rusticsworld-blog
rusticsworld-blog
Rustic
2 posts
Made in a plain and simple fashion.
Don't wanna be here? Send us removal request.
rusticsworld-blog · 6 years ago
Text
Bir avuç kadar anı
Hep konuşarak kazanırım derken, aslında ağzımdan çıkan tek bir kelimeyle kaybettim çoğu zaman. Susmak bir erdemdir derler, çoğu zaman konuşmanın daha doğru olduğunu, açık açık her şeyi ortaya koymanın daha mantıklı olacağını düşünürdüm… Düne kadar.
Suskunluğumla da konuşkanlığımla da bir türlü başa çıkamadım, çenemi de bir türlü kapatamadım. Yakınlarıma anlatmak istedim hep, yargılamazlar sandım, yargılandım, kırıldım, parçalandım. Neyse bunlar pek mühim değil. Özlediğim bir şeyler var geçen zamandan. Sohbetlerimizi, sarılmalarımızı, bir yudumda buluşan sıcaklığımızı özlüyorum sadece. Çok bir şey değil yani… Bana kalan senden sonra pek de bir şey yok benden başka, söylemler, onlar, bunlar bir de bir avuç kadar anı senden sonra… Bırak da o kadarı bana kalsın, kaybettiğin anılarımızın ardından.
1 note · View note
rusticsworld-blog · 6 years ago
Text
Ufalıp cebimize giren o yıldızların ışığıyla aydınlatılan yazılar
Susması gerektiğini söyledim ona, zaten o saatten sonra bir daha hiç konuşmadı. Bir Temmuz ayıydı, zor zamanlar geçirdiğini biliyordum ama zaman bizi o kadar uzaklaştırmıştı ki bizden, ikimizden, biliyordum bir daha asla olmayacaktı. Bir daha asla yaşanmayacak, bir daha asla hissedilmeyecekti, zaten buna ne zaman izin verdi... Ne de biz... Zamanın içinde kendimi hep sorgular oldum; konuşsam ne olurdu? Bu soru ne zaman aklıma takılsa o, orada aklımın karanlıklarında yok oluyordu çünkü artık bu imkansızlığın içinde onu kendi ellerimle boğuyordum. Geceleri rüyaların içinde sonsuz yolculuklara çıkabiliyordum aslında, içimde de eh işte yaşayacak kadar bir kıpırtı vardı ama bir boşluk vardı, bir kara delik ve öyle ki bir kez kapıldınız mı ona, zulümat-ı ademe merhaba diyordunuz. Ben de artık ne yapacağımı şaşırmıştım. Bakın hayatta kalmayı, yaşamayı deniyordum. Günlük olarak rutin hayatıma devam ediyordum işte. Bir şey yapmadan duramıyordum, durduğumda bilirdim boşluğun beni içine çekeceğini. Kelebeğin kanatları arasında ezilip gideceğimi. Saatlerce düşündüğümü bilirim, sadece bakarak pek hissetmeden, yani zamanın durması gibi biraz belki de kalp atışımın durması gibi bilemiyorum ki...Geçmişteki insanları düşünürdüm, sahneler gözümün önüne öyle canlı gelirlerdi ki inanın o anı yaşıyor gibi olurdum ama biri gelse sabah ne yediğimi sorsa inanın hatırlayamazdım. Sonra kendimi sorgulamaya başlardım, neden böyle dedim, neden öyle dedi, böyle deseydim ne olurdu? Aman bunların hepsi fasa fiso. Bilmiyorum belki de insanları unutmamak için anılarımda yaşatmaya çalışıyordum. Biliyordum zordu, birini anılarda yaşatmak zordu. 
"Don't ever tell anybody anything, if you do, you start missing everybody." - J.D. Sallinger, Catcher in the Rye
Tumblr media
4 notes · View notes