Photo








merder matching icons
like/reblog if you save
60 notes
·
View notes
Photo
Every Grey’s Anatomy monologue 1.02 “The First Cut is the Deepest” (April 3, 2005, dir. Peter Horton)
478 notes
·
View notes
Text









hot blaine anderson icons
like or reblog if you save
28 notes
·
View notes
Photo










ten rose matching icons (part two)
like/reblog if using/saving
634 notes
·
View notes
Text









disney princess icons
reblog/like if you saved! credit would be nice but not necessary :-)
3K notes
·
View notes
Photo
“So that’s what I did. I stayed alive. I kept breathing. And one day my logic was proven all wrong because the tide came in, and gave me a sail. And now, here I am. I’m back. In Memphis, talking to you. I have ice in my glass… And I’ve lost her all over again. I’m so sad that I don’t have Kelly. But I’m so grateful that she was with me on that island. And I know what I have to do now. I gotta keep breathing. Because tomorrow the sun will rise. Who knows what the tide could bring?” - Cast Away (2000) Dir. Robert Zemeckis
699 notes
·
View notes
Text

ADA: Sen nasılsın? Nasıl gidiyor her şey? ALPER: İyiyim. Çok iyiyim. Her şey yolunda.
(Hiç iyi değilim, Ada. Seni hiç unutmadım… Bunların olacağını hiç düşünmemiştim. Yarım yamalağım. Her şey bombok. Sen atlattın mı? Yoksa benden intikam mı alıyorsun? Gülümsüyorsun… Gerçek mi… Hiç böyle olacağını düşünmemiştim… Senden ayrıldığım ilk günler kuş gibi hissetmiştim kendimi. Sana da kendime de iyilik yaptığımı düşünmüştüm. Ta ki ufacık bir şey beni darmadağın edene kadar. Sana ait ufacık bir şey alay etti benimle o gün. İşte o sabah seni ve neleri kaybettiğimi anladım. Bir daha sen olmayacaktın. Bir daha bunu yaşayamayacaktım ben bir başkasıyla. Hayat alay etmeye devam etti benimle. Sana benzeyen yüzler Kokuna benzeyen kokular Sesine benzer sesler çıkardı karşıma Ya da bana mı öyle geldi, ne. Bilmem. Bir gün nerede kaybettiğini bilmediğin o küçük saç tokası , hala cebimde durur )
Senin dükkanı emlakçı yapmışlar, biliyor musun? ADA: Aa, evet Sinem söylemişti… ALPER: Bende geçiyordum geçen gün önünden.İşim vardı da o taraflarda.
(Hayır Ada yalan söylüyorum. Ben zaman zaman gidip bakıyorum o sokağa. Ve her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyorum. Orada öylece duruyorum. Senin içerde oturduğunu ve hala küçük kahramanlar yaptığını düşünüyorum.Kendimi aldatıyorum. Avunuyorum Ada )
ADA: Annen nasıl. İyi mi? ALPER: İyi o da, ne yapsın.Torun morun büyütüyor. Geliyor arada bir..Ben gidiyorum zaman zaman. ADA: Özledim valla Müzeyyen ablayı. Sözde misafirliğe gidecektim.Kısmet olmadı…
(Senden hemen sonraydı, onu görmeye gidişim. Senin doğduğun eve. Çocukluğunun geçtiği kasabaya sevgilim. Sana dair küçük bir yolculuk yaptık annenle. Sana söylememesi için yemin ettirdim ona.Bravo. Tutmuş sözünü. Büyüdüğün evi, uyuduğun yatağı gördüm sevgilim. Seni, çocukluğunu düşündüm. Sen ordaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun..Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım sana… Büyüdün. Kafamda bir hikaye. Bilirsin bunu çok severdim. İkimize bir mutlu son yazdım sonra. O evde seninle birlikte oturduk.. Sustuk.. Yanımda durdun sessizce. Burası sondu. Başka bir yaşamdı. Sadece biz vardık. Bana baktın.. Mavi ve telaşsız. Sustuk. Başka bir yaşamda başka bir mutlu son. Biz bunu haketmiştik.. Hikayemiz orada bir yerde.Hep benimle duracak.Dayanabilmemin tek yolu bu çünkü. İnsanın kokusu hep aynı mı kalırmış…Şaşırdım. Sana ait bir şey aldım yanıma. Bir küçük 45 lik plak.‘Arda kardeşin masalları’. Eve uğrarsan bir gün o plağın nasıl kaybolduğunu bilemeyeceksin.Sen o küçük plakla bende, evimdesin hala…Ve sen bunu bilmiyorsun.Ve gözlerimi kapattığımda kollarımda başka biri değil… Sen varsın. Ve sen bunu bilmiyorsun…)
236 notes
·
View notes