#sen yokken
Explore tagged Tumblr posts
sensizliklesavasirken · 2 years ago
Text
88 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 1 year ago
Text
Hangi kalabalığa girsen, ben seni gözlerinden tanırım..
6 notes · View notes
alyaaww · 8 months ago
Text
Tumblr media
22 notes · View notes
huzur-un · 8 months ago
Text
Hayatın boyunca kaybetmeyecek 4 insan;
Kızgın olduğunda sana kim tahammül etti?
Sen yokken seni kim savundu?
Endiselendiginde seni kim mutlu etti?
Yenildiğinde ve düştüğünde kim yanındaydı?
260 notes · View notes
selin-n · 2 months ago
Text
Günaydınlar☀️🍀🕊️
Tumblr media
Unutma,
Sen yine sardunyalara su ver
ben yokken...
Unutma,
Haberleri dinle her saat başı lütfen...
Unutma
Gazeteleri oku kahvaltı ederken...
youtube
Sen ki, acı çekmenin en kibarını bilirsin
Sen ki, mum gibi İçine içine erirsin
Dayan gözümün nuru ....
Kavuşacağız elbet bir bağbozumu...
Kıran kırana bu hayat
Yaşayacağız boynumuzun borcu...
Unutma bahardır kışın sonu...
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
105 notes · View notes
mert666670 · 1 month ago
Text
Yengemle Seks Hikayesi Okuyup Sikiştik!
Selam Adım Ertan, 23 yaşındayım ve Siirt’te oturmaktayım. Bu siteyi aylardır takip ediyorum ve hemen hemen bütün hikayeleri okumuşumdur. Buradaki bazı hikayeleri okudukça yengeme olan ilgim katlanmaya başladı. Bu arada dayımın karısı olan yengem 38 yaşında, 1.70 boyunda, 85 kiloda, etine buduna dolgun bir ev hanımıdır. Yengemi düşündükçe tüm erkeklik damarlarım şişer. Bir gün bizimkiler evde yokken, ben odamda yine herzamanki gibi internetten erotik hikayeler okumaya başladım. Tam da kalkmış sikimi eşofmanımdan çıkarmışım, sıvazlayarak, dayısının karısını siken birinin hikayesini okuyordum ki, kapı çaldı. Hay amına koyayım, sikim de öyle bir zonkluyordu, tuvalete gidip 31 çekmeyi düşünüyordum. Arkadaşlardan biridir diye, sikimi tekrar yerine sokarak ve tişörtümle gizleyerek gittim kapıyı açtım. Fakat gelen yengem idi!
Yengem, “Annenler evdeler mi Ertan?” diye sordu. Ben de, “Teyzemlere gittiler, buyur gel içeri yenge, birazdan gelirler.” dedim. Yengem geçti salona. Sikim de hala kazık gibi, yengeme belli etmemeye çalışıyorum, “Yenge sen otur, ben bir lavaboya gireceğim.” dedim. Yengem, “Tamam.” dedi. Girdim tuvalete 31 çekerek indirdim sikimi. Tuvaletten çıktığımda yengemi salonda göremedim. Aklıma okuduğum hikayeyi açık bıraktığım geldi ve telaşla hemen bilgisayarın olduğu odama gittim. İçeri girdiğimde yengem bilgisayarın başındaydı (Google’dan yemek tarifi aramak istemiş) ve benim okuduğum o dayısının karısını siken adamın hikayesini görünce, hikayeyi okumaya başlamış! Nasıl utandım anlatamam. Yengem, “Ertan bu ne be? Sen bunları mı okuyorsun?” dedi. Ben sadece kafamı önüme eğdim ve cevap veremedim. Yengem, “Vaay beee!” diyerek okumaya devam edince, “Yenge okuma!” diyerek bilgisayarı kapatmak istedim. Fakat yengem, “Dur kapatma, çok ilginç şeyler anlatıyor, okumak istiyorum” diyerek kapatmama engel oldu.
Ben de mecburen bilgisayarın yanındaki kanepeye geçip oturdum. Yengem, “Oha bee, yok artık, vay anasına!” diye diye hikayeyi okuyup bitirdi. Sonra da kanepeye yanıma oturdu ve beni süzmeye başladı. Ben tabi kafamı kaldırıp yengemin yüzüne bakamıyorum. Üstelik o okuduğu hikayedeki çocuk da yengesini düşünerek tuvalete gidip 31 çekiyordu, rezil olmuştum, yerin dibine girmiştim. Yengem bacak bacak üstüne atarak, çenemi tutup kafamı yukarı kaldırdı ve “Ertan baksana bana, sen de mi demin tuvalete girip beni düşünerek 31 çektin yoksa?” dedi. Ne cevap vereceğimi bilmediğim gibi, birde yengemin giydiği etek dar olduğu için diz kapağının üstüne kadar açılmıştı ve gözüm yengemin pürüzsüz bacaklarına kayıyordu. Yengem bacaklarına baktığımı farkedip, “Nereye bakıyorsun” diye sordu. Benden yine cevap yok tabii, zorla yutkunuyorum zaten, o anda beynimden vurulmuşa döndüm. Sikim yine kalkmaya başlamış, kasıklarımda ağrılar oluşmuştu…
Benim elim yüzüm pancar gibi kızarıyordu, fakat yengem gayet sakin ve serin tavırlarla, “Eee, başka yengesini sikenlerin hikayeleri var mı? Aç ta okuyalım!” dedi. Utana sıkıla geçtim bilgisayarın başına, fakat sikimin kalkıklığını gizleyemedim tabi. Açtım yengeme bir hikaye ve birlikte okumaya başladık. O hikaye de bitince, yengem, “Dur bir tane de ben seçeyim!” diyerek, hikayelerin başlıklarına baktıktan sonra bir tane açtı, ve beraber okumaya başladık. Yengem özellikle bizim durumumuza benzer bir hikaye seçmişti. Hikayeyi okudukça yengemin nefes alıp verişi değişmeye başladı. O sırada yengeme, “İyimisin yenge?” diye sorduğumda, yengemden sadece, “Hı hı!” diye bir cevap geldi. O zaman anladım ki yengem zevk alıyordu. Bende bunu fırsat bilip, “Canlısını seyretmek istersen film açayım mı yenge?” diye sordum. Yengem de, “Aç bakalım ne açmak istiyorsan!” dedi…
Ben hemen güzel bir pornofilm açtım. Yengem kalın yarrakları görünce, “Bu ne yaaaa, ne büyük şeyler bunlar!” diye şaşkına döndü. Biraz izledikten sonra yengem, “Sıcak bastı valla! Çok kötü oldum!” diyerek başörtüsünü çıkardı ve önüme bakarak, “Sen iyimisin?” diye güldü. Benden ses çıkmayınca bacağını bacağıma değdirmeye başladı. Ben yengemin bu hareketinden cesaretle elimi yengemin bacağına koydum ve biraz okşamaya başladım. Yengem bana bakıp gülümseyerek, “Hoop, kendine gel!” dedi. Yengemingülümsemesinden ve rahat tavırlarından cesaret alarak, “Dayanamıyorum yenge çok güzelsin, filmdeki karılardan bile güzelsin valla!” dedim. Yengem gülerek, “Benim nerem güzel be, ben kendimi güzel bulmuyorum!” 🙂 dedi. “Olur mu yenge, şu dudaklarına, göğüslerine, kalçana baksana, harikalar!” dedim. Yengem de, “Gerçekten güzel miyim?” deyince, ben, “Tabii yenge! Hele şu göğüslerin yok mu, beni öldürüyor valla!” diyerek göğüslerine dokunmaya başladım. Yengem hiçbir şey demiyor sadece şaşkın şaşkın bana bakıyordu…
Elimi biraz daha aşağılara indirip kalçasına dokunduğumda yengem gözüme dik dik bakarak, “Kolay gelsin Ertan, ne yapıyorsun?” dedi. “Hiiç yenge, sadece güzel olan yerlerini gösteriyorum!” dedim. Yengem gülerek, “Yaa öyle mii? Başka nerem güzelmiş göster bakalım!” 🙂 dedi. Elimi kalçasından çekip öne getirdim, eteğinin altına sokarak, “Burası!” dedim ve külodunun üzerinden yengemin amını avuçladım. Yengemin amını okşarken dudaklarına yapıştım ve öpmeye başladım. Önce hiç tepkisiz duran yengem sonradan öpmeme karşılık vermeye başladı. Bir çırpıda yengemin üstünü çıkararak o muhteşem memelerini südyeninden kurtardım ve ağzıma aldım. Ben memelerini yalayıp emdikçe yengem inlemeye başladı. Yengem o kadar zevke gelmişti ki, artık elleriyle başımı aşağılara itmeye başladı. Anladım ki okuduğumuz hikayede olduğu gibi amını yalamamı istiyordu. Yengemin de yardımıyla eteğini ve ıslanmış külodunu çıkardım. Ve hiç zaman kaybetmeden hemen yengemin kaymak gibi amını yalamaya başladım. Ben amını yaladıkça yengem inliyor, saçlarımı koparırcasına çekiyordu. Az sonra yengem çığlık atarak orgazm oldu…
Bende de dayanacak güç kalmamıştı, hemen eşofmanımı külodumla birlikte çıkarıp, kazık gibi olmuş yarağımı yengemin ağzına vermeye çalıştım. Yengem gözlerini kocaman açarak, “Ohaaa! Bu ne lan? At yarağı mı bu?” dedi. Ben de, “Ne oldu yenge, korktun mu? Bu işte birazdan köküne kadar sana girecek!” 🙂 deyip, yengemin başını yarağıma bastırdım. Yengem ağzını açınca gırtlağına kadar soktum. Ben yengemin ağzını abanarak siktikçe, yengem boğulacak gibi oluyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Birkaç git gelden sonra fazla dayanamayıp midesine tüm spermlerimi boşalttım. Yengemin ilk defa spermin tadına baktığı her halinden belli idi. Yengemin ağzını yüzünü başörtüsüne sildikten sonra birer sigara yaktık. Sigaralarımızı içtikten sonra kanepeye uzanıp tekrar öpüşmeye başladık. Yengemle öpüştükçe yarağım yeniden kalkmaya ve sertleşmeye başladı…
Göğüslerini öperek tekrar yengemin kaymak gibi amına indim ve yalamaya başladım. Yengemin amını yalarken aynı zamanda da parmaklıyor ve klitorisini oynuyordum. Amından sular akmaya başlayan yengem, “Yeter artık sokkkk şunu içime! Bittim!” diye bağırdı. Yengemin bacak arasına geçip yarağımla ıslanmış amına fırça çekmeye başladım. Yengemin gözleri kapalı, zevkten ayakları titriyor, “Sookkk ulan! Geçir içime! Yalvarıyorum sok artık! Öldürdün beni Pezevenk! Sokkkk!” diye bağırıyordu. Zaten bende de dayanacak güç kalmamıştı, yengemin bacaklarını iyice açtım, yarağımın başını ıslattıktan sonra amına dayayıp, bir hamlede sokmamla yengemin inanılmaz bir çığlık atarak altımdan kaçması bir oldu. Ne biçim korkmuştum valla, “Noldu yenge?” dedim. Yengem, “Hayvan herif! Orospu çocuğu! O ne biçim sokma öyle, yavaş olsana, amımı parçaladın!” diye bağırdı…
“Tamam anladık orospu, bağırma!” deyip yengemi tekrar çektim altıma, yarağımı yeniden soktum amına ve yavaş yavaş girip çıkmaya başladım. Yengem altımda çığlık çığlığa sikilmenin zevkini çıkarıyordu. Yaklaşık 10 dakika o tempoda siktikten sonra yengem belimden çekerek, “Hızlı hızlı sik!” demeye başladı. Ben iyice hızlandım ve sert sert sokup çıkarmaya başladım. Yengem o sırada çığlık atarak ikinci kez orgazma ulaşmıştı. Benim de ayaklarımın bağı çözülmüştü, “Yenge boşalacam!” dedim. Yengemin, “İçime boşal, korunuyorum!” demesiyle öyle bir boşaldım ki yengemin amına, döllerim yarağımın kenarından dışarı çıkmaya başladı. Ama ben durmayıp pompalamaya devam ediyordum. Amından çıkmadan bir kez daha boşalana kadar siktim yengemi. Sonra beraber banyoya girip, yengeme bir postada duşun altında kaydım. Yıkanıp kurulandık giyindik ve yengem annemleri beklemeden evine gitti
89 notes · View notes
sillagen · 17 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Kız kıza kahve içiyoruz. Annem, anneannem,ben. Bennuse olsa kahve yapar diyip diyip durmuş. Sen yokken kimse hevaslanmıyor bu işe dedi :D Doğru ben içmeyi sevince herkese yapıyorum onların da hoşuna gidiyor.Bizdeyken hep bu saatler kahve saatimiz vardı. Mutlu oluyor.
69 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 2 years ago
Text
Kelebekler uçmayı öğrendi gitti..
16 notes · View notes
rivoluzionei · 2 months ago
Text
kalbim… kapıları sökülmüş, tabelası silinmiş bir istasyon gibi. gelen yok. gidenin tozunu bile almadım daha. hâlâ ardından esen rüzgârla savruluyorum. ne kadar uğraşsam da senin yokluğuna bir isim bulamıyorum. sözlüklerde karşılığı olmayan bir boşluk bu; cümlelerin içinde eğreti duran, hiçbir yere oturmayan bir eksiklik. sen gittin. her şey değişti. renkler soldu, sesler kısıldı. umutlar duvar diplerinde usulca bekliyor. hayaller yarım bırakılmış cümleler gibi tamamlanmamış. ardından sessizlik kaldı. ne martılar döndü limanlarıma ne çocuklar şarkı söyledi parklarda. gölgeler bile uğramaz oldu köşelerime. sesin yok artık. varlığın, eski bir hikâyenin kırık satırlarında asılı. söyler misin, hangi şehir unutur bizi olduğumuz gibi? hangi sokak taşır içimizde biriken sessizliği? hangi gece korur içimizde sakladığımız o kırılgan çocuğu? hangi sabah siler içimizde kalan o suskunluğu? ve hangi ev, bizi tanımadan kapısını aralar yeniden? gittin. dönüp bakmadın ardında bıraktığın yıkıntıya. kalbimin ara sokaklarında hâlâ yankılanıyor adımların. sözsüz gidişin, bir çığlıktan daha çok yankılandı içimde. sokaklar daraldı, sanki dünya çöktü üzerime. nefes almak bile lüks oldu sen yokken. ellerim boş şimdi. avuçlarımda sadece yokluğun kaldı. ne kadar tutsam da kayıyor parmak aralarımdan. konuşacak kimse kalmayınca kelimelerde geri çekilmeyi tercih ediyor. sen gidince ben de eksildim. her sabah aynada biraz daha silik bir yüz görüyorum. gözlerimin altında taşıdığım yorgunluk senin adını fısıldıyor her yeni güne. zaman geçmiyor. sadece içim daralıyor. arada eski bir şarkı duyuluyor uzaktan. hangi zamana ait bilmiyorum ama seni hatırlatıyor. bıraktığın tüm o hissi beraberinde getiriyor geri. bazen sadece bu yetiyor unutmamama. sana hep bir ihtimal sakladım içimde. belki bir otobüsle dönersin. belki bir sokak tabelasında adımı görür, duraksarsın. ya da bir gün, elinde bavulunla yeniden basarsın taşlarıma.
ben burada olacağım.
eksik.
ama hâlâ senli.
67 notes · View notes
pamuk-prenses-karaca · 9 months ago
Text
İSTANBUL 🤗
Amcamın evinden doğa manzara 🤣
Süper ötesinden 👈
Yağmurlu bir günde.
Arkadaşlarım mutlu sağlıklı.
Güzel bir hafta diliyorum 🙃
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ah be Dünya sen dönüyorsun.
Onu anladikta.
Bu insanlar hemde senden.
Daha hızlı dönüyor.
Ortada görünce yokken.
İki yüzlü insanların neyini.
Beğenmezler anlamış değilim.
İki tane yüz işte çevir çevir.
Tükür...😁
Karpuz kadar kafası olup.
Çekirdeği kadar beyni olmayan.
İnsanlar var.
SEBASTİAN....✍️
Tumblr media
PRENSES 👰
DERİN 🍂KARACA 🪻
Tumblr media
134 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 2 years ago
Text
Söyle olur mu hiç bu dünya bizsiz
omzumda yük değil kalbimde izsin
144 notes · View notes
ogzd51 · 6 months ago
Text
Neden zordur sevdiğine kavuşmak,ben istemez miyim gözlerinin içine bakarak seni seviyorum demeyi
uzak bir ülkeden söylesem seviyorum seni diye duyarmısın? söylediklerimi duysan bile hissedermisin yüreğimdeki bu sevgiyi..Hep düşündüm bu aradaki özlem sevgiyi azaltırmı diye,HAYIR bende azaltmadı hiçbirşeyi hergeçen gün birikti çağlayanlar gibi oldu....Şimdi durmuyor içimde,çıkıp herkesin önünde seviyorum sadece seviyorum demek geliyor
Sana olan sevgim o kadar büyükki şimdi sen yokken bile seni yaşayabiliyorum bu koca şehirde.Tek başıma.Nereye kadar dayanırım bilemiyorum.
Sadece Seni Çok Seviyorum.!!
Tumblr media
68 notes · View notes
mert666670 · 1 month ago
Text
Alçılı Elim İle Annemi Becerdim
Merhaba arkadaşlar sizlere Öğretmen olan annem ile elim alçıdayken nasıl sikiştiğimi anlatmak istiyorum. Ben okulun futbol takımındayım. Bir gün antreman sırasında yanlış bir hareketim sonucunda elimi kırdım.  Bu yüzden elimi alçıya aldılar ve alçı çıkarılana kadar raporlu olduğum için evde kalıyordum. Bu zaman da çok zorlukar çekiyorum ama annem sayesinde bunların üstesinden geliyordum.
Bir hafta kadar geçmişti. çişim geldiğinde fermuarımı açıyor, sikimi boxer ımdan çıkarıyor, işetiyor ve hatta salladıktan sonra yerine koyuyordu. duştada tüm vücudumla beraber sikimi ve taşaklarımıda sabunluyordu. utancımdan yerindibine giriyordum. duşa girdiğimiz bir gün sabunlu lifi sikime ve taşaklarıma sürterken sikim hareketlenmeye başladı. annem bunu farketti ve hareketleri yavaşladı. bende utancımdan hemen anne tamam artık sen çık ben durulanayım çıkarım dedim. maksat biraz zaman geçsin ve sikim insin. neyseki öyle oldu. duştan çıktım. annem beni giydirdi ve güne devam ettik. o gün utancımdan bir süre sıvı bilke tüketmedim. çişim gelmesinde annemle yüyyüze gelmiyim diye. ama kaçış yok çişim gelmişti. söyleyemiyorumda. bir oyana bir buyana geziyorum. annem farketmiş. geldi gel dedi utanılcak bişi yok. wcde fermuarımı açtı sikimi çıkardı. ve işemeye başladım. elleri çok sıcaktı. yine sikimde bir hareketlenme başladı. kıpkırmızı olmuştum. annem şömyle bir baktı bana. salladı sikimi yerine koydu. be ellerini yıkadı. salona gelirmisin birşey konuşcam senle dedi. gittim. bak oğlum dedi. gençsin, delikanlısın. muhtemelen mastürbasyon yapıyorsundur. ama ellerin bu haldeyken yapamadığın için bugün yaşadıklarımız oluyor. ben sana yardım edicem. kıpkırmızı olmuştum. hemen odama kaçtım. o gün bir daha annemin yanına gitmedim.
ertesi gün annem işten gelmişti. üzerinde siyah dizüstü kalem etek siyah ince çorap, ince topuklar ve bir gömlek vardı. ilk defa anneme karşı cinsel bişi hissetmiştim. yanıma geldi. ihtiyacını giderelim hadi dedi. o evde yokken sorun olmasın diye bol şortla dolaşıyordum ki sorun yaşamıyım. amaan utan ma hadi gel dedi. şortumu sıyırdı, eline aldı sikimi alır almaz kalkmaya başladı. çişimde yoktu zaten. sonra yüzüme baktı, peki o zaman diğer ihtiyacını giderelim dedi. başladı avucunu içinde ileri geri hareket ettirmeye. diğer eliyle taşaklarımla oynuyordu. yorulmuş olmalı klozete oturdu. bacaklarını araladı beni yaklaştırdı. o sırada eteği sıyrıldı. çorapların jartiyer olduğunu gördüm. kazık gibi olmuştum. ileri geri yaparken kızaran sikimi farkedip ayy canını yaktımmı oluşum özür dilerim dedi. ve sikime hokkalı bir tükürük yapıştırdı. şimdi kayganlaşmıştı daha fazla zevk veriyordu. bir ara olşumun sikinin maşallahı varmış dedim. sonra bir an duraksadı. sanırsam oğlunun pipisine sik gözüyle bakması garibine gitmişti. sonra devam etti. arada yüzüme bakıyordu. ben mest olmuştum.sonra bir an patladım. yüzü gömlegi, bacakları döl olmuştu. oğlum haber versene üstüm başım battı bak dedi. çok utanmıştım, ama ama hayallerimi süsleyen bir sahneydi. bi gözlük eksikti. şortumu kaldırdıktan sonra kaçtım banyodan.
annemi hayaletmektan alamaz olmuştıum. annemde bir garip bakmaya başlamıştı bana. arada sikime bakıyordu gibi. yine işten eve gelmişti. çok güzel göörünüyordu. birden sikim kalktı. annemin gözünden kaçmadı bu tabi. yanıma geldi. zamanı geldi galba dedi, gülümsedi. hayır-mayır dememe aldırmadı önümde diz çötü ve sikimi çıkardı. hımm hazırmışsın dedi. bir iki oynadıktan sonra yine tükürük biriktirdi ve sikimin başına koydu. hatta dudaklarından birinin deydiğini hissetim. şaşırmıştım. bir kaç dk sonra yaklaştı ve ağzına aldı. şoktaydım. popomdan iki eliyle beni kendine bastırıyordu. sikim ağzına girip girip çıkıyordu. zevten dizlerim titriyordu. boşalmam yaklaştığında anne boşalcam dedim, ağzından çıkartı dudaklarına boşalttı. inanılmazdı. sonra kolumdan tuttu ve yatak odasına götürdü. üzerimdekileri çıkardı ve yatağa yatırdı. soyunmaya başladı. anne dedim çorapların kalsın. tamam aşkım dedi. başka bir şey istermisin. dedim siyah kemik okuma gözlüklerini tak. oki dedi. rüyada gibiydim. 69 pozisyonuna geçti. amı sulanmıştı. dilimi içine sokup çıkartıyordum. amını suratıma hızlı hızlı sürtüyordu. ellerimin alçıda olması çok kötüydü. kalçalarını ve bacaklarını okşama, çorapların üzerinde ellerimi gezdirmeyi ne kadar çok isterdim… birden ileri doğru gitti sikimin üzerine oturdu. sırtı bana dönüktü. ne kadarda güzel sırtı varmış diye düşündüm. köküne kadar aldı sikimi. ohh demişim. şuh bi gülüşle nasıl anneciğin işi biliyor değilmi dedi. dedim süpersin annecim. azıcık götünü kaldırdı, hadi oğlum sik anneni dedi. kalçamı yukarı aşağı hızlı hızlı hareket ettiriyordum. bir yazndanda sikimin annemin amına giriş çıkışını izliyordum. kalktı, bana doğru döndü. artık memelerinide görebiliyordum. süperlerdi. 3-4 defa oturdu kalktı sikimin üzerinde. bu pozisyonu tutmamıştım. anladı hemen. kalktı sırt üstü yattı yatağa ve bacaklarını iyice açtı. bide böyle sik bakalım aslanım dedi. bi 20sn kadar amını yaladım. sonra soktum sikimi sonuna kadar. inledi oghh diye. aldım bacaklarını omzuma köklüyorumda köklüyorumç kıvranıyor altımda. ayakkabılarının topuklarından kavradım ve açtım bacaklarını. amı, göbeği, göğüsleri, yüzü herşeyi karşımdaydı. sikim izliyordum girdiği amın annemin olması garipti belki ama aldığım haz inanılmazdı. hızlandım iyice. ve o ana geldi. geliyorum dedim. annem ağzıma gel dedi. kalktım hemen önümde diz çöktü ve ağzına aldı. diliyle başının alt kısmıyla oynuyordu. fışkırmaya başladı döllerim. ağzından biraz sızdı dışarı. emiyordu. ne var ne yoksa geliyordu içimden. sikim sönmeye başlayıonca çıkardı ağzında. yuttu döllerimi. dudaklarıma yapıştı ve oğluumm süperdi, bitirdin beni dedi. uzandık yatağa. nefes nefeseydik. göğüs kıllarımla oynuyordu. birazda sikimle oynadı. bundan sonra sen benim erkeğim, ben senin kadınınım oğlum dedi. ellerimde alçı varken her çişe gittiğimizde sikimi kaldırıp azına alıp ağzına boşaltıytordu. akşamları odasına geçince, sokuyordum sikimi amına ağzına. alçılar alındıktan sonra internetten vücut çorapları, babydoll lar, jartiyer takımları(renk renk), kostümler aldık. ellerimi kullanabilmek bir çok şeyi değiştirdi. en istediğimm şey olan annemin bakacaklarını, çoraplarnı okşayabiliyordum artık. günler geçtikçe yavaştan yavaştan götünü sikmeye de başladım. gecelerim süper geçiyor. kendi şehrimde üniversite kazanıcam inş. bu güzel kadını bırakamam. kostümlerle yapığımız fanteziyide başka zaman anlatırım artık…
86 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 9 months ago
Text
Tatlı Komşum! (2) (Furkan 31 Y., Manisa)
Yarım saat sonra zil çaldı. Yemeğe çağırdı. Cevat, "Bekar adamsın, yemek falan yapamazsın!" diyerek gevrek gevrek gülüyordu. Yemekten sonra biz odaya geçtik. Ebru bulaşıkları makineye diziyordu, "Furkan, Türk kahvesi bitmiş, sizde var mı 3 fincanlık kahve?" dedi. "Var var, sen cezveyi ver, ben koyayım!" dedim. Ebru, "Sanki 3 fincanlık kahve ne kadar konur biliyor da! Dur ben de geleyim de, getir götür yapma!" dedi.
Bizim kapıyı açıp koridorda yine öpüşmeye başladık, az kalsın cezve düşüyordu elinden. Mutfak tezgahına dayanıp, "Sadece sürtsen yetecek!" dedi, evde giydiği eteği yukarı kaldırıp. İki dairenin de kapısı açık. Abartmayayım, ama 3 kez girip çıktım içine, "Ohhh!" diye boşaldı. Ben zaten heyecan korku panikle küçülüverdim. "Nerede kahve?" dedi eteği indirip. Dudaklarımdan öptü, "harikasın!" dedi. Kendi dairelerine geçti. Başım döndü o an, birkaç dakika bekleyip kapıyı çektim. Ebru kahveleri yapmış, ben koridordan odaya giderken, "Ne o be, gelemedin?" dedi Cevat'a duyurmak için. Ben de aynı ses tonuyla, "Lavabo..." dedim.
Çarşamba günü telefonla konuştuk. Akşamüzeri 18:30'da şuraya gelebilir misin?" dedi. Gittim. Okullar bölgesinde bir yerde bir binaya girdik beraber. Anahtarla giriş katındaki daireyi açtı. 2 odalı bir evdi. Oturma odası gibi büyük bir oda vardı. Eski koltuk takımı vardı. Yerde ise 2 kişilik kocaman bir yatak. Yerdeki yatak ve koltuklar odayı hıncahınç doldurmuştu. Solda kapalı bir kapı, yanında tuvalet ve banyo, sağda küçük tüp, çaydanlık ve bir iki kap kaçak olan bir mutfak.
Ebru, "Konuşmalıyız! Seni taşındığınız günden beri gözlüyorum. Bende öyle bir güven öyle bir huzur, şefkat ve aşk duygusu yarattın ki, son bir aydır senin kucağına atlamak için zaman kolluyordum. Geçen akşam hazır karın da yokken seni tartmak için attım o fotoyu ve bak şimdi burdayız. Benim bir elemanım var hem eski bir arkadaşım dükkanı açınca onu da yanıma aldım. O da evli ama mutsuz ve gençlik aşkı ile beraberler geçen yıldan beri, karşı daireyi kiraladılar onlar da. Bu sabah ona bahsettim senden, zaten 3 aydır dilimden düşmüyormuşsun da. Bu sabah birlikte olduğumuzu söyleyince, burayı söyledi, sana da orayı tutalım dedi. Gelip baktık bugün, eşyalar önceki kiracıdan kalmış, tuttum burayı, öğleden sonra biraz temizledik, nevresim takımı falan alıp değiştirdik, sana sormadım ama burası bizim aşk yuvamız olsun istedim!" dedi.
Elinden tutup kendime çektim. "Sen sadece güzel bir kadın değilsin, sen herşeyiyle muhteşem bir kadınsın!" deyip dudaklarını dudaklarıma aldım. Ev sıcacıktı. "Kombiyi açık bıraktım geleceğiz diye!" dedi. Aşk yuvamızda ilk sikişimizde önce birbirimizi uzun uzun öpüp okşadık, şefkatle başlayan sevişme ihtiraslı bir sikişe dönüştü. Kasıklarını yaladım, amını dilledim, göğüs uçlarını emdim ve o kısa zamanda amından iki kez siktim...
Beraber çıktık, elele karanlıkta arabalarımıza kadar yürüdük. 5'er dakika arayla evdeydik. Yarım saat sonra mesaj geldi, "Cevat misafiri olduğu için dışardaymış, çocukları doyurup sana koşacağım aşkım!" diye. Duşumu almıştım, uzanıyordum. Kalkıp birkaç kaşık bal yedim, bir avuç fındık attım ağzıma, gelirken enerji içeceği almıştım onu kafaya diktim...
Kapıdan girdiğinde yine yapıştık birbirimize, ama bu kez yatağa değil oturma odasına geçtik. Koltuğa oturtu beni, eşofmanımı indirip yarağımı eline aldı, öpüp yalamaya başladı. Sadece yarağımı değil taşaklarımı da emiyor, çekiştiriyordu. Elinin biri yarağımda, diğeri göğsümde göğüs kıllarımı okşarken, ben boşalmamak için Beşiktaşın o hafta sonu yapacağı maçın skorunun ne olacağını düşünmeye çalışıyordum. "Yapma!" dedim, kollarından kaldırıp kucağıma oturttum. Boynuma kollarını dolayıp, "Ne oldu aşkım, sevgilisinin ağzını sikmeyi sevmedi mi?" dedi şımararak. "Bayıldı, ama fazla bayıldı, boşalacaktım nerdeyse!" dedim. "Boşalsaydın aşkımmm!" deyip yüzümü gözümü öpüyordu.
Bu sefer ben onu koltuğa oturtup bacaklarını omzuma aldım, sanki ilk kez yalıyormuş gibi itinayla santim santim yaladım kasıklarından klitorisine kadar. Dilimi amının içine kaydırıyor, bızırını dudaklarımın arasına alıp kafamı hızla sağa sola sallıyordum. Saçlarımı okşuyor, kafamı amına bastırıyor, ellerini kısa saçlarımın arasına sokmuş koltukta kıvranıyordu. Beni itti yere uzandım. Ata biner gibi bindi yarağımın üstüne, kıvrak sexy hareketlerle kucağımda zıplıyor, "Oh, oh, oh, oh, aşkımmm, erkeğim, tatlı komşum!" diye diye orgazm oluyordu. "Aşkım içime akıt döllerini, amımın duvarlarına fışkırt!" dediğinde, "Ahhhh, böyle tatlı amcık sikmedim!" diye diye boşaldım amına...
Biraz dinlenip, "Aşkım ben çocukları yatırıp gelirim!" dedi. "Zerzevat ne zaman gelir?" dedim. "Zerzevat mı?" dedi gülerek, "Belki sabaha karşı, belki sabah, ana fabrikadan genel müdür geldi, içerler, sonra masaj salonu, sonra da belki otel!" dedi. İçimden Vay anasını dedim. Yarım saatte geri geldi. Saat 03:00'te gidene dek öpüşüp, birbirimizi elledik, konuştuk, hatta kocasının biralarından ikişer tane bile içtik.
Ertesi gün işyerinde kızlar konuşurken farkettim ki, 14 Şubat sevgililer günü. Karımı aradım konuştuk, kutladım. Sonra da internet uygulamasından Orkide seçip, "İYİ Kİ..." yazıp Ebru'nun dükkana yolladım. İsim falan yazmadım, Zerzevatın bunu düşüneceğini sanmadığımdan benden geldiğini anlardı. Yarım saat sonra yazdı. "Ben bu akşam yemeğe arkadaşlarla dışarı çıkacağım diyeceğim. Ne yapmak istersin?" diye sordu. Çiçekten bahsetmediğine göre daha gitmemiş. "Sen ne istersen!" dedim. "İzmir'e yemeğe gidebiliriz?!" dedi. "Gerek yok, aşk yuvamıza da gidebiliriz, ama en iyisi ben evde güzel bir masa donatayım, ne dersin?" diye yazdım. "Olurrr aşkımmmm!" demiş.
Sanırım bir saat sonra, Orkideler masasında, kartımı kalbine doğru tutmuş şımarık bir kız çocuğu edasıyla bir foto, altına da, "Sen harikasın, hiç keşke demeyelim, hep İYİ Kİ..." diye yazmış. Eve giderken birşeyler aldım, güzel bir masa kurdum. Şarabı soğuttum. 20:00 gibi evden çıktığını duydum. Topuklu ayakkabılarıyla tak tuk merdivenlerden indi. Arabaya binip gitti. Ne oluyor lan dedim. Oysa ben mumları bile yakmıştım...
Beş dakika sonra, "Kapıyı aç!" diye bir mesaj. Açtım, süzüldü içeri. Ayağında terlikler, elinde ayakkabıları vardı. Terlikleri çıkardı ayakkabıları giydi, montunu çıkardı. Siyah bir mini etek, üzerinde yakası boğazlı kolsuz kırmızı siyah saten bir bluz, ayakta siyah çorap ve topuklu siyah rugan ayakkabıları ile muhteşem görünüyordu. Bense mal gibi eşofmanlarımlaydım. "Bir dakika, geliyorum, sen geç otur!" dedim. Lacivert takımımı içine beyaz gömleğimi giydim, yakadan iki düğme açıp içeri gittim. Bir an gözleri doldu ağlayacak sandım.
Sandalyesini çekip oturttum. Kırmızı şarabı açtım. Masayı öyle ayarlamıştım, onu kısa kenara, ben uzun kenarın ona yakın köşesine. "Hoş geldin hayatıma!" dedim kadehleri tokuşturduk. Mezelerden uzattım, tabaklarımıza aldık. "Çok güzelsin, her zaman çok güzelsin!" dedim. Eriyordu o an, evlendiği günden beri böyle bir muamele görmediğine emindim. İlk yarım saat komplimanlarla, iyi ki'lerle ve son 3 aydır yaptıklarımızı anlatmakla geçti. Birbirimizi kollamakla geçmiş farketmeden. Şurda şöyle yaptın, sen şurda şunu yaptın ,orda kolun değdi eridim, burda dokunmak için geberdim gibi itiraflarda bulunduk durduk.
Yarım saat sonra Hotel California çalmaya başlayınca dansa kaldırdım. Sarmaş dolaş dans ettik. Şarkı ikinci kez çalmaya başladığında artık dudaklarımız buluşmuş, romantizmden tutkuya geçmiştik. Artık hoyratça sikmek istiyordum. Pantolonumun içine bir şey giymemiştim zaten, bunu masanın boş olan tarafına kollarını dayatıp eğdim, eteğini sıyırıp parmaklarımı geçirip külotlu çorabın ağını yırttım ve tangasını kenara çekip yarağımı soktum. İkimizden de aynı anda çıkan, "Ohhhhhh!" sesi bir an şarkıyı bastırdı. Alttan yukarı doğru yarağımı içinde gezdirerek pompalıyordum. Arada kalçalarına şaplaklar atıyor, bazen de uzanıp bluzun üstünden sütyenli göğüslerini sıkıyordum. O bana dokunamıyor, kalkamıyor, ellerini geriye doğru uzatıp ceketimin eteklerinden ya da kalçalarımdan tutmaya, kendine daha çok çekmeye çalışıyordu...
10 dakika siktikten sonra dayanamayacaktım. "Geliyorum!" dedim. "İçime gellll!" dedi. İkimiz de nefes nefese orgazmın tadını çıkardık bir süre. Birer sigara yakıp masaya geri döndük. Ebru, "Harikaydı, ama sana dokunamadıkça daha çok kudurdum, intikamım feci olacak!" dedi gülerek. "Senin intikamının en fecisi bana bayram!" dedim, masada tuttuğum elini öperek. "Yapma böyle, şimdi kalk kaçalım buralardan diyeceğim!" dedi. "Seninle dünyanın öbür ucuna giderim!" dedim. Ağlamaya başladı...
Kucağıma aldım, yatak odasına götürüp yatağın üstüne uzattım. Akşam üstü alıp komodinin çekmecesine koyduğum tek kırmızı gülü uzattım. Ağlamaya devam ederken yanaklarını sildim, öptüm. Kollarını boynuma dolayıp kendine çekti. Dudaklarımız hissizleşene dek öpüştük. Ceketimi çıkardım. "Dur, filmlerde en çok özendiğim sahnedir!" deyip doğruldu, dizlerinin üstünde tek tek gömlek düğmelerimi çözüyor, çözülen her düğmenin altını öpüyor, kokluyor, sonra yeni düğmeye geçiyordu...
Sonra fermuarımı açıp yarağımı eline aldı. Önce uzun uzun okşadı. Gözlerime bakarak dudaklarının arasına aldığında ıslak sıcak bir tünel gibiydi. Emdikçe emiyor, avucuyla sağıyordu. Ben geri çekilmek istedikçe, "İntikam!" diyordu. Ayağa kalkıp bir çırpıda soyundu. Sanki ateşler içinde yanarsınız da söndürmek içn soğuk birşeylere sarılmak ister gibi duvara yanağını ve vücudunun üst kısmını verip, sadece kalçasını arkaya çıkardı.
Uzanıp krem aldım aynanın önünden. Parmaklarıma ve götüne sıktım. Parmaklarımı içine soktuğum anda, "Ahhhh!" dedi. Canı yanmıştı, ama, "Aşkım, devam et lütfen!" dedi. Canı yanıyor, yüzü şekilden şekile giriyordu, ama istiyordu. Birkaç dakika sonra biraz daha gevşediğini hissettiğimde, yarağımın kafasını dayayıp, belinden tuttum. Canı yandığını anladığım her anda durup, sonrasında milim milim doldurdum daracık bozulmamış göt deliğini. Az önce boşaldığım için rahattım, uzunca siktim götünü...
Dudağının yanını, yanağını öpüp, "Aşkım, birtanem!" diye diye akıttım döllerimi götünün içine. Mutlu, ama canı yanmış şekilde sarıldı bana, "Aşığım sana!" diyerek.
[Furkan]
117 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 2 years ago
Text
"Evet çünkü aşığım.."
" Başkası ile gülen biri için mi ağlıyorsun.. ? "
143 notes · View notes
sensizliklesavasirken · 1 year ago
Text
Sen sıfırsın bana bile çarpılamayan..
8 notes · View notes