Don't wanna be here? Send us removal request.
Text

Belki de herkesten çok kendimi özledim, eski beni, eski neşemi..
#eski#şarap#gece#gül
7 notes
·
View notes
Text

Hayat bir nehir, akıp gidiyor. Suyun üstüne uzat bedenini, akıp git sen de. İnan bana, şelaleden aşağı düştüğünde güzel bir gölde uyanacaksın. Şimdi kapat gözlerini, aç kollarını, arkana doğru yaslan ve kendine şöyle mırıldan, “Su akar, yolunu bulur.”
6 notes
·
View notes
Text
insan kaç acıdan sonra omuzlarına öpücük konduramaz hale gelir, biliyorsun artık.
194 notes
·
View notes
Text
bir uçurumun eşiğinde o kadar çok bekledim ki, düşmeme gerek kalmadı
467 notes
·
View notes
Text
Zor mu? Kolay mı?
3 notes
·
View notes
Text
gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? gökte yıldızın kalmıyor. gölgen bir yere sığmıyor. içindeki şarkı içinde boğuluyor. penceren sokağa bakmıyor. bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? kendinden soğuyorsun. sözünden soğuyorsun. geçmişinden soğuyorsun. inandıklarından soğuyorsun. baktığın yüzlerden soğuyorsun. içine bile bakmıyorsun artık. dünya, inandığın o yitik cennet değil. durup dururken inciniyorsun. kötü söz gerekmiyor bunun için. sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz... bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... kalabalık, tanrısından büyük! iskeletine kadar çekiliyorsun. birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. incinme değil bu, insana olan inancı yitirme! yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. öyle acıklı bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. hiçbir şeye öfke duymuyorsun. insan boylu boyunca bir hastalık. insan korku. insan yıkım. ihtiraslarının külü insan. inanmıyorsun artık. anlamamak değil, inanmıyorsun! can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun! ruhun hazan mevsimi bu. insanın kötülüğe dönüşmesi. oysa, gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. gamzelerin diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. bu hülyalı zaman, diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. parmaklarının rayihası, sesinin gökbahçesi, kulak memelerindeki kandil, kâküllerindeki uykulu arzu, göğüslerinin naz gölleri, bacaklarından akan ırmak, ağzının serçe kuşları, teninin atlas uykuları... ben seni sevmek istiyorum, diyecektin diyemedin. güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. insan sevmezse bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin.insan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya diyemedin. gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda.
225 notes
·
View notes
Text
o değil de, canım yandığında 'sana ihtiyacım var' diyeceğim kimse yokmuş hayatımda, onu fark ettim.
0 notes
Text
Beni telaşın cenderesinden al da, zamansız bir dinginliğe bıRak
0 notes
Text
Onca yıllık kendimim, hâlâ kendime alışamadım.
560 notes
·
View notes
Text
Güzel düşün güzel geçsin her gece nedenini bilmediğim acılardan ağlamaktan sıkıldıysan sarıl yeni hayatına. Ardına bile bakma daima gül. Sen belkide güçlü biri değilsin ama sağlam adımlar atmak zorundasın her şeye rağmen sen burdasın ve bunlar yaşanıyor..
11 notes
·
View notes
Text
Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az...
Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
10 notes
·
View notes