Tumgik
#silinirsin
1sevimkilinc · 1 year
Text
hepimiz hikayenin sonunda herkesleşmeyecek birini arıyoruz.
111 notes · View notes
angelslips7 · 8 hours
Text
Bir 'en yakın arkadaşım' daha beni listesinden silmiş... doğruları söylersen silinirsin işte böyle...
3 notes · View notes
tavandakibeyazdinozor · 5 months
Text
Herkes mi gider hep mi tek kalemde silinirsin neden demekten yorulmaz mı insan hiç hiç mi tanımadınız beni yazmaktan anlatmaktan korktunuz mu içinizi dökmek sizi yordu mu hep kesik cümlelerle anlatmak burada beni çok yordu uzun uzun da kafam almıyor anlamsız gelir karışıklık düzgün olan bir taraf yok sorgusuz
2 notes · View notes
karanfilsblog · 2 years
Text
Önce yazılırsın silik kalemle sonra silinirsin pislenmiş silgileriyle..
29 notes · View notes
startofthenight · 2 years
Text
Seni kalbime tükenmez kalemle yazmışım silinmesi imkansız, sadece dakstille üstünü kapatabilirsin ama muhakkak bir iz kalır. Yani kalbimden anca başka biriyle silinirsin ama illaki izin kalır şuanlık başka biri olamıyacağına göre bu biraz zor gibi.
5 notes · View notes
menemennpastirma · 2 years
Video
youtube
Meltem Bayram - Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber (Senden Ziyade)
Sözleri: Ela gözlerini sevdiğim dilber Ela gözlerini sevdiğim dilber Ben güzel görmedim senden ziyade Senden ziyade
Bilmem melek misin gökten mi indin Ben melek görmedim senden ziyade Bilmem melek misin gökten mi indin Ben melek görmedim senden ziyade
Kara bağrım ezik ne salınırsın Kara bağrım ezik ne salınırsın Cevahir pas tutmaz ne silinirsin Ne silinirsin
Baktıkça gözüme hoş görünürsün Bugün güzelliğin dünden ziyade Baktıkça gözüme hoş görünürsün Bugün güzelliğin dünden ziyade
Karacoğlan der ki, bakın halıma Karacoğlan der ki, bakın halıma Çok bekledim, yar gelmedi yanıma Hey can yanıma
Bir canım var feda olsun yoluna Daha ne istersin candan ziyade Bir canım var feda olsun yoluna Daha ne istersin candan ziyade
#müzik #şarkı #türkü #canlı #akustik #saz #bağlama #meltembayram #elagözlerinisevdiğimdilber #sendenziyade
(Kaynak: https://youtu.be/0TydcdGU7pE)
0 notes
kimsegormezkibeni · 2 years
Text
Peki neden insanların kalbini kıran, ruhlarını öldüren insanlar hapishaneye girmiyor. Bir insanı fiziksel olarak öldürmekten daha fazla acıldığı kesin. Fiziksel olarak ölsen bu dünyadan silinirsin ama ruhen ölmek, o çok farklı bir acı. Hala bu dünyada yaşamaya devam ediyorsun en acı verici şey o...
//garipbirkız\\
8 notes · View notes
kapattikcanim · 3 years
Text
"Bak karşı taraf yunan adaları, her zaman görünmüyorlar" demiştin. Bugün yunan adaları rahatça seçilebiliyor denizin sonunda. Gel sen de izle. Bu aralar çok sıcak diye yakınmıştın. Bugün biraz esiyor. Gel bir bak istersen. Markette istediğin kahve kalmamıştı. Bugün yenilemişler bütün ürünleri. Gel iç istersen. Gel de bütün eksikliklerin telafisini yapayım sana. Dalgalar bile sayısızca tekrar ediyor adını. İstanbul seni aramaz. İstanbul'a şiir çok, aşık çok, seveni çok. İstanbul eksikliğinde yaralanmaz. Ben kanar oldum artık durduğum yerde. Ben nankör değilim, kibirli de değilim. Bak ben ararım seni. Sevildiğin yerde değil de silindiğin yerde durmak gibi bir isteğin vardı hep. Hiç unutulmak istemezsin. Unutulduğunu hissettiğinde, kendini hatırlatıp gidersin. Kaybolursam peşimden gelemezsin. Ben cevabını bil istemezsem her sorundan elin boş dönersin. Sen gitme diye cevapladım hepsini. Gitmenden korkmazsam bu dalgalardan da silinirsin
14 notes · View notes
siyahbeyazbiradam · 2 years
Text
Gün gelir kuru dudağından isimleri teker teker silmeye başlarsın bu hayatın kuralıdır silemezsen silinirsin .
3 notes · View notes
Text
Ve sen uzanır kalırsın öylece
Susar, gözyaşlarını akıtırsın sessizce
Arar, durursun kalbinle çaresizce
Solar, silinirsin bu hayattan
Belirir, kesifleşirsin ahirete.
Anlamını yitirir günler, sevgiler nefretler
Hisler kaybolur, her önemli şey önemsizleşir
Gitmektense kalmak niye?
Yenilmek her şeye ve herkese
Zaferleri ve herşeyi onlara bırakmak
Gitmek her bencil, samimiyetsizi arkada bırakmak
Derin bir nefes almak ahiretten.
Dilrâh
Tumblr media
16 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
- Ona ne oldu?
+ Unutuldu. Yaşayanların dünyasında seni hatırlayan kimse kalmayınca bu dünyadan da silinirsin.
380 notes · View notes
1sevimkilinc · 2 years
Text
inan, yeniden başlamak hiç zor değil.
116 notes · View notes
sakin-amadengesiz · 4 years
Text
Tumblr media
-Koca bir şehir ve içindeki küçücük sen. Ne kadar zor. O kocaman şehirde kendini aramak. Ama arayıp bulmak zorundasın. Çünkü aramazsan bulmazsan daha fazla ezilir ve tamamen o şehirden silinirsin.
🐞
5 notes · View notes
masumcetin · 5 years
Photo
Tumblr media
Hatırlamıyorum, hiç unutmadım çünkü
—————————————————————— Karin Karakaşlı ———————
Yaşandığı ânın yakıcılığından arınmış, hani lavken kül olmuş bir hayat parçacığıdır anı ——————————————————————
Derler ki, uykuya dalmadan önce son düşündüğünle, sabah gözünü açtığında ilk hatırladığın meramındır. Esasın… Uykuya çok zor teslim olurum ama o an geldiğinde mutlaka bir hayale sığınıyorumdur. Sadece kendim için uydurduğum bir hikâyeye. Olmayı istediğim yerde, olmayı istediğim halde, olmayı istediğim kişilerle. Kendi seçtiğim hayat ihtimalinde. Sabah uyandığımdaysa parmakların arasından su gibi kayan bir rüyanın peşindeyimdir genelde. Rüya dediysem, hayatta korktuğum ne varsa, bilinçaltımın sinsi bir oyunu olarak karşımda bulduğum şeyin adıdır genelde. Yaşamaktan korktuğun şeyleri rüya niyetine gördüğünde, nihayetinde bütün korkularını korkmuş oluyorsun. Deli cesaretinin kısa tarifi böyle bir şey. Son düşündüğüm bir hayal, ilk hatırladığım bir rüya… Anı ve rüyanın o tuhaf dansı eşliğinde akıyor hayatım. Bazen bir rüyayı zihnine kaydetmek için gerçek bir anınmış gibi çaba harcaman gerekir. Bazen de hayatının anılarını silik rüyalar gibi hatırlarsın. Eksiklik duygusuyla. Neresinden büksen çembere oturmayan bir çıkıntılıkla. Sonunda şöyle düşünürüm hep. Anılar da benim rüyalar da. Rüya gibi anılar, anı gibi rüyalar da.
Hafızanın girdaplı diyarında
Unutmanın ve hatırlamanın gizemli ülkesi hafıza hep büyüledi beni. Büyünün içinde hayranlık da var, korku da. Bir kez efsunlanınca, peşinden gidersin o bitmeyen keçi yolunun. Kimi zaman dehliz ve sarnıçlara, kimi zaman bitimsiz merdivenlere dönüşür yol. Yerin yedi kat zifirî dibi de yıldızlı göğün altı da senindir. Lapis okyanus senin, perili orman senin, kum fırtınalı çöl ve o dingin bozkır senin.
Yaşadığımızla anımızın o garip ilişkisi, nam-ı diğer hafızanın küçük oyunları insanlık tarihi boyunca çözdükçe akla dolanan bir bilmece oldu. Antik Yunan’da insanın algı sınırlarını aşan her şeye olduğu gibi hafızaya da tanrısal bir rol biçilmişti. Yunan mitolojisinde bellek tanrıçası Mnemosyne, Gaia ile Uranos'un Titan adı verilen on iki çocuğundan biriydi. Dilleri ve kelimeleri icat ettiği kabul edilse de asıl sözlü edebiyatın temsilcisi olarak ortaya çıktı. Bu sözlü geleneğe bağlı ozanların koruyucusu ve ilham perisi olan Müzler de (Dokuz Musalar), Mnemosyne'nin Zeus'tan olma kızlarıydı. Müzler; şiiri, müziği, astronomiyi, tarihi, dansı, destanı, tragedya ve komedyaları ilham ederdi. Tıpkı anneleri gibi onlar da her şeyi olduğu gibi kaydeder ve tastamam hatırlardı. Ne de olsa dünya o zaman daha yekpâre, hayat daha bütündü.
İki nehir iki tercih
Bu bağlamda en ilginç hikâyelerden biri de yeraltı dünyası Hades’te sularından içene her şeyi unutturan Lethe nehri ile insana her şeyi hatırlama gücü veren Mnemosyne nehrininkidir.
Yunancada unutkanlık ya da gizleme anlamlarına gelen Lethe, ile hafıza anlamındaki “mneme” sözcüğünden türeyen Mnemosyne, insana Antik Yunan’ın farklı inanç sistemleri uyarınca iki seçenek dayatır. Lethe’nin suyundan içenler, geçmiş fani hayatlarına dair her şeyi unutur. Mnemosyne’nin suyunu içenlerse her şeyi hatırlayarak mutlak bilgiye kavuşur.  
Zıt anlamlı kelimeler genellikle karşıt iki kutup olarak dururken, hatırlamak ve unutmak söz konusu olduğunda paranın iki yüzü gelir aklıma. Hatırlamak ve unutmak tıpkı Lethe ve Mnemosyne nehirleri gibi birbirini çağırır. Biri “Hatırladın mı?” dediğinde, “Unutmadın değil mi?” diye de sormuş olur. O yüzden “Hatırladın mı?” sorusunu soranın tek beklediği, dilediği yanıt “Hiç unutmadım ki” dir. Öyle ya, hatırlamak için önce unutmuş olmak gerekir.
Bazen sen hatırlamayı seçersin, bazen de hatıran seni seçer. Eski bir sen’e dalmak özgür iradenle karar verdiğin bir eylemse, aslında anının ağırlığından kurtulmuşsun demektir. Yaşandığı ânın yakıcılığından arınmış, hani lavken kül olmuş bir hayat parçacığıdır anı. Güvenlikli bir mesafeden ona bakabilmenin rahatlığına sahipsindir.
Ama hafıza asla bu konforlu alanla yetinmez. Çoğu kez anılara gafil avlanırsın. Hatırlamayı seçmemişken, ihtimal ondan bucak bucak kaçmışken, ihmal hatta inkâr edilmişliğinin intikamını almaya yeminli bir anı bir anda sinsice kıstırır ruhunu. Çağrışımlarla ve duyularının oyunuyla çıkagelir. Bir koku, bir tad, bir şarkı, bir söz, gözünün önünde beliren hiç çekilmemiş bir fotoğrafla. İnce sızıyla gelir anı. Muhatabı kalmamış hikâyesiyle. “Neyin var?” sorusuna verilecek upuzun bir “Hiiiiç”le. Hiçbir şeyin yoktur, anlatamadığın bir anıdan öte.
Unutma değil unutama
Kendine yoldaş ararsın. Şu iç kanamaya bir yâren. Zamana direnen, her kuşağa kendini yeniden kaydeden şarkısıyla Esmeray gelir mesela imdadına. Unutama beni der. Unutma beni değil, unutama beni. İstesen de azmetsen de unutmak gelmesin elinden. Yenil hafızana. O korunaklı, o riyakâr surların yıkılsın. Hortlak anılar ruhuna tırmansın. Nefes alama. Soluksuzluğunda hatırla beni. Beni hatırla. Öyle bir hatırla ki unutmak mümkün olmasın bir daha.
Usul usul söyler Esmeray şarkısını. Hece hece. Feleğin çemberinden geçmiş ama halen salıncakta sallanan bir kadının serzenişiyle.
Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım Unutma beni, unutama beni Gözünden damlayamayan gözyaşın olayım Unutma beni, unutama beni Gölgen gibi adım adım Her solukta benim adım Ben nasıl ki unutmadım Sen de unutma beni, unutama beni 
Unutma beni unutama beni hem bir yakarış hem bir bedduadır. İzinin kalmasını isteme, yaşananın hakkını talep ediştir. Çünkü biri unutursa, silinirsin. Toza dönmekse toprağa karışmaya benzemez. Yok sayıldığında ölemezsin. Yasın tutulmaz çünkü varlığın inkâr edilmiştir.
Allah biliyor, üzerimde zaman zaman tahakküm kurmayı deneyen, kurtulmayı istediğim çok anım var. Ama hani, hafızamdan sırf bu anıların kaydını silmeyi önerseler, duygusundan olmaya razı gelir miyim şu anıların, inanın bilemiyorum. Acıyla öğreniriz en çok. Çentik çentik hatalardan. Bile bile kanışlardan. Bir türlü taşmayan son damladan. Neden sonra yaşananın, yaşatılanın ham duygusuyla ödeşip hayat bilgisini kaydeder hale gelebildiğimizde, hafıza işlevini tamamlamış olur. Şimdi tevekküllü acıdır artık elimizdeki. Öğreten ve şifalandırandır. Tıpkı o şarkıdaki gibi.
Bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca Unutma beni, unutama beni Ayrılığın acısını kalbinde duyunca Unutma beni, unutama beni Sevişirken, öpüşürken Yapayalnız dolaşırken Unutmaya çalışırken Unutama beni, unutama beni 
Bakmayın hafızanın da insafa geldiği zamanlar vardır. Hafıza bazen bizi bizden korur. Büyük travma ve kazalar sonrası ya da ağır bir sarhoşlukta hat kopar ve bir yerden sonrasını hatırlamayız. Çok fena iz bırakacağını hissettiğim konuşmaları, o konuşma sırasında bile bile unuturum ben. Ama geriye mutlaka duygusu kalır. O duyguyla takip ederim tarihimi.
Ülke tarihinin unutturma üzerine kurulu olduğu bizim gibi topraklarda toplumsal hafıza, delirmemizi önleyen sigortadır. Kimin ne uğruna öldüğünü, kim tarafından öldürüldüğünü, nelerin mükerrer olarak yaşatıldığını kaydeder. Hem kendi hem de sonraki kuşaklar için. Çünkü hakikate hep ihtiyaç vardır. Anılara eşlik eden o duygu, hakikatin de adıdır. Ve hafıza gayrı resmi tarih kaydıdır.
Hakikatinize ve adalet duygunuza kastedildiğinde, elinizde kalan tek seçenek, kimi zaman sığınağınız kimi zaman cehenneminiz olan o hafızanıza sahip çıkmaktır. Böyle olsun istedim. Hafıza eşliğinde upuzun bir yolculuğa çıkmayı. Şarkılar, filmler, anılar, kuramlar, resmî tarih anlatıları, sözlü tarih kayıtları, bir ninenin ağıdı, güngörmüş bir beyefendinin hatıratı, varlığı, sesi, sözü düzen tarafından reddedilmişin haykırışı, beş yaşında bir çocuğun “Ben hayatımda böyle bir şey görmedim” şeklindeki o gülümseten isyanı eşliğinde hatırlamayı. Ben bunu nasıl unuturum sorusuyla hafızanın çatlaklarında dolanmayı. Dağıla dağıla tamamlanmayı. Hani Turgut Uyar’ın dizesidir: “Sonradan en güzel unuttukları olacak anları dolduruyorlardı.”  O doldurulmuş anların hakkını arıyorum. Var mısınız fıçıları kırmaya?..
Tumblr media
Karin Karakaşlı, Hatırlamıyorum, hiç unutmadım çünkü (P24) 19 Eylül 2019 Fotoğraf: Julio Medem’in 1998 yapımı, “Los amantes del Círculo Polar” (Kutup Çizgisi Aşıkları) filminden, (Najwa Nimri & Fele Martínez). 
youtube
64 notes · View notes
bbellium · 4 years
Text
Sen ten rengi oje gibisin her kıyafetle gider temiz gözükür günü kurtarır kolay silinirsin
Ama o bordo renkli oje gibidir sürmesi zor her şeyle gitmez kolay silinmez izi kalır ama vazgeçemezsin çünkü çok güzel durur
16 notes · View notes
sizofrenikafalar · 5 years
Text
Nasıl silinirsin benliğimden?
22 notes · View notes