sonbahardasen

[sonbahardasen]

Ben aslında kahve severim. Ama karlı havalarda salep daha çok severim. Yazın tatlı ama soğuk yumuşak kahve, yağmurlu havalarda ise sert acı kahve severim. Türk kahvesini her yerde severim. Her anımda içebilirim. Ama salep sanki benim için çok özel bir yeri varmış gibi. Lakin senin bundan haberin bile yok. Sen sadece kahve sevdiğimi sanıyorsun. Lakin hepsinin yeri ayrı bende.

[sonbahardasen]

O kadar yorgunum bi o kadar da doluyum ki. Anlatacak mecalim yok.

- Herkes istediğini söyleyebilir, istediğini yapabilir. Ben yapmam.

Söyleyeceklerim bu kadar.

[sonbahardasen]

Sarılırlar, severler, gülerler, öperler… Seninde yerin aynı derler. Kendileriyle yada sevdikleriyle bir görürler. Ama susması gereken, yutması gereken, duymaması gereken hatta tüm kabahati kabul etmesi gereken sensindir. Çünkü sen hiç ayırt etmediklerindensin.

A.Y

[sonbahardasen]

Samimiyetsizliğinize sıçayım.

[sonbahardasen]

Samimiyet gösterdiğin insanların verdiği samimiyetsizliği aslında çok sonra fark edersin. Kırılıp döküldükten sonra mesela. Tek tek toplarken kendini geçen zaman da hatalı sen olmaya başlarsın. Zaman yorar, yollar yorar en çokta insanlar yorar. Seni anlamayan ya da anlamak istemeyen insanlar…

A.Y

[sonbahardasen]

Paramparça oldum. Kimse mutsuz olmasın derken eski kırgınlıklarımı bir kenara bırakıp yeni kırgınlıklar ekledim hayatıma. Düğüm düğüm olurken boğazım avaz avaz sustum. “İstemiyorum” diyemediğim için sustum…

[sonbahardasen]

Ne kadar geçmiş gibi görünse de, geçmeyen çok şey var. Boğazımda düğüm düğüm olan bir çok şey var.

[sonbahardasen]

Seni sevmeyen birini sevmesi için elinden geleni yaparsan. Seni seviyormuş gibi yapan ama asla değer vermeyen birine dönüştürürsün. Sevildiğini sanar ve kendini kandırırsın. Yalnızlaşırsın…

[sonbahardasen]

"Aşk" denilince ne geliyor aklına diye sorsalar bana adını söylerim. Çünkü ömrümün yarısı seni sevmekle geçti. Acıyla mutlulukla hüzünle sevgiyle beklemekle... En çokta beklemekle geçti. Kimi zaman ümidimi kestim vaz geçtim aşkından...

Ama bu öyle basit bir olay değilmiş ki aşk.

[sonbahardasen]

Anlamıyorsun, tek sana bu tavrım. Sana bu nazım niyazım. Sev beni diye özle, sarıl ilgilenen, kokla diye. Ama sen anlamıyorsun.

Bunları yapmak yerine kırıyorsun sözlerinle bağırmalarınla küfürlerinle triplerinle her şeyle.

[sonbahardasen]

Benimle özel şeyler paylaş istiyorum. Sadece ikimize özel. Bizden başkasının anlamadığı garipsediği şeyler. Herkesin içinde kahkahaya boyulalım istiyorum. Kimse anlamasın neye güldüğümüzü. Bize özel olsun o mutluluk. Bilmesinler. Birde ona dokunmasınlar kirli kalpleriyle.

[sonbahardasen]

bazen sadece fazlalıkmış gibi hissediyorum.

[sonbahardasen]

Hayatın en çok bana acımasız davrandığını düşünüyorum. Sanki tek uğraşılcak kişi ben var mışım gibi. Her gün yeni şeyler katmak isterken hayatıma daha fazla eksiltiyor gibiyim. Geliştiremiyorum, ilerleyemiyorum, her adımım da bir taş daha takılıyor sanki ayağıma. Her taş da daha fazla debeleniyorum. Yoruluyorum. Kalkmak istemiyorum. Sürüklenmek istemiyorum. Bazı güzel şeylerin kendiliğinden olmasını istiyorum. Bırakın biraz da ben sefasını süreyim bu hayatın. Bırakın biraz da biz gülelim. İnsanların gözüme gözüme sokarcasına yaşadıkları hayattan tiksiniyorum. Hayatımda ki insanlardan tiksiniyorum belkide. Felek bir kerede bize vurmasın. ..

[sonbahardasen]

Ben hiç bir zaman senin vazgeçmekten korktuğun kişi olamıcam.

[sonbahardasen]

benim saçlarım ağardı. sen uykuya dalmakta bile zorluk çekmemişsindir. *