Text
Şişman ve Engelli bir kızın paylaşımını gördüm ve bu konuda bi şeyler söylemek istedim. Önce onun yazdıklarını alta bırakıyorum.
Şişman ve engelli olmak gerçekten çok can sıkıcı çünkü herkes benim sadece kilo vermem gerektiğini ve artık engelli olmayacağımı varsayıyor. Sadece tembel olduğumu falan düşünüyorlar. Zayıfken engelli olduğum gerçeğini asla dikkate almıyorlar. Kronik ağrım zayıfken başladı. Hareket kabiliyetimi kaybettiğimde zayıftım. Haftada birkaç kez koşuyordum. Her yere yürüyerek ve bisikletle gidiyordum.
İşim her gün iyi bir bedensel iş yapmamı sağladı, çok fazla ağır kaldırma ve egzersiz. Sağlıklı ve dengeli beslendim. Engelliliğim beni işlevsel olarak evden çıkamaz hale getirene kadar şişmanlamadım. Bana sadece kilo ver, engelliliğin geçecek diyorlar. Anlamıyorlar. İstemiyorlar. Sadece şişman insanlardan nefret ediyorlar. Engelli insanlardan nefret ediyorlar. Ben şişman ve engelliyim. Var olmaya cesaret ettiğim için beni hor görüyorlar..
Bunları okuduğumda içim sızladı. Çünkü gerçekten de toplumda ve insanlar arasında çirkin, şişman insanlar iyi olsalar bile fiziki dezavantajları yüzünden sevilmiyorlar. Engelliler ise sadece acıyarak bakılan insanlar oluyor, diğer insanların şükretmesi için seçilmiş kişiler olduğuna inanılıyor. Ama insanların atladığı konu şu; Bu insanlar o fiziklerini veya bedenlerini kendileri seçmedi. Kimse çirkin olarak doğmak istemedi. Veya vücudu şişmanlamaya müsait insanlar kendileri şişman olmak istemedi. Sırf bu yüzden bir çok insan midesine kelepçe taktırarak zayıflamaya çalışıyor ve bazıları hayatını kaybediyor. Belli şeyler yaşayıp görünce güzelliğin aslında pek de önemli olmadığını farkediyor insan. İnsanlıktan nasibini almamış, kendini beğenmiş, kibirli o kadar güzel ve yakışıklılar var ki, o çirkin insanların çeyreği etmezler. Filmlerde bile böyle, en yakışıklı ve en güzel sevgili olur, çirkin karakter platonik takılır. Şişman karakterler de filmlerde devamlı yemek yer. Sanki şişmansın sen başka ne özelliğin olabilir ki? Durmadan yemek yersin mesajı verilir. Bu toplum bilincinden nefret ediyorum ben. Engelli şeridine araç parkeden, kaldırımdaki iniş rampalarının önüne araç parkedenlerden nefret ediyorum. Sanki hiç başlarına bir şey gelmeyecek gibi, küçük dağları ben yarattım edasıyla başka insanları düşünmeden bencilce kendini düşünen insanlardan nefret ediyorum. Çirkin insanlarla, şişmanlarla veya başka dezavantajları olan insanlarla dalga geçen, küçümseyen insanlardan nefret ediyorum. Dünya bok gibi bi yer ve bunun sebebi malesef empati yoksunluğu. İnsanlar sadece kendi başlarına gelince farkediyorlar bir şeylerin yanlış gittiğini. Duyarlı olun, vicdanlı olun. İnsanlık için yüzünüzdeki makyaj değil kalbinizde ki iyilik daha önemli ve güzeldir..
@kitapkontu
46 notes
·
View notes
Text
Ne demişti Sezen Aksu ?
"Lütfen görmeyeyim seni bi yerlerde karşıma çıkma. Konuşmayalım, bakışmayalım ne olursun. Daha fazla tükenmeye takatim yok"..
28 notes
·
View notes
Text

"Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor."
Fyodor Dostoyevski - Budala
40 notes
·
View notes
Text

"Çok tuhaftı! Ağlayamadım; ama ruhum paramparça olmuştu."
Fyodor Dostoyevski - İnsancıklar
44 notes
·
View notes
Text

"Ah Milena palto giymeye üşenirken bile bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?
Franz Kafka - Milena'ya Mektuplar
35 notes
·
View notes
Text

"Günümüzde stres ve gerginlik galaksinin her yerinde rastlanabilen ciddi ve toplumsal sorunlar arasındadır."
Douglas Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi
27 notes
·
View notes
Text

"Nefret ne kötü bir hastalık ki zekayı örtüyor"
Alexander Dumas - Monte Kristo Kontu
43 notes
·
View notes
Text
Ne demişti Harun Kolçak ?
Bu sözlerim sitem değil ama yazık değil mi bana? Çok yalnızdım, kaybolmuştum sığındım işte sana..
31 notes
·
View notes