murekkepyalardi
murekkepyalardi
M Ü R E K K E P Y A L A R D I
74 posts
İçimde bir kovan nefes alıyor...Olanlar oluyor ve kalem kağıda doluyor, bazen.
Don't wanna be here? Send us removal request.
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Darıldı şans
İkilikten usandım
Işk donunu kuşandım.
1 note · View note
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Kahpe zaman
Papatyalardan bir gün dilersin sonbaharda
Çiçeklerden bi demet
Kahpe zaman
Taşır ya seni yarınlara
Ölümden uzak yakınlara
Unutuluşumu izlersin gönlünde
Bense hep severim seni.
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Güzellik
Güzellik
Taşıyanı gücendiren tek şey
Sevilen yar olmayınca.
Sevişmek
Seveni üzen tek şey
Sevilenin gönlü olmayınca.
Hayat
Çekilmez tek şey
İki yürek bire dolmayınca.
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Tahir ile Zühre
Denedim. Yenildim.
Sevgi karşılığını bulamadığında yaşayabilen bir şey değil.
Çiçek değil açan
Bir yara, cürüm.
Senden de vazgeçtim
Olsun, ömrümü yese de sevmekten vazgeçmeyeceğim.
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Meğer
''Bütün yemişlerin böğürtlenlerle birlikte olgunlaştıklarını zannedenler, üzümler hakkında hiçbirşey bilmiyor demektir.'' demiş PARACELSUS
Kişinin demini alıp gerçeğe yakınlaşması hakikaten zamanla mümkün...
Coşkuyu korumanın her mevsim çiçeğe durmak olduğunu sanırdım bir zamanlar... Meğer çoşkular ancak gönlünün çiçeğini açtıracak anları doğru seçerek korunabilirmiş.
Koşmak isterdim ben ve bir an önce varacağım yere varmak. Meğer yürüdüğün yolları iyice tanımadan bir yere varılmazmış.
Cesaretin kılıcına davranmaktan korkmamak olduğunu sanırdım. Meğer cesaret kılıcına davrananın karşısında gülümseyerek durmakmış.
Hayattan daha geniş biri olmak isterdim hep. Meğer hayat önünde senin genişliğince uzanırmış.
Özgürlüğü çekip gidebilmek sanırdım. Meğer özgürlük gitme arzusunun bile kölesi olmamakmış.
Karanlığı en büyük düşman bilirdim. Meğer en doğru cevaplar karanlıkta yürürken insanın beyninde bir ışık gibi yanarmış.
Uzun gelen zamanları bitsin diye sayardım. Meğer beklenen anlar kısa ve onların ardından gelen tek şey yine zamanmış.
Bilmek insanı yükseltip uçurur sanırdım ben. Meğer bilgi hayata geçiremediğin zaman sırtına yüklenmiş bir küfe gibi omuzlarını ağrıtırmış.
Bilge kişi her halinden farkedilir sanırdım ben. Meğer bilgelik sadece farketmek ve farkedilmeye çalışanlara gülümseyerek bakmakmış.
Akıllı insanların diğerlerine yol gösterdiğini sanırdım. Meğer akıl seçilen yola saygı göstermekmiş.
Çok sevmeyi herkesi bağrıma basmak zannederdim ve hayalkırıklığına, bazen de nefrete çıkardı yolum. Meğer sevgi bir insana olan iyi niyetini koruyabileceğin mesafede durmayı bilmekmiş.
Başkalarını mutlu etmek için birşeyler yapardım ben. Meğer insan gibi insan, herkese ve herşeye rağmen iyi ve doğru bildiği şeyi yaparmış.
Ödül beklemek boşunaymış hayattan. Çünkü gerçek olan hiçbir değer sana hediye edilemez ve senden geri alınamazmış.
Hayatın ihtişamlı bir başkaldırı olduğunu sanırdım ben. Meğer hayat her koşulda başını dik tutmak ve bir adım daha atmakmış.
Yolumuz açık demimiz tatlı olsun…
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Dua
Mücadele etmeye değer bir şey olmanıdığını gördüğümde cephanem anlamını yitirdi. İşte böyle kurtuldum.‬
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Ya Hû
‪Gidermeye ömrüm yetmez biliyorum,
ömürlük ötüşlü bu göğüskafesimdeki kırmızı kuş.
Şu kafamın içindeki sesleri susturup nereye koyayım kendimi söyle?
Gidermeye değil bu seslerle varmaya,
Göğsümden ağırlığı ağaçlara baka baka asmaya
Esintilerle ürpermeye
Ve dahil anlamında bir sevda gibi yaşamaya
Bu kuşların bu yaprakların ve bu acıların
Tutmayan dikişlerin, uzayan perçemlerin arasından
Yabani otların içinden bir düzen bir anlam çekmeye
Ah oraların şuraların ve buraların
Mütemadiyen devrilmekte
Bir iğne sökükleri birbirine dikerken
Bir şey acır içimde
Bu göğsüme ne kattın ya Hû?
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Adam olmayan adamlara
Sıkıştırıldığım tariflerinizden
Öykündüğünüz oluşlarınızdan
Hasretinizden
Hasetinizden
Yoksul şefkatinizden
Sürüklendiğiniz kavganızdan
Sürekli birşey olma ve birşey olmama gayretinizden
Aksak şehvetinizden
Geride bıraktığınız kötü sözlerden
Can çekişen sevginizden
Küf tutmuş gençliğinizden
Kaybolmuş sevincinizden
Acınası öfkenizden
İçinizde öldürdüğünüz iyi adamlardan
Gittim.
Tumblr media
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Yer gülleri, kedi tırnakları ve teneke saksılar, ıslak balkonda çıplak ayak ilkyazlar. Henüz gölgelenmemişti çocukluğumuz.‬ Anne sevgisi kadar berraktı dünya.
Tumblr media
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Kağıt kesiği
Çöktü göğsüme
Kağıt kesiği
İnce bir sızı
Hevesim kaçık
Kovaladılar
Değmeyin
Dünden
Yarından..
Değmeyin.
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Uzaklık ve yakınlık
Vaktinde yakınımıza koyduğumuz canların çok ama çok uzağımızda olması gerektiğini kavradığımız zamanlar oluyormuş.
Deneyimlerin ve yaşananların içinden canlı çıktığımızda, yaşanana dair bedenimizde biriken hareket eden duyguları kovalayan zihnimizin bir işlevi var:
Hayatta kalmak için geliştirdiğimiz becerilerden biri olmalı pişmanlık.
Pişmanlık, geçmesi zor bir ders.
Bu hayatta kalma becerisi, kendine çelme takma riski taşıdığından, ikmale kalma, tekrara düşme olasılığı taşıyan ya da bilakis o olasılığı yaratan bir duygu durum gözlem dersi.
Bu kovalamanın ya da araştırmanın sonucunda aldığımız/bulduğumuz geri bildirimlerin/cevapların insan olarak yaşamsal olana hizmet edecek içgörüye evrilmesi sürecinde “pişmanlık” , kendi gerçeğimize yaklaştığımıza işaret ediyor olduğu kadar hala gidecek yolumuz olduğuna da işaret ediyor gibi. Pişmanlık bir bakıma hala anlamadığımız, olan ve içimizde yankı bulanın ardında barınan ve bizi kendine çeken “kör alan”ımızın varlığına delalet. Pişmanlık yaşananın ardından kendimizi tanımamız anlamamız ve gezindiğimiz sulara dair içgörü oluşmasına izin vermemize dair bir çağrı. Yoksa suçluluk duygusuyla boca olmuş pişmanlığın, bir parçamızı daha rutubette küflenmeye,çürümeye, cürüm tutmaya mahkum etmesi çok olası. Bugün bu muhakemeyi yaparken içimde canlı olan ve gelgitlenen pişmanlık duygusuyla gerçekten tanışmayı onunla sohbet etmeyi denedim güneşe çıkarmayı denedim..kelimelere dökmek zor. Ama denedim....
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
İlk Buluşmalar
Buluşmamızın her anını
biz bir mucize gibi coşkuyla kutlardık
Yeryüzünde yalnız ikimiz vardık
Sen bir kuş kanadından hafif ve inceydin
merdiven basamaklarından başdöndürücü bir hızla inip,
çiğ taneli leylakların arasından geçerek
beni aynalı camın öbür tarafındaki
kendi makamına götürürdün sen
Gece indiğinde bana büyük şeref bahşedilir
ve tapınağın kapıları açılarak karanlıkta parlar
ve yavaşça secde ederdi çıplaklığın.
Ve ben uyanarak "Tanrı kutsasın" diye fısıldardım
Ve bu kutsamanın cüretkarlığının tadını yaşardım
Sen uyurdun
ve mavi gökyüzünün kapılarını çalardın rüyanda
Vücudunsa yatağın içinde
dokunulmazlığının sıcaklığı ve buğusu ile hareketsizdi
ve kirpiklerin de,
ellerin de öyle,
sıcak…
Irmakların nabzı kristal küre üzerinde atar,
dağlar tüter ve denizden serpintiler gelir
sense avucunda tutardın o kristal küreyi.
Bir tacın içinde uyurdun
Ve tanrı şahidim ki
Benimdin sen
Sen uyanır ve insanoğlunun
basit konuşma dilini yeniden yazardın.
Ve "insan" sözcüğünü, gırtlağına yeni bir güçle doldurur,
ve "sen" sözcüğü, yepyeni anlamlarını ortaya serer,
ve kral anlamına gelirdi.
Ve yeryüzündeki her şey dönüşürdü
hatta leğen, kova gibi basit şeyler bile
Ve o sağlam kaya
aramıza bekçi gibi dikilip durduğunda
bilinmeyen yerlere sürüklenip giderdi.
Mucizevi şehirler önümüzde bir serap gibi dağılırdı.
Kaderimiz, elinde ustura olan
bir deli gibi arkamızdan kovalarken
biz bulutların üzerinde yatardık, yumuşacık…
Ve kuşlarla yolumuz ortaktı sanki
Ve balıklar, ırmaklar peşimizden gelirdi
Ve gökyüzü uyanırdı gözlerimin önünde
Arseni Tarkovksy 1962
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Bahar, hep
Annem adımı Bahar koyacakmış. Bir kızım olursa adını Bahar koyacağım.
Tumblr media
0 notes
murekkepyalardi · 6 years ago
Text
Oluyor
Bazı zehirlenmeler sonucu
Kusmanız gerekiyor,
Maruz kaldığınız kötülüğü.
Kendinizi koynunuza alıp, sarılmanız affetmeniz gerekiyor.
Ettiğiniz tövbeleri yutkunmanız gerekiyor.
Toz olmanız, külçe gibi ağırlığınca dibe çekilmişken
Tüy gibi hafiflemeniz,
Küllerinizden doğmanız gerekiyor.
Sonra kötülüğü, kendine benzetmeden kustuğunuz için
Şükretmeniz ve
Hayatı öpmeniz gerekiyor.
Telkin, takat, tekamül.
0 notes
murekkepyalardi · 7 years ago
Text
Bugün var yarın yok
şu ân için, yani şu günlük hayhuy geçsin diye, ‘bugün varım yarın yokum’ sakinliğinin peşinden ‘bilmeyenler olabilir’ müstehziliği ile, bir zaman en kıymetlilerimizin şu zaman kendi kıymetleri ölçüsünde kendilerini kazımaları hadisesi. içimi istilâ etmeleri -yo yo buna izin veriyor değilim ki istilâ için hiçbir müstevlî izin almaz ki zaten- ve dolayısıyla iradem dışında -iradem içi birşey olmuyor, bu zaman böyle- içer^lenmek/iç^lenmek, kendini geri çekmek, ‘beni karıştırmayın ben yokum’ diyebiliyorum. e o zaman yaşasın. eşyayı hakkıyla bilmek için bunca ağlatılarak, bütün eylemlerin edilgen, pasiflikten değil tatlım, meşrebi bu olduğu için. yapıyor değil yaptırılıyor. oluyor değil olduruluyor. gidiyor değil, götürülüyor. kukla da değil, birşey tarafından yönetilmiyor, ‘senle konuşunca ferahladım’ denilsin diye, gülümsüyor, gülümsüyor. sabah kaldırılıyor, yüzü yıkatılıyor, elbiseleri giydiriliyor, çay içiriliyor, otobüse bindiriliyor, insanlara karıştırılıyor hatta bankada işleri bile olduruluyor, gülüyor güldürülüyor, insanla konuşturuluyor, aynaya baktırılıyor, kulaklığı yüzünden bazen kendisine seslenenleri duydurulmuyor, bundan kimse alınmıyor koşarak omzuna dokunuyorlar ve karşılıklı gülünüyor. sadece izliyor. mütemadiyen ‘bugün varım yarın yokum bilmeyenler olabilir.’ bunu yazdırılıyor. ‘bi’ güzellik yap, bi güzellik yap da neşemizi bulalım der gibi, hayatımız kurtulsun’du. ama şimdi bi’ güzelliklerinden başımız dönüyor. ancak: hâyretlerim bitti. bu da başka bir makam, makamlar, makamlarımız. belki toprağını değiştirmelidir ağacın. sen bir düş dalından, gerisi gelir hep.
0 notes
murekkepyalardi · 7 years ago
Text
Merhem: sürüm sürüm sürününüz.
hiç tanımadığım insanlardan oluşan bir topluluğa girdikten az sonra kendimi yanıbaşında bulduğum kişinin, down sendromlu kızçocuğa sahip bir anne olması, sıkıcı kılığımıza kemik gözlükler takmamıza ve çok ciddi işler konuşmaya gelmemize rağmen kendimi çocuğun telefonla çekilmiş fotoğraflarına bakarken bulmam, iş toplantısı da olsa cenaze merasimi de olsa, insanların bana ekstra bir çaba göstermediğim halde en insan taraflarını gösterivermesi ve her seferinde topluluktaki en mazlum, en burukgönüllü, en dertli herkimse ona yaklaştırılmam, bence tesadüf değil.
Adrese teslim.
0 notes
murekkepyalardi · 7 years ago
Text
Beni kıyıya götürecek akıntı durdu. Evet.
Yüzmeyi biliyor isem de “ne de olsa vuracağız kıyıya” dediğim, o güvendiğim akıntı durdu.
Bilmiyorum, belki de hiç yoktu.
Kollarım kürek kemiklerimden çıkacakmışcasına asılsam da kulaçlarıma, kıyı asla gelmez görünüyor.
Akıntıya yaslanıp düştüğüm bilinmezliğin içinde oyalanırken...kimbilir belki de kendi zihnime hapis öylece çuvallarken...
Evet, beni kıyıya götürecek akıntı durdu.
Göğün tedirginlik verdiği yerdeyim. Yutkunuyorum.
Hala hayattayım, oldukça yüreksiz. Tıslayan pusmuş bir ıslak kedi gibi.
Kıyım, kıyılarım kışların ötesinde, devrilen yılların ardında yuvarlanarak uzaklaştı. Dalgalar ve derinlik hissi...daha gençken hep uzak ve heyecan vericiydi. Oysa içindeyim. Ciğerlerimdeki havanın kısıtlılığı, göğün altındaki küçüklüğüm,çaresizliğim, üzerimde arşın arşın yıldızların kayışı...Güneşlerin doğuşu, batışı...Çıkışsız patikalar, bir tepe ve ardı...biliyorsun işte; ölümlülük telaşı. Dalgalar ve derinlik yutucu, yutulmaya geldim. Hadi yutun beni...sonunda insan en çok arzusunu seviyormuş, arzuladığını değil.
0 notes