Tumgik
#ramazanın önemi
cesitkenar · 1 year
Text
6 notes · View notes
fisiltihaberleri · 6 months
Text
Tumblr media
KADİR GECESİ ليلة القدر Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği mübarek gece bugün idrak edilecek
Ramazanın 27. gecesine denk gelen ve Kur'an-ı Kerim'de "Bin aydan daha hayırlı" olduğu bildirilen Kadir Gecesi bugün idrak edilecek. Kadir gecesinin Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde ifadesini bulan önemi, bu gecede yapılan ibadet ve duaların kabul edileceğine, bu geceyi ihya edenlerin günahlarının bağışlanacağına dair Hz. Peygamber’in açıklamaları, müslüman toplumlarda ve özellikle Osmanlılar’da Kadir gecesinin diğer kandillere göre daha büyük ilgi görmesine, bu arada sosyal hayata yansımasına, örf ve âdetlerin zenginleşmesine vesile olmuştur. Divan edebiyatında Kadir gecesi kasidelerin dua kısımlarıyla ramazâniyye, bayramiyye, rubâî ve tuyuğlarda, yeni edebiyatta ise müstakil dinî manzumeler yanında ramazan ve kandillerle ilgili şiirlerle bu gece indirilmeye başlandığından Kur’an’dan bahseden şiirlerde işlenmiştir. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/kadir-gecesi-kurn-i-kermin-indirildigi-mubarek-gece-bugun-idrak-edilecek-10776.html
#FısıltıHaberleri #kadirgecesi #dua #istanbul #ramazan #türkiye #kadirgecemizmübarekolsun #turkey #islam #mübarek #kadirgecesimübarekolsun #ramazanayı #bursa #huzur #izmir #mardin #olsun #ankara #hayırlıkandiller #söz #amin #kandil #namaz #kuran #türk #müslüman #allah #instagood #seyahat #dualar
0 notes
hasanakbal19 · 6 months
Text
KÖYLERDE ESKİ RAMAZANLAR
Köyün imamı rahmetli Ahmet Hoca her sene ramazan öncesi rutin olarak okuduğu hutbesine ‘’Recep, Şaban derken geldi ramazan’ diye başlayıp akabinde bu manevi ayın nasıl değerlendirilmesi noktasında tavsiyeler sıralardı. Müslüman toplumlarda ramazanların, kurbanların ayrı bir önemi vardır. Özellikle ramazanın bedeni bir ibadet olması nedeniyle ayrı bir önemi vardır. Lisan-i haliyle; ‘Sen bir günlük…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kunyekultursanat · 6 months
Text
KÖYLERDE ESKİ RAMAZANLAR
Köyün imamı rahmetli Ahmet Hoca her sene ramazan öncesi rutin olarak okuduğu hutbesine ‘’Recep, Şaban derken geldi ramazan’ diye başlayıp akabinde bu manevi ayın nasıl değerlendirilmesi noktasında tavsiyeler sıralardı. Müslüman toplumlarda ramazanların, kurbanların ayrı bir önemi vardır. Özellikle ramazanın bedeni bir ibadet olması nedeniyle ayrı bir önemi vardır. Lisan-i haliyle; ‘Sen bir günlük…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
geleceginpostasi · 4 years
Text
Ramazan Ayının Önemi Nedir?
Ramazan Ayının Önemi Nedir?
Ramazan ayı , Müslümanların 1 ay boyunca yeme ve içmelerini kıstığı, nefislerine hakim oldukları ve  Teravih Namazını kıldıkları aydır. Ramazan ayının önemi Müslümanlar için büyüktür.
Ramazan Nerden Gelir
Ramazan kelimesi Arapça’da taş anlamına gelir yanmak demektir. Bu ayda oruçtutanlar açlık ve susuzluktan yandıkları ve günahların affedildiği dönem olduğundan bu aya Ramazan ayı verilmiştir.…
View On WordPress
0 notes
veyselkeles00 · 6 years
Text
Ramazan Ayının Faziletleri
RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ
Ramazan ayı,müslümanlar için çok önemli bir yere sahiptir. Bu ayda tövbeler edilir, dualar okunur, günahlar affedilir. Ramazan ayı, hicir takvime göre yılın dokuzuncu ayıdır ve tüm müslümanlar Ramazan ayında oruç tutarlar. İslam dinine göre, yaşı gelmiş ve gerekli şartlara uygun olan tüm Müslümanların oruç tutması farzdır. Ramazan ayı; oruç, ibadet ve aynı zamanda da…
View On WordPress
0 notes
baknedio · 4 years
Text
Tatlı krizine tarçın, karanfil ve limon üçlüsü
23 Mayıs 2020, Cumartesi 13:08
İstanbul
Tumblr media
Ramazan Bayramı’nın vazgeçilmezi tatlılar. Baklavadan, kadayıfa, tulumbadan, şöbiyete kadar birçok çeşidi mevcut. Bayramda porsiyon kontrolüyle birlikte tatlı tüketimin mümkün olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Evnur Saray, “Akşamdan bir bardak suyun içine bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu için. Bu karışım gün içindeki kan şekerini kontrol altına alarak, tatlı ihtiyacınızı bastırır” dedi.
Koronavirüs salgınıyla birlikte başlayan karantina süreci ve ramazan ayı ile birlikte kilo kontrolü zorlaştı. Evlerde vakit geçiren insanlar ekmek yapmaya, daha sık hamur işi ve tatlı tüketmeye başladı. Bu süreçte kilo alımında ciddi artışlar gözlemlediğini belirten Emsey Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Evnur Saray, bayramın ilk gününden itibaren kontrolü sağlamanın mümkün olduğuna dikkat çekti.
“KALP HASTALIĞI VE KARACİĞER YAĞLANMASINA NEDEN OLUR”
Karın bölgesi yağlanmalarında artış yaşandığını hatırlatan Diyetisyen Evnur Saray, “Ramazan öncesinde başlayan koronavirüs karantinası nedeniyle insanlar evlerinde ekmek, hamur işleri ve tatlılara yöneldi. Ramazanın gelmesiyle birlikte bu gıdalara olan talep daha da arttı. Bu süreçte çok fazla kilo alındı. Bundan sonraki süreçte nasıl kilo verileceği merak konusu oldu. Hamur işleri ve tatlıların sıkça tüketilmesi göbek bölgesinde yağlanmaya neden oldu. Bu bölgelerde meydana gelen yağlanma kalp hastalıkları, insülin direnci, karaciğer yağlanmalarına yol açtı” diye konuştu.
TATLININ SAATİNE DİKKAT
Önceki bayramlardan farklı olarak bu yılın evde geçirileceğini hatırlatan Diyetisyen Evnur Saray, Türk toplumunun tatlı tüketiminden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Tatlı tüketiminde porsiyon kontrolünün önemini vurgulayan Saray, şunları söyledi:
“Ramazan sonrası bayramın ilk günü güzel bir kahvaltı yapmak gerekiyor. Protein ağırlıklı yani peynir, yumurta ve sütün olduğu bir kahvaltı yapmak sağlıklı bir tercih olacaktır. Bunun ardından öğle ve akşam yemeklerini düzenlemelisiniz. Öğlen et tüketiyorsanız, akşam yemeği tercihiniz sebze olmalı. Ramazan ayında kan şekeri dengesi bozuldu. Kan şekerini dengelemek için mutlaka bu süreçte ara öğün yapın. Ara öğün terciniz de meyve, süt, yoğurt, kuruyemiş olabilir. En çok merak edilen ise Ramazan Bayramı’nda tatlı tüketimi. Tatlının porsiyonu ve tüketildiği saat çok önemli. Baklava tüketecekseniz 3 dilim ile sınırlandırmalısınız, sütlü tatlı ise 1 kase tüketilmelidir, bunu 3-4 kare bitter çikolata ile değiştirebilirsiniz. Saat terciniz akşamüstü olmalıdır. Bazı yörelerde daha tok tutması ve şekeri dengelemesi için baklavanın yanında ayran ya da süt ikram edilir. Gün içinde içeceğiniz bir bardak yeşilçay da antioksidan içeriği bakımından etkili olacaktır.”
BU KARIŞIMLA TATLI KRİZİNİ BASTIRIN
Önceki yıllarda bayram ziyaretleri nedeniyle daha fazla tatlı tüketildiğini belirten Diyetisyen Evnur Saray, “Önceki senelerde misafirliklerde dikkatli olun, yeri geldiğinde ikramı geri çevirin uyarısında bulunuyorduk. Bu sene misafirlik söz konusu değil. Tatlı ve hamur işi tüketimini daha kontrol altına alabiliriz. Tatlı kontrolünü sağlamak adına tarçını öneriyoruz. Akşam yatmadan bir bardak suyun içine bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu için. Bu gün içindeki kan şekerini kontrol altına almanızı sağlar, tatlı ihtiyacını bastırır” önerisinde bulundu.
“MEYVE DEYİP GEÇMEYİN”
Ramazan ayı ve karantina süreci nedeniyle alınan kiloların önümüzdeki dönemde sağlıklı bir program ile verilebileceğine dikkat çeken Saray, şu uyarılardan bulundu:
“Sağlıklı kilo vermede yüzde 70 beslenme, yüzde 30 ise spor etkili. Beslenmenin önemi çok büyük. Karbonhidratı azaltarak protein, sebze ve meyve ağırlıklı beslenin. Akdeniz tipi beslenmeye geçmeniz gerekiyor. Bunu sporla desteklemeniz şart. Karantina süreci ve ramazan ayı ile birlikte çok hareketsiz kaldık. Bu süreçte evde yapılacak egzersizlere de yönelmeniz gerekiyor. Su tüketimi de çok önemli. Ramazan ayında su tüketimi azaldı. Günde 2-2.5 litre su içmelisiniz. Sıcaklığın da arttığı şu günlerde su tüketime dikkat edin. Yaz geldi meyve çeşitliliği arttı. Ancak meyce deyip geçmeyin porsiyon kontrolüne dikkat edin. Çünkü erik, çilek masum görünüyor ancak 12 erik, 10 çilek şeklinde tüketmeliyiz. Yanında çiğ fındık, badem ya da ceviz tokluk süresini artıracaktır.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı Tatlı krizine tarçın, karanfil ve limon üçlüsü adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/tatli-krizine-tarcin-karanfil-ve-limon-uclusu/
0 notes
farkvar6768-blog · 4 years
Text
Tatlı krizine tarçın, karanfil ve limon üçlüsü
Ramazan Bayramı'nın vazgeçilmezi tatlılar. Baklavadan, kadayıfa, tulumbadan, şöbiyete kadar birçok çeşidi mevcut. Bayramda porsiyon kontrolüyle birlikte tatlı tüketimin mümkün olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Evnur Saray, "Akşamdan bir bardak suyun içine bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu için. Bu karışım gün içindeki kan şekerini kontrol altına alarak, tatlı ihtiyacınızı bastırır" dedi.
Tumblr media
Koronavirüs salgınıyla eş güdümlü başlayan karantina süreci ve ramazan ayı ile eş güdümlü kilo denetimi zorlaştı. Evlerde süre yaşamış insanlar ekmek yapmaya, daha sık hamur işi ve tatlı tüketmeye başladı. Bu süreçte kilo alımında ciddi artışlar gözetlediğini bildiren Emsey Hospital Beslenme ve Diyet Eksperi Evnur Saray, bayramın ilk gününden itibaren denetimi sağlamanın olası bulunduğuna ilgi çekti. "KALP HASTALIĞI VE KARACİĞER YAĞLANMASINA NİÇİN OLUR" Karın bölgesi yağlanmalarında artış yaşandığını anımsatan Diyetisyen Evnur Saray, "Ramazan evvel başlayan koronavirüs karantinası namacıylaiyle insanlar evlerinde ekmek, hamur işleri ve tatlılara yöneldi. Ramazanın gelmesi ile eş güdümlü bu besinlere olan talep daha da arttı. Bu süreçte çok çok kilo alındı. Bundan ileri süreçte nasıl kilo verileceği merak hususu oldu. Hamur işleri ve tatlıların sıkça tüketilmesi göbek bölgesinde yağlanmaya namacıyla oldu. Bu bölgelerde ortaya gelen yağlanma kalp hastalıkları, insülin direnci, karaciğer yağlanmalarına yol açtı" diye konuştu. TATLININ SAATİNE DİKKAT Önceki bayramlardan değişik olarak bu yılnin evde geçirileceğini anımsatan Diyetisyen Evnur Saray, Türk toplumunun tatlı kullanımından vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Tatlı kullanımında porsiyon denetiminin önemini altını çizen Saray, şunları söyledi: "Ramazan ardından bayramın ilk günü güzel bir kahvaltı gerçekleştirmek gerekiyor. Protein çoğunluklu yani peynir, yumurta ve sütün bulunduğu bir kahvaltı gerçekleştirmek sıhhatli bir tercih olacaktır. Bunun ardındannda öğle ve akşam yemeklerini düzenlemelisiniz. Öğlen et tüketiyorsanız, akşam yemeği tercihiniz sebze olmalı. Ramazan ayında kan şekeri dengesi bozuldu. Kan şekerini dengelemek amacıyla kesinlikle bu süreçte ara öğün yapın. Ara öğün terciniz de meyve, süt, yoğurt, kuruyemiş olabilir. En çok merak edilen ise Ramazan Bayramı'nda tatlı kullanımı. Tatlının porsiyonu ve tüketildiği saat çok önemli. Baklava tüketecekseniz 3 dilim ile sınırlandırmalısınız, sütlü tatlı ise 1 kase tüketilmelidir, bunu 3-4 kare bitter çikolata ile değiştirebilirsiniz. Saat terciniz akşamüstü olmalıdır. Bazı yörelerde daha tok tutması ve şekeri dengelemesi amacıyla baklavanın beraberinde ayran ya da süt ikram edilir. Gün içersinde içeceğiniz bir bardak yeşilçay da antioksidan içeriği bakımından etkili olacaktır." BU KARIŞIMLA TATLI KRİZİNİ BASTIRIN Önceki yıllerde bayram ziyaretleri namacıylaiyle daha çok tatlı tüketildiğini bildiren Diyetisyen Evnur Saray, "Önceki yıllerde misafirliklerde ilgili olun, yeri geldiği zaman ikramı geri çevirin ikazında bulunuyorduk. Bu yıl misafirlik söz hususu değil. Tatlı ve hamur işi kullanımını daha denetim altına alabiliriz. Tatlı denetimini sağlamak adına tarçını öneriyoruz. Akşam yatmadan bir bardak suyun amacıylae bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu amacıyla. Bu gün içersindeki kan şekerini denetim altına almanızı sağlar, tatlı ihtiyacını bastırır" önerisinde bulundu. "MEYVE DEYİP GEÇMEYİN" Ramazan ayı ve karantina süreci namacıylaiyle alınan kiloların önümüzdeki dönemde sıhhatli bir uygulama ile verilebileceğine ilgi çeken Saray, şu uyarılardan bulundu: "Sağlıklı kilo vermede yüzde 70 beslenme, yüzde 30 ise spor etkili. Beslenmenin önemi çok büyük. Karbonhidratı azaltarak protein, sebze ve meyve çoğunluklu beslenin. Akdeniz tarzı beslenmeye geçmeniz gerekiyor. Bunu sporla desteklemeniz şart. Karantina süreci ve ramazan ayı ile eş güdümlü çok hareket etmeyen kaldık. Bu süreçte evde yapılacak egzersizlere de yönelmeniz gerekiyor. Su kullanımı de çok önemli. Ramazan ayında su kullanımı azaldı. Günde 2-2.5 litre su içmelisiniz. Sıcaklığın da arttığı şu zamanlarda su tüketime ilgi edin. Yaz geldi meyve detaylılığı arttı. Fakat meyce deyip geçmeyin porsiyon denetimine ilgi edin. Çünkü erik, çilek masum gözüküyor fakat 12 erik, 10 çilek şeklinde tüketmeliyiz. Yanında çiğ fındık, badem ya da ceviz aç olmama zamanını artıracaktır." Read the full article
0 notes
duaetmek · 7 years
Text
Cuma Günü Neden Mübarek Gündür?
Sormuş olduğunuz sorulardan bazıları;cuma günü neden mübarektir kısaca bahsedermisiniz?,cuma günü neden hayırlıdır?, islamiyette cuma günü neden kutsaldır?,cuma günü neden mübarek gündür?,cuma günü neden müslümanların bayramıdır?,cuma günü neden kutsaldır?.. şeklinde sorulmuş sorulardı.Tüm bu soruların cevaplarını aşağıda sizler için paylaştık.
Tumblr media
Cuma Günü Neden Mübarektir?
Cuma gününün faziletini aşağıdaki hadis-i şerifte görmek mümkündür:
Cuma; cem olmak, toplanmak manalarına gelir Cuma günü, Müslümanlar için çok önemli bir gündür.Bu günde Müslümanlar camide toplanıp birlikte Cuma namazını kılarlar Topluca yapılan bu ibadet, o günü bayram günü değerine yükseltir.Bu sebeble Cuma gününe Seyyidü`l-eyyam, yani, günlerin itibarlısı,efendisi de denir.Bütün hayırlı işlerin Cuma günü meydana geldiği; tarih boyunca pek çok kudsî hâdiselerin hep Cuma günü zuhur ettiği rivayet edilir. “Güneşin doğduğu günlerin en faziletlisi / en üstünü cuma günüdür. Çünkü Âdem o günde yaratılmış, o günde cennete yerleştirilmiş ve o günde cennetten çıkarılmıştır.” (bk. Müslim, 854; Nesai, 3/89; İbn Kesir, 1/2328) Hz. Âdem’in Cennetten çıkarılması, yeryüzüne yerleştirilmesi ve yeryüzü halifelik payesine ulaştırılması anlamına geldiği için, o da bu cihetle büyük bir nimettir. Demek ki cuma günü, insanlığın ilk yaratıldığı, cennete yerleştirildiği ve yeryüzü halifesi olduğu bir gün olduğundan ötürü insanlar için büyük bir bayram günü olmuştur. Çeşitli hadislerden anlaşıldığına göre cuma, haftalık ibadet günü olarak daha önce Yahudi ve Hristiyanlar için tayin ve takdir edilmiş, fakat onlar bu konuda ihtilâfa düşerek Yahudiler cumartesiyi, Hristiyanlar pazarı haftalık toplantı ve ibadet günü olarak benimsemişler. Allah da cuma gününü Müslümanlara nasip etmiş, onları bu konuda hakka ulaşmaya muvaffak kılmıştır. (Müslim, “Cuma”, 19-23) Böylece İslâm’da haftalık toplu ibadet günü olarak cuma seçilmiş, bu günün bir bayram olduğu birçok rivayette açıkça belirtilmiştir (Beyhaki, Sünen, 3/243; İbn Kayyim, Zadu’l-mead, 1/369) Allah’ın cennette cuma gününe tekabül eden ve “yevmü’l-mezîd” denilen günde, kullarına kendisini ziyaret fırsatı vereceğini, bunun için onlara tecelli edeceğini bildirilmiş (İbn Kayyim, 1/369-372, 408-410), başka bir hadiste de bu günde yapılan duaların kabul edileceği bir anın (icâbet saati) bulunduğunu haber vermiştir. İcâbet saatinin zevalden itibaren namazın başlamasına, imamın minbere çıkmasından namazın başlamasına veya bitimine ya da ezandan itibaren namazın eda edilmesine kadar devam ettiği, ayrıca fecir ile güneşin doğuşu, ikindi namazı ile güneşin batışı arasında olduğu şeklinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Hz. Peygamber (asm)’in, “Ben onu biliyordum, ancak Kadir Gecesi gibi o da bana sonradan unutturuldu.” (Hâkim, Müstedrek, 1/279) meâlindeki hadisine dayanarak esmâ-i hüsnâ arasında ism-i a‘zamın, Ramazanın son on günü içinde Kadir Gecesinin gizli tutulması gibi, icâbet saatinin de insanların bütün gün boyunca Allah’a yönelmeleri için gizli tutulduğu ifade edilmiştir. Cuma günü, gerekli temizliği yaptıktan sonra camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin o gün ile daha önceki cuma arasında işlemiş olduğu günahların affedileceği belirtilmiş (Buhârî, Cuma, 6, 19), bu günü önemsemeden üç cuma namazını terk eden kimsenin kalbinin mühürleneceği bildirilmiştir. (Ebû Dâvûd, Salât, 204) İslâm dünyasının her tarafından Müslümanların bir araya geldiği en büyük toplu ibadet olan hac, arefe gününün cumaya rastlaması halinde “hacc-ı ekber” (büyük hac) olarak anılır. Bütün bu özelliklerinden dolayı gerek fert gerekse toplum olarak Müslümanlar açısından büyük önem taşıyan cuma gününde farz olan cuma namazından başka şu hususların yapılması sünnet kabul edilmiştir: Boy abdesti almak (bazı âlimlere göre farzdır), bıyıkları kısaltma, tırnak kesme gibi bedenî temizlikleri yapmak, misvak veya fırça ile dişleri temizlemek, güzel elbise giymek, güzel koku sürünmek, camiye erkenden gitmek, Kehf sûresini okumak, camileri temizleyip kokulandırmak, sabah namazında Secde ve Dehr sûrelerini, cuma namazında ise Cum‘a ve Münâfikūn veya A‘lâ ve Gāşiye sûrelerini okumak, çokça dua ve zikir yapmak, Hz. Peygamber (asm)’e salâtü selâm getirmek. Cuma ferdi cemiyete; cemiyeti milliyete bağlayan ve toplum arasında düşünce, inanç, amaç ve hizmet birliğini sağlayan bir gündür İslâm Dîni bu günü mü'minler için haftalık toplantı ve toplu halde Allah'a yönelme, ibâdette bulunma zamanı olarak belirlemiştir Bir hafta içinde ortaya çıkan meseleler, olaylar ve sosyal konular cuma günü ele alınıp Kur'ân'm süzgecinden geçirildikten sonra bir komprime haline getirilerek cemaate sunulur. Hayırhahlık, âlicenaplık, dayanışma, sevgi, saygı, edep ve terbiyenin taşıdığı mana ve müsbet sonuç misallerle anlatılır İslâm ülkelerinin uğradığı siyasi ekonomik ve kültürel zorlukların nedenleri üzerinde durulur ve bunların çareleri araştırılarak cemaatin bu konularda da aydınlatmasına önem verilir. Görülüyor ki, cumanın o kadar çok yararları var ki, bunları sayıp sıralamak bile zor Medenî bir ülkede parlementonun önemi ne ise, İslâm topluluğunda cumanın önemi ondan daha fazla bir anlam taşır. Zira cuma günü, bütün müslümanların, namaz için ve Allah’ı zikretmek için toplandıkları (meşhûd oldukları) bir gündür Şu iki hadis de, cuma gününe “meşhûd” dendiğine delalet etmektedir: “Cuma günü bana çokça salat ü selam getirin Çünkü bu gün, meleklerin kendisini müşahede ettiği, hazır bulunduğu meşhûd bir gündür” , “Melekler, cuma günü camilerin kapılarında hazır bulunurlar ve (girenlerin) adlarını yazarlar İmam minbere çıkınca, bu sahifeler dürülür kapatılır” İsim isim kaydederek şahit olma şeklindeki bu özellik, sadece cuma gününde mevcuttur Dolayısıyla bundan ötürü, bu güne “meşhûd” denebilir. Allah Teala cuma gününe diğer günlerin üstünde bir kutsiyet atfetmiş, sonra o gününü tespit edip onda topluca Allah’a ibadet etme mevzuunda Yahudi ve Hıristiyanları muhayyer bırakmıştır; ancak onlar bugünü belirleme konusunda ihtilafa düşmüşler;Yahudiler cumartesiyi, Hıristiyanlar da pazarı haftalık bayram ve ibadet günü olarak tayin etmişlerdir Allah, cuma gününü Ümmet-i Muhammed’e nasip eylemiştir Cuma günü, Müslümanların haftalık bayramıdır. Allah katında haftalık günlerin en şereflisi ve en kıymetlisidir Senenin en hayırlı günlerindendir Müslümanların haftalık günlerin bayramıdır Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gündür Allah, Adem’i cuma günü yaratmıştır ; vazifeli olarak cennetten o gün yeryüzüne indirmiştir; [tevbesini o gün kabul etmiş ] onun ruhunu da o gün almıştır Allah katında kurban ve ramazan bayramı günlerinden daha faziletlidir? Kıyamet cuma günü kopacaktır Mü’minler cennetten, Cemalullah’ı o gün temaşa edeceklerdir; yine o gün cennet ehli misk tepeleri üzerinde toplanacaklardır Cuma günü yapılan ibadetler diğer günlerdekilerden daha faziletlidir Cuma günü, ümmet-i Muhammed için hayır ve bereketi artırılmış bir gündür.
5 notes · View notes
yaziyorsonhavadis · 6 years
Text
Ramazan bu yıl ne zaman başlayacak?
Tumblr media
Milyonlarca Müslüman, 2019 Ramazan ayının başlangıç tarihine odaklandı. Oruç ibadetini gerçekleştirmek için gün sayan vatandaşlar, mart ayının son günlerinin yaklaşmasıyla birlikte, Ramazan ayının bu yıl başlayacağı tarihe yönelik bilgi almak adına araştırmalarına hız verdi. Peki, Ramazan bu yıl ne zaman başlayacak? 2019 Ramazan ayı hangi tarihlere denk geliyor?
Tumblr media
2019 Ramazan ayının başlangıcı için geri sayım başladı. On bir ayın sultanı olan Ramazan için heyecanlı bekleyiş sürüyor. İslam camiası tarafından oldukça önemli ve mübarek olan Ramazan ayında vatandaşlar bolca ibadet edecekler. İşte, 'Ramazan bu yıl ne zaman başlayacak?' sorusunun yanıtı... İslam dünyasının sabırsızlıkla beklediği mübarek Ramazan ayı, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı takvime göre; 2019 yılında 6 Mayıs'ta başlayacak 3 Haziran'da son bulacak. 4 Haziran'da ise Ramazan Bayramı'nın birinci günü idrak edilecek. RAMAZAN AYININ ÖNEMİ VE FAZİLETİ Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin ebedi mutluluğun kapısını açar. Cehennemden kurtuluş beratını alarak zaman ve mekân cennetine doğru yol alır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Ramazan Ayı gelince, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar” 3 Aylar’ı uğurladığımız Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlarıyla Kur’an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidayete ve mutluluğa ulaştırmak için insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmeye başlamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca İslam’ın temel esaslarından biri olan oruç ibadetinin bu ayda yerine getirilmesinden dolayıdır. Kaynak: Hürriyet Read the full article
0 notes
hasanakbal19 · 2 years
Text
KÖYLERDE ESKİ RAMAZANLAR
Köyün imamı rahmetli Ahmet Hoca her sene ramazan öncesi rutin olarak okuduğu hutbesine ‘’Recep, Şaban derken geldi ramazan’ diye başlayıp akabinde bu manevi ayın nasıl değerlendirilmesi noktasında tavsiyeleri sıralardı. Müslüman toplumlarda ramazanların, kurbanların ayrı bir önemi vardır. Özellikle ramazanın bedeni bir ibadet olması nedeniyle önemi biraz daha farklıdır. Lisan-i haliyle; ‘’ Sen,…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
kunyekultursanat · 2 years
Text
KÖYLERDE ESKİ RAMAZANLAR
Köyün imamı rahmetli Ahmet Hoca her sene ramazan öncesi rutin olarak okuduğu hutbesine ‘’Recep, Şaban derken geldi ramazan’ diye başlayıp akabinde bu manevi ayın nasıl değerlendirilmesi noktasında tavsiyeleri sıralardı. Müslüman toplumlarda ramazanların, kurbanların ayrı bir önemi vardır. Özellikle ramazanın bedeni bir ibadet olması nedeniyle önemi biraz daha farklıdır. Lisan-i haliyle; ‘’ Sen,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kamu365 · 4 years
Text
Tatlı krizine tarçın, karanfil ve limon üçlüsü
23 Mayıs 2020, Cumartesi 13:08
İstanbul
Ramazan Bayramı’nın vazgeçilmezi tatlılar. Baklavadan, kadayıfa, tulumbadan, şöbiyete kadar birçok çeşidi mevcut. Bayramda porsiyon kontrolüyle birlikte tatlı tüketimin mümkün olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Evnur Saray, “Akşamdan bir bardak suyun içine bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu için. Bu karışım gün içindeki kan şekerini kontrol altına alarak, tatlı ihtiyacınızı bastırır” dedi.
Koronavirüs salgınıyla birlikte başlayan karantina süreci ve ramazan ayı ile birlikte kilo kontrolü zorlaştı. Evlerde vakit geçiren insanlar ekmek yapmaya, daha sık hamur işi ve tatlı tüketmeye başladı. Bu süreçte kilo alımında ciddi artışlar gözlemlediğini belirten Emsey Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Evnur Saray, bayramın ilk gününden itibaren kontrolü sağlamanın mümkün olduğuna dikkat çekti.
“KALP HASTALIĞI VE KARACİĞER YAĞLANMASINA NEDEN OLUR”
Karın bölgesi yağlanmalarında artış yaşandığını hatırlatan Diyetisyen Evnur Saray, “Ramazan öncesinde başlayan koronavirüs karantinası nedeniyle insanlar evlerinde ekmek, hamur işleri ve tatlılara yöneldi. Ramazanın gelmesiyle birlikte bu gıdalara olan talep daha da arttı. Bu süreçte çok fazla kilo alındı. Bundan sonraki süreçte nasıl kilo verileceği merak konusu oldu. Hamur işleri ve tatlıların sıkça tüketilmesi göbek bölgesinde yağlanmaya neden oldu. Bu bölgelerde meydana gelen yağlanma kalp hastalıkları, insülin direnci, karaciğer yağlanmalarına yol açtı” diye konuştu.
TATLININ SAATİNE DİKKAT
Önceki bayramlardan farklı olarak bu yılın evde geçirileceğini hatırlatan Diyetisyen Evnur Saray, Türk toplumunun tatlı tüketiminden vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Tatlı tüketiminde porsiyon kontrolünün önemini vurgulayan Saray, şunları söyledi:
“Ramazan sonrası bayramın ilk günü güzel bir kahvaltı yapmak gerekiyor. Protein ağırlıklı yani peynir, yumurta ve sütün olduğu bir kahvaltı yapmak sağlıklı bir tercih olacaktır. Bunun ardından öğle ve akşam yemeklerini düzenlemelisiniz. Öğlen et tüketiyorsanız, akşam yemeği tercihiniz sebze olmalı. Ramazan ayında kan şekeri dengesi bozuldu. Kan şekerini dengelemek için mutlaka bu süreçte ara öğün yapın. Ara öğün terciniz de meyve, süt, yoğurt, kuruyemiş olabilir. En çok merak edilen ise Ramazan Bayramı’nda tatlı tüketimi. Tatlının porsiyonu ve tüketildiği saat çok önemli. Baklava tüketecekseniz 3 dilim ile sınırlandırmalısınız, sütlü tatlı ise 1 kase tüketilmelidir, bunu 3-4 kare bitter çikolata ile değiştirebilirsiniz. Saat terciniz akşamüstü olmalıdır. Bazı yörelerde daha tok tutması ve şekeri dengelemesi için baklavanın yanında ayran ya da süt ikram edilir. Gün içinde içeceğiniz bir bardak yeşilçay da antioksidan içeriği bakımından etkili olacaktır.”
BU KARIŞIMLA TATLI KRİZİNİ BASTIRIN
Önceki yıllarda bayram ziyaretleri nedeniyle daha fazla tatlı tüketildiğini belirten Diyetisyen Evnur Saray, “Önceki senelerde misafirliklerde dikkatli olun, yeri geldiğinde ikramı geri çevirin uyarısında bulunuyorduk. Bu sene misafirlik söz konusu değil. Tatlı ve hamur işi tüketimini daha kontrol altına alabiliriz. Tatlı kontrolünü sağlamak adına tarçını öneriyoruz. Akşam yatmadan bir bardak suyun içine bir adet çubuk tarçın, 2 karanfil, 1 dilim limon ekleyin. Sabah kalkar kalkmaz bu suyu için. Bu gün içindeki kan şekerini kontrol altına almanızı sağlar, tatlı ihtiyacını bastırır” önerisinde bulundu.
“MEYVE DEYİP GEÇMEYİN”
Ramazan ayı ve karantina süreci nedeniyle alınan kiloların önümüzdeki dönemde sağlıklı bir program ile verilebileceğine dikkat çeken Saray, şu uyarılardan bulundu:
“Sağlıklı kilo vermede yüzde 70 beslenme, yüzde 30 ise spor etkili. Beslenmenin önemi çok büyük. Karbonhidratı azaltarak protein, sebze ve meyve ağırlıklı beslenin. Akdeniz tipi beslenmeye geçmeniz gerekiyor. Bunu sporla desteklemeniz şart. Karantina süreci ve ramazan ayı ile birlikte çok hareketsiz kaldık. Bu süreçte evde yapılacak egzersizlere de yönelmeniz gerekiyor. Su tüketimi de çok önemli. Ramazan ayında su tüketimi azaldı. Günde 2-2.5 litre su içmelisiniz. Sıcaklığın da arttığı şu günlerde su tüketime dikkat edin. Yaz geldi meyve çeşitliliği arttı. Ancak meyce deyip geçmeyin porsiyon kontrolüne dikkat edin. Çünkü erik, çilek masum görünüyor ancak 12 erik, 10 çilek şeklinde tüketmeliyiz. Yanında çiğ fındık, badem ya da ceviz tokluk süresini artıracaktır.”
DHA
The post Tatlı krizine tarçın, karanfil ve limon üçlüsü appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/3d0evOD via IFTTT
0 notes
haberci90-blog · 6 years
Text
Ağda ve epilasyon orucu bozar mı?
Ağda ve epilasyon orucu bozar mı? - Haberci90
https://www.haberci90.com/agda-ve-epilasyon-orucu-bozar-mi-14634h.html
Oruç
     Orucun ne şekilde bozulduğuna geçmeden önce anlaşılması gereken olay orucun ne olduğudur. Oruç; Ramazan ayı ile birlikte gelen, nefse hâkim olmayı ve sağlığı temsil eden bir aç kalma olayıdır. Bu aç kalma zamanları Ramazanın denk geldiği mevsime göre değişmekte olup, geride bırakılan birkaç sene en uzun oruç zamanlarını içeren senelerdir.
  Oruç ve ağda
     Orucun ağda ile bozulup bozulmayacağına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan açıklamalar bulunmaktadır. Bu açıklamalara göre ağda orucu bozmamaktadır çünkü vücudun hiçbir bölgesinden alınan kılın hangi yolla olursa olsun orucu bozmayacağı yapılan açıklamada anlatılmaktadır.
   Oruç, nefsi ve boğazı tutma ile ilgilidir. Yani herhangi bir şey yiyip içmek, yahut cinsel ilişkide bulunmak dışında sebeplerden dolayı bozulmaz. Kıl aldırmak da bu sebepler arasında yer almadığından dolayı orucun bozulmasına neden olmamaktadır.
     Oruç tutmak insan sağlığı açısından oldukça önemli bir faaliyettir. Birçok bilim camiası tarafından da yılın belirli bir zamanı aç kalınması gerektiği ispatlanmış, oruç tutmanın önemi vurgulanmıştır. Ancak insan doğası gereği yaptığı şeyleri her zaman sorgular. Sorgulaması ise onu değişik koşullar altında nasıl davranışlar sergilemesi gerektiği arayışına sürüklemektedir.
   Ağda olayı da bu sorgulamalardan birisidir. Elbette ağdanın orucu bozmayacağı ilk bakışta görülebilmektedir. Yine de yapılan işten emin olmak ve işi garanti altına alabilmek adına araştırmak kesinlikle çok iyi bir davranıştır.
     Oruç tutulurken ağda yapmak orucu bozmaz, herhangi bir şekilde herhangi bir şey yutulmadığı sürece oruç bozulmaz aslında. Tereddütte kalınan kısımlar da bu yutulma olaylarının ne olduğudur. Zira insan havada dolaşan tozlar dolayısıyla her gün binlerce farklı maddeyi bilmeden yutmaktadır. Ama elbette burada kilit nokta “bilmeden” kelimesidir.
   Ağda yapmak ise hiçbir şekilde bir tereddüt içermez. Çünkü içerisinde vücuda gıda alımı bulunmamaktadır.
0 notes
dogumgunumesajlari · 7 years
Text
ramazan ayının önemi ile ilgili sözler
Ramazan ayı ile ilgili sözler En Güzel Ramazanla ilgili Sözler, Ramazanla ilgili Sözler, Ramazan ayı ile ilgili güzel sözler Ramazan ayı ile ilgili sözler Rasulullah Efendimiz: Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız buyurmuştur.. Ramazan'da orucunu tutup da Şevval'den de altı gün tutan kimse bütün sene oruç tutmuş gibidir. (R. Salihin, 1259) Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur. Deylemi Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim Allah Teala yolunda bir gun oruc tutsa, Allah onunla ates arasına, genisligi sema ile arz arasini tutan bir hendek kilar." Tirmizi, Cihad 3, (1624). Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Birisi size sataşırsa, ona "Ben oruçluyum" deyin! Buhari islam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed"in O"nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe"ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. Tirmizi, İman 3, (2612) Ayında Kalpler imanla, Eller Gökyüzünde Duayla Huzurla Geçmelidir. Ramazanda Dertdi kederi Bir köşeye At Huzurla imanla Dolu mutlu 1 Ay Yaşa. Bütün Müminler Bu Ayda Şükür Etsinler Dua Etsinler 11 Ayın Sultanı Olan Ramazan Ayında iman tesinler istesinler. Mübarek Ramazan Ayı Geldi Sonunda Şimdi Hepimiz iman Yoluna. Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur. i.Ebiddünya Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu arasında hudut, sahur yemeğidir. (Müslim, 6, 60) islam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir. Müslim ramazan ayı insanların huzur bulacağı bir aydır. Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir. ibni Nasr Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur. Hakim Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir orucluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabi kadar sevap yazilir. Ustelik bu sebeple oruclunun seyabindan hicbir eksilme olmaz.'' Tirmizi, Savm 82, (807); Ibnu Mace, Siyam 45, (1746). Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur. Taberani Bir kadın Resulullah (sav)"a gelerek: "Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mani) arz oldu ne yapayım?" Efendimiz, "Ramazan"da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hacc gibidir" buyurdu. (Ebu Davud, Hacc 79, Tirmizi, Hacc 95) Allah yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü, Allahü teâlâ yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır. Müslim Bir rivayette de soyle buyrulmustur: "Oruc perdedir. Biriniz birgun oruc tutacak olursa kotu soz sarfetmesin, bagirip cagirmasin. Birisi kendisine yakisiksiz laf edecek veya kavga edecek olursa "ben orucluyum!'' desin (ve ona bulasmasin).'' Buhari, Savm 2, 9, Libas 78; Muslim,Siyam 164 (1151); Muvatta, Siyam 58, (1, 310); Ebu Davud, Savm 25 (2363); Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır. Müslim Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079) Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır. Deylemi Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cennette Reyyan denilen bir kapi vardir. Oradan sadece oruclular girer. Oruclular girdiler mi artik kapanir, kimse oradan giremez." Buhari, Savm 4, Bed'u'l- Halk 9; Muslim, Siyam 166, (1152); Nesai, Siyam 43, (4, 168); Tirmizi, Savm 55, (765). Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır Hatib Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur. (Tirmizi, Savm 53, (759); Ebu Davud, Savm 58, (2432) Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyuruyor ki: Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf söyleyecek veya onunla kavga edecek olursa, Ben oruçluyum, desin (ona bulaşmasın). Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler. (Müslim, Taharet 14, (223); Tirmizi, Salat 160, (214) Oruçlunun uykusu ibadettir. Susması tesbihtir, amelleri misliyle kabul edilir, duası makbuldür, günahı affedilir. buyuruyor Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz. Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildigim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün! (Tirmizi, Daavat 110, (3539) islam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed"in O"nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe"ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak. (Buhari, İman 1; Müslim, İman 22 ) Rasulullah Efendimizin : " Nice oruçlu insan vardır ki, orucundan nasibi sadece aç ve susuz kalmasıdır. Ve nice geceleri ibadetle geçiren vardır ki, bundan nasibi sadece uykusuz kalmasıdır." Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın) (Müslim, Sıyam 164, (1161) Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafindan (cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanin) her gecesinde olur." Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. (Tirmizi, Cihad 3, (1624) Hz. Enes Ibnu Malik radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ramazan ayi girmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mubarek aya girmis bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardir ki bin aydan hayirlidir. Bu gecenin hayir ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, butun hayirlardan mahrum kalmis gibidir. Onun hayri ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye haramdir." Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." (Tirmizi"nin rivayetinde şu ziyade var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz. (Tirmizi, Savm 5) Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir. Ebu Nuaym Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746) Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır. Nesai Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir. (Müslim, Sıyam 171, (1155); Tirmizi, Savm 26, (721) Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur. Buhari Zahmetsiz ganimet kışta tutulan oruçtur. (Tirmizi, Savm 74, (797) Ramazan orucunu tutup ölen kimse, Cennete girer. Deylemi Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. (Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27, (723) Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder. Deylemi Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. (Tirmizi, Cihâd 3, (1624) Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur. Taberani Resulullah (sav) vefat edinceye kadar Ramazanın son on gününde i"tikafa girer ve şöyle buyururdu: "Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın". (Müslim, İ"tikaf 5, (1172) Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur. Nesai Resulullah (sav) "Kadir gecesi Ramazan'ın neresinde? diye sorulmuştu. O, " Ramazanın tamamında!" diye cevap verdi. (Ebu Davud, Salat, 824, (1387) Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir. i.Mansur Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir. (Müslim, Müsafirin 174, (769); Ebu Davud, Salat 318, (1371); Tirmizi, Savm 83) Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır. ibni Ebiddünya Kişinin fitnesi ehlinde, malında, çocuğunda, nefsinde ve komşusundadır. Oruç, namaz, sadaka, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker bu fitneye kefaret olur! (Müslim, Fiten 17, (144), Tirmizi, Fiten 71, (2259)
0 notes
balkanrehberim · 7 years
Text
Mü’min, gündüzün yiğidi olmak için gecenin âbidi olmalıdır
Tumblr media
İki gün önce Üç Ayların başlangıcını müjdeleyen, Allah’ın rahmet ve mağfiretini hatırlatan Regaip kandilini idrak ettik. Bu mübarek ayların ve gecelerin önemi hakkında TİMEBALKAN’a röportaj veren Bursa Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Yüksek Lisans Öğrencisi Furkan Şaban, “Osmanlı döneminde İslam dinindeki büyük gecelerin olduğunu bildirmek için camiler kandillerle donatılırmış. Bu olayın maddi olarak görünen kısmı. Fakat bunun daha önemli bir anlamı, insanlar gecelerini ve hayatlarını ibadetlerle geçirseler onların da hayatları kandiller geceyi aydınlattığı gibi aydınlatıcı olacaktır. Ne güzel bir bakış açısı.” ifadelerini kullandı. TİMEBALKAN / Aydın DAVUD Üç Ayların İslam’daki önemi nedir? Her güzel işin başlangıcında En Güzel’in ismini zikretme sünnetiyle sözlerime başlamak istiyorum; Bismihî Teâlâ… Allah’ın en sevdiği kulu olan, fahr-i kainat Efendimiz Muhammed aleyhisselam’a, ailesine, ashabına ve onun yolunu takip edenlere de salat ve selam olsun. Gurbette olduğumuz bu kısa dünya hayatının sonunda bahtiyar olmak için hayatımıza katmamız gereken çok sayıda değer vardır. Bu değerlerin başında iman gelmektedir. Yüce Allah kullarının  kısa hayatlarını imanla geçirmeleri ve bu vesile ile ebedi hayatları olan ahiret hayatında kurtuluşa erenlerden olmaları için birçok fırsatlar sunmuştur. Bu fırsatların en önemlilerinden biri de kutsal/değerli zaman dilimleri olup “Üç Aylar”dır. 29 Mart Çarşamba günü itibariyle üç aylara girmiş bulunmaktayız. İki gece önce yani 30 Mart Perşembe akşamında da Regaip kandilini idrak ettik. Bu sebeple Rabbimize binlerce hamd ediyoruz. “Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır” duasıyla bildiğimiz gibi Üç Aylar, kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu ayların önemini şu noktaya değinerek daha iyi anlayacağımız kanaatindeyim. Bizi bizden daha iyi tanıyan Allah, bu sınav dünyasında bizlere O’nu tanımak, O’na götüren sırat-ı müstakimi bulmak için fırsatlar sunmuştur. Bu fırsatlar ibadetlerde en güzel şeklini almıştır. Kurban ibadetine baktığımızda, İbrahim ve İsmail (a.s)’ın kıssasını hatırlayarak Allah’a yakınlığımızı engelleyen yolları bulup onları Allah için feda etmemizi bizlerden istendiğini göreceğiz. Hac ibadetinde ırk, renk, dil ayırımı yapmaksızın birlik ve beraberliğimizin olması gerektiğini, zekat ile “mü’minler kardeştirler” ayetini kardeşine yardım etmekle tam anlamıyla yaşamayı bize hatırlatmaktadır. İbadetlere bizler bu açıdan baktığımızda kazananlardan oluruz.
Tumblr media
Furkan Şaban: “İnsan neyi arıyorsa onun değerindedir. Belki de Regaip kandiliyle bizler, neyin peşinde olduğumuzu kontrol etmeliyiz. Aradığımız şey dünya işleri mi yoksa ahirete bizimle beraber gelecek güzel ameller mi?” Üç Ayların fırsatlarından ve onları diğer aylardan üstün kılan husustan biri, müslümanın hayatındaki en büyük reçetesi, ilacı, lütf-u keremi Kur’an’dır. Çünkü Kur’an Ramazan ayında inmiştir. Kur’an, indiği kişiyi peygamber, geceyi Kadir gecesi, ayı Ramazan ve onu yaşayanı da cennetlik mirasçıları haline getirmiştir. İkinci önemli husus ise Kur’an’da “leyle-i Mübarek, leyle-i İsra ve leyle-i Kadir” gibi tanımlamalardan kazandığımız gecelerin önemidir. Herkesin bildiği gibi Yüce önderimiz Muhammed (s.a)’e peygamberlik görevinin bildirilmesi, gece olmuş ve Kur’an-ı Kerim gece nazil olmaya başlamıştır.  Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan semalara yapılan İsra ve Mirac yolculuğu da gece yapılmıştır.  Üç Aylardan olan Recep ayında bulunan Regaip ve İsra-Mirac geceleri, Şaban ayında Berat gecesi ve Ramazan ayında Kadir gecesi bu ayların önemini bizlere anlatmaktadır. Kur’an, Peygamber ve önemli gecelerden bahsettikten sonra şu sonuca varabiliriz: Mü’min, gündüzün yiğidi olmak için gecenin âbidi olmalıdır. Henüz gölgesini üzerimizde hissettiğimiz Regaip kandilinin önemine değinmek istiyorum. Recep ayının ilk Cuma gecesine Regaip kandili denir. Ramazanın gelişini hatırlatır bizlere. Kelime anlamı ise çokça rağbet edilen, değerli anlamındadır. Bu geceyi işittiğim zaman Mevlana’nın bir sözü aklıma gelir “Neyi arıyorsan, neyin peşindeysen, sen osun” diye. Evet insan neyi arıyorsa onun değerindedir. Belki de Regaip kandiliyle bizler, neyin peşinde olduğumuzu kontrol etmeliyiz. Aradığımız şey dünya işleri mi yoksa ahirete bizimle beraber gelecek güzel ameller mi? Bir Müslüman Üç Ayları nasıl değerlendirmeli, hangi ibadetlere yoğunlaşmalı? Bizler beşeriz. Hatalarımız çok. Nitekim Resulullah (s.a): “Her ademoğlu hata yapar. Hata edenlerin en hayırlısı da tövbe edenlerdir” buyurmaktadır. Bu yüzden bu aylarda hatalarımız için istiğfar dilememiz gerekmektedir. Arkadaşlarla konuştuğumuzda kabul olunmasını istediğim, dua şeklindeki söylediğim sözüm aklıma geldi “Allah bize feraset nasip etsin ve hata olup da hata olduklarını bilmediklerimizi görmemizi nasip etsin” diye. Kendimizle ilgili iyi bir muhasebe yapmamızın tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Bu muhasebenin nasıl yapılması gerektiğini de bize en güzel Kur’an ve Yaşayan Kur’an olan Resulullah (s.a) öğretiyor. Böylece Kur’an ve sünneti öğrenmeye çabalayıp hayatımızı ona göre inşa etmemiz gerekiyor. Bunu yapmanın yolu da ibadetlerle, iyilik ve güzelliklerle döşenmiş yoldur. Dostumuzun, arkadaşımızın gönlünü incitmemeye çalışmalıyız. Tabii ki gönüllere değinmek için, kendi gönlümüzü uyandırmamız gerek. Farz ibadetlerimize çok dikkat etmeliyiz. Çünkü farz ibadetler İslam evinin temelidir. Ayrıca nafile ibadetlerimizi de çoğaltmalıyız. Nitekim Resulullah (s.a)’ın Şa’ban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim diye Aişe validemiz rivayet etmektedir. İşte Üç Ayların bu güzel işleri yapmak için vesile olmasını ümit ediyorum. Osmanlı Medeniyeti döneminde Üç Aylar nasıl karşılanır ve gelenekleri nelerdir? Osmanlı medeniyeti gerçekten İslam alemine hizmet etmiş, çok büyük ve güzel miraslar bırakmıştır. Bunu kitaplardan okudukça ve Türkiye’de farklı tarihi mekanları gördükçe idrak etmekteyim. Bu zenginliği ibadetlere verdikleri önemde de görmekteyim. Bunları anlatmaya vaktimiz yetmez fakat sadece birkaç örnek vermek istiyorum. Herkesin bildiği gibi büyük gecelerde Kur’an ziyafeti, mukabele, mevlid-i şerif, ilahiler büyük geceleri güzelleştirmişlerdir. Osmanlı aynı zamanda bir vakıf medeniyeti olması nedeniyle sadece bu üç aylarda fakir, gariplere yemek ziyafetleri ve giyim eşya hizmet sunan vakıflar vardı. Üç Aylar’da bulunan büyük geceler için kullandıkları “kandil” tabirini anlatmakla yetinmek istiyorum. Osmanlı döneminde İslam dinindeki büyük gecelerin olduğunu bildirmek için camiler kandillerle donatılırmış. Bu olayın maddi olarak görünen kısmı. Fakat bunun daha önemli bir anlamı, insanlar gecelerini ve hayatlarını ibadetlerle geçirseler onların da hayatları kandiller geceyi aydınlattığı gibi aydınlatıcı olacaktır. Ne güzel bir bakış açısı.
Tumblr media
Furkan Şaban: “Ramazan’ı Üsküp’te geçirmenin tarif edilmez bir tadı olduğunu itiraf etmeliyim” Balkanlar ve özellikle Makedonya’da Üç Aylarda Müslümanlar arasında ne gibi adetler bulunmakta? Evlad-ı Fatihan olan Balkan topraklarında, aynı zamanda kalbi konumunda olan Makedonya’daki Müslümanların, genelde İslam medeniyetini, özelde ise Osmanlı geleneğini unutmadığını görmek bizi mutlu ediyor. Bunu hem mimari yapılarında hem de yaşadığımız kültürde görmekteyiz. Üç Ayların başlaması, Ramazan’ın yaklaştığının bir habercisi olarak idrak edilmekte, Ramazan’a hazırlıklar yapılmaktadır. Bu hazırlıklar kandil gecelerinin camilerde kutlanması, özellikle Şaban ayında oruç tutulmasıdır. Ramazan’ı Üsküp’te geçirmenin tarif edilmez bir tadı olduğunu itiraf etmeliyim. Çünkü gündüzleri Müslüman bölgelerde çoğu dükkanın kapalı olması, camilerde hafızlar tarafından mukabele okunması, teravihten önce vaazlar, ekmeğimizi akraba, arkadaş ve fakirlerle paylaşmamız gibi sayamadığım güzellikler vardır. Değindiğim noktalar Balkanların diğer şehirlerinde de vardır. Bu hisleri yaşamak isteyenler bizzat Balkan ülkelerini, şehirlerini ziyaret etmeleri gerekmektedir. Buradan herkese kapımızın açık olduğunu söylemek istiyorum. Günümüzde Üç Ayları ihya edemememizin nedenleri neler olabilir? Sorduğunuzu soruyu “Günümüzde Müslümanlar  ibadet konusunda niye gevşek davranmaktalar?” diye genelleştirebiliriz. Nedenler çok fazla olabilir, fakat benim düşünceme göre bakmamız gereken nokta problemler değil onların kaynaklarıdır. Bunu yaptığımız takdirde problemi kökünden çözmeye ilk adım atmış oluruz. En önemli nedene gelince, Allah’ı gerektiği şekilde idrak edememiş olmamızdır. Allah’ın bizi her zaman gördüğüne (el Basir), işittiğine (Es Semi’), kullarını en fazla seven ve sevilmeye en layık olan (el Vedud) ve daha zikredemediğim Allah’ın güzel isimlerini iyice idrak eden insan gerçekten bu dünyada sıkıntılar başına gelse veya büyük sorumluluklar ona verilse bile O’nun istediği gibi davranacağına inanmaktayım. Böylece O’nun istediği gibi davranan insanın hayatı ibadet olur. Günümüz olaylarını ele alacak olursak Türkiye ve Balkanlarda yaşayan Müslümanlar ne gibi duruş sergilemelidir? Son zamanlarda Müslümanlara karşı dünyanın birçok yerinde baskı yapıldığını görmekteyiz. Şahsi görüşüm müslümanların uyanmalarını hazmedememelerinden dolayıdır. Bu tabloyu hepimizin görmesi gerekiyor. Özellikle biz gençler bunu gördüğümüzde, bizim daha fazla çalışmamız, bilinçlenmemiz gerektiğini ve doğru yolda ilerlememiz gerektiğinin önemini çok daha iyi anlayacağız.
Tumblr media
Furkan Şaban: “Bu dönemin de sahabileri vardır elbet. Neden aday olanlardan olmayalım” Konu buraya gelmişken şu noktayı da vurgulamak istiyorum. Çağımızın hastalıklarından, örnek şahsiyet alacağımız kişilerin kim olması gerektiği problemini de görmemiz gerekiyor. Çünkü örnek aldığımız insanların düşüncelerine göre bizim dünyamız şekilleniyor. Bizim kafa karışıklığımızdan dolayı filmler ve dizilerdeki aktörler, spor oyuncuları gibi kişiler bu boşluğu farkında olmadan doldurmaktalar. Bu yüzden bu Üç Ayları fırsat bilerek ve bu mübarek aylarda meydana gelen bütün olayların kahramanı sevgili Peygamberimiz (s.a)’i hatırlamamız, daha iyi tanımaya yönelik adımlar atmalıyız ki biz de çevremizdeki insanlar için güzel örnek olalım. Bu dönemin de sahabileri vardır elbet. Neden aday olanlardan olmayalım. Lisans eğitiminizi Bursa’da tamamladınız ve şimdi yüksek lisansa devam etmektesiniz. Bursa ve Üsküpte’ki müslümanların durumunu müşahade etme fırsatı bulduğunuz için bu iki şehrin müslümanları hakkında bilgi verebilir misiniz? Bursa gibi tarihi bir şehirde öğrenci olduğum için şanslıyım. Doğma büyüme Üsküplü olmam ve Yahya Kemal Beyatlı’nın “Üsküp ki Şar Dağ’ında devâmıydı Bursa’nın” sözlerinde söylediği gibi Üsküp, Bursa’nın devamı olduğundan dolayı hiçbir konuda yabancılık çekmedim. Fakat her yerin tabii ki farklı özellikleri, artısı eksisi vardır. Şimdiye kadar gözlemlediğime göre bu iki güzel şehrin insanları dinini, kültürünü seven insanlardır. Kendi geçmişini unutmamış ve tarihine göre geleceğini inşa etmek arzusuyla hayatlarını devam etmekte olduklarını söyleyebilirim. Kaynak: http://timebalkan.com Click to Post
0 notes