Text
bilip de bilmemenin gönül yorgunluğu. incelik.. sensin bütün zamanların açık yarası.
37 notes
·
View notes
Text



hani sen bana susuyorsun ya bilmiyorsun hikâyem olduğunu
57 notes
·
View notes
Text



Ölenlerin ardından odalarını kilitlemekle acılarımızı da oraya hapsetmiş olur muyuz? Seneler sonra o kapı yeniden açıldığında unutulmanın tozlarıyla kaplı odada hapsolmuş kederler bir anda üstümüze mi saçılır? Zihnimizin de böyle penceresiz, dar odaları var; hiç yaşanmamış olmasını dilediğimiz kötü hatıraları oralara kapatıyoruz ve kapısına kalın asma kilitler vuruyoruz. Sonra bir an geliyor, kısacık bir an, bir karşılaşma belki, yahut bir fotoğraf, bir şarkı mesela, bir film afişi, tam o anda kalın asma kilitler bir örümcek ağı kadar kolayca dağılıveriyor, kendimizi pat diye o acı hatıranın içinde buluveriyoruz. Kötü hatıralara kilit vurulamaz.
36 notes
·
View notes
Text
her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
35 notes
·
View notes
Text



Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.
73 notes
·
View notes