renklerdensonbahar

[renklerdensonbahar]

Beyaz boyalı odaların beyaz ışıkları altında makyajsız oturan kadınlar vardı Ruhlarının siyahı siyah,kırmızısı kırmızı Çıkarıp geceliğini şehrin üstüne örtse yazı getirecek kadar yalnızdılar Bilmedikleri adamların kokularıyla sarhoş olup unuttular Oysa gün saçlarının arasından doğan kadınlar vardı

[renklerdensonbahar]

Son günleri ekimin,izmirin ilk yağmurları. Ben de böyle şımarıyorum.

[renklerdensonbahar]

Elmanın beni sevmek zorunda olmayışı üzerine düşünüyorum,canım sıkılıyor.

[renklerdensonbahar]

Today

[renklerdensonbahar]

ege üniversitesinde ne okuyorsun? psikoloji mi sosyoloji mi?

Felsefe okuyor idim.

[renklerdensonbahar]

Burası karaburun Boyabağı. Yaklaşık 10-15 haneli pek az insanlı bir koy. Kaynarpınar ve Esendere arasında kalıyor. Şimdi şöyle,ne yapıyorsanız b��rakın öncelikle büyük bir kipa bulun ve ordan çadır çalın,barkodları yok çünkü. Sonra Karaburun'a doğru düşün yola. Mümkünse Mordoğan tarafında yiyecek içecek ihtiyaçlarınızı alın sonrasında ufak bakkallar dışında market türü yerler çıkmayacak karşınıza. Vakit varsa Esendereye bir uğrayın. Arıların arasından geçerek doğal kaynak suyuna ulaşın biraz için. Kumsalın gerisindeki bambu ağaçlarından barış çubuğu yapın,lazım olur. Eğer arabanız yok ise Esendere koyundan yola çıkmak için orman içinden yaklaşık yarım saatlik bir yol yürümeniz gerekecek. O yolu güneş tam tepedeyken ve sırtınızda yüklerle yürümeyin. Sonra gidin Boyabağı'nı bulun. Beyaz saçlı kırmızı şortlu sarı voavoslu abiyi,güzeller güzeli kızı Eylül'ü bulun. Sonra kampı kuracağınız yere tırmanın kayalıklardan. Gece olunca da yakın sigaranızı kırmızı doğan Ay'ı seyredin aynı kayalıklarda. Biz denedik,klima yok,market yok. Ufacık bir koydaki kafede bile fiyatlar uçuyor olduğundan yiyecek yemek içecek kahve çay da yok ateş yakmadığınız sürece. Fakat Güneş'in mor,Ay'ın kırmızı doğduğu bir yeri görün derim. İnsanda iç sıkıntısı diye bir şey kalmıyor. Yüzlere yıldızlı göğün altında biz dört insan en ilkel fikirlerimizle yıldızlara baktık ve inandık.

[renklerdensonbahar]

Ege üniversitesini tavsiye eder misiniz :D

Ne beklediğine bağlı olarak hem evet hem hayır.

[renklerdensonbahar]

Güneşle karışıvermiş kırın içinde ne varsa. Öyle gürültüsüz ferah sıcak socağına dünya. Bir de şöyle düşünün otlar fidanlar uzanmış arasında insanlar kaynayıp gitmiş.

[renklerdensonbahar]

Muş gibi değil,hayranlıkla okur iken cancağzımın gözünden.

[renklerdensonbahar]

Yamuk yamuk kestiğim saç,sırtımdaki ben.

[renklerdensonbahar]

Arbıl ve ev halleri dört

- senin sayende kitap okuyorum eskiden çok okumazdım + ne güzel işte ben de daha çok müzik dinliyorum senin sayende - kuru üzüm yaş üzüme baka baka sararır tabi + hı?

[renklerdensonbahar]

Arbıl ve ev halleri üç

+ ben senin üstüne ayağımla çıksam ölürsün bence - ..... + deneyelim mi? - ...olur + kıpırdama düşeceğim! - in! İn manyak! İn!

[renklerdensonbahar]

Arbıl ve ev halleri iki

- Yes kasetleri nerde bulamıyorum + Orda çekmecededir - Evet diye grup yapmışlar bildin mi? + Yok bilmiyorum. Nasıl iyiler mi? - .....

[renklerdensonbahar]

Arbıl ve ev halleri bir

(Elinde marşmelovlarla evin içinde koşar) - ver ya versene! +vermem ben yiyeceğim. -yemeyeceğim ben elleyeceğim ver.. +söylesene o zaman al -...ver

[renklerdensonbahar]

Hiçbir ütopya,toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz.

Arthur C. Clarke

[renklerdensonbahar]

Biz genelde bu saatlerde ne gerçekliği ne acıyı ne aşkın binbir halini sorgularız. Sesler susmuşsa,gece kararmışsa birkaç mum ışığıyla yetinip sarılan sigaranın her dumanında birbirimizi izleriz. Olduğumuz gibi,öylece.

[renklerdensonbahar]

Az bir çayır çimen görmesin gözlerim atıyorum kendimi başlıyorum izlemeye uçuş uçuş kelebekleri sivrimisinekleri.