Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Bir Kurumsal Verimlilik Günlüğü: Bir Süreci İyileştirmek İstiyorsan, Önce Çalışanını Hasta Etmen Gerekiyor.
Şirketim son zamanlarda verimlilik konusunda büyük bir devrim yaptı sjdjjsjdjd. Önce ekip arkadaşlarımın %66'sını işten çıkardı (tabii parça parça birer ay arayla, heyecan dozunda). Sonra kalan bizlere "daha hızlı çözüm" adı altında her işlemi iki kat karmaşık hale getiren bokkkk gibi bir sistem getirdi.
Yeni sistemimiz şöyle çalışıyor:
1. Müşteri mail atıyor.
2. Biz müşteriyi arıyoruz.
3. Telefonda anlattığımızı uzun uzun tekrar mail atıyoruz.
4. Müşteri maile cevap verince… tekrar arıyoruz.
5. Ve tekrar yazıyoruz.
Çünkü neden olmasın?
Bu muazzam akışa bir de yapay zekâ entegre edildi. Ama sistem o kadar müthiş ki müşterinin adını veriyorsun mesela müsteri Ali, o diyor yok Ayşedir o. Biz yine de dönüp cevapları düzeltip toparlıyoruz. Dijital sekreterin ardından gelen gerçek sekreter gibiyiz.
Tabii bir de:
Arama süresi,
Formlar,
Kodlamalar,
Raporlamalar,
ve elbette "neden bu işlem uzadı?" zılgıtı.
SEN BENİ ÇILDIRTMAK MI İSTİYORSUN?
Bu sırada kişisel veriler sağda solda cirit atıyor, GDPR ağlıyor, ben ağlıyorum.
Kargo şirketleri ya teslim etmediği ürünü “teslim edildi” diye işaretliyor ya da ürünü bir kara deliğe gönderiyor.
Bonus:
İki yıl boyunca ayağından çıkarmadığı ayakkabıyı "deforme oldu" diye iade etmeye çalışan müşteri. Ayakkabı hâlâ showroom ışığı altında parıldıyor. Ayakkabı benden daha ayakta.
Fransızlar mı daha zor, Hollandalılar mı, yoksa Belçikalılar mı bilemiyorum. Hepsi benim cinnet sebebim.
Aylardır zam bekliyoruz.
Gelir mi? Bilinmez.
Dua çemberi mi yapsak? Belki.
7 notes
·
View notes
Text

Bugün Gaia’yı okula ben bıraktım. İlk derse az geç kalınca dışarıda biraz vakit geçirdik, beraber kahvaltı yaptık, sonra onu sınıfa bıraktım.
Küçük sıralar, rengârenk çantalar, kara tahtaya tebeşirle yazılmış sayılara baktım durdum. Sanki onun dünyasına usulca sokulmuş gibi hissettim kendimi. O kocaman gözleriyle her gün neler görüyor, hangi kelimeleri öğreniyor, içinde hangi duyguları taşıyor diye düşündüm.
Birinci sınıfın ikinci dönemi… ve ben, o sıraları, o duvarları, onun gülüşünün yankılandığı o alanı ilk kez gördüm. İçim burkuldu. Onu her sabah okula götüren, her okul çıkışında alan ben olmak isterdim. Daha çok yanında olmak, her şeyi onun gözünden izleyebilmeyi çok, çok isterdim.
Bu hayattan alacağım var.
16 notes
·
View notes
Text
Küçük cadımın büyük oyunu 🖤✨️
Cumartesi günü Gaia'nın okul gösterisi vardı. Hem İngilizce hem Türkçe oyunlar sergilediler. Ona prenses rolü teklif edilmişti ama o cadı olmayı seçti. "Bu bana daha eğlenceli geliyor, ben de çok iyi oynarım bence" dediğinde şaşırmıştım. Evde sürekli prenses oyunları kuran, renkleri, ışıltıyı seven kızım, sahnede bambaşka bir şey olmak istemişti. Ama sonra onu izledim ve onun bu seçiminde ne kadar haklı olduğunu gördüm.
Ezberi harikaydı, kötü kahkahası yerli yerindeydi. Doğaçlama bile yaptı, çok da komikti. Gaia, klasik masal prenseslerinden farklıydı. Gücünü elinde tutan bir karakteri seçti. Bir prense ihtiyacı yoktu, kendi hikayesinin kahramanıydı. O bir metni canlandırdı, ben daha fazlasını gördüm.
Ve bir noktada göz göze geldik.


Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi, bana "gözüm üstünde" dedi sessizce. Çok heyecanlı bir andı! Hem sahnede, hem de benimle bağlantıdaydı.
Bu gösteri başka bir sebeple de özeldi. İlk defa bir okul gösterisinde kimse ağlamadı. Ne Gaia, ne ben. Burukluk yoktu. Heyecan ve mutluluk vardı.
Gaia kendi yolunu çizen, içindeki gücü keşfeden, başkalarının biçtiği rollerden sıyrılan bir kurt kız. Ve ben onunla gurur duyuyorum.
Minik cadım, kendi hikayeni yazmaya devam et. ✨️
17 notes
·
View notes
Text



Yemek molamda ev süpürmeye niyet edip kedi darladım, bence iyi yaptım.
7 notes
·
View notes
Text
Kediler Gaianın odasının kapısını açıp içeride partilemişler saatlerdir odanın ortasında oturmuş neyin yeri neresiydi diye düşünüyorum. Bir sürü çeşit bebek falan var ve bir sürü eşya hangisi kimin bilemiyorum. Bir şeyin yeri yanlış olsa büyük dövüş çıkar çünkü sjdjdjd Korkuyorum.
3 notes
·
View notes
Text




Bir ağaç varmış şehrin gölgesinde,
kimsenin bakmadığı bir köşede,
her bahar sarıya bürünür, ama kimse hatırlamazmış adını.
Bir gece biri geçmiş önünden,
gözlerini kaldırmış,
ve ağaç hafifçe eğilmiş,
saçına bir yıldız bırakmış.
Belki de unutulmuş hikâyeleri...
Ve ancak fark edebilenler,
bilirlerdi aslında ne anlatmak istedikleri.
9 notes
·
View notes
Note
N'apmış Neptün?
Bu hangi zamana ait bilemedim ama çok şey yapmış pek de bir şey yapmamış 🫠😅
0 notes
Note
Hoşgeldin piggy tumblr deyince ilk akla gelenlerden biriydin seni tekrar görmek çok hoş ☘️
Hoşbulduum 🌸 Hatırlayanların olması çok hoş🤍
3 notes
·
View notes
Text
En son 2021 ortasında buradaymışım. Eski yazılarımı okuyunca hem tanıdık hem de yabancı hissettim kendimi. O zamanki ben kimdi, şimdi kimim? Yazdıklarım bana ait ama sanki başka birinin günlüğüne göz atıyormuşum gibi…
Belki de bu his kötü bir şey değil. Demek ki değişmişim, dönüşmüşüm. Bazen bazı yerlerden uzaklaşmak gerekiyor, ama sonra geri dönmek de mümkün. Şimdi buradayım, tekrar yazmak, paylaşmak istiyorum.
Şimdilik benden haberler: Gaia şuan 6 yaşında, 1. sınıfın son döneminde.


Umay vefat edeli 1 yıldan fazla oldu, Kadıköy yine öyle, Plüton vefat edeli ise 17 gün olmuş bile. Diğerleri iyi…
Bir de aramıza 6-7 ay önce Jüpi (Jüpiter) katıldı. Asla doymuyor ve en ufak hışırtıya alarm gibi ötmeye başlıyor 😅

Benim pet kuaför açma hayallerim suya düşeli ve pansiyonu kapatıp Flemenkçe danışmanlık yapmaya başlayalı 2 yıl olmuş bile.
Zaman değişiyor, ben de değişiyorum. Ama bazı şeyler aynı kalıyor: yazma isteği, paylaşma isteği, hayatı ve anları yakalama arzusu. Bu bir başlangıç olsun. Tekrar merhaba.
26 notes
·
View notes
Text


Çok seviyorum 🧡
O duvara da tatlı çizimler gelecek umarım 🥰
31 notes
·
View notes
Text


Ares bugün bizimleydi 💜 banyo yapmaya ve salonun ortasına işemeye gelmiş 🤭
18 notes
·
View notes
Text
Üstü örtülecek, uyutulacak, sakinleştirilecek, doyurulacak, cişi kakası yaptırılacak temizlenecek çocukları bitmek bilmeyen bir anneyim.
Gaiayı uyuttum, içerden sesi gelen talebi olanlara gidiyorum. Sonra sabaha kadar, sabahtan geceye kadar ve her an yaşamı için kaygılanacağım anneleri var olmalarına rağmen biberonlayacağım yeni doğanlar var.
Bu ay 5 yavru gömdü bu eller. Sırf yavru beş kedi. Yaşamak, dünyaya gelmek çok zor. Bu konforda büyümeye çalışmak bile bu kadar kayıp doluyken dışarıda olmak siz varın düşünün.
Meriç ve tuna kısır değil diye çiftleşme ihtimallerinden korktuğum için 5 aylık olduklarından bu yana yani neredeyse geldikleri andan itibaren ayrı tuttum onları saniye yalnız bırakmadım. Bu ayrı kalma aylar sürdü keza ikisi de düşük kilolu ve sağlıklı çocuklar değildi. Anestezi için fazla hassaslardı ama Meriç hamile kalsa kalırdı hamile kalsa ve doğursa ölürdü. Biliyorum çünkü üç süt bebeğimin anneleri şuan ölümle pençeleşiyor. Onların bakimvereni "iyi niyetle biraz da ihmalle bebeği olsun istemiş ama bu kadar erken olabileceğini de düşünmemiş.' nitekim şimdi yaşında dahi olmayan minicik bir çocuk ölümle burun buruna, üç bebeği öldü ikisi hayata tutunmaya çalışıyor.
Zor işler. İyi geceler.
8 notes
·
View notes