#2008 turnuva

[joymaxpvp]

Silkroad GNGWC World Cup 2008

www.sroturk.com

[lancelotsir]

EL NINO TORRES

Romantikliğin had safhada olduğu; başarıların, duyguların önüne geçemediği dönemlerde, futbolun sahada oynandığı o son günlerde bir neslin mahalle maçında gol attıktan sonra ismini zikrettiği isimlerden biriydi Torres. Onu bu kadar sevdiren yakışıklı ve sempatik tarzı mıydı yoksa hakiki a+ forvetlerin son örneklerinden olması mıydı derseniz bir seçim yapamam. Ama o bir şeye gönülden bağlanmanın ne demek olduğunu bilen insanlar için, menajerlik oyunlarında transfer edilecek ve attığı her golden sonra “fernandooo torresss” diye bağırılacak bir isimdi.

Bu yazı, bir spor gazetesi köşe yazısı değil. Bu yazı, yokluk içinde büyümüş bir çocuğun gözünden, dünyanın aslında gözükenden daha fazlasına sahip olduğunun bir kanıtı. Renkleri olduğundan daha farklı tonlarda algılayan, gevretilmiş yufka ekmek yerken “baba bak pringles yiyorum” diyen bir çocuğun bakış açısı.

Takvimlerin 2008 senesini gösterdiği o dönemde sayılı başarılarımızdan biri olan Avrupa üçüncülüğünü elde ettik. O dönemi hatırlamayanlar ve tekrar hatırlamak isteyenler için Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre’ nin bulunduğu gruptan son dakika golü ile çıkmamızın ardından rakip artık Hırvatistan’ dı. Tabi ki bu turnuva bizim için sıradan bir turnuva değildi. Özellikle Çek Cumhuriyeti maçı ve sonrası sürecinde. Bu turnuva hayatı boyunca maç seyretmemiş ablalarımı, futbol ve voleybol toplarını yanyana koysalar ayırt edemeyecek annemi, en son 25 yıl önce topa vurmuş babamı bile soluksuz bir şekilde ekran başına geçirmeyi başarmış bir turnuvaydı. Hırvatistan galibiyeti ile de iyice tempo kazanmış koskoca bir milletin karşısında artık eski ittifak ve içten içe antipati beslenilen dünya devi Almanya vardı. Çanakkale’ de verdiğimiz mücadelenin bir benzerini vermiş olsak da “Futbol 22 kişinin oynadığı ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur” felsefesi bir kez daha etkili olmuştu ve turnuvaya yarı finalde veda etmiştik.

Bir milletin kör talihi yine şaşmamıştı. Arefeyi görüp bayramı yaşayamamıştık. Finalin adı İspanya - Almanya idi. Boğazımızda kalan ukdeden dolayı bu finalde pek çok kişinin tek dileği Almanya’ nın kaybetmesiydi. O yüzden tek gece için birçoğumuz İspanyol’ duk. 

En azından kendimizi avutmak için o gece “kırmızıları” destekledik. Dakikalar 32′ yi gösterirken 24 yaşındaki “el nino” sahneye çıktı. 12 senedir zihnimden silinmeyen, annem ve babamın arasında geçen o diyalogun yaşanmasına vesile oldu. 

+ biz mi attık

- biz attık biz

[antalyamemurlarcom]

Futbolun Efsaneleri Şampiyonlar Ligi Finali Öncesi İstanbul'da Buluştu

Futbol dünyasının eski yıldızları, İstanbul'da yarın Manchester City ile Inter arasında oynanacak UEFA Şampiyonlar Ligi Finali öncesi Efsane Şampiyonlar Turnuvası'nda sahne aldı. Dünyanın dört bir yanından futbolun unutulmaz isimlerini bir araya getiren organizasyon, UEFA Şampiyonlar Festivali kapsamında Yenikapı Festival Park'ta düzenlendi.   Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile beraber turnuvayı izleyerek organizasyona katılan yıldızlarla sohbet etti.   Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop ile birlikte Cafu, Alessandro Nesta ve Luis Figo tarafından oluşturulan 4 takımın birbirleriyle mücadele ettiği 15'er dakikalık müsabakaların ardından Cafu'nun takımı turnuvanın birincisi oldu. Turnuvanın en iyi oyuncusu ise Cafu'nun takımından Esteban Cambiasso seçildi.   Organizasyonda Okan Buruk, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel, Nuri Şahin, Arda Turan, Tuncay Şanlı, Semih Şentürk, Tümer Metin, Hakan Ünsal ve Serdar Kulbilge gibi isimlerin yanı sıra Julio Cesar, Marco Materazzi, Esteban Cambiasso, Gaizka Mendieta, Robert Pires, Patrick Viera, Vladimir, Smicer, Patrick Kluivert, Vitor Baia, Roberto Carlos, Lucio, Maicon, Michael Essien, Claude Makelele, Clarence Seedorf, Yaya Toure, Ricardo Quaresma, Eric Abidal, Ivan Cordoba, Kaka, Christian Karembeu, Robbie Keane, Diego Milito ve Mikael Sivestre gibi dünya yıldızları da yer aldı.   TFF Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop, turnuva sırasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.   Şampiyonlar Ligi finalinin ev sahipliğini başarılı şekilde tamamlamak istediklerini vurgulayan Hamit Altıntop, "Olayı ne kadar ciddiye aldığımızı, altyapımızın ne kadar iyi olduğunu ve misafirperverliğimizi her zaman gösteriyoruz. Böyle önemli bir organizasyonda bunu yansıtmak çok kıymetli. Bu bizim 2028 ve 2032 adaylığımız için de kıymetli. Umarım güzel bir maçla bunu tamamlayabiliriz. İnşallah Türkiye'ye ve İstanbul'a en iyi şekilde yansıtabiliriz." yorumunu yaptı.   Türk futbolu ve altyapıs�� hakkında da değerlendirmede bulunan Hamit Altıntop, şöyle konuştu:   "Geçmişte çok büyük başarılarımız var. Galatasaray'ın 2000'de UEFA Kupası. 2002'de Şenol hocamızla Dünya Kupası üçüncülüğümüz. 2008'de benim de bulunduğum takımda Fatih hocamızla Avrupa şampiyonası üçüncülüğümüz. Bunlar çok değerli şeyler. Ancak bir nevi bunun kıymetini bilememişiz, üstüne koyamamışız. En büyük sorunlarımızdan biri eğitim. Bu yeteneği ilim ve bilimle bağdaştıramamışız. Bu da sadece kısa, günlük başarıların peşinden koşmamızdan kaynaklanıyor. Ancak ileriye doğru bir ivme var. Genç hocalarımız liglerde sahne alıyor. Çok değerli oyuncularımız var. A Milli Takım'ın yaş ortalaması, Avrupa'nın en küçük yaş ortalaması. Bunu da ilimle, bilimle ve doğru motivasyonla bağdaştırabilirsek gelecekte çok güzel şeyler bizi bekliyor." Read the full article

[isvicreninsesi]

2025 Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonasına, İsviçre ev sahipliği yapacak

LİZBON- UEFA yönetim kurulu Salı günü Lizbon'da yaptığı açıklamada, İsviçre'nin 2025 Avrupa Kadınlar Futbol Şampiyonası'na İsviçre'nin ev sahipliği yapacağını duyurdu. İsviçre oylamada Polonya, Fransa ve ortak adaylık başvurusunda bulunan Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsveç'i eledi. İsviçre turnuvaya ilk kez ev sahipliği yaparken, 2008 yılında komşu Avusturya ile birlikte şampiyonanın Avrupa Erkekler Futbol şampiyonluğunu organize etmişti. İsviçre Futbol Federasyonu (SFA) başkanı Dominique Blan; "İsviçre, SFA ve kadın futbolu için tarihi bir gün" olduğunu ve kararın "kadın futbolunun her düzeyde gelişimini şekillendireceğini" vurguladı. İsviçre Futbol Federasyonu, maçların Basel, Bern, Cenevre, Luzern, Sion, St Gallen, Thun ve Zürih şehirlerindeki oynanacağını doğruladı. Turnuva, Haziran-Temmuz 2025'te yaklaşık üç hafta boyunca 31 maç oynayan 16 takıma sahip olacak. İsviçre'nin en büyük stadyumu olan Basel'deki St Jakob-Park yaklaşık 38.000 taraftarı ağırlayabilir. Read the full article

[tmblrbedek]

Dünya Kupası'nda günün 3. maçında grubun lideri Fransa ile Danimarka karşılaşıyor. İlk maçlar göz önüne alındığında maçın favorisi maçın ev sahibi Fransa gibi gözükse de Christian Eriksen'in önderliğinde Danimarka'da elinden geleni yapmaya çalışacaktır. Ancak ilk maçlar göz önüne alındığında son vuruşlarda biraz daha şanslı olmalı ve Mbappe'yi tamamen durdurmayı başarmalılar. Maçla alakalı diğer detaylar ise; Dünya Kupası'nda 4.kez karşılaşmaya hazırlanan Fransa ile Danimarka, daha önceki 3 maça da grup aşamasında çıktı. Horozla bu 3 turnuvanın 2'sinde şampiyon olurken(2008-2018), diğer turnuvaya son şampiyon ünvanıyla katıldı(2002). Fransa ile oynadığı son 2 maçı kazanan Danimarka(2022 Uluslar Ligi),bu rekabet tarihinde ilk kez üst üste 3 galibiyet almak istiyor. Daha önce hiç bir ülke Fransa'yı aynı takvim yılında 3 kez mağlup edemedi. Daha önce 2 kez Dünya Kupası'nın son şampiyonuna rakip olan Danimarka, 1998 çeyrek finalinde 3-2 yenildi ancak 2002 gruplarında Fransa'yı 2-0 mağlup etti. Dünya Kupası'nda oynadığı son 5 maçı kazanan Fransa, turnuva tarihinde üst üste 6 galibiyet alamadı. Çıktığı son 4 Dünya Kupası maçında rakipleriyle yenişemeyen Danimarka, turnuva tarihinde Belçika'nın ardından üst üste 5 beraberlik alan 2. ülke olabilir. Günün son maçı ilk maçta İran'a yenilerek büyük şok yaşayan ve yaşatan Arjantin ile Ochoa sayesinde Polonya maçından 1puan çıkaran Meksika'nın karşılaşacağı müsabaka. Maçtan çıkacak sonuca göre ya Lionel Messi'nin ya da Guillermo Ochoa'nın son Dünya Kupası grubunun 3. maçı formalite haline dönüşebilir. Maçla alakalı diğer detaylar ise; Arjantin, 2004'te Copa América'da 1-0 mağlup karşılaşmadan bu yana Meksika'yla oynadığı son 10 maçın hiç birini kaybetmedi(7G3B). Meksika, Dünya Kupası tarihinde Arjantin ile oynadığı 3 maçı da kaybetti. Turnuva tarihinde bir rakibine karşı maçların tamamını kaybeden ülkeler arasında daha fazla yenilgi alan sadece 2 takım bulunuyor.(Avusturya/Nijerya) #WorldCup2022 #FifaWorldCup2022 #Fransa #Danimarka #Mbappe #ChristianEriksen #France #Denmark #Arjantin #Meksika #Messi #Ochoa #Argentina #Mexico (Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/ClbBoWPDrnp/?igshid=NGJjMDIxMWI=

[medyadergisi]

Büyükşehir 23 Nisan Basketbol Turnuvası düzenliyor

Büyükşehir 23 Nisan Basketbol Turnuvası düzenliyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda 3×3 Basketbol Turnuvası düzenleyecek. Turnuva 23 Nisan Cumartesi günü Işıklar’daki Atatürk Yarı Açık Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek.   Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen “’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 3×3 Basketbol Turnuvası” (2008- 2009),…

[musispoedmacarsiv]

14 Temmuz 2024 İspanya İngiltere Maçı

*Almanya'nın başkenti Berlin'deki Berlin Olimpiyat Stadyumu'nda saat 22:00'de başlayacak olan UEFA Euro 2024 Final maçı. Mücadeleyi Fransız hakem François Letexier yönetecek. Düğümün çözülme heyecanı geldi çattı. İspanya 1964, 2008 ve 2012'den sonra tarihindeki 4. zaferini hedefleyecek. İspanya kazandığı takdirde Almanya'yla paylaştığı zirveyi tek başına devralacak ve Avrupa Şampiyonası'nda en çok şampiyon olan takım unvanını elde edecek. İngiltere ise 2021'deki Euro 2020'den sonra üst üste ikinci defa finale ulaştı. İngiltere, tarihindeki ilk Avrupa şampiyonluğu için mücadele verecek. Daha önce sadece ev sahipliği yaptığı 1966 Dünya Kupası ve Euro 2020'de final oynayan İngiltere ilk kez ülkesi dışında bir yerde şampiyonluk mücadelesi verecek. Büyük bir heyecanla harmanlanmış iyi bir kapışma olmasını dileriz. İki ekibe de başarılar.

*TRT 1'den naklen yayınlanacak olan maç.

*İlk devresinden gol sesi çıkmadı. Mücadele dozu yüksek ama iki takım da finalin adının ağırlığı ile tedbirli gidiyor. Bu da birçok kişi için kötü haber gibi. Bekleyip görelim.

*47. dakikada Nico Williams'ın attığı golle İspanya 1-0 öne geçti. Hızlı başlangıçla gelen ani atakta kilidi çözmeyi başardı Boğalar.

*73. dakikada Cole Palmer güzel vuruşla sahneye çıktı ve İngiltere 1-1 ile mücadeleye tutundu. Yine bir yerden umut ışığını yakmayı başardılar.

*86. dakikada Mikel Oyarzabal ağları sarstı ve İspanya 2-1 ile yeniden üstünlüğü ele geçirdi. Çok kritik bir anda geldi ve yıkıldı ortalık.

*İspanya 2-1 kazandı ve 2012'den sonra ilk, toplamda ise 4. Avrupa şampiyonluğunu elde etti. Bu turnuvayı en çok kazanan ülke unvanını da almayı başardı. İngiltere ise üst üste ikinci finalinden boynu bükük ayrıldı. Çok zorlayıcı ve zihinsel bir mücadele oldu. İspanya turnuva boyunca gösterdiği refleksi iyi korudu ve işi uzatmadan bitirdi. Tebriklerimizi iletiyoruz şampiyon ekibe.

[haberkat]

Büyükşehir 23 Nisan Basketbol Turnuvası düzenliyor

Büyükşehir 23 Nisan Basketbol Turnuvası düzenliyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda 3×3 Basketbol Turnuvası düzenleyecek. Turnuva 23 Nisan Cumartesi günü Işıklar’daki Atatürk Yarı Açık Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek.   Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen “’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 3×3 Basketbol Turnuvası” (2008- 2009),…

[aliagam]

ALİAĞA’DA GELECEĞİN YILDIZLARI ÖDÜLLERİNE KAVUŞTU ALİAĞA’DA GELECEĞİN YILDIZLARI ÖDÜLLERİNE KAVUŞTU Aliağa Belediyesi 15.Kemal Harman, Övünç Yüksel, Doğancan Üzüldü ve 3.Şenol Köse Şampiyonlar Ligi futbol turnuvasında şampiyonları belli oldu. Alt yaş gruplarından yaklaşık 200 sporcunun katıldığı turnuvada dereceye giren takım ve sporcular için kupa töreni düzenlendi. Aliağasporun altyapısında oynadıkları dönemde geçirdikleri kazalar sonucu yaşamlarını yitiren Kemal Harman, Övünç Yüksel ve Doğancan Üzüldü’nün isimleri düzenlenen futbol turnuvasıyla yaşatılıyor. Ayrıca uzun süre Aliağaspor’da altyapı antrenörlüğü yapmış olan ve üç yıl önce hayatını kaybeden Şenol Köse’de unutulmadı. Nefes kesen mücadelelere sahne olan turnuva sonunda dereceye giren takım ve sporcular için Aslı Kavaklıoğulları Altyapı Tesisleri’nde ödül töreni düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu ödül töreninde aileler de çocuklarını yalnız bırakmadı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende minik sporculara ödüllerini Aliağa Belediye Başkan Yardımcıları Cahit Ayan, Hakan Şimşek, Kürşat Bahadır Turan, Aliağa Belediye Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmedali Özkurt, Sosyal, Kültürel ve ��dari İşler Müdürü Ali Osman Karatekin, Spor Birim Sorumlusu Bilal Özkurt, spor antrenörleri ile turnuvaya sponsor olan firma temsilcileri verdi. ALİAĞA BELEDİYESİ 15.KEMAL HARMAN, ÖVÜNÇ YÜKSEL, DOĞANCAN ÜZÜLDÜ FUTBOL TURNUVASI’NDA DERECEYE GİRENLER TURNUVADA ŞAMPİYON OLAN TAKIMLAR Mini Minikler Şampiyonu: Fırtınaspor Minikler Şampiyonu: Kabotajspor Yıldızlar Şampiyonu: Degajspor İKİNCİ OLAN TAKIMLAR Mini Minikler: Aslanspor Minikler: İskelespor Yıldızlar: Atletizimspor ÜÇÜNCÜ OLAN TAKIMLAR Mini Minkler: Kanaryaspor Minikler: Golcülerspor Yıldızlar: Güreşspor TURNUVANIN GOL KRALLARI Mini Minikler Gol Kralı: Egemen Altuğ Çevik Minikler Gol Kralı: Uğur Doğan Sarıkartal Yıldızlar Gol Kralı: Celal Küçükmorkoç TURNUVANIN ASİST KRALLARI Mini Minikler Asist Kralı: Ahmet Yusuf Cihan Minikler Asist Kralı: Burak Başakran, Deniz İsmet Bayam Yıldızlar Asist Kralı: Ömer Mevlüt Topal TURNUVANIN EN AZ GOL YİYEN KALECİLERİ Mini Minikler: Yağız Ekrem Yıldırım Minikler: Göktuğ Efe Ceyranoğlu Yıldızlar: Talha Kaan Çelik Turnuvanın En Değerli Oyuncusu: Cemal Orta Turnuvanın En Centilmen Oyuncusu: Egemen Nar 3.ŞENOL KÖSE ŞAMPİYONLAR LİGİ FUTBOL TURNUVASI Minikler üçüncüsü: Aliağa Bld. Spor Okulları Yıldızlar üçüncüsü: Helvacı Minikler ikincisi: Göztepe Yıldızlar ikincisi: Aliağa Bld. Spor Okulları Minikler şampiyonu: Aliağa FK Yıldızlar şampiyonu: Aliağa FK ALİAĞA BELEDİYESİ FUTBOL SPOR OKULU VE ALİAĞA FK SPORCU KARNE ÖDÜLLERİ Aliağa Belediyesi Futbol Spor Okulu 2007-2008 Doğumlular: 1.Ali Ege Tekin, 2.Uğur Cem Gül, 3.Mehmet Yalçın 2009-2010-2011 Doğumlular: 1.Uygar Tamer, 2.Caner Sancak, 3.Mustafa Yasin Erkmen Aliağa FK Altyapı U10-U11 Futbol Takımı: 1.Buğra Uğur Gündüz, 2.Efe Eksöz, 3.Berat Aydın U12-U13 Futbol Takımı: 1.Bedirhan Güner, 2.Yunus Emre Kahya, 3.Rahmican Kafalı U14-U19 Futbol Takımı: 1.Anıl Güven, Oğuzhan Çakın, 3.Erdem Bozdağ

[mehmetkali]

Turkish Airlines Open 2017’den Türkiye’nin prestijine katkı http://ift.tt/2Aqsvyp

Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ağaoğlu, “Sporcuların paylaşımları, uluslararası medya yoluyla beyanları, ülke olarak en fazla ihtiyacımızın olduğu şeylerden birisiydi” dedi.

Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Antalya’da gerçekleştirilen Turkish Airlines Open 2017 Golf Turnuvası‘nın yurt dışında Türkiye aleyhine kamuoyu oluşturmak isteyenlere en iyi yanıt olduğunu söyledi.

Ağaoğlu, Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi’ndeki Regnum Carya Golf Resort Otel’in sahalarında gerçekleştirilen ve Rio Olimpiyatları’nın altın madalyalı ismi İngiliz sporcu Justin Rose’un şampiyonluğa ulaştığı turnuvayla ilgili açıklamalarda bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın ilk sırayı alan Rose’a ödülünü verdiği turnuvaya katılımdan memnun olduklarını aktaran Ağaoğlu, “Geçen sene bazı sıkıntılardan dolayı turnuvaya katılım istediğimiz düzeyde gerçekleşmemişti. Bu sene her şey eski yıllardaki gibiydi. Müsabakalarda çok önemli sporcular yarıştı. Bu sporcuların içerisinde olimpiyat şampiyonu Justin Rose, olimpiyatlarda gümüş madalya alan Henrik Stenson, Tyrrell Hatton, Matt Fitzpatrick vardı. Üç-dört defa turnuva kazanmış Padraig Harrington ve diğerleri turnuvanın puanlamasını bir hayli yukarıya çekti. Şu anda dünyadaki 7 veya 8. önemli, ağırlığı olan bir turnuva konumuna geldi.” ifadelerini kullandı.

Turnuvanın uluslararası basında yer alması ve dünyaca ünlü sporcuların sosyal medya hesaplarında Türkiye ile ilgili paylaşımlarda bulunmasına değinen başkan Ağaoğlu, şunları kaydetti:

“Bu insanlar dünyada rol model. Bu kadar sıkıntıyı yaşadığımız dönemde New York Times bu müsabakaya 1,5-2 sayfa yer ayırıyor, Justin Rose, bu müsabakaya iştirak ederek Türk bayrağının önünde öz çekim yapıyor. Uluslararası gazetelerde yer alan haberler ve Justin Rose’un Türk bayrağı altında öz çekim yapması yurt dışındaki algı operasyonlarına büyük bir tekzip oldu.”

Ahmet Ağaoğlu, turnuvaya katılan sporcuların sosyal medya paylaşımlarında ve uluslararası medyada Türkiye lehine tutum takındıklarını vurgulayarak, “Turnuvaya katılan sporcular, kendilerini rahatsız edecek en ufak bir şey hissettikleri anda zaten bırakın paylaşım yapmayı Türkiye’ye gelmekten imtina ederler. Gelmeleri bir tarafa sporcuların paylaşımları, uluslararası medya yoluyla beyanları, ülke olarak en fazla ihtiyacımızın olduğu şeylerden birisiydi.” diye konuştu.

Golf turizminde hedef 1,5 milyar dolar

Ahmet Ağaoğlu, Antalya’da 50 saha daha yapılması durumunda Türkiye’nin golf turizminden 1-1,5 milyar dolar kazanabileceğini belirtti.

Türkiye’ye geçen sene 110 bin kişinin golf oynamaya geldiğini kaydeden Ağaoğlu, “Spor endüstrisinin lokomotifi golftür. Çok açık ve net. Bunu rakamlar zaten ortaya koyuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İspanya’nın golf turizminden senede yaklaşık 5 milyar avro kazandığını anlatan Ağaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’ye senede sadece golf oynamak için gelen insan sayısı 110-120 bin, bıraktıkları para da 130-160 milyon dolar. Ülkenin çeşitli yerlerinde Belek’tekine benzer tesisler olsa bu rakam İspanya’da olduğu gibi milyar avrolarla konuşulmaya başlanacak. Yani sadece öyle 150-160 milyon dolar değil. İspanya, 2008’den önce golf turizminden 5,5 milyar avro civarında gelir elde ediyordu. Son zamanlarda 3,5 milyar avroya kadar düşmüş ama tekrar eski seviyelerine gelmeye başladılar. Antalya bölgesinde en az 50 sahaya daha sahip olursak yıllık 1-1,5 milyar dolar gibi bir gelire rahatlıkla ulaşabiliriz.”

“Golf, dünyayı yönetenlerin sporu”

Ağaoğlu, golfün zengin sporu olduğu yorumlarına katılmadığını belirterek, “Golf, zengin ve farklı bir kesimin sporu değil, beyni çalışanların, dünyayı yönetenlerin sporudur.” dedi.

Golfün dünyada çok izlendiğine vurgu yapan Ağaoğlu, “59 ülkede yayınlanıyor. Yaklaşık 1,5-2 milyar kişiye ulaşıyor. 18-65 yaş arası, profesyonel ya da iş adamı, yüksek gelir düzeyine sahip bir izleyici kitlesi var. Bir İngiliz, ‘Golf, idare edenlerin, dünyayı yönetenlerin sporudur’ demiş, bunu alıp kendimize göre ‘Golf zengin sporudur’ diye evirip çeviriyoruz. Zengin sporuyla arasında fark var. Trump’ı futbol, basketbol oynarken göremezsin. Trump’ın kendisine ait 7-8 tane golf sahası var.” şeklinde görüş belirtti.

Golfün önemli bir spor dalı olduğunu dile getiren Ahmet Ağaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Japonya’da eğer düşük handikaplı amatör değilseniz, şirkette terfiyi unutun. İki kişi aynı pozisyona talibiz, terfi edeceğiz. Benim handikapım 28, seninki 12, gider o koltuğa sen oturursun. Bu insanlar dünyanın en çalışkan insanları ve zamanları en değerli olan insanlar. Ülkelerinde ev yapacak arazileri yok, 20-25 metrekarelik alanlarda yaşıyorlar ancak 2 bin 400 golf sahaları var. Bizde 24 tane var. Bizdeki alan zenginliği Japonya’da olsa orada 20-25 bin saha yaparlardı. Profesyonel yöneticiler bunu yapıyor. Dünyanın en fazla kazanan sporcusu bir golfçü, en fazla kazandıran turizmi golf. ABD’nin devasa bütçesinin yüzde 1,34’ü golf endüstrisinden geliyor. Biz burada bir müsabaka yapıyoruz, dört günde dünyada 1,5 milyar insana ulaşıyoruz.”

Kaynak: http://ift.tt/1H9fgm3

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2jac8lt via IFTTT

[futbolaegemen]

EURO 2020 Türkiye Değerlendirmesi

Adı Euro 2020 düzenlendiği yıl olarak Euro 2021 olan farklı bir turnuva bizi bekliyor. Türkiye’nin de turnuva da yer almasıyla bizim için bambaşka bir heyecan yaşatacak olan, tutacak takım aramadığımız ve belki de başlangıç da en iddialı olduğumuz turnuva olsa gerek. Katılmaya hak kazandığımız ilk turnuva 1950 Dünya Kupası’na maddi sebepler dolayısıyla katılmamıştık. Sonrasında ilk katıldığımız turnuva 1954 Dünya Kupası’dır.

Bu turnuvaya baraj maçında veda ettik. Sonrasında uzun bir aradan sonra katıldığımız ilk turnuva Euro 1996 oldu. Bu turnuva galibiyet alamayarak hatta gol dahi atamayarak kötü bir performansla turnuvaya veda ettik.

Sonrasında Euro 2000’e de katılma hakkı kazandık. Bu turnuvada ilk golümüzü, ilk galibiyetimizi aldık ve ilk defa üst tura yükseldik. İlk başarılarımızı elde ettiğimiz bu turnuvaya çeyrek finalde Portekiz’e elenerek veda ettik.

Hemen sonrasında Türk futbolunun belki de en başarılı dönemlerini geçirdiği o yıllarda 2002 Dünya Kupası’na şuanda da başımızda bulunan Şenol Güneş yönetiminde katıldık. Bu turnuvada dünya üçüncüsü olarak Milli Takım tarihimizin en büyük başarısına imza attık.

Bu turnuvanın ardından 2008 Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkı kazandık ve tarihe geçecek geri dönüşlerin, son dakika gollerinin yaşandığı turnuvada ‘’Türkler bitti demeden bitmez.’’ sözünü tüm dünyaya söyletmiş olduk.

Belki her turnuvanın içerisinde sürpriz başarılar, peri masalları, farklı hikayeler yer alır ancak bizim 2008 yılında yaptıklarımız kesinlikle Avrupa Şampiyonaları tarihinde yer alacak bir hikaye oldu. Sonrasında katıldığımız Euro 2016 ise başarısız olduğumuz, kavgalar ve skandallarla gündemde olan unutmak istediğimiz bir turnuva oldu. Şimdi ise belki de birçok kişiye ve bana göre de altın jenerasyonumuzu yakaladığımız turnuvaya yani Euro 2020’ye gelelim.  İlk defa iddialı olduğumuz bir turnuvaya çıkıyoruz. Tüm dünya basınında genel olarak favori gösterilen takımların ardından sürpriz şampiyonluk adayları arasında gösterilen bir ülkeyiz. Genç ama tecrübeli bir kadromuz var.

Eleme maçlarında Belçika’yla birlikte en az gol yiyen iki takımdan biri olarak geliyoruz turnuvaya.

Bunun en büyük sebebi Milli Takım tarihimizin belki de en iyi stoper hattına sahip olmamızla birlikte Şenol Güneş yönetiminde topun arkasına geçildiğinde yapılan harika takım savunmasıdır. Birkaç yıl önce stoper bulamadığımız için Mehmet Topal’ı stoper oynattığımız kadrodan Liverpool’da fazlasıyla süre alan stoperimizin yedek kaldığı bir kadroya dönüştük. Kaleci havuzumuzun gerçekten üst düzey olduğu da bir gerçek. Turnuvada büyük ihtimalle as kalecimiz olması beklenen Uğurcan Çakır kendi yaş grubunun en potansiyelli kalecilerinden biri olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte savunmanın önünde oynaması beklenen Okay Yokuşlu İngiltere’ye transfer olduğundan beri temposunu ve oyun alanını çok yükselten bir isim. İspanya’daki zamanında daha temposuz ve kısa bir alanda oynayan Okay şuanda stoperlerin arasına da giren, savunmadan top çıkartırken önündeki oyuncularla pas bağlantısı da olan bir isim. Alternatifi olan Taylan ise bu sezonla birlikte futbola 8-10 numara başlamasının verdiği etkiyle pas kalitesi çok yüksek bir 6 numaraya dönüştü. Sağ bek mevkiimizin as oyuncusu olan Zeki Çelik Lille’in Fransa şampiyonluğunda kilit isimlerdin biri oldu.

Hücumda toplu koşuları ve skor katkısı yüksek bir bek. Bununla birlikte hücumu kadar etkili olmasa da yeterli ve dengeli bir savunma performansına da sahip. Topsuz koşular belki de tek eksiği olarak görülebilir. Genel olarak kadromuza da baktığımızda Hakan, form durumu düşünüldüğünde Cengiz yerine ilk 11’de olması beklenen Yusuf topsuz koşudan çok topla oynamayı seven oyuncular. 35 yaşından sonra dönüştüğü komple 9 numara performansıyla daha az savunma arkasına koşu yapan ancak takım oyununa katkısı çok daha fazla olan bir Burak Yılmaz’ı da düşündüğümüzde takımızın en büyük eksiği bu topsuz koşu yapacak oyuncu sayısının eksikliği gibi gözüküyor. Mevcut 11’imize baktığımızda bu işi en çok başarılı ve çok yapacak isim Ozan Tufan gibi gözüküyor. En büyük artısı yaptığı topsuz koşularla skor katkısı bulunan bir 8 numara oluşu. Bunları çok iyi yapan bir isim ancak kendisinin en büyük eksiği temposu yeterli olan ancak tercihi konusunda hatalar yaşadığı geri dönüşleri. Rakibi takip etmek ya da döndüğünde doğru oyuncuyu savunmak konusunda eksikleri olan bir isim. Bu konuda da belki de ilk 11’de olmasına genel olarak en çok şaşırılan isim olan Kenan Karaman’ın varlığı en büyük artı. Hücumda savunmayı başlatan ilk isim olması, savunmaya dönüşlerdeki temposu ve zekası Şenol Güneş’in ilk 11 tercihi olmasını sağlıyor. İlk 11 düşünüldüğünde en soru işaretli bölgemiz sol bek gibi duruyor. Şenol Güneş de bu mevkide birçok deneme de yaptı. Rıdvan Yılmaz pozisyonunun en potansiyelli Türk ismi olsa da şuanda yeterli tecrübe ve düzeyde değil. Genel olarak baktığımızda turnuvadaki kulüp takımı hissi veren nadir takımlardan biriyiz. Grupta üçüncü değil ikinci olmak da sonrasındaki eşleşmelerde yolumuzu belirlemek için çok önemli gözüküyor. A grubunun ikincisi b grubunun ikincisiyle eşleşiyor ancak üçüncüsü ölüm grubu olarak nitelendirilen f grubuyla eşleştiği için ikincilik kritik gözüküyor. https://gaming.uefa.com/en/uefaeuro2020tournamentpredictor/main sitesinin simülasyonunu da sizinle paylaşıyorum.

Turnuva yolunda beklentim orada da olduğu gibi yarı final. Umarım sonu şampiyonluk olur!

[paylasimzamani]

Taha Akgül kimdir

Taha Akgül kimdir, 2015 yılı Dünya Büyükler Güreş Şampiyonası’nda şampiyon olarak altın madalya aldı. Taha Akgül, 22 Kasım 1990 tarihinde Sivas‘da Yıldızeli’nde doğmuştur. Devlet Demir alışan babası Recep Akgül’dür. 2004 yılında 14 yaşında iken Sivas Güreş Eğitim Merkezinde güreş hayatına başladı. Burada 6 yıl güreş eğitimi aldı. Sivas’da okuduğu lise bittikten sonra 2008 yılında İzmir 9 Eylül Üniversitesi Türkçe bölümünü kazanarak İzmir‘e gitti. İzmir‘de Avrupa şampiyonu, güreş milli takım antrenörü Remzi Musoğlu ile tanıştı. Yeniden doğuş gibi bir şey olur ve son sürat güreş antrenmanları yine yoğunlaşmaya başladı. Ve İzm adına güreşmeye başladı. Bu çalışmaların sonucunda 2009 yılında Gençlerde Türkiye üçüncüsü oldu. İşte bu sıralarda Türk Milli Güreş Takımı antrenörlerinin de dikkatini çekti. 2009 yılından itibaren milli takıma çağırılır. Bir çok yerdeki yurt dışı turnuva ve kamplara götürülür. 2011 yılında İzmir Tekel’den ayrılarak Ankara, ASKİ’ ye transfer oldu. 192 santim boyunda ve 112 kilo ağırlığında olan Taha Akgül, Karaman‘da konuşlu Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi‘nde beden eğitimi bölümü öğrenciliği devam etmektedir. 2004 yılında güreş sporuna başlayan Taha Akgül, Ankara ASKİ Spor Kulübü güreş takımında çalışmaktadır. Tek ve çift dalma tekniklerini çok iyi yapabilmektedir. Taha Akgül, 2012 yılında Ankara Atatürk Spor Salonu’nda düzenlen 40. kez düzenlenen Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası’nda altın madalya kazandı. 2014 yılında Özbekistan‘ın başşehri Taşkent‘de yapılan Dünya Güreş Şampiyonasında finalde İranlı rakibini 4-3 mağlup ederek dünya şampiyonu oldu. 7-12 Eylül 2015 tarihleri arasında ABD‘nin Las Vegas kentinde düzenlenen Dünya Büyükler Güreş Şampiyonası’nda, finalde Azerbaycanlı rakibi Jamaladdin Magomedov’u 62 saniyede sayı tuşuyla (10-0) yenerek, altın madalya kazandı. Taha Akgül’ün ortaya koyduğu mücadeleyi hayranlıkla takip eden ABD güreş otoriterleri, 125 kilo olmasına rağmen 57 kilodaki bir güreşçinin hızıyla nasıl hareket edebildiğini öğrenmek için anatomisini incelemeye karar verdi. Madalyaları : 2015 – Dünya Büyükler Güreş Şampiyonası, (Las Vegas) Serbest 125 kg, Altın madalya 2015 – Avrupa Oyunları, (Bakü) Altın madalya 2014 – Dünya Güreş Şampiyonası, (Taşkent) Serbest 125 kg, Altın madalya 2014 – Avrupa Şampiyonası, (Vantaa) Serbest 125 kg Altın madalya 2013 – Dünya Güreş Şampiyonası, (Budapeşte) Serbest 120kg, Bronz madalya 2013 – Avrupa Şampiyonası, (Tiflis) Serbest 120kg, Altın madalya 2013 – Akdeniz Oyunları, (Mersin) Serbest 120kg, Altın madalya 2012 – Avrupa Şampiyonası, (Belgrad) Serbest 120kg, Altın madalya 2012 – Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Turnuvası, (Ankara) Serbest 120kg, Altın madalya 2011 – Büyükler G.G.Prıx Medved Serbest Güreş turnuvası (Belarus) Serbest 120g. Bronz madalya 2011 – Büyükler Yaşar Doğu Serbest Güreş şampiyonası, (Ankara) Serbest 120g. Bronz madalya 2011 – Büyükler G.G.Prıx Serbest Güreş şampiyonası, (Bakü ) Serbest 120kg, Altın madalya 2010 – Büyükler Büyükler Serbest Ramazan Kadirov Turnuvası, (Rusya) Serbest 120kg, Gümüş madalya 2010 – Gençler Dünya Serbest güreş Şampiyonası, (Macaristan, Budapeşte) Serbest 120kg, Gümüş madalya

Sporcu Taha Akgül  Read the full article

[sporkolik]

New Post has been published on Sporkolik

New Post has been published on http://www.sporkolik.net/turkiyenin-kaybetme-sebepleri-aciklandi.html

Türkiye’nin kaybetme sebepleri açıklandı

Bugün yapılan oylama sonucunda EURO 2024 düzenleme hakkını 12’ye 4 Almanya’ya kaybeden Türkiye’nin neden tercih edilmediği açıklandı.

UEFA Başkanı Ceferin Türkiye’nin neden tercih edilmediğini özetledi.

1- İnsan hakları Türkiye’nin insan hakları aksiyon planı eksikti.

2- Konaklama Turnuva stadyumlarının bulunduğu şehirlerdeki otel kapasiteleri yetersizdi.

3- Güvenlik Turnuvanın düzenleneceği bazı şehirler ile ilgili endişeler vardı.

Kimler oy kullandı?

UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, başkan yardımcıları İsveçli Karl-Erik Nilsson, Portekizli Fernando Gomes, Ukraynalı Grigoriy Surkis, İtalyan Michele Uva ve İngiliz David Gill ile UEFA yönetim kurulu üyeleri Polonyalı Zbigniew Boniek, Macar Sandor Csanyi, İrlandalı John Delaney, İsviçreli Peter Gillieron, Fransız Florence Hardouin, Bulgar Borislav Mihaylov, İspanyol Juan Luis Larrea Sarobe, Hırvat Davor Suker, Hollandalı Michael van Praag, İtalyan Andrea Agnelli, İngiliz Ivan Gazidis oy kullanan üyeler arasında yer aldı.

EURO 2016’YI 1 OYLA KAYBETMİŞTİK

Türkiye, Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ev sahipliği için daha önce 4 kez aday oldu. 2016 seçimini Fransa karşısında 1 oy farkla kaybetti. 2020 için yine yola çıkıldı. Ancak UEFA yönetimi Türkiye’nin hem 2020 olimpiyatlarına hem de EURO 2020’ye aday olması üzerine bir kural ve format değişikliğine gitti. EURO 2020’de maçlara 13 ayrı ülkenin ev sahipliği yapacağı açıklandı.

UEFA AVRUPA FUTBOL ŞAMPİYONASI NEDİR?

Avrupa Futbol Şampiyonası, 1960’tan beri UEFA tarafından 4 yılda bir düzenlenen bir futbol organizasyonudur. Orijinal adı Avrupa Uluslar Kupası adıyla kurulmuş olup, 1968 yılında şu anki ismini almıştır. Turnuva ülkelerin üst düzey milli futbol takımları arasında düzenlenir. Turnuvaya katılım göstermek için ev sahibi ülke dışında kalan takımlar ön eleme oynamak mecburiyetindedir. Avrupa Futbol şampiyonasını kazanan takım ayrıca FIFA Konfederasyonlar Kupasına katılma hakkı elde eder ancak bu turnuvaya katılım göstermek zorunlu değildir. Günümüze kadar oynanan 15 turnuvayı 10 farklı milli takım kazanmıştır: Almanya ve İspanya 3’er kez, Fransa 2 kez, SSCB, İtalya, Çekoslovakya, Hollanda, Danimarka, Yunanistan ve Portekiz birer kez turnuvayı birinci olarak tamamlayan ülkelerdir. 2008 ve 2012 yıllarında düzenlenen turnuvayı kazanma başarısı gösteren İspanya bu turnuvayı üst üste kazanabilen tek takım olma unvanını taşımaktadır.

[keremulusoy]

KÖKLERİ FRANSA ORTAÇAĞINA KADAR DAYANSA DA, GÜNÜMÜZ MODERN TENİSİNİN BAŞLANGICI OLARAK 1800’LER İNGİLTERE’Sİ KABUL EDİLİR. O GÜNLERDEN BUGÜNE DE TENİS SPORU, KESKİN KURALLARIYLA VE BU KURALLARA BAĞLILIĞIYLA, ŞEHİRLİLEŞMENİN, MODERNLİĞİN, ZENGİNLİĞİN BİR SİMGESİ OLARAK ŞEKİLLENMİŞTİR.

Yaklaşık 2 yüzyıl boyunca dünya üzerinde oldukça yaygınlaşan ve sevilen bir spor kültürü haline gelen tenis için düzenlenen birçok turnuva var. 1896’dan bu yana (arada 60 yıl boyunca dışlansa da) yaz olimpiyatlarında da yer alıyor.

Bu yazımda, 1871 yılında İngiltere’de Wimbledon Tenis Turnuvası ile başlayan 4 büyük tenis turnuvasını yani Grand Slam turnuvalarını tanıtacağım. Grand Slam Uluslararası Tenis Federasyonu tarafından düzenlenen dört büyük tenis turnuvasından her birine verilen isimdir. Major (önemli) veya Slam turnuvalar olarak da isimlendirilen bu turnuvalar her sezonda gerçekleşir. “Grand Slam” terimi, aynı zamanda, bir sezon içinde yapılan bu dört büyük tenis turnuvasının hepsini aynı tenisçinin kazanması durumunu da ifade eder. Tenis 1896 tarihinden beri yaz olimpiyatlarında da oynanmaktadır. Grand Slam elde etmiş bir tenisçi, yaz olimpiyatlarında da şampiyon olursa “Golden Grand Slam” sahibi olur. Bu arada dünya üzerinde Golden Grand Slam unvanına sahip tek kişi, Alman tenisçi Steffi Graf’tır.

Grand Slam turnuvalarına katılan ilk Türk sporcu Nazmi Bari’dir. 1959 yılında Wimbledon’a, 1963 yılında da Amerika Açık’a katılan Nazmi Bari 2008 yılında vefat etmiştir. Maalesef ki, Nazmi Bari’den sonra, 2004 yılına kadar (41 yıl boyunca) Grand Slam turnuvalarına Türkiye’den katılım sağlanamamıştır. Bu yıldan sonra İpek Şenoğlu’nun Amerika Açık’a katılmasıyla birlikte, özellikle de 2010 yılından sonra, Türk tenisinde bir kıpırdanma olmuş, dünya standartlarının çok aşağısında kalmış olsak da, Grand Slam turnuvalarına katılım yönünde epey artış yaşanmıştır.

CENTİLMENLİK TURNUVASI ‘WIMBLEDON’ İlki 1868 yılında düzenlenen Wimbledon Tenis Turnuvası, yazılı olmayan centilmenlik ve nezaket kurallarıyla tam bir İngiliz aristokrasisi ürünüdür adeta. Bunları sıralamak gerekirse; oyuncular beyaz giymek zorundadırlar, oyuncuların korta giriş ve çıkışları belirli bir protokol dahilinde gerçekleşir, seyirciler ralli sırasında oyuncuların konsantrasyonunu bozmamak için kesinlikle ses çıkarmazlar ve aksi davranış çok büyük bir ayıp olarak algılanır, pazar günleri maç yapılmaz. Ve daha bunun gibi yüz yıldan fazla sürede uygulanan kurallarıyla, tipik bir İngiliz olarak gelenekçidir. Ayrıca Wimbledon, çim kortta oynanan tek Grand Slam turnuvasıdır. Turnuvayla gurur duyan İngilizler için Wimbledon uzun zaman ulusal mizah ve üzüntü konusu oldu. Tek erkeklerde 1936’da Fred Perry ve tek kadınlarda 1977’de Virginia Wade’den beri hiçbir İngiliz sporcu turnuvada şampiyonluk kazanamamıştı. Ancak 2013 Temmuz ayında yapılan turnuvada Andy Murray’in tek erkeklerde şampiyonluğu kazanmasıyla 77 yıllık tek erkekler şampiyonluğu özlemi son buldu.

EN SERT TURNUVA ‘AMERİKA AÇIK’ Her şeyiyle dopdolu, hareketli, canlı, ilgi çekici bir dünya şehri olan New York’un sanki başka bir ilgi odağına ihtiyacı yokmuş gibi duruyor. Fakat bu büyük metropol en eski ikinci Grand Slam tenis turnuvasına, Amerika Açık Tenis Turnuvası (US OPEN) adıyla, ev sahipliği yapıyor; hem de 1881’den beri. Her yıl Ağustos-Eylül ayında gerçekleştirilen turnuva (bu yıl 28 Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek) 1978 yılından bu yana sert zeminde oynandığı için, en sert vuruşların, en zorlu çekişmelerin yaşandığı turnuvalardandır. Dolayısıyla seyir zevki ve heyecanı yüksektir. Turnuva, 1978’den bu yana “USTA Billie Jean King National Tennis Center”da düzenlenmektedir. Amerika Açık’ın final maçları ile seri başı mücadeleleri, bu merkezin Arthur Ashe Kortu’nda oynanmaktadır. Arthur Ashe Kortu, 22.547 kişilik kapasitesi ile en yüksek seyirci kapasiteli Grand Slam kortu olma özelliğini taşımaktadır. Kort, ismini Afro-Amerikan tenisçi Arthur Ashe’den almaktadır.

SEYİRCİ DOSTU TURNUVA ‘ROLAND GARROS’ Paris meşhur Eyfel Kulesi ile kocaman bir ikon, modaya yön veren merkezlerden biri, dünyanın bilinen en popüler aşk şehri. Tüm bu etiketleri Paris hak ediyor mu bilemiyorum ama bu şehir 1891’den bu yana tarihin en önemli tenis turnuvalarından birine, Fransa Açık Tenis Turnuvası’na ya da diğer adıyla Roland Garros’a ev sahipliği yapıyor.

Fransa Açık Tenis Turnuvası, orijinal ismi ile Tournoi de Roland-Garros (Roland Garros Turnuvası), her yıl Mayıs ayında Paris’te bulunan Stade Roland Garros’da düzenlenen, dört dünya Grand Slam tenis turnuvasından sezon içinde düzenlenen ikincisidir.

İlk olarak 1891 yılında düzenlenen turnuva, kronolojik olarak diğer Grand Slam turnuvaları olan Avustralya Açık’tan sonra, Amerika Açık ve Wimbledon’dan önce düzenlenmektedir. Fransa Açık, toprak (kil) zeminde oynanmaktadır. Adını, bir Birinci Dünya Savaşı pilotundan alan Stade Roland Garros’da düzenlenen turnuva, her yıl Mayıs ayının 3. haftası başlar (bu yıl 22 Mayıs-11 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek) ve tüm Grand Slam turnuvaları gibi 2 hafta sürer. Fransa Açık, toprak kortta oynanan tek Grand Slam turnuvası olma özelliğini taşımaktadır. Toprak kortun özelliği nedeniyle topun diğer kort tiplerinden daha yavaş hareket etmesi, turnuvanın uzun maçlar ve uzun rallilerle ün yapmasına neden olmuştur. Melbourne uzak dünyanın ilgi çeken şehri, Victoria Eyaleti’nin başkenti, okyanus kıyısındaki yemyeşil bir dünya. Ayrıca,  Avustralya  Açık Tenis Turnuvası adıyla da “en seyirci dostu tenis turnuvasının” son sahibi. Son sahibi diyorum çünkü ilk düzenlendiği 1905’ten bu yana turnuva, Okyanusya’da farklı farklı şehirlerde ve ülkelerde gerçekleştirilmiş. Avustralya Açık, her yıl ocak ayında Melbourne Park’ta düzenlenen (bu yıl 16-29 Ocak tarihleri arasında düzenlenmiştir), dört dünya Grand Slam tenis turnuvasından ilkidir. Kronolojik olarak diğer Grand Slam turnuvaları olan Wimbledon, Fransa Açık (Roland Garros) ve Amerika Açık’tan önce düzenlenmektedir.

Avustralya Açık, plexicushion olarak adlandırılan sert zeminde oynanmaktadır. Amerika Açık’tan sonra en yüksek katılımlı ikinci tenis turnuvasıdır. Turnuva, “seyirci dostu” Grand Slam olarak bilinirken, özellikle 2000’li yıllarda her sezon, bir önceki yıl elde ettiği biletli izleyici rakamlarının üzerine çıktı. 1989’da Flinders Park’ın 2. yılında 287 bin olan seyirci, 1998’de 434 bin 807’ye, 2000’de 501 bin 251’e, 2006’da ise 550 bin 550’ye yükseldi. 2010’da 653 bin 860 kişi ile seyirci rekoru kırıldı.Ancak son dönemde seyirciler arasında artan gerginlikler yüzünden Tennis Australia’ya uluslararası federasyondan uyarı geldi. Avustralya Açık 2008’in 4. günü olan 17 Ocak 2008’de, Melbourne Park’a akın eden 62 bin 885 seyirci ise, tenis tarihinde bir turnuvaya tek günde gelen en yüksek seyirci olarak kayıtlara geçti. Bu yıl Avustralya Açık muhteşem finallere sahne oldu. Tek erkeklerde Roger Federer – Rafael Nadal finali ve tek bayanlardaki Serena Williams – Venus Williams finali adeta nefesleri kesti. Bu karşılaşmalarda, Roger Federer ve Serena Williams gülen taraflar oldular.

AMERİKA AÇIK TENİS TURNUVASI’NIN ŞAMPİYONU İPEK SOYLU 2014 yılındaki Amerika Açık Tenis Turnuvası gençler kategorisi çift kadınlar maçında İsviçreli takım arkadaşı Jil Belen Teichmann ile birlikte çıktıkları final serisinde 5-7, 6-2’lik setlerden sonra süper tie-break setinde 10-7 üstünlük sağladıkları Belarus asıllı Vera Lapko ve Slovak asıllı Tereza Mihalikova çiftine karşı şampiyonluğun sahibi olmuşlardır. Soylu bu sonuçla Türk tenis tarihinde Grand Slam turnuvalarında bir kategoride şampiyon olan ilk Türk sporcu unvanına sahip olmuştur.

EN PRESTİJLİ GRAND SLAM TURNUVASI Wimbledon, Londra’nın güneybatı-orta kesiminde yerleşmiş, küçük bir kasaba havasındaki semtidir. Ayrıca, kendi ismiyle anılan, dünyanın en eski, en prestijli tek Grand Slam turnuvasına da ev sahipliği yapar. Genellikle sakin olan bu bölge, her yıl turnuvanın düzenlendiği Haziran Temmuz ayının 2 haftası boyunca (bu yıl 3 -16 Temmuz arasında düzenlenecek) bambaşka bir hal alır.

GRAND SLAM TURNUVALARI VE TARİHLERİ: » Avustralya Açık Tenis Turnuvası (Melbourne – Ocak) » Fransa Açık Tenis Turnuvası (Paris – Mayıs, Haziran) » Wimbledon Tenis Turnuvası (İngiltere/Wimbledon – Haziran, Temmuz) » Amerika Açık Tenis Turnuvası (New York – Ağustos, Eylül)

Grand Slam Şehirleri KÖKLERİ FRANSA ORTAÇAĞINA KADAR DAYANSA DA, GÜNÜMÜZ MODERN TENİSİNİN BAŞLANGICI OLARAK 1800’LER İNGİLTERE’Sİ KABUL EDİLİR. O GÜNLERDEN BUGÜNE DE TENİS SPORU, KESKİN KURALLARIYLA VE BU KURALLARA BAĞLILIĞIYLA, ŞEHİRLİLEŞMENİN, MODERNLİĞİN, ZENGİNLİĞİN BİR SİMGESİ OLARAK ŞEKİLLENMİŞTİR.

[casabali45-blog]

Manisa’nın Turgutlu İlçesi amatör takımlarından Selvilitepe Akademi Spor, Antalya’da düzenlenen yaş grupları turnuvasında büyük bir başarıya imza attı.

Antalya’da düzenlenen Cumhuriyet kupasında mücadele eden Selvilitepe Akademi 43 kişilik kafile ile Turgutlu’yu temsil etti. 3 gün süren turnuva sonrasında 2008 doğumlular Gümüş grup 4.sü, 2007 doğumlularda Bronz grup 2.si, 2006 doğumlular Gümüş grup 2.si olan Selvilitepe Akademi 2005 doğumlularda Gümüş grup 3.sü oldu.

Selvilitepe Akademi spor antrenörü Davut Mıdık “Antalya’da düzenlenen turnuva oldukça verimli geçti. Sporcularımız profesyonel ve yabancı takımlarla maç yapma imkanı buldular. 3 gün süren turnuvada çekişmeli ve keyifli bir şekilde geçti. Sporcularımızın sosyal ve futbol olarak gelişimleri için önemli bir turnuva oldu. Bizlere güvenen değerli velilerimize verdikleri desteklerden dolayı çok teşekkür ederim. Selvilitepe Akademi olarak bu tür organizasyonlarda bulunmaya devam edeceğiz. Amaç genç sporcularımızın özgüvenini arttırmak ve karar verme yetisi olan bireyler olarak topluma ve Türk futboluna kazandırmak” dedi.

#gallery-0-4 { margin: auto; } #gallery-0-4 .gallery-item { float: left; margin-top: 10px; text-align: center; width: 33%; } #gallery-0-4 img { border: 2px solid #cfcfcf; } #gallery-0-4 .gallery-caption { margin-left: 0; } /* see gallery_shortcode() in wp-includes/media.php */

SELVİLİTEPE AKADEMİ'DEN BÜYÜK BAŞARI - Manisa'nın Turgutlu İlçesi amatör takımlarından Selvilitepe Akademi Spor, Antalya'da düzenlenen yaş grupları turnuvasında büyük bir başarıya imza attı.

[musispoedmacarsiv]

2 Temmuz 2024 Avusturya Türkiye Maçı

*Almanya'nın Leipzig kentindeki Leipzig Stadyumu'nda saat 22:00'de başlayacak olan UEFA Euro 2024 Son 16 Turu maçı. Karşılaşmada Portekizli hakem Artur Soares Dias görev alacak. Yeni aşamaya başlıyoruz. 2008'den sonra ilk kez tur atladık. Bu heyecanı yaşamayı özlemiştik. Bu tur için ideal sayılabilecek bir eşleşme var. Evet, kabul ediyoruz. Avusturya'nın oyunu dikkat çekici. Mart ayında hazırlık maçındaki 6-1'lik yenilgimiz var. Bazı şeyler akıllarda olacak ama turnuva heyecanı ve eleme aşaması konsantrasyonu çok başkadır. Dualarla bekliyoruz. Yürekten başarılar Milliler'e.

*TRT 1'den naklen yayınlanacak olan maç.

*1. dakikada Merih Demiral'ın attığı golle Türkiye 1-0 öne geçti. Müthiş başladık, müthiş! Avrupa Şampiyonası tarihindeki en erken golümüz oldu. Karambolde takipçiliğini konuşturdu Merih. Şimdi dikkatle koruyalım.

*İlk devreyi 1-0 üstün bitirdik. Atakları vardı ama isabetli şut çektirmeden savuşturmayı başardık. Sabırla beklemeye ve yeni fırsatları aramayı sürdürelim.

*59. dakikada Merih Demiral kafayla yine sahneye çıktı ve 2-0 yaptık! Yine korner organizasyonu ile istediğimizi elde ettik. Şimdi yine yapmamız gereken gol sonrasındaki sürece dikkat etmek.

*66. dakikada Michael Gregoritsch golü buldu ve Avusturya 2-1 ile umutlandı. İşte tam da gol sonrası anda geldi. Çok bunalmıştık zaten ikinci yarıda. Dikkat seviyesini yükseltmemiz şart.

*Olduuuu! Çeyrek Final geldi! Türkiye 2-1 kazanarak tur sevincini yaşadı. Flaş ekip Avusturya ise turnuvaya vedasını yaptı. Son anda Mert'in kurtardığı pozisyon tarihe geçecek cinstendi. Helal hepinize. Tebrik ediyoruz tüm emeği geçenleri.