir Özlemi Kokunu Gözlerini Tütüyor burnumda Hasretin Sarılıyorum görüş izni Çıkmış mahpus gibi Tütüne Bir derin nefesin İçine katıyorum gözlerini Duman duman Tütüyorsun Kırıldı be çoçuk Kırıldı Burnumun direği Yüreğimin kafesi Sığmıyor Almıyor Bu hasreti Düşüyorsun gözlerimden İplik iplik Ve ben onlara da diziyorum Kahkahanı kirpik devirişini Dudak kıvırmalı boyun büküşlerini Ben onlara da bel bağlıyorum Tırnaklarımla asılıyorum Karanfil açan perdelerine Sonra o kadar asılıyorum ki Yırtıldı hayal perdem Döküldü karanfilleri İçimde sen Elimde hayal perdesi Bugün de geçtin Sessiz soluksuz İz bıraka bıraka Kanata kanata İçimde görüş iznini bekleyen Bir mahpus yatıyor ... Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri https://www.instagram.com/p/CNimPB8M1ae/?igshid=1dwssmk6nnx4u
9 notes · View notes
koruyucu-elbiseler · 11 months
Text
Duman Perdesi
Endüstriyel tesisler, fabrikalar ve iş yerleri gibi işletmelerde iş güvenliği ve yangın önleme önemli bir önceliktir. İşte bu noktada duman perdesi devreye girer. Duman perdeleri, yangın anında dumanın yayılmasını kontrol etmek ve işçilerin güvende kalmasını sağlamak için hayati bir rol oynar. Duman perdeleri, yangın sırasında oluşan dumanın yayılmasını önlemek amacıyla tasarlanmıştır. Yangın anında duman, insanların görmesini ve nefes almasını zorlaştırır. Bu durumu kontrol altına alarak acil tahliye ve yangın müdahalesi süreçlerini daha güvenli hale getirir. Ayrıca, duman perdeleri yangının yayılmasını engelleyerek daha büyük hasarın önlenmesine yardımcı olur. Yangının odaklandığı bölgeyi izole eder ve diğer alanlara sıçramasını engeller. Bu, iş yerlerinin ve işletmelerin yangın sonrası toparlanma sürecini kolaylaştırır. Duman perdeleri, yangın söndürme sistemleriyle birlikte çalışabilirler. Yangın algılandığında perde otomatik olarak açılır ve dumanın yayılmasını sınırlar. Bu, yangının hızla kontrol altına alınmasını ve işçilerin güvende olmasını sağlar.
0 notes
nomex-tulum · 1 month
Text
Yangın ve Duman Perdesinin Hayati Önemi
Yangın ve duman perdesi, yangın güvenliğinde kritik bir rol oynar. Yangın sırasında alevlerin ve zehirli dumanın yayılmasını engelleyerek can güvenliğini sağlar. Bu perdeler, yangın alanını izole ederken, dumanın kontrol altına alınmasını ve yangının belirli bir bölgeye hapsedilmesini amaçlar. Özellikle büyük binalarda, alışveriş merkezlerinde, hastanelerde ve endüstriyel tesislerde yangın ve duman perdesi kullanımı yaygındır. Yangın anında güvenli kaçış yollarını açık tutarak tahliyeyi kolaylaştırır ve can kayıplarını önlemeye yardımcı olur. Doğru tasarlanmış bir yangın ve duman perdesi, yangının kontrol altına alınmasında etkili bir savunma mekanizması sunar.
0 notes
rouse344 · 4 years
Text
SAMAN SARISI
Vera Tulyakova'ya derin saygılarımla
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı
üst ranzada uyuyanı göremedim
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
bilmiyorum nerden gelip nereye gittiğini
baktım arkasından
üst ranzada ben uyuyorum
Varşova'da Biristol Oteli'nde
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığım yoktu
oysa karyolam tahtaydı dardı
genç bir kadın uyuyor başka bir karyolada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ak boynu uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
oysa karyolası tahtaydı dardı
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığımız yoktu
oysa karyolalar tahtaydı dardı
iniyorum merdivenleri dördüncü kattan
asansör bozulmuş yine
aynaların içinde iniyorum merdivenleri
belki yirmi yaşımdayım belki yüz yaşımdayım
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyorduk gece yarılarına
üçüncü katta bir kapının ötesinde bir kadın gülüyor sağ elimde kederli bir
gül açıldı ağır ağır
Kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti alnımın üzerinden
şair Nikolas Gilyen Havana'ya döndü çoktan
yıllarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup içtikti yudum
yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü
kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık
yürüdüm buz gibi esen yelin ve neonların içinde yürüdüm
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
çıktılar önüme ansızın
oraları gündüz gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören olmadı
bir mangaydılar
kısa konçlu çizmeleri pantolonları ceketleri
kolları kollarında gamalı haç işaretleri
elleri ellerinde otomatikleri vardı
omuzları miğferleri vardı ama başları yoktu
omuzlarıyla miğferlerinin arası boşluktu
hattâ yakaları boyunları vardı ama başları yoktu
ölümlerine ağlanmayan askerlerdendiler
yürüdük
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
gözlerinden belli diyemem
başları yok ki gözleri olsun
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
belli çizmelerinden
korku belli mi olur çizmelerden
oluyordu onlarınki
korkularından ateş etmeğe de başladılar artsız arasız
bütün yapılara bütün taşıt araçlarına bütün canlılara
her sese her kıvıltıya ateş ediyorlar
hattâ Şopen Sokağı'nda mavi balıklı bir afişe ateş ettiler
ama ne bir sıva parçası düşüyor ne bir cam kırılıyor
ve kurşun seslerini benden başka duyan yok
ölüler bir SS mangası da olsa ölüler öldüremez
ölüler dirilerek öldürür kurt olup elmanın içine girerek
ama korktukları hem de hayvanca korktukları belli
bu şehir öldürülmemiş miydi kendileri öldürülmeden önce
bu şehrin kemikleri birer birer kırılıp derisi yüzülmemiş miydi
derisinden kitap kabı yapılmamış mıydı yağından sabun saçlarından sicim
ama işte duruyordu karşılarında gecenin ve buz gibi esen yelin içinde sıcak
bir fırancala gibi
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
kahraman bir mazurka oynuyorlar tarihleri boyunca
Belveder yolunda düşündüm Lehlileri
bana ilk ve belki de son nişanımı bu sarayda verdiler
tören memuru açtı yaldızlı ak kapıyı
girdim büyük salona genç bir kadınla
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ortalıkta da ikimizden başka kimseler yoktu
bir de akvareller bir de incecik koltuklar kanapeler bebekevlerindeki gibi
ve sen bundan dolayı
bir resimdin açık maviyle çizilmiş belki de bir taş bebektin
belki bir pırıltıydın düşümden damlamış sol mememin üstüne
uyuyordun alacakaranlıkta alt ranzada
ak boynun uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığın yoktu
ve işte Kırakof şehrinde Kapris Barı
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cıgara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cıgaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem
tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları yaklaşıyor bize
yürüdük yıldızlara değen Ortaçağ duvarlarının karanlığında
vakıt hızla akıyordu geriye doğru
ayak seslerimizin yankıları sarı sıska köpekler gibi geliyordu
ardımızdan koşuyordu önümüze
Yegelon Üniversitesi'nde şeytan taşlara tırnaklarını batıra batıra dola-
şıyor
bozmağa çalışıyor Kopernik'in Araplardan kalma usturlabını
ve pazar yerinde bezzazlar çarşısının kemerleri altında rok end rol oynu-
yor Katolik öğrencilerle
vakıt hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
vuruyor bulutlara kızıltısı Nova Huta'nın
orda köylerden gelen genç işçiler madenle birlikte
ruhlarını da alev alev döküyor yeni kalıplara
ve ruhların dökümü madenin dökümünden bin kere zordur
Meryem Ana kilisesinde çan kulesinde saat başlarını çalan borozan gece
yarısını çaldı
Ortaçağdan gelen çığlığı yükseldi
şehre yaklaşan düşmanı verdi haber
ve sustu gırtlağına saplanan okla ansızın
borazan iç rahatlığıyla öldü
ve ben yaklaşan düşmanı görüp de haber veremeden öldürülmenin acısını
düşündüm
vakıt hızla ilerliyor gece yarıları ışıklarını yeni söndürmüş bir vapur
iskelesi gibi arkada kaldı
seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
yağmurlar içindeydi Pırağ
bir gölün dibinde gümüş kakma bir sandıktı
kapağını açtım
içinde genç bir kadın uyuyor camdan kuşların arasında
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
kapadım kapağı yükledim sandığı yük vagonuna
habersizce usulcacık çıktı gardan ekspres
baktım arkasından kollarım iki yanıma sarkık
yağmurlar içindeydi Pırağ
sen yoksun
uyuyorsun alacakaranlıkta alt ranzada
üst ranza bomboş
sen yoksun
yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri boşaldı
içinden elini çektiğin bir eldiven gibi boşaldı
söndü artık seni görmeyen aynalar nasıl sönerse
yitirilmiş akşamlar gibi Vıltava suyu akıyor köprülerin altından
sokaklar bomboş
bütün pencerelerde perdeler inik
tıramvaylar bomboş geçiyor
biletçileri vatmanları bile yok
kahveler bomboş
lokantalar barlar da öyle
vitrinler bomboş
ne kumaş ne kıristal ne et ne şarap
ne bir kitap ne bir şekerleme kutusu
ne bir karanfil
şehri duman gibi saran bu yalnızlığın içinde bir koca kişi yalnızlıkta on kat
artan ihtiyarlığın kederinden silkinmek için Lejyonerler Köprü-
sü'nden martılara ekmek atıyor
gereğinden genç yüreğinin kanına batırıp
her lokmayı
vakıtları yakalamak istiyorum
parmaklarımda kalıyor altın tozları hızlarının
yataklı vagonda bir kadın uyuyor alt ranzada
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığı yoktu
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
elleriyse gümüş şamdanlarda mumlardı
üst ranzada uyuyanı göremedim
ben değilim bir uyuyan varsa orda
belki de üst ranza boş
Moskova'ydı üst ranzadaki belki
duman basmış Leh toprağını
Birest'i de basmış
iki gündür uçaklar kalkıp inemiyor
ama tirenler gelip gidiyor bebekleri akmış gözlerin içinden geçiyorlar
Berlin'den beri kompartımanda bir başımayım
karlı ovaların güneşiyle uyandım ertesi sabah
yemekli vagonda kefir denen bir çeşit ayran içtim
garson kız tanıdı beni
iki piyesimi seyretmiş Moskova'da
garda genç bir kadın beni karşıladı
beli karınca belinden ince
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
tuttum elinden yürüdük
yürüdük güneşin altında karları çıtırdata çıtırdata
o yıl erken gelmişti bahar
o günler Çobanyıldızına haber uçurulan günlerdi
Moskova bahtiyardı bahtiyardım bahtiyardık
yitirdim seni ansızın Mayakovski Alanı'nda yitirdim ansızın seni oysa
ansızın değil çünkü önce yitirdim avucumda elinin sıcaklığını senin
sonra elinin yumuşak ağırlığını yitirdim avucumda sonra elini
ve ayrılık parmaklarımızın birbirine ilk değişinde başlamıştı çoktan
ama yine de ansızın yitirdim seni
asfalt denizlerinde otomobilleri durdurup baktım içlerine yoksun
bulvarlar karlı
seninkiler yok ayak izleri arasında
botlu iskarpinli çoraplı çıplak senin ayak izlerini birde tanırım
milisyonerlere sordum
görmediniz mi
eldivenlerini çıkarmışsa ellerini görmemek olmaz
elleri gümüş şamdanlarda mumlardır
milisyonerler büyük bir nezaketle karşılık veriyor
görmedik
İstanbul'da Sarayburnu akıntısını çıkıyor bir romorkör ardında üç
mavna
gak gak ediyor da vak vak ediyor da martı kuşları
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan romorkörün kaptanına sesleneme-
dim çünkü makinası öyle gümbürdüyordu ki sesimi duyamazdı
yorgundu da kaptan ceketinin düğmeleri de kopuktu
seslendim mavnalara Kızıl Meydan'dan
görmedik
girdim giriyorum Moskova'nın bütün sokaklarında bütün kuyruklara
ve yalnız kadınlara soruyorum
yün başörtülü güler yüzlü sabırlı sessiz kocakarılar
al yanaklı kopça burunlu tazeler şapkaları yeşil kadife
ve genç kızlar tertemiz sımsıkı gayetle de şık
belki korkunç kocakarılar bezgin tazeler şapşal kızlar da var ama onlardan
bana ne
güzeli kadın milleti erkeklerden önce görür ve unutmaz
görmediniz mi
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kara paltosunun yakası ak ve sedef düğmeleri kocaman
Pırağ'da aldı
görmedik
vakıtlarla yarışıyorum bir onlar öne geçiyor bir ben
onlar öne geçince ufalan kırmızı ışıklarını görmez olacağım diye ödüm
kopuyor
ben öne geçtim mi ışıldakları gölgemi düşürüyor yola gölgem koşuyor
önümde gölgemi yitireceğim diye de bir telâştır alıyor beni
tiyatrolara konserlere sinemalara giriyorum
Bolşoy'a girmedim bu gece oynanan operayı sevmezsin
Nazım Hikmet
17 notes · View notes
kbremir · 5 years
Text
Facebookta sayfama düşenlere bakarken birisinin paylaştığı bir resim dikkatimi çekti. Yolun kenarında kendinden büyük arabasıyla kağıt toplayan bir çocuk yolun diğer tarafında parkta oynayan çocuklara bakıyordu.
Bu manzarayı gördüğümde aklımdan bin türlü şey geçti. Kendi kendimi “kaderin ne kadar akıl-sır ermez cilveleri var!” demekten alamadım. Yaşıtları okulda okurken, parklarda vakit geçirirken, dijital oyuncaklarla sıcak evlerde oynarken küçük yaşta bir çocuğun soğukta, yarı giyinik bir vaziyette geçimini kazanma savaşı içinde olması…
Sonra bu defa savaşta yakınlarını kaybetmiş ve harabe gibi bir evde kalmış küçük bir çocuk fotoğrafı daha ilişti gözüme. Yine aklımdan bin türlü şey geçti.
Gördüğüm bu tablo karşısında kendimi, çocuklarımı, sevdiklerimi “şanslı” gibi düşünmeyi adaletsizce buldum. Bu tavır bana, Karun'un hazinelerini görünce kendinden geçip "vay be, Karun ne kadar da şanslıymış. Keşke ona verilen hazinenin benzeri bize de verilseydi" diyenlerin tavrını hatırlattı. (Kasas, 79) Hayır, “şans” diye bir şeyin varlığını düşünmek olup biten her şeyi kör tesadüfün eline vermek olur. Oysa ben bu kâinatta bir yaprağın bile Allah’ın ilim, irade ve kudreti olmaksızın düşmeyeceğine inanmışım, hal böyle iken nasıl olur da “şans” diye ne idüğü belirsiz bir şeye inanırım?
Gerçek şu ki dünyada “şans”, “tesadüf”, “rastlantı” diye bir şey yoktur. “Biz her şeyi bir kader ile yarattık” (Kamer, 49) buyururken Rabbimiz şans diye bir şey nasıl olabilir?
Gördüğüm fotoğraflar ve hatta şu hayatta gördüğümüz, yaşadığımız bütün durumlar, olsa olsa hikmetini, sırlarını aklımızın kuşatması mümkün olmayan bir imtihanın parçası. Biz, çoğu zaman filmin bir karesine bakarak bütün senaryoya dair ahkâm kesmeye çalışıyoruz. Oysa filmin nasıl biteceğini bilmiyoruz ki? Filmin bir karesinde üzgün duran bir kimsenin bir zaman sonra sevinmeyeceğini kim garanti edebilir? Filmin şu anki karesinde sevinçli, sağlıklı, zengin olan bir kimsenin bir sonraki karede ne olacağı belli mi?
Atalarımız “ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin!” derken ne kadar da önemli bir şeye temas ediyorlar.
Hem Hz. Musa ile Hızır arasında geçen kıssa da bunu anlatmıyor mu? İlk bakışta tuhaf, anlaşılmaz, itiraza açık gibi duran durumların üzerindeki sis perdesi kalkınca arkasından bambaşka gerçekler, hikmetler ortaya çıkmıyor mu?
Kim bilir o fotoğraf karesindeki kağıt toplayan çocuk on sene yirmi sene sonra kendi hayatını kazanma bilinci gelişmiş bir kimse olarak kendi işini kuracak, kimseye muhtaç olmadan rahat bir şekilde çalışacak. O parkta rahat rahat sallanan, evinde elektronik eşyalarla oynayan çocuk ise sanal âleme kendisini hapsedecek. Ne bilgisini ne de çalışma kabiliyetini geliştirecek. Üniversiteye ya gidecek ya gidemeyecek. Giderse ya bitirebilecek ya bitiremeyecek. Bitirdiğinde ya iş bulacak ya da bulamayacak. Kim bilir?
Kim bilir o savaşın ortasında kimsesiz kalmış çocuk gün gelecek yeryüzünde haksız yere savaşlar olmasın, haksız yere hiçbir çocuk yetim kalmasın diye çalışan büyük bir kimse olacak, belki de haksız savaşları açanların kökünü kazıyacak bir mevkide bulunacak.
Firavun, kendi sonunu getirecek Musa'yı (a.s.) kendi sarayında büyütmedi mi?
Şimdi siz Firavun'un bir anlık sarayındaki ihtişamlı fotoğraf karesine bakarak "ne şanslı! mı diyeceksiniz? Peki boğulma anındaki fotoğraf karesi ne olıacak? Âhiretteki sonsuz azaba ne diyeceksiniz?
Ne diyordu Rabbimiz?
“Hiç kimse yarın ne kazanacağını (ne yaşayacağını) bilemez” (Lokman, 34)
Bu âyet bir açıdan bir uyarı, diğer açıdan bir müjde ve teselli.
Bugün zayıf, âciz, kimsesiz, fakir, hasta olan kimse için bu âyet bir teselli. “Pes etme!”, “vazgeçme!”, “yılma!”, “yıkılma!” diyor.
Bu âyet bugün güçlü, kudretli, eşi dostu yanında, işleri tıkırında olan kimse için bir uyarı. “Şımarma!”, “Yarınını unutma!”, “nefsine uyma!” diyor.
Rabbimiz bizleri çetin imtihanlardan muhafaza buyursun. Sahip olduğumuz nimetlerin şükrünü eda etmeyi, sahip olamadıklarımız için isyan ve nankörlük göstermekten korunmayı nasip eylesin. Yeryüzünün her neresinde zayıf, âciz, biçare, hasta, muhtaç bir kulu varsa O’na yardım eylesin, bizleri de böyle kullarına yardıma memur eylesin.
(Soner Duman/6.Rebîülâhir.1441/03.Aralık.2019/Salı)
8 notes · View notes
tersebar06 · 5 years
Text
Duman yarınlarıma çektiğim bir sis perdesi...
7 notes · View notes
itfaiyecielbisesi · 4 years
Photo
Tumblr media
Duman Perdesi
Yüksek sıcaklığa dayanıklı olan Duman Perdesi yangın esnasında oluşan dumanı tutarak size kaçış fırsatı sağlamaktadır. Alev almaz özelliğine sahiptir. Yangın esnasında dumanın yayılmasını ve diğer odalara geçişini engellemektedir. Bu durum da size kurtulmanız için zaman kazandıracaktır. Dumanlı ortamda kolay görünebilmesi için yüksek görünürlükte olan özel rengiyle üretilmektedir. İsteğe bağlı olarak farklı ölçülerde üretilebilmektedir. Gemiler, oteller, hastaneler, okullar, mağazalar, restoranlar, ofisler gibi birçok yerde kullanılmaktadır. Oldukça yarar sağlayan perde sayesinde olası durumlarda kendinizi kurtarmanız için zamanınız olacak ve kendinizi güvende hissedeceksiniz. Özel üretimi sayesinde yangın başladığı anda hemen çalışır ve bulunduğunuz ortamdaki dumanı tutar. Sizin için kurtulma fırsatı sağlar. Oldukça önemli ve işe yarar bir üründür. Birçok yerlerde kullanılmaktadır ve kullanılması gerekmektedir. Yüksek sıcaklığa dayanıklı olması sayesinde yangın hangi şiddette olursa olsun çalışmaktadır. Önlem sağlayan her ürün gereklidir ve kullanımı zorunludur. Hayatınız için oldukça önemli olan bu perdeyi de önlem almak amacıyla kullanmalısınız. Size sağladığı güven ile olası durumda hayatınızı kurtarabileceksiniz. Koruma altındaki alanı tamamen korumaktadır ve olası kötü durumları en aza indirmektedir. Yangından korunma yollarından biri olan bu perde son derece kaliteli şekilde üretilmiştir. Uyarı geldiğini algıladığında hemen koruma mekanizmasını oluşturmaktadır. Bu mekanizma profesyonel şekilde üretildiğinden hiçbir şekilde uyarı aldığında çalışmama durumu olmamaktadır. Sizler için oluşabilecek her türlü duruma önceden önlem alınmış hayatınızı kurtarmanız için zaman sağlayacak olan perde kaliteli şekilde üretilmiştir. Bu ürün yangın karşısında önlem aldıracak önemli ürünlerden bir tanesidir. Duman perdesini kullanmalıyız ki hayata tutunmaya vaktimiz olsun.
https://www.nscmuhendislik.com.tr/smy-10412-yangin-ve-duman-perdesi.aspx
0 notes
projacket · 4 years
Photo
Tumblr media
Duman Perdesi
Kapı geçişlerinde dumanın diğer odalara geçmesini engellemek amacıyla kullanılır. Duman perdesi alev almaz özelliktedir. Yüksek sıcaklığa dayanıklı duman perdesini Projacket’ten temin edebilirsiniz!
0 notes