Tumgik
#halk oyunları
nevzatboyraz44 · 1 year
Text
Türk halk oyunları ve özellikleri
Türk halk oyunları farklı bölgelerin kendi kültürlerinden özellikler taşıyan, halk danslarına verilen isimdir.
Özel olarak dikilmiş yöresel kıyafetler giyen dansçılar, müzik eşliğinde uyumlu bir şekilde dans eder.
Bu halk dansları, yöreden yöreye değişir.
Şimdi sırayla öğrenelim:
Hora: Trakya.
Zeybek: Ege, Güney Marmara, İç ve Batı Anadolu
Teke: Göller Yöresi, Batı Akdeniz.
Kaşık Oyunları-Karşılama Bölgesi: Konya Bölümü, Batı Karadeniz, Güney Marmara, Doğu Akdeniz
Horon: Orta ve Doğu Karadeniz.
Halay: Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri, İç Anadolu’nun Doğusu.
Bar: Kuzeydoğu Anadolu.
Kafkas: Kuzeydoğu
HORA
Dansçıların el ele ve kol kola tutuşarak, ritmik şekilde yan yana oynadıkları halk oyunu türüymüş. Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale şehirlerinde oynanan türmüş.
ZEYBEK
Tek kişi ya da daire halinde dizilmiş kişilerin bireysel olarak oynadıkları halk oyunu türüymüş. Aydın, İzmir, Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir, Burdur şehirlerinde oynanırmış.
TEKE
Yörede yaşayan dağ keçisinin hareketlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bu oyun türünde sekme, arkaya dönüp kaçma, ani sıçrama figürleri görülürmüş.
KAŞIK
Dansçıların ellerinde kaşıkla ritim tutarak dans ettikleri halk oyunuymuş. Eskişehir, Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir, Konya, Mersin, Antalya, Bolu, Bursa’da kaşık dansı görülürmüş.
KARŞILAMA
İki kişinin karşılıklı durarak oynadıkları bir oyun biçimiymiş. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik’te oynanırmış.
HORON
Oyuncuların yan yana dizilerek, birbirine tutunarak oynadığı oyunlarmış. Kemençe veya davul da bu horona eşlik edermiş. Trabzon, Samsun, Artvin, Ordu, Rize’de bolca horon görebilirmişiz.
HALAY
Oyuncuların birbirine tutunarak oynadığı oyun türü de halaymış. Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu’da davul ve zurna eşliğinde oynanırmış. Ayrıca Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Erzurum, Erzincan gibi birçok yörede görülürmüş.
BAR
Yan yana düz ya da yarım ay biçiminde, oyuncuların birbirlerine tutunarak oynadıkları disiplinli grup oyunlarına bar denirmiş. Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde görülen bir oyun türüymüş.
34 notes · View notes
onderkaracay · 2 years
Text
Tumblr media
🗣️ Halk Oyunları
Halk unutkan bir balık sürüsü gibi sürekli bir tarafa üşüşür,
Yönünün doğru ya da yanlış olduğunu kendi anlaması gerekirken,
Kim hangi yöne çekerse o yöne gider
Bu aldatmanın adına da halkın demokrasiye inancı denir.
Halk budur işte; âlimi de içinde zalimi de,
Yani hak edilmişler topluluğuZengini daha da zengin edilme köleliği adına
Halka halka olurlar güç oyunlarında
Oyunlar halk için oynanır, oylanır kendi aleyhine kendi meclisinde
Bu oyunda ezilmişliğin payı son halka olarak halk olur.
Sıra bir türlü gelmez haklarının hakkına,
Sürekli seçim ola ki; bir oya d/oya,
Umut fakirin ekmeği partisine vereceği destek ile
Kendisine dokunmayan yılanın bin yıl yaşaması adına sadık ve itaatkar olmak düşer payına
Halk kullanılmak içindir adım ona demokrasi denir.
Halkı oyalaya, oyalaya, halktan oy alanlar
Seçimlerde parmağına sürerlerdi çıkmaz boya,
Güvenilmezliğini başka nasıl anlaya
Parmak boyasını kaldırdılar demokrasi adına
Oy kullanmaya gelenin üst araması yapılırsa çıkacak ortaya foya
Seçimden sonra hemen zamları daya,
Şimdi oy/unun karşılığını alıyorsun şaşırma
Seçilmişler işe bir soyuna
Aldatmak ve soymak için hemen başlarlar yeni bir oyunaSürekli girdi halk her dümenin yoluna,
Dahil oldu her pis oyuna.
Temsilde milletin çıkarı yerine ayrıcalıklı olanların çıkarları koyun koyuna,
Menfaatlerini temin etmek ve oynadıkları oyununu meşrulaştırmak için belirli sürelerle muhtaçtırlar halkın oyuna,
Oysa biz halk oyunlarını kültürümüzün folklor çeşitliliği olarak bilirdik
Halkın üzerinde oynanan oyunlar kültür olana kadar!
] Önder Karaçay [
5 notes · View notes
angoragsk · 1 year
Text
youtube
Angora Halk Oyunları Spor Kulübü - Trabzon Kız Ekibi
0 notes
bunudaburayayazdim · 10 months
Text
İyi Olmanın Formülü ve Maskeli Balo
Bu yazıyı nerede paylaşırım ya da paylaşır mıyım bilmiyorum. Biraz rastgele bir karalama olacak çünkü. Selamsız sabahsız girdiğim, kendime dahi yabancı bir yazı olacak biraz. Palyaço şiirinde de dediği gibi;
Biraz birazdım her şeyden dün biraz sinirlenmiştim mesela yarın bir kadını seveceğim biraz biraz biraz kör oldum bugünlerde
Nasılsın sorusuna en içten gelmeyen "iyiyim"leri sıraladığım zaman dilimindeyim sanırım 25 yıllık sürecin bilincinde olduğum kısmını düşündüğümde. İyiyim ama ne anlamda iyiyim, kime göre iyiyim, nedir iyi olmanın gereklilikleri, var mıdır bir formülü?
Bazen de böyle şeyler takılır işte aklıma. Hoş, bunu okuyorsan biliyorsundur zaten, eğer okuyorsan ya da. Bazen de gidip bir geyiğin neden boynuzlu bir şekilde evrildiğine kafa yormaya çalışabilirim. Şimdi bu aklıma gelince yazıya ara verip gidip araştırdım biraz. 17 milyon yıl öncesine ait bir fosilde bu boynuz yapısının bir örneği bulunmuş. Bulunmuş en eski örneğiymiş daha doğrusu. Ufak ve iki daldan ibaretmiş. Yani bir çift keçi boynuzu gibi bir yerde düşününce. Zaman içinde boyutunun büyümesi ve boynuzların dallanıp budaklanması ortaya çıkmış. Neyse ne anlatıyordum ben? Heh, iyi olmanın gereklilikleri, eğer varsa formülü.. Her şeyi ülkeye yıktığımız bu süreçte tek sorun orada mı emin değilim. Kabul çok sebebi ülkeden kaynaklı. Ekonomi başta olmak üzere bir çok konuda darlanmamızın, rahatsız, huzursuz, uzak hissetmemizin, kendimizden uzaklaşmamızın sebebi bu ülke ve bu konuda bir şey yapmamakta ısrarcı uyuşmuş bir halk ama sadece bunu suçlu göstererek, kendimizi aklayarak iyi olabilsek çoktan olmuştuk diye düşünüyorum. Ben artık sıkıldım bahanelerin arkasına sığınıp farklı maskelerle etrafta gezmekten. Saçma sosyal oyunları oynamak adına olmadığım bir ruh halini yansıtmaya çalışmak çok yorucu bir şey. Bunu belki sen de yapıyorsun, yaptığının ne kadar saçma olduğunu ve karşındakinin de muhtemelen senin gibi hissettiğini bilmene rağmen. Çünkü toplum böyle bir şey, birbirine iyi olduğunu kanıtlamaya çalışan, kanıtlamak istemeyeni öteleyen insan topluluğu. Neticede kim toplumdan soyutlanmak ister, di mi? Özellikle de beraber mutlu görünen bir topluluk olarak bir imaj yansıtıyorken. Sorun içine girip irdelemeye başladığında ortaya çıkıyor ve fark ediyorsun ki toplu bir maskeli balo gibi toplumla bütünleşmek. Bak bu benzetme başlığı bulmama da yardımcı oldu. İyi olmadığını söylemek ayıp bir şeymiş gibi bize çocukluktan beri dayatan ne kadar insan varsa karşıma alıp uzun uzun anlatmak istiyorum bunun ne kadar sorunlu ve toksik bir davranış, düşünce biçimi olduğunu. İyi olmamak da en az iyi olmak kadar normal ve hayatın parçası olarak kabul edilmesi gereken bir şey. İnsanlar iyi olmamanın sonsuz bir olay olduğunu düşünüyor sanırım, o yüzden bu maskeler, bu gerçeği öteleme isteği. Onu kabullendikten sonra karanlığın onu çekip alacağını düşünüyor olsa gerek. İyi olan her şey bu evrenden sökülüp alınacakmış ve asla gelmeyecekmiş gibi. Güzel haber, böyle bir şey yok. Hayatın boyunca iyi olacaksın, kötü olacaksın, bazen hissiz olacaksın ve bunlar hayatının belirli dönemlerinde tekrarlayacak farklı sürelerle. Önemli olan bunların varlığını reddetmeyip, kabul ederek altında yatan sebepleri keşfedebilmek ve gelişebilmek. "Bazen iyi olmamak da iyidir." dediğim zaman salak bir kült lideri gibi görünüyor olabilirim. Belki de salakça bir cümledir bilmiyorum ama şunu biliyorum. İyi olmamayı lanetlemek, gizlemek mutluluğu getirmiyor. O yüzden üstteki cümleyi bir kez daha okumanı istiyorum. Üstüne düşündüğümde biraz da zihnim Mark Manson'ın Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı kitabındaki şu kısımdan arakladı sanırım bu cümleyi özetlemeye çalışırken:
Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve paradoksal olarak, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir.
O yüzden eğer iyi değilsen, bunu söylemekten çekinmemelisin ve sana dediğimi önce ben yapmalıyım sanırım. Uzun bir süredir taşıdığım bu iyiyim maskesi ağırlık yapıyor çünkü, fazla büküldü sırtımız tüm bu sahtelikte. Biraz yüklerimizi atalım. Bizi yoran insanlarla iletişimi kesmek, kesemiyorsak da mümkün mertebe mesafeli kalarak kendimizi koruyalım ya. Herkesin canı kendine tatlı olmalı biraz, onu koruyup kollamadıktan sonra neden yaşıyoruz neticede? Ortalama 60-70 yıl yaşadığımız bu hayatta, o kadar zamanımıza değmeyecek şeyleri önemseyip, dert edinip kendimize eziyet ediyoruz ki.. Biraz da yapı meselesi sanırım bu, insan bir anda bırakamıyor her şeyi. Daha doğrusu bırakmıyor, bir bağımlılık gibi çünkü bunlar artık insanın vücudunda ve her bağımlılık gibi bırakmaya çalışma süreci acılı, sancılı oluyor. İyi olmanın formülü demiştik yazının başında, epey konuştum yine biliyorum, üzgünüm. Epeydir yazamamıştım böyle, onun karışıklığı sanırım. Merak etme bir şarkı bırakacağım sana yine başlangıca. Sadece bunu sen şu an öğreniyor olacaksın ama şşhh, aramızda. Neyse neyse. İyi olmanın formülü..
İyi olmanın formülü sanırım iyi olmadığını kabul etmek, bunu değiştirmek için ne yapabileceğini düşünmek ve bu doğrultuda hareket etmekten ibaret. Çok kısa bir formül gibi duruyor ama çok sabır isteyen adımlar maalesef ki. Kendine hak ettiğin değeri göstereceğine ve bunu korumak için elinden geleni yapacağına söz vermeni istiyorum tam şu an, burada. Bana değil, kendine vermelisin bu sözü. Unutma, önemli olan sensin! Seni çok tuttum biliyorum. Teşekkür ederim vaktini ayırdığın ve benim gibi bir delinin saçmalarını okuduğun, düşüncelerini benimle paylaştığın için. İyi olduğumuz kadar, iyi olamadığımız günlerin de uğruna, kendine çok dikkat et!
37 notes · View notes
baybaykus · 6 months
Text
İyi dayanmış yinede...
.değilmi İhsan Kardeşim. Ekrem İmamoğlu'nun yap(a)madıklarına bakar mısınız?
"bu eziyet gavura yapilmaz"!?
imamoğlu gerçekten iyi dayanmiş!
imamoğlu belediye başkani olduktan sonra yapilanlar;
+ “galata kulesi, ibb'den alındı.
+ haydarpaşa ve sirkeci gar ihalelerinde ibb haksızca elendi.
+ içişleri bakanlığı, istanbul vakfı'nın kurban bağışı toplamasına izin vermedi.
+ halk ekmek büfe sayısının artırılmasını akp'li meclis üyeleri önce reddetti, sonradan toplumsal tepkiyle kabul edildi. daha sonra da ilçe belediyeler büfelerin kurulmasına engel çıkardı.
+ metro için alınan krediler bakanlıkta aylardır onay bekliyor.
+ taksim gezi parkı, ibb'den alındı.
+ cumhurbaşkanı aylardır sadece bir imza atmadığı için, 300 otobüs alım kredisi halen kullanılamadı.
+ ukome'nin yapısındaki değişiklikle belediye azınlığa düşürüldü ve taksi düzenlemesi defalarca reddedildi.
+ ibb'nin pandemide topladığı bağış hesaplarına bloke kondu.
+ normalde temmuz ayında kullanılacak olan maliye katkı payı ibb'ye, ülke tarihinde ilk defa 15 gün önce, yani imamoğlu yönetime gelmeden önce ödendi ve yaklaşık 1 milyar liranın tamamı imamoğlu göreve gelene kadar harcandı.
+ kiptaş'ın akp döneminde; değerinin çok üstünde aldığı arsalar, imamoğlu seçildikten sonra, meclisteki akp çoğunluğuyla yeşil alan ilan edildi.
+ danıştay'ın kararıyla, 25 yıldır belediye başkanında olan belediyeye bağlı iştiraklere yönetici atama yetkisi meclis'e devredildi.
+ ekrem imamoğlu seçimi kazandıktan hemen sonra, ibb'nin iştirak şirketlerinden hamidiye su'ya kamu kurumları ambargo uygulamaya başladı.
+ ibb şirketi beltur'un işlettiği 48 hastane kantini, sağlık bakanlığı'nın sözleşmeleri yenilememesi nedeniyle kapandı.
+ taksim meydanı için 209 bin 728 istanbullunun oy kullandığı projenin uygulanabilmesi için beklenen onay, koruma kurulu'nda tam bir yıldır bekletiliyor. cevap yok, açıklama yok!
+ kanal istanbul projesinin güzergahındaki mülkiyet tartışmaları sürerken tapu ve kadastro genel müdürlüğü, belediyelerin tapu bilgilerine ulaşımına kısıtlama getirdi. böylece kanal istanbul güzergahındaki mülkiyet değişiklikleri, bakanlık imkân verirse öğrenilebilecek.
+ iski'nin yönetim kuruluna atanması için imamoğlu'nun önerdiği 2 isme, bakanlık halen onay hatta cevap dahi vermedi.
+ ekrem imamoğlu'nun inceleme talimatı verdiği akp dönemine ait 40 yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturma dosyasına içişleri bakanlığı el koydu.
+ cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi teklifi, ibb meclisi'nde akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
+ ibb'nin geçmiş dönemde; cumhurbaşkanlığı'na 480, akp genel merkezi'ne 8, akp il başkanlığı'na 62, irak devlet başkanı'na 6, tbmm başkanlığı'na 54, okçular vakfı'na 4, tügva'ya 5 araç tahsis etmesine valilik soruşturma izni vermedi.
+ ibb başkanı imamoğlu hakkında, “ya kanal ya istanbul” afişleri nedeniyle soruşturma açıldı.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu hakkında, fatih türbesi'nin dışında (ki orası fatih türbesi de değilmiş) ellerini arkadan bağladığı için inceleme başlatıldı.
+ ak parti döneminden kalma borç nedeniyle, ibb'nin metro inşaatı için yurtdışından kredi olarak aldığı 565 milyon lirası haczedildi.
+ şu ana kadar hiçbir kamu bankası ibb'ye 1 lira kredi vermedi, bu konuda geri dönüş bile yapılmadı.
+ toplumsal cinsiyet eşitliği şube müdürlüğü kurulması teklifi; ak partili ibb meclis üyeleri tarafından, “istanbul sözleşmesi başımıza dert oldu. bu işin içinde lgbt var” gerekçesiyle reddedildi.
+ birinci derece deprem bölgesi olan bahçelievler için, deprem komisyonu kurulması önergesi, ibb meclisinde ak parti'li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi.
+ ibb'nin önceki ak parti yönetimi, olimpiyat oyunları hazırlık ve düzenleme kurulu'na aktarması gereken 269 milyon lirayı ödemedi. ak parti yönetiminin 2016-2019 arasında ödemediği borç, imamoğlu yönetimine kaldı.
+ ibb'nin kasımpaşa'da bulunan tarihi divanhane eski karakol binası'ndaki yıkımın durdurulması için kültür bakanlığı 2'nolu koruma kurulu'na yaptığı başvuru reddedildi.
+ ibb'nin tüm girişimlerine rağmen, osmanlı mirası kasımpaşa divanhane karakolu yıkıldı
+ esenler belediyesi, ibb'ye ait arsaların imar planlarını değiştirdi. belediye hizmet alanı veya sosyal tesis alanı statüsünden çıkarılan arsalar, açık otopark alanına dönüştürüldü. yapılan bu plan değişiklikler ile, ibb'nin esenler ilçesine hizmet götürmesi engellenmiş oldu.
+ istanbul'a daha nitelikli bir itfaiye hizmeti sunmak için verilen 'itfaiye müdürlüğü' kurulması teklifi, ibb meclisinde ak parti grubu tarafından reddedildi.
+ istanbul ve paris arasında işbirliği protokolü raporu, devlet politikası olmamasına rağmen; “fransa'nın türkiye aleyhindeki tutumu” gerekçe gösterilerek ak parti ve mhp grubu tarafından reddedildi.
+ adalar kaymakamlığı, ibb'nin adalar için özel ürettirdiği çevre dostu 60 elektrikli aracın kullanımına uzun süre izin vermedi.
+ bağcılar'da 11 yıldır ibb tarafından kurs merkezi olarak kullanılan ismek binası, akp'li bağcılar belediyesi tarafından diyanet işleri başkanlığı'na tahsis edildi.
+ türgev'in sözleşmeleri fesheden ibb'ye açtığı davada mahkeme, kararı iptal etmişti. bunun üzerine ibb istinaf yoluna başvurmuştu. mahkeme ibb'nin istinaf talebinin reddine karar verdi, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerini de davalı ibb'ye bıraktı.
+ tügva; büyükada vapur iskelesi'ni mahkeme kararına rağmen boşaltmadı, tahliye ise engellendi.
+ akp'li ümraniye belediyesi, ibb'nin yetkisinde olmasına rağmen kavşaklara elektronik denetleme sistemleri (eds) kurarak trafik cezası kesecek.
+ ibb'nin metrolar için gündeme getirip mücadele verdiği internet; bakanlığa bağlı marmaray ve u harfi olan metrolara gelirken; ibb metroları için hâlâ izin bekleniyor.
+ ibb, okul öncesi eğitim döneminde olan 19 bin 592 çocuğun yaşadığı kağıthane'de kreş yapmak için kağıthane belediyesi'nden yer göstermesi talebinde bulundu. akp'li kağıthane belediyesi, ibb'nin talebine 16 aydır yanıt vermedi.
+ cumhurbaşkanı kararıyla; marmara denizi ve adalar “özel çevre koruma alanı” ilan edildi.
bu kararla; adalar'da imar planı yapma ve onaylama yetkisi, ibb elinden alınarak bakanlığa geçmiş oldu.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun açtığı bağcılar meydanında akp'li bağcılar belediyesi, ibb bayraklarını söküp kendi bayraklarını astırıp meydana gelen ibb araçlarının önünü kesti.
+ istanbul'da halk ekmek büfesi işletmecisi 59 yaşındaki gazi rıfat arslan, nisan ayından bu yana işlettiği büfeye akp'li üsküdar belediyesi'nin elektrik bağlamadığını söyledi.
+ sayıştay, ibb tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin 3-6 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz halk süt desteği verilmesini ve 0-4 yaşında çocuğu olan annelere tanıdığı ücretsiz ulaşım hakkını mevzuata aykırı buldu.
+ ibb'nin 750 minibüs ve 250 dolmuşu taksiye dönüştürüşü, mahkeme kararıyla durduruldu.
+ haydar ali yıldız başkanlığındaki beyoğlu belediyesi ekiplerinin ara arterlerdeki çöpleri ibb'ye bağlı istiklal caddesi'ne süpürüp kaçtıkları ortaya çıktı.
+istanbul'da cumhur ittifakı'nın yönettiği 25 ilçede ibb'ye ait toplam 393 halk ekmek büfesi var. akp'li ilçe belediyeleri bu büfelerin 149'una elektrik bağlanmasını engelliyor.
+ akp'li bayrampaşa belediyesi, recep tayyip erdoğan'ın 2003 yılında attan düştüğü parkı ibb'ye devretmiyor. parkın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu belirten ibb, parka kreş ve mahalle evi gibi alanlar yapmak istiyor.
+ içişleri bakanlığı; koridorlarda konuşulan 'ibb'de bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisaklı olduğu' yönündeki iddialarla ilgili teftiş başlattı.
+ içişleri bakanlığı, il tanıtım günleri düzenleme yetkisini ibb'den alarak valiliğe verdi.
+ ibb'nin “insani su hakkı” olarak ücretsiz verdiği sudan, maliye bakanlığı kdv almaya başladı.
+ ekrem imamoğlu'nun, “yuvamız istanbul” projesi kapsamında; arnavutköy'e yapmak istediği kreşe, mahkeme kararına rağmen ak parti grubu yine engel çıkardı. daha önce park alanına aldığı parseli akp grubu bu kez de “meydan alanı'na” alarak kreş yapımını engellemiş oldu.
+ ntv kanalında istanbul büyükşehir belediyesi'ne ait reklamlara izin verilmedi. ibb, ntv'ye reklam vermek için doğuş grubu ile iletişime geçti. doğuş grubu reklamların içeriğini gördükten sonra reklamları yayınlamaktan vazgeçti.
+ ibb'nin belediye bünyesinde çalışacak 5 bin yeni taksi teklifi ukome'deki bakanlık temsilcilerinin oylarıyla 13. defa reddedildi.
+ ekrem imamoğlu'nun duyurduğu istanbul vakfı'nın kız çocuklarına temassız işlemle yardım toplaması, istanbul valiliği tarafından engellendi; yasal işlem başlatıldı.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun mobese kameraları ile izlenmesi skandalının araştırılması için mecliste verilen önerge, akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
+ibb'nin yeşil alana yapıldığı için yıkım kararı aldığı zeytinburnu'ndaki suudi şirkete ait kaçak satış ofisi, çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından imar planı değiştirilerek yasal hale getirildi.
+ vatandaşlar tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için ibb'ye bağışlanan ve yaklaşık 2 yıldır blokeli bulunan 6.2 milyon tl'lik bağış parası, kaymakamlığın kararıyla el konularak kamuya aktarıldı.
+ ibb'nin, milyonlarca ziyaretçiyi alabilecek hipodromu restore edip turizme kazandırmak için mülk sahibi maliye hazinesi'ne yaptığı başvuru, 2 yıldır cevapsız bekliyor.
+ çekmeköy'deki bir dere yatağı, iski'nin itirazına rağmen, ibb meclisi'ndeki akp ve mhp grubunun oylarıyla imara açıldı.
+ ibb meclisi akp grubu, tügva genel merkezi tarafından 2019 yılından beri işgal edildiği için ibb'nin hukuki süreç başlattığı yaklaşık 1000 metrekarelik ibb arazisinin, akp'li eyüpsultan belediyesi'ne 10 yıllığına bedelsiz tahsisi için teklif sundu.
+ galata kulesi ve taksim gezi parkı'nın ardından, yerebatan sarnıcı üzerindeki tarihi talat paşa konağı'nın mülkiyet hakkı ibb'nin elinden alınarak vakıflar genel müdürlüğü'ne devredildi.
+ sancaktepe belediyesi ibb'nin yaptığı çalışmaları halktan gizlemek için, bildiri panolarının önüne saksı içindeki çam ağaçları dizdi.
+ istanbul valiliği, istanbul büyükşehir belediyesi'nin sultanahmet meydanı'nda her yıl gerçekleştirdiği ramazan ayı etkinliklerine bu yıl izin vermedi.
lütfen bu bilgiyi kopyalarak whatsapp'da, telegram'da, singal'de yayın! bu işin lamı cimi yok bu zihniyetin yaratacağı tehlikenin farkına varın. yapılanlar imamoğluna değil, istanbul halkına yapılmış bir ihanettir!
6 notes · View notes
turqlands · 7 months
Text
"BU EZİYET GAVURA YAPILMAZ"!?
İMAMOĞLU GERÇEKTEN İYİ DAYANMIŞ!
İMAMOĞLU BELEDİYE BAŞKANI OLDUKTAN SONRA YAPILANLAR;
+ “Galata Kulesi, İBB’den alındı.
+ Haydarpaşa ve Sirkeci Gar ihalelerinde İBB haksızca elendi.
+ İçişleri Bakanlığı, İstanbul Vakfı’nın kurban bağışı toplamasına izin vermedi.
+ Halk Ekmek büfe sayısının artırılmasını AKP’li meclis üyeleri önce reddetti, sonradan toplumsal tepkiyle kabul edildi. Daha sonra da ilçe belediyeler büfelerin kurulmasına engel çıkardı.
+ Metro için alınan krediler bakanlıkta aylardır onay bekliyor.
+ Taksim Gezi Parkı, İBB’den alındı.
+ Cumhurbaşkanı aylardır sadece bir imza atmadığı için, 300 otobüs alım kredisi halen kullanılamadı.
+ UKOME’nin yapısındaki değişiklikle belediye azınlığa düşürüldü ve taksi düzenlemesi defalarca reddedildi.
+ İBB’nin pandemide topladığı bağış hesaplarına bloke kondu.
+ Normalde temmuz ayında kullanılacak olan maliye katkı payı İBB’ye, ülke tarihinde ilk defa 15 gün önce, yani İmamoğlu yönetime gelmeden önce ödendi ve yaklaşık 1 milyar liranın tamamı İmamoğlu göreve gelene kadar harcandı.
+ KİPTAŞ’ın AKP döneminde; değerinin çok üstünde aldığı arsalar, İmamoğlu seçildikten sonra, meclisteki AKP çoğunluğuyla yeşil alan ilan edildi.
+ Danıştay’ın kararıyla, 25 yıldır belediye başkanında olan belediyeye bağlı iştiraklere yönetici atama yetkisi Meclis’e devredildi.
+ Ekrem İmamoğlu seçimi kazandıktan hemen sonra, İBB’nin iştirak şirketlerinden Hamidiye Su’ya kamu kurumları ambargo uygulamaya başladı.
+ İBB şirketi BELTUR’un işlettiği 48 hastane kantini, Sağlık Bakanlığı’nın sözleşmeleri yenilememesi nedeniyle kapandı.
+ Taksim Meydanı için 209 bin 728 İstanbullunun oy kullandığı projenin uygulanabilmesi için beklenen onay, Koruma Kurulu’nda tam bir yıldır bekletiliyor. Cevap yok, açıklama yok!
+ Kanal İstanbul projesinin güzergahındaki mülkiyet tartışmaları sürerken Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, belediyelerin tapu bilgilerine ulaşımına kısıtlama getirdi. Böylece Kanal İstanbul güzergahındaki mülkiyet değişiklikleri, bakanlık imkân verirse öğrenilebilecek.
+ İSKİ’nin yönetim kuruluna atanması için İmamoğlu’nun önerdiği 2 isme, bakanlık halen onay hatta cevap dahi vermedi.
+ Ekrem İmamoğlu’nun inceleme talimatı verdiği AKP dönemine ait 40 yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturma dosyasına İçişleri Bakanlığı el koydu.
+ Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi teklifi, İBB Meclisi’nde AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
+ İBB’nin geçmiş dönemde; Cumhurbaşkanlığı’na 480, AKP Genel Merkezi’ne 8, AKP İl Başkanlığı’na 62, Irak Devlet Başkanı’na 6, TBMM Başkanlığı’na 54, Okçular Vakfı’na 4, TÜGVA’ya 5 araç tahsis etmesine valilik soruşturma izni vermedi.
+ İBB Başkanı İmamoğlu hakkında, “Ya Kanal Ya İstanbul” afişleri nedeniyle soruşturma açıldı.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Fatih Türbesi’nin dışında (ki orası Fatih Türbesi de değilmiş) ellerini arkadan bağladığı için inceleme başlatıldı.
+ AK Parti döneminden kalma borç nedeniyle, İBB’nin metro inşaatı için yurtdışından kredi olarak aldığı 565 milyon lirası haczedildi.
+ Şu ana kadar hiçbir kamu bankası İBB’ye 1 Lira kredi vermedi, bu konuda geri dönüş bile yapılmadı.
+ Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü kurulması teklifi; AK Partili İBB Meclis üyeleri tarafından, “İstanbul Sözleşmesi başımıza dert oldu. Bu işin içinde LGBT var” gerekçesiyle reddedildi.
+ Birinci derece deprem bölgesi olan Bahçelievler için, deprem komisyonu kurulması önergesi, İBB meclisinde AK Parti’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi.
+ İBB’nin önceki AK Parti yönetimi, Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu’na aktarması gereken 269 milyon lirayı ödemedi. AK Parti yönetiminin 2016-2019 arasında ödemediği borç, İmamoğlu yönetimine kaldı.
+ İBB’nin Kasımpaşa’da bulunan tarihi Divanhane Eski Karakol Binası’ndaki yıkımın durdurulması için Kültür Bakanlığı 2’Nolu Koruma Kurulu’na yaptığı başvuru reddedildi.
+ İBB’nin tüm girişimlerine rağmen, Osmanlı mirası Kasımpaşa Divanhane Karakolu yıkıldı
+ Esenler Belediyesi, İBB’ye ait arsaların imar planlarını değiştirdi. Belediye hizmet alanı veya sosyal tesis alanı statüsünden çıkarılan arsalar, açık otopark alanına dönüştürüldü. Yapılan bu plan değişiklikler ile, İBB’nin Esenler ilçesine hizmet götürmesi engellenmiş oldu.
+ İstanbul’a daha nitelikli bir itfaiye hizmeti sunmak için verilen ‘İtfaiye Müdürlüğü’ kurulması teklifi, İBB meclisinde AK Parti Grubu tarafından reddedildi.
+ İstanbul ve Paris arasında işbirliği protokolü raporu, devlet politikası olmamasına rağmen; “Fransa’nın Türkiye aleyhindeki tutumu” gerekçe gösterilerek AK Parti ve MHP Grubu tarafından reddedildi.
+ Adalar Kaymakamlığı, İBB’nin Adalar için özel ürettirdiği çevre dostu 60 elektrikli aracın kullanımına uzun süre izin vermedi.
+ Bağcılar’da 11 yıldır İBB tarafından kurs merkezi olarak kullanılan İSMEK binası, AKP’li Bağcılar Belediyesi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi.
+ TÜRGEV’in sözleşmeleri fesheden İBB’ye açtığı davada mahkeme, kararı iptal etmişti. Bunun üzerine İBB istinaf yoluna başvurmuştu. Mahkeme İBB’nin istinaf talebinin reddine karar verdi, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerini de davalı İBB’ye bıraktı.
+ TÜGVA; Büyükada Vapur İskelesi’ni mahkeme kararına rağmen boşaltmadı, tahliye ise engellendi.
+ AKP’li Ümraniye Belediyesi, İBB’nin yetkisinde olmasına rağmen kavşaklara elektronik denetleme sistemleri (EDS) kurarak trafik cezası kesecek.
+ İBB’nin metrolar için gündeme getirip mücadele verdiği internet; bakanlığa bağlı Marmaray ve U harfi olan metrolara gelirken; İBB metroları için hâlâ izin bekleniyor.
+ İBB, okul öncesi eğitim döneminde olan 19 bin 592 çocuğun yaşadığı Kağıthane’de kreş yapmak için Kağıthane Belediyesi’nden yer göstermesi talebinde bulundu. AKP’li Kağıthane Belediyesi, İBB’nin talebine 16 aydır yanıt vermedi.
+ Cumhurbaşkanı kararıyla; Marmara Denizi ve Adalar “Özel Çevre Koruma Alanı” ilan edildi.
Bu kararla; Adalar’da imar planı yapma ve onaylama yetkisi, İBB elinden alınarak bakanlığa geçmiş oldu.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açtığı Bağcılar meydanında AKP’li Bağcılar Belediyesi, İBB bayraklarını söküp kendi bayraklarını astırıp meydana gelen İBB araçlarının önünü kesti.
+ İstanbul’da Halk Ekmek büfesi işletmecisi 59 yaşındaki gazi Rıfat Arslan, nisan ayından bu yana işlettiği büfeye AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin elektrik bağlamadığını söyledi.
+ Sayıştay, İBB tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin 3-6 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz Halk Süt desteği verilmesini ve 0-4 yaşında çocuğu olan annelere tanıdığı ücretsiz ulaşım hakkını mevzuata aykırı buldu.
+ İBB’nin 750 minibüs ve 250 dolmuşu taksiye dönüştürüşü, mahkeme kararıyla durduruldu.
+ Haydar Ali Yıldız başkanlığındaki Beyoğlu Belediyesi ekiplerinin ara arterlerdeki çöpleri İBB’ye bağlı İstiklal Caddesi’ne süpürüp kaçtıkları ortaya çıktı.
+İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın yönettiği 25 ilçede İBB’ye ait toplam 393 Halk Ekmek büfesi var. AKP’li ilçe Belediyeleri bu büfelerin 149’una elektrik bağlanmasını engelliyor.
+ AKP’li Bayrampaşa Belediyesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yılında attan düştüğü parkı İBB’ye devretmiyor. Parkın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu belirten İBB, parka kreş ve mahalle evi gibi alanlar yapmak istiyor.
+ İçişleri Bakanlığı; koridorlarda konuşulan ‘İBB’de bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisaklı olduğu’ yönündeki iddialarla ilgili teftiş başlattı.
+ İçişleri Bakanlığı, il tanıtım günleri düzenleme yetkisini İBB’den alarak valiliğe verdi.
+ İBB’nin “insani su hakkı” olarak ücretsiz verdiği sudan, Maliye Bakanlığı KDV almaya başladı.
+ Ekrem İmamoğlu’nun, “Yuvamız İstanbul” projesi kapsamında; Arnavutköy’e yapmak istediği kreşe, mahkeme kararına rağmen AK Parti grubu yine engel çıkardı. Daha önce park alanına aldığı parseli AKP Grubu bu kez de “Meydan Alanı’na” alarak kreş yapımını engellemiş oldu.
+ NTV kanalında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait reklamlara izin verilmedi. İBB, NTV’ye reklam vermek için Doğuş Grubu ile iletişime geçti. Doğuş Grubu reklamların içeriğini gördükten sonra reklamları yayınlamaktan vazgeçti.
+ İBB’nin belediye bünyesinde çalışacak 5 bin yeni taksi teklifi UKOME’deki bakanlık temsilcilerinin oylarıyla 13. defa reddedildi.
+ Ekrem İmamoğlu’nun duyurduğu İstanbul Vakfı’nın kız çocuklarına temassız işlemle yardım toplaması, İstanbul Valiliği tarafından engellendi; yasal işlem başlatıldı.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kameraları ile izlenmesi skandalının araştırılması için mecliste verilen önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
+İBB’nin yeşil alana yapıldığı için yıkım kararı aldığı Zeytinburnu’ndaki Suudi şirkete ait kaçak satış ofisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar planı değiştirilerek yasal hale getirildi.
+ Vatandaşlar tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için İBB’ye bağışlanan ve yaklaşık 2 yıldır blokeli bulunan 6.2 milyon TL’lik bağış parası, kaymakamlığın kararıyla el konularak kamuya aktarıldı.
+ İBB‘nin, milyonlarca ziyaretçiyi alabilecek hipodromu restore edip turizme kazandırmak için mülk sahibi Maliye Hazinesi’ne yaptığı başvuru, 2 yıldır cevapsız bekliyor.
+ Çekmeköy’deki bir dere yatağı, İSKİ’nin itirazına rağmen, İBB Meclisi’ndeki AKP ve MHP grubunun oylarıyla imara açıldı.
+ İBB Meclisi AKP Grubu, TÜGVA Genel Merkezi tarafından 2019 yılından beri işgal edildiği için İBB’nin hukuki süreç başlattığı yaklaşık 1000 metrekarelik İBB arazisinin, AKP’li Eyüpsultan Belediyesi’ne 10 yıllığına bedelsiz tahsisi için teklif sundu.
+ Galata Kulesi ve Taksim Gezi Parkı’nın ardından, Yerebatan Sarnıcı üzerindeki tarihi Talat Paşa Konağı’nın mülkiyet hakkı İBB’nin elinden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi.
+ Sancaktepe Belediyesi İBB’nin yaptığı çalışmaları halktan gizlemek için, bildiri panolarının önüne saksı içindeki çam ağaçları dizdi.
+ İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Sultanahmet Meydanı’nda her yıl gerçekleştirdiği ramazan ayı etkinliklerine bu yıl izin vermedi.
Lütfen bu bilgiyi yayın! Bu yapılanlar İmamoğluna değil, İstanbul halkına yapılmış bir ihanettir!
5 notes · View notes
ramazanserdar · 1 year
Text
ANILARDA KALAN SUSURLUK SİNEMALARI (2)…
Geçen haftanın özeti: “Şehrimizin ilk sineması olan Zevk Sineması, 1945 yılında Türk filmlerinin kötü adamı Süheyl Eğriboz'un babası Necat Eğriboz tarafından kurulmuştu. Zamanla şehrimizin kültürel bir sembolü haline gelen Zevk Sineması, bizlere unutulmaz anılar bırakmıştı. Zevk Sineması’nı Recep, Nurettin ve Kudret Bölükoğlu kardeşler işletmeye başladıktan sonra tam yanına yazlık Meramses Sineması açılmıştı. Ardından yazlık Selçuk Sineması. Bir de genelde alt yazılı yabancı filmlerin oynatıldığı Şeker Fabrikası Sineması… Bugün tüm bu sinemaların kapıları kapanmış olsa da o anılar hafızalarımızda hiç solmadı.”
Meramses ve Selçuk yazlık sinemaları yaz gecelerimizin vazgeçilmeziydi…
Tahta panolara asılan film afişlerine, bir de fragman niyetine film görüntülerinin yer aldığı fotoğraflara bakarak hangi filme gideceğinize karar verirdik.
Gişeden biletimizi, sinemanın önündeki çerezcilerden kara veya çakır gündöndümüzü,
Eh bir de Yalı gazozunuzu alır,
Tahta sandalyelere oturup kimler gelmiş diye şöyle bir bakınırken film de başlardı…
Kaptırırdık kendimizi filmlere.
Oyuncularla birlikte biz de oynardık sanki.
Başrol oyuncusunun kazandığı sahnelerde alkış, kötü adamlarda ise yuhalamalar başlardı.
Yaz akşamlarının serinliğinde film seyretmenin keyfine doyum olmazdı…
Hafta sonları günde iki matine oynar, her matine kuyruk olurdu.
Filmler haftada bir, bazen iki-üç günde bir değişiyordu.
Çünkü iki günde bütün halk seyretmiş oluyordu.
Zevk Sineması sadece sinema olarak değil düğünler, konserler, okul gösterileri, tiyatro oyunları için de kapılarını açardı. (Mesela benim düğünüm Zevk Sinemasında olmuştu.)
Özellikle pazar günleri Zevk Sinemasının önünde Tommiks, Teksas, Zagor gibi resimli çizgi romanların bir çeşit pazarı kurulurdu.
O kitapları, üzerine belli bir uzaklıktan, 25 veya 50 kuruş gibi madeni paralar atarak almaya çalışırdınız.
Öyle ki para atmanın bile çeşitli yöntemleri ve ustaları vardı.
“İstanbul” derdik bir atış türüne, bir diğer atış şekline de “Arnavut.”
Ustalaşmış olanlar iki üç atışta kitabı elinizden alıverirdi.
Böylelerine karşı önlem olarak da kitapların kapağına bolca ayakkabı cilası sürülür, kadifeyle de bir güzel parlatılırdı. Amaç, para üzerinde durmasın kaysın gitsin…
Balkondan hele locadan seyretmek biraz daha pahalı ama daha güzel olurdu.
Ve ışıklar söner, film başlamadan önce Kudret Ağabeyimizin sesinden, “pek yakında bu sinemada” oynayacak olan gelecek filmlerin tanıtımını izlerdik.
Son olarak Zevk sinemasının büfesini işletenlerin anılarına kulak verelim.
Aynur Tunçer: ”Yazlık Zevk Sinemasının 1957-1958 yıllarında büfesini ben işletirdim. En çok gazoz (15 kuruş) ve kabak çekirdeği (külahı 10 kuruş) satardık Zeki Müren filmleri çok iş yapardı.”
Ömür Gel: ”80'li yılların başında kışlık ve yazlık Zevk sinemalarının büfelerini çalıştırmıştım. Yardımcım Kayakçılı Rıfkı, Rahmetli Cihat makinistimizdi. Kışlık sinemadaki makina PREVOST, yazlık sinemadaki, ISKRA, Meramses sinemasındaki makine ise ERNEBAL’di. Rahmetli Kudret Bölükoğlu'nun benimle her karşılaştığında ‘Ömür Demiri Keser mi?’ sözü halen belleğimde…”
İrfan Ersoy:”85 yılına kadar sinemanın büfesini işletiyordum. Mahalle aralarında rahmetli Kudret Abimin o etkileyici sesiyle megafonla yaptığı reklamları unutamam. Megafonu da tuhafiyeci rahmetli Münir Abi arabaya takardı.”
Orhan Veli’nin dediği gibi; “Her şey birdenbire olmuştu…”
Birer birer yok oldu sinemalarımız.
Yerlerini beton binalar doldursa da anılarımızda bıraktığı boşluklar asla dolmadı…
Ramazan S.TOPRAKTEPE
3 notes · View notes
belanova · 2 years
Note
Tumblr media
opinions on him? (he has a hot air baloon and loves halk oyunları and he sounds like he just ran a marathon)
He seems like he owns a farm in which they never show cause there are things that are in "reparation" and the entire farm is covered in red and random screams from there.... Otherwise very nice old man :]
3 notes · View notes
caginmumineleri · 1 year
Text
Tumblr media
Ramazan ayında dönem dönem belli başlı bazı adetler olmuştur. Bu adetler bizlere Ramazan ayında olduğumuzu hatırlatan şeylerdir. Elbette birçok adeti ve geleneği olan Osmanlı’nın da Ramazan’a ait adetleri vardır bunlardan bazıları;
• Sahur vaktine kadar büyük küçük herkesin sokaklara inip panayır yerine dönen şehrin tadını doyasıya çıkarmaları.
• Kahveleri dolaşan sanatçıların kukla gösterileri ve gölge oyunları oynamaları.
• Büyük konaklarda her akşam halk için mükellef bir iftar sofrası kurulup, kapıya gelen herkesin içeri buyur edilmesi. Hatta ev sahibinin iftara gelen tüm misafirlere özel keseler içinde altın ya da gümüş akçeler hediye etmesi.
• Ramazan ayında mahallede durumu iyi olanların bakkallara gidip ihtiyaç sahiplerinin borçlarını kapatmaları. ‘Zimem Defteri’ denen bu geleneğin en güzel yanı ise borcu ödeyenin borçluyu, borçlunun da borcu ödeyeni bilmemesi.
• Akşam ezanıyla birlikte iftar saatini duyurmak için top atılması. Sahur vaktinde de davulcuların gelip her gece birbirinden güzel manilere tokmakları ile eşlik ederek, uykuda olanları uyandırmaları.
• Kadınların iftardan sonra pişi hamuru hazırlayıp, sahur zamanı kızartmaları. Ardından sıcacık pişileri mahalleliye, esnafa ve tabi ki sahurda evine yetişemeyen davulculara dağıtmaları...
Osmanlı döneminden kalma bu güzel adetler aslında bizlere o zamanda ki sıkı olan komşuluk, dostluk ve akrabalık bağlarını göstermektedir. Ayrıca birlik ve beraberliği anlatırken aynı zamanda İslamın kardeşlik bağının ne denli güçlü olduğunu da hissettirmektedir.
Şimdi ise bu birliğimiz unutulmuş halde. Oysa o zamanlar ne de güzelmiş kardeşliğimiz…
Rabbim bizlere İslam devletinin çatısı altında, yeniden birlik ve beraberlikle kardeşçe geçirebileceğimiz Ramazanlarımızı görmeyi yakın zamanda tekrar nasip etsin inşAllah.
5 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Kılıçdaroğlu bu ülkenin şansı diyenler lütfen bir zahmet şu yazıyı bir okusunlar. Atatürk'ün askerlerini kimse kandıramaz.
Çok geç kalındı ama gözünüzü, kulağınızı, izanınızı belki açar.
Nihat Genç yazdı…
Aynı oyuncular aynı oyunu aynı seyircilere aynı repliklerle niye oynar?
Evet, yine halk cahil!?
Bu politik tiyatro bir daha sonlarını getirdi!
Şu oyunculara bakın: Kaftancıoğlu, Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun, Tuncay Özkan, Erdoğan Toprak, Faik Öztrak, Selim Sayek Böke, İmamoğlu, vs. yüzlercesi..
Uluslararası bir şebekenin figüranları!
Devlet nedir millet nedir bilmezler, hepsi ayak oyunları, torpil, kayırma, fırıldak ve karanlık tezgahlarla oraya getirilmişler!
Sözde Cumhuriyet’i kuran parti hepsi istisnasız Cumhuriyet düşmanı!
İstisnasız hepsi milli güvenlik politikalarına karşı, Cumhuriyet’e karşı!
Vatan Haini Seyid Rıza’dan özür dileyeceksin, Fetö’den özür dileyeceksin, vatan haini PKK’yı liste başlarına taşıyacaksın, ve her biri müstemleke valileri gibi konuşacak, sonra: Halk Cahil!
Herkes kör bir akıllı kendileri!
Üç kuruş etmeyen kirli bez parçaları!
CHP’yi utanç içinde infilak ettirip tarihe gömüldüler!
Bir de kendileri gibi tıynetsiz bunak kifayetsiz satılık çok bilmiş şarlatan taraftarlar bulmuşlar kendilerine!
Uğur Dündar, Emin Çölaşan, Necati Doğru, Rahmi Turan, Emre Kongar, Deniz Zeyrek, İsmail Saymaz, Şirin Payzın, Ayşenur Arslan, Özdemir İnce, Alev Coşkun, Bedri Baykam, yüzlercesi, tıpkı Ekmeleddin rezaleti gibi destek verdiler!
Hepsinin görevi Atatürk posteriyle maske yapıp hainleri cumhuriyetçi seçmenlerden saklamak!
Yıllardır ekranlarda ve gazetelerde aralıksız CHP artı HDP formülünü sabah akşam milletin kafasına kafasına çaktılar, algıyla kitleleri yanlış yola soktular, olmayacak duaya hep birlikte kasıtla amin dediler, PKK ve Fetö’nün suçuna tertemiz Cumhuriyetçi kitleleri ortak ettiler!
Cumhuriyetçi seçmeni, kasıtla, sahneyi sinemaskop perdeyi tam göremeyecek bir yere oturtup, vatan hainlerini dev gibi Cumhuriyetçi aydınları hiç göstermediler!
Ve gençlerin hayalleriyle oynadılar!
Muhalefete muhalefet etmeyin deyip bizleri de linç küfür hakaret tekme tokat kovdular!
Vatan hainleriyle iş tutup ve buyrukçu bir küstah dil kullanıp yüzde 10-20’lere dibe vurmuş AKP’li seçmende panik korku yaratıp yolsuzluktan narko siyasetten hırsızlıktan Deprem faciasından sarsılmış gözleri açılmış isyan etmiş insanları yeniden AKP’nin kucağına ittiler!
Altılı Masa Cumhuriyet’i ilga edeceğiz diye mutabakat metni ilan ederken alayı sessiz kaldı! Fetöcü PKK’lı hainler liste başlarına doldurulurken alayı sessiz kaldı!
Kılıçdaroğlu babasının malını bağışlıyor gibi özerklik sözleri verince alayı sessiz kaldı!
Alayı kişiliksiz figüran kukla, alayı şaibe, alayı karaktersiz, alayı ruhsuz alayı işbirlikçi!
Bu yaşanan ilk infilak değil, Erdal İnönü de etnik yapıyı partiye alınca 90’lı yılların sonunda dağıldılar unufak bin parça olup yüzde sıfırları gördüler, sonra, Fetö sahne aldı, milli güvenlikçi politikalarla olmaz deyip ve önce Deniz Baykal’ın kasetlerini bugün de Muharrem İnce’nin kasetleriyle akıllarınca önlerini açtılar!
Bu işbirlikçi tayfadan iğrenmek utanç tiksinti az gelir!
Cumhuriyet’in başına bela oldular!
Felaket işte bu ‘tertip’ bu ‘dizayn’!
Her dönem AKP’ye çalışan bunlar, Cumhuriyetçi seçmenin önüne takoz sağır duvar laf dinlemez kurulmuş pilli bebek bunlar!
İnsanlar, ne sizin suratlarınıza ne o her bok’u bilen zehirli dilinize güven hiç duymuyor!
Cumhuriyetçi kitleleri, kanser ettiniz!
Ağır seçim yenilgisi üzerine üç gün sessize takıp dördüncü gün, ben mallarımı bilirim, bu sefer İmamoğlu kesin olur diye ayaklanırsınız!
Cumhuriyetçi seçmen sizin köleniz!
İçinizde istifa edecek çekilecek özür dileyecek suçluluk hissedecek tek kişi yok!
Her dönem bağrına taş basıp zehir içip ama kararlı şekilde oy veren Cumhuriyetçi seçmenin neşesini umudunu hayallerini aldınız!
Sağcısına tarikatçısına üç kuruşluk AKP artıklarına CHP’yi yağma ettiren oy uğruna ülkeyi satarken suçüstü yakalanan şerefsizlersiniz!
İşte gözlerinizle gördünüz bu karanlık ‘örümcek ağı’ Cumhuriyet’i ve kazanımlarını oylarınızla elinizden alıp hain şebekelere peşkeş çekmiştir!
Yenilen Cumhuriyet değil, CHP’yi ele geçiren bu hain şebekedir!
Bu son virajda bu ihanete ortak olan sessiz kalan herkesi tek tek deftere yazdık!
Eğilenler bükülenler yalama olanlar gırla, iki gün adam gibi duramadınız, hepiniz kayıtlardasınız!
Cumhuriyet yoluna, önce bu sünepeleri zavallıları eleyerek gidecek!
Kafası karışmamış bulaşmamış kirlenmemiş asla teslim olmamış kaynak suları gibi dik duran berrak ve yiğit insanlarla gidecek!
İhanet listesi çok uzun, küçük puntolu bin sayfalık eski telefon rehberleri gibi, tıklım tıklım karaktersiz dolu, hepsini yazdık YÜZELLİLİKLER listesine!
Sevgili kardeşlerim, çok doluyuz çok, küfürle bitecek hesap değil bu!
CHP defteri artık kapanmıştır, artık şöyle olur böyle olur kurultay kongre olur diyen herkes de bu ihanete ortaktır!
Adı, Ulusal Egemenlik Hareketi olur, Cumhuriyetçi Halk Hareketi olur, Milli Hakimiyet Hareketi olur ve ama adı eyvallahsız kimseye tenezzül etmeyen kimseden medet ummayan kendi bileklerine güvenen Bağımsız Cumhuriyetçi sözünün eri başı dik, kaç kişi kaldıysak, yola çıkıyoruz!
Korkan tırsan kafası karışık hala yok o yok bu bahaneleriyle Cumhuriyetçileri ve kamuoyunu oyalayanlarla işimiz olmaz! Bu ihanet şebekesi artık kanlımızdır!
Cumhuriyet’i yalnız ve bu karanlık adamların kucağına mahkûm bırakmayacağız!
Cumhuriyetçi kardeşim, kahrolma ve boynunu eğme!
Daha ölmedik!
Kor saçan kızıl kıyamet küfürlerimize daha başlamadık!
Hiçbir ihanet bizi zincirleyemez!
Cumhuriyet’le oynayanlarla yarından itibaren bu satırlarda izleyin intikamımız çok acı olacak!
Aynı oyuncuların aynı kahpe oyunu aynı ihanet sahnesinde aynı repliklerle oynamasına-oynatılmasına bir daha asla izin vermeyeceğiz!
Cumhuriyet’i ite kopuğa trole maaşlı posterci gardropçu maskeli rakıcı balocu işbirlikçi taklacı fırıldaklara asla yem etmeyeceğiz, gök kubbe başlarına nasıl yıkılır, isim isim göreceksiniz, yazın bir kenara!
Nihat Genç
1 note · View note
aykutiltertr · 3 days
Video
youtube
Bizim Mahalle - Topkapı'da Raks Erkan Kanat ✩ Ritim Karaoke (Nikriz Majö...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/s99d73RP8oI ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Bizim Mahalle (Usta Priva) - Topkapı'da Raks Erkan Kanat ✩ Ritim Karaoke (Nikriz Majör 9/8 Roman Beste Selim Kızılcıklılar) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.. ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ...         ⭐ 🎧 ╰┈➤    https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupP-5VvfmvamUpFyWmaksveY ➤ ESER ADI                : BİZİM MAHALLE - ➤ SÖZ GÜFTE            : SELİM KIZILCIKLILAR ➤ BESTE - MÜZİK      : SELİM KIZILCIKLILAR ➤ USÜL                       : 9/8 ROMAN ➤ MAKAM - DİZİ        : NİKRİZ (HİCAZ GİBİ BİR TAM SES ALTINDA KARARDA KAL) - MAJÖR ➤ ARANJÖR              : SERKAN BALKAN & ERKAN KANAT ➤ ENSTRÜMANLAR : KLARNET, YAYLI GRUP KEMAN, UD, CÜMBÜŞ, BUZİKİ, BAĞLAMA, ➤ KİMLER OKUDU    : ADNAN ŞENSES ➤ FİRMA - ŞİRKETİ   :  FONO MÜZİK ➤ KÜNYE                    :  Ritimler & Düzenlemeler: Erkan Kanat Kemanlar: Gündem Yaylı Grubu (1-2-5) - Kempa Yaylı Grubu (3-6) Solo Keman: Ahmet Darıcı - (1) Kanun: Müslüm Karaduman Klarinet: Aykut Sütoğlu Ud - Buzuki - Cümbüş - Bağlama - Elektro Bağlama: Ali Yılmaz - (Motor Ali) Cümbüş: Mustafa İpekçioğlu - (Şarbon) - (5) Alt Yapılar: Serkan Balkan Bas Gitar: Görkem Oker Stüdyo: Soundtrack & Can Kayıt - Edit - Miks: Meriç Demir Mastering: Muammer Tokmak Yapım: Fono Müzik Üretim - (2015) Bizim Mahalle Erkan Kanat Topkapı'da Raks (Turkish Orient Music)                             ŞARKI SÖZÜ Bizim mahalle aşağı ki mahalle, Sizin mahalle yukari ki mahalle, Bizim mahalle gogocu mahalle, Sizin mahalle yapıştır mahalle, Hadi gidelim karakola, merkeze, Canım istiyor her gece her gece Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva. Tavşanı kovaladım tepeden, Akşama içeceğin şişeden Civciv çıkacak kuş çıkacak Dur bakalım bu akşam neler olacak Annem beni bakkala yolladı, Bakkal bana elini salladı, Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva. Hadi gidelim karakola, merkeze, Canım istiyor her gece her gece Usta priva naşti kovala, Okatukalama naşti priva Öğretim Üyesi/Elemanı Adı Soyadı: Erkan Kanat Unvan Bilgileri, Bölümü: Araştırma Görevlisi / Çalgı Eğitimi Bölümü Çalışma Alanları: Vurmalı Çalgılar Mezun Olunan Lisans/YL/Doktora Programı: Lisans: İTÜ Tmdk Türk Halk Oyunları Bölümü Yüksek Lisans: İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Yüksek Lisans Programı Doktora: İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi Doktora Programı [email protected] Biyografi: 2004 yılında kazandığı İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları bölümündeki lisans eğitimini 2008 yılında birincilikle tamamladı aynı yıl içinde İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği programında yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2011 yılı Ocak ayında askerlik görevini Kısa Dönem olarak tamamlamış, yarıda kalan yüksek lisans eğitimini 2011 yılında ‘Trakya’da yaşayan romanların düğünlerinde asma davul ile çaldıkları dokuz zamanlı ritmik yapılar’ başlıklı teziyle tamamlamıştır. Bireysel sahne çalışmalarının yanında Yarkın Ritim Grubu, İstanbul Sazkâr Topluluğu, Anadolu Ateşi gibi önemli müzik ve dans gruplarıyla ile birlikte hem yurt içi hem de Türkiye’yi temsilen Almanya, Belçika, Avusturya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Kanada, Japonya, Çin, Güney Kore, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Suriye, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Gürcistan, Rusya, Azerbaycan, Kırgızistan, Danimarka, İtalya, İspanya, Mısır, Tunus, Suriye, Libya, Cezayir, Fas gibi ülkelerde sahne çalışmaları yapmıştır. 2012 yılında kendi bestelerinden oluşan Zaman Hikâyeleri adlı albüm çalışması Ahenk Müzik 2014 yılında Fono Müzik ile de Topkapı’da Raks adlı albümün müzik yönetmenliğini yaptı.  2016 yılında da yine kendi bestelerinden oluşan Dört Boş adlı enstrümantal albümü yine Ahenk Müzik etiketiyle piyasaya çıkmıştır. 2021 yılında ise Gezgin adlı solo enstrumantel albümünü dinleyicilere sunmuştur. 2014-2015 yılları arasında Kültür Bakanlığı’na bağlı Edirne Devlet Korosu Uygulama ve Araştırma Topluluğu’nda misafir sanatçı olarak bulunmuş, 2015-2019 yılları arasında da İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’nde sözleşmeli öğretim görevlisi olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise yine İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Çalgı Bölümü’nde Araştırma Görevlisi İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzikoloji ve Müzik Teorisi programında doktora eğitimine devam etmekte
0 notes
angoragsk · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Angora Halk Oyunları Spor Kulübü; Anadolu halk oyunlarını ve kültürünü bilimsel tekniklere ve verilere dayanarak yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtma amacıyla kurulmuş bir dans topluluğudur.
1 note · View note
pazaryerigundem · 5 days
Text
Saray'da Başkan Taşyasan’dan özel çocuklara moral
https://pazaryerigundem.com/haber/187951/sarayda-baskan-tasyasandan-ozel-cocuklara-moral/
Saray'da Başkan Taşyasan’dan özel çocuklara moral
Tumblr media
Edirne’de kendisine tebrik için gönderilen çiçekleri biriktiren Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, biriktirdiği çiçekleri özel gereksinimli bireyler yararına açık artırmaya çıkardı.
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, tebrik çiçekleri ile örnek bir projeye imza attı.
Tebrik için gönderilen çiçekleri biriktiren Başkan Taşyasan, Saray Atatürk Kültür Merkezi’nde özel gereksinimli bireyler yararına açık arttırma düzenledi.
Moral gecesinde günün anlam ve önemine dair Çerkezköy Sakatlar Derneği Başkanı Gülnur Kocaçınar, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Kapaklı Sakatlar Derneği Başkanı Hayati Çakan ve Saray Engelliler Derneği Başkanı Nurtaç Ergen birer konuşma yaptı.
Tumblr media
BAŞKAN TAŞYASAN: “HEPİMİZ BİRER ENGELLİ ADAYIYIZ”
Her bireyin bir engelli adayı olduğunu belirten Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, engelliliğin yalnızca engelli vatandaşları ve onların ailelerini değil, toplumun tamamını ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek, “Engellilerimizin yaşamlarındaki tüm engellerin kaldırılması ve onlara her alanda fırsat eşitliği sağlanması önemli bir toplumsal ihtiyaçtır. Engelli vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretmek, ilçemizdeki tüm hizmetlerden eşit bir biçimde yararlanmalarını sağlamak, insanlık borcumuzdur. Engelli vatandaşlarımız için yapmamız gereken çok işimiz, sorumluluğumuz olduğunu biliyoruz.Saray Belediyesi olarak sosyal belediyecilik anlayışımızla engelli vatandaşlarımızın her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Hepimiz birer engelli adayıyız. Bu duygu ve düşüncelerle bu anlamlı gecenin engelli vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik toplumsal duyarlılığımızın artmasına vesile olması temennisiyle tüm engelli kardeşlerimize ve ailelerine sağlıklı, mutlu, huzurlu ve engelsiz bir yaşam diliyorum. Bizleri bu özel gecede yalnız bırakmayan, katkı sunan herkese çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.” dedi.
Konuşmalar sonrasında Çerkezköy Sakatlar Derneği Halk Oyunları Ekibi performanslarını sergilediler.
İzleyenlerin beğenisini toplayan Çerkezköy Sakatlar Derneği Halk Oyunları Ekibi büyük alkış aldı. Saray Belediye Başkanı Abdül Taşyasan, gece boyunca özel gereksinimli bireylerle yakından ilgilenerek sohbet etti.
Gece boyunca açık arttırma ile satılan çiçeklerden elde edilen gelir, özel gereksinimli bireylerin eğitimi ve ihtiyaçları için kullanılacak.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
yenihabergazetesi · 25 days
Text
Süleymanpaşa Bağ Bozumu Şenliği başlıyor
Süleymanpaşa Belediyesi ve Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen Süleymanpaşa Bağ Bozumu Şenliği 3 Eylül Salı Günü başlayacak. Saat 18.00’de Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde gerçekleşecek şenlikte halk oyunları gösterisi, protokol konuşmaları, Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nün yetiştirdiği üzümlerin tadımı, üzüm bağlarından bağ bozumu ve Aygün Karadoğan konseri yer…
0 notes
serhatnigiz · 2 months
Text
Bangladeş'teki Kendiliğinden Teknotik Kitle Hareketinin ve İsyanının Toplumsal Denetimizm Mücadelesi ile Olan Yakın Bağları Üzerine Değinmeler
Tumblr media
Tüm dünyada "egemenlik hakkının" sözde "seçim" ve "sandık" yoluyla "seçilmişlere" ve "atanmışlara" devredildiği temsiliyetist sistemler çöküyor! Krizden krize sürükleniyor!
Bagladeş devrimi de bu çöküşün halk kitleleri nezlinde ortaya çıkan bir yansımasından başka da bir şey değil. Temsiliyetist üç bacaklı devlet modelleri çöktükçe farklı çoğrafyalarda "ikili iktidar" durumu daha da gözle görülür bir hale geliyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun egemenlik hakkı ister seçilmiş olsun ister atanmış olsun bir avuç memur kastına devredildiği müddetçe, orada adına ister "demokrasi" denilsin, ister "insan hakları" denilsin, bir avuç devletlü zümre tarafından oluşturulmuş olan bütün bu rejimler, birer diktatörlük olmanın da ötesine geçemezler.
Hangi ülke olursa olsun "milleti" oluşturan emekçi sınıflar temsiliyetizm yoluyla asla kendi temel haklarını devletlü memur kastları karşısında güvence ve teminat altına alamazlar! Dolayısıyla, temsiliyetist sistemler içerisinde emekçi sınıflar kapitalizme ve emperyalizme karşıda bir güvence ve teminat sahibi de olamazlar, olmarı da mümkün değildir.
Yet'ki kimde ise kıllık ondadır! Ben devletim, ben memurum, yetki bende, istediğimi yaparım diyen temsiliyetist zihniyet ile devletin ve memurun bağımsız kurumlarca denetlenmesi gerektiğini söyleyen toplumsal denetimist zihniyet asla uzlaşamaz! Bangladeş devrimi de bu uzlaşamama halinin halkın kendiliğinden gelişen teknotik kitle hareketinin denetimist taleplerinin somut dışavurumu ve isyanıdır.
Temsiliyetizm sorunu asla temsiliyetizmin sınırları içinde kalınarak çözülemez. Bangladeş'te olduğu gibi, temsiliyetizm sorunu "demokrasiye dönülmesi" söylemi ile, daha net konuşursak üç bacaklı temsiliyetist-kapitalist devlet modelinin "istikrarlı hale getirilmesi" yalanı ile çözülemez.
Bagladeş'te ki "geçici" askeri diktatörlük rejimi ağzıyla kuş tutsa da, yasama, yargı ve yürütme kurumlarının "iç denge ve denetimine" dayalı sözde en modern burjuva devlet tipini seçim ve sandık yoluyla inşa edeceğini iddia etse de, bu sistematik için gereksinim duyulan göstermelik sol-temsiliyetist, sağ-temsiliyetist, islamcı-temsiliyetist, laik-temsiliyetist siyasal parti aparatlarını fonlasa da (ki bu projeye glokal-sermaye de sermaye katsa da), bütün bu yasamacılık (gerçekte yürütmecilik!) oyunları ile göz boyanmaya çalışılsa da, çok açık bir gerçektir ki; dünya üzerinde üç bacaklı temsiliyetist-kapitalist devlet modeli tüketim sürecine girmiş bulunmaktadır. Zor, baskı, manipülasyon yoluyla ayakta tutulmaya çalışılan bu temsiliyetist kurumlara karşı dünya genelinde büyük bir öfke duyulmaktadır.
Bu olgusal gerçekleri sadece denetimistler de değil, aklı başında tüm burjuva idelogları açıkca itiraf etmektedir. Dünya geneline yayılmış bölgesel savaşlar, çatışmalar, isyanlar, ayaklanmalar vs. durduk yere de yaşanmamaktadır. Temsiliyetist-kapitalist güçler bile gelinen noktada dünya üzerinde hakimiyet sağlayamamaktan, onca dezenformasyona, onca deformasyona ve onca algı yönetimine rağmen istedikleri ve arzu ettikleri oranda toplumları yönlendirememekten de şikayet eder bir duruma gelmişlerdir. Her yerde çeşitli biçimler altında insanların içinde yaşadıkları sistemi denetleme ve sistem üzerinde daha da çok söz sahibi olma talepleri hem bireysel düzeyde hem de kolektif düzeyde kendisini göstermektedir. Bu da yeni iletişim tarzlarını, yeni kavramları, yeni ifade ve muhalefet ediş biçimlerini de doğal olarak beraberinde getirmektedir.
İçerisinde yaşadığımız dünyada insanların robotlardan bir farkının kalmadığı, artık insanların geri dönüşü olmayacak bir biçimde pasif tüketici kitlelere dönüştürüldüğü gibi, son derece idealist ve gerçekten uzak yaklaşımların aksine Bangladeş devrimi gibi pek çok örnekte de görüldüğü gibi, kitlelerin temsiliyetizme, devletlü memur kastlarına, yolsuzluğa ve çürümeye dayalı kapitalizme ve emperyalist politikalara karşı öfkesi ne kadar kendiliğinden teknotik kitle hareketleri ve isyanları biçiminde gelişiyor olsa da, bu öfke tarihin en yüksek seviyelerindedir.
Yaşanan onca çalkantı, onca tepki, onca kızgınlık, onca sorgulama, onca yeni düşünce vs. hepsi insanlığın temsiliyetizme karşı yükselen toplumsal denetimist savaşımının ve taleplerinin bir ifadesidir.
Okyanusları geçmiş bu akıntı nasıl ki derede boğulacak değilse, kendiliğindenmiş gibi gözüken bu uyanışın kendi için savaşıma ve mücadeleye dönüşmesi de zaruri bir gerçek ve hakikat olarak karşımızda durmaktadır.
Sadece Bangladeş'te değil, tüm dünyada "ikili iktidarlar" ve "ön-devrimci" türbilanslarda bir artış olacağına, çok daha fazla sayıda emekçinin, gencin, kadının, ezilen sınıf ve katmanların ileri doğru atılacağına, karamsarlıktan ve yılgınlıktan beslenen ruh halinin paramparça olacağına, "bunlardan bir halt olmaz" denilen kitlelerin nasıl radikaleşeceğine, tüketim sürecine giren temsiliyetizm karşısında yükselişe geçen toplumsal denetimizm mücadeleleri ile birlikte tanıklık edeceğiz!
Bunlar daha hiçbir şey, devir alan ve daha da hızlanan bu toplumsal makinanın duracağını, önündeki setleri bir bir yıkarak yeni bir gelişme döneminin kapılarını açmayacağını sananlar yanıldıklarını çok net bir şekilde görecekler!
7.08.2024
Serhat Nigiz
Dipnot:
Bangladeş'teki gelişmeler ile ilgili Türkiye'de yaşayan liberal bir akademisyenin kaleme aldığı yazıya göz atmak isterseniz yazının bağlantı linki aşağıda:
"Hasina'nın rejimini anlamak, bu isyanın neden sıradan insanlar tarafından tamamen desteklendiğini anlamak için çok önemlidir. Protesto başlangıçta ayrımcılığa karşı bir öğrenci hareketi olarak başlasa da 1 hafta içinde daha geniş bir halk hareketine dönüştü. Dönüm noktası 14 Temmuz'da bir basın toplantısı sırasında Hasina'ya 1 haftadan uzun süredir devam eden iş kotalarına karşı öğrenci protestoları sorulduğunda yaşandı. Hasina cevaben şunları söyledi: "Özgürlük savaşçılarının torunları kota avantajlarından yararlanamayacaksa kim yararlanacak? Razakarların torunları mı?"
Hasina'nın bu sözleri protestoların büyümesine neden oldu. Öğrenciler Hasina'nın sözlerini, 1971 Kurtuluş Savaşı'nda yer alan özgürlük savaşçılarının torunlarına devlet memuru kontenjanının yaklaşık yüzde 30'unu tahsis eden "adaletsiz" kota sistemini protesto etme çabalarına küçümseyici bir yanıt olarak algıladı. Birkaç saat içinde öğrenciler protesto gösterilerine başladılar, Dakka Üniversitesi kampüsünde yürüyüşe geçtiler ve şu sloganları attılar, "Sen kimsin? Ben Razakar'ım."
0 notes
bulancakajans-blog · 2 months
Text
Fındık Gastronomi Şenliği coşkulu başladı
Bulancak Belediyesi tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Fındık Gastronomi Şenliği” ve etkinlik alanının da içinde yer aldığı yeniden düzenlenerek tamamlanan Bulancak Belediyesi Sahil Park açılışı, 30 Temmuz Salı günü saat 13.00’te yapılan açılış töreni ile  gerçekleştirildi. Protokol konuşmaları, GİFSAD halk oyunları gösterisi, fındık ürünleri üzerine üretim yapan firma ve kuruluşlara ait…
0 notes