Tumgik
#dunya edebiyatı
fikirutopyasi · 3 years
Text
Zavallı genç, yüzünü elleriyle kapatır, bütün yaşamı boyunca da insanların ne denli insanlıktan uzak olduğunu, ince, öğrenim ve eğitim görmüş kibar denilen kimselerde; inanır mısınız, atadan namuslu tanınanlarda bile, canavarca bir kabalık bulunduğunu görür ve tüyleri diken diken olurdu.
Bir Delinin Anı Defteri, Nikolay Vasilyeviç Gogol
53 notes · View notes
7482747383. sene sonra tekrardan selamlar :)) Burayi gerçekten sınav içinde hevesliyken açmıştım ders çalışmaya da hevesliydim buraya da ama olmadı iste :') hayat biz planlar yaparken basimiza gelenlwr degil midir zaten iyi veya kötü:')
her neyse burasi birden aklima geldi canlandırmak istiyorum ama boyle ders blogu gibi değil de okuduğum kitaplardan kesitler paylaşmak istiyorum siz ne dersiniz ? Muhtemelen bir surw sonra yine kalacak ama olsun en azından yine denicem djwhndkw hala takip eden hala tumblr kullanan varsa bana fikirlerinizi söylerseniz sevinirim ama yine de paylasicam ben kalan olsa da olmasa da :')
Tumblr media
2 notes · View notes
acid-gramma · 2 years
Note
++yani kitap okumayı seviyorsanız ingiliz dili ve edebiyatı bölümü size 3000satırlık şiirler de çevirttirecek ebesinin nikahı gibi kitaplar da okutturacak güzel filmler de izlettirecek ilk seneden bile genel kültür açısından çok bilgili olduğunuzu hissedeceksiniz güzel bölüm bence okunur
her bolumu okumak neredeyse eglenceli bisi zaten. uni hocalari uni ortami falan buyulu bi ortam. hazirlik hocalarimdan bile cok fazla genel kultur kaptim ben mesela, olay okurken ogrendikleriniz degil ki. dil konusunda one gecmek icin artik ingilizcenin cook lame oldugunu dusunuyorum cunku dunya bu kadar globallesmisken sakir sakir ingilizce ogrenmeye basladi herkes. mesela erasmus ogrencileri var okulumda hepsiyle ingilizce konusuyoruz farkli farkli ulkelerden olmalarina ragmen ingilizceleri o kadar iyi ki anadilleri sanarsiniz... hadi turkler geride biraz ingilizce yonunden ama dunyaya acilacaksaniz rakibiniz turkler olmayacak zaten
8 notes · View notes
turkedebiyatiorg · 3 years
Link
Tumblr media
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Dünya edebiyatının ekolojisi; İlkçağlardan günümüze
Edebiyat Eleştirisi kategorisinde yayımlanan kitap, South Carolina Üniversitesi Diller, Edebiyatlar ve Kültürler Bölümü’nde öğretim üyesi Alexander Beecroft kaleme aldı, Didem Dinçsoy ise Türkçe’ye kazandırdı.
Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanan Dünya Edebiyatının Ekolojisi: İlk Çağlardan Günümüze” kitabı raflardaki yerini aldı. Kent çalışmaları kategorisinde yayımlanan kitabı, South Carolina Üniversitesi Diller, Edebiyatlar ve Kültürler Bölümü’nde öğretim üyesi Alexander Beecroft kaleme aldı, Didem Dinçsoy ise Türkçe’ye kazandırdı.
Bir edebiyatı neler oluşturur? Ulusal edebiyat nedir? Farklı ülkelerin, toplulukların edebiyatları birbiriyle nasıl etkileşime girer? Dünya edebiyatına yönelik okumalar daha çok modern Batı’dan ve Batılı olmayanın Batı modernitesine reaksiyonundan çıkan literatüre odaklanırken Alexander Beecroft, modern öncesi ya da Batılı olmayan (ya da her ikisi) metinlerin nasıl dolaştığını ve anlaşıldığını keşfetmeye dair bir okuma sunuyor. Herhangi bir edebiyatı, yalnızca kapsadığı metinlerin analiziyle anlamanın imkânsız olduğunu savunan Beecroft, bir edebiyatın siyasi, ekonomik, sosyokültürel ve dini çerçevede, aynı zamanda etkileşimde olduğu diğer diller ve edebiyatlarla ilişkisi içerisinde anlaşılabileceğini öne sürüyor. 
Beecroft, Dünya Edebiyatının Ekolojisi’nde çeşitli boyutlardaki edebi ekolojiler ile edebi metinlerin üretildiği ve dolaşıma girdiği çevreler arasında gezinerek disiplinlerarası okumaları teşvik etmeyi; böylece antik, modern, Batılı veya Batılı olmayan edebiyatları çalışan kuramcıların bilimsel bir diyaloğa girmesini amaçlıyor.   
source https://www.kocaali.com/egitim/dunya-edebiyatinin-ekolojisi-ilkcaglardan-gunumuze-h14709.html
0 notes
kitapbende-blog · 6 years
Link
Tumblr media
Dünya Halk Edebiyatı Kitapları www.kitapbende.com ‘da
0 notes
Text
Yeniçağ Alman Edebiyatı
Yeniçağ Alman Edebiyatı ‘Klasik bir milli yazar ne zaman ve nerede ortaya çıkar?” Soruyu soran Alman edebiyatının zirvesi Goethe’dir.
‘Dunya edebiyat-weltliteratur’ kavramını dunyaya armağan eden bu toplumun içeride ve dışarıda verdigi mücadeleyi ve bu mücadelenin insan ruhunda bıraktığı izleri varlığında yansıttığı tecellileri takip etmek, adeta bir doğa olayını, belli bir dönemdeki mevsimsel değişiklikleri takip etmek gibidir. Bizde zamana rengini veren insan ruhunun derinlikleri, karanlıkları, yüzeysellikleri hakkında birçok sezgiyi, düşünceyi uyandırabilir.
Bu açılardan Alman toplumuna bakmak önemlidir; çünkü çevrelerinde rekabet halinde olduğu toplumlara nispetle, kendisini özellikle kültürel yönden geride gören bu millet. büyük bir gayretle, bilinçle, disiplinle ve acımasız bir özeleştiriyle insanını eğitmiş ve ince ve yüksek bir kültür yaratma yönünde, durmak bilmeyen bir faaliyete girişmiştir.
Başlarda yoğun bir dil ve tercüme faaliyet, sonradan halk masallarının, şiirlerinin, şarkılarının ve hikayelerinin derlenmesi… geçmişin bilgisi ve gelenekten taşınan bilgelikle, geçiş dönemleri ile surekli değişmenin ve gelişmenin yol açtıgı acılar ve sıkıntılar karşısında toplumlarına rehberlik eden ve onlara ince bir yaşantı, düşünce zevki aşılamaya, duygu zenginliği katmaya çalışan, Alman yazı ustalarının bu çabaları “klasik”in, yani mütekâmil olanın da zeminini hazırlar.
Goethe, Sehiller ve Alman idealizminde zirvesini bulan bu tarihsel-düşünsel sürecin önemli yazarlarının ve eserlerinin tanıtıldığı bu edebiyat tarihi çalışmasıyla Gürsel Aytaç. bu alanda çok değerli bir katkıda bulunmaktadır.
Yeniçağ Alman Edebiyatı
0 notes
fikirutopyasi · 3 years
Text
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez.
Simyacı, Paulo Coelho
52 notes · View notes
guncelpdfindir-blog · 6 years
Text
Yeniçağ Alman Edebiyatı
Yeniçağ Alman Edebiyatı ‘Klasik bir milli yazar ne zaman ve nerede ortaya çıkar?” Soruyu soran Alman edebiyatının zirvesi Goethe’dir.
‘Dunya edebiyat-weltliteratur’ kavramını dunyaya armağan eden bu toplumun içeride ve dışarıda verdigi mücadeleyi ve bu mücadelenin insan ruhunda bıraktığı izleri varlığında yansıttığı tecellileri takip etmek, adeta bir doğa olayını, belli bir dönemdeki mevsimsel değişiklikleri takip etmek gibidir. Bizde zamana rengini veren insan ruhunun derinlikleri, karanlıkları, yüzeysellikleri hakkında birçok sezgiyi, düşünceyi uyandırabilir.
Bu açılardan Alman toplumuna bakmak önemlidir; çünkü çevrelerinde rekabet halinde olduğu toplumlara nispetle, kendisini özellikle kültürel yönden geride gören bu millet. büyük bir gayretle, bilinçle, disiplinle ve acımasız bir özeleştiriyle insanını eğitmiş ve ince ve yüksek bir kültür yaratma yönünde, durmak bilmeyen bir faaliyete girişmiştir.
Başlarda yoğun bir dil ve tercüme faaliyet, sonradan halk masallarının, şiirlerinin, şarkılarının ve hikayelerinin derlenmesi… geçmişin bilgisi ve gelenekten taşınan bilgelikle, geçiş dönemleri ile surekli değişmenin ve gelişmenin yol açtıgı acılar ve sıkıntılar karşısında toplumlarına rehberlik eden ve onlara ince bir yaşantı, düşünce zevki aşılamaya, duygu zenginliği katmaya çalışan, Alman yazı ustalarının bu çabaları “klasik”in, yani mütekâmil olanın da zeminini hazırlar.
Goethe, Sehiller ve Alman idealizminde zirvesini bulan bu tarihsel-düşünsel sürecin önemli yazarlarının ve eserlerinin tanıtıldığı bu edebiyat tarihi çalışmasıyla Gürsel Aytaç. bu alanda çok değerli bir katkıda bulunmaktadır.
Yeniçağ Alman Edebiyatı
0 notes
yazarolmakcom-blog · 7 years
Text
Edebiyat Nedir? Türk ve Dünya Edebiyatı
Bu makalemizde sizlere edebiyat nedir sorusunun yanıtını detaylı bir şekilde vereceğiz.
Edebiyat Nedir? 
Edebiyatla ilgisi olmayanların yanı sıra, ilgisi bulunan insanlarında sorduğu sorular arasında yer alan Edebiyat Nedir?Sorusuna, farklı tanımlamalar ile cevaplar verileceği gibi, genel tanımlama olarak anlaşılacağı şekilde cevap verelim. Duygu ve düşüncelerin etkin bir şekilde belirli kurallar…
View On WordPress
0 notes
medmedya · 7 years
Text
Dünya edebiyatı haritasına göre hangi ülke, ne okuyor?
Dünya edebiyatı haritasına göre hangi ülke, ne okuyor? http://medmedya.blogspot.com/2017/04/dunya-edebiyat-haritasna-gore-hangi.html
0 notes
sosyalmedyablog · 7 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/uzay-gemisindeki-bilge-kadin-ursula-k-le-guin-kitaplarinin-yeni-bir-dunya-kurdurabileceginin-10-esasli-kaniti/
Uzay Gemisindeki Bilge Kadın: Ursula K. Le Guin Kitaplarının Yeni Bir Dünya Kurdurabileceğinin 10 Esaslı Kanıtı
Yerdeniz serisiyle, romanlarıyla, çocuk kitaplarıya bilim kurgu ve fantezi edebiyatının tanrıçasıdır Ursula K. Le Guin. Hugo ve Nebula başta elde etmek üzere dünyada epeyce saygıdeğer ödülün sahibi olan yazar bizi kendi kurduğu tabakalı diyarlarda maceralara çıkarır. Yeryüzü veya yeraltında, aklımıza gelebilecek her konuya dair öğretecekleri vardır bize Le Guin’in. Ondan alınacak ders asla bitmez. “Akıntıyla birlikte akmalı. Açıklanamayanı kabullen. Harika olduğu için inan. Kim kavramak nedir ilgileniyor ama zaten? Kimin buna ihtiyacı var? Eğer üzerlerinde düşünmezsen birçok şey daha iyi bir anlam ifade eder. Belki hepimizin beyninin bir kısmını çıkartıp alırlar ve aslında de kolay birer yaşam süreriz” der bu evrenin ve kurduğu diğer evrenlerin “bilge kocakarısı”. Yazdıklarıyla baş etmek hayatla baş etmek gibidir biraz. Onunla baş etmeyi öğrendiğinizde, size öğrettikleriyle yeni bir dünya kurabileceğinizin de farkına varabilirsiniz. İşte bunun 10 esaslı kanıtı!
1 – Le Guin bizi rüyalara, masallara ve nihayetinde sihire inandırır.
Sihirli bir dille konuşur bizimle Le Guin. Kadınların, çocukların, rüyaların hikâyelerini anlatır. Edebiyatı kimseyle en ince ayrıntısına kadar paylaşılamayacak eşsiz, mucizevi; ola ki fazla korkunç olur ya de hayrete düşürücü rüyaları bir nebze de olsa bizimle paylaşma çabasıdır. Kelimeleriyle, cümleleriyle, kadim diliyle ve muhakkak bu çabayla bizi rüyalar, masallara ve nihayetinde sihire inandırır.
2 – Daima yolda olmayı, her zaman yola çıkılabileceğini öğretir!
Le Guin’in kitapları bununla birlikte bambaşka dünyaları anlatan bir nesil yolculuk kitapları ya da seyahat rehberleridir. Onun için yolda almak tekrar tekrar hareket halinde elde etmek demek değildir. Bu kimi vakit kendi ruhumuzda yaptığımız bir yolculukken kimi zamansa resmileşmiş harika dünyalarda çıkılan bir keşiftir. Yol bitmez; gidilecek, görülücek, derine inilecek, anlaşılacak, düşünülecek çok şey vardır.
3 – Le Guin bizi çok korktuğumuz vefat gerçeğiyle yüzleştirir.
Bunun en büyük kanıtı Yerdeniz serisinin üçüncü kitabı En Uzaktan Sahil’dir. Bu kitap ölüm hakkındadır. Ve Le Guin bunun üzerine şöyle söyler: “En Uzakta Sahil ölüm hakkında. Onun diğerlerinden daha cılız kurgulu, daha tutarsız ve yetkisiz olması da bu yüzden. Ilk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahil‘de konu edinilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için fazla uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk sadece ölümün varolduğunu yok -çocuklar ölümün yoğun biçimde farkındadırlar- kendisinin de ölümlü olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, fakat daha geniş bir bağlamda.”
4 – Ergenlikten yaşlılığa; deneyimlerle doymuş her yaşı sevmeyi öğretir!
Le Guin bizi çıkardığı yolcuklardan biri de “ergenlikten olgunluğa” olan süreçtir. Büyümek her zaman yıllar alır, deneyimlerle doludur. Bu sürecin tamamen ne süre biteceği kesin değildir. Kendisinin de çoğalma sürecini “otuzbir yaşında tamamladığını” söyleyen yazar eserlerinde her yaşın bambaşka bir macera demek olduğuyla bize bu yaşları sevdirir.
5 – Ataerkil düzenin yıkılması gerektiğinin daima farkına vardırır!
Ursula K. Le Guin feministtir. aynı zamanda anarşisttir de. Erkek egemenliğin olduğu bir dünya tahayyülüne müsade etmez; her şeyi ben bilirimci erkek söyleme kızar.
6 – Doğayı, hayvanları ve insanüstü varlıkları daha iyi anlamayı öğretir.
Le Guin eserlerinde dünyaya bizden bambaşka şekilde dokunur. Bitkilerin, ağaçların ve doğanın dilini bilir. Hayvanlarla, ejderhalarla, büyücülerle, insanüstü varlıklarla önyargıları bir kenara bırakıp irtibat kurar ve bunun nasıl yapılacağına dair ipuçları verir.
7 – “Öbür” olanı gözetmenin inceliklerini sunar!
Başat sınıfa karşı bir sestir Le Guin edebiyatı. Kendini tüm üst söylemlerden kurtarır; eserlerinde “öbür” olanı gözeten bir söylev sergiler. Bize öğrettiği en kayda değer şeyden biri hem “öteki” ayrıca de “başkasını” hiç incitmeden nasıl bir ilişki yürütüleceğidir.
8 – Yapılan işin en iyi şekilde yapılması gerektiğini hatırlatır.
Le Guin’den gelen sıkı yaşam derslerinden biri bu olsa gerek: Hangi işi yaptığın ayrım etmeksizin elinden gelenin en iyisini yapmak. Yazar olmak istiyorsan en iyisini yap! Koşmak mı istiyorsun en disiplinli şekilde çalış! Gerçek başarıya fakat bu şekilde ulaşabilirsin.
9 – Le Guin bize kendi hikâyemizi anlatmayı öğretir!
“Seyyahlar / kendi yolculuklarını anlatırlar, sizinkini yok” der Le Guin, Everest adlı şiirinde. Bizi çıkardığı tüm yolculuklarda gerçekten anlattığı defalarca, biraz kendi hikâyesidir. Kendi yazdığı, yönünü kendi belirlediği lakin kimi vakit da kendini rüzgârlara bıraktığı hikâyesi. Bütün bu hikâyeler bize kendi hikâyemizi açıklama yapmak için cesaret verir.
10 – Her şeyin önce hayal etmekle başlayacağını hatırlatır.
“Adaleti düş edemezsek içinde yaşadığımız adaletsizliği göremeyiz. Özgürlüğü düş etmezsek serbest olamayız. Hak ve özgürlüğü erişilebilir şeyler olarak hayal etme şansı hiç olmamış insanlardan hak ve özgürlüğe varmak çabası bekleyemeyiz” der Le Guin, her şeyin önce farkındalık ve hayal etme gücüyle başlayacağını; bu hayalin bir çabaya dönüşerek hayatımızda farklılıklar yaratması umuduyla.
0 notes