Text
Aylar sonra Deniz'e
Ah ne çok özleyip duruyordum günlerdir eski evimizi. O evimizin son halini. Ben çıkmadan önceki o hali. Pencere kenarında haftaların tozu. Yeni döndüğümüz akdeniz tatilinin izlerini taşıyan yatağımız. Yarı açık bavullar. Her biri aklımda hala. Tüm bunları görmezden gelebiliyordum son bir kaç aydır. Hayatıma yeni birini de aldım. Çok mutluyum işin aslında. Fakat bugün, sahi bugün neydi öyle? Nasıl oluyor da benimle ülkenin öbür ucunda karşılaşabilirsin? Aramıza bile bile kattığım dağları denizleri niye aştın? Bugün niye burdasın? Benim her gün geçtiğim anıtın önünde beni nasıl gördün? Madem gördün, ne diye geldin? Gelen tramvay durdu bizi izledi sanki o an. Çok gerildim. Gözlerine bakmamak için çabaladım. Niye yüzüme elini attın? Bu bir ayıptı aşkın lisanında. Senelerin ardında bıraktığın bir adamın yüzüne böyle güzel dokunamazsın sen! Bizi sen bitirdin, yollar birbirimizden aldı, yıllar yabancılaştırdı. Bugün sen sadece aşina bir yüzdün bana. Eski bir tanıdık. Sanki aynı evi hiç paylaşmadık gibi. Elimizde çantalar okuldan kaçmamışız uzaklara, omzumda ellerin beklemişiz otogarda; hiç de uğurlamamışız birbirimizi bir kaç aylık gurbetlere... sen eskide kalmış bir yabancısın artık. Hikayelerimizi bile anımsayamıyorum. Sadece gömleğin kaldı dolabımda bir tane. O da olmasa sana dair hiç bir şey kalmadı hayatımda. Bir de tanıştığımız hafta aldığın o kolye duruyor. O berbat kolyeyi hala arada takıyorum. Güçlü ve bir o kadar da yıkılmış hissettiriyor ama takıyorum. Takmadığım tek şey sensin. En eski yabancısın. En unutulmuş çocuksun. Bitirilmişsin. Bundan sonraki yalnızlığında başarılar.
1 note
·
View note
Text
Maziden
Rastgele bir şehrin yolundayım. Otobüse atladım, gidiyorum. Sevdiğim bir sanatçının konserine uğrayacağım. Yolumun üzerinde hatrıma geldiğin yerler var. Sana yazamadan edemedim. Köprülerin üstleri, kimi dinlenme tesisleri ve yol kenarındaki çınarlar. Hepsi seninle beraber yüklediğimiz anlamlara var olmuşlar gibi. Binalar biz seyredelim diye dizilmiş topraklara. Gittiğim yol bana artık seninle bir hikayemizin olmadığını anımsattı. Ne kadar da ağır bir duyguymuş. Varsın ama artık benim hikayemin dışındasın. Nasıl da acı. Seni eski bir hikaye olarak saklamaktan başka bir şey yapamam. Hatrımdan çıkmazsin fakat aklıma gelmeyeceksin bir gün. Onca şarkı şiir türkü, memleketler ve tatil planları. Hepsi seninle birlikte hikayenin bir bölümü kalacak. Seni bilemiyorum ama bana çok ağır geliyor.
1 note
·
View note
Text
Havai fişekleri sikeyim
Artık havai fişekler bizim için atılıyor her gece.
4 notes
·
View notes
Text
16 Ekim 2019, sabah saatlerindeyiz.

Doğrudan konuya gireyim, bu bir özlemin mektubu. Bu dünyadan artık zevk alamıyor olmanın, içindeki bilgi açlığının artıyor olmasına rağmen artık gayretsizleşmenin farkındalığı ve yerde duran iki çift çorabın dahi çok ağır gelmeye başlamış olmasının mektubu. Yıllar boyu içime atılmış olan her malumiyetin artık bir patlama, dolma noktasına geldiği anların, on dokuzunda elli dokuz hissetmenin, ve benim bunu bir kamera karşısında asla yapamayacak kadar korkak bir adam olmamın anlatıldığı mektubum. İntihar etmeyeceğim. Fakat bütün bu yılmışlığımı buraya yıkacağım. Belki de yarın yeni bir adam olacağım. Bilemiyorum. Her şeyden herkesten ve her yerden kaçmak istiyorum. Yeni bir şehirdeyim, ne memleketime gitmek, ne herhangi bir yere gitmek ne de burda kalmak istemiyorum. Her gece oturup azrail bekliyorum. Zihnimdekileri boşaltıp uykuya dalmak ve uyanmamayı diliyorum. Her ikisi de imkansızlığıyla kalıyor her sabaha karşı. Tavanım, pencerem, odamda yatan sevgili dostum; onlara hiç gözükmemiş olmayı diliyorum. Bir çok sokaktan hiç geçmemiş olmayı, binlerce bellekte herhangi bir anı olmamayı diliyorum. Üçüncü kaşık şekerden sonrası gibi artık. Ağır limonata gibi... külü düşen sigara gibi... evin diğer ucundaki çakmak gibi. Korkutucu bir hayat , Korkunç bir dünya. Ne dinler ne insanlar beni bağlayamıyor buralara. Hepsini yıkılmışlığını hissediyorum. Esenlikler diliyorum kendim için. Olamıyorum, tanrının bana verdiği esenliğe bile sahip olamıyorum. Sigara kutumun içine sakladığım karanfil kaybolup duruyor. Hayat kötü, zaman kötü. Aşklar ve aile kötü. Her şey çok kötü. Benim bu cümlem işte bunların hepsini kapsıyor. Sadece aklımı içine katamıyorum. Yorgunluğum buna izin vermiyor. Every Time We Say Goodbye şarkısı eşliğinde şu adamla şarap içmek istiyorum. Sıfır muhabbet. Sadece o şarkı ve şarap. Zaten ölmüşüz, ne konuşacağız? 'Ne dünyaydı be!' falan mı? Çok güzel aşklar yaşadım, hepsi birbirinden güzel insanlardı en başlarında. Sonraları işte hepsi değişti, ben değiştim. Dünya da değişti. Su diye mey tükettim. Nefes diye sigara aldım. Konuşacağım kelime kadar kitap okudum, gezeceğim yer kadar film izledim. Artık benim de varoluşum anlam katılmaz halde. Her şeyi içtim, her b*ku da yedim. Gözlerim artık sadece öyle boş boş trenlerin gidişini izliyor. Bilerek raylara yakın ev tuttum. Ben doğalgaz borularına ısınamadım. Beni sevdiklerimden ayıran raylar canımla bedenimi de ayırsın, yanımdan ayırmadığım falçatam artık kanıma karışsın. Son yetmiş dokuz hapımı acil servise bırakmıştım, keşke içimde kalsaymış.
Hoşçakalın, çok güzel olsun hayatınız. Ella şarkıları gibi; güzel, sakin, duru...
0 notes
Text
16 Ekim 2019, sabah saatlerindeyiz.

Doğrudan konuya gireyim, bu bir özlemin mektubu. Bu dünyadan artık zevk alamıyor olmanın, içindeki bilgi açlığının artıyor olmasına rağmen artık gayretsizleşmenin farkındalığı ve yerde duran iki çift çorabın dahi çok ağır gelmeye başlamış olmasının mektubu. Yıllar boyu içime atılmış olan her malumiyetin artık bir patlama, dolma noktasına geldiği anların, on dokuzunda elli dokuz hissetmenin, ve benim bunu bir kamera karşısında asla yapamayacak kadar korkak bir adam olmamın anlatıldığı mektubum. İntihar etmeyeceğim. Fakat bütün bu yılmışlığımı buraya yıkacağım. Belki de yarın yeni bir adam olacağım. Bilemiyorum. Her şeyden herkesten ve her yerden kaçmak istiyorum. Yeni bir şehirdeyim, ne memleketime gitmek, ne herhangi bir yere gitmek ne de burda kalmak istemiyorum. Her gece oturup azrail bekliyorum. Zihnimdekileri boşaltıp uykuya dalmak ve uyanmamayı diliyorum. Her ikisi de imkansızlığıyla kalıyor her sabaha karşı. Tavanım, pencerem, odamda yatan sevgili dostum; onlara hiç gözükmemiş olmayı diliyorum. Bir çok sokaktan hiç geçmemiş olmayı, binlerce bellekte herhangi bir anı olmamayı diliyorum. Üçüncü kaşık şekerden sonrası gibi artık. Ağır limonata gibi... külü düşen sigara gibi... evin diğer ucundaki çakmak gibi. Korkutucu bir hayat , Korkunç bir dünya. Ne dinler ne insanlar beni bağlayamıyor buralara. Hepsini yıkılmışlığını hissediyorum. Esenlikler diliyorum kendim için. Olamıyorum, tanrının bana verdiği esenliğe bile sahip olamıyorum. Sigara kutumun içine sakladığım karanfil kaybolup duruyor. Hayat kötü, zaman kötü. Aşklar ve aile kötü. Her şey çok kötü. Benim bu cümlem işte bunların hepsini kapsıyor. Sadece aklımı içine katamıyorum. Yorgunluğum buna izin vermiyor. Every Time We Say Goodbye şarkısı eşliğinde şu adamla şarap içmek istiyorum. Sıfır muhabbet. Sadece o şarkı ve şarap. Zaten ölmüşüz, ne konuşacağız? 'Ne dünyaydı be!' falan mı? Çok güzel aşklar yaşadım, hepsi birbirinden güzel insanlardı en başlarında. Sonraları işte hepsi değişti, ben değiştim. Dünya da değişti. Su diye mey tükettim. Nefes diye sigara aldım. Konuşacağım kelime kadar kitap okudum, gezeceğim yer kadar film izledim. Artık benim de varoluşum anlam katılmaz halde. Her şeyi içtim, her b*ku da yedim. Gözlerim artık sadece öyle boş boş trenlerin gidişini izliyor. Bilerek raylara yakın ev tuttum. Ben doğalgaz borularına ısınamadım. Beni sevdiklerimden ayıran raylar canımla bedenimi de ayırsın, yanımdan ayırmadığım falçatam artık kanıma karışsın. Son yetmiş dokuz hapımı acil servise bırakmıştım, keşke içimde kalsaymış.
Hoşçakalın, çok güzel olsun hayatınız. Ella şarkıları gibi; güzel, sakin, duru...
0 notes
Text
Sen çok güzelsin. Uzun ince parmaklarına sigara ne çok yakışır, bir bilsen keşke. Çalan şarkılar ne kadar da çok senden bahseder. Sen ne zaman bunları farkında olursun bilemem ama ben çok fazla bu hayatta olmayacağım. Gel bana bir an önce.
1 note
·
View note
Text
Çok isterdim penceresi her yeri gören bir adam olmayı.
6 notes
·
View notes
Text
Aldığım her nefes nefesimi kesiyor gibi. Tarifsiz bi durum; bişi anlatamıyorum gibi kimseye.
1 note
·
View note
Text
Ve düşüncelerimi kontrol edemeyecek kadar yoğun bir hale getirip gitmen kesinlikle beni böyle yıkmalıydı zaten
1 note
·
View note
Text
Bir başkası olması hayatında o kadar ağrıma gidiyor ki... gerçekten her bir durum çok ağır geliyor. Tarifim yok bu ara.
1 note
·
View note
Text
Dağ gibi hayallerin devrildi yüreğime.
Kırdığın her kadehte kırgınlığım pişmanlığım var.
4 notes
·
View notes
Text
Kırdığın her kadehte kırgınlığım pişmanlığım var.
4 notes
·
View notes
Text
Hayatım hep korktuğumun başıma gelmesiyle geçti durdu. Ben artık mutlu olmak istiyorum. Ellerin ellerimde sabahlara kadar bir playliste kaptırmak kendimi.
0 notes
Text
Dün geceki yağmurda'
İçimde onbinler katledilmiş gibi bir gece.
1 note
·
View note
Text
Hayatın öyle çok ışıklı göründüğüne kandım. Şu an kapkaranlk bir sahilde bekliyorum ölmeyi.
0 notes
Text
mektuplarımdan
Gurbetin ilk bir kaç akşamını atlattım. Hayatımın en zor günleri açıkçası. Hayatımın aşkı olarak gördüğüm adam başkasına aşık olduğunu bana aşıkmış gibi geçirdiği günlerden sonra ben buraya geldiğimde bana söyledi. Günlerce ağladım. Üstüne sevdiğim bir arkadaşımın intihar etme düşüncelerini korkusuyla istanbula geri döndüm. "Hayatımın aşkı"nın üç beş sokak ötesinde sabaha kadar ağladım. Eve girdiğimde Can'ın odasında dekor olsun diye asılmış bir halat buldum. Teselliye geldiğim evden sağ çıktığım için o kadar şükrettim ki... her şey çok korkunçtu.
Fakat daha sonra farkettim ki ben bu düşünceye çok daha yakınmışım aslında. Her şey o kadar ağır geliyor ki artık bana... katlanamamayı nasıl anlatabilirim ki?
Düşün ki bedeninin her yerine saplanmış bıçaklar var. Her hareketinde batıyor. İşte tam o durumda kurtulmak o kadar uzak bir yerdeymiş gibi ölmek için dua etmeye başlarsın. Tam olarak öyle günlerin içindeyim. Hayatımda her şey aşırı kasvetli ve aşırı korkunç. Ailemden ayrılalı yıllar oldu ve hatay'ımı özledim. Gurbete gelip de aşkına düştüğüm adam başkasına aşık ve bu konuda yapabileceğim herhangi bir şey yok. Kahvemi alıp sahile geldim. Ne yapacağım hakkında detaylica düşünmeye çalışıyorum.
4 notes
·
View notes
Text
Fakat şimdi bir sürü zaman geçirdik. Her şeyi berbat ettin. Keskin olan her ses kulaklarımı parçalıyor. Sana bakmak beni aptal ediyor. Sana ve diger her şeye kör kalmış gibiyim. Artık aynı şehirde değiliz. Ve ben sen bakıyorsun diye kafamı göğe kaldırıp bakamıyorum.
Sesini ilk duyduğumda diğer tüm seslerin bu kadar keskinleşeceğini tahmin etmemiştim.
11 notes
·
View notes