chuckynintohumu
chuckynintohumu
Welcome to primetime!
21 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
chuckynintohumu · 9 years ago
Text
The Rocky Horor Picture Show
Tumblr media
Yönetmen: Jim Sharman
Senaryo: Richard O’Brian, Jim Sharman
Oyuncular: Tim Curry, Susan Sarandon, Barry Bostwick
Tür: Komedi, Müzikal
Son aylarda izlediğim en eğlenceli film olan The Rocky Horror Picture Show 1975 yılında gösterime girmiş bir müzikal. İlk gece yarısı gösterim filmi olmakla beraber, sinema salonlarında en uzun gösterilen filmlerden biri olmasıyla da biliniyormuş. Bununla beraber film 2005 yılında Birleşik Devletler Film Arşivi’ne eklenmiş.
Tumblr media
Film uzaydan gelen bir travesti çevresinde dönüyor denebilir. Yeni nişanlanmış bir çift bir gece yollarını kaybederler ve uzaylı travestinin şatosuna sığınırlar. Bu travesti rolünü Tim Curry çok başarılı bir şekilde canlandırmış. Oyunculukların yanı sıra kostümler de çok başarılı. Bu arada filmi izledikten sonra bir kaç şarkı mutlaka dilinize dolanacaktır. 
İyi seyirler.
5 notes · View notes
chuckynintohumu · 9 years ago
Text
An American Werewolf In London
Tumblr media
Yönetmen:  John Landis
Senaryo:  John Landis
Oyuncular:  David Naughton, Jenny Agutter, Joe Belcher
Tür: Komedi, Fantastik, Korku
1981 yapımı film İngiltere-Abd ortak yapımıdır. Film o yıllarda “En İyi Makyaj Akademi Ödülü” ve  "En iyi film" ve "En iyi makyaj" dallarında Satürn ödüllerini almıştır. Film Günümüzde kült filmlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Tumblr media
2 Amerikalı genç otostop yaparak İngiltere’de bir kasabaya ulaşırlar ve önlerine ilk çıkan bara girerler. Burada filmin geneline kıyasla amatör diyaloglara şahit oluruz. Barda oturan kasaba sakinleri 2 genci barda istemediklerini fazlasıyla belirtirler. Gençler istenmediklerini anlayıp dinlenecek başka bir yer bulmaları için ayaklanınca aralarından birkaçı onları dışarıdaki tehlikeye karşı ağız ucuyla uyarır. Gençler söylenenleri dikkate almadan mekanda ayrılıp açık havada yürümeye başlamışlardır. Derken uluma sesleri duyarlar.  Çok geçmeden sesler yakınlaşır ve bir kurt onlara saldırır. Bir kaç vicdanlı kasaba sakini kurdu vururlar ve yaralı olan genç bayılır. Ama bayılmadan önce kafasını yana çevirir ve vurulan kurda bakar. orada kurt yerine kurşun yaralarından ince ince kan sızan çıplak bir adam yatmaktadır. Diğer genç ise daha kötü yaralanmış ve orada ölmüştür. Hayatta kalan genç hastanede gözlerini açar ve olaylar gelişir.
Tumblr media
Buraya kadar bu filmin klasik kurt-adam filmlerinden hiç bir farkı yok. Hatta hikayeye bakarsak filmin sonuna kadar bir fark göremiyoruz ama filmde çok dozunda bir mizah ve çok güzel bir gerilim var ki seyirciyi her zaman uyanık tutuyor. Bu filmde defalarca yerimden sıçradığım gibi görsel olarak o kadar tatmin oldum ki benim için şimdiden unutulmaz filmlerden biri oldu. Çekildiği yılın 1981 olduğunu da düşünürsek makyajlara ve efektlere saygım daha da artıyor. Zaten bu dallarda ödül almış o zamanlar.
Tumblr media
Filmde başroldeki oyuncunun kurt adama dönüştüğü tadından yenmez bir sahne de mevcut. Bu sahne kesintisiz ve uzun ayrıca çok başarılı. Filmin sonlarına doğru tadından yenmez bir sahne daha var o da kurt adamın yarattığı kaosun sonucu oluşan zincirleme trafik kazası. Kaza sahnesi trajik ama bir taraftan da gerçekten komik. Filmin geneli aslında gerçekten komik.
Film beni oldukça heyecanlandırdı ve sevindirdi. Türde örneklerini çok izlesem de onların arasında benim için bambaşka bir yerde duran bir yapım olarak aklıma kazındı. Onlarca defa tekrarlanan bir hikaye de olsa fark yaratmış olabilmesi çok güzel.
İyi seyirler.
1 note · View note
chuckynintohumu · 9 years ago
Text
Killer Klowns From Other Space
Tumblr media
Yönetmen:  Stephen Chiodo
Senaryo:   Charles Chiodo, Stephen Chiodo
Oyuncular:  Grant Cramer, Suzanne Snyder, John Allen Nelson
Tür: Komedi, Korku, Bilim-Kurgu
1988 yapımı filmin senaryosunu iki kardeş yazmış. İnsan inanmakta güçlük çekiyor ama bu senaryo yazılmış, bu oyuncular bulunmuş, bu makyajlar yapılmış, bu özel efektler bolca kullanılmış ve bu absürd film çekilmiş. Kötü bir film, kötü olduğu için bir o kadar güzel aynı zamanda. 
Tumblr media
İki arkadaş bir akşam takılırken bir meteorun yakınlarında bir yere düştüğünü görür ve dayanamaz ne olup bittiğine bakmaya gider. Giitklerinde bir sirk çadırı bulurlar ve dayanamayıp keşfetmek için içeri girerler. Tamamen neon renklerden oluşmuş, tüplerle, asansörlerle birbirine bağlanan absürd ötesi odaları gezerken çok da hoş olmayan şeylerle karşılaşırlar. Pamuklu şekerlerin içinde cesetler vardır. Oradan kurtulup kasabanın polisine durumu anlatırlar ama bu sırada uzaydan gelen katil palyaçolar çoktan şehre yayılmış ve katliamlarına başlamışlardır.
Tumblr media
B Filmlerin en kültlerinden biri kabul eden bu filmi izlediğiniz için bir şey kazanır mısınız bilmemem ama izlemeyen çok şey kaybeder. Çünkü patlamış mısırla insan öldürülen, balondan yapılmış köpekle iz sürülen ve pembe rengin bu kadar çok kullanıldığı tek korku filmi bu olabilir. Palyaçolar yoruma açık değil çünkü nasıl olursa olsun her daim korkunçlar. Korku filmleri onların ekmeğini yemekte bu yüzden haklı.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
They Live
Tumblr media
Yönetmen: John Carpenter
Senaryo: Ray Nelson ( hikaye), John Carpenter (senaryo)
Oyuncular: Roddy Piper, Keith David
Tür: Kokru, Bilim-Kurgu, Aksiyon
Ray Nelson’un 1963 yılında yazdığı ”Eight O’clock in the Morning” isimli kitabından John Carpenter tarafından 1988′de sinemaya uyarlanmış filmin adı They Live (Yaşıyorlar). Başrollerini  Roddy Piper ve Keith David’in üstlendiği bir filme kısaca bir “sistem eleştirisi” diyebiliriz.
Roddy Piper’ın canlandırdığı Nada karakteri sırt çantasıyla şehirde başıboş gezip iş aramaktadır. Sonunda çalışacağı bir şantiye bulur. Ayrıca burası yaşayıp, barınabileceği bir yerdir. Akşamları bu komünde tanıştığı insanlarla oturup televizyon izlerken fark eder ki yayın sürekli uzaylıların istilasından ve korunma yollarından bahseden kişilerce kesilmekte ama ciddiye alınmamaktadır. Kısa süre sonra aynı söylemlerle öne çıkan, iş yerine yakın bir kilisede keşif yolculuğuna çıkar ve bir kutu gözlük bulur. Ve olaylar gelişir.
Tumblr media
Dünya uzaylı istilası altındadır. Ama bu uzaylılar silahlar ve dev uzay gemileriyle savaşan uzaylıların aksine sosyal hayatın içinde farkedilmeden dolaşmaktadırlar. Polis teşkilatından bankalara bütün kurumlar uzaylıların kontrolü altındadır. Gözlük gösterir ki uzaylılar bütün bilboardlarda, dergilerde, reklamlarda verdikleri buyruklarla (subliminal mesajlarla) insanları köleleştirmiştir.Gözlüğün bir avantajı daha vardır ki uzaylıları da insan kılığının ötesinde, olduğu gibi gösterir. Nada’da bu durumu gözlük sayesinde farkeder ve tek başına bir isyan çıkartır.
Filmin başında Nada’nın işsizlikle boğuşup, kendine bir komünde yer edinip, ne olup bittiğine dair fikir sahibi olmasını bütünüyle ele alırsak ve uzaylıların devlete ait kurumların kontrolünü ele aldığını hatırlarsak uzaylıların insanlara ‘neyi’ dayattığı daha net anlaşılır. İnşaatta çalışan Nada burada bir simgedir.
Tumblr media
Bilim-Kurgu hikayelerinin en keyifli hali bana göre sistem eleştirisi yaptığı halidir. Bu sebepten bu film atlanmaması gereken bir film. Film verdiği mesaj bakımından oldukça başarılıyken aynı başarı senaryo için geçerli değil bence. Başrolün ne olup bittiğini anlamaya çalışması için filmin ortasına kadar beklememiz bir yana anlatılan şeyler o kadar ‘kör göze parmak sokarak’ anlatılmasaymış sıkılmaz, filmin devamı için ‘ne çabuk bitti’ yorumu yapmayabilirmişiz. Nada’nın uyandığı ve mücadele etmeye başladığı noktada aslında film bir kırılma yaşıyor ama bu kırılma oldukça gecikmiş. Bütün bunlara rağmen izlenesi bir film, özgün ve güzel bir hikaye var elimizde.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Misery
Tumblr media
Yönetmen: Rob Reiner
Senaryo: Stephen King (hikaye), William Goldman (senaryo)
Oyuncular: James Caan, Kathy Bates
Tür: Gerilim
Stephan King’in Türkçe’ye Sadist adıyla çevrilen romanından uyarlanan film 1991 yılı yapımıdır. Başrolde oynatan Kathy Bates bu filmle birlikte adını duyurmuş aynı zamanda muhteşem oyunculuğuyla hem En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü hem de Altın Küre ödülünü kazanmıştır. Film ise Türkçe’ye Ölüm Kitabı adıyla çevrilmiştir.
Film, Paul Sheldon adında popüler bir yazarın, Misery adını verdiği ve uzun zamandır devam kitapları yazdığı bir seriyi sonlandrmasıyla başlıyor. Kitabı yazmayı bitirip, sayfaları bir çantaya koyup arabasına atlayıp yayınevinin yolunu tutuyor. Kar fırtınası ve buzlanmış yollar yüzünden kaza geçiriyor ve onu Annie kurtarıyor. Annie yalnız yaşayan bir hemşire. Paul Sheldon kendine geldiğinde pansumanları yapılmış bir şekilde Annie’nin evinde yatar vaziyette buluyor kendini. Ayakları kırık olduğu için uzun süre yataktan çıkamıyor. Bir yandan Annie ona çok iyi bakıcılık yapıyor ve Paul Sheldon’ın bir numaralı hayranı olduğunu söylüyor her fırsatta. Bu sürede yazarın son romanını okumak için izin istiyor ve olaylar gelişiyor.
Tumblr media
Benim gerilim filmlerini izlerken filmden daha da keyif almamı sağlayan bir kaç şey var. Bunlardan biri eğer filmde bir psikopat izliyorsak onun oyunculuğu. Ama sadece yükseldiği sahnelerde değil konuşurken, gülerken, çok sıradan bir şey anlatırken de psikopat olduğunu inceden sezdirmesi. Kathy Bates bu tarz beklentilerimin hepsini bu filmde karşılıyor diyebilirim. Aldığı ödülleri gerçekten hak ederek almış. 
Tumblr media
Bütün gerilim filmlerinde kurbanımız alıkoyulduğu mekandan kaçıp uzaklaşmak isterken hep başına bir şey gelir ve son anda planları alt üst olur. Film bir kırılma yaşar ve bir üst seviyeye çıkar. Olaylar daha da çirkinleşmeye başlar. Bu filmdeki kırılmalar da beni oldukça tatmin etti. Psikopat karakterimizin ne kadar ileri gidebileceğini kestiremiyorken bir kaç sahnede gözlerimi kapatmak zorunda kaldım. 
Tumblr media
Senaryosunu düşününce filmde tahmin edilemez bir son ve olay örgüsü yoktu ama buna rağmen çok yerinde, ölçülü iniş çıkışlar vardı. İyi bir gerilim filminin size hissettirmesini beklediğiniz her şeyi hissetmiş olarak bitiriyorsunuz filmi. Fazlası değil belki ama daha azı kesinlikle değil.
Son olarak benim filmde hoşuma giden başka bir şey  de geri planda karlar altındaki Colorado manzarasıydı. Kasabanın oduncu gömlekli şerifleri, marketleri, ahşap dağ evleri, kısacası filmin başından sonuna mekanlarıydı.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Carrie
Tumblr media
Yönetmen: Brian De Palma
Senaryo: Stephen King (hikaye), Lawrence D. Cohen (senaryo)
Oyuncular: Sissy Spacek, Piper Laurie, Amy Irving
Tür: Korku
Stephen King’in ilk romanı olan Carrie 1976 yılında Brian De Palma yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış ve çağının en radikal filmlerinden biri olmayı başarmıştır. Bu filmin yıllar önce farkında olmayan “televizyon filmi” versiyonunu izlediğimden izlemekte bu kadar geç kaldım. Sonuç olarak 1976′da çekilen ilk Carrie’den sonra 2002′de aynı isimli bir Tv filmi ve 2013′de Kimberly Peirce’in yönettiği bir remake’i bulunmaktadır. 
Tumblr media
Film telekinetik güçleri olan bir genç kızın hayatının bir dönemini anlatıyor. Carrie dindar annesinin sürekli baskı ve tacizlerine maruz kalmaktadır. Yaşıtlarının her türlü aktivitesi Carrie’nin annesine göre cehennemde yanacaklarının göstergesidir. Bu sebepten Carrie okuldan kimseyle arkadaşlık bağı kuramaz, çevresindekiler tarafından dışlanır. Git gide daha içe kapanık bir insan haline gelir. 
Annesiyle çatışmalarından birinde kendine hakim olamaz ve istemeden çevresindeki bir nesneye zarar verir. Bu olaydan sonra güçlerini keşfetmeye ve araştırmaya karar verir.
Tumblr media
Okuldaki popüler  gençler için Carrie ile uğraşmak bir eğlencedir ve Carrie için onu küçük düşürecek bir komplo kurarlar.
Tumblr media
Benim için filmde güzel sürprizlerden biri, bu gençlerden birini John Travolta’nın canlandırmasıdır.
Tumblr media
Başrolda oynayan Sissy Spacek bu filmle En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday olmuştur. Oyunculuklara baktığımızda filmdeki genç kadro (özellikle Sissy Spacek) oldukça başarılı. Bunun yanında Brian De Palma ekranı ikiye bölme gibi teknikleri ilk defa bu filmde uygulamış bununla film dönemi için oldukça çığır açıcı olmuştur.
Film türü sevenlerin atlayamayacağına inandığım bir filmdir.
İyi Seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Horror of Dracula
Tumblr media
Yönetmen: Terence Fisher
Senaryo: Jimmy Sangster (senaryo), Bram Stoker (hikaye)
Oyuncular: Peter Cushing, Christopher Lee
Tür: Korku
Bu filmin başrol oyuncusu Christopher Lee tam 15 gün önce solunum yetmezliğinden hayatını kaybetti. Benim için önemini anlatmam imkansız. Hemen aklıma çok etkilendiğim rolleri geldi. Aklıma gelen ilk fotoğraf kanlı, sivri dişleriyle gecelikli kadınların boynuna eğilmiş bir Christopher Lee.  Ama onu tanımama sebep olmasına rağmen çektiği hiç bir Dracula filmini izlememiştim. İzlediğim filmler hep son dönemde çektikleriydi. Horror of Dracula’yla başlangıç yaptım. 1958 yapımı “Horror of Dracula” o dönem gişe rekorları kırıp Christopher Lee’nin yükselip tanınmasına neden oluyor. Toplam 10 Dracula filmi çekiyor ve bu filmlerde Van Helsing rolünde de hep Peter Cushing’i izliyoruz. Bu dönem Chrsitopher Lee’nin çektiği Dracula, The Mummy ve Frankeinstein filmleri Hammer Stüdyoları’nın da en unutulmaz filmleri oluyor. Uzun yıllar süren Bela Lugosi efsanesinden sonra yine Dracula üzerinden Christopher Lee efsanesi başlıyor. 
Tumblr media
Christopher Lee bu filmde çok az gözüküyor denilebilir. Ama ilk sahnesinde anlıyoruz ki artık uzun boylu, ağır başlı ve yakışıklı bir Dracula’mız var. Mimikleri ve ses tonuyla Dracula olmaya çok yakışmış. Bunun yanında film dönemi içinde değerlendirinde baya avangard. Çünkü o dönem alışık olunmadığı şekilde filmde Dracula’nın sivri dişlerini ve kurbanların boynundan sızan kanı görebiliyoruz. Bununla ilgili aldığım bilgiye göre uzun zaman vampir filmlerinde sivri dişler ve kan göremiyoruz. Hatta ilk defa Dracula’nın sivri dişlerinin görüldüğü film 1953 Mehmet Muhtar’ın yönettiği Türk yapımı olan Drakula İstanbul’da filmi.
Tumblr media
Bununla beraber filmdeki kadın karakterler de açık saçık geceliklerle şatoda dolaşabiliyorlar. Bu filmlerde erotizm oldukça dozunda ve bu filme daha farklı bir atmosfer katıyor. Oldukça az konuşan, çoğu zaman ortalarda gözükmeyen, gözüktüğü zaman hızlı adımlarla şatonun içinde fırtına gibi esen Dracula ve himayesinde sürekli değişen kadınlar.Şatonun içinde sürekli gizemli bir atmosfer. Bunun yanında izlerken çok zevk alacağınız kalbe kazık çakıan, gün ışığıyla vampirlerin yakıldığı sahneler. Bir de olmazsa olmaz eldeki kocaman haçla kurban vampirin üzerine ağır adımlarla yürüme.
Tumblr media
Ama aldığım dedikodulara göre Kont Dracula’yı öldürmek çok zor. Bir şekilde geri dönmenin yolunu buluyor. İyi ki de buluyor.
İyi seyirler.
1 note · View note
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
It Follows
Tumblr media
Yönetmen: David Robert Mitchell
Senaryo:  David Robert Mitchell
Oyuncular: Maika Monroe, Keir Gilchrist, Olivia Luccardi
Tür: Korku, Gizem
Festivalde izleme fırsatı bulduğum, burada bahsedeceğim en güncel film olan It Follows,  2014 yılında çekilmiş, Amerikan’nın en çarpıcı korku filmi olarak anılıyor. Konu itibariyle oldukça özgün. Cinsel birleşmeyle bulaşan bir lanet var ve başkasıyla ilişkiye girip bu laneti başkasına geçirmediğin sürece seni takip ediyor. Ve bu takip eden “şey” sevdiğin veya tanıdığın bir insanın kılığında olabiliyor. Ve takip eden kişiyi sadece izleyen ve takip edilen kurban görüyor. Yani film boyunca oradan oraya karakterlerle kaçıyoruz, gerilim de hiç düşmüyor.
Tumblr media
Filmin gerçekten ilk anda insanı çarpan güzel bir açılış sahnesi ve güzel bir giriş bölümü var. Olaylar gelişirken insanı bir yandan merak içinde bırakıp bir yandan temposunu hiç düşürmüyor. Bunun yanında klasik korku filmi kalıplarının dışına çıkabilmiş, oyuncular doğal ve bu iki faktör filmi aynı türdeki bir sürü filmden ayırmış. İlginç konusu filme başka bir açıdan daha avantaj sağlamış aslında. Filmi izlediğimiz en rahat, en keyifli sahnelerde gençlerimiz güneşin tadını çıkartıp soğuk içeceklerini yudumlarken biz gerilimden koltuğumuza çivilenebiliyoruz. 
Aslında 80′lerde çekilmiş filmlerden sonra bunu seçmem tesadüf değil çünkü bu film 80′ler korku sinemasının 2014′e ait bir örneği. Bu filmin atmosferine yansımış ve eğer o zamanlar çekilmiş  korku filmlerini seviyorsanız sizin için bu filmin bir artısı var diyebilirim. Banliyöde yaşayan, erkek arkadaşları olan, sıcak havalarda havuz keyfi yapan, bir arada özgürce takılan gençlerin başına gelenler anlatılıyor aslında. 
Tumblr media
Bununla beraber söylemeden geçemeyeceğim bir başka şey filmin müzikleri. Galiba iyi bir açılış beni normalden fazla etkilediği için açılış sahnesindeki müzik hala kulaklarımda. Filmin devamından sonuna kadar da gerçekten korku filminin hakkını veren bir soundtrack listesi var. Film Cannes’da iyi eleştriler almakla beraber bir çok insan için bu senenin en çarpıcı korku filmi. Kötü eleştirenler, beğenmeyenler ve konuyu eksik, oyunculukları yapay bulanlar da mevcut. Benim fikrim ise korku severlerin kesinlikle kaçırmaması gerektiği. 
Günümüzde bizi heyecanlandıran korku filmleri malesef çok nadir çekiliyor. İyi bir korku filmi aramak, bulmak bu türü sevenler için samanlıkta iğne aramaya benziyor. Bu film de bence yıllar sonra hatırlanacak o eskimeyen yapımlardan biri olacak.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Cabin Fever
Tumblr media
Yönetmen: Eli Roth
Senaryo: Eli Roth, Randy Pearlstein
Oyuncular: Jordan Ladd, Rider Strong
Tür: Korku, Komedi
80′lere biraz ara verip 2000′lere gelmek istedim. “Cabin Fever” 2002 yılında çekilmiş ve Türkçe’ye “Dehşetin Gözleri” olarak çevrilmiştir. Ardından devam filmleri de çekilmiş oldukça popüler bir film aslında. Ama ben buraya bu filmi övmeye gelmedim. Genel olarak filmi beğenmediğimi söyleyebilirim. Ama bunun yanında güzel sahnelerin ve hoş bir gerilimin de olduğunu söylemem gerek.
Tumblr media
Konusu ormanda bir klübeye giden gençlerin sırayla ölmesi olarak özetlenebilir. İlk izlenim galiba “e bu Evil Dead” olucaktır, ama değil. “Evil Dead gibi başka bir sürü filme saygı duruşunda bulunup, klişe gözüküp klişe olmamasıyla diğerlerinden ayrılan Amerikan yapımı kült film” şeklinde yorumlayanların sayısı çok olsa da, o saygı duruşunda bulunan filmleri çok sevsem de hatta filmin ortasında Eli Roth’u görsem de (önce nereden tanıdığımı bulamasam da..) suçu kendimde arıyorum ve diyorum ki ya bu mesajları vermekte film zayıf kalmış ya da bana ulaşamadı.
Tumblr media
Kanlı sahneler dozunda ve yeterince rahatsız ediciydi diyebilirim. Galiba benim filmin içine giremememin sebebi filmin sahneleri arasındaki dev kopukluklardı. Bunun yanında filmdeki komedi unsurları beni pek eğlendiremedi.
Tumblr media
Yukarıda gördüğünüz başarılı sahneler ve Eli Roth’un hatrına kayıp vakit olarak gördüğümü söyleyemeyeceğim filmi. 
İyi Seyirler.
3 notes · View notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Monkey Shines
Tumblr media
Yönetmen: George A. Romero
Senaryo: Michael Stewart, George A.Romero
Oyuncular: Jason Beghe, John Pankow, Kate Mcneil
Tür: Korku, Bilim-Kurgu
Burada şimdiye kadar bahsettiğim filmlerden en ilginçlerinden biri bu olacak sanırım. 1989 yapımı bir film Nasıl olduğunu bilmiyorum ama Türkçeye “Tutku” olarak çevrilmiş bu filmin yönetmeni George A. Romero. Bu isme güvenerek izleme listeme aldım. Çok da adı duyulmuş değil galiba diğer Romero filmlerinin arasında, en azından ben yeni duydum diyebilirim. Adından ya da posterinden size ne çağrıştırdı bilmiyorum ama bu filmin konusu bir adam ve dişi bir maymunun normalin dışındaki ilişkileri çevresinde dönüyor. Evet oldukça ilginç.
Tumblr media
...filmin konusu bir adam ve dişi bir maymunun normalin dışındaki ilişkileri çevresinde dönüyor.
Başroldeki karakterimiz yani Allan geçirdiği bir kaza sonucu kollarını bacaklarını kullanamaz duruma gelir. Bir de özel hayatında yaşadığı sıkıntılar üzerine eklenir ve yaşamdan zevk alamaz, hayata katılmaz, depresyona girer. Bu sebepten en yakın arkadaşı (maymunları daha zeki hale getirmek için sürekli deney yapan bir arkadaş) gizlice üzerinde deney yaptığı dişi bir maymunu arkadaşının basit işlerini halletmesi için ona hediye eder. Fakat bu maymun normalin üzerinde performans göstermeye başlar. Hatta ürpererek izleriz ki Allan’la duygusal sahnelerin içinde yer alır, kısa bir süre sonra herhangi bir dişiyi Allan’ın yanına yaklaştırmamaya başlar.
Tumblr media
...kısa bir süre sonra herhangi bir dişiyi Allan’ın yanına yaklaştırmamaya başlar.
Filmdeki en ilginç nokta ise dişi maymun ile Allan’ın düşüncelerinin ve eylemlerinin bir yerden sonra paralellik göstermeye başlamasıdır. Tek bir beyin ve bedeni paylaşıyormuş gibi hareket etmeye başlarlar. Bu noktadan sonra gerilim başlar.
Tumblr media
Eğer bilim-kurgu tarzını seviyorsanız uğramanız gereken duraklardan biri bu film olmalı. Ama ortalığın kan gölüne döndüğü,ekrana bakmaya çekindiğiniz hatta bazen çığlık atmak istediğiniz bir akşam geçirmek isterseniz bu filmi izleme listenizde biraz erteleyin derim. Çünkü türü sevmeyenler için sıkıcı olabilecek bir film. Süresi 113 dakika ve olayların çözüme ulaşması uzun sürüyor, hatta olaylar gereğinden fazla uzamış diyebilirim.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
The Texas Chainsaw Massacre
Tumblr media
Yönetmen: Tobe Hooper
Senaryo: Kim Henkel, Tobe Hooper
Oyuncular:  Marilyn Burns, Edwin Neal, Allen Danziger
Tür: Korku, Gerilim
Film 1974, ABD yapımı bir korku-gerilim filmidir. Bağımsız bir filmdir. Türkçeye “İnsan Eti” adıyla çevrilmiştir. Film çekildiği yıllarda önce dağıtım şirketi bulmakta sorun yaşamış, sonra sansür yakasını bırakmamış bir çok ülkede gösterimi yasaklanmış yayınlandığında ise izleyicilerin rahatsız olması üzerine bir çok sinemada gösterimi durdurulmuş. Eleştirmenler çok beğenenler ve kötüleyenler olarak ikiye ayrılmışlar.
Film en “etkileyici” korku filmlerinden biri kabul edilmekteymiş. Filmi izlediğimde aklıma ilk gelen ilk kelime bu olmuştu. Şansım var ki bu filmi sinemada izleyebildim. Bunun için ayrıca mutluyum. 
Tumblr media
Film oldukça düşük bütçeyle, kısa sürede ve popüler olmayan oyuncularla çekilmiş. Bununla birlikte Tobe Hooper’ın da ilk filmi olarak biliyorum. Filmi güzel kılan öğeler de zaten bunlar galiba. Yönetmenin -iyi yönde- amatör ruhunu hissedebiliyorsunuz. Doğru bir ifade mi bilmiyorum ama sahneler estetik kaygılardan arınmış gerçek, vahşi ve çok doğal. Soğukkanlı, yürüme hızını hiç arttırmayan ama yine de kurbanını yakalayabilen ya da her tarafın kana bulandığı splatter filmlerin aksine çok az şey gösteriyor bize. Onlardan ayrılıyor. Tam olarak öldürme sahnelerini de izleyemiyoruz ama hakikaten korkuyoruz, anlam veremiyoruz, merak ediyoruz. Bunun yanında bir sürü devam filmi de mevcut. Ama izleyenlere bu filme bulduğu tadı veremeyen filmler olduğundan henüz izlemedim onları. Yine de filmdeki bazı karakterlerin gizeminin çözülmesi adına izlenebilir.
Tumblr media
Kıvırcık arkadaşın ağzındaki sosis türevi et “ne etidir?” sorusunu insanın aklına getirirken bir de sıcak havada ağzından düşürmüyor o sosisleri...
Filmin açılış sahnesinde Teksas’da mezar soyguncuları ile ilgili bir radyo haberi duyuyoruz. Akabinde başroldeki gençlerle tanışıyoruz. Bir dolmuşa doluşmuş 5 genç arkadaş. Bunlar bir mezarın kontrolü için çıkmışlar yola. Bunların aralarından ikisi kardeş. Taş gibi bir sarışın ve tekerlekli sandalyede oturan şu kıvırcık arkadaştan bahsediyorum. Bunların o civarda aile yadigarı bir evleri var ve oraya uğramaya karar veriyorlar. Yola devam ederken bir otostopçu da katılıyor aralarına. Aslında otostopçu her şeyin habercisi. Gençler otostopçudan nasıl kurtulduklarını bilemiyorlar da bunu kötü bir işaret olarak üstlerine alınmıyorlar, devam ediyorlar yola ve olaylar gelişiyor...
Tumblr media
 Aslında otostopçu her şeyin habercisi. 
Derken aile yadigarı eve ulaşıyorlar ve hemen sıkılan gençler yüzmek için evin yakınlarındaki göle gidip birer birer ölmeye başlıyor. Daha ilk cinayet sahnesinde anlıyorsunuz ki bu film sizi beyninizden vurulmuşa çevirecektir. İlk cinayet sahnesi öyle beklenmedik, öyle vahşi bir sahnedir ki siz de kurban kadar neye uğradığınızı şaşırırsınız. 
Katiller yamyam bir aileden oluşur. Aslında pis işleri aileden sadece biri yapmaktadır. Diğerleri öldürme işine bulaşmazlar. Aralarından bir tanesi de iyi bir aşçıdır(!) Pis işleri yapan hantal aile ferdi de bizim filmi izlemesek de bildiğimiz “Leatherface” dir. Aslında bu Leatherface mezar soyguncusu ve serikatil Ed Gein’den esinlenilmiştir.
Tumblr media
...pis işleri aileden sadece biri yapmaktadır.
Bu ailenin evini gördüğünüzde bir kez daha beyninizden vurulursunuz. Çünkü harika bir atmosfer yaratılmıştır. Filmin hakkındaki yorumlar hep “kan görmüyoruz ama sürekli vahşet görürüz” şeklinde. Kullanılan öldürme aleti bir elektrikli testere ve filmin o uzun kovalama sahnelerinde o testerenin sesi, katilin yorulmaz bilmez iz sürüşü, hayatta kalmaya çalışan genç kızımızın ‘başımıza gelse öyle kaybederiz kendimizi’ dedirten çığlıkları resmen bize korku şöleni sunar. 
Tumblr media
Korku severlerin mutlaka izlemesi gereken bir film olduğunu anlatabilmiş olmayı umuyorum. İzlerken yanınızda “junkfood” olmasını önermem.
İyi seyirler.
2 notes · View notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Friday the 13th - Part 2
Tumblr media
Yönetmen: Steve Miner
Senaryo: Ron Kurz, Victor Miller, 
Oyuncular: Betsy Palmer, Amy Steel, John Furey
Tür: Korku, Gerilim. Gizem
Sleepaway Camp’den sonra bir “kampta gençlerin sırayla öldüğü korku filmi”yle devam etmek istedim. Ama bildiğiniz gibi bu o filmlerin atası oluyor. 13.Cuma 2.Bölüm. Jason’dan ne izleyenler sıkılmış ne de çekenler. Bu sebepten part 3, 4, 5... hatta 13.Cuma olarak değil Jason vs vs olarak çekilen bir sürü film mevcut. Çok da başarılı olmayan ama türünün en güçtü örneklerinden biri olan, izlerken sıkmayan Friday the 13th’den sonra part 2 çekilmiş. Aralarında sadece 1 yıl var. 
Tumblr media
İzlerken otomatik olarak ilk filmle kıyas yaptım. İlk filme göre daha profesyonelce çekilmiş diyebilirim. Bunun yanında kesinlikle ilk filme göre korkutma seviyesini arttırmış, gerilim seviyesini de. Gerçekten koltuktan sıçrayarak izleyebileceğiniz bir film olmuş. Bunun yanında ilk filmdeki derinlik malesef kaybolmuş. İlk filmde Jason’ın hikayesini yarım yamalak da olsa öğreniyorduk. Bu film bize Jason hakkında hiçbir şey söylemiyor desem yanlış olmaz.
Tumblr media
Bu da yetmezmiş gibi Jason’ın bildik maskesi de ortalarda yok.
İlk filmin gölgesinden çıkamadığı çok belli olan bu devam filmi aslında farklı karakterlerle paralel olayları bir kaç yıl sonra tekrar anlatıyor. Aynı sürprizli son, neredeyse aynı giriş, gelişme, devam filminin geleceğinin habercisi olan bir final sahnesi... Farklı olarak gözüme çarpan erotik sahnelerin dozunu az biraz daha arttırmış.
Tumblr media
Aslında özet olarak amatör ruh kaybolmuş diyebiliriz. Artık Friday the 13th 80′lerin Amerikası’nda popüler. Devam filmleri olduğu için çok da tedirginlik duymuyorum. O kadar devam filminden sonra Jason zaten ailemizin bir ferdi olacaktır diye düşünüyorum.
İyi Seyirler.
1 note · View note
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Sleepaway Camp
Tumblr media
Yönetmen: Robert Hiltzik
Senaryo: Robert Hiltzik
Oyuncular: Felissa Rose, Jonathan Tiersten, Karen Fields
Tür: Korku
Yaz kamplarında kampçıların birer birer öldüğü filmlerin yılları. 80′ler. Film 1983 yapımı. Hikaye Angela adında bir genç kızın çevresinde geçiyor daha çok. 
Angela yaşıtlarının aksine daha çocuksu vücut hatları ve çekingenliğiyle kampta eğlenceye ortak olamayan belki de tek kişidir. Kuzeniyle istemeyerek gittiği kamp başından beri onun için pek ilgi çekici değilken bir de üstüne kampçılar bir bir ölmeye başlar.
Tumblr media
Filmin açılış sahnesinde sürat teknesi kullanan bir grup genç gölde gezen bir ailenin teknesinin üzerinden geçiyor. Ailedeki çocuklardan biri ölüyor. Bundan sonrası filmle ilgili ipucu olacağından söylemeyeceğim ama izlemeye değer mi diye düşünüyorsanız kesinlikle değer.
Tumblr media
Çünkü bu film diğer kamp filmlerinden bir kaç yönüyle ayrılıyor ve daha özgün olmayı başarıyor. Bununla birlikte final sahnesinin gerçekten çok etkileyici olduğunu belirtmeliyim. O aslında başından beri gözümüzün önünde olan sürpriz final bütün bir filmi izlenmeye değer kılıyor. 
Tumblr media
Evde tek başınıza izleyebileceğiniz, bu türün en kült filmlerinden biri olan Sleepaway Camp için vakit kaybetmeyin derim. 
Filmin çekilmiş bir kaç tane devam filmi de var. Ama izlemediğim için yorumlayamayacağım.
İyi Seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Re-Animator
Tumblr media
Yönetmen: Stuart Gordon
Senaryo: H.P. Lovecraft (hikaye), Dennis Paoli (senaryo)
Oyuncular: Jeffrey Combs, Bruce Abbott, Barbara Crampton
Tür: Korku, Komedi
Film 1985′de çekilmiş, H.P. Lovecraft’ın hikayesinden uyarlanmıştır. H.P. Lovecraft bu türde okumaktan en keyif aldığım yazarlardan biridir. Bu hikayeyi de çok heyecanla ve severek okumuştum. 
Tumblr media
Filmde gizlice ölmüş birini canlandırmaya çalışan bir doktor anlatılıyor. Film çok detayına girmiyor ama kitapta (bölük pörçük ve yanlış hatırlamıyorsam) Herbert West isimli doktor ölümden sonra insan beyninin 6 dakika süreyle hala çalışıyor olmasından yola çıkarak, ölmüş birini hayata döndürmeye kafayı takmış durumdaydı. Filmde ise birden olayın içinde buluyoruz kendimizi. Ama Herbert West’in şu elindeki fosforlu yeşil formülü hakkında pek bir bilgimiz olmuyor.
Tumblr media
80′lerde çekilen filmlerin en tipiklerinden bence bu film, ayrıca görsel olarak da çok başarılı. Herbert West’in elindeki şırınganın içindeki o fosforlu yeşil sıvıya bakarak bile çıkartılabilir hangi dönemde çekildiği. Sadece bu bile benim için izleme sebebi.
Tumblr media
Aynı zamanda absürd ve komik sahnelerçoğunlukta. Yani evde tek başınıza izlemekten çekinmeyin ve bir şans verin derim. Bu vasıtayla eğer H.P. Lovecraft ile tanışmamış iseniz bu film buna vesile olur.Daha sonra önce Lovecraft hikayeleri sonra uyarlanan filmler derken bambaşka bir dünyaya ait olursunuz.
İyi seyirler.
4 notes · View notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Funny Games
Tumblr media
Yönetmen: Michael Haneke
Senaryo: Michael Haneke
Oyuncular: Susanne Lothar, Ulrich Mühe, Arno Frisch
Tür: Korku-Drama
Funny Games Türkçe’ye Ölümcül Oyunlar adıyla çevrilmiştir, başrolde yine Haneke’nin Benny’s Video filminde gördüğümüz ve beni soğukkanlılığıyla her seferinde kendine hayran bırakan Arno Frisch vardır. 1997 yılında çekilen filmin dili Almancadır. Haneke 2007 yılında Hollywood’da aynı filmi farklı oyuncularla tekrar çekmiştir. 1997 versiyonunu defalarca izlememe rağmen 2007′de çekilen Funny Games’i izlemedim. Öncelikle Arno Frisch’in bu filmi daha rahatıs edici hale getirmesi daha sonra bu filmi Alman oyuncularla Almanca izlememin hoşuma gidiyor oluşu gibi sebeplerden Hollywood versiyonuna ısınamadım.
Tumblr media
Ben bundan 6 yıl önce Haneke ile bu film sayesinde tanıştım. Eğer Haneke’nin filmlerini izlerken başınıza ne geleceğini bilmiyorsanız, bu konuda amatörseniz önce biraz okuyun, araştırın internetten derim. Çünkü rahatsız olacaksınız ve yerinize rahatça yerleşip izleyemeyeceksiniz o filmi. Bu filmde de tam filmin akışına kendinizi kaptırıp rahatça nefes alacakken Haneke’nin resmen sizinle dalga geçtiğini göreceksiniz. Bahsettiğim sahne ünlü “geri alma sahnesi”
Tumblr media
Film tatil için villarına giden bir Avrupalı bir ailenin evine bir şekilde giren ve aileye sebepsiz şiddet uygulamaya başlayan 2 genci anlatıyor. Aile anne, baba ve çocuktan oluşan bir çekirdek ailedir. Burada seçilen aile “küçük burjuva sınıfı”nın bir temsilidir. Ve burjuvaziye uygulanan şiddeti izleriz filmde, bu bizi daha da rahatsız eder. 
Tumblr media
Bu 2 genci bembeyaz giyinmiş ve beyaz eldiven takmış bir biçimde görürüz film boyunca. Bu kıyafetlerin tam olarak ne söylemek istediğini bilmiyorum, bunun hakkında da hep farklı yorumlar okudum. Benim filmi izlerken  düşündüğüm saflığın sembolü olan beyazla onu giyenlerin karakterlerinin çelişmesiydi. Ama şunu kesin olarak söyleyebilirim beyaz giyinmeleri karakterlere steril ve hastalıklı bir görünüm kazandırmış ki bu da gerçekten iyi bir fikirmiş.
Tumblr media
Sürekli tekrar edip durdum filmin rahatsız ediciliğini. Bunun sebeplerinden biri de her türlü kötü muameleyi yapan ve sizi tiksindiren karakterin dönüp size göz kırpması, sizinle konuşmasıdır. O an anlarsınız ki Haneke sizi masum olan tarafta değil kötü taraftakilerle suç ortağı olarak görüyor.
Tumblr media
Son olarak filmin açılış sahnesini de çok sevdiğimi eklemek istiyorum. Yemyeşil ağaçların arasında arabalarıyla klasik müzik dinleyerek ilerleyen mutlu aile tablosu ekrandayken müzik birden değişir ve kıpkırmızı yazılar akmaya başlar. Başlangıç sahnesinden filmin son saniyesine kadar izlemek, bu türü sevenleri pişman etmeyecektir.
İyi seyirler.
2 notes · View notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Friday The 13th
Tumblr media
Yönetmen: Sean S. Cunningham
Senaryo: Victor Miller
Oyuncular: Betsy Palmer, Adrienne King, Jeannie Taylor
1980 yılında çekilmiş bağımsız bir filmdir, Amerikan yapımıdır. Olaylar Crystal Lake adında bir kamp alanında geçer. Crystal Lake kampı esrarengiz ölümler yaşandığı için uzun süre önce kapanmıştır. Yıllar sonra kamp tekrar açılacaktır. Kampı açacak olan adam bu yüzden bir kaç genci işe alır. 
Tumblr media
Uzun  lafın kısası bu film enerjik gençlerin kampa gidip bolca sevişip sırayla öldüğü ‘o’ filmlerin en önemli ve ünlülerindendir. Devamında bir sürü kamp filmi çekilmiştir. Ayrıca Friday the 13th’inde 9 tane devam filmi bulunmaktadır. Filmdeki katil ise adını eminim çokça duyduğunuz Jason’dır. Aslında Jason’da zamanında bu kampta ölen masum bir çocuktur. Ama ilk filmde kendisinden çok annesini görüyoruz.
Tumblr media
Benim Jason’la tanışmam 12 yaşımda Fredy Jason’a karşı filmini arkadaşlarımla sinemada izleyerek gerçekleşmişti. Mısır kokusuyla hatırladığım bir gün. 12 yaşımdaki ben yanarak ölen Freddy ve boğularak ölen Jason karşılaşmasından pek bir etkilenmiştim.
Tumblr media
Bu filmde irite olduğum bir şey var ki o da Betsy Palmer’ın oyunculuğu. Kendisini 2.bölümde de görücez. Devam filmlerinin kaçında var bilmiyorum. Ben de izleyip görücem. Umarım o filmlerde biraz daha kendini geliştirmiştir.
İyi seyirler.
0 notes
chuckynintohumu · 10 years ago
Text
Christine
Tumblr media
Yönetmen: John Carpenter
Senaryo: Stephan King (kitap), Bill Phillips (senaryo)
Oyuncular: Keith Gordon, John Stockwell, Alxandra Paul
Stephan King’in aynı adlı romanından uyarlanan film 1983′de çekilip Türkçe’ye Katil Otomobil adıyla çevrilmiştir. ABD yapımı film Christine adlı otomobilin sahibi üzerindeki etkileri anlatmaktadır. Yani aslında bu filmdeki başrol bir otomobil dolasıyla katil de otomobil.
Tumblr media
Korku filmlerinin olmazsa olmazlarından ‘gizemli klübe’ ve ‘gizemli yaşlı adam’ ikilisi bizi gülümsetiyor. Bu yaşlı adamdan arabayı satın alan genç ise çirkin Betty sendromlu bir lise öğrencisi. Okuldaki çocuklar tarafından bolca itilip kakılır ve ailesinin de baskılarına da boyun eğmek zorunda kalır. 
Tumblr media
Ama o yaz satın aldığı Christine ile hayatı değişir. O (she) Arnie’nin en yakın arkadaşı hatta kız arkadaşı olmuştur. Bu sebepten başka kızları da yanına yaklaştırmaz.
Tumblr media
Stephen King’in kitaplarından uyarlanan filmlere ben otomatik olarak şans veriyorum galiba. Çünkü kendisi özellikle ortaokul dönemlerinde çok sevdiğim, soluksuz okuduğum kitapların yazarıydı. Yönetmen de John Carpenter olduğu için tercih ettim. Filmden keyif aldım ama oyunculukların çok iyi olduğunu söyleyemem. Bunun yanında film süre olarak daha kısa olabilirmiş.
İyi seyirler.
0 notes