#2. el eşya
Explore tagged Tumblr posts
Text

Adem Spot olarak Kayseri şehri mobilya sanayisi mobilya sektörü olarak çok ilerlemiş bir şehir durumundadır. Bu yüzden dolayı kayseri de mobilya fiyatları farklı sehirlere göre hem daha uygun hemde daha kaliteli dır. Bundan dolayı Kayseri de vatandaşlar sık sık değişim içerisinde eski ürünlerinide elden çıkarmak için Kayseri ikinci el eşya sektörüne ihtiyaç duymaktalardir.
0 notes
Text
2.El Eşya Alan Yerler Ankara
ACAR SPOT Web: https://ankaraesyaalanlar.com/ Telefon: +90 539 730 22 79 Adres: Demetgül, 413. Sk. 6/d, 06200 Yenimahalle/Ankara, Türkiye
ELVAN SPOT İLETİŞİM BİLGİLERİ
Web: https://ankaraikincielesya-alanlar.com/ Telefon: +90 535 671 55 23 Adres: Demetgül, 413. Sk. No:5C, 06200 Yenimahalle/Ankara, Türkiye
EMİNLER SPOT İLETİŞİM BİLGİLERİ
Web: https://www.ankaraikincielesya.net/ Telefon: +90 532 777 48 83 Adres: Anafartalar, 06050 Altındağ/Ankara, Türkiye

0 notes
Text
Nakit Ev Eşyası Satın Alıyoruz! 0534 229 3060
Nakit Ev Eşyası Satın Alıyoruz! Evinizde kullanmadığınız ya da yenilemek istediğiniz ikinci el ev eşyalarınız mı var? Biz, ikinci el ev eşyalarınızı nakit olarak değerinde alıyoruz! Beyaz eşya, klima, kombi, televizyon, mobilya gibi farklı kategorilerdeki eşyalarınızı satmak istiyorsanız, doğru adrestesiniz. Hangi Eşyaları Satın Alıyoruz? • Beyaz Eşya: Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık…
#2.el ev eşyası alanlar#Eski ev eşyası alanlar#Ev eşyası alanlar#Eşya alanlar#Nakit ev eşyası alanlar#İkinci el ev eşyası alanlar
0 notes
Text
Nakit Ev Eşyası Satın Alıyoruz! 0534 229 3060
Nakit Ev Eşyası Satın Alıyoruz! Evinizde kullanmadığınız ya da yenilemek istediğiniz ikinci el ev eşyalarınız mı var? Biz, ikinci el ev eşyalarınızı nakit olarak değerinde alıyoruz! Beyaz eşya, klima, kombi, televizyon, mobilya gibi farklı kategorilerdeki eşyalarınızı satmak istiyorsanız, doğru adrestesiniz. Hangi Eşyaları Satın Alıyoruz? • Beyaz Eşya: Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık…
#2.el ev eşyası alanlar#Eski ev eşyası alanlar#Ev eşyası alanlar#Eşya alanlar#Nakit ev eşyası alanlar#İkinci el ev eşyası alanlar
0 notes
Text

Konak'ta 2. El Eşya Alan Spotçu: 0536 740 2920
İzmir Konak'ın tüm semtlerinden ücretsiz nakliyat avantajıyla, 2. el eşyalarınızı kapınızdan, değerinde ve nakit ödemeyle satın alıyoruz.
KONAK’TA 2. EL SPOT EŞYA ALIM MERKEZİ 0536 740 29 20
https://lnkd.in/eC3DCE9y
#izmir #konak #İzmirKonak #Konakİzmir #alsancak #çankaya #basmane #eşrefpaşa #gültepe #gürçeşme #güzelyalı #hatay #kahramanlar #küçükyalı #pasaport #yenişehir #hilal #kemeraltı #kadifekale #tınaztepe
konak,spotçu,konak spotçu,konak spotçu i̇ki̇nci̇ el eşya alanlar,çanak,konak spotçular,konak spot eşya alanlar,konak spotçular eski̇ eşyacilar,konak 2.el eşya,konak spot beyaz eşya alanlar,konak spot eşya,karataş spotçu,konak spotçu 0536 740 2920 konak spot 2.el eşya alimi satimi,izmir spotçu,konak eşya alanlar,konak i̇ki̇çeşmeli̇k spotcu,konak eski̇ eşya alanlar,konak i̇ki̇nci̇ el eşya al sat,konak ev eşyası,konak kullanilmiş eşya alanlar
#konak#spotçu#konak spotçu#konak spotçu i̇ki̇nci̇ el eşya alanlar#çanak#konak spotçular#konak spot eşya alanlar#konak spotçular eski̇ eşyacilar#konak 2.el eşya#konak spot beyaz eşya alanlar#konak spot eşya#karataş spotçu#izmir spotçu#konak eşya alanlar#konak i̇ki̇çeşmeli̇k spotcu#konak eski̇ eşya alanlar#konak i̇ki̇nci̇ el eşya al sat#konak ev eşyası#konak kullanilmiş eşya alanlar
0 notes
Text
İzmir buca spotcu 05354370018
İzmir buca spotcu 05354370018
View On WordPress
#2 el eşya alanlar#2. el eşya alan#2. El Eşya Satmak İstiyorum#2. El Koltuk Takımı Fiyatları Neye Göre Belirlenir
0 notes
Text
0 notes
Text
Türbanlı Komşularımın Sikişirken İnlemeleri! (1)
Merhaba, adım Bayram. 24 yaşındayım, Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisiyim. Başka bir şehirden gelip üniversite okumanın sıkıntısını yıllardır çekiyorum. Pek çok değişik yurtta, hatta özel yurtta kalmama rağmen sıkıntılarım bitmemişti. Bir ev ortamının özlemini çekiyordum. En sonunda amcam imdadıma yetişti. Okuluma yakın bir semtte dairesi vardı, kendisi daha büyük bir ev satın alınca, ben onun evine kiracı olarak yerleştim.
Binada oldukça muhafazakar insanların yaşadığını söylemişti. Gerçi amcam da öyleydi. Bu yüzden bana evi kiralarken biraz gönülsüz davranmıştı. Ancak babamın isteğini de kıramamıştı. Bekar bir erkeğin bir aile apartmanında yaşamasına diğer insanların ne tepki vereceğinden çekiniyordu. Bu nedenle eve yerleşmeden evvel, "Evladım okulundan evine, evinden okuluna gidip gel. Kimseye karışma, selam ver, merhaba de yeter. Kimsenin karısına kızına bakma!" diye sıkı sıkıya tembihte bulundu. Benim yüzümden eski komşularıyla arasının bozulmasını istemiyordu çünkü. Ben de onun nasihatlerine uyacaktım.
Memleketten eski birkaç eşya getirttim, bazılarını da ikinci el eşya satan bir mağazadan aldım. En azından artık yurtların kahrını çekmeyecektim. Bina 4 katlı, çift daire üzerineydi, ama alt katta sadece tek daire vardı. Diğer tarafı depo, kömürlük gibi kullanıyorlardı. Benim dairem ikinci kattaydı. Bina eski ve zayıf bir binaydı. O nedenle akşam olduğunda yanımdaki, altımdaki ve üstümdeki dairelerden bağrışmalar, çocuk sesleri, televizyon sesleri gelirdi. Anladığım kadarıyla her evde en az 2-3 çocuk birden vardı. Yaramazların sesleri bazen kulak tırmalıyordu çünkü. Bazen televizyonun sesini çok açtıkları zaman, sanki ben kendi odamda izliyormuşum gibi rahatça duyabiliyordum. Yada, yürüdüklerinde attıkları adımların seslerini duyabiliyordum. Kiracı olduğum ve amcamın tembihlerine uymam gerektiği için sesimi çıkartamıyordum. Kısmet diyerek bunlara katlanıyordum. Günlerim bu şekilde geçiyordu.
Aradan 9-10 gün geçmesine rağmen binada kimlerin oturduğunu, komşularımın kimler olduğunu bilmiyordum. Okula gidiş, eve dönüş saatlerimde kimseyle karşılaşmamıştım. Sadece birkaç sefer çocuklara rastlamıştım bina girişinde, o kadar. Dairem iki oda bir salondu. Odalar arkada kalıyordu ve ben birini yatak odası yapmış, diğerini ise ders çalışma odası yapmıştım. Sınavlarım gittikçe yaklaşıyordu ve bu nedenle artık geceleri daha geç yatar olmuştum. Sürekli derslerime çalışıyordum.
Bir gece, saat 01:00 gibiydi. Gözlerimden uyku akıyordu. Ama ben ders çalışmaya devam ediyordum. Ortalık sessizdi, sadece dışarda havlayan köpeklerin sesleri geliyordu. Susadığım için mutfağa geçtim, suyumu içerken bir takım sesler duymaya başladım. Hafif hafif sanki bir şeylere vuruluyordu. 'Tak tuk, tak tuk! diye ufaktan seslerdi bunlar.
Ne olduğunu anlamaya çalıştım önce. Mutfağın ortasında bir süre sessiz kaldım. Sonra seslerin nerden geldiğini çözdüm. Kulağımı duvara dayadım. Arka taraftan geliyordu sesler. Aklımdan geçen düşünce beni bir anda heyecanlandırdı. Eğer tahminim doğruysa, gecenin bu saatinde duvarın öbür tarafında bir sikiş yaşanıyordu ve ben buna kulaklarımla şahit oluyordum.
Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. O zamana kadar binanın eski ve zayıf olmasından yakınmıştım, ama şimdi bunun büyük bir avantaj olduğunu düşündüm. Ama tahminimde yanılıyor olabilir miydim? Tıp fakültesi öğrencisi olmanın da bir avantajı vardı ve o anda bunu kullanacaktım. Sessizce salona geçtim, çantamı açtım. İçinde babamın birinci sınıfa başlarken bana hediye olarak aldığı Stetoskopum vardı. Hemen aldım onu ve mutfağa geçtim. Stetoskopu duvara dayadım, kulaklıklarını taktım. Kullandığım Stetoskop çok kaliteliydi ve vücutta en ufak bir sesi bile kolayca duyabilmemi sağlıyordu. Ve şimdi duvarın arka tarafından gelen sesleri sanki beynimde davullar çalıyormuşçasına duyuyordum.
Adamdan sürekli, "Ohh, ıhhh, ohhh..." sesleri, kadından ise, "Ayy, ahhh, ahhh, ımmm..." sesleri geliyordu. Yatağın zemine vuruşlarından kaynaklanan 'Tak tuk!' sesleri ile birlikte gıcırdama seslerini alabiliyordum ayrıca. Yarağım bir anda sertleşmeye başladı. Kalbim deli gibi atıyordu. Yatağın gıcırdamaları bazen azalıyor, bazen artıyordu, ama sürekli devam ediyordu. Adamın ve kadının inlemeleri de aynı şekilde bazen kesiliyor, bazense ani yükselişler gösteriyordu. Bir elimle Stetoskopun duvardaki ucunu tutarken diğeriyle yarağımı sıvazlıyordum.
Bir süre sonra sesler çoğalmaya ve hızlanmaya başladı. Beynimin içinde yüksek perdeden gıcırdama, 'Tak, tuk!' sesleri birbirine karışırken, adamdan gelen, "Ohhh, ohhh, ımm..." sesleri de bunlara eşlik ediyordu. Belki 15-20 saniye boyunca sanki kafamın içinde bir tren hareket ediyormuş gibi şiddetli sesler çınlayıp durdu. Yatak deli gibi gıcırdıyor, 'Tak, tuk!' sesleri arttıkça artıyordu. Ama sonunda sesler azalmaya başladı ve birden bıçak gibi kesildi. Adam boşalmıştı anladığım kadarıyla. Ama kadından gelen bir ses yoktu o sırada. Bir süre sessiz kaldılar. O ara kadının, "Geldin mi?" diye sorduğunu duydum. Adam, "He, he..." dedi önce, sonra da birkaç sefer öksürdü.
Ben de nerdeyse ayakta boşalacaktım. Yarağım kazık gibi olmuştu. İçerden gelen sesler kesildi. Sanırım sikişin ardından uykuya dalmışlardı. Dinleme işini bırakıp salona geçtim. O ara 31 çekmezsem rahatlayamayacağımı anlamıştım. Banyoya girdim. Işığı açıp soyundum, elimi ıslattım biraz, sonra da elimi sabunladım iyice. Yarağımı okşamaya başladım. Yan dairede sikişen kadını düşünerek 31 çekmeye başladım. Kadının nasıl biri olduğunu hayal etmeye başladım. Beynim uyuşmaya başlamıştı o anda. Derken sarsıla sarsıla banyonun duvarına, zeminine attırdım döllerimi. Büyük bir zevk almıştım. Yarağımda kalan son döllerimi banyonun zeminine akıtırken, yan dairenin banyosundan sesler gelmeye başladı bu kez.
Kulak kabarttığımda su sesi geldiğini anladım, yıkanıyorlardı. Ses çıkartmamaya çalışarak klozetin üzerine çıktım. Yaklaşık 50x50 cm ebadında küçük bir havalandırma boşluğu vardı ve binanın bütün tuvalet, banyo pencereleri oraya açılıyordu. Benim banyonun küçük penceresi kapalıydı, ama camın üzerindeki menfezden sesleri duyabiliyordum. Karşı banyonun ışığını da görüyordum ayrıca. Şimdi camı açsam belki de beni duyabilirlerdi, o nedenle dinlemeye devam ettim.
Adamın, "Şu sırtımı ovalasana!" deyişini duydum, kadın ise, "Tamam, ver lifi!" dedi. Adam bazen öksürüp, tıksırıyordu. Cenabet olmamak için sikişin hemen ardından yıkanıyordu ikisi de. Az sonra adamın banyodan gittiğini anladım, çünkü şimdi sadece suyun sesi geliyordu. Kadın kocasının ardından kendisi yıkanıyordu. Belki beş dakika kadar sürdü bu. Sonrasında kadın da yıkanmayı bitirdi. Suyun sesi kesilmişti artık. Banyonun fayans zemini üzerinde hafif yürüme seslerini duyabiliyordum. Sonunda banyonun ışığı söndü. Ben de sessizce indim klozetin üzerinden.
Ayaklarım ağrımıştı. Hemencecik banyonun zeminini tuvalet fırçası ve suyla yıkayıp döllerimi temizledim. Duş başlığını açıp duvara sıçrayan döllerimi de yıkadım. O ara hazır soyunmuşum diyerek aynı yan dairedekiler gibi yıkandım iyice. Çıkıp kurulandım ve salona geçtim. Ortalık sessizdi. Bu gece ilk defa böyle bir şeye şahit olmuştum hayatımda. Yaşadığım binada tanımadığım komşularımın sikişmelerine kulak misafiri olmuştum. Çok şaşkındım. Daha bu insanların kim olduklarını bile bilmiyordum. Yatağa girip uykuya daldım.
Sonraki birkaç gece boyunca Stetoskopla mutfakta durup duvarı dinlemeye devam ettim. Ama umutlarım boşa çıktı hep. Duvarın öbür yanından sadece adamın horlama sesleri ile yatakta sağa sola döndüklerinde yatağın çıkardığı gıcırdama seslerini duydum yalnızca.
Bir akşamüzeri okuldan dönerken, tam binanın kapısının önünde, dört kadının oturup konuştuğunu gördüm. Hepsi kapalı, türbanlıydı. Hatta biri siyah bir çarşafın içindeydi. Sokakta da birkaç küçük çocuk oyun oynuyordu. Aynı binada yaşadığım insanları ilk defa görüyordum. Orta yaşlıydı hepsi. Beni görünce tedirgin oldular. Dördü birden ayağa kalkarak benim geçmem için yer açtılar. Yüzlerini diğer tarafa dönerek bana bakmamaya çalışıyorlardı. Ben de başımı önüme eğerek içeri girdim.
Acaba içlerinden hangisi geçen akşam sikişmesine şahit olduğum diye düşündüm. İçim içimi yiyordu resmen. Ben geçtikten sonra onlar yine kapının önüne koydukları minderlerin üzerine oturarak konuşmaya başlamıştı. Yukarı çıkıp sessizce daireme girdim. Acaba benim hakkımda mı konuşuyorlardır diye de düşünmeden edemedim.
Saat 18:00'e gelirken kapımın önünden geçtiklerini işittim. Anahtar deliğinden baktım, ama fark etmelerinden de çok korkuyordum. İçlerinden 40 yaşlarında bir tanesi yan daireye girdi. Giriş kapılarımız karşılıklıydı. Yaklaşık 1.65 boyunda vardı. Başını omuzlarını da kapatacak şekilde büyük desenli bir türbanla bağlamış, çiçekli basma bir etek giymişti. Bol, uzun kollu bir gömlek vardı üzerinde, ama koca memelerini gizlemeye yetmemişti gömleği. Demek geçen gece kocasıyla sikişen kadın buydu. Yarağım pantolonumun içinde sertleşmeye başladı. Kadın beyaz tenli, kara kalın kaşlıydı, tipik bir Türk kadını, ev hanımıydı. Onunla birlikte, biri 7-8 yaşlarında kızla, 5-6 yaşlarında bir erkek çocuğu da eve girmişti. Kadınların iki tanesi ise merdivenlerden üst kata çıktılar. İçlerinde çarşaflı olan yoktu. Demek ki o alt katta oturuyordu. En azından yan dairede oturan kadını biliyordum artık.
Kadının öyle bir güzelliği, çekiciliği yoktu. Bütün günü evin içinde geçen, çocuklarıyla ilgilenen, temizlik ve yemek yapan tipik bir kadındı. Etli, butlu bir kadın olduğu ise, giydiği bol giysilere rağmen kendini belli ediyordu. Acaba yeniden sikişmelerine şahit olabilecek miyim diye düşünüyordum.
Bir saat kadar sonraydı. Salonda televizyon izliyordum. Koridordan sesler geldiğini duydum. Işığı yakmadan sessizce kapının arkasına geçtim. Anahtar deliğinden baktım. Bir adam sırtı bana dönük, elinde poşetlerle kapının önünde durup ayakkabılarını çıkarıyordu. Kadın kapıyı yarı aralamış ve arkasında kalmıştı. Adamın geçmesi için kapıyı iyice açınca, o kısa zamanda yüzünü daha net görebildim. Başındaki türbanını çözmüş, omuzlarına sarkıtmıştı uçlarını. Koyu renkli uzun saçları da yüzünün iki yanından memelerine kadar dökülüyordu. Gömleğinin üst düğmesi açıktı ve ışığın da vurması ile bembeyaz koynu görünüyordu. Adam içeri geçtikten sonra kadın ayakkabılarını almak için eğildiğinde, o minicik aralıktan memelerinin çatalını da görme fırsatım oldu böylece.
Evet, kadının bir alımlılığı, çekiciliği belki yoktu, yüzünün de bir güzelliği yoktu, ama bir erkek için rahatlıkla sikebileceği türden bir kadındı. Kocasının onun üzerinde gidip gelirken koca memelerinin deli gibi sallandığını hayal edebiliyordum. Televizyon izlerken aklım kadında kalmıştı.
Erkenden yatağa girdim ama uyku tutmuyordu bir türlü. Sağa sola dönüp duruyordum. Derken saat 00:30 gibi, geçen gecekine benzer sesler gelmeye başladı. Acaba yeniden mi sikişiyorlardı? Hemen Stetoskopu kapıp mutfağa koştum, dinlemeye başladım. Ama bir ses gelmiyordu.
Peki, ama sesler nereden geliyordu? Yatak odama girdim yine, sessiz kaldım bir süre. O zaman anladım. Sesler ya alt kattan, ya da üst kattan geliyordu. Yerdeki halının üzerine boylu boyunca uzanıp Stetoskopu yere, odanın tabanına koydum. Evet, işte sonunda bulmuştum. Alt kattan, çarşaflı kadının dairesinden gelen seslerdi bunlar. Ve seslere bakılırsa sağlam bir sikiş yaşanıyordu aşağıda. Yatağın şiddetli gıcırdamalarını, yatağın yere vurduğunda çıkan 'Tak, tuk!' seslerini duyuyordum. "Ayy, ahhh, ımmm, ayy!" seslerine bazen adamın öksürük ve inleme sesleri karışıyordu. Yatağın gıcırdaması bazen artıyor, bazen azalıyordu, ama sürekli devam ediyordu.
Yarağım kazık gibi olmuş, sanki eşofmanımı delecekti. Ara ara gıcırdama ve tak tuk sesleri artıyor, bununla birlikte kadının da, "Ahhh, ayy, ıhhh, ayy, ımmm!" sesleri de artıyordu. O anlarda adamın karısının amına daha şiddetle pompaladığını anlıyordum. Alt kattakiler karı koca sikişmeyi biliyorlardı anlaşılan. Bu şekilde belki beş dakika boyunca dinledim. Sesler gittikçe hızlanmaya, çoğalmaya başladı. Sanki bir koltuk yada sandalyeyi kaldırıp yere vuruyormuşçasına çıkıyordu yatağın yere vurma sesleri.
En sonunda adamdan böğürme sesleri geldiğinde boşaldığını anladım. Kadının ise anlayamamıştım boşalıp boşalmadığını. Az sonra kadın, "Boşaldın mı?" diye sorduğunda, adamdan, "Boşaldım, boşaldım!" cevabı geldi. Her iki kadın da kocalarının boşalıp boşalmadıklarını merak ediyordu anlaşılan. Ama kadınlar boşalmış mıydı bilmiyorum? Az sonra sesler tamamen kesildi ve parke zemin üzerinde yürüme sesleri duydum.
Yavaşça kalktım yerden ve banyoya geçtim. Alt katımdan duş ve sifon çekme sesleri geliyordu şimdi. Alt kat komşularım da sikişmelerinin ardından hemen duşun altına girmişlerdi. Tekrar Stetoskopu aldım ve banyonun zeminine koydum. Konuşuyorlardı. Kadının, "Çok vahşisin, hep kendini düşünüyorsun!" demesine, adam, "Ben ne yapayım, sana kaç kere diyorum öküz gibi durma, biraz işveli ol diye!" şeklinde cevap verdi. Belli ki kadın sadece kocası istiyor diye sikişiyordu. Burada da önce adam yıkanıp içeri geçti, ardından kadın yıkandı. Alt kattan artık ses gelmez olunca, ben de toparlanıp yatağıma girdim. Aklım karmakarışıktı.
Aradan birkaç gün daha geçmişti. Şimdi artık her gece elimde Stetoskopla yan daireyi, alt katı dinliyordum. Üst katımdan gelen bir sikişme sesine henüz şahit olmamıştım. Onlardan ne zaman böyle bir şey gelecek diye merak ediyordum. Binadakilerle henüz tanışmamıştım, ama en azından sikişmelerine şahit olmuştum.
Bir akşam televizyon izlerken kapım çalındı. Anahtar deliğinden baktığımda kapının önünde, 45 yaşlarında, kırlaşmış saçı ve sakalı olan bir adamın durduğunu gördüm. Bu yan dairedeki adamdı. Geçen akşam sırtı bana dönük olduğundan yüzünü görememiştim, ama aynı ceketi giymişti yine.
Kapıyı açtım. Adam bana selam verdi önce, ardından, "Komşum rahatsız ettim kusura bakma, senden bir ricamız olacak kabul edersen?" dedi. "Buyurun, ne demek..." dediğimde, adam, "Bizim büyük kız bu sene üniversite sınavlarına girecek, ama dersleri biraz zayıf. ��ükrü bey senin doktor çıkacağını söylemişti bize. Senden bizim çocuğa biraz derslerinde yardımcı olmanı istiyorum!" dedi. Şükrü dediği amcamdı ve beni onlara o anlatmıştı anlaşılan.
Komşumun bu isteğini geri çeviremezdim. Hem onlarla tanışma fırsatım da olacaktı böylece. "Tamam, seve seve!" dediğimde adam çok sevindi. Adının Bekir olduğunu ve bir akşam kendilerine yemeğe davetli olduğumu söyledi. Ben de mecburen kabul ettim. Ben kapımı kapayıp içeri geçerken, o da kendi dairesine girdi. Kapıyı, kapının önünde oynarken gördüğüm kızı açmıştı kendisine. Demek ki Bekir'in lise son sınıfta okuyan bir de kızı vardı. Ama ben hiç görmemiştim kendisini. Neyse diyerek salona geri döndüm.
Bir iki akşam sonraydı. Okuldan eve yeni dönmüştüm ki kapım vuruldu. Baktım Bekir'in kızıydı. Açtım, bana, "Annemler bu akşam seni yemeğe çağırıyor!" dedi gülerek. Ben de, "Teşekkür ederim!" dedim kendisine. Çok şeker bir kızdı. Kız evine girerken, "Saat sekizde gel bize, olur mu?" dedi bu kez. Ben de, "Tamam!" diyerek kapımı kapadım. Nerdeyse iki saat vardı.
Gitmeden önce traş olayım diyerek banyoya girdim, duş aldım. Eve elim boş gitmeyeyim diyerek aşağı inip markete girdim önce. Biraz meyve aldım. Saat tam sekizde zillerine bastım. Kapıyı küçük kız açtı, içerden Bekir ve küçük oğlu göründü. Bekir, "Buyur, buyur geç içeri, yahu ne zahmet ettin böyle!" derken, ben de içeri geçmiştim. Evde bir kadının varlığı hemen kendini belli ediyordu. Her yer tertemizdi. Bekir beni salona geçirirken, küçük kızı poşetleri mutfağa götürdü. Mutfaktan karısının ve büyük kızının sesleri geliyordu.
Salondaki masada çok güzel bir sofra hazırlanmıştı. Sarma, köfte, pilav vardı. Uzun zamandır böyle yemeklere hasrettim. Öğrenci evimde, ekmek arası, menemen, makarna yemekten imanım gevremişti. Az sonra karısı ve kızı geldi. Kadın geçen günkü gibi giyinmemişti. Biraz daha özen göstermişti giyimine. Uzun siyah bir etekle uzun kollu, siyah bol bir gömlek giymiş, beyaz bir eşarpla bağlamıştı başını. Kızı ise mavi bir kot pantolonla uzun bir tunik giymişti. O da kırmızı bir şalla bağlamıştı başını. Uzun boylu, pek de zayıf olmayan, annesinin kopyası bir kızdı. Bekir, "Bunlar da bizim hanımla, sana bahsettiğim kızım..." diyerek onları tanıştırdı. Karısının adı Sabriye, kızının ise Şeyma idi.
Şeyma annesine benzese de, ona nazaran daha güzeldi. Bekir beni masaya davet etti ve birlikte yemeğe oturduk. Yemekler çok güzeldi. Bekir hoş sohbet bir adamdı. Kızına Matematik ve Fen derslerinde yardımcı olacaktım. Yemekten sonra Şeyma bize elleriyle birer kahve yapıp ikram etti. Utangaç bir kız da olsa, ara sıra bana baktığını görüyordum. Güzel ela gözleri vardı. Bekir, "Sen de artık bizden sayılırsın. Sonuçta Şükrü'nün yeğeni bizim de yeğenimiz sayılır!" dedi. Ve ben müsait olduğum zamanlarda, onların evinde kızına ders vermek üzere anlaştık.
Akşam geç bir saate kadar onlarda kaldım. Eve döndüğüm zaman elime Stetoskopu alıp, gene duvarları dinlemeye başladım. Artık ders çalışmak istemiyor, komşularımın sikişmelerine şahit olmak istiyordum. Saat 24:00'ü geçiyordu. Bir sandalyeye oturmuş halde, elimde Stetoskopla Bekir ve Sabriye'nin konuşmalarını dinliyordum. Benden bahsediyorlardı. Sabriye, "İyi çocukmuş, bizim kıza bir faydası olur umarım!" dediğinde, Bekir, "Bizim kız biraz salak, çalışmıyor ki bir türlü derslerine!" diye karşılık verdi.
Ardından Bekir benim heyecanımı katlayan sözlerini söyledi. "Sabriye, çocuklar yattı artık. Gel hadi şöyle, özledim seni!" dediğinde, Sabriye, "Şeyma yattı mı bir bakayım!" dedi. Az sonra odanın kapısı açıldı ve ardından kapandı yeniden. Sabriye, "Yatmış!" dediğinde, Bekir, "Kapa şu ışığı da işimize bakalım!" dedi.
Bir süre sessizlik oldu, bir şeyin devrilme sesi geldi. Sanırım karanlıkta biri bir şeye takılmıştı. Sessizlik bir süre daha devam etti. Bir zaman sonraysa beklediğim sesler gelmeye başladı yeniden. Ama bu sefer yatakta yapmadıklarını anladım. Ne gıcırdama, ne de 'Tak, tuk!' sesleri geliyordu çünkü. Tahminimce Bekir Sabriye'yi ayakta sikiyordu ve kasıkları karısının götüne, kalçalarına çarptığında çıkan sesler geliyordu kulağıma. Bekir'den, "Ohhh, ımmm!" sesleri gelirken, Sabriye'den de inleme sesleri gelmeye başlamıştı, "Ayy, ıhhh, ahhh, ımmm, ımmm!" diye. İkisinin sesleri birbirine karışıyordu.
'Şlap, şlap, şlap!' şeklinde şiddetli sesler kulağıma sanki onlar yan dairede değil de gözümün önünde sikişiyorlarmışçasına net geliyordu. Yarağımı okşuyordum bir taraftan da. Bekir bazen duruyor, bazen hızlanıyordu. Çıkan seslerden bunu rahatça anlayabiliyordum. Bütün bunlar iki dakika kadar sürmüştü. Bekir'den derin inlemeler gelirken, Sabriye'dense ses çıkmıyordu. Ama az sonra gene kocasına, "Geldin mi?" diye sordu. O anda gülmemek için kendimi zor tuttum aslında. Bekir, "Geldim, geldim!" dediğinde, Sabriye, "Ben banyo yapacağım!" dedi. Bekir, "Ben yorgunum, sabah yıkanırım!" dediğinde, Sabriye kocasına çıkıştı, "Niye yıkanmıyorsun? Cenabet cenabet mi yatacaksın?" diyerek. Ama Bekir o ara karısına, "Siktir git lan!" diye çıkıştığında Sabriye sesini kesti. O sıra hemen kalkıp banyoya koştum, ışığı açmadan banyo penceresini açtım. Elimi uzatsam onların camına dokunabilirdim. Gerçi onların camı kapalıydı ama menfezden içeride ne olup bittiğini sezebiliyordum.
Az sonra Sabriye gelip ışığı açtı, soyunduğunu duyuyordum göremesem de. Hemen pencerenin altında kalan duşa girdiğini anladım, su akmaya başlamıştı. Suyun altında beş dakika kadar kalıp yıkandıktan sonra kurulandı ve ışığı kapatıp yatak odasına döndü. Ben tekrar içeri odaya geçip dinlemeye başladım. Ama Bekir çoktan uyumuş, horlamaya başlamıştı. Sabriye yatağa girdiğinden yataktan gıcırdama sesleri geldi. Ardından derin bir sessizlik oluştu. Yan komşularımın sikiş faslı bu gecelik bu kadardı
46 notes
·
View notes
Text
Merhaba Hasan bey bizler Adana dan 13 yıllık evli çiftiz ben Refik 35 yaşındayım eşim Bilge 30 yaşında. Eşimi paylaşmayı evlenmeden önce istiyordum fakat bunu Bilge ye nasıl anlatacağıma bir türlü karar veremedim. Birgün işten erken ayrılmış eve giderken eskiden tanıdığım birlikte karısını siktiğim Ertan ile karşılaştık. Biraz hoş sohbet ettik evlendiğimi söyledim, bende karımı paylaşmak istiyorum ama bir türlü bunu karıma açamadım dedim . Ertan bana bazı fikirler verdi evde CD çalar var mı dediğinde hayır dedim hemen bir CD çalar al ben sana bizim cdye kayıt ettiğimiz sevişme videolarını vereyim karına izlet bu videoyu çekenleri tanıdığını söyle sonrası için konuşuruz dedi akşam olmak üzereydi 2 el eşya satan bir yer vardı oraya gidip CD çalar aldım. Eve gittim eşim çok sevinmişti CD çalara o gece sabaha kadar seks yaptık ertesi gün Ertan ı aradım CD çaları aldım dedim Adana devlet hastanesinin orada buluştuk 5 tane CD verdi eve gittim karım komşuya oturmaya gitmiş telefon ettim eve çağırıp çiftlerden 1 tanesini yerleştirdim karımda karşı komşunun dul kızının beni çok beğendiğini söylüyordu TV yi açıp CD yi çalıştırdım eşim ağzı açık kaldı meğer eşimin eskiden beri tanıdığı evlenmeden önce ailesiyle beraber komşuluk yaptığı Ertan ve Sibel abla bunlar dedi o video izledikçe eşim şok üstüne şok olmuştu CD bitince bende siktim Sibel i dedim inanmadı inan bana hemde çok siktim dedim
Eşim Ertan ı çocukluktan beri çok sevdiğini platonik aşkı olduğunu söyledi birden aklıma istersen onları eve çağıralım ben Sibel i sikerken sende Ertan ile birlikte ol dedim ciddimisin dedi evet dedim. O gece yine sabaha kadar seks yaptık . Ertesi gün saat 10 gibi uyandım kahvaltı yapıp Ertan ın yanına gittim Sibel i ve seni eşim çok iyi biliyor bu gece sizinle seks yapmayı planladık dedim Ertan Sibel i aradı hazırlan geliyoruz dedi birlikte gidip Sibel i aldık taksiyle bizim eve gittik Sibel ve Ertan ı karşısında görünce çok sevindi eşim eşim Sibel ile masayı hazırladı önce yemek yedik sonra bira aldık hep birlikte içerken Sibel soyunmaya başladı eşimde soyundu birlikte bizde soyunduk eşim Ertan ı alıp yatak odasına götürdü bende Sibel ile kanepeye geçtim Sibel in ne kadar seks tutkunu olduğunu bildiğim için kendimi yormadan sevişiyordum eşim içeride Ertan ı mutlu ediyordu ben Sibel i kucaklayıp yatak odasına götürdüm eşim Ertan ın üzerine çıkmış sikinin üzerine oturttu kalkıyordu bizde aynı pozisyona girdik arada bir Sibel ile Bilge öpüşerek birbirlerini okşuyorlardı o gece sabaha kadar seks yaptık bilmediğimiz o kadar çok pozisyon varmış ki Sibel ve Ertan bize tek tek gösterdi. Pazartesi sabahı işe gittim eşim Sibel ve Ertan evde baş başa kaldı o gün akşama kadar evdekileri düşündüm . Akşam iş çıkışı Ertan ı aradım evlerinde olduklarını söyledi eve gittim eşim uyuyordu bende soyunup yattım artık çok mutluyum eşim bazen internetten erkek buluyor bazen çift hem o mutlu oluyor hem ben
26 notes
·
View notes
Note
Gönderilerine bakarak söylüyorum, 20 Mayıs'ta evlenmişsin 26 Mayıs'ta sana bunları yazdıran nedir?
20 Mayıs'ta değil aslında daha erken ama buraya pek giremedim o dönemde. Ben evleneli bir ay falan oluyor. Sayıyorum tek tek sıkıntılarımı hazır mısın, kemerleri bağla.
1. Balayı için kültürel yönü ağır basan bir gezi planı hazırladık ve İstanbul'da. Çünkü biz Akdeniz ve Ege'yi epey gezmiştik önceden. Tam düğün bitti, yola çıktık, deprem oldu, gidemedik. Buna üzülmüyorum ama otelin iptal politikasına aşırı üzüldüm. Yani 30bin liraya yakın bir para çöpe gitti. Geri alamıyorum, bari ileri tarihe erteleyelim diyorum onu da yapmadılar, dava sürecinde durum zaten şu anda. Umarım çözülür.
2. Son dakika balayı planımızı değiştirdik, bu sefer de neredeyse dolandırılıyorduk. Kalmak için tuttuğumuz yer şehir içinde sahile yakın dediler görmeden parasını verdik çünkü acil tutmamız gerekiyordu, İstanbul için yoldaydık deprem olduğunda, tam o anda rota değiştirmeye karar verdik. Ama tuttuğumuz yer dağın başında elektriksiz ve susuz çıktı. Yol da aşağı yukarı ormanlık alanda 2.5-3 saat falan. Yani kafa dinlemek istesem ya da roman yazmaya falan gidiyor olsam evet çok güzel ama balayı için hayır. İlk gün kalacak yer bulamadık, arabada kaldık. İkinci gün yer aramakla geçti. 5 günlük tatilin ilk 2 gününü böyle geçirirken kalan 3 günde tüm Türkiye yağış uyarısı verdiler ve tabii ki kalan 3 gün neredeyse aralıksız yağmur yağdı :)
3. Neyse bir şekilde eğlendik, gezdik gördük, döndük. Bu sefer de kendi evimizle ilgili sorunlar çıkmaya başladı. Mutfağım yok arkadaşlar, yani mutfak komple yok 😂 Balayı dönüşüne yetiştiririz dediler, işte neredeyse 1 ay oluyor hâlâ mutfağım yok. Yine 1 haftaya bitireceğiz diyorlar ama bakalım inş seneye biter. Sonra evde elektrik var prizler yok. Kablo içinde dolaşan saf enerjiyi nasıl kullanabilirim ki ben prizsiz?
4. Neyse elektrik işini 1 2 hafta cebelleşerek hallettik. Bu sefer de sıcak su ve banyo sorunu çıktı. Banyolarda nasıl çalıştılar bilmiyorum ama şofben kullanımına uygun değil, termosifon çözdük bir yerden 2. el. Bunu taktık. 2 gün falan kullandık banyo yaparken. Sonra doğalgaz bağlatmamız lazım diyerek termosifonu söktürdüler (ikisi bir arada olmuyormuş). 2 haftadır doğalgazdan haber yok her gün sıkıştırmama rağmen 😂 Yani evde 2 haftadır banyo yapamıyoruz ve Antalya aşırı nemli. Annemlerde ya da onun annesinde falan yıkanıyoruz ama bu şekilde nereye kadar?
5. Sanırım evren isyanımızı duymuş olacak ki klimamız banyo sorunumuzu çözmek için su fırlatmaya başladı. 2 gündür kapalı olmasına rağmen su akıtıyor alt kısmından odanın içine. Zaman zaman şakır şakır zaman zaman damla damla. Kendimce bir düzenek kurdum ama evde olmadığım ilk gün duvarlara, elektrik düğmelerine, süpürgelik ve zemine ciddi hasar vermiş. Halı almamıştık iyi ki almamışız. Olmayan halılarımı korumuş oldum bu sayede. Dün tesisatçı geldi. Klima drenaj borularının girdiği yer, betonun içindeki tahliye boruları harç ile kapanmış :))) Yani yapılacak bir şey yok klimanın yeri değişecek, duvarlar kırılacak, eve usta girecek ve tabii ki maliyet 💵 Bugün de diğer klimanın suyunu dışarıya atmak yerine, öbür klimaya attığını öğrendik. Yani onun da yeri değişecek ve 2 kat maliyet 💵💵
6. Mutfağım henüz olmadığı için beyaz eşya koyamıyorum. Beyaz eşyayı da firmadan alamıyorum. Çamaşır yıkama serüvenimiz beni bir tık yıprattı. Her 2 günde bir çantalara kirlileri doldurup ya annemlere ya da eşimin ailesine götürüyoruz. Kendi ailemde sıkıntı yok ama onun ailesinin bizim bu durumumuzu görmesini kesinlikle istemezdim çünkü 3 gün sonra "Senin çamaşır makinen bile yoktu, beeenniiiimmmm makinemle yıkadın fakir" diye aşağılayacaklarına adım gibi eminim. Neyse, canım eşim. O yüzden susuyorum, çok detaya girmek istemiyorum, ama ailesiyle karşılıklı ciddi sorunlarımız var. Bunun stresi de tuz biber oluyor.
7. Gelelim iş durumuna. Balayına çıktık ya, izin aldık tabii. Evlilik izni yasal hak 3 gün, yıllık izin 6 gün. Bir tane de pazar tatili 1 gün, yasal hak. Toplam 10 gün izin. Buraya kadar her şey normal. 6 gün yıllık izin kullanmış sayılmam gerekirken, 10 gün kullanmış gibi göstererek 4 günümün üzerine yattılar. 1 aydır bir de o cephede bunun savaşını veriyorum. Hâlâ çözemediler.
8. Bir yandan evin eksiklerini tamamlamaya çalışıyorum tek başıma. Çünkü canım eşim, sürekli çalışıyor, bu kadar aksilik bizi ekstra para bulmaya itiyor. 5 gün kendi işini yapıp kalan 2 gün tatilinde dışarıda çalışıyor. Bu yüzden her şeyle tek başıma ilgilenmek zorunda kalıyorum (Dip not: Ben de çalışıyorum, tam zamanlı bir işim var yani) Evin tüm eksikleri, binanın yapısal sorunları, çamaşır yıkama sorunu, ütü, temizlik her şeyle ilgilenirken ondan tek beklediğim eşyalarını sağa sola atmaması. Evde birisinin (annesi) arkasını toplamasına o kadar alışmış ki o evdeki düzeni bizim evimizde de devam ettirmeye çalışıyor.
Bir de bunlar daha buzdağının görünen kısmı. Oturduğumuz daireyle ilgili sorunların tamamı binayla da ilgili ve bina bize ait olduğu için tüm sorunları 10'la çarpmanız gerekiyor. Çünkü 10 daire için de ayrı ayrı uğraşmak zorunda kalıyorum.
Yemeği her gün başka evlerde yiyoruz.
Banyoyu her gün başka evlerde yapıyoruz.
Çamaşırı her gün başka evlerde yıkayıp, kurutup, ütülüyoruz.
Evde sadece uyuyabiliyorduk. Şimdi havalar da sıcak. Klima da sorun çıkarınca dün tepem epey attı. Çok fazla aksilik üst üste geliyor ve kaldıramıyorum gibi hissediyorum.
2 notes
·
View notes
Text
4-5 Yaş Çocuklarda Duyusal ve Bilişsel Gelişimi Destekleyici Aktiviteler ve Önemi
Çocukların 4-5 yaş aralığında duyusal (sensory) ve bilişsel (cognitive) gelişimleri hızla ilerler. Bu dönemde yapılan aktiviteler, çocukların problem çözme becerilerini geliştirmesine, dikkat sürelerini artırmasına ve çevresel uyaranlara daha hızlı adapte olmasına yardımcı olur. Duyusal ve bilişsel gelişimi destekleyen aktiviteler, çocukların hem okul öncesi eğitimde hem de ilerleyen yaşlarında akademik ve sosyal başarılarını doğrudan etkiler.
Peki, bu süreçte hangi aktiviteler duyusal ve bilişsel gelişimi destekler? İşte çocukların gelişimini en iyi şekilde destekleyen etkinlikler ve bunların önemi:
1. Duyusal Gelişimi Destekleyen Aktiviteler
Duyusal gelişim, çocuğun çevresini algılayabilmesi için beş duyusunu (görme, işitme, dokunma, tat alma ve koku alma) bilinçli bir şekilde kullanabilmesini sağlar.
a) Dokunsal (Taktik) Gelişimi Destekleyen Oyunlar
Aktivite Önerileri:
• Kum, su veya pirinç oyunları: Çocuklar, elleriyle farklı dokuları hissederek duyusal farkındalık kazanır.
• Hamur ve kil oyunları: Parmak kaslarını güçlendirir, ince motor becerilerini destekler.
• Dokun ve tahmin et oyunu: Gözleri kapalı bir şekilde farklı nesnelere dokunarak ne olduğunu tahmin etmeye çalışmak, duyusal algıyı geliştirir.
Önemi: Dokunsal duyuların gelişmesi, yazı yazma, nesneleri kavrama ve ince motor becerileri için temel oluşturur.
b) İşitsel Algıyı Geliştiren Oyunlar
Aktivite Önerileri:
• Ses tahmin etme oyunu: Çocuklardan, farklı hayvan veya eşya seslerini dinleyerek ne olduğunu tahmin etmeleri istenir.
• Ritim çalışmaları: Ellerle veya basit enstrümanlarla ritim tutma, işitsel dikkat gelişimine katkı sağlar.
• Hikâye dinleme ve anlatma: Çocuklara masallar anlatmak ve ardından hikâyeyle ilgili sorular sormak, işitsel algıyı güçlendirir.
Önemi: İşitsel algının güçlenmesi, çocukların dil gelişimi, konuşma becerisi ve okul hayatında dinleme yeteneklerini artırır.
c) Görsel Algıyı Destekleyen Aktiviteler
Aktivite Önerileri:
• Eşleştirme kartları ve puzzle oyunları: Nesneler arasındaki benzerlikleri ve farkları keşfetmeyi öğretir.
• Hareketli nesneleri takip etme oyunları: Top atma ve yakalama gibi aktiviteler göz kaslarını geliştirir.
• Resim çizme ve boyama: Renkleri ve şekilleri tanıma, el-göz koordinasyonunu güçlendirir.
Önemi: Görsel algının güçlenmesi, okuma-yazma sürecinde harfleri tanıma, dikkat geliştirme ve akademik başarı için kritik öneme sahiptir.
2. Bilişsel Gelişimi Destekleyen Aktiviteler
Bilişsel gelişim, çocuğun düşünme, öğrenme, problem çözme ve dikkat becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bu becerileri destekleyen aktiviteler çocuğun mantıksal düşünme yeteneğini artırır.
a) Problem Çözme Becerilerini Geliştiren Aktiviteler
Aktivite Önerileri:
• Basit deneyler: Suyun içinde hangi nesnelerin battığını veya yüzdüğünü gözlemlemek gibi deneyler, bilimsel düşünmeyi geliştirir.
• Labirent ve yön bulma oyunları: Kağıt üzerinde veya oyuncaklarla yapılan labirent oyunları, problem çözme becerisini artırır.
• Sebep-sonuç ilişkisi kurma oyunları: “Bir topu eğimli bir yüzeye koyarsak ne olur?” gibi sorularla çocukların mantık yürütmesi sağlanabilir.
Önemi: Problem çözme becerileri gelişen çocuklar, karşılaştıkları zorluklara daha kolay çözüm üretebilir ve akademik başarıları artar.
b) Dikkat ve Hafızayı Güçlendiren Aktiviteler
Aktivite Önerileri:
• Hafıza kartlarıyla eşleştirme oyunları: Çocukların görsel ve işitsel hafızalarını geliştirmeye yardımcı olur.
• Hikâye anlatıp sorular sorma: Çocuklardan dinledikleri hikâyeyle ilgili sorulara cevap vermeleri istenir.
• Dikkat oyunları (Hangi nesne eksik?): Çocuklara bir dizi nesne gösterilir, ardından biri gizlenerek hangi nesnenin eksik olduğu sorulur.
Önemi: Dikkati gelişmiş çocuklar, öğrenmeye daha açık olur ve akademik ortamlarda daha başarılı olurlar.
c) Dil ve Konuşma Becerilerini Geliştiren Aktiviteler
Aktivite Önerileri:
• Kelime türetme oyunları: Çocuğa bir kelime söyleyip, o kelimenin son harfiyle başlayan yeni bir kelime bulmasını isteyebilirsiniz.
• Drama ve rol yapma oyunları: Çocukların hayal gücünü destekler ve ifade yeteneklerini geliştirir.
• Şarkı söyleme ve tekerlemeler: Fonolojik farkındalığı artırır, dil gelişimini destekler.
Önemi: Dil gelişimi desteklenen çocuklar, duygularını ve düşüncelerini daha rahat ifade eder, sosyal ilişkilerde daha başarılı olurlar.
Sonuç ve Öneriler
4-5 yaş döneminde duyusal ve bilişsel gelişimi destekleyen aktiviteler, çocukların hem akademik hem de sosyal hayatlarında başarılı olmalarına zemin hazırlar. Bu süreçte ailelerin ve eğitimcilerin yapması gerekenler:
✅ Çocukların her gün duyusal deneyim yaşayabileceği oyunlara yer vermek,
✅ Onların düşünmelerini, tahmin yapmalarını ve çözüm üretmelerini desteklemek,
✅ Dil gelişimlerini destekleyen hikâyeler ve konuşma etkinliklerine ağırlık vermek,
✅ Teknoloji kullanımını sınırlandırarak aktif öğrenme ortamları oluşturmak,
✅ Çocukların merak duygusunu canlı tutarak keşfetmelerine fırsat tanımaktır.
Bu tür aktiviteleri düzenli olarak yapan çocuklar, ilerleyen yaşlarında öğrenmeye daha açık, dikkatli ve analitik düşünebilen bireyler haline gelirler. Çocuğunuzun gelişimini desteklemek için her günü bir keşif ve öğrenme fırsatı haline getirin!
3 notes
·
View notes
Text
Gezer Spot olarak Kayseri Talas'ta ikinci el eşya alım ve satım hizmetleri vermekteyiz.
0 notes
Text
#2.el eşya alanlar#ikinci el eşya alanlar#ikinci el eşya#ankara ikinci el eşya#spotcu#ankara#ikinciel#eşya#eskici#antika
0 notes
Text
Kayışdağı Eşya Alanlar - 0534 229 3060
Kayışdağı’nda İkinci El Eşya ile Yeni Hikâyeler Yazın Kayışdağı, Ataşehir’in sıcacık mahallelerinden biri. Hem doğal güzellikleriyle hem de sakin yaşamıyla öne çıkan bu bölge, aynı zamanda modern dönüşümlerin de merkezi. Evini yenileyenler, taşınanlar ya da fazlalıklardan kurtulmak isteyenler için Ataşehir İkinci El Eşya Alanlar olarak Kayışdağı mahallesinde hizmetinizdeyiz. Kayışdağı’nın…
#Kayışdağı 2.el eşya alanlar#Kayışdağı eski eşya alanlar#Kayışdağı eskici#Kayışdağı eşya alanlar#Kayışdağı ikinci el eşya alanlar#Kayışdağı spotçular
0 notes
Text
Kayışdağı Eşya Alanlar - 0534 229 3060
Kayışdağı’nda İkinci El Eşya ile Yeni Hikâyeler Yazın Kayışdağı, Ataşehir’in sıcacık mahallelerinden biri. Hem doğal güzellikleriyle hem de sakin yaşamıyla öne çıkan bu bölge, aynı zamanda modern dönüşümlerin de merkezi. Evini yenileyenler, taşınanlar ya da fazlalıklardan kurtulmak isteyenler için Ataşehir İkinci El Eşya Alanlar olarak Kayışdağı mahallesinde hizmetinizdeyiz. Kayışdağı’nın…
#Kayışdağı 2.el eşya alanlar#Kayışdağı eski eşya alanlar#Kayışdağı eskici#Kayışdağı eşya alanlar#Kayışdağı ikinci el eşya alanlar#Kayışdağı spotçular
0 notes
Text
youtube
Özkanlar Spotçu İkinci El Eşya Alım Satım Spot Eşya Mağazası
Buzdolabı, derin dondurucu, difriz, çamaşır makinesi, çamaşır kurutma makinesi, bulaşık makinesi, led tv, lcd tv, smart tv, televizyon, fırın, klima, ankastre set gibi beyaz eşyalarınızın yanında çekyat, kanepe, oturma grubu, l koltuk, köşe koltuk, salon takımı, yemek takımı, masa, sandalye, yatak odası takımı, yatak, baza, elbise dolabı gibi mobilyalarınızı en iyi fiyat garantisi ile satabileceğiniz: Özkanlar Spotçu Mağazası
Doğan Spot Eşya Spotçu İzmir
Özkanlar'da 2. el eşyalarınızı değerinde ve en iyi fiyat garantisi ile Özkanlar Spotçu Doğan Spot Eşya firmamıza nakit olarak satabilirsiniz. Bizi hemen arayın 0(543)6870051
Her türlü ikinci el eşyanız için bizden ücretsiz teklif alabilirsiniz. Tek yapmanız gereken satmak istediğiniz sıfır eşyanızın veya ikinci el eşyalarınızın fotoğraflarını çekerek 0(543)6870051 numaralı WhatsApp Hattımız üzerinden bize ulaştırmak.
Spotçu Özkanlar Ücretsiz Ekspertiz, Nakliye ve Montaj
Özkanlar'da satmak istediğiniz ikinci el eşyanız için ekspertiz, kurulum, söküm, takım gibi montaj ve demontaj işlemlerinin yanı sıra nakliye de firmamız tarafından ücretsiz olarak karşılanmaktadır.
@gunerkan
web tasarım
#özkanlarspot#özkanlarspoteşya#özkanlarspoteşyamağazası#özkanlarspotçu#özkanlarspotçuikincieleşyaalımsatım#özkanlarikinciel#özkanlareşyaalanlar#özkanlar2eleşya#özkanlarbeyazeşyaalanlar#özkanlarikincielbeyazeşyaalanlar#özkanlarikincieleşyaalanyerler#özkanlarikincieleşyaalımsatım#özkanlarsıfıreşyaalımsatım#spotçu#spotçuizmir#izmirspotçu#bornova#izmir#özkanlar#Youtube
2 notes
·
View notes