lay-lay-lom
lay-lay-lom
12 posts
sâhi, kimdik biz?
Don't wanna be here? Send us removal request.
lay-lay-lom · 1 year ago
Text
Hayat ne garip.. hayat çok garip.
0 notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Yalnızlık vs yalnızlaşmak.
4 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Söylenen bir cümle,
Bütün bir kaderi değiştirebilir mi?
Savunmasız bırakabilir mi?
İliklere kadar pişman ettirebilir mi?
Hayatın yörüngesiyle oynayabilir mi?
Dengeni bozabilir mi?
Bunların hepsini yapabilecek kabiliyete sahiptir kelimeler.
O kadar güçlüdürler ki,
Ölü kelebeğe son bir soluk;
Taze bir kalbe ölüm emri oluverirler.
Manipüle ettikleri rakip taşları,
Elinden tuttukları yandaşları,
Ve sahip çıktıkları piyonlarıyla saldırıya geçerler.
İşte o kadar gaddar,
Bir o kadar vefakârlardır.
Ok gibi saplandıkları yüreklerde yeniden can bulurlar.
Kabuk bağlayan yaraları kanatır,
Haykıran acıları sustururlar.
Evet, bunları yapan kelimelerdir.
Harflerin belki de bir zamanlar rastgele yan yana koyulmasıyla oluşan;
A’yla başlayıp ahkam kesen,
Z’yle bitip zatüreye sürükleyen şekillerin oluşturduğu birleşimlerdir.
İşte böyle yavrucuğum;
Sen ne yap ne et,
Ne onlardan uzaklaş ne de yakınlaş.
Çünkü uzaklaşırsan dondurur,
Yakınlaşırsan yakarlar.
2 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Huzurunda mikroskobik bir canlıya dönüştüğüm,
Bugün yine içim Seninle dolup taştı. Yağmur damlalarının yeryüzüne tek tek düştüğü gibi, kalbime düşüp izlerini bıraktın. Toprağın damlaları emdiği gibi, kalbim sana olan sevgisini içine çeke çeke organlık duyusunu kaybetti. İçimde dolan anlamdıramadığım türde olan bu sevgi, geceleri gökkuşaklarını görmeme neden oluyor. Evet, Seni düşünmem bile kimsenin göremediği gökkuşaklı gecelerime şimşekler çaktırıyor, yıldızları parlatıyor, hilâl olan ayı dolunaylaştırıyor, süs yoncalarını açtırıyor… Üzerimde olan bu etkin o kadar doğal, o kadar hak edilesi ki, nerede olursam olayım yanımda olacağın gerçeği, beynime giden damarlarımı tıkayan cinsten. Ben de bunu bile bile iskemik atakların kurbanı oluyorum. Çünkü çok değer verdiğim birinin de tasdiklediği gibi; beni benden iyi tanıyanımda, kendimden çok kendime iyilik isteyenimde, beni benden daha çok sevenimde Sensin.
En kısa sürede görüşmek dileğiyle…
2 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Varlıkla yokluk arasında araftayım. Aklımın kalbimle oynadığı zeka oyunları her ne kadar adil olmasa da, kalbim oynandığının farkında. Ama sorun şu ki, kalbe ne söz geçer ne de mantık. Kalbim göz göre göre ızdıraplı işkencesine doğru koşuşturmakta…
3 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Neden dertler hiç bitmez? Neden art arda gelmeye yemin ederler de, bitmek bilmeyen bir döngü içinde sanki hedefleri sonsuzlukmuş gibi birbirlerini takip ederler? Bir kızdan bahsedeceğim, yaslandığı ağacın dikenli dalları tarafından sırtı kana bulanan bir kız. Tek dayanağı olan bu ağacı istese bile terk edemeyeceği, istese bile kana bulanan vücudunun intikamını alamayacağı gerçeği, içten içe masum ruhunu çürütse de, aslında onu acımasız olan bu dünyanın sepyalaşmış insanlarından farklı kılacak en nadide nedenlerinden biri oluvermişti. Minik kalbinin duyulmayan çığlıklarla göğüs gerdiği boyundan büyük dertleri, hayata karşı olan bütün güven kırıntılarını silip süpürmüştü. Onun ise tek yapabildiği, ömrünü o ağacın kuruyup artık meyve veremeyecek duruma gelmesini beklemekle geçirmekti. Ama ağaçlar zaruri ve değer verilmesi en önemli olan varlıklardandı, nasıl olurdu da onun köklerine kadar yok olmasını istemek doğru olabilirdi? Tek sorun, asıl kalleşliğin ağacın yapmış olmasıydı. Evet, tek sorun o ağacın orada filizlenmesine izin veren ellerdeydi. Evet evet, tek sorun o savunmasız kızın böylesine zalim bir dünyanın rahmine düşmesindeydi. Gözyaşlarıyla duruladığı kalbi, kan kırmızısına döndüğünde anlamıştı acı gerçeği; çıkış yolu yoktu. Peşini bırakmayacak kabuslar, kuyruk gibi arkasına yapışacak can acıtıcı anılar, iğne gibi derisine batacak gerçekler bitmeyecekti. İşte bu yüzden o gece, herkesin gözlerinden akıttığı sıvıyı o bileklerinden akıtmıştı.
4 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
O da, sanki düştüğü konumdan daha da aşağıya düşmeye ant içmiş gibi, devam ediyor kalbimin en kara mahzenine düşmeye. Sahi, biliyor mu ki o derin mahzenin sonundaki kapı nereye açılıyor? Tahmin ediyordur, ama o kapı açılır açılmaz karşılaşacağı uçurumdan hiç mi korkmuyor?
4 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Sensedim;
Eski Türkçe’de sensiz kaldım, sana hasret kaldım veya seni özledim demekmiş.
5 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Gündüzün sahte, samimiyetsiz ve aldatıcı aydınlığına değil de, korkutucu ama kucaklayan, soğuk ama karanlığıyla üstümü örten ve beni sarıp sarmalayan geceye sığındığım için mi tüm bu olanlar? O yüzden mi güneş bu kadar acımasız bana karşı?
3 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Bazen hatalarımızda boğuluruz. Bazen yanlışlarımızın boyu o kadar uzar ki, bakmamız gereken yere bakarken boynumuz ağrır. Bazen de o kadar hata yaparız ki, doğruyu ayırt edemez hâle geliriz. Düşünüyorum da, acaba o hataları yapmasaydım, ben ben olabilir miydim? Şu an sahip olduğum ruha sahip olabilir miydim? Hayata karşı olan bakış açım şu an olduğu gibi gerçekçi ve bir o kadar da temkinli olabilir miydi? Ne yani, olmam gereken kişiye giden yol hatalarımdan mı geçiyor? Öyleyse, değer mi? Hatalarımdan ders çıkardığım sürece, değer mi? Herkesi kendim gibi görmemeyi, herkesin hayatımda yeri olmaması gerektiği, sevdiğim kadar sevilme beklentisi içine girmemeyi, kimseye güvenmemeyi, başkaları için kendimden ödün vermemeyi, yalnızlığın acınası bir durum olmadığını, her dostun sonsuza kadar kalmayacağını, hatta dostun bile göz yaşımın nedeni olabileceği ve nice dersler… Hatalarımın karşılığında bu ve benzeri dersleri öğreneceğim gerçeği, hatalarımı gözümde sevimli yapmalı mı? Bilmiyorum, ama bildiğim tek şey beni ben yapanın hatalarımın olduğu gerçeği sanırım.
19 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
“Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret, özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken, hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?”
Victor Hugo
6 notes · View notes
lay-lay-lom · 4 years ago
Text
Kimim ben?
Eski benden geriye kalmış bir yıkıntı mı? Hayallerine giden yolları tek tek kapatan korkak biri mi? Artık en küçük şeyde göz yaşlarına hakim olamayan biri mi? Gözyaşlarının bir nehre, sonra hırçınca akan bir ırmağa, en son ise uçsuz bucaksız bir okyanusa dönüşmesinden endişe duyan biri mi? Sevdiği şeylerden vazgeçen, artık sevdiği şeylerden zevk alamayan biri mi? Pes etmiş biri mi? Onlarca insanın içinde yalnız hisseden biri mi? Yavrusunu kaybetmiş bir anne misali etrafta çaresizce koşuşan biri mi? Yoksa ideallerini kaybetmiş bir başıboş misali amaçsızca etrafta dolanan biri mi? Kalıplaşmış güleryüzünün ardına saklanmış üzgün biri mi? Yalanları pelerin misali üzerine geçirmiş, pelerinin üzerindeki ağırlığından haksız yere yakınan biri mi? Küçük bir karıncanın içi boş ama dışı devasa olan insanoğlundan korktuğu gibi, duygularından korkan biri mi? Sevmekten korkan biri mi? Zaten kırık olan kalbinin onlarca parçaya ayrılmasından korkan biri mi? Kusurlarından utanan biri mi? Çok düşünmekten zaten dengesiz olan uykusunu daha da dengesizleştiren biri mi? Ya da uyku nedir bilmeyen biri mi? Sürüsünü kaybetmiş bir çobanın telaşla sürüsünü aradığı gibi, hayattaki gayesini sessizce ama bir o kadar da sesli bir şekilde arayan biri mi? Sessizce çığlıklarını duyurmaya çalışan biri mi? Gündüzün sahip olduğu cezbedici aydınlığa rağmen, gecenin korkutucu karanlığına sığınan biri mi?
Bunlardan hangisiyim ben?
Gerçekten, kimim ben?
Kimsin sen?
Kimiz biz?
13 notes · View notes