Tumgik
#eyvah eyvah
kamtarir · 2 months
Text
Dağınık kafayla dağınık bir hayatı toparlamaya çalıştım haliyle hüsrana uğradım ve şu an durgunluğun en orta yerine sofra bezi gibi serilmişim
442 notes · View notes
ekasiotompuy · 7 days
Text
ayyy serviste bir çocuk bir kustu OOOFFFF YEMİN EDERİM AKLİMA GELDİKCE MİDEM BULANİYO küçücuk bişi nasıl o kadar yemiş de çıkardı aklım almiyo kokusu burnumda
8 notes · View notes
tuceninkedisi · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
✨️karışık dumpp✨️
7 notes · View notes
yalnizlar-rihtimi · 1 year
Text
46 notes · View notes
elif-4531 · 1 year
Text
16 notes · View notes
sadecesusvedinlebeni · 10 months
Text
Akışına bırak en fazla ne olabilir ki dimi?
4 notes · View notes
599155131 · 11 months
Text
Allahım oyuncu değişikliği
3 notes · View notes
Text
Tumblr media
"Sevmekten söz edip durdunuz; nedir o acaba? Siz ne anlıyorsunuz demek istedim, efendim."
Ama cevap beklediği yokmuş; çekip gitti.
Tarık Buğra, Gençliğim Eyvah
10 notes · View notes
acupoflie · 2 years
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
necessarypretext · 3 months
Text
son 6 ayda sülaledeki 3. aldatma vakası ortaya çıktı... kendini gerçekleştirememiş hayatında hiçbir şey başaramamış erkekler özellikle aldatmaya meyilli oluyor bence
1 note · View note
Text
0 notes
sonmuzik · 1 year
Text
Zeynep Bastık'tan  "Eyvah" Yeni Klip Music Video
Tumblr media
Zeynep Bastık'tan  "Eyvah" Yeni Klip Music Video
Şarkılarıyla ve kendine özgü tarzıyla kitleleri peşinden sürükleyen Zeynep Bastık yeni şarkısı "Eyvah" için kamera karşısına geçti. Youtube'daki videolarının görüntülenme sayısı 2 milyar 250 milyonu, Spotify'daki aylık dinlenme sayısı 3.5 milyonu geçen Zeynep Bastık bu rakamlarla Türkiye'nin en popüler kadın müzisyenlerinden biri olarak zirveyi zorluyor. Şarkılarıyla ve kendine özgü tarzıyla kitleleri peşinden sürüklemeye devam eden Zeynep Bastık çalışmaya ara vermiyor. Konserleriyle sevenlerine ulaşırken stüdyoya girerek yeni şarkılarını da onlarla buluşturuyor. Mehmet Aydın: Yakın Arkadaşının Sevdiğini Kaybetmesini Klibine Taşıdı! Zeynep Bastık “Eyvah” şarkısını 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena’da verdiği konserde seslendirmiş ve dinleyenlerden olumlu tepkiler almıştı. Bastık, şarkıya Melih Kun yönetmenliğinde geçen hafta klip çekti. Karaköy’de kiralanan, Tarihi 100 yıllık bir handa gerçekleşen çekimler 16 saat sürdü. 80 kişilik ekibin aralıksız çalıştığı klipte Zeynep Bastık’a Avustralya’da ve Türkiye’de modellik yapan Efe Çakar eşlik etti. Klipteki farklı görüntüsü için “Kendimi en beğendiğim halim” yorumunu yapan Zeynep Bastık “Eyvah”ı dinleyicileriyle buluşturmak için sabırsızlandığını söyledi. “Eyvah” Zeynep Bastık’ın kendi Youtube kanalında ve tüm dijital platformlarda! Zeynep Bastık'tan  "Eyvah" Yeni Klip Music Video Söz / Lyrics: GOKO! (Gökberk Çırakoğlu), Zeynep Bastık Müzik / Music: GOKO! (Gökberk Çırakoğlu) Read the full article
0 notes
mutluesmerguzeli · 3 months
Text
Tumblr media
Eyvah kocam geldi
198 notes · View notes
ozgur-ce · 7 months
Text
Günaydın. İnsanın aklına bir kötülük düştü mü eyvah! Bir Rus Masalı'nda geçer: "Kötü düşünce, zehirli bir çiçek gibi hiç durmadan büyür ve yavaş yavaş tüm iyi düşünceleri öldürür." İnsanız; öfkeleniriz, kendimizden geçeriz, bir başka insanı kıskanırız fakat bu zehri henüz bir düşünceyken hemen öldürmeliyiz sevgili dostlar... İyilik çiçekleri büyütmeliyiz, daima. Var olun. Hadi çözemediğimiz bişey yok sadece dürüstlük yeterli, bugün bir değişiklik olsun, anonim kısmını kısa bir süre açıyorum saygı ve sevgi çerçevesinde kahvemizi içelim ☕🥐🍒🎶🎵
Tumblr media
156 notes · View notes
Text
Nasıl Yani? (3) (Kerim 31 Y., İzmir)
Ertesi gün güzel bir portföy de Funda için ayarladım. Sonra da Elif'e, büroda olduğumu, gelebilirse gelmesini yazdım. Ama bir hinlik geldi aklıma. Yarım saat sonra geldi. "Aşkım özledin mi beni?" diye sarıldı. "Evet özledim, ama kötü haberlerim var!" dedim. "Ne oldu?" dedi. "1.500 Dolar zarardasın, çok kötü düşüşte piyasalar!" dedim. Önce yüzü asıldı, sonra gülümsedi ve "Geçen hafta Salı günü, yani 8 gün önce buraya geldiğimde 3.750 Dolar param vardı, o duruyor, sayende 14.000 Dolara yakın param daha var işleyen, gerisi kardan zarar. Üstüne üstlük de, sikişmek için can attığım ve beni sikmesini çok sevdiğim bir sevgilim var şimdi!" dedi gülerek.
Beklediğim cevap bu değildi, ama etkilendim. Onu alıp çekyata götürdüm. Bir gün önce İzmir'deki bir Seks Shoptan aldığım ve sabah kurye ile gelen oyuncakları ortaya çıkarmadan önce, dişleye dişleye amcığını emdim. Sonra oyuncakları çıkarıp, kalçalarına vurmaya başladım, küçük, kısa ama net vuruşlar yapıyordum. "Ohhhh, aşkım bana oyuncaklar almış, kısrak mı oldum ben şimdi? Bin kısrağına aşkım!" diye seviniyordu. Amına soktum vibratörü, çalıştırdım. Vibratör titremeye başladığında Elif vibratörden daha fazla titriyordu. Yarağımın kafasını götüne dayadığımda, "Aşkım ikisi aynı anda mı sikecek beni, ohhh!" diye inledi. Sadece yarağımın kafasını soktuğumda, o eliyle viratörü tutmuş amına itiyordu. Kafası girmişti yarağımın, ama daha fazla girmiyordu. "Bastır aşkım, hepsini sok!" diye yalvarıyordu adeta. "Çok acıyor, ohhhhh, çok ama çok acıyor!" diye inliyordu. Korkmaya başlamıştım ben bu kadından...
Öğlen Elif giyinip giderken kamerada arkasından baktım. Resmen apış apış yürüyordu. Kapıyı açıp dışarı çıkarken bir el kapıyı tuttu. Funda'yı gördüm bir an kapıda. Eyvah sıçtık dedim içimden. Zili çaldı. Kapıyı açtım. Birşey yokmuş gibi, "Hoş geldin!" dedim, ama içerisi resmen seks kokuyordu. Elif de ben de çok terlemiştik. Her ne kadar içerdeki odada sevişsek de, havada o ağırlık vardı ve ben camları açıp havalandıracak zaman bulamamıştım.
Funda oturup, "Ya enişte, bu kapıda karşılaştığım kadın sizin eski evdeki üst katta oturmuyor muydu?" dedi. "Kim? Hangi kadın?" dedim. "Bilmem, ablama sorarım adını!" dedi. O an aklımdan onlarca seçenek geçti. Mantıklı gelen tek fikir, "O da senin gibi parasını çalıştırmamı istedi. Ama hayır dedim. Dün sana anlattığım gibi ona da riskleri anlattım!" dedim. Funda, "Eee, ne dedi?" diye sordu. "Gözü korktu, Üç kuruş biriktirdik o da gitmesin dedi!" dedim. Funda, "Kadın bir tuhaf yürüyordu?" dedi. "Farkettim, sanırım rahatsız!" dedim. Sinsi bir şekilde gülümseyip, "Enişte yoksa sen bu kadınla bir haltlar mı yiyorsun?" dedi. "Evet, az önce düzüp yolladım!" dedim gülerek. Funda, "Yaparsın, senden beklerim, ama düzmemiş, resmen yamultmuşsun kadını!" dedi kahkahalarla.
Funda ile ilk kez böyle konuşuyorduk. "Neyse, hayırdır?" dedim. "Demiştim ya, 250 Dolar daha getirdim!" dedi. Kocasını sevmediğimi biliyordu. "Senin öküzden mi bu paralar?" dedim. "Yok enişte..." dedi yere bakıp, "O öküzden kurtulmak için!" diye ekledi. Kahkahalarla gülmeye başladım. "Neden güldün?" dedi. "Senin parayı 10 günde trilyon yaparım o zaman :)" dedim. "Yap, ödülün hazır :)" dedi hınzırca. Baldızla birbirimize mi yürüyorduk, anlamadım. "Eee anlat bakalım!" dedim. "Bıktım, bencilliğinden, patavatsızlığından, dangalaklığından, avukatlık diploması almış ama insanlıktan sınıfta kalmış. O yüzden kendimi sağlama alıp hayatımdan tümden silmek istiyorum! Ama kimsenin haberi yok, ablam mutsuz olduğumu biliyor ancak o kadar!" dedi.
"O zaman işin kolay, paran çok güzel çalışacak! Ama..." dedim. "Ama?" dedi. "Ablan bunu da bilmiyor, kapıdan çıkanı yani!" dedim. "Tamam be enişte, aramızda kalır! Madem kartlar açıksa enişte, 1.5 yıldır ben de biriyle görüşüyorum. Benim boynuzlunun bir iş arkadaşı!" dedi. Yarım saat detayları konuştuk. O ara gözüm ekrandaydı, Funda'nın para 2.100 Dolar oldu. "Amacına çabuk ulaşacaksın, üç katı oldu paran :)" dedim. "Biricik eniştem!" dedi, boynuma sarıldı, yanağımdan öpüp, "Öküz arar birazdan, ben eve gideyim!" deyip gitti. Karar verdim baldızın portföy kaybetse bile ben takviye edecektim.
Az sonra Elif'ten mesaj geldi. "Aşkım ne yürüyebiliyorum, ne de oturabiliyorum, ama müthiş mutluyum, birisi anlayacak diye de ödüm kopuyor, ama şu an bile orda olup sikişmek istiyorum :)" yazmış. "Gel o zaman!" yazdım. "Ciddi misin?" dedi. "Evet!" diye yazdım. 14:00'de geldi. Kapıdan girince, "Aşkım, öyle siktin ki beni, zor yürüyorum, ama acı o kadar zevk veriyor ki, daha çok canım yansın istiyorum!" dedi. Oyuncaklarımın tamamını görmemişti daha, aldığım göğüs klipslerini göğüs uçlarına taktım. Zinciri çekince, "Ohhhhh, bu ne?" diye inlemeye başladı. Buna benzerini de klitorisi için almıştım, onu da taktım. Zincirleri çektim, "Ahhhhhh, aşkımmmm, kopart!" diye inlemeye başladı.
Bu bana zevk vermese de onun bu inleme ve bağırışları yetiyordu. Sırtını döndürüp domalttım, aldığım en iri vibratörü götüne soktum. Zincirlerini çekerek klitoris ve göğüs klipslerini hareket ettire ettire vibratörü götünde titreterek kökleye kökleye siktim. Çığlıkları sokaktan duyuldu mu acaba diye korkuya kapılırken, ağzını bağlamak aklıma geldi. Acıdan mı, zevkten mi, artık hangisinden bayıldı bilmiyorum, bayılana dek siktim. Bayıldığında bir an korktum, kolonya alıp eline yüzüne sürdüm. 2 dakika sonra kendine geldi. Yardımımla çekyatta oturdu. Gözlerini kırparak, "Nasıl bir kadın oldum ben böyle? Ne diyorlar bunun adına?" dedi. "Mazoşist!" dedim. "Acı hissetmek bu kadar zevk verir mi insana?" dedi. "Sanırım veriyormuş!" dedim.
Bir saatte ancak toparlandı. Kafası tam yerine gelmese de kalkıp giyinip gitti. Yarım saat sonra da mesaj attı, "Kendi halimden soramadım, sen boşalabildin mi?" diye. Tam o sırada özel bilgisayarımdan, düğününde, kayınpederin yazlıkta, bizim havuzda çekilmiş Funda fotoğraflarına bakıp 31 çekiyordum...
Akşam herzamanki rutinden sonra telefona mesajlar geldi. İlki Elif'ten, "Ben yarın gelemem sanırım, halen titriyorum!" yazıyordu. "Dinlen güzelim, çok yoğun haftaydı!" yazdım. Diğer mesaj Funda'dan idi, "Biri ile paylaşmak çok iyi geldi!" yazmış. Ben de, "Herşeyi paylaşabileceğin biri olmak dileğimle!" yazdım. "Öylesin zaten, bilmiyor muydun?" yazdı. "Nerde öküz?" dedim. "Müvekkili ile yemeğe çıktı güya, bu saate yemek mi kalır, kimbilir nerde! Amaan, benden uzak olsun da!" yazmış. "Sevgilin nerede?" yazdım. Üzgün suratla, "Karısı doğuruyormuş!" yazdı. "Ohaaa!" yazdım. "Ha ha ha!" yazdı, sonra da, "Yarın işin var mı, benim öküz iki günlüğüne bir dava için İstanbul'a uçacak, moralim çok bozuk!" yazmış. "Sabah gel, çıkarız!" yazdım. "Gelmeyeyim, beni bir yerden al!" yazdı. Anlaştık.
Sabah 10:15'de evinin iki sokak ilerisinden aldım. Üstünde krem rengi bir tişört, altında yırtık pırtık bir kot vardı. Karıma, (İzmir'e gidip SPK kayıtlarımı yenileyeceğim, akşam ancak dönerim!) demiştim. Funda'ya, "Bugün senin, nereye gitmek istersin?" dedim. "Açım, kahvaltı yapmadım!" dedi. Önce Balçova'daki Outlettte kahvaltı mekanına götürdüm. Güzel bir kahvaltı sonrası, "Hadi atla!" dedim. "Nereye?" dedi. "Çeşme'ye!" dedim. "Çok uzak!" dedi. "Boşver!" dedim. "Ne yapacağız orda, ne havlu aldık, ne bikinilerim yanımda!" dedi. "Alırız!" dedim. Birden ağlamaya başladı. "Neden ağlıyorsun şimdi?" dedim. "Benim öküzler senin 10 da birin olsaydı..." dedi. İşte ilk o zaman elini tutup omzuma doğru çektim. "Boşver şu şerefsizleri bugünlük!" dedim. Otobana çıkıp Çeşme'ye sürdüm.
Ona en çok beğendiği bikiniyi aldık, bana da şort, bir iki malzeme daha. Beachlardan ilkine sürdüm arabayı. Altımızda pahalı araba olunca kapıda karşılayıp özel loca ayarladılar. Funda gün boyu kah ağladı, kah kahkahalarla gülüp, absolut enerjiyi içti. Akşam üzeri, "Otelde kalalım mı?" dedim. Usulca, "Ablama ne diyeceksin?" dedi. "O bende!" dedim. Karımı arayıp, buradaki şubenin ayarlayamadığını, İstanbul'a borsaya geçeceğimi, işim biter bitmez döneceğimi söyledim. Funda da öküzü arayıp, "Annemlerin yazlığa geldik hazır sen yoksun diye, ne zaman döneceksen haber ver!" diye yazdı. Karşıdan gelen cevap, "İyi tamam!" oldu...
Funda hafif çakır keyfti plajdan çıkarken. İnternetten bulup yer ayırttığım otele vardık. Resepsiyonda tek oda ayırttığımı görünce, kulağıma eğilip, "Enişte beni mi sikeceksin?" dedi. Kulağına dudaklarımı dayayıp, "Vereceksen neden olmasın?" dedim. Gülüştük :) Odamıza çıkıp, nedense ayrı ayrı duş aldıktan sonra, acıktık deyip yemeğe indik. Oradan da kalkıp birkaç mekan gezdik...
Sabah uyandığımda ikimiz de birbirimize sarılmıştık, ama kıyafetlerimiz üzerimizdeydi. "Funda!" diye dürttüm, gözlerini zor açtı. Birşey söylemeden kahvaltıya indik. Ordan havuza geçtik. Ben tişörtle giriyordum havuza, karıma neden bronzlaştığımı açıklayamazdım. Ama Funda yeni aldığımız ve öküzü olmadan giydiği en rahat bikini ile yüzüyordu. Kenardan izleyenlere göre ben tam magandaydım.
Bir ara lavaboya gidip döndüm. Şezlonguma otururken Funda gülüyordu. "Ne oldu?" dedim. "Çaktırmadan bak, şu barda somurtup oturan kel herif var ya, sırtı dönük..." dedi. "Evet?" dedim. "Az önce sen kalkar kalkmaz yanıma gelip, (Sizinle 3 günlük bir tatili nasıl ayarlarım?) diye sordu. Ne diyorsunuz beyefendi? diye sorduğumda da, senin gittiğin tarafı işaret edip, (O adamdan sonra, sizinle 3 gün tatil için kimle görüşeceğim?) dedi. Saçmalamayın beyefendi, o benim kocam! dediğimde, (Pardon, pardon!) deyip bir kaçışı vardı ki, görmeliydin!" dedi. Kahkahalarımız adama ulaştığında, adam bardan kalkıp nasıl kaçtı görülmeye değerdi :)
Akşam üstü Funda, öküzünü aradı. O da, "İşim uzadı, yarın dönerim belki!" diye cevap verdi. Ben de karımı arayıp, işimin uzadığını, yarın döneceğimi söyleyip, havuz başından selfie attım. Tabii ki yalnız olarak :)
İkinci gün gezdik eğlendik. Akşam da güzel bir balıkçıda bir ufak rakı içtik. "Bu akşam son akşam, hemen otele dönelim mi, yoksa gezelim mi?" dedim. "Otele dönelim!" dedi. İki gündür odada soyunuyor, duş alıyor, giyiniyor, ama en küçük bir şey yapmıyorduk. Sanki sessiz bir anlaşma yapmış gibiydik. Sadece dün gece giyinik ve sarılarak uyumuştuk. Daha doğrusu sızmıştık.
Oda servisine bir şişe şarap, meze tabağı söyledim. Şortu giyip balkondaki masaya geçtim. O da içeri girip üstünü çıkardı ve "İç çamaşırlarıyla balkonda oturamam!" deyip benim tişörtümü giydi. Benim tişört ona elbise gibi oldu. "Biliyor musun, ablamı kıskanıyorum. Uzun zamandır kıskanıyordum, ama şu son iki gün... Başkası olsa odaya girer girmez mal bulmuş mağribi gibi saldırırdı. Ama sen sadece şefkat ve ilgi gösteriyorsun ve benim de en çok ihtiyacım olan şey bunlar. Hayatımda bu kadar yoğun duygular yaşadığım hiç olmadı. Mutluluk, şımartılma, heyecan, istek..." dedi sustu. Elini tuttum. Başını omzuma koydu ve "Teşekkür ederim!" deyip boynumdan öptü. Ben de, "Bu kadar güzel bir kadınla bu kadar güzel iki gün için ben teşekkür ederim!" deyip alnından öptüm.
"Enişte, ben 1 ve 2 nolu öküzleri hayatımdan çıkarmaya karar verdim, yanımda olacak mısın?" dedi. İşte o an çenesinden tutup gözlerine baktım, "Sen istediğin sürece hayatım!" dedim ve uzanıp dudaklarından öptüm. Kolumu omzuna atıp, sımsıkı kendime çektim. Elini göğsüme koyup iyice sokuldu. Rakı üstüne şaraptan sonra mışıl mışıl uyuduk birbirimizin kollarında...
Sabah öpücükleri ile uyandım. Kahvaltıdan sonra yola çıktık. Funda çocuklar gibi şendi. O çoşkusu bana da yansıyordu. Evinin yakınında bırakıp, büroya geçtim. Hesabı kitabı kurcaladım biraz, ama canım çalışmak istemiyordu. Eve geçtim. Karım izin almış evdeydi. İki gece boyunca sevişemediğim Funda'nın yerine evire çevire karımı siktim. Karım da oldukça memnun olmuştu. (Adam iki gün İstanbul'da kaldı, ama bana sadık!) diye mi düşündü nedir, etrafımda pervane oldu tüm akşam. Gece Funda'dan mesaj geldi. "2 numaralı öküze yol verdim!" yazmış. Ben de, "Sabah ofise uğra, detaylı konuşalım!" yazdım. Sonra Elif'ten mesaj geldi, "Ne zaman döneceksin İstanbul'dan?" yazmış. Ona ise, "Yarın akşam!" diye cevap verdim.
Sabah işyerine yürüyerek gittim. Saat 10:00 gibi poğacalar, keklerle Funda geldi. Oturup çaylarımızı içerken portföyüne baktım. Funda'ya, "2 numaralı öküz gitti. 1 numaralı öküzün de gitmesi için ne kadar para seni garantiye alır?" dedim. Funda, "Evi isteyeceğim, evi verirse, çok değil, beni idare edecek, kimseye muhtaç etmeyecek bir aylık gelirim olsun istiyorum. Biliyorsun hiç çalışmadım, çalışmadan yaşayabilmeliyim!" dedi.
Ayağa kaldırdım, belinden sarıldım, o da boynuma doladı kollarını. Ona, "Biliyorsun, istersen hemen boşanma davasını açabilirsin, ben sana bakarım!" dedim. Onu o kadar çok istiyordum ki, dudaklarını dudaklarıma aldım. Funda, "Metresin olur musun diye soruyorsan, hayır! Ama sevgilim olur musun diyorsan, zaten olmadık mı, 3 gündür aklımı fikrimi aldın!" deyip bu kez o dudaklarını dudaklarıma sapladı. Dudaklarımızı ayırmadan birbirimizi soymaya başladık. Dudaklarımız ve dillerimiz hiç ayrılmadan kucağıma alıp masaya oturttum. Üç gündür defalarca birbirimizi çıplak görmemize rağmen ilk kez çıplak olarak dokunuyorduk birbirimize. Dudaklarından boynuna, ordan göğüslerine indiğimde, başımı tutup dudaklarına çekti. "Boşver, hazırım zaten!" dedi. Yarağımı amına soktuğumda, bacaklarını belime, kollarını boynuma kilitledi. Sakin, ama düzenli hareketlerle içinde gidip gelirken, yıllarca bu anı beklemiş gibi öpüşüyorduk. Birkaç dakika içinde nefes nefese boşaldık.
Ertesi gün Elif'e measaj yazdım, "Hızlı gidiyoruz, seni ofise girip çıkarken gören olmuş, sıkıntı çıkacak, biraz ara verelim. Karıma söylemekle tehdit ettiler!" deyip uzaklaştırdım. Funda 3 ay içinde boşandı. Öküz oturdukları evi vermedi, ama yarı ev parası verdi. Yaptığımız plan gereği karıma yakalandık, büyük olay çıktı, tabii ki ailesi Funda'yı evlatlıktan reddetti. Karım da benden boşandı. Benim işim rahattı, evi, arabayı karıma bıraktım. Oğlum annesi ile kalmak istedi.
Alaçatı'da güzel bir ev aldım, kendime güzel bir ofis kurdum evde. Funda ile evlendim, bir kızımız ve bir oğlumuz var. Büyük oğlum da ara sıra teyzesi, babası ve kardeşlerini görmeye geliyor, kalıyor. Her gün, her saat dokunmaktan, seyretmekten ve konuşmaktan bıkmadığım bir karım var!
[Kerim]
92 notes · View notes
mesut-sems · 27 days
Text
Tumblr media
Şu hayata kalmak üzere gelmedim ki
Gideceğim diye üzüleyim...
Kimseyle oynamadım ki
Yenildim mi yendim mi diye düşüneyim...
Olanla hep yetinmeyi bildim
Olmayanları neden dert edineyim...
Sevdamın da Arkasındayım
Sevabımın da arkasındayım
Bütün Günahlarımın da ...
Tartmadan konuşmam ki
Duyacaklarım dan endişe duyayım...
Hayat bu ,
Eyvah da dedirtir insana
Eyvallahta...
Ayıp değil hiç biri...
Çok büyütmesin kimse kendini dev aynasında eni sonu İNSANIZ sonuçta...!
71 notes · View notes