gece

[gece]

bastırdığı her acının enkazında sıkışmış o çocuğum.

[gece]

nedensiz de sevilir.

[gece]

[gece]

yalnızlığı demledim hep avuçlarımda.

[gece]

[gece]

çiçeğimi sulama vakti diyerek seni sevmeye başlamak.

[gece]

[gece]

ben her savaş meydanında seni severdim.

[gece]

[gece]

gülmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye.

[gece]

kara bulutlar çöktü göğsümün kafesine.

[gece]

hiçbir yere çıkmayan yolların yorgunluğu.

[gece]

insanın ayağa kalkıp, nereye ait olduğunu aramaya çıkması gerekir.

[gece]

[gece]

zaman, insanları değiştirerek öldürür.

[gece]

sevgi, karşısındakini anlama isteğiydi.