velespitligezgin
velespitligezgin
Velespitli Gezgin
53 posts
Seyahat, Bisiklet, Blogger, Gezgin
Don't wanna be here? Send us removal request.
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Bir Aktarma Noktası: Brüksel
Malum, Noel zamanı Avrupa’da her yer bir masal kitabından fırlamış gibi, biliyorum hep ister bizim kız 🙂 Beraber izlediğimiz filmlerdeki görüntüleri bu yıl beraber yakalamak istedim ben de!
Daha 2017 Ramazan Bayramı’ydı. Türk Hava Yolları ‘nın uygun bilet fiyatlarını görünce dayanamadım. Berna’ya sürpriz aldım biletleri! Böyle bir fırsat çıkınca duramazdık yerimizde. 1 Ocak tatilinin pazartesiye gelmesiyle 3 gün olsa da, biraz da yıllık izin alarak 6 günlük bir serüven olacaktı bizler için 😍
Lafı çok uzatmadan rotamızdan bahsedeyim. İlk durak, Brüksel. Sonra sırasıyla Amsterdam, Rotterdam, Antwerpen, Ghent! Vee yola çıkışımızın asıl sebebi: Brugge 🌟
Gelin şimdi bu şehirleri kışın gezmenin heyecanı akıllarda, Brüksel’i detaylıca inceleyelim.
1. BRÜKSEL HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER ​Brüksel’in kelime anlamı bataklıktaki şehir, kentin tarihinde bulunduğu yerin bataklık olmasına dayanıyor şehrin ismi de..
Belçika’nın başkenti Brüksel’e ilk keşfimi Interrail turum sırasında yapmıştım. Şehre ayak bastığınızda çok dillilik biraz kafa karıştırmıyor değil 🤓 Fransızca, Flemenkçe, ve Almanca olarak üç resmi dil kullanılıyor. Nüfusun %80’i Fransızca konuşuyor %20’si Felemenkçe konuşuyor. Aslında bir Flaman şehri olmasına rağmen, bir Flaman denizinin ortasında olan Fransız adası gibi, geldiğinizde demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız🙈 Tabelalarda da Flemenkçe ve Fransızca yönlendirmeler yer alıyor, anonslar her üç dilde de yapılıyor.
Belçika, Hollanda ve Luxemburg halklarının ve üretilen malların serbest dolaşımı için 1944’te sınırlarını kaldırmış ve ticari bir işbirliğine girmişler. Bölgenin adı da ülkelerin ingilizce adlarının ilk iki-üç harflerinden oluşan “Benelux” olmuş. Tabii ki bu akıllıca süreç zaman içinde işbirliğini ticari alanların dışında da geliştirmiş. Tatil programlarında bile Brüksel, Amsterdam ve ülke adıyla aynı ismi taşıyan Lüksemburg şehirlerini Benelux Rotası olarak görebilirsiniz. Tur tatillerini seviyorsanız Benelux turuna Paris’i de ekleyen Benelux-Paris turlarını öneririz! 🌬
2. BRÜKSEL’DE GEZİLECEK YERLER​ Belçika’daki masalsı küçük kasabalar hep beni heyecanlandırmıştır. Brüksel’i hayallerimin aksine fazla kozmopolit oluşundan sanırım, pek sevemedim. Yine de Brüksel oldukça ışıltılı bir şehir hele bizim gibi yıl sonunda buradaysanız🎄 Biraz araştırınca görülüyor ki aslında bu şehir yıl boyu ışıl ışıl! İki nedeni var:
İlki tabii özellikle kışın erkenden kararan hava! Yeni yıl kutlamalarında akşam daha 16:00 sularında hava kararmış, süslemeler ve yeni yıl ışıkları her yeri süslüyordu🌟
Bu ihtiyaçla çok bağlantılı bir diğer neden ise Brüksel’in İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’dan uzun yıllar boyunca savaş tazminatı olarak almış olduğu elektrik. Şehrin bütün büyük cadde ve sokakları bu nedenle aydınlatılmış durumda.
‘Brüksel Gezilecek Yerler‘ linkine tıklayarak detaylara ulaşabilirsiniz.
3. BRÜKSEL NEREDEDİR? Brüksel, Atlas Okyanusu’na kıyısı olan Belçika’nın başkentidir. Ülke 3 federal bölgeden oluşuyor ve Brüksel, Belçika bölgesinde, Charleroi ve Willebroek kanalllarının kesişiminde konumlanmış durumda.
Yazının başında belirttiğim gibi Brüksel tam bir aktarma noktası, bağlantı merkezi: Amsterdam, Paris ve Lüxemburg’a oldukça kısa mesafelerde yer alıyor. Neredeyse hepsine 2 saatte ulaşabiliyorsunuz. Biz Brüksel’den Amsterdam’a 2 saat 45 dakika süren bir yolculukla vardık. Tabi ki bu yolculukta tercihimiz FlixBus 🚍 oldu. Biletler kişi başı 11€. Dediğim gibi ulaşım hem kolay hem de fiyatlar uygun. Brüksel uçuşları da diğer şehirlere nispeten daha uygun. Bu sebeple yakınlarında görmek istediğiniz yerler varsa Brüksel’i bir ara nokta olarak kullanıp bir gün de bu şehri gezebilirsiniz. Biz Türk Hava Yolları’ndan aldığımız biletlere git-gel kişi başı 700₺ ödedik.
4. BRÜKSEL’E NE ZAMAN GİDİLİR? ​Hollanda ve Fransa arasında kalan Belçika’da hava koşulları, özellikle kışın, bize kıyasla daha keskin ve soğuk. Buradan yola çıkarak tabi ki ideal mevsimi Haziran-Eylül ayları diyebiliriz. Ama biz 2016’da başladığımız kış rotalarına burayı da ekledik. Yaz gezmelerinin güzel yanları var tabi ki, lakin bize kış gezmeleri hep daha güzel ☃️
Hangi mevsimde gidersek gidelim yağmurluk veya şemsiye bulundurmak şart. Türkiye’den daha kuzeyde olduğu için daha keskin bir soğuğu olduğunu göz önünde bulundurun ve hava durumuna bakmadan bavulunuzu hazırlamayın!☔️
NOT: Aralık-Şubat aylarında içlik giymeden dolaşmak neredeyse imkansız diyebilirim. Ayrıca iyi bir eldiven ve atkı, bere de şart! 🧦🧤
5. BRÜKSEL’E NASIL GİDİLİR? Avrupa’nın en önemli şehirlerinden biri olan Belçika’nın başkenti Brüksel’e hemen hemen tüm büyük hava yolu şirketleri uçuş düzenlemektedir. Uçuşlar genel olarak Brüksel’de bulunan Brüksel Havaalan(BRU)’ndan ve low-cost-carrier şirketlerin uçtuğu Charleroi Havalanı(CRL) üzerinden gerçekleşiyor.
Bu arada yukarıda da bahsettiğim gibi, Brüksel’e çevre ülkelerden trenle de oldukça rahat ve hızlı bir şekilde gelebilirsiniz. Üstelik kaliteli ve hızlı bir tren ağına sahip olan Belçika’da tren yolculuğu zaman zaman uçak yolculuğundan bile rahat! Brüksel’den Paris, hızlı tren ile 1 saat 30 dakika sürerken, Amsterdam yolcuğu ise 2 saat sürüyor.
6. BRÜKSEL’DE NEREDE KALINIR? ​Yılbaşı yaklaşırken birçok insan Belçika’nın küçük masalsı şehirlerine akın ediyor: Brugge, Antwerp, Gent, Leuven, Mechelen…
Tatil zamanı nedeniyle hotel/hosteller çoğunlukla %100 doluluk oranına ulaşmış durumda. Şehir küçük olduğu için nerede kalırsanız kalın, merkeze yakın konumundasınız. Ancak siz de bizim gibi gezip görülecek yerlere yürüme mesafesinde olmak istiyorsanız konumu tam anlamıyla mükemmel olan Hotel Saint Nicolas ‘ı tercih edebilirsiniz. 1 gece 2 kişi için 89€ ödedik. Yine ibis, Novotel, Marriott, Golden Palace merkezde gördüğümüz oteller. Booking.com rezevasyonları için tıktık!
​Bunun dışında da hostellerde kalabilir, AirBnb ‘den ev kiralayabilirsiniz. ​ AirBnb önerilerimiz için tıktık!
7. BRÜKSEL HAVAALANI/ŞEHİR İÇİ ULAŞIM​ Brüksel de birçok Avrupa şehri gibi gelişmiş bir toplu taşıma ağına sahip. Şehir içinde gitmek istediğiniz bir çok yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Şehrin büyük kısmını yürüyerek gezebileceğiniz için harita en büyük kurtarıcı. Şehre iner inmez harita almanızı şiddetle tavsiye ediyorum bu sebeple!
Ancak toplu ulaşım kullanacağım derseniz de hızlıca kavranabilen rahat bir ağ mevcut. Aşağıda detaylandırdım. Öncelikle, havaalanından Brüksel şehir merkezine gelecekler için yazalım. Yukarıda da bahsettiğim gibi şehirde 2 havaalanı bulunuyor:
Brüksel Havaalanı (BRU) ​Brüksel’in en büyük havaalanı olup, genelde uluslararası uçuşlar buradan sağlanıyor. Şehrin 11 km kuzeydoğusunda bulunan havaalanından şehir merkezine ulaşımda bir çok seçenek mevcut: Tren, otobüs ve taksi.
Şehir merkezine yani merkez tren istasyonuna gitmek istiyorsanız, havaalanından trene -1 katından bindikten 2 durak sonra inmeniz gerekiyor. İlk durak Brüksel North, ikinci durak ise Brüksel Central. 15 dakika gibi bir sürede merkez tren istasyonuna gitmiş oluyorsunuz.
Biz bilet gişesinden standart bilet almak üzereyken çok avantajlı ‘Go Pass 10‘ bilet seçeceğini farkettik!🚉 Tabi ki tercihimizi Go Pass oldu.
Nedir bu Go Pass peki? Belçika içinde herhangi bir yerden farklı bir yere trenle giderken kullanabileceğiniz bir bilet seçeneği. Kişiye özel değil ve 10 kez trende kullanım hakkınız var. 26 yaşının altında olmak gerekiyor ama bu konuda bir kontrol de göremedik. Biz iki kişi tek ‘Go Pass 10’ almayı tercih ettik. Sadece Brüksel merkezden havaalanına gidiş geliş kişi başı 17.5€ tutuyordu. Antwerpen, Ghent, Brugge gibi şehirlere giderken de kullanabileceğimiz Go Pass 10 biletini 52€ ödeyerek aldık.
Havaalanından trenle şehir merkezine gitmek ve Go Pass için şart olan Diabolotoeslag biletlerinden almamız gerekti. Bu bileti hem havaalanından çıkarken hem de havaalanına girerken almanız gerekiyor. Nedenini sorduğumuzda ise havaalanının özel bir şirket tarafından işletildiği ve böyle bir gelir aldığıydı. Havaalanından çıkarken kişi başı 5.2€, girişte ise 5.3€ ödedik. Kısaca toplamda 53.40€ kazançlı olduk. Nasıl mı oldu? İzlediğimiz Belçika rotası şu şekildeydi:
Brüksel Airport – Brüksel Central 8.90€ Antwerp – Gent Sint Pieters 9.80€ Gent Sint Pieters – Brugge 6.70€ Brugge – Leuven 18.10€ Leuven – Brüksel Airport 9.20€
Go Pass almadan yukarıdaki rotayı izleseydik iki kişi için 105.40€ verecektik. Ama biz toplamda iki kişi 52€ ödeyerek gezmiş olduk.
NOT: Brüksel’den Amsterdam’a, Amsterdam’dan Rotterdam’a ve Rottterdam’dan Antwerp’e ulaşımı FlixBus otobüsleri ile sağladık. Otobüs ulaşımı trenden kat kat ucuza gelmiş oldu.
​Charleroi Havaalanı (CRL) ​Genellikle ucuz uçuş imkanı sunan hava yolları buraya seferler düzenliyor: Ryanair, Wizzair, Pegasus vb. Bu havaalanından da tren, otobüs ya da taksi ile şehir merkezine kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Havaalanı treni, geliş terminalinin altındaki -1 katından kalkıyor ve 20-25 dakika arasında şehir merkezine (Central Station) varıyor. Tren bileti gişeden alabilirsiniz, bilet ücreti 7.80€.
Şehir içi ulaşım Brüksel’de 3 metro hattı var. Otobüs hattı da oldukça gelişmiş durumda.
Brüksel’de tramvay, metro ve otobüs ile ulaşım STIB firması tarafından sağlanıyor. Firmanın web adresinden, sefer detayları ve zaman çizelgesine bakabilirsiniz. Ayrıca nasıl, ne kadar sürede gideceğinizi öğrenebilirsiniz. Daha da güzeli mobil cihazlar için hazırlanan uygulama linki buraya bıraktık 😊
Biz gezimiz boyunca aldığımız 10’lu kartı kullandık. Bize fazlasıyla da yetti. Kartları metro girişlerinde bulabileceğiniz kiosk makinelerinden veya STIB satış ofislerinden alabilirsiniz. Bu arada ilk kullanım sonrası 60 dakika boyunca aktarma ücretsiz!
Tek biniş kiosk makinalarından alırsanız 4.50€, araç içinden alırsanız 6.00€. Bizim kullandığımız 10 binişli bilet 32€ ve bu biletleri dilerseniz havaalanı ulaşımında da kullanabiliyorsunuz. Sadece Brüksel gezisi yapacaklar için şiddetle bu kart tavsiye edilir.
8. BRÜKSEL MUTFAĞI Brüksel hatta Belçika dendiğinde akla ilk gelen şey ‘çikolata’ olacaktır. Hem mutfakta hem de alışveriş konusunda çikolata ilk sırada yer almalı! 🙂
Brüksel mutfağının en ünlü yiyecekleri ise çikolata, midye, waffle ve patates kızartması. Bu yazdıklarımı düşündüğünden aslında meşhur olan yiyecekleri yok gibi bir şey. Evet bu yiyeceklerin tadına baktık ama insan daha güzel şeyler bekliyor ister istemez. Bizim gibi Aralık – Ocak döneminde Brüksel’de olursanız midye konusunda lezzet tadımına bakmak zor olabilir.
🍫Belçika Çikolatası Yürürken buram  buram çikolata kokan bir yer düşünün! Çikolata ile meşhur olmak bu olsa gerek 🙂 Brüksel’de çikolatada oldukça fazla çeşit ve seçenek var. Biraz da ucuz olsa hemen hemen hepsinden almak isterdik. Ama buradaki fiyatları gördükten sonra “Bizim ülkede biz çikolata mı yiyoruz?” diye düşünmedim değil. Ya burası çok pahalı ya da bize çikolata diye farklı şeyler veriyorlar.
  Çikolatamızı meşhur mu meşhur Leonidas ‘tan almayı tercih ettik. O kadar çok dükkan var ki siz hangisini isterseniz ondan alabilirsiniz.
NOT: Asıl çikolata stoğumuzu yine ‘Lidl’ marketini bularak yaptık.  🤩🤩
🍩Waffle Çikolatanın meşhur olduğu yerde waffle olmadan olur mu hiç! Seyyar minibüs satıcılarından dükkanlara neredeyse her yerde satılıyor bu muhteşem kokulu waffle. Keşke kokusu kadar güzel olsa.
Waffle yemek için siparişi verirken o kocaman hamurları görünce aman korkmayın. 🙂 Bizdekilere göre bir hayli büyük ve lezzet olarak da farklı. Hamur sade satıldığı gibi üstüne eklettiğiniz her ürüne göre de fiyatı değişiyor.
Örneğin sadece waffle 2€, pudra şekerli 3#, çikolatalı 4€, çikolata muzlu 5€. Bizdeki gibi malzemesi bol olsun istiyorsanız waffle bütçenizi arttırmanız gerekebilir.
Bizim tercihimiz Dandoy Waffle oldu. Sade waffle alıp kendi nutellamızı sürüp yanımızdaki meyveleri üzerine dilimledik. 🙂
🍺Bira Belçika’da çikolata sonra akla ilk gelen konu biradır. Seveni de vardır sevmeyeni de! Ama gitmişken denemeden de olmaz diye düşündük. Bira konusunda bir gelenek hne gelen A la Mort Subite ilk önerimiz.
  🍟Patates Kızartması Belçika’ya gidip de patates kızartması denemeden olmaz. Özellikle Noel zamanı sokak lezzetlerini her yerde bulabiliyorsunuz. 3€’ya satılan lezzetli patates kızartmalarını almayı unutmayın.
  9. BRÜKSEL ALIŞVERİŞ Daha merkez tren istasyonundan indikten sonra neredeyse her yerde muhteşem çikolatacılar, güzelim dantelciler, harika oyuncak satan dükkanlar..
Galeries Royales St. Hubert
Galeries Royales St. Hubert
Leziz Çikolatacılar
Butik Çikolatacılar
Meşhur Brüksel Danteli
10. BRÜKSEL İLE SAAT FARKI Türkiye 2016 Eylül itibari ile UTC+3 saat diliminde ve Brüksel UTC+1 saat dilimindedir. Hal böyle olunca 2 saat zaman farkı vardır. Brüksel’in saati Türkiye’ye göre 2 saat geridedir.
11. BRÜKSEL BİRİMİ Belçika’nın para birimi Euro (EUR)’dur. 2018 Ocak başı itibariyle 1 EUR, 4.50₺ mertebelerindedir.
12. BRÜKSEL FAYDALI BİLGİLER ​Brüksel’de Pazar günleri mağazalar kapalı. Cumartesi günleri ise birçok mağaza 16.00’da kapanıyor. Yani alışveriş niyetindeyseniz, pazara bırakmayın!!
Brüksel güvenli bir kent. Sokakta gezerken ceplerinize dikkat etmeniz yeterli. Şehrin dışında kalan bölgelerin biraz daha tehlikeli olduğu biliniyor.
Turist danışma bürosu ‘Grand Place’ içinde bulunuyor. Oldukça merkezi bir konumda olan bu bürodan, çeşitli broşürler ve kent haritası alabilirsiniz.
Polis: 110 Acil Durum: 112
13. BRÜKSEL İÇİN VİZE GEREKLİ Mİ? Evet, Brüksel’e gitmek için Schengen vizesi almak gerekmektedir. Yeşil (Hususi) ve Gri (Hizmet) pasaportlara vize uygulanmamaktadır. Bordo (Normal) pasaporta vize istenmektedir. Schengen Vizesi başvurusu ipuçları için tıktık! Schengen Vizesi gerekli evraklarına da buradan ulaşabilirsiniz.
14. BRÜKSEL’DE BİSİKLET Avrupa’nın çoğu yerinde olduğu gibi belediyeler tarafından sağlanan ortak bisiklet kullanımı Brüksel’de yer alıyor. Bisiklet farkındalığının olduğu bir çok gelişmiş şehirdeki bisiklet paylaşım sistemi burada yaygın olarak tercih ediliyor. İstanbul’da da yapılmaya çalışılan ama ne yazık ki oturmasına hiç ihtimal vermediğim sistem. İnsanlar bisiklet kiralamak için var olan günlük, aylık kartlar ile ihtiyaçları doğrultusunda bir bisiklet istasyonundan alıp farklı bir noktaya bırakabiliyorlar. Bu sayede ulaşım ve kişisel esenlik için de sağlıklı bir alternatifi devlet sağlamış oluyor.
Daha önce Moskova yazımda da bahsetmiştim. Sistemi merak edenler için tekrar link ekliyorum.  Brüksel’deki sistemin adı VILLO, sarı renkli hantal bisikletlerle kurulmuş 🙂 Ancak frenlemesi güzel ve bakımlı, lastikler iyi durumda, sele yüksekliğini boyuna göre ayarlayabildiğiniz bisikletlerden… Haa bu arada şirin mi şirin sepetleri var!
Gelelim bisiklet yollarına. Tabi ki bisiklete ayrılmış özel şeritli yollar mevcut. Ancak bisiklet ile trafikte olmanın bazı kuralları var, bunlara riayet etmekte fayda var. Hatırlatması bizden, keyifli pedallamalar 😊
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🤩 Instagram Facebook
Brüksel Gezi Rehberi Bir Aktarma Noktası: Brüksel Malum, Noel zamanı Avrupa'da her yer bir masal kitabından fırlamış gibi, biliyorum hep ister bizim kız 🙂 Beraber izlediğimiz filmlerdeki görüntüleri bu yıl beraber yakalamak istedim ben de!
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Brüksel Gezilecek Yerler
  Avrupa Birliği’nin Başkenti: Brüksel
Avrupa Birliği’nin başkenti olması yanı sıra birçok Avrupa şehrine yakın olması bir milyon insanın yaşadığı Brüksel’i oldukça çekici kılıyor.
Diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak Brüksel’de tarihi doku daha fazla korunabilmiş. Savaş zamanı en az hasar alan bölge olarak tarihini rahatlıkla bugünlere getirebilmiş. Gelelim bu tarihini korumuş, şirin…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Kanallar Şehri: Amsterdam
Amsterdam Gezi Rehberi yazımızda Amsterdam’ı tanıttık. Şimdi bu güzel şehirde nereleri gezmeli, neler yapmalı onlara bakalım.
​Noel zamanı ve mevsimin kış olmasına rağmen Amsterdam’da aşırı yoğunluk vardı. Bu kalabalığı İstanbul’da bile görmediğimizin altını çizelim.
Şu ana kadar neredeyse hiçbir şehri lokalleri ile gezmemiştik. ‘Amsterdam’ bu konuda ilk oldu ama iyi ki de oldu. Lokaller ile dolaşmanın keyfi de pek güzel oluyormuş. Yoksa Amsterdam 48 saatte nasıl alt-üst edilir ki!
Amsterdam Gezi Rehberi
1. AMSTERDAM CENTRAL STATION Amsterdam merkez tren istasyonunu ilk sıraya koymak istedim. Neden mi? Şehre neredeyse nereden gelirseniz gelin ilk buradan Amsterdam’a ayak basıyorsunuz. Haliyle hem ilk adımı attığımız yer hem de bir o kadar güzel ve modern bir tren istasyonu. “Ah ah” dedirtiyor, güzel ülkemizde de böyle istasyonlar görebilsek keşke. 🙏
Central Station
2. KANAL TURU Tren istasyonundan adımınızı atar atmaz 50-100 metre içinde kanal turları yapan Amsterdam’a özgü tekneleri göreceksiniz. Hava güzelse şehri tanımak için önce küçük bir kanal turu yaparsanız tadından yenmez, bizden söylemesi. 🤩
Biz kışın ortasında gittiğimiz için kanal turu yapmak istemedik. Malumunuz güzel geçmez diye düşündük. Bu arada Noel dolayısıyla Amsterdam’da her köprü ve çeşitli bölgelerde sanatsal aydınlatmalar vardı. Her sanatçı bir aydınlatma tasarımında düşündürücü ve güzel şeyler tasarlamış. Bahar aylarında giderseniz tur yapmadan dönmeyin!
Kanal turları yaklaşık 1 saat sürüyor ve içinde Türkçe dil seçeneğinin de olduğu farklı dil seçenekleri sunuluyor sizlere. Sadece merkez tren istasyonu yakınında değil Amsterdam’da değişik yerlerde kanal turları yapılıyor. Fiyatları sorduğumuzda, merkezdeki nitekim biraz daha pahalı geldi bize ancak değişik indirim kodları kullanarak fiyatlar kişi başı 10€ ‘ya kadar düşebiliyor.
Amsterdam Gezi Rehberi yazımızda da bahsettiğimiz gibi Amsterdam şehrinin hepsi kazıklar üzerinde duran evlerden oluşuyor. Tur boyunca kanallarda yüzen evler ‘Boat House’ göreceksiniz, dilerseniz günübirlik kiralayarak kalabilirsiniz. Bu evleri beğenmezseniz ise lüks yüzen gemi oteller de var! 😁
Kanal dibinde tek katlı evlerin dışında meşhur Amsterdam evlerine baktığımızda ise evlerin en üstünde kocaman bir kanca var. Evlerin enleri dar olduğu için üst katlara eşya çıkarmanın zor olacağını düşünerek evlerin üstündeki bu kancalar sayesinde makara sistemi ile üst katlara yükler rahatça taşınıyor. Peki bu evlerin eni neden bu kadar dar?? Evlerin enlerinin dar olmasının sebebi, Amsterdam şehri kurulurken vergilerin binaların caddede kapladığı en uzunluğuna göre alınmasıymış. 😱 İlk duyduğumuzda oldukça şaşırmıştık ama gerçek. 😇
3. DAM MEYDANI – DAM SQUARE Amsterdam Central Station ‘a oldukça yakın olan bu tarihi meydandan Amsterdam için çok önemli eseler yer alıyor. Neler mi bunlar? Amsterdam Kraliyet Sarayı – Koninklijk Paleis, Yeni Kilisi – De Nieuwe Kerk ve meşhur balmumu heykeller müzesi Madame Tussaud’s Müzesi.
Amsterdam Kraliyet Sarayı – Koninklijk Paleis 1655 yılında, belediye binası olarak yapılan Kraliyet Sarayı zamanın en büyük yönetici binası olarak tarihe geçmiş durumda. Bir başka ilginç not ise Amsterdam Kraliyet Sarayı yaklaşık 13 binin üstünde kazıkla zemine tutunmuş durumda.
Yeni Klise – De Nieuwe Kerk Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alın kiliseye giriş ücretsiz. Sarayın hemen karşısında ise II. Dünya Savaşı’nda ölenleri anmak amacıyla Ulusal Anıt bulunuyor.
Madame Tussaud’s Müzesi İstanbul’dan da bildiğimiz gibi balmumu heykellerin sergilendiği bir müzedir kendileri. Biz artık pek müzelere girmediğimiz için bu konuda pek yorumumuz yok. İsteyen İstanbul’daki gitse daha ucuz olur diye düşünüyorum. 😇👍
NOT: Müzeye giriş biletlerini online aldığınızda kişi başı 4€ kazancınız oluyor. Müze giriş ücreti gişeden aldığınız takdirde 23.50€, internetten alımda ise 19.50€.
4. ANNE FRANK EVİ – ANNE FRANK HUİS Almanya’nın yaptığı Yahudi Soykırımı’nın simge isimlerinin başında gelen ismi Anne Frank’ın hikayesi ise oldukça hüzünlü. Ailesi ile beraber daha 16 yaşındayken 2 yıl boyunca evde saklanan Anne Frank, bu süre zarfında tuttuğu günlüğün dünya çapında çok önemli bir eser olacağını hatta kaldığı evin bir müzeye dönüştürüleceğinden hiç mi hiç haberi yoktu.
2 yıl boyunca saklanan Anne Frank nasıl yakalanmış peki? Polise bir ihbar sonucu yakalanan aile, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulan en büyük toplama ve imha kampı Auschwitz Birkenau’ya götürülür. Aileden geriye Bergen-Belsen’de Anne, kendisinden 3 yaş büyük ablası Margot ve Auschwitz’de kalan baba Otto Frank hayatta kalmıştır. Ancak Anne ve Margot ikilisi kamp alanında bitlenmeden dolayı tifüs hastalığına yakalanmış ve maalesef ölmüş. Otto Frank ise Sovyetler Birliği’ne bağlı olan Kızıl Ordu’nun hakimiyet kurmasıyla kurtulmuş. Kurtulduktan sonra baba Otto Frank, Anne Frank’ın Kitty olarak isimlendirdiği Anne Frank Günlüğü’nü kitap haline getirir. Anne Frank’in ‘Hatıra Defteri’ adındaki baskısı dünyada en çok satanlar listesinde yerini çoktan almış bile.
Kitaptaki yaşanan olayları bir nebze olsun günümüz insanlarına hissettirmek ve ayrımcılığın ne kadar kötü bir durum olduğunu anlatmak için 1957 yılında Anne Frank Yardımlaşma Derneği tarafından satın alınan ev, bugünkü müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmış. Evde kullanılan mobilyalar maalesef günümüze ulaşamamış. Mobilya yerine, loş ışık, boş duvarlar ve dışarıyla bağlantısının tamamen koparılması için kapatılan pencereler yer alıyor. Bu bölüme ulaşmak için ise gizli bir geçit kullanılıyor. 😇
5. BEGIJNHOF Spui Meydanı’nın hemen yakınında bulunan küçücük bi kapıdan içeri girdiğinizde kocaman bahçeye sahip minik evler çıkıyor. Bu evlerden bir tanesi ibadethane olarak kullanılıyor. Hatta bu yerin hikayesi zamanında din ırkçılığı yapılırken ibadetlerini rahat yapabilsinler diye evlerin ortasındaki avlulara bakan bir evi, ibadethane yapmışlar.
Avlu gerçekten çok huzurlu bir ortama sahip, ben çok sevdim. Avlu’ya giriş ücretsiz. Burada bulunan 34 numaralı ev, şehrin en eski evi, tahtadan yapılmış. 26 Numaralı ev ise Baş Rahibenin Evi. İçeride bir de minik kilise bulunuyor, ona da giriş ücretsiz,
Amsterdam’ın Masalsı Kasabaları
6. ÇİÇEK PAZARI – BLOEME MARKT Çok ilginç ama Amsterdam’da uzun yıllardan beri var olan Çiçek Pazarı oldukça turistik bir destinasyon. Lale’da dünyada ilk sıralarda yer alan Amsterdam’ın lalel soğanları ve binbir çeşit çiçek tohumları bu pazarda satılıyor. Biz iklim şartlarına uyum sağlayamaz diye almaya çekindik. Fiyatlar, alacağınız ürüne göre 2€ ile 7€ arasında değişiyor.
7. KIRMIZI FENER MAHALLESİ – RED LIGHT DISTRICT Amsterdam’ın ününün yayılmasında en önemli mekan burası desek pek de yanılmayız. 6 sene önce gittiğimde çift halinde gezen insanları görünce oldukça şaşırmıştım. Ama bu sefer gidişimde anladım ki çok normal. Çünkü gerçekten ciddi anlamda turistlerin gelip Amdolaştığı, gülerek gezdiği bir yer.
Mahallede, genelevler vitrin mantığında işletiliyor. Bayanlar vitrinde duruyorlar ve içeriye birisi girdiyse perdesini çekerek dolu olduğunu belirtiyor. Gidenleri garipsememek elde değil. 🤓
Bir de bu civarda oldukça yayın olan Coffeshop adı altında bildiğiniz uyuşturucu satan dükkanlar var. Tabi Amsterdam’da serbest olunca Belçika’dan, Almanya’dan hafta sonu kaçamağı için bile gençler geliyor. Dükkanların girişlerinde bir tane güvenlik görevlisi duruyor ve 18 yaş kontrolü yapıyor. İçeride çeşit çeşit uyuşturucu satılıyor. Otların kendi içinde derecelendirilmiş; yumuşak, orta, sert ve daha sert gibi. Ne hızda uyuşmak istiyorsanız ona göre tercihinizi yapıyorsunuz.
Zaten yakınlarından geçerken bile kokusundan anlıyorsunuz. En azından biz ikimiz de kokuya hassas olduğumuz için “Yine mi içiyorlar” diye söylendik hep!
8. RIJKMUSEUM Red Light District ve CoffeeShop sonrası hemen karşınıza enfes bir müzelerin olduğu Museumplein yani Müze Meydanı geliyor: Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi burada yer alıyor. Rijksmuseum,  Amstedam’ın hatta Hollanda’nın en büyük sanat ve tarih müzesi unvanına sahip.
NOT: 11.00 – 14.00 arası en yoğun saat olduğu için müzenin sitesinde bile “Bu saatlerde ziyaret etmekten kaçının!” diye bir uyarı var. Giriş ücreti yetişkin için 17.50€, 18 yaşına kadar olanlar için ise ücretsiz. Online bilet için link burada.
9. I AMSTERDAM Amsterdam’da giden herkesin uğrak noklarından bir tanesine daha geldik. Belki de bizim gibi bir çoğunuzun bıkkınlık ettiği bu fotoğrafın çekildiği yer. İnan anlamakta güçlük çektik. Nasıl bu kadar kalabalık olabilir diye meraklandık. İlla fotoğraf çekilmek istiyorum diyenlere de sabah erken saatte gelirseniz rahatça çekilirsiniz.
Geç saatler böyle boş kalabiliyor
Gün içerisindeki hali 🙂
10. KALVAR STRAAT Dam Meydanı’na oldukça yakın olan bu cadde, alışveriş tutkunları için harika yer yer. Hemen meydanın yakınında bulunan Kalver Caddesi’nde güzel dükkanlarda, rengarenk butiklerde eminiz sizin de beğeneceğiniz en az 2-3 ürün olacak.
Bu cadde üzerinde 2012 Interrail seyahatimde aldığım kartlığı hala kullandığımı söylesem size. Evet, geçen senelerde Türkiye’de D&R aracılığı ile satılan Secrid marka kartlığımı 2012’de 25€’ya almıştım buradan. O zamanlar 1€ 2.15₺ iken şu sıralar 4.60₺ mertebelerinde dolanıyor.
11. VONDELPARK Amsterdam simgelerinde bir diğeri de şehir parkı olan Vondelpark! En sevdiğim parklardan biri olan bu park, Amsterdamlıların oldukça sık tercih ettiği bir park. Avrupa’da böyle güzel parklardan birkaç tanesini de biz ülkemize yapabilsek ya ne güzel olur!
Yazları oldukça kalabalık olan parkta, gençler oldukça eğleniyorlar. Ama bazen ot kokusu ortalığı kasıp kavurabiliyor. Benim gibi rahatsız olanlar için dikkatli olmakta fayda var.
12. HEINEKEN EXPERIENCE Hollandalı bir marka olan Heineken, zamanında fabrikasını Amsterdam’a kurmuş. Yıllar geçtikçe de şehrin büyümesiyle yakında zamanda fabrikayı taşıma kararı almış. Ancak mevcut fabrikayı da kullanmak istiyormuş ve yaratıcı bir fikir olarak burayı Heineken Bira Müzesi’ne çevirmişler. Biranın yapım aşamalarını tek tek anlatan bu güzel yerde, çeşit çeşit tadımlar da yapabiliyorsunuz.
Evet bir heves gideceğiniz bu yerde müthiş bir sıra sizi karşılıyor olacak. Buna hazırlıklı olun ya da gidiş zamanınızı iyi ayarlayın. Zamanınız değerliyse ve bira müptelası değilseniz girmeseniz de olur. Zaten bizce fiyatı oldukça pahalı, tabi ilginizi çekiyorsa girmek lazım. 😬🤓
  NOT: Pazrtesi – Perşembe günleri 10.30 – 19.30 ve Cuma – Pazar günleri ise 10.30 – 21.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücreti 16.50€.
🚉Ulaşım: ​7, 10 ve 24 numaralı tramvayları kullanarak Marie Heinekenplein durağında inerek ulaşabilirsiniz.
12. JORDAAN MAHALLESİ Fransızca bahçe anlamına gelen bu güzel mahalle, Hollanda’nın en ünlü mahalleleri listesindedir.
Mahallede oldukça güzel evler, çiçeklerle süslü kanallar var. Nispeten de kültür seviyesi, gelir durumu yüksek entelimsi bir mahalle. Burada olduğunuzda kendinizi lokallerin içinde hissedebileceğinizi de ekleyelim. Kısaca burada yadsınamayacak güzel bir atmosfer var.
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂 Instagram Facebook
Amsterdam Gezilecek Yerler Kanallar Şehri: Amsterdam Amsterdam Gezi Rehberi yazımızda Amsterdam'ı tanıttık. Şimdi bu güzel şehirde nereleri gezmeli, neler yapmalı onlara bakalım.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
  Özgürlüğün Şehri: Amsterdam
Evet, evet! Yazının başlığını yanlış okumadınız. Venedik’e gitmiş biri olarak ben kanallar şehrimi Amsterdam ilan ediyorum. İtalya sevenler kusura bakmasın ama Amsterdam bana göre harikulade bir şehir. Sadece kanallarla ön plana çıkmıyor; doğası, bisiklet severliği, insanları, özgürlüğü ve harika kasabalarıyla ön çıkıyor..
Zaanse Schans
Red Light District (Kırmızı Fener Mahallesi) ziyaretçilerinin ve uyuşturucu kullanımı serbestliği bir tarafa Hollanda halkı gerçekten hoşgörüsü ile ön plana çıkıyor. Bu bölgeden şehrin kazandığı turizm kaynağı malum, yılda Amsterdam’ı 20 milyon kişi geziyor, ancak Hollandalılar’ı buralarda pek az görürsünüz, hatta bir araştırmaya göre yer halkın %80’i hiç uyuşturucu kullanmamıştır.
Bunun yanında okyanus üzerinde şahane bir kent kurmuşlar, bu yüzden tüm dünyada parmakla gösterilen su mühendisleri yetiştirmişler. Kazıklar üzerindeki evler, binalar yamulmaya başlamışlar. 🙈 Bu da bir gelişim alanı oluşturmuş, önlemler şehrin sular altında kalmaması için alınıyor.
VondelPark
Mükemmel planlar dışında sanat ve sanatçıya verilen önem de yadsınamaz🙏🏼 Sokaklardan, müzelere, vitrinlere kadar her yerde hissediliyor. Özellikle tasarım dükkanların bulunduğu Negen Straatjes caddesine bayıldık! Şimdi bu kadar övdük övdük, bu yazıda Amsterdam’ı tanıyalım diğer yazı da gezilecek yerler hakkında detayları paylaşacağım sizlerle.
1. AMSTERDAM HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER ​Bir rivayete göre Frizyeli iki balıkçı tarafından keşfedilen şehir, Amstel Irmağı’nın üzerine kurulan su bendi yani ‘dam’ olan Amstelredamme’ın zamanla Amsterdam olmasıyla günümüze gelmiştir.
Bölgenen jeopolitik konumunun iyi olmasıyla beraber şehir 14. yüzyıl itibari ile hızla büyümeye başlamış. Ancak siz sanmayın ki büyüme dediğimiz şehirleşme, ev yapma gibi konular değil.
Şehirdeki muhteşem kanallar
yüzyılda halk İspanyol İmparatorluğu’na karşı ayaklanarak 80 yıl savaşlarını başlatmışlar. Bu savaşın sonunda İspanya’dan tamamen kopan bölgede Hollanda Cumhuriyeti temelleri atılmış. Daha o zamanlardan başlayan dine hoşgörü ve serbestlik hala devam etmekte.
Evlerin en üstünde eşya taşımak için kurulan kanca sistemleri
yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise Hollanda hızlı gelişimine devam etmiş. Şehirde tren istasyonu, müzeler, konser salonu inşa edilmiş. Amsterdam, sanayileşmenin yanında Ren Nehri’ne ve Kuzey Denizi’ne bağlayan su kanallarının yapılmasıyla beraber tüm dünyaya açılmış.
II. Dünya Savaşı sırasında Almanya 5 gün içinde Hollanda’yı ele geçirerek büyük bir katliam yapmış. Bölgede bulunan 105 bin yahudiden sadece 5 bini sağ kalabilmiş.
2. AMSTERDAM’DA GEZİLECEK YERLER Amsterdam genelde çılgın eğlencelerin, güzel kafaların ve hareketli gece hayatının çok ötesinde bir şehir! Bunu şimdiden söyleyelim yukarıda söylediklerimin dışında olağanüstü gezilecek, görülmesi gereken yerleri var.
Zaanse Schans
Amsterdam’ı 2 günde yani tam anlamıyla 48 saatte altüst ettiğimiz için gezip görmeniz gereken tüm önemli yerler hakkında bilgileri ikiye ayırdık.
Amsterdam Gezilecek Yerler ve Amsterdam Masalsı Kasabaları sayfasından ulaşabilirsiniz.
3. AMSTERDAM NEREDEDİR? ​Hollanda’nın başkenti olan Amsterdam, Almanya’nın batısında, Belçika’nın kuzeyinde ve Kuzey Denizi’nin güneyinde bulunur.
4. AMSTERDAM’A NE ZAMAN GİDİLİR? ​Tabi ki konu Amsterdam olunca her mevsim gidilir diyebilirim. Burada önce kendiniz sorgulamanız gerekir. Yaz insanı mısınız? Kış insanı mı? Çünkü Amsterdam’da 6 sene önce Eylül ayında bulunduğumda yine de öyle şortla, tshirtle dolaşamamıştım. O yüzden siz hangi mevsimde görmek isterseniz o mevsimde görmeniz yukarıdaki soruya cevap verecektir.
Kanallarında kenarlarında bulunan kafelerde güzel vakitler geçirebilirsiniz.
Bize kalırsa, şehir zaten yazın aşırı kalabalık oluyor. Bir de kış güzelliğini görmek istediğimiz için bizim tercihimiz kış gezmesi oldu. Şunu da belirteyim buradaki 5 derece ile Türkiye’deki 5 derece arasında ciddi fark var!
NOT‼ ​Aralık-Şubat aylarında içliksiz dolaşmak neredeyse imkansız diyebilirim. Ayrıca eldiven/bere de şart! 🧦🧤 Tabi ki hangi mevsim giderseniz gidin yanınızda yağmurluk/şemsiye bulundurmak oldukça faydalı olur. Çünkü hiç beklemediğiniz anlar şiddetli yağmur sizleri ciddi derecede ıslatabiliyor 😬💦☔ Yaşadık, deneyimledik sizler için! Haziran-Eylül aylarında gidecekler de yanlarında kesinlikle ince bir hırka, uzun pantolon alsınlar.
5. AMSTERDAM’A NASIL GİDİLİR? ​Türkiye’den Amsterdam gideceksiniz sadece İstanbul uçuşlarına mecbur değilsiniz. Ankara ve İzmir’den aktarmasız uçuş var. Amsterdam’a direk olarak THY, Pegasus, Atlas Global ve KLM ile uçabilirsiniz ve uçuş 3 saat 30 dakika civarlarında sürmektedir.
Tren yolculukları en sevdiğimiz
Biz daha öncesinde Brüksel’da olduğumuz için Amsterdam FlixBus otobüs firmasını kullanarak geldik. Maalesef Interrail bileti yada önden indirimli tren bileti alınmadığı takdirde otobüs oldukça uygun oluyor. 2016 kış gezimizde de yine FlixBus ile turumuzu tamamlamıştık.
6. AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR? Amsterdam’a ne zaman giderseniz gidin hosteller, hoteller diğer şehirlere göre hep pahalı. Kışın gittiğinizde de fiyatlar biraz daha düşük ama Amsterdam’a her mevsim turist geldiği için fiyatlar ortalama üstü hep.
Yunanistan’da ilk deneyimini yaşadığımız AirBnb ile kalmayı tercih ettik.
Bu arada AirBnb’yi kullanmayı düşünenler aklınızdaki sorulara cevaplayacak bir yazı yazdık. Linkini buraya bırakıyoruz. 🙂
Buyurun Amsterdam kaldığımız Amsterdam Central’a 2 km yürüme mesafesinde yer alan, Westerkerke bölgesindeki harika evimizden kareler:
Evde 2 kişi gecelik 200€’ya  kalabiliyorsunuz. Evi rahatlığı bir başka. Ot veya vb. şeyler denemek isterseniz hostel ve otellerde bu işler yasak. Şimdiden hatırlatalım, hazırlığınızı ona göre yapın. Özellikle Amerikalılar ev kiralayarak bu alemleri dilediğince yapıyor. Evde kalmak isterseniz ise iletişime geçebileceğiniz adresi sizlere yazıyorum: [email protected]
7. AMSTERDAM HAVAALANI/ŞEHİR İÇİ ULAŞIM ​Amstedam’da Avrupa’nın en işlek havaalanlarından biri olan Schiphol Havaalanı’na ineceksiniz. Bu arada belirteyim Amsterdam’a yılda 20 milyon turist geliyor. İstanbul’a ise yılda 10-12 milyon turist ancak geliyor. Böyle dünya harikası bir şehre bu rakamlar hiç yakışmıyor!
Amsterdam Airport Express ​Airport Express trenini kullanarak şehir merkezine varabilirsiniz. Tek yön 5€, gidiş-dönüş alırsanız da 10€ ödeyerek treni kullanabilirsiniz.
İsterseniz günlük bilet alarak hem trene binebilirsiniz, hem de Amsterdam içindeki şehir içi ulaşımı bu biletle kullanabilirsiniz. Bilet 24 saat boyunca ulaşım araçlarına ücretsiz yararlanmanızı sağlıyor. Benim size tavsiyem bu bileti almaya gerek yok. İlk etapta merkeze gidecek tren biletini alın. Sonrasını rotanıza göre planlarsınız.
Şehir içi ulaşım ​Amsterdam’da şehir içi ulaşımında kullanabileceğiniz araçları tren, tramvay, feribot, metro ve otobüs olarak sıralayabiliriz. Muhtemelen en çok tercih edeceğiniz iki araç tramvay ve otobüs olacaktır.
Otobüs kullanacaklar güzel yolculuklara hazır olun!
Amsterdam’da gitmeden gezi planınızı yapmanızda faydalı olacak site linkini buraya bırakıyorum. Karşınıza çıkan ulaşım tavsiyesinde, önce “detayları göster” ve sonrasında “bütün olası fiyatlar” demeniz yeterli. Sonrasında dilediğiniz gibi rotanızı oluşturabilirsiniz.
Amsterdam Regional&Travel Ticket
Çoğu şehirde olduğu Amsterdam’da da “Amsterdam Pass” yani Amsterdam City Card var! 24 saatlik kart 57€, 48 saatlik 67€ ve 72 saatlik kart 77€. Fiyatlar bize de çok geldi 🙂 Siz de bizim gibi düşünüyor olabilirsiniz ki çok haklısınız. Biz bu kartı kullanmadık ama kullanacaklar için faydalarını yazalım:
Otobüs, metro ve tramvayları ücretsiz kullanabiliyorsunuz.
Birçok önemli müzeye elinizi cebinize atmadan girebiliyorsunuz.
Rijksmuseum’a küçük bir ücret ödeyerek giriyorsunuz. Bunun dışında neredeyse her şeye ücretsiz olarak girebiliyorsunuz.
Amsterdam City Card Rijksmuseum hariç neredeyse Amsterdam’daki tüm önemli müzelere ücretsiz giriş imkanı sağlıyor.
Bu kartı almadan da Amsterdam içinde kullanabileceğiniz ulaşım kartları satın alabilirsiniz. 1 saatlik kart 2.90€, 1 günlük 7.50€, 2 günlük 12.5€, 3 günlük 17.50€ ve haftalık kart ise 34.50€. Biz Amsterdam’da geçirdiğimiz iki gün içinde ilk gün, 1 günlük kart aldık. İkinci gün ise Amsterdam Regional&Travel Ticket aldığımız için herhangi bir ücret ödemedik. Nedir bu ‘Bölgesel Seyahat Kartı’?
Sadece tek kartla Amsterdam şehir içi ve bölgesel köylerde sınırsız ulaşım imkanı sağlıyor. Tek bilet alımlardan kesinlikle daha ucuza geliyor. Kart fiyatlarına gelecek olursak 1 günlük 18.5€, 2 günlük 26€ ve 3 günlük 33.50€. Bilet sayesinde GVB, Connexxion, EBS ve NS işletmelerinin bütün araçlarına binebiliyorsunuz. Biletimizi biz Amsterdam Central’dan aldık. Bileti erken saatte kullanmaya başlayacağımız için 1 gün önceden biletimiz aldık. Böyle bir imkanınız yoksa bileti online olarak da alabilirsiniz. Bileti kullanabileceğiniz bölgelere linkten detaylı olarak bakabilirsiniz.
EBS otobüs güzergahları
Kart fiyatlarına gelecek olursak 1 günlük 18.5€, 2 günlük 26€ ve 3 günlük 33.50€. Bilet sayesinde GVB, Connexxion, EBS ve NS işletmelerinin bütün araçlarına binebiliyorsunuz. Biletimizi biz Amsterdam Central’dan aldık. Bileti erken saatte kullanmaya başlayacağımız için 1 gün önceden biletimiz aldık. Böyle bir imkanınız yoksa bileti online olarak da alabilirsiniz. Bileti kullanabileceğiniz bölgelere linkten detaylı olarak bakabilirsiniz.
Amsterdam Masalsı Kasabaları’na ulaşım ve detaylı bilgi için tıktık!
**Bu kısımdan sonrası kaydedilme esnasında silindiği için ikinciye yazıyorum. Maalesef anlatım daha sade oldu.
8. AMSTERDAM MUTFAĞI Amsterdam’da da diğer Avrupa şehirleri gibi farklı lezzetler bulunmuyor. Amsterdam o kadar kozmopolit bir şehir olmuş ki şehir, 185 farklı etnik kökenden oluşuyor. Hal böyle olunca herkes geldiği yerdeki mutfak kültüründen birkaç şey getirmiş.
Hollanda Peynirleri ​Amsterdam’da akla ilk gelen şey tabi ki peynir! Sokak pazarlarında ve peynir dükkanlarında çeşit çeşit peynire rastlayacaksınız. Bizim size önerimiz tadına bakmadan almayın. Bu kadar peynir arasında hoşunuza giden olacağı gibi hiç hoşlanmadığınız peynirlere de rastlayacaksınız.
Processed with VSCO with c1 preset
Hollanda’da en meşhur peynir Gauda Peyniri’dir. Biz İtalya’da bile bu peyniri çok sevmiştik. Buradaki tadı oldukça güzel. Peynirlerin taze ve yumuşak olanlarına “jong”, eski ve sert olanlarına ise “belegen” veya “extra belegen” diyorlar.
Haring Geleneksel ismiyle Hollandse Nieuwe, çiğ balıkla beraber küp küp doğranmış soğan ve kornişon turşu dilimleriyle yenir.
Genellikle balık tezgahlarında bulabileceğiniz bu lezzetini, küçük-prefabrik balık dükkanlarında da bulabilirsiniz. Denemek için çok çabaladım ama bir türlü cesaret edemedim. 😬
Oliebollen Sizde bizim gibi Noel zamanı gittiyseniz bu lezzetti sokaklarda görmeme ihtimaliniz yok! 🙂 Aslında bizim lokmaya çok benzeyen bu lezzeti Avrupalılar elmalı ve kremalı olarak sunuyorlar. Bir de lezzetine lezzet katan pudra şekeri serpiyorlar. Üzümlü ve sade olarak yapılan bu harika lezzeti bizim önerimiz sade alıp pudra şekeriyle yemeniz. 😋
Tatlı yemeden duramayanlara! 
Patates Kızartması ​Hollanda’yı hep Konya ile kıyaslayan biz, patates ihracı konusunda dünyada ilk sırada olan Hollanda’yı bir kez daha tebrik ediyoruz. Belki biz de biraz ders çıkartarak tarım, hayvancılık gibi konulara ağırlık veririz.
Hollanda patateste bu kadar iyiyken sokakta patates kızartmasının lezzeti de bir başka oluyor. Sokakta bu lezzeti, kağıt külahlarda satılan patates bizim en sevdiğimiz lezzeti oldu. Üzerine de çeşit çeşit sos ekleyebiliyorsunuz.
9. AMSTERDAM’DA ALIŞVERİŞ ​Amsterdam’a kadar gelmişken biraz da alışveriş yapalım diyorsanız sizi hemen buraya alalım. Çeşit çeşit dükkan, bir de şehrin güzel yapısıyla buluşunca ister istemez gezmek istiyor insan.
Albert Heijn İlk olarak bizim oldukça ekonomik seyahat etmemizi sağlayan ‘Albert Heijn’ gerçeğinden bahsedelim. Amsterdam’da neredeyse her yerde karşınıza çıkacak olan bu güzel market Hollanda’nın yerel markası. Bir Lidl, Aldi ucuzluğu olmasa da bizim için oldukça ekonomik oldu. Orta-üst seviyelere hitap eden marketimizde ne ararsanız bulabilirsiniz. Hatta Edam-Vollendam civarlarında peynir almadıysanız burada çeşit çeşit peynir alabilirsiniz. Bir de bizim ki indirime denk gelirseniz 3-4 kg peynir alabilirsiniz. 🤩😋
Alışveriş meraklılarını güzel tasarımlar bekliyor
NOT‼ ​Albert Heijn ile Albert Heijn ile turistik mekanlarda karşınıza çıkacak olan Albert Heijn Ekspress fiyatlarında oldukça farklılıklar mevcut. Bizden uyarması sonra bizim kulakları çınlatmayın! 😬
Magna Plaza Dam Meydanı’nın hemen arkasında bulunan tarihi posta binası Magna Plaza Alışveriş Merkezi olarak kullanılıyor. Biz de olsa ayaklanma çıkardı değil mi!
AVM dediysek o kadar da büyük değil. İçeride 15-20 tane dükkan bulunuyor. Genelde markalar kapmış dükkanları.Zevkle gezebilirsiniz.
Kalver Straat Dam Meydanı’ndan çok uzaklaşmadan alıveriş gezmelerine devam!
Hemen meydanın yakınında bulunan Kalver Caddesi’nde güzel dükkanlarda, rengarenk butiklerde eminiz sizin de beğeneceğiniz en az 2-3 ürün olacak.
Bu cadde üzerinde 2012 Interrail seyahatimde aldığım kartlığı hala kullandığımı söylesem size. Evet, geçen senelerde Türkiye’de D&R aracılığı ile satılan Secrid marka kartlığımı 2012’de 25€’ya almıştım buradan. O zamanlar 1€ 2.15₺ iken şu sıralar 4.50₺ mertebelerinde dolanıyor.
Negen Straatjes Amsterdam’ı alışveriş yaparak da gezmek mümkün değil mi!
Negen Caddesi’nde çeşit çeşit mağazaların dışında kocaman bir şarküteri de var. Burada peynir tadımı yapıp, lezzet kontrolü yapabilirsiniz. 🙂 Böyle yerlerden peynir almamanızı öneririz. Zira fiyatlar biraz pahalı olabiliyor.
10. AMSTERDAM İLE SAAT FARKI ​Türkiye 2016 Eylül itibari ile UTC+3 saat diliminde ve Budapeşte UTC+1 saat dilimindedir. Hal böyle olunca 2 saat zaman farkı vardır. Amsterdam’ın saati Türkiye’ye göre 2 saat geridedir.
11. AMSTERDAM PARA BİRİMİ Amsterdam’ın para birimi Euro (EUR)’dur. 2018 Ocak sonu itibariyle 1 EUR, 4.60₺ mertebelerindedir.
12. AMSTERDAM FAYDALI BİLGİLER ​Zamanınız varsa günübirlik kaçamaklar için Amsterdam Kasabaları’nı ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Amsterdam’da, Amsterdam nüfusundan daha fazla sayıda bisiklet var.
Bisiklete binmeyi pek bilmiyorsanız burada da binmemeyi tercih edin. 🙂 Bir anda köprüden aşağıya uçabilirsiniz. Amsterdamlılar bisikletleri çok çılgın kullanıyor.
Polis: 112 İtafiye:112 Ambulans: 112
13. AMSTERDAM İÇİN VİZE GEREKLİ Mİ? Evet, Amsterdam’ gitmek için Schengen vizesi almak gerekmektedir. Yeşil (Hususi) ve Gri (Hizmet) pasaportlara vize uygulanmamaktadır. Bordo (Normal) pasaporta vize istenmektedir. Schengen Vizesi başvurusu ipuçları için tıktık! Schengen Vizesi gerekli evraklarına da buradan ulaşabilirsiniz.
**Şu sıralar Hollanda’dan vize başvurusu yapan herkese neredeyse 1 senelik vize çıkıyor. Bilginize…
14. AMSTERDAM’DA BİSİKLET Bisikletler şehri Amsterdam! Evet evet yanlış duymadınız. Hatta burada bisiklet konusu o kadar ileri düzeyde ki “Amsterdam Bisikleti” diye bir bisiklet çeşidi bile mevcut.
Bu bisiklet tabiri nereden mi geliyor? Şöyle ki Amsterdam dümdüz bir şehir hatta şehirn %25’lik kısmı deniz seviyesinin altında kalmış durumda. Amsterdam Bisikleti’nde vites sayısı bile az. Bizdeki gibi dağ, bayır çok yok haliyle vitese de çok gerek duyulmuyor.
**Şu zamana kadar Venedik ile beraber çokta sular altında kalması bekleniyor ki bilim adamları bir miktar yanıldılar sanıyorum.
Ulaşımda bisiklet çok fazlaca görebilirsiniz. Takıl elbiseli beyefendiler, topuklu hanımefendiler işlerine bisikletle gidip geliyor. Ne güzel değil mi! Biz de metrobüse zor biniyor! 🙂 Hal böyle olunca bisiklet yolları ayrı, bisikletlilere özel trafik ışıkları ve park yerleri var. Siz siz olun sağınıza solunuza bakmadan bisiklet yoluna girmeyin. Sonrasında bir bakarsınız bisiklet ordusu üzerinize doğru geliyor! 🙂 Böyle kazalar yaşanmaması için dikkatli olmakta fayda var.
Ulaşımda bisikleti bir kenara bırakırsak Amsterdam’ı bisikletle gezmek de pek keyifli! Özellikle kanalları bisiklet gezmek oldukça renkli geçiyor. Peki Amsterdamlı olmadan bisiklete nasıl bineceğiz? Burada belediye tarafından bir bisiklet kiralama sistemi yok. Küçük bisiklet dükkanları var. Buralardan günlük 10-15€ arasında kiralayabiliyorsunuz. Bunlardan birkaçını aşağıya yazıyoruz.
Macbike
Yellowbike
Rentbike4u
Amsterdam’dan bizden bu kadar! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere..
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂 Instagram Facebook
Amsterdam Gezi Rehberi Özgürlüğün Şehri: Amsterdam Evet, evet! Yazının başlığını yanlış okumadınız. Venedik'e gitmiş biri olarak ben kanallar şehrimi Amsterdam ilan ediyorum.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Antwerp Gezilecek Yerler
DÖRDÜNCÜ DURAĞIMIZ: ANTWERP
Enfes kış rotamızın 4. durağı Antwerp, daha 1-2 ay önce bu güzel şehri geziyorduk. Brüksel’i bir kenara koyarsak Antwerp, Gent ve Brugge üçlüsü bizi gerçekten etkiledi.
Bu şehrin yazılışı Antwerp mi, Antwerpen mi yoksa Anvers mi? Her yerde farklı geçiyor, biraz araştırınca İngilizcede Antwerp, Fransızcada Anvers ve Flemenkçe’de Antwerpen diye yazıldığını çözüyoruz.…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Bir Anadolu Şehri: Kayseri
Kayseri’ye gitmeyi düşünüyorsanız ve Kayseri’ye gidince ne yapacağım diye merak ediyorsanız işte Kayseri’de yapmanız gerekenler. Kayseri’ye gidip de yapmadan dönmemeniz gereken şeyleri aşağıda bulabilirsiniz. Kayseri’de keşke bunu da yapsaydım, keşke şuraya da gitseydim demek istemiyorsanız işte size bir fırsat. Kayseri denince akla ilk gelen şeyler hiç şüphesiz Erciyes Dağı, Kayseri Mantısı, Kayseri Sucuğu ve Kayseri Pastırması ve son zamanlarda ciddi talep göre Erciyes Kayak Merkezi’dir. Bunların yanı sıra Kayseri’nin tarihi yerleri, yöresel lezzetleri ve antik kentleri de Kayseri’ye ayrı bir güzellik katmakta ve önem kazandırmaktadır.
👉 Kayseri Gezi Rehberi yazımız da burada! 👈
2 ay kadar önce rezervasyon yaptırdığım Radisson Blu Hotel havalimanına oldukça yakın konumda olup, taksi ile 20-22 liraya ulaşım sağlanmaktadır. Gezgin birinin böyle bir otelde kalmasının şaşırabilirsiniz ancak skipass dahil fiyatlar ve bir de %15 indirim yakalayınca maceraya gerek yok diye düşündüm.
NOT: Kayseri’ye ikinci kez kayağa giderken anladık ki oteller için skipass dahil olayı aslında ufak bir gider. 2018 Ocak için sezonluk skipass 500₺, hal böyle olunca koca sezon boyunca düşündüğünüzde çok cüzi bir miktar oluyor. 😬🏂
Otel sabah 09:30’da Erciyes Kayak Merkezi’ne götürüyor akşam da 16:30’da geri dönüş için otobüsü kaldırıyor. Aradaki zaman az diye düşünmeyin oldukça yetiyor ve cidden yorgun bir şekilde otele dönüyorsunuz. Kayak sonrasında ise spa&health kısmı devreye giriyor. Havuz, buhar banyosu, hamam, sauna gibi olanaklar ücretsiz. Bunların dışında İsveç masajı ve Hint masajlarından ek ücret talep ediliyor. Buraya gidiyorsanız yanınızda mayo getirmenizde fayda var. Bunlarında dışında bir de muazzam harikulade bir kahvaltısı mevcut. Sırf kahvaltı için bile kalınabilecek bir otel olmuş Kayseri Radisson Blu. Gerçekten hafta sonu kaçamağı için harika bir otel diyebilirim. 😋
Kayseri ili, hem halkı ile hem de sahip olduğu özellikleri ile Türkiye çapında ün yapmış bir ilimiz olmasının yanı sıra pastırması, sucuğu ve mantısının yanı sıra doğal güzellikleri ve tarihi ile de görülmeye değer bir şehirdir. Kayseri’nin en önemli özelliklerinden birisi de dünyanın en eski şehirlerinden birisi olması. Aynı zamanda turizm merkezlerinden olan Kapadokya Bölgesi’nin içinde yer almaktadır. Hatta Kapadokya turu yapacaklar Kayseri’ye uçup buradan araba kiralayıp Kapadokya’ya gidiyorlar. Nevşehir Havaalanı’ndan daha yakın olduğu kesin! 😀
1. ERCİYES DAĞI VE ERCİYES KAYAK MERKEZİ Kayseri denince ilk akla gelenlerden birisi de hiç şüphesiz Erciyes Dağı’dır. Erciyes Dağın��n varoluşu ile yapılan Erciyes Kayak Merkezi de Kayseri’ye başka bir güzellik katmıştır. Türkiye’nin en popüler kayak merkezlerinden birisi olan Erciyes Kayak Merkezi’nin en önemli özelliği kayak yapmak için en uygun karın yağmasıdır. Burada bir yandan kayak yaparken bir yandan da manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Bembeyaz görüntüsü ile manzaraya hayran kalacaksınız.
Pistlerin devası genişliği ve ferahlığı harika
2. KAYSERİ SAAT KULESİ Kayseri’de, İzmir’dekine benzer bir saat kulesi var. Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan bu saat kulesi, II. Abdülhamit’in emri ile yaptırılmış. 1906 yılında Tavlusunlu Salih Usta’nın büyük emeği ile yapılmış. Kulenin hemen yanında bulunan dikdörtgen yapı ise saat odası olarak inşa edilmiş. 15 metre yüksekliğindeki kuleye, helezon (dönen) merdivenlerle çıkılıyor.
Kayseri Saat Kulesi
Kayseri Saat Kulesi, Milli Mücadele döneminde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kayseri Şubesi olarak kullanılmış. Kesme taştan inşa edilen yapı, enine düzenlenmiş silmelerle üç bölüme ayrılmış. Üst bölümün her cephesinde saat için düzenlenmiş dairesel açıklıklar bulunuyor.
3. SELÇUKLU MÜZESİ – GEVHER NESİBE TIP TARİHİ MÜZESİ Gevher Nesibe adına Kayseri’de inşa edilen yapının yapım tarihi ile ilgili net bilgi maalesef yok. Anadolu’da yapılan Selçuklu dârüşşifaları ve tıp medreseleri içinde Edirne’deki ile beraber en seçkini, şu ana kadar ayakta kalabileni ve en tarihi olanıdır.
Yapı yan yana, üstü açık avlulu, dörder eyvanlı, iki blok halindedir. Batı taraftaki blok şifahane, doğudaki ise medresedir. Şifahanenin batı ucunda akıl hastalıkları bölümü, medresenin kuzeydoğu ucunda da Gevher Nesibe’nin türbesi yer alıyor.
4. HUNAT HATUN KÜLLİYESİ Alaeddin Keykubad’ın karısı olan ve II. Keyhüsrev’in annesi, Mahperi Hatun tarafından 1237-1246 yılları arasında yaptırılmıştır. Cami, medrese, türbe ve hamamdan oluşan bu güzel külliye, gerek genel görünüşü, gerekse yapılış şekliyle Anadolu’da yer alan Selçuklu eserlerinin ön önemlilerinden biridir. Ana giriş kapısında yer alan el işçiliğini detaylı incelemenizi tavsiye ederim.
Berna keşiflerde
5. KAYSERİ ATATÜRK EVİ İmamzade Reşit Ağa’nın inşa ettirdiği bu güzel yapıda, 19-21 Aralık 1919 tarihleri arasında Heyet-i Temsiliye Reisi olarak şehre gelen Mustafa Kemal Atatürk misafir edilmiş. Bugüne kadar ayakta kalabilen klasik Kayseri Evleri’nin az kalan örneklerinden biri.
Konak, dışı kesme taşlarla kaplı ahşap malzemeden inşa edilmiştir. Ağaçtan motiflerle süslü olan çatı uçları ve cumbanın alt saçakları oldukça dikkat çekiyor. Yapı, 1978 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılıp, 1983 yılında ise Kayseri Atatürk Evi olarak hizmete girmiş. 10 Aralık 1998 yılında binanın ikinci katı Atatürk Müzesi haline getirilmiş.
Kayseri Atatürk Evi’nin müzeye dönüştürülen bölümünde, Atatürk’ün kentte çektirdiği fotoğrafları ve Kayseri’de Milli Mücadele adına yayınladığı beyannameyi içeren 41 adet eser sergileniyor.
6. KAYSERİ LİSESİ – MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ Derece-i Ula Mektebi Mülkiye İdadisi olarak inşa edilen okul binasının ilk katı 1903 yılında tamamlanmış. 1915 yılına gelindiğinde ise ‘Sultani’ olarak kullanılmaya başlanan okul, 1915-1916 yıllarında ilave bir kat inşa edilmiş.
Tarihi lise
Okulun yapısı dikdörtgen bir plan yapısında inşa edilmiş. Giriş kapısı önünde dört bağımsız sütun ve duvara gömülü başlıklara oturan kemerlerle oluşturmuş bir revak yer alıyor. Osmanlı Devleti’ndeki sayılı sultanilerden biri olan ve Milli Mücadele tarihinde önemli rol oynayan okul, 1920-1921 eğitim öğretim yılında bütün son sınıf öğrencilerinin Sakarya Savaşı’nda şehit olmasından dolayı 1921 Haziran’ında mezun verememiş.
Kayseri Lisesi
1923 yılında adı ‘lise’ olarak değiştirilen okul, eğitim düzeyi ve yetiştirdiği başarılı mezunlarıyla Türk eğitim hayatında oldukça katkısı olmuş. Yapı günümüzde ‘Milli Mücadele Müzesi’ olarak kullanılıyor.
Çanakkale, Sakarya ve Kurtuluş Savaşları sırasında birçok şehit ve gazi veren Kayseri Lisesi, Milli Mücadele tarihi açısından kent ve kentte yaşayan insanlar için gurur kaynağı olmuş.
7. KAYSERİ GÜPGÜPOĞLU KONAĞI 1419 yılında yapımına başlanan bu tarih kokan konak, yapılan eklemelerle bugünkü halini 18. yüzyılda almış. Müzede, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden eserler sergileniyor. Ayrıca, 18. yüzyıldaki konak yaşamını yansıtacak şekilde tasarlanmış ve dekore edilmiş gelin odası, harem odası, misafir odası gibi odalar sayesinde de o dönemin havası derinden hissediyorsunuz.
8. KAYSERİ BEDESTEN VE TARİHİ ÇARŞISI Kayseri’de birçok tarihi çarşı bulunmaktadır. Eğer imkanınız varsa bütün bu bedesten ve tarihi çarşıları gezin derim. Ama imkanınız yoksa en önemlilerinin Pirinççiler, Hacı Efendi ve Kapalı Çarşı olduğunu söyleyebiliriz. Bu çarşılardan veya bedestenlerden hem kendinize hem de sevdiklerinize hediye almak isterseniz mantı, pastırma, sucuk, Bünyan Halısı ve Yahyalı Halısı en iyi alternatiflerdir.
9. KAPUZBAŞI ŞELALESİ Mesafeden dolayı gitmeye fırsat bulamadığımız, dünyanın en yüksek ikinci şelalesi Kapuzbaşı Şelalesi Kayseri’de gezilecek yerler listemizin son sırasında yer alıyor.
Aladağ’ın zirvesinde bulunan kar ve buzullardan beslenen bu güzel şelalenin ziyaretçileri genelde yazın daha çok oluyor. Yazın bunaltıcı sıcağında buz gibi çağlayan sularının serinliğini herkes ister!
Kayseri’de gezilecek yerlerin dahası da var. Ancak bizden bu kadar. Belki ileride daha nice yerleri keşfe çıkarız.
Kayseri Gezi Rehberi linkini de bırakıyorum.
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂
Instagram Facebook
Kayseri Gezilecek Yerler, Yapılacak Aktiviteler Bir Anadolu Şehri: Kayseri Kayseri'ye gitmeyi düşünüyorsanız ve Kayseri'ye gidince ne yapacağım diye merak ediyorsanız işte Kayseri'de yapmanız gerekenler.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Amsterdam Masalsı Kasabaları
Siz de bizim gibi sadece tarihi yerler, müzeler gezmek istemiyorsanız yaşasın doğru yer! Bu yazımız hoşunuza gidecek bizce…
Edam
Yılbaşı rotamızın ikinci durağı Amsterdam, buraya iki gün ayırdık. “Amsterdam’a iki gün yetmez!” diyebilirsiniz. Evet, haklısınız ama biz genelde şehir merkezlerini tempolu şekilde geziyoruz. Malum izin durumlarından Amsterdam’ı da aynı şekilde kısa vakitte…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
MUHTEŞEM DÖRTLÜ: EDAM-VOLENDAM-MARKEN-MONNICKENDAM
Yeşilin her tonu, rengarenk kasabalar, lego gibi evler… Amsterdam’ın huzurlu kasabalarına yeniden merhaba!
Edam kasabasındaki köprüler
1. HUZUR VE SESSİZLİĞİN KASABASI: EDAM 12. yüzyılda balıkçıların ve çiftçilerin kasabaya yerleşmesiyle yaşam başlamış olsa da şu an dünyaca ünü peynirden öte geliyor. Bilmeyenler için buranın meşhur mu meşhur Edam Peynir’i var. Peynir üretimi devam ediyor, tadım ve alışveriş için peynir fabrikalarını ziyaret edebilirsiniz. Müze gibi oldukları için zamanın nasıl geçtiğini pek anlamayacaksınız! Önerim mutlaka tadına bakıp beğeneceğiniz peyniri belirleyin. Burada turistik etki ile fiyatlar daha pahalı. Vaktiniz olursa, Amsterdam merkezden burada beğendiğiniz peyniri daha uygun fiyata alabilirsiniz.
Müze kapalıydı ama yazın giderseniz görebilirsiniz
Şehirde bizi etkileyen en önemli şey de güzel mimarisi. Arnavut kaldırımlar, sakin sokaklar, birbiri içine geçen kanallar! Bir de açılıp kapanan miniş köprüler var. Edam, görülmeden dönülmemesi gereken yerler listesine girdi.
Masalsı evler
Ulaşım: ​Edam’a birçok noktadan ulaşım sağlayabilirsiniz. Amsterdam Central’daki EBS ofislerinden “Go Dutch” adı altında satılan 10€ tutarındaki günlük sınırsız bilet ile aşağıdaki bütün otobüsleri kullanabilirsiniz. Online alırsanız bilete 9€ ödüyorsunuz. Biletlerin kullanılabileceği 3 rota var. Dilerseniz bizim gibi kendi rotanızı oluşturabilir, yada haritada belirtilen rotaları takip edebilirsiniz.
Hangi durakta olursanız olun otobüsün kaç dakikada geleceği yazıyor
NOT: Amsterdam merkez tren istasyonundaki EBS gişesi sabah 09.00’da açılıyor. Günü iyi değerlendirmek isterseniz biletlerinizi 1 gün önceden alarak zamandan kazanabilirsiniz.
Volendam’dan geliyorsanız 316 numaralı otobüsü kullanarak 10-12 dakikada varabilirsiniz.
Bizim gibi Amsterdam’dan geliyorsanız 314 numaralı otobüsü kullanarak 30 dakikada varabilirsiniz.
2. BALIKÇI KASABASI: VOLENDAM Edam ve Zaanse Schans kasabalarına göre bir hayli büyük olan Volendam kasabası dendiğinde akla ilk gelen balıkçılık ve balıktır. Öyle ki Amsterdam’da satılan balıkların hemen hemen hepsinin Volendam’dan geldiği söyleniyor.
Meşhur Haring ama biz yemeye cesaret edemedik! 
Volendam gibi bir yere gelmişken ilk şey balık yemek! Planınıza mutlaka eklemelisiniz… Güzel restoranlarda sunulan balıkları uzun keyifli masalarda sevdiklerinizle paylaşmanın keyfi ayrı ama bizim gibi zamanınız çok yoksa kızartılmış olarak yiyebilirsiniz. Amsterdam Gezi Rehberi ‘nde de bahsettiğimiz gibi yenmesi gereken bir balık türü Haring Balığı. 😋 Yanında da enfes soslar var.
Brüksel’den gelen biri olarak buralarda tatlı tadımına pek girmedik. Zaten waffle ve çikolata cenneti Brüksel sonrası bir de Brugge’a gidiyoruz! Gelsin kaloriler 😬
Peynir yapımının anlatıldığı müze harika! 
Edam’da gezmeyenler için burada da sahile çok yakın olan Peynir Müzesi ziyaret edilebilir. Tam biz orta direk gezginler için, giriş ücretsiz bir de üstüne peynir tadımı yapabiliyorsunuz. 😋
Bizim gibi şanslı olup turist kafilesiyle beraber girerseniz alt katta peynir yapımıyla ilgili farklı dillerde yapılan demonstrasyonlar güzel bilgiler edinebilirsiniz. Edam’da belirttiğim gibi burada peynir tadımı yapıp alışveriş işini Amsterdam merkeze bırakmanız da daha ekonomik olacaktır.
Hollanda’nın yerel marketi olan Albert Heijn ‘da güzel peynirleri oldukça ekonomik fiyatlara bulabilirsiniz. Biz neredeyse 3 kilograma yakın peynir aldık. Tabi hangi Avrupa şehrinde olursanız olun Lidl fakörünü de unutmayın. Amsterdam’da karşılaşamadık ama Belçika’da güzel Amsterdam peynirlerini Lidl’dan da aldık.
Peynir cenneti! Fiyatlar biraz daha makul olsa ne güzel olurdu 🙂
Volendam’da bir dikkat çekici olay da eski fotoğraf stüdyolarında yöreye özgü eski kıyafetler ile ileride hatırlayabileceğiniz harika kareler çektirebilmeniz.
10€’luk fotoğrafı ücretsiz çektirmemize kaç puan?
Ulaşım: ​Volendam’a birçok noktadan ulaşım sağlayabilirsiniz. Amsterdam tren istasyonundaki EBS ofislerinden “Go Dutch” adı altında satılan 10€ tutarındaki günlük sınırsız bileti alarak aşağıdaki bütün otobüsleri kullanabilirsiniz. Online alırsanız bilete 9€ ödüyorsunuz. Size sunulan bu biletleri kullanabileceğiniz 3 rota var. Dilerseniz bizim gibi kendi rotanızı oluşturabilir, yada haritadaki rotaları kullanabilirsiniz.
Bizim gibi Edam’dan geliyorsanız 110 veya 316 numaralı otobüsleri kullanarak 10-12 dakikada ulaşabilirsiniz.
Marken’den geliyorsanız Marken Express denen tekneyi kullanabilirsiniz. Ancak bizim EBS ulaşım kartı bu teknede geçmiyor. Tekne ile geçmek isterseniz tek yöne 8€, gidiş-gelişe 10.5€ ücret ödemelisiniz. Tekne kullanmadan geçmenin yolu tabi ki var! Öncelikle 315 numaralı otobüse binip, Monnickendam-Nieuwpoortslaan durağında inip, sonrasında ise Monnickendam-Bernhardbrug durağından 312 numaralı otobüsü kullanarak  50 dakikada ulaşabilirsiniz.
Amsterdam’dan geliyorsanız en hızlı otobüs olan 316 numaralı otobüsü kullanabilirsiniz. Bunun dışında ile 312 numaralı otobüsü de kullanabilirsiniz. Tahminimce yolculuk biraz daha uzun sürecektir.
3. MİNİK ADA: MARKEN Marken oldukça eski bir adacık iken karadan küçük bir yol ile bugün yarım ada görünümünde. Önceleri sadece tekneler ile ulaşım sağlanıyorken bugün karadan ulaşım sağlanıyor.
Bu şehir o kadar tatlı geldi ki bize, sokakları daracık, harika ahşap evleri var bir de Volendam’a sefer yapıldığı küçük bir limanı var. Ancak bizim aldığımız ARTT biletleri denizden ulaşımı kapsamıyor. Tekne kullanmadan geçmenin yolu tabi ki var! Ulaşım kısmında anlatıyor olacağım.
Burada evler deniz paralel olarak dizilmiş ve bahçesinde denize karşı keyif yapmayı sevenler için harika bir manzara sunuyor.
Marken kasabasının tarihini öğrenebileceğiniz küçük bir müze de bulunuyor. Bir de burada Amsterdam’ın geleneksel ahşap ayakkabılarını üreten  bir fabrika var.
Ulaşım: ​Marken’e birçok noktadan ulaşım sağlayabilirsiniz. Amsterdam tren istasyonundaki EBS ofislerinden “Go Dutch” adı altında satılan 10€ tutarındaki günlük sınırsız bileti alarak aşağıdaki bütün otobüsleri kullanabilirsiniz. Online alırsanız bilete 9€ ödüyorsunuz. Size sunulan bu biletleri kullanabileceğiniz 3 rota var. Dilerseniz bizim gibi kendi rotanızı oluşturabilir, yada haritadaki rotaları kullanabilirsiniz.
Bizim gibi Volendam’dan geliyorsanız ve tekne kullanmak istemiyorsanız öncelikle 316 numaralı otobüse binip, Broek in Waterland-Dorp durağında inip, sonrasında Broek in Waterland-Village durağından 315 numaralı otobüsü kullanarak 1 saatte ulaşabilirsiniz.
Edam’dan geliyorsanız ilk olarak 314 numaralı otobüse binip, Monnickendam-Bernhardburg durağında inip, sonrasında Monnickendam-Nieuwpoortslaan durağından 315 numaralı otobüsü kullanarak 40 dakikada ulaşabilirsiniz. durağında inip sonrasında 311 numaralı otobüs ile ulaşabilirsiniz.
Amsterdam’dan geliyorsanız 315 numaralı otobüsü kullanarak 40 dakikada ulaşabilirsiniz.
4. ESKİ KASABA: MONNICKENDAM Diğer yerlere göre daha eski olan bu kasabada o kadar yer gördükten sonra şaşkınlık yaratan bir durum ile karşılaşmadık. Dıştan kilise olarak gözüken yapının aslında şehir müzesi olduğunu farkediyoruz. Yazının öncesinde göreceğiniz gibi her kasabada  bir müze var. Zamanınızın uygunluğuna göre içlerinden birini ziyaret edebilirsiniz.
Ulaşım: Monnickendam, Amsterdam merkeze çok yakın olduğu için ulaşım hem daha kolay hem de daha çabuk.
Amsterdam’dan geliyorsanız 312 veya 315 numaralı otobüsleri kullanarak 25-30 dakikada ulaşabilirsiniz.
Bizim gibi Marken’den geliyorsanız 315 numaralı otobüsü kullanarak 10-15 dakikada ulaşabilirsiniz.
Bizim gibi sonra durak olarak Monnickendam’ı seçtiyseniz ve Amsterdam’a dönecekseniz 312, 314 veya 316 numaraları otobüslerden birini kullanarak 20 dakikada şehir merkezinde olabilirsiniz.
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂
Instagram Facebook
Edam-Volendam Gezi Rehberi MUHTEŞEM DÖRTLÜ: EDAM-VOLENDAM-MARKEN-MONNICKENDAM Yeşilin her tonu, rengarenk kasabalar, lego gibi evler... Amsterdam'ın huzurlu kasabalarına yeniden merhaba!
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
GELENEKSEL LEZZETLER İLE KAYAK MERKEZİ: KAYSERİ
1. KAYSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Kayseri uzun yıllar Anadolu’daki önemli ticaret merkezlerinden biri. Ticaretle beraber, günümüzde kayakseverlerin gözde adresi Erciyes Dağı. Kayseri Belediyesi’nin son 10 yıldaki kış turizmine yaptığı yatırımlarla beraber hem yerli hem de yabancı turistler için önemli uğrak yerlerinden biri haline gelmiş durumda. Bir de Kayseri Mutfağı’na ait lezzet ve bol kalorili yemekleriyle gidilesi ve görülesi bir şehir oluyor! 👣✈
Kayseri’nin eski zamanlarda kullanılan Latince ismi ise Caesarea. Arapça dilinden Türkçe’ye evrilmiştir.
Dünyada tarihi anlamda da sayılı eski şehirlerden birisi olan Kayseri, ilk çağlarda Kapadokya adı verilen bölgede kurulmuş. Coğrafya derslerinden bildiğimiz üzere Kızılırmak’ın güneyinde bulunan bölge, Ankara-Konya-Aksaray sınırları içinde yer alan Tuz Gölü’nden Fırat’a kadar bir alanı kapsıyor. Tarih derslerinden bildiğimiz meşhur mu meşhur İpek Yolu da buradan geçer, stratejik açıdan da hayli önemli olmuş her zaman.
2. KAYSERİ’DE GEZİLECEK YERLER , YAPILACAK AKTİVİTELER Kayseri ile alakası olmayan bir insan bile Kayseri Mantısı’nı, Kayseri Pastırması’nı, Kayseri Sucuğu’nu ve son zamanlarda hem yerli hem de yabancı turistlerden talep gören Erciyes Kayak Merkezi’ni duymuştur.
Erciyes Kayak Merkezi
Bu gezimizde sadece kayak merkezi odaklı değil, böyle bir geçmişe sahip olan Kayseri’nin tarihi dokularına da bir nebze olsa dokunmak, hissetmek istedik.
Tarihi Kayseri Lisesi
Kayseri’ye bir seyahat planlıyorsanız ve Kayseri’ye gittiğimde ne yapacağım diye merak ediyorsanız işte Kayseri’de yapmanız gerekenler. Sizler için Kayseri’den döndüğünüzde keşke bunu da şunu da yapsaydım dedirtmeyecek bir fırsat!
👉 Kayseri Gezilecek Yerler, Yapılacak Aktiviteler yazımızın linki burada! 👈
👉 Kayseri Yeme-İçme Rehberi yazımızın linki burada! 👈
👉 Erciyes Kayak Merkezi yazımızın linki burada! 👈
3. KAYSERİ’YE ZAMAN GİDİLİR? Kayseri’nin büyük kısmı Orta Anadolu, karasal iklime sahip. Şehirde kışlar oldukça soğuk geçer. Yaz mevsimi ise sıcak ve kurak geçiyor. Kayseri’de en sıcak geçen aylar Temmuz ve Ağustos ayları. Kışın ise Ocak ve Şubat en soğuk aylar. Kışın gittiyseniz gün batımından sonra olacak dondurucu soğuğa hazır olun.
Kayseri Çarşı’da harika manzaralar
Siz de bizim gibi kayak ve yemek odaklı bir gezi programı yapıyorsanız hiç şüphesiz ki Aralık-Ocak-Şubat dönemini tercih etmek gerekecektir. Ancak ben sadece kültürel gezi ve yemek odaklı bir programı yapacağım derseniz de Nisan ve Mayıs ayları hava durumu ve yağış bakımından en uygun aylar. Bir de Nevşehir, Ürgüp ile birleştirirsiniz tadından yenmez. ❣
Kayseri Saat Kulesi girişi
4. KAYSERİ’YE NASIL GİDİLİR? Kayseri’ye İstanbul, İzmir gibi şehirlerden geliyorsanız en mantıklı ulaşım seçeneği uçak olacaktır. Biz 2018 Ocak ayında cumartesi sabah gidiş, pazartesi akşam dönüş uçuşunu kişi başı git-gel 120₺ ödeyerek aldık. Araba veya otobüs ile kıyaslanamaz fiyatlar yakalanabiliyor. Biraz erken plan yaparsanız, epey uyguna alabilirsiniz uçuşları dahası ucuz uçak biletlerini nasıl alıyorsunuz derseniz; küçük tüyolar verdiğimiz yazımıza buyurun!
Uçak dışında Kayseri’ye trenle ulaşım da mümkün. Van Gölü Ekspresi, Güney Ekspresi, Doğu Ekspresi, Erzurum Ekspresi ve 4 Eylül Mavi Tren hatlarıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.
5. KAYSERİ’DE NEREDE KALINIR? Kayseri Gezilecek Yerler yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi bizim ilk gidişimizde tercihimiz Radisson Blu Hotel oldu. Bizim gittiğimiz zaman skipass dahil bir paket vardı. Buna ek olarak %15 indirim de yapılınca, bizim için tadından yenmez bir durum oldu. Skipass olmayan paket için 2 kişilik oda 185₺, skipass dahil olan paket için 2 kişilik oda 300₺ idi.
2018 Ocak sonu ikinci kez kayak tatili için gideceğimiz Kayseri’de skipass fiyatlarını araştırdığımda tam bir hayal kırıklığına uğradım. Anladığım kadarıyla oteller sezonluk skipass alıyor ve ücreti 500₺. Aslında neredeyse sürekli kullandıkları bu skipassleri paket halinde satıyoruz derken bizi fena halde kazıklıyorlar. Kayseri’de yerel halkla iletişime geçerseniz veya öğrenci kartınız varsa oldukça uygun fiyatlara sınırsız skipass bulabilirsiniz.
Nitekim Radisson Blu’dan skipass dışında çok memnun kaldık. Ben böyle zengin ve dolu bir kahvaltı şu ana kadar hiçbir şehirde, herhangi bir otelde karşılaşmadım. Her şey kaliteliydi ve Kayseri’ye has lezzetler de sınırsızdı. Sırf kahvaltısı için bile bu otelde kalınır. Bu konuda bizden tam puan aldı. 👍📝
6. KAYSERİ HAVAALANI/ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Kayseri’de hem havalimanı hem de şehir içi ulaşımdan kısaca bahsettik.
Kayseri Erkilet Havaalanı Kayseri Havaalanı’nın şehir merkezine uzaklığı 5 km olduğu için ulaşım oldukça rahat. İster taksi ister Havaş kullanabilirsiniz.
🚕Biz ilk gidişimizde taksi kullanmıştık. Ortalama 25-30₺ tutuyor ve 10-15 dakikada ulaşabilirsiniz. 🚌Havaş’a binecekseniz ise 12₺ ödeyerek 30 dakika gibi bir sürede şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Havaalanına 4, 100 ve 102 numaraları otobüsler ile de ulaşım sağlayabilirsiniz. 🚗Biz son gidişimizde ise araba kiralayalım biraz özgür takılalım dedik. Budget’tan kiraladığımız arabaya günlük 100₺ verdik.
Kayseri’den Erciyes’e giderken
Şehir içi ulaşım Ülkemizin çoğu yerinde olduğu gibi Kayseri’de de otobüs ve dolmuş taşımacılığının yanı sıra tramvay taşımacılığı da tercih ediliyor. Bizim gibi araba kiralarsanız oldukça rahat edersiniz. Zira hava karardıktan sonra soğuk kendini ciddi anlamda hissettiriyor. 😬🌬
Kayseri şehir merkezi
Toplu taşımada İstanbul’daki İstanbul Kart’a benzer Kart38 adlı akıllı ulaşım kartı mevcut. Bu kartı 5₺ ücret karşılığında alıp, kullanacağınız kadar içine para yükleyebilirsiniz.
7. KAYSERİ MUTFAĞI Kayseri ile alakası olmayan bir insan bile Kayseri Mantısı’nı, Kayseri Pastırması’nı, Kayseri Sucuğu’nu mutlaka bilir. Kayseri’ye gidip de böyle güzel yöresel lezzetleri yememek olmaz. Kayseri’de, mantı, pastırma, sucuk, yağlamanın lezzeti bir başka! Kayseri’de ne yenir diyorsanız tıktık!!
8. KAYSERİ’DE ALIŞVERİŞ Bizim Kayseri’de alışveriş deyince aklımıza pastırma, sucuk ve mantı geliyor! Nitekim de İstanbul’a dönerken pastırma ve mantı aldık. Kayseri sucuğunu çemenin fazla ve ağır oluşundan dolayı biz pek sevemedik. Evde piştiğinde kokusu çabuk çıkmıyor. Afyon sucuğu daha tercih edilebilir bize göre. 😋 Ancak seyahatin sonuna doğru baharatının az olduğu bir sucuk markası bulduk ve denemek için aldık.
Sucuk&Pastırma için ilk adres
Pastırma için önerimiz Kale Önü Beğendik veya Elmacıoğlu. 2018 Ocak için kilogram fiyatları 70-130₺ arasında değişiyor.
Mantı için Elmacıoğlu veya Pastırmacı Hayrullah’ı tercih edebilirsiniz. Sırasıyla kilogram fiyatları ise 36₺ ve 42₺.
Bu kadar tarih kokan şehir de bile alışveriş merkezleri var. Forum Kayseri ve Kayseri Park acil bir ihtiyaç olursa gitmeniz gerekebilir diye yazıyorum.
9. KAYSERİ’DE BİSİKLET Kayseri’de hiç beklemediğim kadar bisiklet kullanımı yaygın ve ulaşılabilir. İstanbul gibi bir yerde yaşayınca böyle şeyleri görünce şaşırmamak elde değil. Bir Avrupa şehri kadar olmasa da ona yakın düzeyde bisiklet konusunda gelişmiş Kayseri! Tebrik ediyoruz!
Kayseri’de bisiklet şaşırtıcı derecede yaygın
Kayseri Ulaşım A.Ş. tarafından işletilen KayBis bünyesinde 600 bisiklet var ve günde ortalama 453 bisiklet kullanılıyormuş. Kayseri’de tam tamına 90 km bisiklet yolu varmış! 😱😬
 Bisikletler için neredeyse her yerde levhalar var
Kayseri şehir içi bisiklet kullanımı dışında MTB kullanıcıları için de oldukça geniş imkan sağlıyor. Erciyes Dağı ve çevresinde 27″ MTB bisiklet parkuru mevcut. Bu parkurların toplam uzunluğu ise 2400 km mertebelerinde.Mayıs-Ekim ayları arasında Kayseri parkurlarını ziyaret edebilirsiniz.
Kayseri Gezilecek Yerler
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂
Instagram Facebook
Kayseri Gezi Rehberi GELENEKSEL LEZZETLER İLE KAYAK MERKEZİ: KAYSERİ 1. KAYSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Kayseri uzun yıllar Anadolu'daki önemli ticaret merkezlerinden biri.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
TADILMASI GEREKEN LEZZETLERDE KAYSERİ
Kayseri ile alakası olmayan bir insan bile Kayseri Mantısı’nı, Kayseri Pastırması’nı ve Sucuğu’nu mutlaka bilir. Kayseri’ye gidip de bu yöresel lezzetleri yemeden dönmek olmaz. Kayseri’de, Kayseri mantısı, Kayseri pastırması ve Kayseri sucuğu  yemenin lezzeti bir başkadır. Bunların yanında bamya çorbası, yağlama, yağ mantısı, Develi cıvıklısı ve nevzine tatlısı gibi bir çok özel lezzeti de tatma fırsatı bulduk. Kayseri’de lezzet duraklarımız öyle çok ki, sadece bunun için yeni bir yazı yazmak istedik. Takipçilerimizden de gelen önerilerle çok güzel yerler bulduk, kısaca bahsedelim.
Unutmadan, tüm bu yöresel lezzetler eminiz evde annelerin yaptığı haliyle çok daha güzel. Zaten Kayserili takipçilerimizden duyduğumuz kadarıyla ev dışında bunlardan yemezmiş Kayserililer🙈 Sağolsunlar bizi de çook davet ettiler, keşke uydurabilseydik ama yine geleceğiz. İyisi mi siz Kayserilinin sofrasına oturmaya bakın ama bizim önerileri de yabana atmayın☺️
1. İSKENDER & YAĞLAMA – ELMACIOĞLU ❤ Elmacıoğlu’na gidene kadar Kayseri’de iskender yiyeceğimiz aklıma gelmezdi. Meğer Kayseri ve iskender dendiğinde Elmacıoğlu ilk sırada gelirmiş. Kayseri’de hem yerli halkın iskender için tercihi hem de biz gezgin ve turistlerin ilk uğrak noktalarından biri.
İncecik hamurlu yağlama
Sanmayın ki sadece iskender var. Kayseri’ye ait yöresel lezzetler de fazlasıyla var. Bizim Elmacıoğlu ‘ndaki asıl favorimiz  yağlama! Kayseri’de pek çok yerde yöresel lezzetlerin tadına baktık ancak buradaki yağlamanın kalitesine ve lezzetini başka bir yerde bulamadık.
Kayseri’ye özgü bir başka lezzet olan bamya çorbasının da tadına burada bakabilirsiniz. 1-2 kişi gidip bütün lezzetlerin tadına bakalım derseniz porsiyonları bitiremeyebilirsiniz. Bizim ekip her gidişimizde kalabalıktı ve böylece hepsinin tadına bakma fırsatımız oldu. Tüm ürünler tereyağlı ve salçalı olduğundan ağır gelebilir, azar azar ortaya söylemek en güzeli👍🏼
İskender anlamında öyle aman aman bir lezzetin sizi beklediğini düşünmeyin. Standart üstü bir iskender fiyatlar ise oldukça makul. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bizim favorimiz yağlama ve bamya çorbası oldu. 😬😋
Ulaşım: Elmacıoğlu’na Kayseri’de bir çok yerde bulabilirsiniz. Bizim size önerimiz Kayseri Kalesi’nin hemen arkasındaki restorana gitmeniz. Burası olmaz ise de Kayseri Park’a yürüme mesafesinde olan bir büyük restoran daha mevcut.
2. KEMAL KOÇAK Kayseri’de yemek seçenekleri oldukça fazla. Daha ilk gidişimizde kaldığımız otelin resepsiyonundaki görevli Kemal Koçak ‘ı tavsiye etmişti bize. Biz de yola koyulduk, iyi ki gitmişiz. Ne güzel yapmışız. Lezzeti, tadı hala damağımda! 😋
Mekanın ayrıntılara önem verişi, hizmet kalitesi ve dekorasyonu oldukça güzel. Güzel bir steakhouse konseptine sahip bir de Kayseri’nin yerel lezzetleri ile birleşince tadından yenmiyor. Şiddetle tavsiye ediyorum. 😬
Enfes yağ mantısı
Fiyat konusuna gelecek olursa ise bamya çorbası 14₺, mini cıvıklı 15₺,  Kayseri Mantısı 20₺, kağıtta pastırma 19₺ ve ızgara sucuk 15₺ .
Bizim burada favorimiz mini cıvıklı ve sucuk ızgara oldu. Yağlamasının hamuru çok kalındı, bu konuda Elmacıoğlu kesinlikle daha önde diyebilirim. Tüm yöresel lezzetleri tadımlık olarak bulabileceğiniz bir tabak da hazırlamışlar. Tatlı çeşitleri vasat üstü denebilir.
3. MANTI – KAŞIKLA Kayseri denince akla gelen ilk yemek tabi ki mantı! Mantı için biraz sabredip ikinci gün Kaşık-la ‘nın yolunu tuttuk. Bizim buraya gidişimizin tek sebebi mantıydı, sıradandı denebilir. Yöresel başka lezzetler de mevcut, nevzine tatlısı yalnızca burada vardı sanrım.
Yağlı ve salçalı yemekler bize göre değil, biz umduğumuzu burada pek bulamadığımızı söylemek isteriz. Mantı yiyecekseniz Elmacıoğlu da tercih edilebilir.
4. CIVIKLI PİDE – DEVELİ Kayseri’nin Develi ilçesinden çıkan cıvıklı pidesini yerinde yemek isterdik ancak Kemal Koçak’taki pide bile bize yetti.
Buradaki lezzet sırrı hamurun ince olması ve Kemal Koçak bunun hakkını fazlasıyla veriyor. Bir sonraki gidişimize Kayseri merkeze 50 km uzaklıkta bulundan Develi’de, yerinde lezzet tadımı yapmak isteriz tabi ki! Bir dahaki sefere 🔜
5. PASTIRMA/SUCUK- BEĞENDİK ET Sucuk ve pastırmanın Kayseri’de bu kadar çok sevilmesinin nedeni oldukça eskilere, 1920’li yıllara dayanıyor. Bu güzelim kentte eğer sucuk ve pastırmanın en saf ve en güzel halini yemek veya hediye götürmek istiyorsanız, evlik sucuk almanızı öneririz. Herhangi bir katkı maddesi olmadan, kıyma, baharat ve güneşte kurumayla elde edilen evlik sucukların lezzeti de bir harika. 😬 Kayserili evine aldığı sucuğa hediyelik sucuktan fazla önem veriyor. Daha da detay yazmayalım, onları kızdırmayalım. 😋
Kayseri’de sucuk alacaksanız çok fazla marka seçeneğiniz yok. Şahin, Başyazıcılar ve İmamoğlu Sucukları her yerde karşınıza çıkıyor. Daha önceki tecrübelerimize dayanarak baharatı en az olan İmamoğlu Sucukları’nı tercih ettik. Kilogram satış fiyatları İmamoğlu 50₺, Başyazıcılar ve Çoşkun 52-54₺ arasında değişiyor.
Pastırmaya gelecek olursak, bu kısımda da fiyatlar 70₺’den 130₺’ye kadar çıkıyor. Burada fiyatı değiştiren etken pastırmanın yapımında kullanılan etin hayvanın hangi kısmında olduğuyla ilgili. Mesela en ucuz olan pastırma hayvanın bacaklarından çıkan etten, en pahalı olan ise hayvanın sırtından çıkan etten yapılıyor. Bizim tercihimiz Beğendik Et ‘ten online alışveriş de yapabilirsiniz.
Afiyetler olsun!
Erciyes Kayak Merkezi Hakkında daha fazla bilgi için linke tıktık!
Kayseri Yeme-İçme Rehberi TADILMASI GEREKEN LEZZETLERDE KAYSERİ Kayseri ile alakası olmayan bir insan bile Kayseri Mantısı'nı, Kayseri Pastırması'nı ve Sucuğu'nu mutlaka bilir.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Erciyes Kayak Merkezi
Türkiye’nin En Teknolojik Kayak Merkezi: Erciyes Kayak Merkezi
Kayseri’ye kış mevsiminde gidenler, zirve yapan heyecan ve bir spor sahnesine dönüşen dinamik bir şehre hazırlıklı olun! Bildiğiniz Kayseri’nin dışında bir şehir oluyor kışları. Şimdi Erciyes Kayak Merkezi hakkında detaylı bilgi verme zamanı.
1. ERCİYES KAYAK MERKEZİ PİSTLERİ NASIL? Kartepe, Uludağ hatta yurt dışında deneyimlediğim…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Zaanse Schans Gezi Rehberi
Hollanda'da Amsterdam'dan sonra akla ilk gelen yer: Zaandam'ın bir köyü, Zaanse Schans! Aslında gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız ki bizim bildiğim köylerle buranın pek bir alakası yok. Adeta bir film seti!
MASALSI KÖY: ZAANSE SCHANS
Hollanda’da Amsterdam’dan sonra akla ilk gelen yer: Zaandam’ın bir köyü, Zaanse Schans! Aslında gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız ki bizim bildiğim köylerle buranın pek bir alakası yok. Adeta bir film seti! 🏡🏡
Bugün de burada köy yaşamı devam etse de görüntü alışkın olduğumuzdan çok farklı 😇 Evlerin önünde bakımlı bahçeler, birbirinden güzel dekorlar, küçük…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Kitap İncelemesi: Rüzgara Karşı
“Dünyayı gerçekten keşfetmek istiyorsanız bisiklete atlayın!”
Kitap incelemesinde uzman değiliz ama uzun zamandır aklımızda, bir elin parmaklarını geçmeyen bisiklet odaklı kitapları incelemek, blogumuzda bir derleme oluşturmak… Açılışı Berna’ya tur motivasyonu olsun diye bir kadın uzun yol bisiklet hikayesi ile yapalım istedik 😍
Keyifle hazırladık, umarım fikir verir! İlham olur, yola düşürür. ☺️
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
ŞİRİN SAHİL KASABASI: DEDEAĞAÇ/ALEXANDROUPOLİS
1. DEDEAĞAÇ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER ​İki balıkçının yerleştiği Dedeağaç, Batı’ya doğru deniz ve karayolları ile Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan, deniz feneri ile hatırlanan bugün de yine bir balıkçı şehri olan şirin mi şirin bi yer. Küçüklüğüne inat olsa gerek, eğlence için sayısız alternatifler sunan Dedeağaç, özellikle bize yakınlığı ve kolay ulaşım ile son dönemlerde Türklerin gözde tatil seçeneklerinden biri.
@Agia Pareskevi Plajı
​ Dedeağaç’ın ana iki caddesi her şeyi içinde toplamış diyebiliriz: Şehrin sembolü fenerin bulunduğu sahil şeridi ve hemen üstünde ona paralel olan Demokrasi Caddesi.
2. DEDEAĞAÇ ve YAKINI GEZİLECEK YERLER ​Biliyorsunuz ki Yunanistan da tıpkı Türkiye gibi tarih, kültür ve deniz bakımından oldukça zengin bir ülke. Günümüzde birçok insan yakınlığı sebebiyle Yunanistan’da tatil yapmayı tercih ediyor. Biz de bu sene izinlerimizin bir kısmını Yunanistan’da geçirmeyi planladık. Sınıra çok yakın, arabayla ulaşım oldukça pratik yanı sıra bu civarda tarihi olsun ve denize girilebilecek olsun bir çok alternatif var.
@Vistonida Gölü, İskeçe
“Dedeağaç Gezilecek Yerler” linkine tıklayarak detaylı gezilecek yerler listesine ulaşabilirsiniz.
3. DEDEAĞAÇ NEREDİR? ​Dedeağaç, Yunanistan’ın Doğu Makedonya ve Doğu Trakya bölgesinde bulunan bir sahil kentidir.
Edirne Enez ilçesi ile kıyıdan arasındaki mesafe çok azdır. Ege Denizi ile kıyısı vardır. İstanbul’dan 300 km uzaklıkta yer almaktadır.
4. DEDEAĞAÇ’A NE ZAMAN GİDİLİR? ​Kavala’ya çok benzeyen Dedeağaç’ta da Akdeniz iklimi özellikleri görülmektedir. Yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçerken kış ayları Edirne’de olduğu gibi yağışlı ve soğuktur. Denize girme sezonu mayıs ayının başında başlar ve ekim ayının sonuna kadar devam eder. Haziran-Ağustos dönemi en sıcak dönemdir. Gezmek ve dolaşmak için bize göre ideal mevsim ilkbahar ve sonbahar.
5. DEDEAĞAÇ’A NASIL GİDİLİR?​ İstanbul’dan 300 km uzakta bulunan Dedeağaç’a özel aracınızla sınırda trafik olmazsa 4 saatte ulaşabilirsiniz. Diğer bir alternatif olarak İstanbul’dan kalkan otobüsler kullanılabilir.
Yunanisan yolcusu kalmasın!
​Dedeağaç’a direk uçuş yok, hal böyle olunca Dedeağaç’a uçak ile gitmek tam bir eziyet. Bu seçeneği düşünmenizi pek önermem. Bizim tercihimiz özel araç ile yurt dışına çıkmak oldu. Yurt dışına araçla çıkış için yapılması gerekenler burada!
6. DEDEAĞAÇ’TA NEREDE KALINIR? ​Yaz döneminde bir sahil kentine dönüşen Alexandroupolis’te denizin tadını çıkarmadan dönmek tabi ki de düşünülemez! Saros körfezinin berraklığına alışık biri olarak, Ege’nin karşı yakası Dedeağaç tarafındaki denizi de oldukça beğendim.
Hani hep derler ya Yunanistan ile Türkiye birbirlerine çok benzerler. İnsanların yaşam biçimleri, olaylara heyecanla yaklaşmaları, dükkanları, trafiği ve yemekleri benziyor, hatta aynı diyebiliriz. Benzemeyen en önemli nokta ise kamp kültürleri, kamp alanlarındaki olanaklar.
@Campsite Municipal of Alexandroupolis
Geçen sene tamamını bisiklet ile gerçekleştirdiğim turda da Campsite Municipal of Alexandroupolis’te kalmıştım. Kamp alanı, denize ve birbirine paralel asfalt yollarla bölünmüş oldukça geniş karavan ve çadır alanlarından oluşmaktadır. 2 kişi, 1 araba ve 1 çadır için 2 günlüğüne 40 Euro verdik. Her alanın elektrik bağlantı kutusu, 50-100 metre aralıklarda çeşmeleri ve oldukça temiz tuvalet/duşları ile gönlümüzü fethetti. Kamp alanın oldukça uzun ve geniş sahili var. Semadirek ve Gökçeada manzarası eşliğinde denize girebilirsiniz.
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
​Kamp alanları dışında ise pek çok üç yıldızlı hotel ve pansiyon ile beş yıldızlı bir hotel var. Bütçe durumunuza göre bunlardan seçebilirsiniz. Meşhur köftecimize yakın Hotel Erika’yı önerebilirim. 2 kişilik oda 70-80 Euro arasında olup, buna basit bir sabah kahvaltısı da dahildir.
Kamp alanı sahili; oldukça sakin ve temiz!
7. DEDEAĞAÇ’TA HAVAALANI/ŞEHİR İÇİ ULAŞIM ​Öncelikle Yunanistan’a özel aracınızla gitmenizi öneririm. Sadece sınır kapısında biraz ekstra zaman harcamanız mümkün. Bunun dışında oldukça keyifli bir araba yolculuğu yapacağınıza emin olabilirsiniz.
Yunanistan’da Selanik’ye şehir merkezinde korkunç bir park problemi varken, Dedeağaç, İskeçe, Gümülcine ve Kavala şehirlerinde herhangi bir park ücreti ile karşılaşmadık. Diğer Avrupa ülkelerindeki gibi ücretli olmadığı için araba ile gezerken ekstra ödeme olmuyor.
Arabanızı park ettikten sonra yürüyerek şehir çok rahat bir şekilde gezebilirsiniz. Toplu taşıma kullanmaya bile kolay kolay ihtiyaç duymazsınız. Şehrin diğer uzak yerlerine gidecekseniz de otobüslerle çok rahat ulaşabilirsiniz. Otobüs yerine taksileri de tercih edebilirsiniz, taksi fiyatları da oldukça uygun. Tabi ki öncelikli tercihiniz otobüs olsun. 🙂
8. DEDEAĞAÇ MUTFAĞI ​Yemek konusunda en seçici insana bile 1000 tane seçenek sunarak adamı gastronomik hazın varlığından haberdar eden, Türk mutfağının amcaoğlu Yunan mutfağı, sizi Kavala’da da mutlu bir insan yapmak için hazır bekliyor.
Sadece Dedeağaç değil Yunanistan’da gezeceğiniz çoğu şehirde Rum mutfağının vazgeçilmezi olan sebze yemekleri, balık ve harika ege mezelerinin tadına bakmalısınız. Taze salatalar, zeytin ve beyaz peynir farklı pişirme çeşitleri ile sofralarda genellikle yerini alıyor.
Yunanistan’da gezerken siesta (öğle uykusu) saatlerine dikkat edin. Genel olarak saat 2’den sonra kapanan dükkanlar akşama doğru açılıyor, bazısı da hiç açılmıyor. Akşam yemeklerini 8-9’dan önce gitmemeye özen göstermeniz gerekir aksi halde pek çok restoranı kapalı bulabilirsiniz.
Dedeağaç’ta Hotel Erika’nın etrafında güzel taverna ve restoranlar buluyor.
Köfte ​Bizim favorimiz Kanabidis isimli köfteci oldu. Köfte, patates kızartması ve Yunan salatası (Greek Salad) yemeden dönmeyin. Köfte siparişi adet olarak veriliyor, tadına doyum olmuyor. Köftenin adeti 1 Euro, Yunan salatası da 4-5 Euro arasındaydı.
Greek Salad ​Müthiş bir tat! Benzer olmakla beraber; zeytinlerin çekirdeği yok. Domateslerin en lezzetli zamanıydı.. Bol bol zeytinyağı, salatalık ve feta olarak adlandırılan beyaz peynir harika. Bizim peynirlerden biraz farklı. Yediğiniz şehre göre salatanın sunumu ve tadı değişebiliyor. Dedeağaç ve İskeçe’de aldığım lezzeti ve hazzı diğer şehirlerde alamadım örneğin.
Pumpkin fries – κολοκυθάκια τηγανητά ​Malum, Yunanistan’ın deniz kokulu taverna sofraları çok meşhur; şöyle güzel bir yere oturup masadan memnun kalkmamanız neredeyse imkânsız. Bazı yemekleri gündelik hayatımızda sık rastlamadıklarımızdan, bazıları ise tanıdık ama tatları bambaşka. Bizim için bunların başında Yunan usulü kabak kızartma, yani ‘Kolokithakia Tiganita’ geliyor. Kolokithi/κολοκύθι’de kabak demek. Kavala’da veya başka Yunan şehirlerinde deneyebileceğiniz tatların başında geliyor. Musakka da benzer ama farklı baş tacımız! 🙂
Aya Yorgi ​Bu gidişimizde zamanı uydurup gidemediğimiz; enfes deniz mahsullerinin geldiği Aya Yorgi’ye kesinlikle gidin. Izgara, ahtapot, midyeli pilav ve kabak kızartmasını bu restoranda denemenizi şiddetle öneririm. Türkiye’den farkı ise biraz daha çıtır çıtır olması.
9. DEDEAĞAÇ’TA ALIŞVERİŞ ​Şehrin merkezinde yapılabilecek keyifli aktivitelerin başında gelmektedir. Dimokritos yani Demokrasi Caddesi üzerinde oldukça güzel dükkanlar var, buralardan hediyelik eşyalar alınabilir.
10. DEDEAĞAÇ İLE SAAT FARKI ​Türkiye 2016 Eylül itibari ile UTC+3 saat dilimine geçmiş ve Selanik ile aynı saat dilimini paylaşmaktadır. Bu nedenle Selanik ile Türkiye arasında herhangi bir saat farkı bulunmamaktadır.
11. DEDEAĞAÇ PARA BİRİMİ ​Selanik’in para birimi Euro (EUR) ‘dur. 2017 Temmuz itibariyle 1 EUR, 4.1₺ mertebelerindedir.
12. DEDEAĞAÇ FAYDALI BİLGİLER Yangın: 199 Polis: 100 Ambulans 166 Acil Durum: 112
13. DEDEAĞAÇ İÇİN VİZE GEREKLİ Mİ? Evet, Dedeağaç’a gitmek için Schengen vizesi almak gerekmektedir. Yeşil (Hususi) ve Gri (Hizmet) pasaportlara vize uygulanmamaktadır. Bordo (Normal) pasaporta vize istenmektedir.
Schengen Vizesi başvurusu için tıktık! Schengen Vizesi gerekli evraklara da buradan ulaşabilirsiniz.
14. DEDEAĞAÇ’TA BİSİKLET ​Yunanistan’da bisikletle gezilecek yollar dünyanın en iyileri arasındadır. Sakin otobanlar, fazla dik olmayan yollar, sahil kenarından sürüş yapma keyfi bisiklete binme isteğini arttıracak cinstendir.
Bisiklet, bir şehri tanımak için en iyi ulaşım araçlarından biridir. Bisikletçiler, harika egzersizler ile keşif heveslerini bir araya getirerek ve Yunan şehirlerinden pek bilinmedik yollardan güzergâhlarını oluşturabilirler. Atina’nın yanı sıra (bazı belediyelerde) Selanik, Volos Karditsa, Trikala, Larissa, Kavala, Nafplion, Lamia ve Messolonghi gibi birçok şehirde bisiklet yolları bulabilirsiniz. 2016 yılında yaptığım İpsala-Dedeağaç-Enez bisiklet turuma linkten ulaşabilirsiniz.
@2016 Enez-Dedeağaç Turu
Size müthiş bir önerim var; İpsala sınır kapısına kadar araba ile girip, oradan yaklaşık 2 saat içinde Dedeağaç’a varabilirsiniz. Bu turunuzu ister günü birlik isterseniz de kamp alanında kalarak gerçekleştirebilirsiniz. Dedeağaç bisiklet turumun detayları için linki buraya bırakıyorum.
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz! 🙂
Instagram Facebook
Dedeağaç Gezi Rehberi ŞİRİN SAHİL KASABASI: DEDEAĞAÇ/ALEXANDROUPOLİS 1. DEDEAĞAÇ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER ​İki balıkçının yerleştiği Dedeağaç, Batı'ya doğru deniz ve karayolları ile Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan, deniz feneri ile hatırlanan bugün de yine bir balıkçı şehri olan şirin mi şirin bi yer.
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
YUNANİSTAN’IN LİMAN KENTİ: SELANİK
​Bu sefer Yunanistan turumuz genişletmemize ailelerimiz sebep oldu diyebilirim. Aile içinde sürekli “Yine nereye gidiyorsunuz?” sorusu.. Sonra sonra yerini “Bizi de gezdirinlere” bıraktı. Bu nedendir ki iki araba ve 7 kişilik bir tur bekliyordu bizi. “Hani sen Velespitli Gezgin’din?” diyenler haklı, bu sefer maalesef bisiklete seyahatimizde yer veremedik.
​Daha önceleri biraz daha spontane olan turlarımızı bu sefer önden daha iyi çalışıp gitmem gerekiyordu. Bu kadar kalabalık gitmemiz iyi bir planlama gerektiriyor. İlk olarak ulaşım düşünürüm hep, uçak biletleri ciddi pahalı, otobüs ise bize tam bir eziyet olacaktı. Özel araç ile olabilirdi ancak, yurt dışına araçla gitmek için yapılması gerekenleri daha önce yazmıştım!
Perşembe gece 00.00 sularında yolculuğumuz başladı. İpsala’da gümrük esnasında trafikte kalmazsak 08.00 gibi Selanik’te olacağımızı düşünmüştüm ki öyle de oldu.
​Şehre erken varmamıza rağmen park konusunda oldukça sıkıntı çektik. İstanbul gibi bir metropolde bile biz böyle durumlarla karşılaşmıyoruz. Resmen park yeri yok! Yarım saat şehri turladık ancak herhangi bir park yeri bulamamıştık. Size şunu diyebilirim ki siz siz olun direk ücretli otoparka gidip günlük 9€ ücreti verin, kafanız rahat etsin. Sokaklar şehirde yaşayanlara ayrılmış durumda, sokaktaki araçlar ise krizden midir bilinmez sanki yıllardır yerlerinden hiç kıpırdamamışlar. Bu konuyu uzatmadan gelelim gezimize!
Yunanistan’ın sınırımıza yakın, en popüler yerler Selanik, Langaza, Asprovalta, Kavala, İskeçe, Gümülcine ve Alexandroupoli/Dedeağaç. Bahsettiğimiz bu noktaların hepsine gittik ve gezilecek yerlerden her bir şehri size ayrı ayrı anlatmanın daha doğru olacağına karar verdik. Bu yazıda Selanik’te gezilecek yerleri ve gezi tecrübelerimizi detaylıca anlatacağız. Rotayı oluşturmak size kalıyor!
1. SELANİK HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER ​şte o harika şehirlerden bir tanesi daha! Se-la-nik! diyerek başlamak isterdim ancak ilk etapta bizde oldukça hayal kırıklığına uğrattı şehir. Bakımsız, pis, düzen yok! Bunların üstüne bir de hava 37 derece olunca ilk gün için gidişat pek iyi değildi. Mümkünse sahil kısmından yukarıya çok çıkmayın. 🤩
M.Ö. 300’lü yılların başında Makedonya Kralı tarafından kurulan şehir, Makedonya Krallığı’nın yıkılması ile Roma İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Çeşitli işgaller sonrasında 1300’lerin sonuna doğru Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 1900’lerin başına kadar Osmanlı’da kalan şehir Osmanlı’nın dağılma süreciyle beraber Yunanistan’ın egemenliğine geçmiştir.
@Agia Sofia Kilisesi
​Tarih içinde farklı kültür, gelenek ve doğal olayların etkisiyle şekillenen şehir şu an Yunanistan’ın en büyük ikinci şehri olmakla beraber Yunanistan’ın kültür başkenti olmasıyla ön plana çıkmaktadır.
​Adını Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike’den almış sadece biz Türkler, Selanik diyoruz.
Şehir İzmir’i oldukça andırmakla beraber İzmir’den çok farklı olduğunu altını çizerek belirtmek isterim. İlk görüşte aşık olunası şehirlerden değil, aman aman görsel bir albenisi de yok. Hafif betonlaşmaya ayak uydurmuş, pasaklı bir şehir. Ancak hafta içi ya da hafta sonu İstanbul’u aratmayacak şekilde canlı. Canlı ve kalabalık…
Şehrin üst kesimleri sefalet ve bakımsızlıkla boğuşurken, sahilde lüks mağazalar, arabalar ve hiç Trakya’da hiç karşılaşmadığımız zengin halk. Yine Trakya dedim:) Yunanistan’ı hep kendi ülkeme daha yakın görmemin sebeplerinden biri de sanırım daha samimi olan insan profilinden kaynaklanmaktadır. Ne de olsa bir taraftan Yunan göçmeniyim.
2. SELANİK’TE GEZİLECEK YERLER ​Şehirde yapısı gereği neredeyse her sokak deniz çıkıyor. Tarihin derinlikleriyle günümüze ulaşan yapıları ve sıcakkanlı Yunan insanıyla vazgeçilmez rotaların başında gelmesi bu yüzden. Yunanistan’daki en sevindirici olay görülecek bütün yerlerin yürüme mesafesinde oluşu. Şehirdeki tüm gezilecek yerleri yürüyerek gezmeye kalksanız 6-7 kilometrelik bir rota çıkıyor karşınıza. Benim önerim şehir sıkı bir yürüyüşle 1 günde gezebilirsiniz. Ancak sıkı tempo değil de orta hallice gezelim o zaman keyfini çıkararak 2 günde de gezebilirsiniz. Bu şehirde aynı zamanda harika yemekler yiyebileceğiniz, istediğiniz zaman kısa sürelerde gidebileceğiniz harika plajlar da mevcut.
@Atatürk Evi Müzesi
👉Selanik Gezilecek Yerler👈 linkine tıklayarak detaylı gezilecek yerler listesine ulaşabilirsiniz.
3. SELANİK NEREDEDİR? ​Selanik, ülkenin Kuzeydoğusunda, Doğu Makedonya bölgesinde bulunan bir sahil şehridir. Ege Denizi ile kıyısı olan şehir, Selanik Körfezi’nin de başında bulunmaktadır.
İstanbul’dan 580 km uzaklıkta yer alan şehir, Kavala ile de arasında 80 km mesafe bulunmaktadır.
4. SELANİK’E NE ZAMAN GİDİLİR? ​Selanik’te Akdeniz iklimi özellikleri görülmektedir. Yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçerken kış ayları kuzey kısımlara çıkıldıkça Edirne’de olduğu gibi yağışlı ve soğuktur. Kıyı kesimlerde kışın bile hava yumuşak geçer. Denize girme sezonu mayıs ayının başında başlar ve ekim ayının sonuna kadar devam eder. Haziran-Ağustos dönemi en sıcak dönemdir. Plaj keyfi yapmak istiyorum diyenleri Temmuz ayında Selanik’e gitmesinde ısrarcıyız. Gezmek ve dolaşmak için bize göre ideal mevsim ilkbahar/sonbahar aylarıdır.
5. SELANİK’E NASIL GİDİLİR? Selanik’e 3 farklı yolla gidebilirsiniz.
İstanbul’dan 580 km uzakta bulunan Selanik’e özel aracınızla sınırda trafik olmazsa 6-7 saatte ulaşabilirsiniz.
​Diğer bir alternatif olarak İstanbul’dan kalkan otobüsler kullanılabilir.
Son olarak da havayolu ulaşımını kullanarak Selanik’e ulaşabilirsiniz. İstanbul’dan 1 saat 15 dakika sonra varacağınız Selanik’te bulunan Makedonya Uluslararası Havalimanı şehir merkezinden 15 km uzaklıkta yer almaktadır.
Ege Denizi’nden Selanik’e ulaşmak da mümkün, çeşitli Yunan adalarından Selanik’e oldukça feribot seferi yapılmaktadır.
Bizim tercihimiz özel araç ile yurt dışına çıkmak oldu. Yurt dışına çıkış için yapılması gerekenler için tıktık!
**​Selanik’e araba ile gitme kararı aldığınızda İstanbul’dan itibaren izleyeceğiniz rota şu: İstanbul – Tekirdağ – Malkara – Keşan – İpsala Sınır Kapısı. Ardından Yunanistan içinde Alexandroupoli yani Dedeağaç, oradan Xanthi ve oradan Kavala’ya doğru ilerleyip ardından kısa bir süre içinde Selanik’e ulaşabilirsiniz. Tüm bu rota boyunca yolunuzun üzerinde ya da yakınlarında Kavala ve Alexandroupoli gibi noktaların yanı sıra, Thassos, Asprovalta gibi denize girebileceğiniz yerler ve koskocaman bir Halkidiki bölgesi yer alıyor.
6. SELANİK’TE NEREDE KALINIR? ​Yunanistan’ın diğer şehirlerinden (Kavala, İskeçe, Gümülcine ve Dedeağaç) farklı olarak Selanik’te her kesme hitap edebilecek konaklama seçenekleri mevcut. Şehirde çoğu yer yürüme mesafesinde olduğu için Avrupa şehirlerinden biraz daha farklı düşünebilirsiniz. Bütçeniz uygunsa Aristotelous Meydanı’nın bulunduğu çevrede konaklamak en iyi seçenlerden biridir.
Aracınız var ise bizim yaptığımız gibi Airbnb üzerinden bir ev ayarlayarak müstakil/ahşap evin keyfini çıkarabilirsiniz. Kişi başı 20 € bir ücret ödedik..
Airbnb hakkında daha fazla bilgi almak için linke tıktık!
Geceleri Selanik’teki barlarda takılmak isterseniz de kalacağınız yeri Ladadika Bölgesi’nde yer alan hotellerden birinden seçmelisiniz.
7. SELANİK ŞEHİR İÇİ ULAŞIM ​Öncelikle Selanik daha doğrusu Yunanistan’a özel aracınızla gitmenizi öneririm. Sadece sınır kapısında biraz ekstra zaman harcamanız mümkün. Bunun dışında oldukça keyifli bir araba yolculuğu yapacağınıza emin olabilirsiniz.
Selanik’te otopark başlı başına bir sorun. Sabah erkenden yer bulmalısınız ya da ücretli otoparklara giderek aracınızı park edebilirsiniz.
@Selanik Sokakları
​Daha önceden dile getirdiğimiz Dedeağaç, İskeçe, Gümülcine ve Kavala şehirlerinde herhangi bir park ücreti ile karşılaşmamıştık. Diğer Avrupa ülkelerindeki gibi ücretli olmadığı için araba gezerken hiç problem olmuyor. Şehir biraz büyüyünce hayat da pahalılaşıyor doğal olarak.
Arabanızı park ettikten sonra yürüyerek şehir çok rahat bir şekilde gezebilirsiniz. Toplu taşıma kullanmaya bile kolay kolay ihtiyaç duymazsınız. İhtiyaç duyduğunuz zamanlarda da istediğiniz her yere otobüslerle ulaşabilirsiniz. Otobüs dışında tramvay veya metro sistemi olmadığı için bir diğer alternatif de taksi olabilir.
Otobüslerde standart biletler 1 saat kadar geçerli. Ancak 1 günlük, 3 günlük veya 1 haftalık bilet seçenekleri de mevcut. Avrupa sistemi gibi otobüse bindiğinizde biletinizi okutmayı aman haa unutmayın!
Selanik’te 1 adet uluslararası havalimanı mevcut. Uçakla gitmeye karar verirseniz ineceğiniz yer şehrin 15 kilometre dışındaki Makedonya Uluslararası Havalimanı olacak. Servisler ve otobüsler ile şehir merkezine ulaşmanız çok kolay.
8. SELANİK MUTFAĞI ​Yunan Mutfağı oldukça geniş yelpazeye sahip. Hal böyle olunca yemek konusunda da pek sorun yaşamadan harikulade lezzette yemekler ile karşılaşabiliyorsunuz. Tabi ki yemek işini son dakikaya bırakmadan daha önceden belirlediğim yerlerde kahvaltımız edip yemeklerimizi yedik.
Kahvaltı – Estrella ​Sabah 9’da kafeye baskın yaparmış gibi gittiğimiz için çalışanlar da durumu biraz garipsedi. Ee tabi akşamdan beri yoldaydık biraz uyku biraz da açlık bastırınca sabırsızlanmadık desek yalan olur 🙂
​Gelelim ufak mı ufak ama bir o kadar da sevimli kafemize: Estrella! Normal bir dükkan sanmıştık ki yarım saate sonra iğne atsan yere düşmeyecek kalabalıklığa ulaştı.
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
​Hazırladığı tüm gün kahvaltı & brunch menüsüyle herkesin ilgisini çekmeyi başarmış durumda. Yumurtanın her çeşidi, pankek, burger, her türlü makarna ve taze meyve suyu seçenekler arasında yer almaktadır.
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
​Bougatsan’ı sıcak kremayla servis edilen kruvasanı, Selanik simidi hamuruyla yapılmış pizzayı, şehrin Osmanlı dönemine ithaf edilmiş olan Osmanlı Burger’ı, Yunanistan’ın çeşitli bölgelerinden toplanan bitkilerle hazırlanmış içecekleri ve Estrella’nın özel harmanlanmış 3. nesil kahvesini mutlaka deneyin. Bizim favorimiz otlu omlet olmuştu. Siz de damak tadınıza uygun bir lezzet eminim ki bulacaksınızdır.
Yemek – O Kipos tou Thermaikou İnanın okumayı hala tam olarak beceremiyorum! 🙂
Bu arada biz turumuzun son durağına White Tower’ı ayarlamıştık ve tur sonunda hemen bu restorana geldik. Çalışanlar oldukça mutlu, garsonlar güler yüzlü kısacası çalışan herkes yaptığı işten yeteri kadar mutlu. Darısı bizimkilerin de başına! Fiyat anlamında Türk Lirası’na çevirseniz bile çok demeyeceğiniz bir hesapla ile masadan çok rahat kalkıyorsunuz. Biz 7 kişi 72€ ücret ödedik.
Lezzet anlamında aileleri ve bizi oldukça tatmin etti. Bu kadar büyük porsiyonlara bu lezzetler ve bu fiyatlar bizim turizmcilere örnek olsun diyerek masadan kalktık 🙂
Kızarmış kabak, patlıcan kulesi -yemesi oldukça zor oluyor- haşlanmış fırın patates, Yunan salatası ve daha bir çoğu. Büyük kısmı tanıdık gelse de hepsinin kendine göre farklı bir lezzeti de var tabi. Uzo, ‘half sweet red wine’ ismini verdikleri şarap bizim beğendiklerimiz; içecek menüsünü zenginleştirenler arasında.
​Yunan salatasını fazlasıyla seven biri olarak buradaki malzemeler çok tatmin edici gelmemişti. Ancak içine koydukları sosla lezzet anlamında oldukça tatmin etti. Anlaşılmıştı ki bir Yunan salatası yok, bunun da yorumu farklı. 🙂
9. SELANİK’TE ALIŞVERİŞ ​Şehrin tam merkezinde yapılabilecek en keyifli aktivitelerin başında alışveriş geliyor. Bu kısım eminim ki bayanların daha çok ilgisini çekecektir. Tarihin, eğlencenin bol bulunduğu şehirde her kesme hitap eden mağazalara, pazarlara ve alışveriş merkezilerine rastlamak mümkün.
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
​Selanik’in en popüler alışveriş caddesi Tsimiski Caddesi’dir. Şehrin merkezinde bulunan bu caddede kelimenin tam anlamıyla her şey bulabilirsiniz. Bu caddeyi dikey kesen Agias Sofia Caddesi ise sadece yayalara açık olması ve çok uygun fiyatlara yerel markaların bulunması nedeniyle gidilip görülmesi gereken bir caddedir. Bir de biraz daha lüks, popüler ve elitimsi cadde olan Mitropoloes Caddesi’ni de gezebilirsiniz.
​Bizim gibi sadece günlük değil de ev alışverişi de yapabilirsiniz. Nasıl mı? Cevap belli ‘Lidl!’ İlk olarak Almanya’da keşfettiğimiz bu mağaza Türkiye’deki Bim, A101 gibi mağazalara benziyor. Fiyat olarak oldukça uygun ve çok güzel ürünleri var. Utanmasak, her ay gidip evin aylık alışverişini buradan yapacağız. Güzel makarna sosları, harika çikolatalar, kurabiyeler, değişik baharatlar ve pratik ürünler çok daha ucuza sizleri bekliyor. Biz en son gidişimizde pedikür havuzu aldık, hem de ısıtıcılı ve masaj fonksiyonlu 🙂 Elbetteki Türkiye fiyatından çok çok ucuz…
Bu arada Yunanistan’ın ekonomik krizde olmasında dolayı Yunan freeshopları da oldukça indirimli.
10. SELANİK İLE SAAT FARKI ​Türkiye 2016 Eylül itibari ile UTC+3 saat dilimine geçmiş ve Selanik ile aynı saat dilimini paylaşmaktadır. Bu nedenle Selanik ile Türkiye arasında herhangi bir saat farkı bulunmamaktadır.
11. SELANİK PRARA BİRİMİ ​Selanik’in para birimi Euro (EUR) ‘dur. 2017 Temmuz itibariyle 1 EUR, 4.1₺ mertebelerindedir.
12. SELANİK FAYDALI BİLGİLER ​Selanik konum olarak oldukça iyi bir yere konumlanmış bir şehirdir. Romanya, Hırvastistan, Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Türkiye ile bağlayan demiryolları vardır. Bu kısımda Interrail yapacakların da uğrayabileceği bir şehirdir.
Yangın: 199 Polis: 100 Ambulans 166 Acil Durum: 112
13. SELANİK İÇİN VİZE GEREKLİ Mİ? Evet, Selanik’e gitmek için Schengen vizesi almak gerekmektedir. Yeşil (Hususi) ve Gri (Hizmet) pasaportlara vize uygulanmamaktadır. Bordo (Normal) pasaporta vize istenmektedir.
Schengen Vizesi başvurusu için tıktık! Schengen Vizesi gerekli evraklara da buradan ulaşabilirsiniz.
14. SELANİK’TE BİSİKLET ​ Yunanistan’da bisikletle gezilecek yollar dünyanın en iyileri arasındadır. Sakin otobanlar, fazla dik olmayan yollar, sahil kenarından sürüş yapma keyfi bisiklete binme isteğini arttıracak cinsten.
Bisiklet, bir şehri tanımak için en iyi ulaşım araçlarından biridir. Bisikletçiler, harika egzersizler ile keşif heveslerini bir araya getirerek ve Yunan şehirlerinden pek bilinmedik yollardan güzergâhlarını oluşturabilirler. Atina’nın yanı sıra (bazı belediyelerde) Selanik, Volos Karditsa, Trikala, Larissa, Kavala, Nafplion, Lamia ve Messolonghi gibi birçok şehirde bisiklet yolları bulabilirsiniz. 2016 yılında yaptığım İpsala-Dedeağaç-Enez bisiklet turuma linkten ulaşabilirsiniz.
Selanik’te bisiklet konusuna gelecek olursak da; şehre varmadan ciddi bir yokuş var! O yokuş sonrası derin bir oh çekip şehre hızlı bir iniş yapabilirsiniz. Bu arada Selanik’e gelirken ufak bir otobana gir çık yapmak durumunda kalıyorsunuz. Yine de değer!
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz. 🙂
Instagram Facebook
Selanik Gezi Rehberi YUNANİSTAN'IN LİMAN KENTİ: SELANİK ​Bu sefer Yunanistan turumuz genişletmemize ailelerimiz sebep oldu diyebilirim. Aile içinde sürekli "Yine nereye gidiyorsunuz?" sorusu..
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
Dedeağaç Gezilecek Yerler
72 SAATTE YUNAN TURU: 4. DURAK ALEXANDROUPOLİS/DEDAAĞAÇ
Uzun bir tatile çıkıyorduk, bu yüzden başlangıcı güzel kamplı bir tatille yapalım dedik. Cumartesi sabah çıktığımız turumuzu pazartesi gece yorucu bir tempo ile tamamlayarak Yunanistan’dan çıkış yaptık. Bu kadar kısa sürede bu kadar yer görmek için araba şarttı. “Hani sen Velespitli Gezgin’din?” diyenlere ise merak etmeyin bisikletler…
View On WordPress
0 notes
velespitligezgin · 7 years ago
Text
YUNANİSTAN’IN LİMAN KENTİ: SELANİK
Tarih içinde farklı kültür, gelenek ve doğal olayların etkisiyle şekillenen şehir şu an Yunanistan’ın en büyük ikinci şehri olmakla beraber Yunanistan’ın kültür başkenti olmasıyla ön plana çıkmaktadır.
Adını Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike’den almış sadece biz Türkler, Selanik diyoruz. Şu meşhur Selanik’te görülmesi gereken yerler hep beraber inceleyelim.
1. AGI SOFIA KLİSESİ – AYASOFYA Başlangıç noktamız neden Ayasofya Kilisesi diye soranlar olabilir. Biz rotamızı gitmeden belirledik tabi en kısa rotayı oluşturduğumdan ve Ayasofya Kilisesi, Selanik şehrinin merkezinde yer aldığından dolayı rotayı Ayasofya Kilisesi’nden başlatmış olduk.
Kilisenin kökeni 3. yüzyıla dayanmaktadır. İlk etapta bizimkiler gibi siz de “Burası tanıdık geliyor, İstanbul’da da var bu kiliseden” diyorsanız evet haklısınız. Bizim Ayasofya’ya çok benziyor. Neden mi? 8. yüzyılda yaşanan depremlerden dolayı İstanbul yer alan Ayasofya’nın tasarımı baz alınarak yeniden inşa edilmiştir. Bir süre Venedik egemenliğine geçmiş, Katolik katedraline dönüşen yapı, 1500’lü yıllarında başında Osmanlı himayesine geçerek Selanik şehrinin merkez camii olmuştur. 1912’de şehrin Yunanlıların eline geçmesiyle Hristiyanlara iade edilmiştir. 1917’deki yangınla beraber birçok yapı gibi burası da oldukça hasar almıştır. 1988 yılında ise UNESCO Dünya Miras listesine girmiştir.
Evliya Çelebi Seyahatnemesi’nde Ayasofya Camii hakkında şu bilgileri vermektedir; Küçük be büyük toplam 150 adet mihrap geçmiş sultanlara, vezirlere, vükelalara ve hayır sahiplerine ait ibadet yerleri vardır. Bunların en şereflisi, duaların kabul olunduğu Büyük Ayasofya Camii’dir. Ayasofya Camii’ni Madyon oğlu Yanko’nun Sofya şehrindeki Aysof adlı kızı yaptırmıştır.
2. ROTANDA – ROMAN TEMPLE Şehirde ilk keşfedilmesi gereken yerlerin başında gelen Rotanda, şehrin en eski dini yapılarından bir diğeri. Kaynakların büyük kısmı da şehirdeki ilk dini yapının burası olduğunu kabul ediyor.
İmparator Galerius tarafından 306 yılında yaptırılan, sonradan kiliseye ve hatta Osmanlı döneminde camie bile çevrilen yapı hemen hemen her türlü dini süreçten geçmiş. Günümüzde bu tarihi yapının tekrardan resmi kilise haline getirme çalışmaları yapılıyormuş.
NOT: Pazartesi hariç 09.00 – 17.00 arasında ziyarete açıktır. Ulaşım: Agiou Georgiou Meydanı
3. ATATÜRK EVİ MÜZESİ İlkokul itibari ile hepimiz Selanik’in varlığından haberdar oluşumuzun sebebi tabi ki “Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te doğdu.” cümlesidir. Daha yakın zamanda okuduğum “Atatürk: Bir Milletin Yeniden Doğuşu” adlı kitapta da Atamızın Selanik’i ne kadar çok sevdiğini hayran olduğu yabancı yazar Lord Kinross dile getirmektedir.
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
Processed with MOLDIV
Selanik’te Atamızın doğduğu ev misafirlerin ziyaretine açılmıştır. Bu ziyaret ücretsiz olarak yapılmaktadır. Ev 3 kattan oluşmakta ve her katta Atatürk’ün hayatına ve yaptıklarına dair çeşitli bilgiler; görsel, video ve açıklamalarla biz ziyaretçilere sunulmaktadır.
NOT: Her gün 10.00-17.00 arasında ziyarete açıktır. Ulaşım: Apostolou Pavlou Sokağı, No: 17
4. ALACA İMARET CAMİİ – İSHAK PAŞA CAMİİ Selanik’ten en iyi korunmuş Türk eserlerinden birisidir.
Girişte yer alan yazıta göre Alaca İmaret Camii 1484 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından ve Sultan II. Bayezid döneminde Selanik Sancak Beyi olan İshak Paşa tarafından yaptırılmıştır. Alanda, bir imaret (darülaceze) ve Medrese (ilahiyat fakültesi) bulunuyordu. Yapı, merkezi dikdörtgen bir alan ile ters bir T şeklinde, iki büyük kubbe, batı yakasında yan bölümler ve ana bir salon ile düzenlenmiştir. Yapının ana hali cemaat yeri iken, dört yan bölümde kutsal öğreti dersleri ve yemek hizmetleri alanı bulunmaktadır.
5. HAGIOUS DIMITRIOS – AZİZ DIMITRIOS KİLİSESİ M.S. 324 yılında I. Konstantin Hristiyanlığı devlet dini olarak kabul ettiğinde, Selanik Hıristiyanlarının şehit olan Aziz Dimitrios’un onuruna Roma hamamlarının kalıntıları üzerine inşa edilen bir tapınak olarak bugünlere gelmiştir. Çok sayıda inanan insanın dua etmeye gelmesi ve Aziz Dimitrios’un mezarından çıkan mürün ( laden reçinesi) önemli hastalıkları iyileştirmesi sebebiyle tapınak Aziz Dimitrios ibadet merkezi haline gelmiştir. Osmanlı zamanında kilise biraz zarar görse de bugünlere sağ salim gelmiştir. Şu anda ücretiz ziyaret edilebilmektedir. Aynı zamanda ibadete de açıktır. Bizim camii ziyaretleri gibi üst baş kıyafetlerine dikkat etmek gerekmektedir.
NOT: Her gün 08.00-22.00 arasında ziyarete açıktır.
6. ANO POLI – BİZANS SURLARI Selanik üst kasabası olarak karşımıza çıkmaktadır. 1917 yılında çıkan yangında büyük hasara uğramıştır. Eski kentin en yüksek ve en kuzey kısmında yer alır. Bölgede detaylı arkeolojik kazılar yapılmamış olsa da, Helenistik dönem boyunca Roma ve Bizans dönemlerinde sürekli olarak yerleşim yapılmadığı tahmin edilmektedir. Bu sebeptendir ki ilk yerleşimler göçmen Türkler tarafından 17. yüzyılda olmuştur.
Yüksek dediysek gerçekten gitmesi, çıkması, inmesi zorlayıcıdır. Bu sebeple bu bölgeyi keşfetme hedefindeyseniz ki arabanız varsa şanslı sayılırsınız. Tabi araba yoksa da antrenmanlı olanlar için pek zorlayıcı olmayabilir. Bizim tercihimiz sıkı bir yürüyüşle tırmanış oldu!
Tepe çıktık, peki ne ile mi karşılaşıyoruz? Osmanlı döneminden kalma evler ve klasik Osmanlı mimarisi örnekleri, yani Bizans döneminde korunma amaçlı inşaa edilmiş olan kale ve duvarları tabi ki Trigoniou Kulesi de siz gezginleri bekliyor.
7. LADADİKA BÖLGESİ İsmini, bölgede uzun yıllar önce bulunan ve çeşitli yağ ve yağ ürünleri satılan dükkanlardan almaktadır. Bu arada Yunan dilinde yağ, ‘ladi’ anlamına gelmektedir.
Gerçek Yunanistan’ı hissetmek istiyorsanız, Yunan ezgileri, meze ile sarhoş olmak isterseniz gitmeniz gereken tek yer: Ladadika! Selanik Osmanlı egemenliğindeyken bir pazar alanı olarak bilinen Ladadika, aslında Selanik’in eskiden nasıl göründüğünü en iyi şekilde yansıtan yerlerden biri. Ladadika, Selanik ziyaretinde kesinlikle kaçırılmaması gereken bölgelerden biridir.
8. ARISTOTELOUS MEYDANI Her şehirde ana bir meydan olduğu gibi Selanik’te de karşımıza Aristotelous Meydanı çıkmaktadır. Fransız mimar Ernest Hebrard tarafından, 1917 sonrasında şehri yok eden felaket sonrası yeni şehir planlaması için tasarlanmıştır.
Meydan oldukça heybetli bir görünüme sahip olmasıyla beraber, Selanik’in görsel eksikliğini bir nebze olsun arttırmaktadır. Meydandan aşağı doğru indiğinizde ise denize bir selam çakıyorsunuz. Selanik en sevdiğim özelliği ise her yol denize çıkıyor!
9. WHITE TOWER – BEYAZ KULE Bu kule şehrin tam anlamıyla simgesi haline gelmiş. İster ‘Turist Info’ ofislerine gidin isterseniz de dağıtılan broşürlere bakın ilk sırada bu kula yer almaktadır.
Kulenin, II. Murad 1430 yılında Selanik’i ele geçirdikten sonra Osmanlı tarafından Eski Bizans Kulesi yerine yapıldığı söylenmektedir. Kimi tarihçilere göre kule Mimar Sinan imzası taşımaktadır. Bir zamanlar hapishane olarak da kullanılan kule aynı zamanda ‘Kanlı Kule’ adıyla da biliniyormuş. 1912 yılında Yunanlıların eline geçen kule beyaza boyanarak sembolik olarak kötü namından arındırılmaya çalışılmıştır. Zaman içinde beyaz boya kaybolmasına rağmen kulenin ismi aynı kalmıştır.
NOT: Pazartesi hariç 08.00 – 15.00 arasında ziyarete açıktır. Giriş ücretlidir.
10. GALERIUS’S PALACE Bulgaristan doğumlu olan Galerius, Roma İmparatorluğu’nda önde gelen rütbeli askerlerden biriydi.
299 yılında Galerius Perslere karşı kazandığı son zaferde sonra yerleşmek için Selanik’i seçti. Bu Roma şehrinin güney doğu bölgesinde 150.000 metre karelik Rotanda’dan denize, doğu tarafından Aya Soyfa kilisesine kadar uzanan çok büyük bir arazide gösterişli bir saray bloğu inşa etti. Burada sadece saray görevlileri ve uşakları kalmıyordu, şehrin türlü hizmet binaları ve tapınakları da yer alıyordu.
Yunanistan turundaki diğer yazılarımız merak edenler için linke tıktık!
Sosyal medyada da varız. Tanısanız seversiniz 🤩👇
Instagram Facebook
  Selanik Gezilecek Yerler YUNANİSTAN'IN LİMAN KENTİ: SELANİK Tarih içinde farklı kültür, gelenek ve doğal olayların etkisiyle şekillenen şehir şu an Yunanistan'ın en büyük ikinci şehri olmakla beraber Yunanistan'ın kültür başkenti olmasıyla ön plana çıkmaktadır.
0 notes