#günlükler
Explore tagged Tumblr posts
Text
Bana bekle de yeter.
Ölümüme 1 dakika kala gelsen bile beklerim seni iki gözümün çiçeği…
~Franz Kafka
#karanlıktangelenkız#alıntı#kitap alintilari#kitaplar#kitap#günün alıntısı#franz kafka#Franz#kafka#günlükler#gecenin karanlığı
12 notes
·
View notes
Text
duru ve saydam olana sevgim, benim fazlasıyla bulanık düşünce tarzımdan kaynaklanmaktadır.
brecht - günlükler
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#charles bukowski#bertolt brecht#günlükler#sabahattin ali#albert camus#john berger#selçuk baran#oğuz atay#ahmet altan#bilge karasu#alain de botton#simone de beauvoir#rainer maria rilke#üç kuruşluk opera#samuel beckett#thomas bernhard#friedrich nietzsche#platon#marcus aurelius#kendime düşünceler#jean baudrillard#zygmunt bauman#faust
20 notes
·
View notes
Text



Kitap Günlükleri 3
1. Küçük Yuvarlak Taşlar (84 sayfa)
2. Bu Hikâye Senden Uzun Osman (129 sayfa)
3. Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu (168 sayfa)
15 notes
·
View notes
Text

"Tanrım kendi kendime hep böyle eziyet mi edeceğim ve bundan böyle zihnim hiçbir şüphesizlik ve kesinlik üzerinde dinlenemeyecek mi? Uykuya dalabilmek için yatağında sağa sola dönen bir hasta gibi sabahtan akşama kadar, endişe içindeyim ve endişelerim beni geceleyin bile uyandırmaktadır.."
6 notes
·
View notes
Text
"Olduğumuz yerden yaşama götürecek bir yol yoktur; oysa yaşamdan buraya gelmemizi sağlayan bir yolun varlığı gerekiyor: İşte yolumuzu böylesine şaşırmış durumdayız."

22 notes
·
View notes
Text
29 Ağustos, Tanca
[SS 1965 Ağustos'un son günlerini ve Eylül'ün ilk yarısını Fas, Tanca'da Paul ve Jane Bowles'ı ziyaret ederek geçirdi. O dönemde zaten biraz uzaklaştığı Alfred Cheste şehir merkezinde yaşıyordu ve Driss Ben Hussein El Kasri adlı genç bir Faslıyla ilişkisi vardı.]
...
Ravi Shankar
Paranoyak olmamamın (hatta anti-paranoyak olmamın), kolay güvenmemin, zarar vermediğim insanların (Alfred, 'Edward [Field] - Nadia [Gould]') kötülüklerine her zaman şaşırmamın sebebi: çocukken kendimi ihmal edilmiş, görmezden gelinmiş, algılanmayan biri gibi hissediyordum – belki de Irene'le tanışana kadar, onun haricinde herkesle her zaman böyleydi –
Suçlama, düşmanlık, kıskançlık bile bana 'au fond' ['derinde'] hak ettiğimden daha fazla ilgi görmüşüm duygusu veriyor. Yabancıların, tanıdıklarımın ve iyi davrandığım arkadaşlarımın iyi niyetine güveniyorum çünkü onlar için bana kibarca davranmaktan fazlasını gerektirecek kadar önemli olduğuma inanmıyorum – yani bana bu kadar dikkat ettiklerine. Kıskançlık fantezilerinin konusu olmak... kimim ki ben?
Unutma - Irene geçen yıl varlığımı 'Kate'e söyledi diye ne kadar şaşırmıştım; Alfred'in beni Tanca'ya geldiğimi mektubunda Edward'a bildirecek kadar önemsemesine de şaşırdım.
Alfred'in romanı:
Zaman sırası yok fakat anlatı sıralı
Başkahraman ya da merkezdeki karakter yok, bir grup karakter var.
...
Alfred:
Zorba, baştan çıkarıcı, akıllı, bilge, hain — Tiresias, Oscar Wilde, Isidore: bütün bu özelliklerinin altında bir cümleyi bile tamamlayamayan, soruya cevap veremeyen ya da başkalarının söylediklerini dinleyemeyen histerik, kötü huylu bir çocuk var. Diğer yandan Alfred sürekli bir kâhin arayışında (Aziz Stanislaus, Irene, Edward, Paul Bowles).
Peruğunu yaktı [Chester tamamen tüysüzdü] + küçük penisli olmaktan + hiç pubik kılı olmadığından söz ediyor. Hep korkunç hissetmiş kendini + ama şimdi söylüyormuş bunu, başka bir şeyden söz etmek istemiyor.
Hiç bilge olmuş muydu? Yoksa bilgeliğini yitirdi mi? (Cazibesi gibi o da bir 'numara' mıydı?) Olmayan yerlerde 'anlam' ('simgeler', romans) arıyor. Sahte-sorunlar!
Susan T'nin [aubes, 1969'da kendini Long Island'da denize atarak intihar etti; bedenini SS teşhis etti] de bazen konuşulanlara odaklanamaz çünkü söylenenle + ayaklarının dibindeki yaprak arasındaki bağlantıyı anlamak istiyordur - ve bunu yapamaz.
Sahte-sorunlar!
Hiçbir şey gizemli değil, hiçbir insan ilişkisi. Aşk hariç.
Bugünkü halimle Alfred'e kapılmazdım - hâlâ eskisi gibi olsa bile (+ ki artık değil).
Çünkü artık kendime saygım var.
Her zaman zorbalara kapıldım - benden o kadar da hoşlanmıyorlarsa harika olmalılar diye düşündüm. Beni reddetmeleri bana üstün özelliklerini, beğeni sahibi olduklarını gösterdi. (Harriet, Alfred, Irene)
Kendime saygı duymuyordum. (Kendimi seviyor muydum?)
Şimdi acı çekmek nedir biliyorum artık. Hayatta kalmayı da başardım. Yalnızım – sevgisizim + sevecek kimsem yok – dünyada en korktuğum şey. Dibi gördüm. Ve hayatta kaldım.
Tabii ki sevmiyorum kendimi. (Hiç sevmemişimdir herhalde!) Hayatım boyunca güvendiğim tek insan beni reddetmişken nasıl seveyim - ne kadar sevilebilir olduğumun belirleyicisi, + yaratıcısı yaptığım kişi tarafından. Kendimi derinden yalnız hissediyorum, engellenmiş, itici - daha önce hiç hissetmediğim ölçüde. (Ne kadar kendini beğenmiş + yüzeyselmişim!) Kendimi sevilmeye değmez hissediyorum. Ama içimdeki sevilmeye değmez askere saygım var – hayatta kalmaya, dürüst olmaya, adaletli, onurlu olmaya çabalıyor. Kendime saygı duyuyorum. Bir daha zorbalara asla kapılmayacağım.
...
Rüyalarının Esiri: "bir kâhinin portresi"
Jane [Bowles] + Şerife [Bowles'un Faslı sevgilisi]:
"Tam bir çılgın? Çılgının teki değil mi, Paul?" "Çenesini hiç kapamıyor!" "Hizmetkâr muamelesi görmek istemiyor." "Kaç yaşında, Paul?" "Bana biraz daha yaklaşırsa çığlığı basarım." "İlkel biri, bilirsin işte." "Çirkin gelmiyor mu sana?" "Onu çok heyecanlandırdın, burada olmana çok heyecanlandı. Her kadın heyecanlandırır onu." "Maymunlar gibiler, öyle değil mi?" (Şerife + Muhammed)
Paul + "arkadaşı" (Taksi gelmiş mi diye bakmak üzere aşağıya onu gönderdi). Gordon [Sager]: "Ona para vermeli miyim?" Paul: "Verme. Şımartacaksın."
Bowles'lar Alfred + Driss Ira Cohen + Rosalind Targisti - Brion Gysin Bob Faulkner (Jane B. + John Latouche, otuzlarının ortasında parlak, genç tipler) Gordon Sager Alan Ansen Alec Waugh + Jermyn Earl'ü, ‘Irving' Havana üzerinden NY'tan geldi Liz + Dale Charles Wright + yaşlı ayyaş
(geçmişte: Stein, Djuna Barnes, Bowles, [Allen] Ginsberg, [Gregory] Corso, Harold Norse, Irving Rosenthal)
K-O-B: Haşhaş-morfin-eroin Peyote-meskalin-LSD
[Evelyn Waugh'un] Gerileyiş + Çöküş'ünün dünyası + [Ronald] Firbank + [James Purdy'nin] Malcom'u + [Jane Bowles'un] İki Ciddi Hanım'ı gerçekmiş! Böyle insanlar var, bu hayatlar yaşanıyor! Burada (Bowles'lar, Alan Ansen, Gordon Sager, Bob Faulkner, vs, vs.)! Ben hepsini şaka sanmıştım — o saplantıları, kalpsizliği, zalimliği. Uluslararası homoseksüel hayat tarzı - Tanrım, ne büyük delilik + olabildiğine çirkin + mutsuz—.
[Amerikalı yazar] Alan Ansen, bir Sophocles dizesini kullanarak klasik Yunanca bir kelime oyunu yapacak Atina'da ayakkabı boyacısı bir çocuğa. Tanca'daki bu yaz boyunca gereken 300 kitap ve plak geri götürülmeli. ("oğlanlar") için Atina- Tanca ring seferi.
[İngiliz-Amerikalı şair W. H.] Auden gerçekliği (tinsel olarak) kısmen de olsa aşabilen tek yazar mı bu dünyada?
s.113—117
Susan Sontag Bilinç Tene Kuşanınca Günlükler, 1964 — 1980
Yayına Hazırlayan: David Rieff Türkçesi: Begüm Kovulmaz Everest Yayınları
2 notes
·
View notes
Text
"Bir yerlerde, biri, beni azıcık da olsa anlıyor mu, azıcık da olsa seviyor mu? Bütün çaresizliğimle, ideallerimle, her şeyimle – hayatı seviyorum. Ama bu çok zor ve öğreneceğim daha çok, çok şey var. Galiba zaman zaman deliriyorum..."
- Sylvia Plath - Günlükler
23 notes
·
View notes
Text
"Olup bitenleri yavaş yavaş arkasından itilen, nereye gittiğini bilemeyen, en öndekilerin uçurumdan yuvarlanıp öldüğü bir koyun sürüsüne benzetmek gerekiyor. Sürü bir şeyler hissediyor, tehlikeyi sezip huzursuzlaşıyor, ancak psikolojisi tepki gösteremiyor, gelişmelere karşı çıkamıyor."
Robert Musil
Günlükler
#robert musil#günlükler#edebiyat#kitap#yazar#kitapalıntıları#kitapalıntısı#kitaplık#kitaplar#sürü psikolojisi
7 notes
·
View notes
Text
"Soğuk yıldızın birinde afaroz edilmiş gibiyim, korkunç, çaresiz bir uyuşukluktan başka bir şey hissetmekten âcizim. Eğilip sıcak, kendi halindeki dünyaya bakıyorum. Âşıkların yataklarından, bebeklerin beşiklerinden, yemek masalarından oluşan bu yuvaya, dünyadaki bütün bu hayat alışverişine bakıyorum ve cam bir duvarın içinde kapalı kalmışçasına kendimi her şeyden uzak hissediyorum."
1 note
·
View note
Text
Üniversite yıllarında açtığım bu Tumblr hesabını yazmak istediğim yazıları toplayacağım bir platform olarak kullanacağımı düşünmüştüm. Lise yıllarında kağıtlara ve defterlere yazdığım yazıları üniversite sınavının ilk aşamasından kendimden beklemediğim kadar kötü bir sonuç alınca yırtıp atmıştım. Yazılarımı online bir platformda tutarsam yazılarımı bir cinnet anında yırtıp atmaktan korurum diye düşünmüştüm sanırım. İlerleyen yıllarda kendimden ve yazdıklarımdan sıkılıp hatta belki utanıp buradan da yazılarımı sildim, tabi ki. Üniversiteden sonra ise yazdığım yazılar artık sadece bilimsel makaleler oldu. Ben içimden geleni yazamaz oldum. Şimdi kendimi dinlemek ve iyileştirmek için yazmak istediğimde ise yazamıyorum.
Kendime küçük bir defter ve sevdiğim bir kalem aldım. Çantama atıyorum bu küçük defteri ki böylece aklıma bir şey geldiğinde hemen yazmaya başlayayım. Şimdi de ya yazacak düzgün bir konu gelmiyor aklıma oradan oraya savruluyorum. ya da yazdıklarım beni sıkıyor.
Bir de burada deneyelim bakalım yazabilecek miyim?
21.11.23
1 note
·
View note
Text

camus - günlükler
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#şiir#charles bukowski#friedrich nietzsche#albert camus#günlükler#yabancı#düşüş#sisifos söyleni#john berger#selçuk baran#zeki demirkubuz#orhan pamuk#vladimir nabokov#jack london#umberto eco#milan kundera#bilge karasu#walter benjamin#vincent van gogh#stoa#sokrates#platon#antik yunan
9 notes
·
View notes
Text
AĞUSTOS 2023
Bu ay için söyleyebileceğim en iyi cümle bu olabilir: Not bad but not good. Çok mutlu günlerim de oldu, ağlamaktan gözlerimin acıdığı ya da daha kötüsü ağlayamayıp içimin daraldığı günlerim de oldu. Ortalama bir aydı kısaca. Tatilimin son ayıydı bu ay. Yoğun tempolu günler beni bekliyor. Seviniyorum aslında bir taraftan, özledim bir işe yarar hissetme duygusunu.
İnsan ilişkileri açısından daha da geliştiğim bir ay oldu, üzücü de olsa bazı farkındalıklarım oldu. Bana değer veren insanları diğerlerinden ayırmam gerektiğini iyice öğrendim. Bu tip(ilk bahsettiğim) insanlarla ilişkimi tamamen kesmek zorunda değilim ama asıl önceliğim kendi ruh sağlığım, mutluluğum olmalı. Onlardan beklentilerimi düşük tutmalıyım ki aksi durumda üzülüp modum düşmesin. Çok şey öğrendim de umarım bunları uygulamayı da sürdürebilirim.
Bazı hazırlıklar yaptım yurt için. Ek olarak dizi, ingilizce bazı videolar, işe yarayabilecek textbooklar, okuma kitapları vb. indirdim. Bozulan cildimi düzenlemek için cilt bakımıma daha çok önem veriyorum. Telefon ve tabletime duvar kağıtları yaptım, daha kişiselleştirmek, bana ait hissetirmeleri için.
Bu ayın cümlesi: Embrace all that is yours.
İzlediklerim: The Queen's Gambit, Modern Family.
Podcast: OSB Ünlü Yazarların Sıra Dışı Yönleri, OSB Başarının Temeli: Başarısızlık, OSB Dünyayı Değiştiren Fikirler, OSB Etkili İletişim, OSB Platon/Mağara Alegorisi, OSB Vazgeçebilmek, OSB Sindirella Kompleksi/ Bağımsızlıktan Korkuyor Musun?, OSB Sevgi Dilini Öğren....
Kitaplar: Vezir Gambiti, Sevme Sanatı, Verity, Bir İdam Mahkumunun Son Günü,Ötanazi Okulu, Maça Kızı(Puşkin), Masumiyet Müzesi(Hâlâ okuyorum.).
Şarkılar: Adrenaline, Unutulur Her Şey, Ölürüm Sana...
7 notes
·
View notes
Text
Sevgili ben,
Bugün çok yoruldun.
Kalbini bir kez daha açtın, cesurca konuştun.
İçinde kalanları söyledin…
Kırıldığını, yok sayıldığını, anlaşılmadığını söyledin.
Ama yine duyulmadın.
Yine karşındaki sadece kendi duymak istediklerini duydu.
Yine, senin gerçek duyguların bir köşeye atıldı.
Bu seni ağlattı, yordu… ama sana şunu hatırlatacağım:
Sen kendine ihanet etmedin.
Barışmadın çünkü hâlâ yaraların tazeydi.
Sadece sevgiyi değil, saygıyıda istedin.
Ve bu çok kıymetli.
Bu, güçlü bir kalbin haykırışıydı.
O seni sadece geri kazanmak istedi, anlamak değil.
Sen ise sadece “duyulmak” istedin.
Ve o bunu yine yapmadı.
Bunun için kendini suçlama.
Bunun için "neden yetemedim" deme.
Çünkü sen yettin, sadece o eksikti.
Ve şimdi, artık son kez noktayı koydun.
Bu bir son değil, bir başlangıç.
Kendine geri dönmenin, kendi kalbinde yer açmanın başlangıcı.
Sen çok derin sevdin.
Ama artık başkaları için değil,
kendin için sevme zamanı.
Sana söz:
Bu sefer yaralarını yok sayarak değil,
onlara sevgiyle bakarak iyileşeceğiz.
Beraber, sabırla, öz şefkatle.
Çünkü sen,
güzel sevmeyi bilen bir kalpsin.
Ve böyle kalpler, bir gün kendine kavuşur.
0 notes
Text
Mavi Günlükler
Uzun süreli yazmama dönemime ara verdiğim bu günlerde düşündüm ki, sadece depresyon sürecime dair değil, aynı zamanda beni gerçekten heyecanlandıran konulardan da bahsetmek iyi olacak. Bu siteyi ilk açtığımda yazdıklarım gibi, biraz daha inceleme yazılarına dönmek istiyorum. En azından çok sevdiğim sanatçılardan ve müziklerden bahsedersem yeniden buradaki aktifliğimi sağlayabilirim. Uzun…
#Eurovision#Linkin Park#Manga#mavi günlükler#mavi müzikler#Mor ve Ötesi#Pink Floyd#Türk Rock Müziği#Şebnem Ferah
0 notes
Text
Albert Camus – Günlükler (2024)
Büyük düşüncelerin ardından sürekli insana, insani olana dönen bir yazardır Camus. “Bir yazarın öğrenmesi gereken ilk şey, hissettiği şeyi hissettirmek istediği şeye aktarabilme sanatıdır,” der. Okurlarına bir şeye karşı çıkmak için önce inanmak gerektiğini öğretir. Bu inancın en sağlam temellerinden biri de duyguları ve samimiyetidir. Bu samimiyet başta farklı üslupların ortaya çıktığı bir…

View On WordPress
0 notes
Text

...gece parça parça doğranıyorum ve buna karşı bir şey yapmak içimden gelmiyor
.Franz Kafka, Günlükler -Cilt 1-, Birinci Defter
#full moon#moon light#moon#sky#pond#lake#clouds#cloud#mountain#mountains#pics#art#landscape#scenery#nature#travel#amazing#aesthetic#beautiful photo#traveling#photograpy#landscape photography#dolunay#gece#ay#ay ışığı#şir#edbiyat#kitap#şair
208 notes
·
View notes