Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Çoğu zaman anlam yüklediğimiz şeyler bir başkası tarafından fark edilmiyor bile veya önemsenmeyebiliyor. Ama insanın hassasiyetlerini dillendirebilmesi, derdini anlatabilmesi, daha doğrusu karşıdakinin onu anlayabileceğine inanması çok değerli. Ne var ki bu beklentimiz de çoğu zaman boşa çıkıyor. Ne istediğini bilmek, ne istemediğini bilmek ve tereddüt etmeden bunları dillendirmek benim için her zaman imrenilecek bir şey oldu. Bazen kendinizi cesaretlendirir ve o imrendiğiniz şeyleri imrenilecek bir şey olmaltan çıkarmak için elinizden geleni yaparsınız. Yaparsınız yapmasına ama beklediğiniz açık yüreklilik yerine sizi değersiz hissettirecek imalar, bir dağ yerine bir hayalet, gözünüzde büyüttüğünüz hayaller yerine şişirilmiş bir balon bulunca tüm çabanızı orada bırakıp gerisin geri dönüyorsunuz. Geriye sizi teselli eden tek şey elinizden gelen her şeyi içinizden geldiği için yapmış olarak geriye dönüp baktığınızda pişmanlık duymamanız oluyor. Üzücü olansa aynı şeyin tekrar tekrar kendini yenilemesi. Her defasında daha çok ümitlendirip her sonuç kısmında daha çok hayal kırıklığına uğratması. Bu böyle nereye kadar gider bilmeden öylece yaşıyor ve görüyoruz. Görüyoruz ama olmuyor. Bir şeyler eksik. Bir şeyler hatalı. Ya da belki her şey olması gerektiği gibidir. Yaşayıp görelim diyoruz ama ne zaman göreceğiz?

3 notes
·
View notes
Text








Bin bin gece yürüdüm hangi muamma için...
#photographers on tumblr#gokyuzunesevdaliblog#evhamlibirisi#poets on tumblr#gececitayfa#photography#sky photography#gökyüzü
17 notes
·
View notes
Text




En sonunda elimden sadece şunu söylemek geliyor: 'serin bir rüyanın hatrına'
2 notes
·
View notes
Text
"Ömrüm verdim yollarda
Evim bulmak için
Ne ev buldum,
Ne yol kaldı
Sesin duymak için"


0 notes
Text
"Zamanın ve mekânın silik olduğu bir ânın içinde annemi büyütmek isterdim. Saçlarını tarayıp ona sımsıkı sarılırdım."
0 notes
Text
"Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde, sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım"
Bir gün çıkıp gittin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağdı
Cadde cadde, sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni aradım

1 note
·
View note
Text
Oturdum düşündüm. Kendime güzel bi kitap lisetesi çıkarıp biriktirdiğim paranın birazını kitaplara verip kendimi mutlu mu etsem, yoksa çalışmayı planladığım dersleri hallettikten sonra kendime vakit mi ayırsam. Hangisi mutlu eder beni? Daha doğrusu hangisi oyalar? Zamanın bu kadar ağır geçmesi, her saatin adeta bir gün gibi geçmesi çok yordu beni. Kötü olan şey ise ne beklediğimi bilmeden bekliyor olmak. Beklememin bir sona erip ermeyeceği, beklememe değip değmeyeceği hakkında hiçbir fikrimin olmaması kötü olan. Odanın kapısını kapatıp oturuyorum sırtımı dayayabileceğim bir yere. Yüzümü gömüp birkaç saat karanlıkta cenin pozisyonu alıp beklemek istiyorum ama hayatın temaşası öylesine sıkıştırıyor ki buna da vakit bulamıyorum bir türlü. Kim bilir belki böylesi daha iyidir. Belki düşüncelerimin girdabında kendimi hapsetmemdense düşünmeye vaktimin olmaması daha iyidir. Düşüncelerimi susturmak konusundaki maharetimi daha iyi fark ediyorum böyle zamanlarda. Hoş, ama ben düşüncelerimi örtmek zorunda kalmamayı düşüncelerim aslında yokmuş gibi davranmaya tercih ederdim. Birçok şeyi birçok şeye tercih ederdim de.. öyle işte. Yarının belirsizliğinin verdiği umut olmasa bu karanlık sokaklarda yitip giderdik. İyi ki tüm planlarımıza rağmen elimizde olmayarak gelişen şeyler var. Allah’ım teşekkür ederim. Allah'ım. Bu bilinmezlik için. Allah'ım. Teşekkür ederim.
1 note
·
View note
Text
edip cansever'in "susuyordum, susmanın kelimeleșmesini bekliyordum" dediği,
101 notes
·
View notes
Text
Gelmeyeceğini bilerek, hep gelmeni umarak bekledim seni. Dizimin yarasını kendim sardım, sararken yokluğuna sövdüm. Kalkması da kolay değildi, dizlerime tutunup kalktım, kalkarken de sövdüm yokluğuna. Sanki tüm yollar sana yakın, sanki tüm kapıların ardında bekleyen sen, sanki sabaha çıksam varacağım sen, sanki karanlık geceye erdiğimde bulacağım sen.. Öylesine bekledim seni. Bekledikçe gelmedin, gelmedikçe bekledim. Hâlâ devam ediyorum bu gürültülü kalabalıklar içinde yalnız başıma beklemeye seni. Bugün geç oldu, aslında dün oldu bugün. Şimdi saat 3 geçiyor, 1'i geçiyor. Bugün artık yeni bir gün. Yarın sabaha uyandığımda, mesela saat 37 geçiyorken 9'u, saat 15 geçiyorken 10'u, saat 3 geçiyorken 11'i, belki çok gürültü olursa 27 geçerken 8'i yani işte günün bir saatinde uyandığımda, günün sensiz bir saatinde uyandığımda yine yalnızlığıma seni anlatıyor olacağım. Bilmiyor muyum? Biliyorum üzülme. Bu hisli kalbi istemezdim, ama hisli bir kalp hayalim. Olsun kederi de, hüznü de, kötürüm bir yürek taşıyormuşum hissini de artık yadsımıyorum. Hepsi benim, hepsi benden, hepsi benimle. Senin hiç olmadığın kadar benimle. Bir gün geldiğinde, bak hâlâ cüretkarım umut etmek mevzusunda, seni beklerken kuruttuğum çiçekleri, yazmaya kalkıştığım şiirleri, altını çizdiğim satırları, okuyup kalbimi burktuğum mısraları, dinleyip içimi mahşere çevirdiğim şarkıları ipi kopmuş boncuk taneleri gibi dökeceğim yoluna. Onları büyütüp çiçeklendirmek veya gülünç bulup elinin tersiyle itmek senin bileceğin iş. Oysa ben.. Neyse. Kelimelerim burada tükendi. Beklemek işinin buruk mağrurlarına..
3 notes
·
View notes
Text
Ben zaten çıkamadım ki içinden bu düşünce yığının ki yeni düşüncelerle baş edebileyim.

1 note
·
View note
Text
Nedir bu içimdeki telaş, endîşe, nefes nefese kalmışlık? Daha az önce çok sevdiğim bi insanı hayatımdan uğurlamışım gibi, daha az önce bir hevesle koparıp kitabımın arasına koymak için taşıdığım çiçek talan olmuş gibi hayal kırıklığına uğramış hissediyorum.

1 note
·
View note
Text
Büyümüşüm Leyla, öyle geliyor. Eskiden böyle hisler bilmezdim. Aldığım nefes göğüs kafesime sığmıyor sanki, alıp veriyorum nefesleri art arda ama sanki az önce nefes tutma yarışı yapmış gibi sıkışıyor kalbim. Artık çok üzüldüğümde ellerimin uyuştuğunu hissedebiliyorum. Bu nasıl bir his Leyla? Çok korkutucu. Büyümek bu muydu? İnsan büyüdükçe böyle şeyler mi öğreniyordu?

1 note
·
View note
Text
İnsanlar içinde zulüm çoktur;
sen benim gönlümü tenhalığa alıştır.
Fuzûlî
55 notes
·
View notes
Text
‘’Boşuna bunca vapurların, trenlerin gayreti
Meğer sen neredeysen İstanbul oradaymış
Hani desen ki
-Saçımın her teli İstanbul benim-
İnanacağım
Kaderde saçının bir teli olmak varmış..’’
130 notes
·
View notes
Text

"Şu anda; sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek : Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda...
86 notes
·
View notes