intiharmektuplarim-blog1
intiharmektuplarim-blog1
İntihar Mektuplarım
3 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
intiharmektuplarim-blog1 · 7 years ago
Text
Üçüncü Mektup
Aklımda yazacak çok fazla şey vardı, ama şu an hatırlamıyorum. 
Kullanmadığım bir sürü kıyafeti ayırdım ve yarın bir hayır kurumuna vereceğim. Böyle şeyler insana kendini iyi hissettiriyor. Yaşamanın paylaşmayla bir alakası var. Ama bu karşılıklı bir şey değil. Bizim toplumumuzda bu böyledir. Karşılık ilkesine göre büyütülürüz. Arkadaşın doğum gününde sana hediye alırsa sen de ona onun doğum gününde hediye alırsın. Ama onun sana aldığı hediyeden daha pahalısını almazsın. Biri sana yemek ısmarlarsa sen de ona ısmarlarsın. Yapılan iyiliğe karşı mahcup hissedersin, her iyiliğin bir bedeli olur. Onu ödersin. 
Hayat böyle değil. Hayatta karşılık ilkesi yoktur. Ama herkes hak ettiğini bulur. Hak ettiği yerden ya da hak ettiği zamanda olmasa da herkes hak ettiğini bulur. Verdiğin şey, dönüp dolaşıp sana gelir ama nereden ve nasıl asla bilemezsin. 22 yaşındayım ve inandığım tek şey bu. 
İki yıl önce büyük bir depresyon geçirmiştim, kendimi çok yalnız hissediyordum. Gecelerce ağlıyordum ve ne kadar yalnız olduğumu düşünüp kahroluyordum. Yardım umduğum kimse yanımda yoktu. Bir arkadaşımsa sürekli yanımdaydı ve bu süreçte onla her şeyi paylaştım. Yıllar sonra geçenlerde çevremdeki iki insan benzer sıkıntılar yaşadı, ben de onların yanında oldum ve destek olmaya çalıştım. Onlar iki yıl önce bana destek olmamış olsalar da, ben bu tarz şeyler yaşayan birine nasıl destek olunur biliyordum. Ve bir an durdum ve dedim ki: “Evet, hayatın şifrelerinden biri bu. Birileri sana yardım ediyor ve sen başka birilerine yardım ediyorsun.” 
Ne kadar zor olsa da, geçen doğum gününde sana kimin ne aldığını düşünmekten vazgeçmek lazım. Ki ben doğum günlerini sevmem zaten, çoğunlukla da bu yüzden. En son kimin ne ısmarladığını, kimin ne hediye aldığını... Bunlardan vazgeçmek lazım artık.
Bir şeyden eminim, yaşamanın yardımlaşmayla çok alakası var. 
Yardım etmediğin ve yardım göremediğin zaman ölmek istiyorsun. 
Ya da gözlerin yeterince net göremiyorken...
0 notes
intiharmektuplarim-blog1 · 7 years ago
Text
İkinci Mektup
İnsanın korkmadığı tek ölüm kendisininki.
Ölüm hayatımızda benimseyemediğimiz tek olgu. Bu yüzden hem bu kadar sıcak, hem bu kadar soğuk. Ölen insanlar için neden üzülüyoruz? Net bir bencillikle artık o insanın bizim hayatımızda olmayışına üzülüyoruz. Bundan böyle hayatımızdaki o kısmın yok olacağına ve yerini doldurana kadar acı çekeceğimiz için üzülüyoruz. Başka birinin ölümüne üzülmenin bencil olmayan hiçbir yanı yok. Oysa ölen kişi için bir son ve belki de bir başlangıç. Hayatta bu tarz son/başlangıçları hep kutlarız. Ne var ki ölüm için yas tutuyoruz.  
Kim karar veriyor öleceğimize? Tanrı. Neye göre karar veriyor? Kader. Bir gün bile yaşamadan ölen ablamı düşünüyor ve diyorum ki: “Ölüm, sadece ölen kişinin deneyimleyemediği bir tecrübe.” Ölüm, biz yaşayanlara kendi gerçekliğini başkaları üzerinden ispatlıyor. Ve biz en çok da ölüm karşısında yapayalnız ve çaresiz kalıyoruz. (Klişe)
Bazen geceleri; annemin, babamın ve kardeşlerimin öldüğünü düşünür ve ağlarım. Bu eylemi herhangi birinin ölümü üzerinden gerçekleştirmeyen yoktur heralde. Bu ihtimal beni çok üzer. Onların yokluğundaki yaşamımı hayal ederim ve boğazım düğümlenir. Sonra sabah uyanırım ve hayatıma devam ederim. Hayat böyledir, çok kötü ve çok iyi şeyler süreçte yok olur gider, hep ortalamayla yaşarız. Tatmin olmayız. Ya çok mutlu olmak, ya çok mutsuz olmak isteriz. Yazarın dediği gibi: “İnsan hiç tatmamışsa, keder için de dua eder. Kendinden bile gizler ama her insan bir kere mahvolmak ister. Bakmayın kimse bir cennet dilemez, herkes yana yakıla kendi cehennemini görmek ister.” Hepimiz mahvolmak isteriz. Mahvolur ve çevremizdekileri de mahvederiz. 
Elle tutulur hiçbir acı çekmediğim bu dünyada, yeterince mahvolduğumu düşünecek kadar salağım. İşte bu yüzden ölmek istiyorum. 
Ne mahvolmak, ne de var olmak istiyorum.
Başkalarının ölümlerini görmekten delirircesine korkuyorum. Lütfen gösterme. 
0 notes
intiharmektuplarim-blog1 · 7 years ago
Text
Birinci Mektup
İntihar edecek kadar cesur değilim. İntihar mektupları yazacak kadar duygusalım. Herkesin bir bedel ödemesi gerektiğini düşünüyorum. Sevdiklerimi cezalandırmanın tek yolu bir intihar mektubu, işte bu kadar çaresizim. Duyulmak istiyorum, okunmak istiyorum. Bilinmek istiyorum. Hayatım acınası değil; ama ben kendime acıyorum. Anlaşılamadığım için kendime acıyorum. Kendimi anlatmaya çalıştığımda daha da canım yandığı için kendime acıyorum. 
İntihar etmeye hiç cesaretim olmayacak, ama bir gün öleceğim. İşte bunlar benim intihar mektuplarım. Beni anlaşılır kılacak tek hamle, ölümüm olacak. Bunu çok iyi biliyorum. O an geldiğinde anlaşılacağımdan emin olmak istiyorum.  
Depresyondayım ya da değilim. Hiçbir şeyim yok belki de, abartıyorum. Ne düşündüğünüz umurumda değil. 
İnsanın kendini anlatabildiği biri bile olmaması ne kötü. Çok kalabalık bir ailem var, ve bir sürü arkadaşlarım. Beni tanımıyorlar. 
Etrafımda ilgi bekleyen onlarca insan. Kendilerini dünyanın en çok acı çeken insanı sanan bir dünya insan. Acıyı kategorileştirebilir miyiz? Hayır. 
İlgi bekleyen ama ilgi göstermeyen, özür bekleyen ama özür dilemeyen, bedel ödeten ama bedel ödemeyen, çok iyi bilen ama aslında hiçbir şey bilmeyen, haklı olan ama hak vermeyen bir sürü insanla dolu etrafım. İşte bu yüzden kendime acıyorum. Eğer hayat böyle bir oyunsa, eğer hayat bu koşullar altında hayatta kalmaksa, ben kabul etmiyorum; ama intihar da edemiyorum. 
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Hava çok soğuktu, dolmuştaydım, hava gerçekten çok soğuktu. Sekiz- dokuz yaşlarında bir çocuk ve babası durakta dolmuşa bindiler, sonra dolmuş paraları yetmediği için ineceklerdi ki, şoför inmeyin dedi. O çocuğun bakışlarını unutamıyorum. Üç yıl oldu, ama o çocuğun mahcubiyetini unutamıyorum. Dolmuştaki yer kaplamamaya çalışışını unutamıyorum. 
İşte bunu bilmiyorsunuz. Kaç kere o anı hatırlayıp gözlerimin dolduğunu bilmiyorsunuz. 
Bilmiyorsunuz; çünkü anlatmadım. Çünkü ben o çocuğa acıdığım için çok utanıyorum. O çocuktan fazla sahip olduğum her şeyden çok utanıyorum. Ve tüm bu sahip olduklarımın ona acımama hizmet etmesinden çok utanıyorum. Ben kimim ki ona acıyorum? Ben kimim ve kim bana ona acıma hakkını veriyor? 
Böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. Ama ölmeye de gücüm yok.
Çok çaresizim ve rahatça acıyabildiğim tek kişi benim.
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz. 
Ve ben de artık anlatmaktan vazgeçtim.
Ölmek istememin birçok nedeni var, umarım öldüğümde anlarsınız. 
0 notes