Tumgik
willthewriter-blog · 5 years
Text
TURİZME AÇILMIŞ İLK MAĞARA OLAN ‘İNSUYU MAĞARASI’
Burdur’un Çatalağıl köyü sınırlarında bulunan ve ülkemizde turizme kazandırılan ilk mağara olması ile bilinen İnsuyu mağarası hakkında bilmeniz gereken pek çok şey var. Geçmiş yıllarda içerisinde su ve pek çok gölün bulunduğu İnsuyu Mağarası ne yazık ki ülkemizin değeri bilinmeyen güzelliklerinden birisidir. Kullanım için çekilen suları, tarla sulamak için bilinçsiz açılan artezyen kuyuları sebebiyle içerisinde bulunan su miktarı en az seviyeye inmiş ve göller kurumuştur. Mağara içerisinde 10.000-15.000 süre zarfında oluşmuş damlataşlar güzelliğiyle insanı hayrete düşürüyor.  597 metre uzunluğunda olan İnsuyu mağarası yaz kış sıcaklığını 14 santigrat dereceye sabitlemekte ve bu özelliğiyle de dikkat çekmektedir. Mağara içerisinde iki adet göl mevcut bunlardan ilki olan Büyük Göl zamanla üç parçaya ayrılmış ve gölcükler haline gelmiştir. İkinci göl ise insanların ziyaret sırasında içerisine para atarak dilekte bulundukları ‘Dilek Gölü’ dür. Dilek Gölü kuruduğu için günümüzde kullanılamamaktadır.  Mağara ziyaretinde fotoğraf çekmek için herhangi bir kural bulunmamakta ancak daha net ve anlaşılır bir ziyaret istiyorsanız baret ve el fenerinizi almak daha kaliteli bir tur geçirmenizi sağlayacaktır. Mağara çıkışında ise birkaç kafe ve gözleme satışı olan küçük işletmeler mevcuttur.  Burdur’a gitmişken görülmesi gereken yerler listenize oluşumu yüzyıllar süren bu mağarayı eklemeyi unutmayın.
 ZİYARET GÜNLERİ VE SAATLERİ NELERDİR?
İnsuyu yaz aylarında 08.30-19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kış aylarında ise 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.  Mağara haftanın her günü ziyaretçilerine açık.
 MAĞARA GİRİŞ ÜCRETİ VE MÜZEKART
Giriş ücreti olarak sivillerden 5 Türk lirası öğrencilerden ise 3 Türk lirası talep edilmektedir Ayrıca müze kart geçerli değildir.
 İNSUYU MAĞARASINA NASIL GİDEBİLİRİM?
Burdur- Antalya yolu üzerinden yaklaşık 15 kilometre ilerledikten sonra kahverengi İnsuyu Mağarası tabelası sizi karşılayacaktır. Tabelayı takip ederek yaklaşık bir kilometre sonunda mağaraya ulaşabilirsiniz.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
Gökpınar Gölü
Türkiye, sınırları içerisinde birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapmaktadır işte bu doğal güzelliklerden birisi de Sivas il sınırı içerisinde bulunan Gökpınar Gölü. Sivas’ın merkezine 147 kilometre, Gürün ilçesine ise 10 kilometre uzaklıkta olan bu eşsiz güzellik ölmeden önce görülmesi gereken yerler listesinin içerisine girmeyi başarıyor. Göl ziyaretçiler için iki ana kısıma ayrılmıştır bunlardan birincisi ‘’ Küçük Göl’’ ziyarete kapalıdır ve alabalık üretimi için kullanılmaktadır. İkinci kısım ise ‘’ Büyük Göl’’ turizm için kullanılmakta, herkesin uğrayabileceği halka açık bir alan olarak tasarlanmıştır.  Berrak suyu ve turkuaz rengi ile doğal akvaryum olarak bilinen Gökpınar Gölü’nün sıcaklığı yaz kış on bir derece ancak doğal çevrenin korunması ve su kirliliğine engel olmak adına gölde yüzmek ve balık tutmak yasak.  Şu anlık göl suyu tarım ve balık üretim tesislerinde kullanılmaktadır ve dalış yapmak isteyenlere de iki yıldızlı bir dalgıç olmaları şartıyla izin verilmektedir. Rakımı oldukça yüksek olduğu için bir metrelik bir dalış denizde üç metreye tekabül etmekte. Bu durumda insanları tehlikeye atmamak için birçok önlem alınmak zorunda kalınmıştır. Göl çevresinde ziyarete giden insanların konaklayabilmesi için sadece dört odası bulunan ancak zamanla geliştirilecek bir otel ve restoran bulunmakta aynı zamanda günübirlik ziyaretçilerin çevreden yararlanabilmesi ve şehir merkezinden uzakta birkaç saatliğine rahat bir nefes alabilmesi için yerleştirilmiş altmış adete yakın çardak konumlandırılmıştır.  Sezonun belirli zamanlarında göl festivallere de ev sahipliği yapıyor ve bu festivallerde yılda bir kez dahi olsa balık tutma yarışmalarına da izin verilmektedir. Aynı zamanda ziyaretçilere gölün oluşumu hakkında nesillerdir anlatılan iki rivayet vardır. Bunlardan birincisi, gölün yer aldığı noktada bir çoban sürüsü uyuyakalır ve rüyalarında buradan su çıkacağını görürler sürüsünü toparlayan çoban buradan uzaklaştıktan sonra göl oluşur. İkinci rivayete göre ise susuzluktan bitap düşmüş bir çoban yaratıcıya su için yalvarırken elindeki değneği yere vurur ve değneğin değdiği noktadan su çıkar böylece Gökpınar meydana gelir. Sivas’da gezilecek yerler listenize Gökpınar Gölünü eklemeyi, rivayetleri yerinde dinlemeyi ve bu güzelliğe şahit olmayı unutmayın.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
Galata Kulesi
Her şehrin herkes tarafından bilinen bir sembolü ve efsanesi vardır. Galata Kulesi, İstanbul’un incisi.  Beyoğlu semtinde bulunan kule 528 yılında inşa edilmiş şehrin en önemli sembollerinden birisidir.  Çoğu insan tarafından Kız Kulesi’ne aşkı ile bilinen Galata dünyanın en eski kulelerinden birisi sayılıyor.  Bugün İstanbul’u ziyaret eden her turistin gezi listesinde en üst sıralarda bulunan Galata Kulesi 69.90 metre yüksekliğe sahip dev bir yapı. Duvarlarının kalınlığı 3.57 metre, iç çapı 8.95, dış çapı 16.45 metre. Ağırlığı ise on bin ton. Kulenin seyir kısmından İstanbul Boğazı ve Haliç seyredilebiliyor. Galata Kulesi ilk olarak Bizans imparatoru Anastasiuz Oilosuz tarafından ahşaptan yapılan bir fener kulesi olarak inşa ettirilmiş ancak daha sonra yangın sebebiyle kule kullanılmaz hale gelmiştir. 1348 yılında ise Cenevizliler kuleyi tekrar inşa ettirmiş ve bir yıkıntıyı tekrar ayağa kaldırmayı başarmışlardır. Zaman ilerledikçe Galata’nın kullanım alanı değişmiş Osmanlı döneminde tersane esirlerinin barınağı haline getirilmiş daha sonra ise mehteran ocağına dönüştürülmüştür. Bu güzel yapı birçok kültüre ve yaşama tanık olmuştur. 1874 yılından itibaren ise kentte çıkan yangınları ihbar etmek üzere kullanılmış ve bu süreçte sık sık onarım faaliyetleri yapılmıştır.  Kule haftanın her günü ziyarete açık durumda ancak ilgi yoğunluğundan dolayı oluşan uzun bir bekleme süreci var. Giriş ücretleri ise her yıl yenileniyor.  İlgi yoğunluğuna sebep olan efsanelerden ilki aşk üzerine. Rivayete göre kuleye ilk çıkışınızda yanınızda kim olursa onunla evleneceğiniz söylenir. İkinci bir rivayet ise denizin ortasında yalnızlıktan sıkılan Kız Kulesi, kenti seyrederken Galata’yı görür ve güzelliğine hayran kalır. Aşkları giderek büyürken her aşkta olduğu gibi bu aşkta da bir elçi gerekir ve bu kişi herkesin bildiği Hezarfen Ahmet Çelebidir. Onun görevi ise Galata’nın aşkını Kız Kulesi’ne ulaştırabilmektir. Bu kavuşmanın imkanı olmayan ancak güzelliğiyle insanı mest eden bir rivayettir.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
Dalaman Gezi Rehberi
                                TÜRKİYE’NİN SAKLI CENNETİ DALAMAN
Tatil denildiğinde çoğu insanın aklına gelen ilk yer Muğladır, Muğla’nın on üç güzel ilçesinden birisi olan Dalaman, sakinlik ve yeşillik tutkunlarının uğrak noktası. 41.000’den fazla nüfusa  ve 617 kilometre yüz ölçümüne sahiptir. Doğal güzelliklerimizin de ev sahibi olan bu ilçede gezebileceğiniz yerler listesi oldukça kalabalık.
 DALAMAN ÇAYI
Batı Toroslara ait Göktepe ve Yaylacık dağlarından inen çayların birleşiminden doğan Dalaman Çayı Akdeniz’de dökülmektedir. Her yıl adrenalin ve macera tutkunlarının rafting için uğradığı bu çayda yapılabilecek birçok spor dalı mevcut. Etrafındaki sulak alanlar sebebiyle tarım yapılamamakta ve yerleşim alanı kurulamamaktadır. Ortaca’nın 8 kilometre güneyinden dökülen çay, dağdan aktığı için yaz aylarında da ziyaretçilerinin serinlemesine sebep oluyor. Doğallıktan ve yeşillikten hoşlanan insanlar Muğla’da gezilecek yerler listesine Dalaman Çayı’nı eklemeyi unutmamalı.
 TLOS ANTİK KENTİ
Dalaman ziyaretçilerinin arabayla kısa sürece ulaşabileceği Tlos Antik Kenti Muğla’nın Seydikemer ilçesine 15 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Ksanthos Vadisi’nde bulunan Likya kentlerinden birisi olan Tlos Antik kenti her yıl on binlerce turiste kapılarını aralıyor. UNESCO tarafında DÜNYA MİRASI GEÇİCİ listesinde yer alan bu tarihi merkezdeki buluntuların yaklaşık 11 bin yıl öncesine ait olduğu iddia edilmektedir. Akropol adı verilen bölgede yer alan Kronos Tapınağı, bölge halkının ve Antik Kent ziyaretçilerinin dikkatini çeken yerlerden birisi. Söylenilene göre Kronos Tapınağı, Gök tanrısı olan Kronos’a adanmış bir tapınaktır ve Anadolu’da Kronos’a adanmış başka bir tapınak bulunmamaktadır.  Bu alanda mezar kalıntılarına, anıtlara, orada yaşadığına inanılan Kanatlı At Pegasus ve Bellerophontes’in üç başlı canavarla savaşırlen resmedildiği Belle’ye ait olan anıta rastlayabilirsiniz.  Tarih ve mitoloji meraklıları için bulunmaz bir merkez olan Tlos Antik Kenti Dalaman’da gezilebilecek yerler listesinin başlıca noktalarından birisidir.
 TLOS ANTİK KENTİ GİRİŞ ÜCRETİ NE KADAR?
Tlos Antik Kenti’ni ziyaret etmek isteyenlerden giriş ücreti olarak 5 Türk lirası talep edilmektedir.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
Cumalıkızık
Kızık, Konar göçer Oğuz Türklerine verilen isimdir. Kızık köyleri yaklaşık on beş adet iken zamanında bu köyler yıkılmış ve yakılmıştır Cumalıkızık ise bunlar arasından sağ çıkmayı başarabilmiş sayılı köylerden birisidir. Osmanlı’nın kuruluşuna şahit olan bu köy Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlıdır ve şehir merkezinden sadece on kilometre uzaklıktadır bu yol yaklaşık yirmi dakikalık bir süreye tekabül ediyor. İsminin nereden geldiği hakkında ise çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan ilki Osman Bey’in köyü kurduğu günün cuma günü olmasıdır diğer bir rivayet ise cuma namazları için burada toplanıldığı ve bu ismi aldığıdır ancak kesin bir bilgi ne yazık ki bilinmemektedir. Arnavut kaldırımlı sokakları, Osmanlı’nın izlerini taşıyan yapıları ve renkli evleri ile geçmişe yolculuğun en kolay hali diyebiliriz. Cumalıkızık’a gittiğinizde girişte sizi karşılayacak bir otopark ve hemen yan tarafında hediyelik eşyaların satıldığı bir meydan bulunmakta. Bu alan zamanla köy halkının gerek organik ürünlerini gerekse el işi ürünlerini sattığı bir pazar haline gelmiştir. Zamanında burada çekilmiş bir Türk dizisi sayesinde oldukça ünlenmiş olan köy diziyi bilmeyenlerin ve turistlerin de ilgisini renkli ve eski evleriyle çekmekte. Cumalıkızık’ın tarihi geçmişinden dolayı burada Bizans döneminden kalan kilise kalıntılarını görebilir, köydeki tarihi eşyaların sergilendiği Etnografya müzesine uğrayabilirsiniz. 2014 yılında UNESCO DÜNYA MİRASI listesine eklenmiş bu Türk köyünü her mevsim ziyaret edebilirsiniz ancak kışın kar yağışı sebebiyle bazı sokaklara ulaşım sağlanamamaktadır.  Giden herkesin mutlaka fotoğraf çekindiği ve Cumalıkızık’ta çok ünlü olan Cin Aralığı’na uğramayı ve o dar yolda bir fotoğraf çekinmeyi, köy kahvehanesinden kahve içmeyi ve restore edilmiş köy evlerinde gözleme yemeyi unutmayın.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
BURSA PANORAMA MÜZESİ 1326
Bursa’nın Osmangazi ilçesinde kurulan Panorama Müzesi’nin inşasına Eylül 2015’te başlanmıştır. Yaklaşık üç yıl süren bir çalışma sonucunda 2019 yılında resmi bir açılışla dünyanın enleri arasında yer alan bir müze haline gelmiştir. İnşaat alanı yaklaşık 4.500 metrekare kullanım alanı ise 8.388 metrekaredir.  İçerisinde panoramik müze, ana tema canlandırma salonu, sergi salonları, toplantı salonları ve kafeterya gibi birçok çeşitli alan bulunmaktadır. Enerji verimliliği ilkesine göre inşa edilen müze bu yönüyle de bilgi sahibi olanların dikkatini çekmektedir. Müze, Bursa’nın beylikten devlete olan sürecini en güzel şekilde anlatmaktadır yani başka bir deyişle Osmanlı tarihimizin temelini size tarihi bir filmi izletir gibi aşılıyorlar. 6 Osmanlı padişahının ve dönemin sosyal yaşamını yansıtan 16 tablo müzenin ilk katında yer almakta. İkinci katında ise 360 derece yerleştirilmiş ve ses efektleri ile sizlere Bursa’nın fethini yaşıyormuşsunuz hissi veren fetih resmedilmiştir. Duvarlarda tarihi kısa bilgiler yer almaktadır ve her saat başı bir rehber ile fetih anlatılmaktadır. Pazartesi günleri hariç haftanın her günü sabah 09.00  ve akşam 17.00 saatleri arasında  ziyaret edebileceğiniz bu ince düşünülmüş müze size Osmanlı Tarihi’nin kapılarını aralayacaktır. Bursa’da gezilebilecek yerler listenize Panorama Müzesi’ni eklemeyi unutmayın.
 PANORAMA MÜZESİ GİRİŞ ÜCRETİ NE KADAR?
Panorama müzesini ziyaret için giriş ücreti olarak cüzi bir miktar alınıyor ayrıca Çarşamba günleri halk günü olduğu için ücretsiz ziyaret yapabilirsiniz.
 PANORAMA MÜZESİNİN ÖZELLİĞİ NEDİR?  
Dünya’nın en büyük panoramik müzesidir aynı zamanda müze kubbesinin altı ayağı vardır bunun sebebi ise Bursa’nın altı padişaha ev sahipliği yapmasıdır. İnce ama harika bir düşünce ile inşa edilmiş olan müzenin Bursa’yı ve Osmanlı tarihini tüm dünyaya duyurması hedeflenmektedir.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
Ankara Kalesi
Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan ve geçmişten günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan kale Ankara’da gezilecek yerler listesinde şüphesiz ki yer almaktadır. Yapılış tarihi hakkında bir bilgiye sahip olunamasa da milattan önce ikinci yüzyılda Roma hakimiyetine geçtikten sonra surlar tarafından çevrili olan kent yayılmaya başlamış ve zamanla surlar da hedef doğrultusunda genişletilmiştir. Milattan sonra Sasanilerin tahrip etmesi üzerine kale bitap düşmüş olsa da zamanla onarılmıştır ve günümüzde tüm görkemiyle ziyaretçilerine ev sahipliği yapabilmektedir.  Tarihi dönemlerde hem yerleşim hem de savunma amacıyla sık sık farklı devletler tarafından kullanılmıştır. Galatlar, Romalılar, Sasaniler ve Osmanlı bunlardan bazılarıdır.  Aynı zamanda uzun süre Osmanlı denetiminde kalmasına rağmen o dönemde sadece bir kez onarılmıştır. Dış kale ve iç kale olmak üzere ikiye ayrılmış, dış kalenin 10 metreye kadar olan kısımlarında mermer ve bazalt kullanılmış geriye kalan kısımları ise tuğladan yapılmıştır.  Burası iç içe geçmiş üç sıra surdan oluşmaktadır. İç kale ise dört katlıdır ve Ankara taşı ile birlikte farklı yerlerden taşınmış malzemelerden oluşmaktadır. Kale içerisinde toplam kırk iki adet savunma kulesi vardır. Bu kuleleri ziyaret esnasında görebilir görkemlerine hayretle bakabilirsiniz. Kalenin en büyük burcu olan Akkale ise 1921 yılında Atatürk’ün isteği ile Eti Müzesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Şüphesiz ki Ankara Kalesi, Ankara’nın en önemli ve görülmesi gereken sembollerinden birisidir. Eti Müzesi’nin içeriğinin geliştirilmesi sebebiyle tesis taşınmış Akkale ise depo olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ankara şehir merkezine çok uzak olmayan kalenin etrafında hediyelik eşyalar alabileceğiniz birçok dükkan ve lezzetinden emin olunan restoranlar mevcut.   Girişlerde ücret alınmıyor ve gün içerisinde 8.30 – 17.30 saatleri arasında ziyarete açık. Gerek tarihi gerekse konumu sebebiyle görülmeye değer bir yer.
0 notes
willthewriter-blog · 5 years
Text
İzmir Gezilecek Yerler
İZMİR GEZİLECEK YERLER
İzmir, Türkiye’nin en kalabalık üçüncü şehridir ve yaklaşık beş milyon nüfusa sahiptir. Anadolu yarımadasının batısına ve Ege bölgesinin orasında yer alan şehir birçok zafere ve güzelliğe ev sahipliği yapmış tarihimiz açısından değeri yadsınamaz bir şehrimizdir.
 KEMERALTI ÇARŞISI
İzmir’in Konak ilçesinde bulunan Mezarlıkbaşı semtinden başlayarak Konak Meydanı’na kadar uzanan ticaret noktası olan uzun bir çarşıdır. İzmir’de alışveriş denildiğinde akla gelen ilk yer Kemeraltı Çarşısı olacaktır. Burada hediyelik eşyaların yanı sıra gündelik ihtiyaçların da karşılanabileceği birçok dükkan yer almaktadır. Tarihi 1600’lü yıllara dayanan bu çarşı Antik Çağlardan bu yana her dönemde önemli bir merkez olarak anılmıştır.  5 kilometrelik bir alana sahip olan çarşıda yaklaşık on beş bin iş yeri mevcuttur. İçerisinde 16. Yy’a ait çeşmeler, hanlar ve hamamlar yer almaktadır. İzmir’i ziyaret eden birisi burada hem ticari hem de tarihi güzelliklerin tadını alabilir.
ALSANCAK KORDONBOYU
Alsancak Kordonboyu denildiği zaman çoğu insanın aklına yaramaz, kıpır kıpır bir çocuk gelir her zaman hareketli oluşu ve enerjisini hiç kaybetmeyen bu yer kültürel olmasa da sosyal açıdan sizi mutlu edecek ideal bir alan. İzmir’in Alsancak ilçesinde bağlıdır ve güzelliğiyle insanı kendisine çeker. Burada sevdiklerinizle günbatımını izleyebilir, etrafında bulunan kafelerden denizin keyfini çıkarabilirsiniz, spor sevenler ve yerinde duramayanlar için ise kordon boyunca kiralık bisikletler mevcut.
 BİRGİ ÇAKIRAĞA KONAĞI
İzmir’in tarih kokan mahallelerinden olan Birgi’de 250 yıl öncesinde inşa edilmiş Çakırağa Konağı tarih severler için ideal bir uğrak noktasıdır. Şerif Ali Ağa tarafından 1761 yılında yapımına başlanmış Ege’ye özgü mimarisi ile günümüze kadar korunmuş nadir eserlerden birisidir.  Konak üç katlıdır ve geniş bir bahçe içerisinde yer almaktadır zemin katı haricinde tam on üç odadan oluşmaktadır. Her katında farklı bir malzeme kullanılmaya çalışılan bu konakta orta kat ahşaptan inşa edilmiştir.  1950’ye kadar şahsi olarak kullanılmıştır daha sonra ise ziyarete açılmış eski dönem mimarisinden bir örnek olarak meraklılarına sunulmaya başlanılmıştır.
2 notes · View notes