#dev piton
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dünya Güney Tayland'da kayda alınan devasa pitonu konuşuyor!
Güney Tayland’ın Pattani eyaletinde etkili olan sel felaketi sırasında, sel sularında yüzen dev bir piton görüntülendi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler milyonlarca izlenmeye ulaşarak viral oldu. 1 ARALIK’TA KAYDEDİLDİ, BÜYÜK SES GETİRDİ Söz konusu video, 1 Aralık 2024 tarihinde Pattani’de kaydedildi. Yaklaşık 6 metre uzunluğunda olduğu tahmin edilen ağ desenli piton (reticulated python),…
#ağ desenli piton#dev piton#Pattani#reticulated python#sel felaketi#sosyal medya#Tayland#vahşi yaşam
0 notes
Video
THE MIGHTY GRAND PITON from The Line on Vimeo.
THE MIGHT GRAND PITON DIGITAL ART BOOK IS NOW AVAILABLE. SEE LINK BELOW gumroad.com/l/XbFqe
TIME-LAPSE MAKING OF VIDEOS ALSO AVAILABLE VIA LINK BELOW gumroad.com/l/TMGPTL
All sales will go back into getting The Mighty Grand Piton Series off the ground. We appreciate your support ❤
The Mighty Grand Piton is a short film about a young English girl, Connie, who travels to the Caribbean Island of Saint Lucia for her school holidays with her family. There, she accidentally awakens a giant robot buried under the Twin Piton mountains on the south of the Island. This robot seems compelled to protect Saint Lucia but his origins are mysterious. No one knows where he came from or how long he’s been there. During the many years he’s lain dormant, The Mighty Grand Piton, became nothing more than the stuff of legend.
Read more about TGMP here thelineanimation.com/work/the-mighty-grand-piton
Created & Directed by Wesley Louis
Executive Producer Sam Taylor James Duveen
Producer Franzi Nicolaus Hanae Seida
Character Design Wesley Louis
Storyboards Wesley Louis
Edit Max Taylor
Colour Script Agathe Leroux
Layout Wesley Louis Max Taylor
Animation Wesley Louis Venla Linna Maxime Jouniot Amanda Holm Alessandra Sorrentino Jonathan Djob Nkondo
FX Animation Naoki Araiza Tokumasu
Cleanup & Colour Wesley Louis Venla Linna Isobel Stenhouse Ash Wu Elenora Quario Amix
Backgrounds Igor Piwowarczyk Matt Vince
Compositing Max Taylor Freddie Lewis-wall
Executive Music Producer Rina May
“The Mighty Grand Piton” Written, Composed and Performed by Rina May
Live guitar mixed and mastered by Wayne Plummer
Strings Nick Bowers-Broadbent
Drums Rina May Cem Andre
Sound Design and Mix Chris Didlick at Box of Toys
Voiceover Mervin Louis
Logo and Graphic Design Max Taylor
Special Thanks Alijoy Baker Mervin Louis Audrey Louis Antoine James Louis No Ghost
In memory of Agatha Charles Francis Charles Frederick Jn Baptiste Philomene Louis Barthelmy Louis Constance (Connie) Prince
No Ghost:
CG Supervisor Luke Gibbard CG Look Dev Tom Flavelle
CG Producer Kye Dorricott
Modelling Luke Gibbard
Rigging Tom Flavelle
CG Animation Luke Gibbard
12 notes
·
View notes
Text
Defne Ağacı~
Baş Tanrı Zeus'un oğlu Güneş'in Tanrısı Apollon her gün gökyüzünde dolaşırmış. Tanrısal atların çektiği at arabası ile her gün gökyüzünü baştan sona gezermiş peşinde güneş ile. Bir gün yine dolaşırken karşısına dev gibi bir piton çıkmış. Apollon yılandan korkmuş ve kılıcını çekmesiyle öldürmüş pitonu. Fakat bu kez yılanı öldürdüğü için pişmanlık duymuş, vicdan azabı çekmiş. Tanrısallığının kirlendiğine inanıp ceza çekmek istemiş. Bu yüzden 7 yıl yeryüzünde sıradan bir insan gibi çobanlık yapmış. Çobanlık yaparken tanrıların müzik aleti olan Lir'i çalmayı öğrenmiş. O kadar iyi, uyumlu ve eşsiz çalıyormuş ki Zeus, onu Müzik Tanrısı yapmış.
Yine bir gün çıkmış gökyüzünde dolaşmaya. Gökyüzünde "aşk ve şehvet" Tanrısı olan Eros'a rastlamış. Elinde oku ve yayı görür görmez tutamamış kendini "Ey aşkın Tanrısı! Bu savaş aletleri senin eline hiç yakışmıyor. Onları bana verirsen uygun olan yerde uygun olan zamanda savaş meydanında kullanırım. Bilirsin benim attığım ok yerini bulur bu konuda üstüme yoktur. " demiş. Apollon'un bu sözleri Aşk ve Şehvet Tanrısı Eros'u çok kızdırmış intikam yemini etmiş. Sonra Apollon'a demiş ki" Ey güneşin, müziğin, okun Tanrısı güçlü Apollon söylediklerinde elbet doğruluk payı vardır. Senin okları elbet her şeyi vurur ama unutma ki benim oklarım seni bile vurur. Benim işimi neden böyle küçümsüyorsun? "demiş. Bunun üzerine oradan ayrılmış.
Apollon bir gün yeşillikler üzerine oturup lirini çalarken güzeller güzeli su perisi Daphne'yi görmüş. Onu görür görmez vücudunu bir titreme almış. Tanrıçaları bile kıskandırabilecek derecede güzelliğe sahip olan su perisini izlemeye koyulmuş. Ancak onları izleyen biri daha varmış. Tabii ki bu kişi Aşkın ve Şehvetin Tanrısı Eros'muş. Eros, Apollon'u o halde görünce intikamı için doğru zamanı geldiğini görmüş. Sadece tanrıların görüp hissettiği oklardan birini almış ve nefret okunu Daphne'nin tam kalbine isabet ettirmiş. Böylece Daphne'nin kalbi aşka mühürlenmiş. Eros diğer oku almış bu ok, aşk okuymuş. Bu aşk okunu da Apollon'un kalbine sağlamış. Böylece kendince intikamını almış. Daphne ailesi ve babasının tüm ısrarlarına rağmen evlenmeyi redderiyormuş. Güzel su perisi Daphne ormanda dolaşmaya çıkıp her canlıyı kendine hayran bırakıyormuş. Apollon artık her gün su perisini görmek için ormana gidiyormuş. Bazen bir ağacın arkasında bazen bir taşın arkasında onu izliyormuş gizlice. Artık ne savaşlarda başarısı, ne lirin ezgisi, ne de avdaki keskin nişancılığı tatmin ediyormuş Apollon'u. Hergün ormana gidip Daphne'yi izliyormuş. Ama bir gün sıkılmış onu gizliden gizliye izlemekten. Kendi kendine demiş ki "Ben güneşin, ışığın ve müziğin Tanrısıyım. Neden çekiniyeyim ki? Gidip konuşayım su perisi ile." kendi kendine cesaret verdikten sonra aniden çıkıvermiş Daphne'nin karşısına. Karşısında Apollon'u gören su perisi korkmuş bir an kalbinde ok sebebiylede hızlıca kaçmaya başlamış. Apollon durmamış oda peşinden gitmiş. Bir yandan haykırıyormuş" Ey güzeller güzeli peri kızı dur kaçma benden. Ben müziğin, güneşin ve ışığın Tanrısı Apollon'um. Senin düşmanın değilim. Bu yeryüzünde bana karşı koyamayacak tek canlı bile yok sene benden kaçıyorsun. Niye kaçıyorsun peri kızı?" Daphne bu sözlere kulak asmadan kaçmaya devam ediyormuş. Apollon bağırmaya devam ediyormuş "Kaçma peri kızı kaçma bak ben ışığın Tanrısıyım ama senin aşkından gözüm kör oldu. Okun Tanrısıyım ama kalbime saplanan bu aşk okunsun çaresi yok bende. Beni senin peşinden koşturan aşktır! Düşmanlık değil!" Zeus Olympos dağından bu olanları izliyormuş ama müdahale etmek istememiş. Oğlunun bu haline üzülsede müdahale etmemiş. Daphne kaçmaya Apollon ise kovalamaya devam etmiş. Bir an gelmiş ki Daphne Apollon'un yakıcı tanrısal nefesini hissetmiş. Yorgunluktan titreyen bacakları artık gövdesini taşıyamaz hale gelmiş. Birden durmuş ve ayağı ile toprağı eşelemiş. Sonra feryat etmiş "Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru" Daphne o kadar içten yalvarmış ki vücudu ağırlaşmaya başlamış. Ayakları toprağa doğru kaymış. Zarif bedeni kabuk bağlamış, kokusundan canlıların başını döndüğü saçları yapraklara dönüşmüş, narin kolları incecik dallara dönüşmüş. Güzeller güzeli bir ağaca dönüşmüş. Gördükleri karşısında şaşıran Apollon üzüntüden bol bol gözyaşı dökmüş ve ağaca sarılmış. Güzelim yaprakların kokusunu içine çekmiş doyasıya. Sonra ağaca şöyle demiş "Ey güzeller güzeli ben seni çok sevdim. Ama sen beni sevmedin, istemedin ve kaçtın. Oysa ben sana o kadar aşıktım ki yeryüzünde beni reddedebilecek bir canlı yoktu. Seni karım yapacaktım. Mademki karım olmak istemedin o zaman bende seni onur ağacım yapacağım. Bundan böyle ben ve tüm kahramanlar senin dalların altında süsleyecekler kendilerini. Kokulu saçlarından olan bu yapraklar yaz ve kış yeşil kalacak onları kendime taç yapacağım." Daphne bu tatlı ve içten sözlerin karşısında saygı ile eğilmiş. İşte bu hikayenin geçtiği yer rivayete göre Antakya Harbiye'dir. Ve derler ki Habriye'nin şelalesi Apollon'un döktüğü gözyaşlarıdır.
12 notes
·
View notes
Text
"Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu... Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı."
1 note
·
View note
Text
Bir Pitonun 54 Yaşındaki Kadını Yutmasıyla İlgili Uzmanlardan Şok Edici Açıklamalar!
Bir Pitonun 54 Yaşındaki Kadını Yutmasıyla İlgili Uzmanlardan Şok Edici Açıklamalar!
Piton saldırısı haberlerinin artması üzerine uzmanlar konuyla ilgili araştırma yapmaya başladı. İlk tahminlere göre piton saldırılarının artmasının nedeni, insanların pitonların yaşam alanına giriyor olması.
Dün sizinle Endonezya'da yaşayan 54 yaşındaki iki çocuk annesi bir kadını öldürerek yutan 8.2 metrelik dev pitonun haberini paylaşmıştık. Geçtiğimiz yıl da yine Endonezya'da benzer bir olay…
View On WordPress
1 note
·
View note
Text
Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu… Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı.
0 notes
Text
BİR AŞK HİKAYESİ...
Mimarlık fakültesinde okuyan çapkın bir arkadaşım vardı. Bir gün yardım istemeye gittim. Dedim ki, “Canım kardeşim, ocağına düştüm, ne olur bana bir akıl ver.” Ankara’ya o sene gelmiştim, aynı kız tarafından üç sefer reddedilmiştim. Kendimi uzay çöpü gibi hissediyordum. “Fısıldamalısın,” dedi. “Kadınların sana yaklaşmasını istiyorsan onlarla fısıldayarak konuş.” “Neden?” dedim. “Çünkü kadınlar her şeyi duymak isterler.” Makul bir öneri gibi geldi. Onunla tekrar karşılaştığımızda, “İnsan iradesi çelikten bir binadır,” dedim fısıldayarak. “Ama bataklık üstüne inşa edilmiştir, en ufak sallantıda batar.” Bu lafın kendisi de mimarlıkta okuyan arkadaşa aitti. “Ne diyorsun, anlamadım,” dedi o. “Senin yanında kendimi iyi bir adam gibi hissediyorum,” diye devam ettim aynı tonda. “Bir avukat gibi. Bir avukat ne kadar iyi olabilirse.” O ara tıp fakültesinde okuyan bir arkadaş ilaç firmalarının dağıttığı eşantiyon çantalardan hediye etmişti. Aslında o çantayla yürüdüğüm zamanlar kendimi bir avukat gibi hissediyordum ama bunu söyleyemedim tabii. “Ve kendimi senin yanında bir doktor gibi hissediyorum,” diye devam ettim. “Çünkü sonunda hep doktorlar kaybeder. Hayatta bu kadar umutsuz bir meslek var mı? Hemingway, İhtiyar Balıkçı’da, ‘İnsan yenilmek için yaratılmamıştır,’ der. Doktorlar yenilmek için yaratılmıştır. Ve ben senin için yaratıldım. Herkes sustuğunda seninle konuşmak için buradayım. Hep burada olacağım.” “Mıy mıy ne diyorsun anlamıyorum, karnından konuşmayı bırak lütfen,” dedi. O gün bugün karnından konuşmak deyiminden nefret ederim. Akşam bir koli rakı alıp eve gittim. Altı gün boyunca içtim. Sonra sirke gitmeye karar verdim. Çünkü sirkte eğlenebilen biri alkolik olamaz. İnsan bir sirkten ne bekler: Rutinin bozulmasını. Ayıyla güreşen adamı seyrederken beklediğim şey, ayının sinirlenip adama pençe atmasıydı. Lobutları çeviren palyaço onları düşürsün istedim. Ateş yutan adam yansın istedim. Sonuçta sirkte eğlenemedim. Ertesi gün Atatürk Orman Çiftliği’ndeki hayvanat bahçesini denedim. Yedi metrelik bir piton vardı, altı metrelik bir camekânın arkasında duruyordu, bir metresi odanın diğer yanına kıvrılmıştı. Hiç kıpırdamıyordu, kendisine bakan hiç kimseyi umursamıyordu. Başımı cama yaslayıp bir karışlık mesafeden iki saat boyunca pitonun gözlerinin içine baktım ve piton kazandı. Hiç kıpırdamadı. Nefes’e gidip bir bira söyledim. O gece pitonu rüyamda gördüm. Dev bir terazinin üstündeydik, bir yanda ben duruyordum diğer yanda o. Ağırlığımız eşitmiş gibi dengedeydik. Sonra günlerin geçmesini, hatıraların yağmurda sızlayan eski kırıklara dönüşmesini bekledim. Ama bazı hatıralar ölümcül oluyor. Sonuçta Truva atı da bir hatıraydı. Hatıra olarak kabul edilip içeri alınmıştı. Ve ben rüyalarımda ölebilirdim. Bu gezegende, iki insanın birbirlerine duydukları sevgi, bir terazide dengelenmiş midir hiç? Eşitlik fikrine en çok âşıkken inanırız. Çünkü en çok o zaman ihtiyaç duyarız. Emrah Serbes
61 notes
·
View notes
Text
74. insan bir sirkten ne bekler
Mimarlık fakültesinde okuyan çapkın bir arkadaşım vardı. Bir gün yardım istemeye gittim. Dedim ki, “Canım kardeşim, ocağına düştüm, ne olur bana bir akıl ver.” Ankara’ya o sene gelmiştim, aynı kız tarafından üç sefer reddedilmiştim. Kendimi uzay çöpü gibi hissediyordum.
“Fısıldamalısın,” dedi. “Kadınların sana yaklaşmasını istiyorsan onlarla fısıldayarak konuş.”
“Neden?” dedim.
“Çünkü kadınlar her şeyi duymak isterler.”
Makul bir öneri gibi geldi. Onunla tekrar karşılaştığımızda, “İnsan iradesi çelikten bir binadır,” dedim fısıldayarak. “Ama bataklık üstüne inşa edilmiştir, en ufak sallantıda batar.” Bu lafın kendisi de mimarlıkta okuyan arkadaşa aitti.
“Ne diyorsun, anlamadım,” dedi o.
“Senin yanında kendimi iyi bir adam gibi hissediyorum,” diye devam ettim aynı tonda. “Bir avukat gibi. Bir avukat ne kadar iyi olabilirse.” O ara tıp fakültesinde okuyan bir arkadaş ilaç firmalarının dağıttığı eşantiyon çantalardan hediye etmişti. Aslında o çantayla yürüdüğüm zamanlar kendimi bir avukat gibi hissediyordum ama bunu söyleyemedim tabii. “Ve kendimi senin yanında bir doktor gibi hissediyorum,” diye devam ettim. “Çünkü sonunda hep doktorlar kaybeder. Hayatta bu kadar umutsuz bir meslek var mı? Hemingway, İhtiyar Balıkçı’da, ‘İnsan yenilmek için yaratılmamıştır,’ der. Doktorlar yenilmek için yaratılmıştır. Ve ben senin için yaratıldım. Herkes sustuğunda seninle konuşmak için buradayım. Hep burada olacağım.”
“Mıy mıy ne diyorsun anlamıyorum, karnından konuşmayı bırak lütfen,” dedi. O gün bugün karnından konuşmak deyiminden nefret ederim.
Akşam bir koli rakı alıp eve gittim. Altı gün boyunca içtim. Sonra sirke gitmeye karar verdim. Çünkü sirkte eğlenebilen biri alkolik olamaz.
İnsan bir sirkten ne bekler: Rutinin bozulmasını. Ayıyla güreşen adamı seyrederken beklediğim şey, ayının sinirlenip adama pençe atmasıydı. Lobutları çeviren palyaço onları düşürsün istedim. Ateş yutan adam yansın istedim. Sonuçta sirkte eğlenemedim.
Ertesi gün Atatürk Orman Çiftliği’ndeki hayvanat bahçesini denedim. Yedi metrelik bir piton vardı, altı metrelik bir camekânın arkasında duruyordu, bir metresi odanın diğer yanına kıvrılmıştı. Hiç kıpırdamıyordu, kendisine bakan hiç kimseyi umursamıyordu. Başımı cama yaslayıp bir karışlık mesafeden iki saat boyunca pitonun gözlerinin içine baktım ve piton kazandı. Hiç kıpırdamadı.
Nefes’e gidip bir bira söyledim. O gece pitonu rüyamda gördüm. Dev bir terazinin üstündeydik, bir yanda ben duruyordum diğer yanda o. Ağırlığımız eşitmiş gibi dengedeydik. Sonra günlerin geçmesini, hatıraların yağmurda sızlayan eski kırıklara dönüşmesini bekledim. Ama bazı hatıralar ölümcül oluyor. Sonuçta Truva atı da bir hatıraydı. Hatıra olarak kabul edilip içeri alınmıştı. Ve ben rüyalarımda ölebilirdim.
Bu gezegende, iki insanın birbirlerine duydukları sevgi, bir terazide dengelenmiş midir hiç? Eşitlik fikrine en çok âşıkken inanırız. Çünkü en çok o zaman ihtiyaç duyarız.
-Emrah Serbes
3 notes
·
View notes
Photo

Florida'da 100 kiloluk Piton Yakalandı Amerika Birleşik Devletleri'nin Florida eyaletinde 100 kiloluk dev Burma piton yılanı yakalandı. Florida'da 100 kiloluk Piton Yakalandı
0 notes
Photo

Florida'da 100 kiloluk Piton Yakalandı Amerika Birleşik Devletleri'nin Florida eyaletinde 100 kiloluk dev Burma piton yılanı yakalandı. Florida'da 100 kiloluk Piton Yakalandı
0 notes
Photo

Bonjour à toutes et à tous ✨🏛, aujourd'hui je vais vous parler de la bd Janardana d'Antoine Ettori parue aux éditions Delcourt. 🗄 Genre : Action / aventure. 📖 Paru le : 20 avril 2022. 🔍 Public : bd jeunesse. ~~~ Marcel Piton est un ancien militaire et tient sa propre entreprise de pêche dans le sud de la France. Un jour, il reçoit une lettre de son jeune ami Dev qu'il avait rencontré en Inde lorsqu'il était militaire. Sa lettre est un appel à l’aide ! Sans hésiter, Marcel embarque pour l’Inde. Sur place, il fait rapidement la connaissance de la fille de Dev avec laquelle il va se retrouver plongé dans une aventure bien plus complexe qu’il n’y parait… ~~~ Je découvre à travers cet album le travail d’Antoine Ettori qui est une vraie réussite ! Graphiquement c’est très beau, le travail à l’aquarelle de l’auteur est remarquable et on reste en admiration devant ses planches. Les paysages et l’ambiance générale de l’album sont incroyables ! Les thèmes ainsi que les illustrations m’ont clairement fait penser aux œuvres du studio Ghibli. Niveau scénario c’est un récit de voyage aux paysages exotiques et ensorcelants. Le choix des couleurs est très abouti et les personnages sont hauts en couleur et attachants ! Pour conclure, Antoine Ettori nous offre avec cet album un joli conte, un voyage plein d'exotisme, et un charmant moment de lecture plein de couleurs et de rêves. Un magnifique album qui m’a beaucoup fait penser aux œuvres de Miyazaki ainsi qu’à la saga Indiana Jones, un ouvrage plein de surprises et de rebondissements qui plaira aux plus petits comme aux plus grands ! Dis-moi ce que tu en penses dans les commentaires 👇🏻 ! 🅽🅾🆃🅴🆂 : 🄳🄴🅂🅂🄸🄽 : 10/10 🗯️ 🅂🄲🄴🄽🄰🅁🄸🄾 : 8/10 💭 #delcourt #aventure #action #recitdevie #romangraphique #delcourtbd #bandedessinee #instabd #instabook #bookstagram #bdstagram #instalivre #lecture #instalecture #livrestagram #livres #livre #bdaddict #chroniquebd #bd #bandesdessinées #bandedessinee #comicbook #book #instapartagebd #instagram #instagood #comics #lecturedumoment (à Paris, France) https://www.instagram.com/p/Ce_lI5oqQ2Z/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#delcourt#aventure#action#recitdevie#romangraphique#delcourtbd#bandedessinee#instabd#instabook#bookstagram#bdstagram#instalivre#lecture#instalecture#livrestagram#livres#livre#bdaddict#chroniquebd#bd#bandesdessinées#comicbook#book#instapartagebd#instagram#instagood#comics#lecturedumoment
0 notes
Text
Dev piton 41 yavru dünyaya getirdi
https://haberoldu.com/dev-piton-41-yavru-dunyaya-getirdi
Dev piton 41 yavru dünyaya getirdi
Antalya’da bulunan Wildpark’ta, özel cam akvaryumlarda sergilenen iki yetişkin yılandan dişi olanı, 50 adet yumurta bıraktı. Yaklaşık 75 gün süren kuluçka döneminin ardından 41 adet yavru albino dünyaya geldi. Yavruların yumurtadan çıkmasının hemen ardından ise Wildpark’ta tatlı bir telaş başladı. Özel olarak bakılan yavruların sağlık durumu ise çok iyi. Pitonların yaklaşık bir ay boyunca birlikte kaldığını ifade eden Wildpark sorumlu Veteriner Hekimi Kadir Yatan, “Yavrularımız yaklaşık 4 aylık 4 yıl sonra babasının boyuna ulaşacak. Bunlar ikinci yavruları. Geçen yılda bir dönem yavru almıştık ve 34 yumurta vardı. Bu yıl 50 yumurta yaptı, 41 tanesi yumurtadan çıktı. Doğada olsaydı, bu oran baya düşük olacaktı. 1-2 tanesi hayatta kalırdı. Albino olduğu için kamufle olamıyorlar, çabuk av oluyorlar” dedi.
0 notes
Text
Sosyal medyada durum oldu! 6 yılan ufak kızın bedenini böyle sardı
Sosyal medyada durum oldu! 6 yılan ufak kızın bedenini böyle sardı
Dev yılanların vücudunu sardığı ufak kız yatakta uzanarak zeki telefondan çizgi film izliyor.
Youtube hesabında yayınlanan bu video ufak Maharani’nin hayvanlarla yakın temasını bildiren birincil manzara yok.
Paylaşılan başka bir videoda Maharani, bir timsahın dişlerini fırçalıyor.
6 NESIL YILAN VAR!
Olağanüstü görüntülerde, 6 farklı tür piton yılan küçük kızın üzerinde sürünüyor.
Yılanların…
View On WordPress
0 notes
Video
vimeo
THE MIGHTY GRAND PITON from The Line on Vimeo.
The Mighty Grand Piton is a short film about a young English girl, Connie, who travels to the Caribbean Island of Saint Lucia for her school holidays with her family. There, she accidentally awakens a giant robot buried under the Twin Piton mountains on the south of the Island. This robot seems compelled to protect Saint Lucia but his origins are mysterious. No one knows where he came from or how long he’s been there. During the many years he’s lain dormant, The Mighty Grand Piton, became nothing more than the stuff of legend.
Read more about TGMP here thelineanimation.com/work/the-mighty-grand-piton
Created & Directed by Wesley Louis
Executive Producer Sam Taylor James Duveen
Producer Franzi Nicolaus Hanae Seida
Character Design Wesley Louis
Storyboards Wesley Louis
Edit Max Taylor
Colour Script Agathe Leroux
Layout Wesley Louis Max Taylor
Animation Wesley Louis Venla Linna Maxime Jouniot Amanda Holm Alessandra Sorrentino Jonathan Djob Nkondo
FX Animation Naoki Araiza Tokumasu
Cleanup & Colour Wesley Louis Venla Linna Isobel Stenhouse Ash Wu Elenora Quario Amix
Backgrounds Igor Piwowarczyk Matt Vince
Compositing Max Taylor Freddie Lewis-wall
Executive Music Producer Rina May
“The Mighty Grand Piton” Written, Composed and Performed by Rina May
Live guitar mixed and mastered by Wayne Plummer
Strings Nick Bowers-Broadbent
Drums Rina May Cem Andre
Sound Design and Mix Chris Didlick at Box of Toys
Voiceover Mervin Louis
Logo and Graphic Design Max Taylor
Special Thanks Alijoy Baker Mervin Louis Audrey Louis Antoine James Louis No Ghost
In memory of Agatha Charles Francis Charles Frederick Jn Baptiste Philomene Louis Barthelmy Louis Constance (Connie) Prince
No Ghost:
CG Supervisor Luke Gibbard CG Look Dev Tom Flavelle
CG Producer Kye Dorricott
Modelling Luke Gibbard
Rigging Tom Flavelle
CG Animation Luke Gibbard
0 notes
Video
vimeo
THE MIGHTY GRAND PITON from The Line on Vimeo.
The Mighty Grand Piton is a short film about a young English girl, Connie, who travels to the Caribbean Island of Saint Lucia for her school holidays with her family. There, she accidentally awakens a giant robot buried under the Twin Piton mountains on the south of the Island. This robot seems compelled to protect Saint Lucia but his origins are mysterious. No one knows where he came from or how long he’s been there. During the many years he’s lain dormant, The Mighty Grand Piton, became nothing more than the stuff of legend.
Read more about TGMP here thelineanimation.com/work/the-mighty-grand-piton
Created & Directed by Wesley Louis
Executive Producer Sam Taylor James Duveen
Producer Franzi Nicolaus Hanae Seida
Character Design Wesley Louis
Storyboards Wesley Louis
Edit Max Taylor
Colour Script Agathe Leroux
Layout Wesley Louis Max Taylor
Animation Wesley Louis Venla Linna Maxime Jouniot Amanda Holm Alessandra Sorrentino Jonathan Djob Nkondo
FX Animation Naoki Araiza Tokumasu
Cleanup & Colour Wesley Louis Venla Linna Isobel Stenhouse Ash Wu Elenora Quario Amix
Backgrounds Igor Piwowarczyk Matt Vince
Compositing Max Taylor Freddie Lewis-wall
Executive Music Producer Rina May
“The Mighty Grand Piton” Written, Composed and Performed by Rina May
Live guitar mixed and mastered by Wayne Plummer
Strings Nick Bowers-Broadbent
Drums Rina May Cem Andre
Sound Design and Mix Chris Didlick at Box of Toys
Voiceover Mervin Louis
Logo and Graphic Design Max Taylor
Special Thanks Alijoy Baker Mervin Louis Audrey Louis Antoine James Louis No Ghost
In memory of Agatha Charles Francis Charles Frederick Jn Baptiste Philomene Louis Barthelmy Louis Constance (Connie) Prince
No Ghost:
CG Supervisor Luke Gibbard CG Look Dev Tom Flavelle
CG Producer Kye Dorricott
Modelling Luke Gibbard
Rigging Tom Flavelle
CG Animation Luke Gibbard
0 notes
Photo

Florida'da Dev Piton Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida eyaletindeki bir doğal yaşam alanında 5.2 metre büyüklüğünde dev bir piton bulundu. Ochopee kentindeki koruma alanı ‘Büyük Servi’de (Big Cypress) dişi pitonu bulan görevliler, şimdiye kadar yakaladıkları "en büyük yılan olduğunu ve bölgedeki vahşi yaşama tehdit teşkil ettiğini" açıkladı. #abdhaberleri #amerikahaberleri #usanewsturkish @abdpostcom Florida'da Dev Piton
0 notes