"Sen! kanlı bir ayaklanma sabahında düştün alnımın haritasına..."✌🏼️✌🏼
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
"Söyleyeceğimiz çok şey var aslında.
Ama üşeniyoruz.
ve çok sıkıldık.
Önce müthiş bir hevesle acılarımızı
Paylaşacak insan ararken, şimdi kimseler soru sormasın istiyoruz.
Söyleyecek şeyimiz olmadığından değil, söyleyecek çok şeyimiz var aslında ama bugüne kadar anlattıklarımız hiçbir işe yaramadığından konuşmak istemiyoruz."
15 notes
·
View notes
Photo
Dönüp tekrar sayıyorum, Bir kuş eksik gökyüzünde..
66 notes
·
View notes
Photo

Şimdi hasretin gece ya dahada yakar canımı sabahlar Özlem dediğimiz karanlıkla doğru orantılı Hani girsen koluma inadına bir tur atsak kol kola şu istanbulu Yaslansak bir bankta birbirimize ki ben omuz denen bu organı başın için ayırmıştım Baksak sonra uzun uzun maviye Sahi mavi bizim değilmi Ben maviden geçtim yar seni isterim yalnız seni Yüreğimin namlusundan bir türkü ateşlerim hasrete Hasretinden yandı gönlüm yandı yandı söndü gönlüm Evvel yükseklerden uçtu düze indi şimdi gönlüm” Şimdi bir çoban kavalındaki içli bir ıslığım sadece Cesaret dediğin seni sevebilmekmiş meğerse Şimdi adın desem cümle aleme Alem varlığından utanır Adamlığım düşer iç cebimden ulu orta Kusarım hasreti karanlık bir sokak ortasında Çığlık olur düşerim yollarına Sonra tutarım kendimi,sıkarım yumruğumu bu kaybolmuşlukta Bir iki karla karışık yaş düşer elmacıklarıma Hadi üflede bitsin bu kıyamet Hadi tut elimi yeter bunca hasret Hasretim,vuslatım Yaşama sebebim Bak bu şiir senin al gözün aydın Ne diyeyimki benim gecemden senin gündüzüne Hiç olmamışlığim Son demim Gök yüzündeki Son'ayım
158 notes
·
View notes
Quote
Ey gitmek! Sesin kısık, bunalmış güzelliğin. Hangi yüreğe girersen gir ülken yok senin...
13 notes
·
View notes
Photo

Şimdi ne yazdığım şiirler ezberimde,ne de bağıra çağıra söylediğim türkülerin sözleri.
Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum… Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerinde tadı yok..?
Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden…?
Susuyorum artık… Sustukça daha çok içime batıyorum
Sustukça,üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu,suskunluğuma sarılıyorum.
Ama yinede saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Sessiz geceler sığınılacak en güvenilir liman sanki benim için.
Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir ifade etmiyor.
Düşünüyorum da bugüne kadar hep;gibi yazmışım,gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi;gibi sevmişim.. Elbette hiçbir şey,ben ol deyince olmaz.
Bunu biliyorum ama zamanda geçiyor hızla.
Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben yavaş yavaş tükeniyorum…
Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde?
Kocaman bir hiç!
Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…? Öyle anlamsız ki yaşadığım hayat.
Herşey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için,kayboluyor.
Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenemiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum yada yüreğime su serpecek elin sahibini…
Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini…
Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken…
Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı…
İçimi kanatan özlemlerle yaşnalıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan… İşte yine susuyorum… Siyah bir geceye dönüyor her anım ve yazdığım her şiir kanatıyor yaralarımı.
İçimdeki çocuk ölüyor…
Yanalncı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanlarıda önemsemiyorum.
Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri…
147 notes
·
View notes
Quote
Sevdiğiniz insanların burcunu, parfümünü biliyorsunuz; ama korkularından, pişmanlıklarından, hayal kırıklıklarından haberiniz yok.
62 notes
·
View notes
Quote
Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez.
Tarık Tufan (via sokaktakiyazar)
11K notes
·
View notes
Photo

Bir gün uyanacaksınız ve her zaman yapmak istediğiniz şeyler için zaman kalmamış olacak. Ne yapmak istiyorsanız bugün yapın.
93 notes
·
View notes
Text
Gece gece gelince aklıma seni düşünmek
Çırpınır içimde bir su çocuk
Gökyüzü aşağı iner yıldızları toplarım bir bir
Her gece…
Takılınca aklıma seni düşünmek
Zifiri akşamlar kaplar her yanımı
Sessizlik bekçileri nöbet tutar baş ucumda
Göz ucuyla bakarım hasrete her gece
Sızının bıçağı bilenir o vakit zihnimde
Yaralar aklıma dokunur dönerim yine sahipsiz düşlerime
139 notes
·
View notes
Photo

Eminim hepiniz hayatınızda bir defa vazgeçilmişsinizdir, izlemişsinizdir yok oluşları, zemin hazırlamışsınızdır. Varlıkları yok edişlerele , yaşarken yabancılaşmaya, ötekileşmeye sessiz kalmışsınızdır. “bir” ken İkircikli hayatlara keskin bıçakla bölünmüşsünuzdür.. ne meşaketli dönemlerdir hepimiz biliriz buruk tadını, her vazgeçilişte bir parçamız eksik toplarız bedenimizi, dağılanlar topladıklarımızdan hep fazladır, her vazgeçiş bir parçamızı eksik kılar… Kan sıcakken daha bir canın yanar, beden soğumaya başladığında ise acın yavaşlar, durulursun bir nebze, öyle beylik laflar etmeye gerek yok, olmazsa olmazlarımız olmadığında da yaşadığımızı kanıtlayalı, keşfedeli çok olmadımı sizce de. Ölümün varolduğu bir yaşamda sonsuz luk diye bir tabir sokamassınız ki sözlüğünüze. Bir gün anlıyorsun ki sevmelerde başka başka, beklentilerin yarattığı sarsıntılar kurduğunuz hayallerinizi yıkan. zaman şimdide ilerliyor elbette ama aheste yavan. yıkılmamak için terazinin bir ucuna kendi sevginizi koyun, diğer ucuna onunkini size karşı duyduğu sevgiyi, terazi dengede değilse vazgeçin.
“duyguların somut bir ağırlığı yok kii”
diyebilirsiniz ama yüreğiniz soyut varlıkları da tartabilir unutmayın.
Vazgeçişlerdeki yıkıntıda üstünüzdeki ağırlıkların bedeninize karşı durup yük etmesine izin vermeyin, her yüreğin aşkı taşıyamayacağını, manasındaki derinliği kavrayamayacağını, aşkın sığ sularda çakıldığını, habire itikleyip adım adım ilerlemenin yorucu ve manasız olduğunu, yalan temelli bir mutluluğun yüzlerde tebessüm oluşturmayıp yürekte yara açacağını, her sevgi sözünün samimi olmadığını öğrenmelisiniz artık… canınız elbette ki yanıcak, hepimiz kadar belki biraz daha fazla, aslınızı, gerçek suretinizi gösteremeden, istediğiniz gibi hitap edemeden de bitebilir. gidişlerde yüreğinizi susturmayı öğrenmelisiniz, tadınızı kaçıran dilinizdeki acı sözleri kusmayın yutun zira her gidiş yeni bir başlangıca zemin hazırlıyor yeterki bir öncekinde kalma, zamanın gerisinde bırakma kendini. Vazgeçişler aslında iyidir, zamanınızı daha yararlı kullanmanızı sağlar, olmayacak hayallere koruma kalkanı kurmak zorunda kalmayacaksınızdır. gidene izin verdiğiniz, kelimeleri de yuttuğunuz anda bir şansınız daha vardır. ama gidemesseniz eğer gideninizden, yıkıp kurmalara alışmalısınız. eğer karşınızdaki kişiye her daim hazır bir yer açmış zamana inat bekliyorsanız bu yüzsüzlüktür. “aşka çamur atmayın yüreğinizi” küçümsemeyin unutmayın ki size o aşkı yaşatan yüreğiniz, yüreğiniz varolduğu için var oldu o… o yürek sizde olduğu müddetçe aşk her daim emrinize amadedir, zaman geçiyor, akrep-yelkovan ikilisi sizi beklemeyecektir zaman kısıtlı ya yüreğinizi korursunuz bir “HOŞÇAKAL"la, ya da hayallerinizi körü körüne yıkarsınız bir “NE OLUR KAL” la. karar sizin…
Unutmayın her aşk bir film, sonunu bilmeden izlenilen ilk seyrin tadını alamassınız sonunu bildiğinizde… yeni aktör yada aktrislerle yenii filmler, yeni senaryolar vizyona girsede asıl Aşk yüreğinizdir .
191 notes
·
View notes
Photo

Adamın sesi uğultulu "jinamın" diyor, diğer dillerde "kadınım" anlıyor herkes. Ama "hayatım" diyor adam "hayatım"...!
27 notes
·
View notes
Photo

Çay bahaneydi,Yağmur ise sebep. Sen yeter ki gel şehrime. Bir bardak çay da bir ömür aşk ile ıslanırız...
6 notes
·
View notes
Photo

Bi kadını diz kapaklarından öpmekten ala şiire rastlamadım henüz, üvercinka hariç. çünkü bi kadını diz kapaklarından öpmek; bugüne dek tüm düşmüşlüklerinden, yaralarından, kanından, izinden, acından öpüyorum, şifa niyetine.” demektir bi nevi. çok düştüm, parçalandım, örselendim, öp de geçsin diyemeyen bi kadının sessizliğini duymaktır. seni anlamak için harflere ihtiyacım yok, ruhunla ruhum aynı lisanı hissediyor diyebilmektir. yanaklarından, dudaklarından, alnından, belki omuzlarından, avuçlarından öpmek aşkın yaradılışında var ama diz kapakların sevdaya dahil” de demektir aynı zamanda. o kadını çaresizliğinden ve bir o kadar da gücünden öpmektir. düşmüşlüğü kadar ayağa kalkmışlığından öpüp onu onore etmektir. önünde diz çökmektir. saygıdır. kabulleniştir, çok şeyi. kudretine, sabrına, sarsılmışlığına, sancılarıyla baş edebilecek kadar dayanıklı oluşuna ve de… kırılmak yerine bükülmeyi öğrenebilişine hayran olmaktır. beni daha önce hiçbir adam diz kapaklarımdan öpecek kadar yüce sevmedi. ben de zaten hiçbir adama dizimdeki yaraları gösterecek kadar güvenmedim ya da cesur değildim, bilemiyorum. övünmek için söylemiyorum ama bana çok şiir yazıldı. içlerinde çok sağlamları vardır. şiir gibi şiirler! ama yine de bana yazılacak en güzel şiir diz kapaklarıma bi dudağın bırakacağı şefkattir. o şefkatin bana değmesine müsaade edebileceğim kadar bana şeffaf olan bi adamın içidir. kağıtla kalemle herkes bir şeyler yazıp çizebilir, mühim olan bi kadına bir şiirle birlikte olduğunu hissettirebilmektir. sevdası bile dejenere olmuş bi jenerasyona bu söylediklerim abartı gelebilir elbette ama inanıyorum; hala sevdanın hakkını verecek yürekler var. inanıyorum. inanıyorum çünkü, inanırsam var olur.
25 notes
·
View notes
Text
Aga ya cidden köşede bir yerde bizi sevenler varmıdır? Vallaha varda söylemiyorlarsa ayıp ediyorlar
3K notes
·
View notes
Quote
Biz oyları çalarlar zannedip sandıkları terketmedik. Herifler YSK'yı çaldı :)
6 notes
·
View notes
Video
tumblr
Sana rüzgarı getireceğim dağlardan , tepelerden. Gitme Sana zamanı getireceğim, zamanın bittiği yerden..
16 notes
·
View notes
Photo

Herkes farklı bir şekilde tükeniyor hayatta, Kimi doğru insanı beklerken, Kimi yalnış insana katlanırken, Ve herkes birşeyin bedelini ödüyor, Bazen seçimlerinin, Bazen seçmediklerinin.
7 notes
·
View notes