felsefe
felsefe
Felsefe, Edebiyat, Kitap ve Sanat
10 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
felsefe · 7 months ago
Text
1925 yılında Hugo Gernsback 'in ahşapdan icat ettiği %95 ses gecirmezlik özelliği olan ve çalışırken kitap okurken kendisini gürültüden koruyan kaskı.
Tumblr media
1 note · View note
felsefe · 7 months ago
Text
Bu nasıl oluyor ? Tabloya yavaşça ve ters cevırırek bakın .
Tumblr media
3 notes · View notes
felsefe · 7 months ago
Text
Görselde ki, ayrıntıyı bul.
Görselde gizlenen nesneyi bulmanız isteniyor.
Tumblr media
1 note · View note
felsefe · 8 months ago
Text
Tumblr media
Orta çağda Fransa’da bir kasabada kadınlar, sabah evden çıkan eşlerine düşük dozlu öldürmeyen ama hastalanmalarına sebep olan bir zehir verirlermiş.
Akşam olup da eşler ola ki geceyi başka bir yerde geçirmek isterlerse ağrı şiddetini arttırır ateşlenme kusma vs de eklenirmiş mevcut rahatsızlığa. Eve geldiklerinde panzehir içirilen evin erkekleri bir anda eski sağlıklarına kavuşur ve huzuru mutluluğu eşlerinden başka bir yerde aramamaları gerektiğine ikna olurlarmış.
5 notes · View notes
felsefe · 8 months ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
felsefe · 10 months ago
Text
TÜRK'ÇE TANRI!!
Kuran-ı Kerim'in ilk Türkçe tercümesi Karahanlı Devleti döneminde yapılmış ve Tanrı (Yaratıcı) kelimesi ilk olarak İslam'i tercüme olarak orada kullanılmıştır...
11 YY'a ait olan bu Türkçe çeviride Allah kelimesi yerine Tanrı ve Yaratkan (Yaradan) kelimeleri kullanılmıştır..
Çeviri Türkçe Arapça ve Farsça olup 3 dildedir..
Günümüze kadar gelebilmiş meâller içinde en eski Türkçe Kuran meâli olup, Muhammed bin el-Hac Devletşah eş-Şirazi tarafından hazırlanmış 902 sayfalık bir tercümedir...
Bu nüsha Türk İslam Eserleri Müzesi (TİEM) No.73’te kayıtlıdır..
Bunun ötesinde Hoca Ahmet Yesevi,
Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hacip ve Yunus Emre kendi eserlerinde Allah yerine Tanrı ve Çalap kelimelerini kullanmışlardır..
Tumblr media
3 notes · View notes
felsefe · 11 months ago
Text
Tumblr media
Japonya'da Evli Çiftler Neden Ayrı Uyuyor Biliyor Musunuz?
Japonlar her ne kadar küçük evlerde yaşasalar da, birçok Japon cift farklı yataklarda ve hatta odalarda uyumaktadır.
Peki bunun sebepleri nelerdir? Japonların gerek özel hayatlarında gerekse iş hayatlarında farklı bir kültürü ve yaşam tarzları vardır.
Hatta Türkiye'de bazı üniversitelerde Japonlar'ın yaşam tarzı üzerine dersler okutulmaktadır.
Japon evli çiftlerin ayrı uyuması Türk örf ve adetlerine göre yanlış bir durum gibi görünebilir. Fakat, sebeplerini okuduğunuz zaman evli çiftlerin ayrı yataklarda hatta ayrı odalarda uyumalarının mantıklı olabileceğini belki siz de düşüneceksiniz.
1- Bebekler anneleriyle birlikte uyurlar.
Japon anneler genellikle çocukları ile birlikte uyurlar ve bu onlar için çok önemli kabul edilir. Bu nedenle babanın aynı yatağı paylaşmak mı yoksa farklı bir odaya mı gitmek istediğine karar vermesi gerekir.
2- Anne, Babalar farklı saatlerde çalışıyor olabilirler.
Japon çiftlerin ayrı ayrı yatmaya karar vermelerinin en önemli sebebi farklı çalışma saatlerinin olmasıdır. Sabah uyanmak için alarm kurarlar ve eşlerinin zamansız bir saatte uyanarak rahatsız olmasını istemezler. Uyku kalitesi dolayısıyla yaşam kalitesi için kesintisiz uyku Japonlar için çok önemlidir.
3- Japonlar için ayrı ayrı uyumak mutlu evliliğin anahtarıdır. Özellikle, ülkemizde ayrı uyumak birçok çift için boşanmanın kapıda olduğunun sinyali gibi görünse de, Japonlar bu konuda bizden çok farklı düşünmektedir. Onlar için uyku uyurken rahatsız edilmemek, horlama sesine maruz kalmamak önemlidir.
Tekme, el, kol çarpması gibi durumları yaşamak verimsiz uykuya neden olmaktadır. Uyurken eşlerinin sağa sola dönmesinden bile rahatsız olurlar uyku kalitelerinin düşeceğine inanırlar. Aslında Türk evli çiftler de bu durumdan çok rahatsız olurlar ama toplum içerisinde yadırganmamak için birbirlerine yatakta tahammül etmeye kendilerini zorlarlar.
Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
5 notes · View notes
felsefe · 1 year ago
Text
Tumblr media
Can Yücel ne de güzel söylemiş...
Kulpu kırık fincanları,
Zayıflayınca giyerim’ kotunu,
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri,
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi,
Dibi kararmış tencereyi,
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları,
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı,
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini
ATIN
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü,
Düşünüp durduğunuz o lafı.
ATIN
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü,
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
ATIN
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini,
Kestiğiniz eski gazete küpürünü,
İçinizi kemiren o ukteyi
ATIN
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Kişisel gelişim kitaplarını
ATIN
Arkanızdan konuşanları,
Önünüzü kapayanları,
Alamadığınız terfiyi,
Oturamadığınız evi,
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi,
Hatta en iyi karneyi,
Çalışmayan saatleri,
İşe yaramayan fikirleri,
Kaçan trenleri,
Zamansız yaşlandıran dertleri,
‘O gün’ olanları,
Halının altına süpürdüklerinizi,
Dolabın dibine iteklediklerinizi
ATIN
Bakın, ne güzel güneş çıktı.
7 notes · View notes
felsefe · 2 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note
felsefe · 2 years ago
Text
Tumblr media
1 note · View note