#sosyal medya içecekleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Z Kuşağının Yeni Takıntısı: Matcha Gerçekten Mucize mi?
Son zamanlarda sosyal medyada o yeşil rengiyle dikkat çeken fincanlar hep aynı içeceği barındırıyor: Matcha. Japonya’dan çıkıp TikTok’a, oradan da kafe menülerine sıçrayan bu yeşil çay tozu, özellikle Z kuşağının vazgeçilmezi haline geldi. Peki popülerliği kadar faydalı mı? Matcha nedir, neden bu kadar meşhur oldu? Matcha aslında yeşil çayın toz haline getirilmiş özel bir türü. Farkı ise…
#antioksidanlar#beslenme önerileri#Kafein#latte alternatifleri#matcha#matcha faydaları#Sağlıklı Yaşam#sosyal medya içecekleri#yeşil çay#Z kuşağı trendleri
0 notes
Text
Wawa nasıl 2,6 milyon sosyal medya takipçisi kazandı?
Wawa nasıl 2,6 milyon sosyal medya takipçisi kazandı?

LAS VEGAS – Wawa, son yıllarda sosyal medya stratejisini hızlandırdı ve bu süreçte tüm platformlarında 2,6 milyon takipçi ve 2,5 milyon aylık etkileşim kazandı.
Şirket, TikTok ve Instagram da dahil olmak üzere çeşitli kanallarında bir dizi tasasız içerik sunarak bu noktaya geldi. Her yıl düzenlenen HoagieFest’i tanıtmak için 100 dolarlık hediye kartları dağıtan iki etli kekin yer aldığı bir video dizisi yayınlıyor ve alışveriş yapanların astrolojik işaretlerine uygun özel içeceklerin tanıtımını yapan videolar içeriyor.
Wawa mağazası olmayan bir yere taşınan insanlarla ilgili bir gönderi 4.000’den fazla beğeni aldı.
Wawa’nın sosyal medya stratejisini yöneten pazarlama şirketi Bounteous’un pazarlama angajmanı kıdemli direktörü Ariel Norwood’a göre, market zinciri, dijital açıdan bilgili genç müşterilerle kendi şartlarına göre buluşarak ve onların coşkusunu yeni pazara kanalize ederek farkındalık ve sadakati artırmak istiyor. marka.
“Tüketicilerimiz Wawa ile nişanlanıyor, Wawa’da evleniyor, Wawa’da özel fotoğraf çekimleri yapıyorlar. … Ve tahmin edebileceğiniz gibi, bu sosyal medya için harika ”dedi.
Bir Wawa’dan uzaklaşan herkese yürekten
– Wawa (@Wawa) 17 Ağustos 2022
Wawa’nın sosyal medya ekibi, üç kategoriye ayrılan içerik oluşturmaya çalışıyor: ilişkilendirilebilir içerik, eğitici içerik ve teşvik ve promosyon sağlayan içerik. Bir popüler çekiliş gönderisi, alışveriş yapanlardan Wawa tarafından sağlanan tüm hükümlerle birlikte bir yaz yolculuğu kaçamağı kazanma şansı elde etmelerini istedi. Norwood, içecekleri insanların astrolojik işaretleriyle eşleştiren üç parçalı videonun bu arada insanları aynı siparişleri mağazalarda tekrarlamaya teşvik ettiğini söyledi.
Sosyal medya ekibi, yakın zamanda popüler bir videoda görünen Bounteous sosyal medya yöneticisi gibi, genellikle elinizin altında olan yeteneklerin yer aldığı derme çatma, anında içerik üretir.
“Bizim için çalışan insanları sosyal medyada markanın yüzü olarak kullanma eğilimindeyiz çünkü modelleri takip etmek gerçekten zor” dedi.
Ekip ayrıca, çok sayıda içeriği önceden planlamaya ve çeşitli konuların ve gönderi türlerinin zaman içindeki popülerliğini takip edebilmeleri için her gönderiye meta veriler oluşturmaya özen gösterir.
Birkaç kampanya, Wawa’nın sosyal takibinde iğneyi önemli ölçüde hareket ettirmeyi başardı. Wawa, markalar için TikTok reklamlarının beta sürümüne kaydoldu, en popüler sosyal içeriklerinden bazılarını programa aktardı ve bir yıldan fazla bir süre içinde takipçi sayısının %1,800’den fazla arttığını gördü. Zincirin şu anda popüler platformda 500.000’den fazla takipçisi var.
Bu yaz, mağazalarda popüler sandviçlerle ilgili fırsatlar sunan HoagieFest’in dönüşünü kutlamak için Wawa, 4.000 NFT veya değiştirilemez jeton yarattı ve bunları çalışanlara ve alışveriş yapanlara dağıttı. Hareket, Wawa’nın sosyal medyasını bir ayda 75.000 takip etti.

Wawa’nın sosyal medya stratejisini yöneten Bounteous ile pazarlama ilişkisi kıdemli direktörü Ariel Norwood.
Jeff Wells / C-Mağaza
Whole Foods Market’in sosyal medya hesaplarını yöneten Norwood, katılımcıları bir sosyal medya stratejisi oluşturmanın bir parçası olarak markalarını neyin farklı kıldığını ve tüketicinin hangi arzusunu yerine getirebileceğini düşünmeye teşvik etti. Markayı yansıtan ve dijital olarak bilgili tüketiciler için ulaşılabilir olan ilgi çekici, benzersiz bir ses geliştirin ve içeriği daha da geliştirmek ve iş stratejisini bilgilendirmek için sonuçları ölçtüğünüzden emin olun.
Sosyal medyada yeni olan operatörlere, bir kanalı doğru yapmaya odaklanmalarını ve ardından oradan ölçeği büyütmelerini tavsiye etti. C-mağaza operatörlerinin, takipçiler oluşturmaktan ziyade kullanıcıların ilgisini çekmeye odaklanması gerektiğini vurguladı.
“50.000 takipçisi olan, yüksek düzeyde bağlı bir hayran kitlesine sahip bir markanın, çok sayıda takipçisi olmasa bile gerçekten güçlü bir sosyal medya programına sahip olduğunu iddia ediyorum” dedi.
Kaynak, Siteyi Ziyaret Edin
0 notes
Text
Uyku problemini yenmenin püf noktaları
12 Haziran 2020, Cuma 16:43
İstanbul

Uyku probleminin koronavirüs sürecinde arttığını söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Sema Yıldız, “Negatif yönde etkilendiğimizi düşündüğümüz internet haberleri, sosyal medya paylaşımlarından mümkün olduğunca uzaklaşın” dedi.
Uykunun günlük yaşam döngüsünde önemli bir yere sahip olduğunu aktaran Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Sema Yıldız, uyku bozuklukları hakkın bilgi verdi. Dr. Yıldız, “Uyku insan ömrünün uzun bir dönemini kapsamaktadır. Bu önemli ihtiyacımızı karşılayabilmemiz diğer bedensel fonksiyonel işlevlerimizi yerine getirebilmemiz açısından da önemlidir. Bireyler arası uyku döngüsü saatleri, süresi değişkenlik gösterebilir. Fiziksel koşullar ve dış etkenlerde uyku düzeninde önemli yer tutmaktadır” diye konuştu.
KORONAVİRÜS UYKU DÜZENİNİ DEĞİŞTİRDİ
Koronavirüs salgınının uyku düzenimizde değişiklikler oluşturduğunu belirten Dr. Yıldız, “Bu süreçte hepimizin hayatında etkilenmeler hissettik, uyku düzenimizde bozukluklar gelişti. Düzensiz aralıklar ile uyumak, çok uzun süreli ya da tam tersi kısa ve derin olmayan uyku hali, uykuya dalamama, gece uyanmaları, dinlendirmeyen uyku şeklinde şikayetlerde artış gözlemledik” ifadelerini kullandı.
“YANLIŞ BİLGİLENDİRMELERDEN UZAK DURUN”
Kronik bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde uyku problemini önlemek için hijyenin önemine vurgu yapan Dr. Yıldız, “Uyku hijyeninde uykuya dalmayı zorlaştırıcı faktörler gözden geçirilebilir. Akşam saatlerinde uyarıcı etkili yiyecek–içecek ve elektronik eşyalardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Geç saatlerde tüketilen alkollü ve kafeinli içecekler, enerji içecekleri, yüksek kalorili ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme uykuya dalmayı zorlaştırabilmektedir. Akdeniz tipi ve düşük kalorili beslenme düzenini benimsememiz gerekmektedir. TV, bilgisayar ve cep telefonu kullanımını yine belli saatlerden sonra azaltmamız da uyku kalitesi ve uykuya dalma açısından önemlidir” dedi.
STRESTEN UZAK DURUN
Dr. Yıldız, “Pandemi süreci haberleri ile sosyal medya paylaşımları hepimizin son dönemdeki en çok ilgimizi çeken ve zaman harcadığımız uğraşlarımız oldu. Güncel konuları ve bilgileri takip etmemizin faydalarının yanı sıra kirlilik oluşturan yanlış bilgilendirme yazıları da görüyoruz. Bilgi kirliliği, fiziksel yaşantımızı etkileyerek, stresi de arttırmakta ve psikolojik etkilenmeleri beraberinde getirmektedir. Bunların sonucu olarak günlük uyku düzenimizde bozulmalar olmaktadır. Negatif yönde etkilendiğimizi düşündüğümüz internet haberleri, sosyal medya paylaşımlarından mümkün olduğunca uzaklaşmak ruh sağlığımız için de önemlidir. Stres ve takıntıların artması ve buna bağlı uyku düzensizlikleri pandemi döneminde sık görülmektedir” diye konuştu.
Kaynak: DHA
Bu Yazı Uyku problemini yenmenin püf noktaları adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/uyku-problemini-yenmenin-puf-noktalari/
0 notes
Text
0 notes
Text
Uyku problemini yenmenin püf noktaları
12 Haziran 2020, Cuma 16:43
İstanbul
Uyku probleminin koronavirüs sürecinde arttığını söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Sema Yıldız, “Negatif yönde etkilendiğimizi düşündüğümüz internet haberleri, sosyal medya paylaşımlarından mümkün olduğunca uzaklaşın” dedi.
Uykunun günlük yaşam döngüsünde önemli bir yere sahip olduğunu aktaran Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Sema Yıldız, uyku bozuklukları hakkın bilgi verdi. Dr. Yıldız, “Uyku insan ömrünün uzun bir dönemini kapsamaktadır. Bu önemli ihtiyacımızı karşılayabilmemiz diğer bedensel fonksiyonel işlevlerimizi yerine getirebilmemiz açısından da önemlidir. Bireyler arası uyku döngüsü saatleri, süresi değişkenlik gösterebilir. Fiziksel koşullar ve dış etkenlerde uyku düzeninde önemli yer tutmaktadır” diye konuştu.
KORONAVİRÜS UYKU DÜZENİNİ DEĞİŞTİRDİ
Koronavirüs salgınının uyku düzenimizde değişiklikler oluşturduğunu belirten Dr. Yıldız, “Bu süreçte hepimizin hayatında etkilenmeler hissettik, uyku düzenimizde bozukluklar gelişti. Düzensiz aralıklar ile uyumak, çok uzun süreli ya da tam tersi kısa ve derin olmayan uyku hali, uykuya dalamama, gece uyanmaları, dinlendirmeyen uyku şeklinde şikayetlerde artış gözlemledik” ifadelerini kullandı.
“YANLIŞ BİLGİLENDİRMELERDEN UZAK DURUN”
Kronik bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde uyku problemini önlemek için hijyenin önemine vurgu yapan Dr. Yıldız, “Uyku hijyeninde uykuya dalmayı zorlaştırıcı faktörler gözden geçirilebilir. Akşam saatlerinde uyarıcı etkili yiyecek–içecek ve elektronik eşyalardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Geç saatlerde tüketilen alkollü ve kafeinli içecekler, enerji içecekleri, yüksek kalorili ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme uykuya dalmayı zorlaştırabilmektedir. Akdeniz tipi ve düşük kalorili beslenme düzenini benimsememiz gerekmektedir. TV, bilgisayar ve cep telefonu kullanımını yine belli saatlerden sonra azaltmamız da uyku kalitesi ve uykuya dalma açısından önemlidir” dedi.
STRESTEN UZAK DURUN
Dr. Yıldız, “Pandemi süreci haberleri ile sosyal medya paylaşımları hepimizin son dönemdeki en çok ilgimizi çeken ve zaman harcadığımız uğraşlarımız oldu. Güncel konuları ve bilgileri takip etmemizin faydalarının yanı sıra kirlilik oluşturan yanlış bilgilendirme yazıları da görüyoruz. Bilgi kirliliği, fiziksel yaşantımızı etkileyerek, stresi de arttırmakta ve psikolojik etkilenmeleri beraberinde getirmektedir. Bunların sonucu olarak günlük uyku düzenimizde bozulmalar olmaktadır. Negatif yönde etkilendiğimizi düşündüğümüz internet haberleri, sosyal medya paylaşımlarından mümkün olduğunca uzaklaşmak ruh sağlığımız için de önemlidir. Stres ve takıntıların artması ve buna bağlı uyku düzensizlikleri pandemi döneminde sık görülmektedir” diye konuştu.
DHA
The post Uyku problemini yenmenin püf noktaları appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/3fiWgVr via IFTTT
0 notes
Text
5 Adımda Hızlı ve Sürdürülebilir Şekilde Yağ Yakmak
Herkes nasıl yağ yakılacağını, kilo verileceğini ve daha ince bir vücuda sahip olabileceğini biliyor. Aldığınız kalori miktarını düşürerek, protein-karbonhidrat-yağ oranlarına dikkat ederek ve kardiyo ağırlıklı olmak üzere daha aktif olduğunuzda zaten yağ yakmaya başlarsınız. Bu temel yöntemi takip eden hemen hemen herkes amaçlarına ulaşabilir. Yıllardır birçok kişi tarafından uygulanan ve tatmin edici sonuçlar veren bu yönteme alternatif olarak uygulayabileceğini ve daha verimli sonuçlar elde etmenizi sağlayacak yaklaşımlar olabilir mi? Evet! Günlük aldığınız kalori miktarını takip ettiğiniz ve biraz daha aktif olduğunuz sürece takip uygulayabileceğiniz birbirinden farklı birçok diyet programı mevcut. Hangi diyet programını ya da yöntemi seçerseniz seçin bu içerikte yer alan 5 öneri ile birlikte daha verimli sonuçlar elde edebilirsiniz.
Yağ Yakmak Konusunda Karşılaşılan Temel Problemler
Yağ yakmak için genellikle kardiyo miktarı ve yoğunluğu arttırılırken alınan karbonhidrat miktarı birkaç küçük veya ara öğün haricinde azaltılır. Bu yöntemi yeterince uygularsanız daha define (yağsız) bir vücuda sahip olabilirsiniz. Bu noktada aklınıza şu soru gelebilir; daha kısa zamanda daha hızlı sonuçlar almak mümkün mü? Evet, mümkün! Birçok sporcu daha az yiyerek ve daha fazla egzersiz yaparak zayıflayabileceğini düşünüyor. Bu yöntem doğru olsa da hormonal düzensizlik, cinsel istersizlik, enerji eksikliği, yorgunluk ve sindirim problemleri gibi bazı metabolik sorunlara yol açabiliyor. Bu gibi sorunlarla birlikte genellikle bu yolu takip eden birçok kişi diyet programları sonrasında tekrar hızlı bir şekilde yağlanırlar ve kilo alırlar. Bu içerikte bu gibi sorunlarla karşılaşmamanız için uygulayabileceğini bazı öneriler yer almaktadır. Bu öneriler ile birlikte yağ yakmak için takip edilen diyet programı uygulanırken biraz önce bahsedilen metabolik sorunlar ve tekrar hızlı bir şekilde yağlanma ve kilo alma problemi gibi sorunlarla karşılaşılmaması amaçlanmaktadır. 1. Besin Kalitesi Yapılan birçok çalışma tüketilen besinlerin kalitesinin son derece önemli olduğunu göstermektedir. Daha kaliteli besinlerin tüketilmesinin hızlı yağ kaybına yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle diyet programınızda yiyecek ve içecekleri seçerken belki biraz daha fazla para harcayacaksınız ancak daha kaliteli besleneceğiniz için hem sağlık sorunu yaşamayacak hem de daha hızlı bir şekilde yağ yakacaksınız. Tabi bu yaklaşım ile birlikte günlük kalori sayımına da mutlaka dikkat edilmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Bu noktada sosyal medya kanallarında gördüğünüz ve inanılmaz vücuda sahip olan kişilere de aldanmamanız gerekiyor. Sosyal medyada gördüğünüz birçok kişi her gün şekerli şeyler tüketmelerine rağmen çok düzgün bir vücuda sahip olabilirler. Ancak siz onların sadece birkaç fotoğrafını görüyorsunuz ve günün geri kalanında ne yaptıkları hakkında bir fikriniz yok. Bu nedenle sadece kendinize odaklanın ve uyguladığınız diyet programını sıkı sıkıya takip edin. Diyet programınıza alışmaya başladıkça kademeli olarak aldığınız günlük kalori miktarını da azaltmaya çalışmalısınız. Diyet programının ilk günlerinde 50-60 gram karbonhidrat olan bir şekerlemeyi tüketebilirsiniz. Ancak bir süre sonra diyet programına alıştığınızda bu gereksiz kalorilere ihtiyacınız olmadığını anlayacak ve artık bu ürünleri tüketmemeye başlayacaksınız. Günlük karbonhidrat hakkınızın yarısını küçük bir şekerleme ile harcamanın pek mantıklı olmadığını unutmayın! Tokluk ya da doygunluk hissi bir diyet programının sürdürülebilir olmasının en temel parametresidir. Bu nedenle besin değerleri bakımından zengin ve kaliteli besinlerin tüketilmesi daha uzun süreli tokluk hissi vereceği için diyet programının uygulanmasını da kolaylaştırır. Bunun için diyet programında kahverengi pirinç, tatlı patates ve brokoli türü yiyecekler kompleks karbonhidratlar içerdiği için mutlaka diyet programınızda yer almalıdır. Bununla birlikte bu tür besinlerin sindirimi daha kolaydır ve kalori değerleri de daha düşüktür. Bu besinlere ek olarak vitamin, mineral ve anti oksidanlar bakımından zengin olan, enerjinizi ve performansınızı da yükselten tavuk göğsü, somon ve pirinç gibi besinleri de tüketmeye özen göstermeyi unutmayın. 2. Öğün Zamanlaması Vücut geliştirme ile ilgilenen birçok sporcu antrenman öncesi ve sonrası beslenmenin öneminin farkındadır. Ancak öğün zamanlamasının yenilenme sürecinde, yağ yakımında ve kas yapımında ne derece etkili olduğu konusunda bazı kişilerde hala tam olarak anlaşılamamıştır. Karbonhidratlar antrenman öncesinde kas glikojenini arttırmak için kullanılır. Bu sayede de daha ağır ve uzun süreli antrenmanların yapılabilmesi mümkün olabilmektedir. Kas glikojeninin tükenmesi ise doğrudan yorgunluğa neden olur antrenman daha fazla devam ettirilemez. Ancak bu noktada dikkat etmeniz gereken günlük alabileceğiniz karbonhidrat miktarının optimum bölümünü antrenman öncesinde almanızdır. Antrenman sonrası karbonhidrat tüketiminin de önemli faydaları vardır. Yoğun ve ağır bir antrenman sonrasında ise ihtiyaç duyulan GLUT-4 enzimlerinin kas dokusuna taşınması konusunda görev alırlar. Bu sayede de kas dokusu glikojeni depolayabilmek ve insülinin serbest bırakılabilmesi için pankreasa ihtiyaç duymadan glikojenin emilmesini ve kullanılmasına izin verir. Günlük alınması gereken karbonhidrat miktarının yaklaşık %50'sinin antrenman sonrasında tüketilmesi uygundur. Hızlı yağ yakmak konusunda sorun yaşayan insanların birçoğunun ortak problemi günlerinin büyük bir bölümünü sabit, hareketsiz veya sakin bir şekilde geçirmeleridir. Günde 1 saat antrenman yapan bir kişinin bile geriye kalan 23 saati sakin olarak geçmektedir. Bu nedenle de günlük olarak tüketilen karbonhidrat miktarına çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Antrenman sonrası tüketilen karbonhidrat haricinde gün içinde karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuz antrenman sonrasına göre tamamen farklı bir metabolik durumdadır. Gün içindeki metabolik durumunuz pankreasa ek bir yük getirir ve insülin salgılanmasına neden olur. Konu hızlı yağ yakmak ise günlük kalori alımı ve makro dağılımlarına ek olarak antrenman öncesi ve sonrası beslenme penceresine de mutlaka dikkat edilmesi gerekmektedir. Karbonhidrat tüketiminin önemli bir kısmının antrenman öncesi ve sonrasında gerçekleştirilmesi karbonhidrat tüketimine bağlı olarak oluşması muhtemel kilo alma sorunlarının önüne geçebilir. Bu sayede de hızlı yağ yakmak için bir fırsatınız olabilir. 3. Uykunun Önemi Vücudunuz uyurken sadece büyüme hormonu salgılamaz. Bunun yanında da kaslarınız yenilenir. Uyku kalitesinin düşmesi, düzensiz veya yetersiz uyku ise doğrudan bu süreci etkileyeceği için yağ yakmak için yaptığınız tüm planları da etkileyecektir. Sadece bir gece bile kalitesiz uyku uyusanız kan şekeriniz ciddi oranda yükselir ve kortizol önemli oranda artar. Eğer kaliteli bir uyku çekmekte zorlanıyorsanız aşağıdaki önerileri dikkate alabilirsiniz; Uyumadan en az 30 dakika önce teknoloji ile tüm bağınızı kesin. Doğal bir rahatlatıcı olan teanin desteği alın. (Doktor önerisi ile birlikte) Uyuduğunuz ortam sıcaklığını 20-21 dereceye ayarlayın. 4. İmmunojen (Bağımlılık yapıcı) Besinler Hızlı yağ yakmak için diyet programınızda yer alan ve bağırsak iltihabı veya rahatsızlığı geçirmenize sebep olabilecek soya, mısır ve gluten katkılı besinleri tüketmeyebilirsiniz. Bu sayede kortizol seviyesi düşer ve inflamasyon (iltihab) riski de azalır. Birçok diyet programında bu tür sağlık sorunlarına yol açması muhtemel gıdalar vardır. Ancak ufak değişiklikler ile birlikte bu gibi sağlık sorunlarının önüne geçebilirsiniz ve hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programınızın sekteye uğramasını da engelleyebilirsiniz. 5. Sindirim Sistemi İster hızlı yağ yakmak, isterseniz kilo almak amacıyla diyet programı uygularsanız uygulayın her koşulda sindirim sisteminize çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu noktada sindirim sistemi sağlığına faydalı olduğu için birçok kişi probiyotikleri önermektedir. Probiyotikler bu noktada bir başlangıç olsa da aslında kesin çözüm değildir. Bu noktaya yapılabilecek en mantıklı hareket ise diyet programınıza elma sirkesi, hindistan cevizi yağı, sarımsak, yeşil sebzeler gibi besinleri eklemektedir. Bu tür besinler doğrudan sindirim sistemine yardımcı olan ve sindirim sistemi sağlığı için önemlidir. Özellikle gün içinde sık sık öğünleri olan bir diyet programı uyguluyorsanız sindirim sisteminizde çok bir şekilde çalışıyor demektir. Bu nedenle sindirim sisteminize göstereceğiniz özen doğrudan hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programını da etkileyecektir. Sindirim sistemi ile ilgili herhangi bir probleminiz olmadığı takdirde çok daha hızlı bir şekilde yağ yakabilir, kilo verebilir ve incelebilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
[ÖTESİ HABERLER] LG neden LG G8X THINQ'YA ASMR MODU VERDİ (ÇÜNKÜ OLABİLİR)
Mikrofona fısıldamak, sert bir yüzeyde tırnaklara dokunmak ve ağaçlardan esen rüzgarın ortak noktası nedir? Hepsi, Özerk Duyusal Meridyen Yanıtı terimi kapsamındaki garip bir faaliyet koleksiyonunun parçasıdır. Çoğu insan, elbette, ona ASMR demektedir ve YouTube'da en çok görüntülenen içerik kategorilerinden biridir. Akıllı telefon ses inovasyonuna yabancı olmayan LG, LG G8XThinQ'nun ASMR kayıt özelliğine sahip daha ilginç bir akıllı telefon olabileceğine karar verdi. Bu nedenle, aylarca süren sıkı çalışma ve özveri sonrasında, LG mühendisleri, bir telefondaki ses kaydının sınırlarını zorlama vizyonu bir gerçeklik haline geldiğinden, ileri görüşlü bir fikri çalışan bir prototip haline getirebildiler. LG G8XThinQ ile kullanıcılar, videoyu çekerken tek bir düğmeye basarak mikrofonun hassasiyetini en üst düzeye çıkarabilir. Telefonun ASMR özelliği, orijinal kaynaktan gelen hataları en aza indirmek için analog sesleri dijital hale getirir. Sonuç, bugüne kadar bir akıllı telefona kaydedilen her şeyden çok daha net, çok temiz ... daha net ses içeriğidir. Sahnelerin arkasında, LG ses mühendislerini, tanıttıkları ASMR teknolojisinin kalitesinden memnun kalmadan önce, yüzlerce nesneyi yapışkan balçıktan bir lif kabuğuna süngerden yüzlerce nesneyi kaydetme, dinleme, ayarlama, yeniden kaydetme altı aydan fazla sürdü. akıllı telefon, bir endüstri ilk. Ekip ayrıca, LG G8XThinQ'nun hışırdayan otların ve yaprakların, düşen yağmur damlaları ve çatırdayan çakıl taşlarının tatmin edici ve rahatlatıcı doğal seslerini yakalamak için kullanıldığı ASMR Modunu da aldı. LG G8XThinQ'da ASMR Modunu benzersiz kılan şey, sadece sesleri net bir şekilde kaydetmediği, daha fazla gürültü çıkarmadan yüksek kalitede yaptığı gerçeğidir. LG mühendisleri, LG G8XThinQ'nun en sıradan sesleri ne kadar iyi yakaladığını belirlemek için her türlü yiyecek ve içecekleri örneklemekle görevlendirildi. Normalde sağlıklı kıdemli araştırma mühendisi Song Ho-sung, gulping ve karbonatlı kabarcıkların seslerini yakalamak için yaklaşık bir saat içinde yaklaşık bir düzine kutu soda yakıcı buldu. Song birkaç kilo almasına rağmen sonuçlardan çok memnunum, dedi Song burps arasında. Geliştirme sürecinin bir parçası olarak Kore'deki en iyi ASMR YouTube kullanıcılarına da danışıldı. Çoğu YouTube kullanıcısının bildiği gibi, Koreli içerik oluşturucuları bir sonraki büyük sosyal medya trendini yakalamaktan ve bunu tamamen yeni bir seviyeye taşımaktan çekinmiyor. Bu grubun LG’nin ASMR özelliği hakkında söylediklerini duymak en aydınlatıcıydı.
0 notes
Photo

Önlenebilir bir hastalık: Şeker hastalığı
Diyabet hastalığı ya da bilinen adıyla şeker hastalığı insülin denilen ve insan pankreasından salgılanan bir tür hormonun eksik olması ya da etkisinin az olması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalık nedeniyle basitçe şeker, yağ ve protein vücutta tam olarak kullanılamaz. Kan şekeri yükselir ve bu yüksekliğe bağlı zaman içerisinde çoğu zaman geri dönüşümü olmayan organ (özellikle böbrek, göz, sinir, kalp ve damarlar) hasarları ortaya çıkar. Hastalığın süreğen olduğu ve düzenli tıbbi bakım gerektirdiği bilinmelidir. Şeker hastalığının birden fazla çeşidi olmasına rağmen en sık görüleni ve halk arasında en sık bilinen çeşidi tip 2 diyabettir. Tip 2 diyabet temelde genetik olarak kuşaklar arası aktarıldığı için bu tip hastaların aile bireylerinde bir veya birden fazla şeker hastası olabilir. Her ne kadar genetik altyapı önemli olsa da hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, ilerleyen yaş ve obezite hastalığın ortaya çıkmasında önemli olan risk faktörleridir. Ülkemizde bu konuda yapılmış önemli bir çalışmanın sonucunda 1998’den 2010’a kadar geçen 12 yıllık sürede şeker hastalığının %90 oranında arttığı ve erişkin toplumun %13,7’sine ulaştığı görülmüştür. Yine bu çalışma da iki kişiden birinin diyabeti olduğu halde bunun farkında olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca her üç kişiden ikisinin aşırı kilo veya obez olduğu da tespit edilmiştir. Diyabet hastalığı bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş durumdadır. Bu nedenle daha hastalık gelişmeden önce toplumun ve bireylerin bilinçlendirilmesi ve alınacak tedbirlerle hastalığın önüne geçilmesi önemlidir. Diyabet hastalığı oluşmasını engellemek için bireysel olarak şunlara dikkat etmek gerekir: • Fazla kilolu veya obez iseniz normal kilonuza gelmeye çalışın. Ancak normal kiloya ulaşılamasanız da kilonuzdaki %5-10’luk bir azalmayla bile diyabet hastalığı gelişme riskinin azalacağını unutmayın. • Hareketsiz yaşam tarzından uzak durun. Ulaşım için mümkün olduğunca yürümeyi ya da bisiklet kullanmayı tercih edin. • Haftada en az 150 dakika ve bir seferde 30 dakikadan az olmamak kaydıyla düzenli egzersiz (tempolu yürüyüş, bisiklete binme, koşu, merdiven çıkma, ip atlama) yapın. • Doğal kaynaklardan beslenmeye çalışın. • Tam tahıllı karbonhidrat kaynaklarını tercih edin (beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği gibi). • Şekerli meşrubat, gazlı ve gazsız içecekleri tüketmeyin. • Meyveyi meyve suyu olarak tüketmeyin. Günde 2-3 porsiyondan fazla meyve tüketmeyin. Meyveyi yemeğin hemen üstüne değil 2-3 saat sonra tüketin. • Trans yağlardan ve katı yağlardan uzak durun. • Haftada 2 gün deniz balığı yiyin. • Stressiz yaşamaya çalışın. İş stresini atmak için bir hobi edinin. İnsanı ve doğayı sevin, doğa yürüyüşlerine katılın, turistik geziler yapın. • Erken uyuyun, yaşınızın gerektirdiği kadar uyumaya özen gösterin. • Sigara içmeyin, içiyorsanız da hemen bırakın. • 40 yaşın üzerinde üç yılda bir açlık kan şekerinizi ölçtürün. Diyabet hastalığı gelişen bireylerin ise profesyonel tıbbi bakım alması gerekmektedir. Diyabetin temel tedavisi doğru yaşam tarzı, uygun diyet ve egzersizdir. Gerekli durumlarda ağızdan alınan ilaçlar ve/veya insülin tedavisi uygulanabilir. Diyabet tedavisi kişiye özgü olmalıdır. Bu nedenle kişinin doktor kontrolü altında olması, gerekli uyarıları dikkate alması, ilaçlarını düzenli kullanması ve doktorunun önereceği aralıklarda kontrole gitmesi gerekmektedir. Diyabet hastalığının süreğen bir hastalık olduğu unutulmamalı ve tedavinin ve kontrollerinde yaşam boyu devam etmesi gerektiği bilinmelidir. Medya, sosyal platformlar ve arkadaş ortamlarında tavsiye edilen ilaç dışı ürünlerin sağlığınızı daha da bozabileceği ve bu nedenle kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır. Şu an için diyabeti tamamı ile ortadan kaldıran ilaç, aşı veya serum bulunmadığını, bu gibi ürünlerle hastalığınızı tamamen iyileştireceğini iddia edenlere itibar edilmemesi gerektiğini aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir. Harran Üniversitesi Hastanesi olarak biz gerekli tedaviyi Anabilim dalı başkanımız Prof.Dr. Tevfik SABUNCU’nun tecrübesiyle birlikte Başhekimimiz Prof.Dr. Mehmet Akif ALTAY hocamızın da yoğun ilgileriyle gerçekleştirebilmekteyiz. Son söz olarak doğru yaşam ve beslenme ile şeker hastalığı da dâhil olmak üzere birçok sağlık sorunun önüne geçilebileceği bilinmelidir. Bu nedenle hareketinizi arttırın, fazla kilolardan kurtulun, sigarayı bırakın ve yaşamayı sevin. Sağlıklı günler.
Önlenebilir bir hastalık: Şeker hastalığı
0 notes
Text
Nescafe Dolce-Gusto incelemesi
New Post has been published on http://www.teknovezir.com/manset/nescafe-dolce-gusto-incelemesi.html
Nescafe Dolce-Gusto incelemesi
Hem sıcak hem soğuk içecekler yapabilen ve temelde bir kahve makinesi olmasına rağmen sıcak çikolata ve ice tea gibi içecekler de hazırlayabileceğiniz Nescafe Dolce-Gusto incelemesi ile karşınızdayız.
Ayrıca bu inceleme videomuzla birlikte, bir takipçimize Nescafe Dolce-Gusto Genio modelini hediye edeceğiz!
Nescafe Dolce-Gusto özellikleri
Bu videomuzda Nescafe Dolce-Gusto‘nun Genio ve Jovia olmak üzere iki farklı modelini inceledik. Temelde her iki model ile de tüm kapsül içecekleri yapabiliyoruz. Aradaki fark ise Jovia modeli manuel olarak ayarlanırken, Genio modeli otomatik olarak çalışıyor.
Ürünün özelliklerine bakacak olursak Nescafe Dolce-Gusto evde sıcak, soğuk, sütlü, sade, birbirinden farklı birçok içeceği saniyeler içinde temizlik derdi olmadan hazırlayabiliyor.
Ürünün piyasadaki diğer kapsüllü makinelerden ayırt edildiği noktalar; soğuk kahve yapabiliyor olması, süt kapsülü sayesinde dışarıdan süt eklemeye gerek kalmaması ve kahve dışında chai tea latte ve sıcak çikolata gibi farklı içecekler yapabiliyor olması. Bu noktada süt kapsülünün içerisinde kahve beyazlatıcı değil, kurutulmuş gerçek sütün olması da son derece önemli
Nescafe Dolce-Gusto Genio hediye ediyoruz!
Nescafe Dolce-Gusto Genio kazanma şansı elde etmek için yapmanız gerekenler şu şekilde:
SDN ve Nescafe Dolce-Gusto Türkiye Instagram hesaplarını takip etmeniz ve #benimkahvem hashtagi’ini kullanarak kahve içerken çekilmiş bir fotoğrafını paylaşmanız yeterli.
Yarışmamızın sonucu 14 Temmuz Cuma günü bu haber ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden duyurulacaktır.
SDN Instagram hesabı için tıklayın
Nescafe Dolce-Gusto Türkiye hesabı için tıklayın
Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve sizi inceleme videomuzla baş başa bırakalım. İyi seyirler.
:: Ne sıklıkla kahve içiyorsunuz?
SDN
ShiftDelete.Net Değerlendirmesi
Ürün Nescafe Dolce-Gusto
İnceleyen Kerem Enginar
Puan 9.00 / 10
0 notes
Text
Koronavirüs sonrası çocuklarda obezite artabilir
09 Nisan 2020, Perşembe 11:38
İstanbul

Evde daha fazla vakit geçiren çocuğun fast food ve abur cubura yöneldiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, “Evde hareketsiz kalan ve çok fazla abur cubur tüketen çocuk hızla kilo alır. Karantina süreci bittikten sonra sağlık sorunu yaşayabilirler, bu durum obezite riskini artırır. Kilo artışı şikayetiyle bize başvuran hastalar var” uyarısında bulundu.
İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, koronavirüs salgını nedeniyle çocukların evde daha çok vakit geçirdiğini dile getirdi. Bu zaman diliminde abur cubur ve fast food tüketiminin oldukça arttığına dikkat çeken Aksu, “Aileler sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayıp, çocukları fast food ve abur cuburdan uzak tutsun. Örneğin, kızartmalar yerine fırında pişmiş yiyecekler tercih edilebilir. Bu dönemde sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmeli” dedi.
AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Çocukların bağışıklık sistemini güçlü tutmak için içerisinde C vitamini olan yiyecekler öneren Aksu, “Portakal, kivi, greyfurt, ananas tabağı oluşturabilirler. Omega-3 açısından zengin ceviz gibi kuruyemişleri de meyve tabağına ekleyebilirler. Burada ailelere büyük görev düşüyor” diye konuştu.
“SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR HAZIRLAYIN”
Kola gibi asitli içeceklerden de uzak durulması gerektiğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, “Çocukları cip ve çikolatadan uzak tutmak için sağlıklı atıştırmalık hazırlamak gerekiyor. Çocuğun yaşı uygunsa anneyle birlikte mutfağa girip yemek yapabilir. Yine kola gibi asitli içeceklerin tüketiminde artış var. Bunun yerine protein değeri yüksek, ayran, kefir, süt gibi içecekleri öneriyorum. Evde taze sıkılmış portakal suyu da yapabilirler, C vitamini açısından zengindir” ifadelerini kullandı.
OBEZİTE RİSKİ ARTACAKTIR
Bütün ailenin birlikte spor yapmasını tavsiye eden Diyetisyen Aksu, “Çocuklar evde hareketsiz kalıyor, çok fazla abur cubur tükettikleri zaman da hızla kilo alıyorlar. Böyle olunca kronik bazı rahatsızlıklar yaşayabilirler. Anne ve babalar çocukların abur cubur tüketimine sınırlama getirmelidir. Yoksa bu süreç bittikten sonra sağlık sorunu yaşayabilirler, bu durum obezite riskini artıracaktır” dedi.
SARIDOĞAN: ÇOCUKLARA KORONAVİRÜSÜ ANLATIN
Uzman Klinik Psikolog Ayşe Sena Sarıdoğan ise, evde uzun süre kalan çocuğun kaygı duyabileceğini söyleyerek ailelere önerilerde bulundu. Uzman Klinik Psikolog Sarıdoğan, “Aileler çocuklara neden dışarı çıkmamaları gerektiğini ve sosyal izolasyonu anlatmalı. Çünkü yetişkinler bile belirsizlik karşısında kaygılanırken çocukların sakin kalmasını bekleyemeyiz” diye konuştu.
“OYUN, HİKÂYE VE MASALDAN FAYDALANIN”
Koronavirüsü yaş grubuna göre farklı şekilde anlatmak gerektiğini belirten Sarıdoğan, “Okul öncesi çağdaki çocuklar durumu henüz somutlaştıramadıkları için daha çok endişelenebilir. Çocuklara, oyun, hikâye ve masallarla süreci anlatıp, önlem olarak evde kaldıklarını söylemek lazım. Daha büyük yaştaki çocuklara kaygımızın, alınan önlemlerinin nedenini uzatmadan, net bir şekilde korkularını büyütmeden, gizlemeden açıklamakta fayda var” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYAYA DİKKAT!
“Eğer çocuk sosyal medya kullanacak yaştaysa güvenilir kaynaktan bilgi almayı öğrenmelerini tembihlemeliyiz” diyen Uzman Klinik Psikolog Ayşe Sena Sarıdoğan şunları söyledi: “Bu dönemde çocukların dışarıda bir sosyal aktiviteleri olmayacak, okula da gidemiyorlar. Parka gidecek yaştaki çocuklar evde kalmanın ceza olduğunu düşünebilir. Öncelikle, ‘Sağlımızı korumak ve hasta olmamak için bir süre parka ile arkadaşlarının yanına gidemeyebilirsin’ diye açıklama yapmak gerekiyor. Aileler evde çocuklarıyla yapabilecekleri aktivitelerin listesini çıkarmalı. Çocuklar ebeveynleri taklit ederek öğrenir. O yüzden kaygımızı belli etmemeliyiz. Koronavirüse karşı neler yapabiliriz sorusundan yola çıkarak evde bir toplantı yapılabilir”
“AİLECE GRUP OYUNLARI OYNAYIN”
Psikolog Sarıdoğan kişisel bakımı, el hijyenini, öksürme ve hapşırma sonrasında alınacak önlemleri aile içinde konuşmak gerektiğini dile getirerek, “Ailecek grup oyunları oynasınlar. Çocuklar çok uzun saatler evde, televizyon ve tabletten uzak durmaları mümkün değil ama en aza indirip ailelerin de dahil olduğu çözüm üretebilirler. Evde uzun saatler kalınca tartışmalar olabilir. Bütün aile üyelerinin katıldığı, her birine farklı sorumlulukların verildiği grup oyunları öneriyorum. Hepsine bir rol verilip, birbirilerine destek olabilecekleri aktiviteler seçilebilir. Bu noktada birbirleriyle kavga etmek yerine destek olabilirler” şeklinde konuştu.
Kaynak: DHA
Bu Yazı Koronavirüs sonrası çocuklarda obezite artabilir adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/koronavirus-sonrasi-cocuklarda-obezite-artabilir/
0 notes
Text
5 Adımda Hızlı ve Sürdürülebilir Şekilde Yağ Yakmak
Herkes nasıl yağ yakılacağını, kilo verileceğini ve daha ince bir vücuda sahip olabileceğini biliyor. Aldığınız kalori miktarını düşürerek, protein-karbonhidrat-yağ oranlarına dikkat ederek ve kardiyo ağırlıklı olmak üzere daha aktif olduğunuzda zaten yağ yakmaya başlarsınız. Bu temel yöntemi takip eden hemen hemen herkes amaçlarına ulaşabilir. Yıllardır birçok kişi tarafından uygulanan ve tatmin edici sonuçlar veren bu yönteme alternatif olarak uygulayabileceğini ve daha verimli sonuçlar elde etmenizi sağlayacak yaklaşımlar olabilir mi? Evet! Günlük aldığınız kalori miktarını takip ettiğiniz ve biraz daha aktif olduğunuz sürece takip uygulayabileceğiniz birbirinden farklı birçok diyet programı mevcut. Hangi diyet programını ya da yöntemi seçerseniz seçin bu içerikte yer alan 5 öneri ile birlikte daha verimli sonuçlar elde edebilirsiniz.
Yağ Yakmak Konusunda Karşılaşılan Temel Problemler
Yağ yakmak için genellikle kardiyo miktarı ve yoğunluğu arttırılırken alınan karbonhidrat miktarı birkaç küçük veya ara öğün haricinde azaltılır. Bu yöntemi yeterince uygularsanız daha define (yağsız) bir vücuda sahip olabilirsiniz. Bu noktada aklınıza şu soru gelebilir; daha kısa zamanda daha hızlı sonuçlar almak mümkün mü? Evet, mümkün! Birçok sporcu daha az yiyerek ve daha fazla egzersiz yaparak zayıflayabileceğini düşünüyor. Bu yöntem doğru olsa da hormonal düzensizlik, cinsel istersizlik, enerji eksikliği, yorgunluk ve sindirim problemleri gibi bazı metabolik sorunlara yol açabiliyor. Bu gibi sorunlarla birlikte genellikle bu yolu takip eden birçok kişi diyet programları sonrasında tekrar hızlı bir şekilde yağlanırlar ve kilo alırlar. Bu içerikte bu gibi sorunlarla karşılaşmamanız için uygulayabileceğini bazı öneriler yer almaktadır. Bu öneriler ile birlikte yağ yakmak için takip edilen diyet programı uygulanırken biraz önce bahsedilen metabolik sorunlar ve tekrar hızlı bir şekilde yağlanma ve kilo alma problemi gibi sorunlarla karşılaşılmaması amaçlanmaktadır. 1. Besin Kalitesi Yapılan birçok çalışma tüketilen besinlerin kalitesinin son derece önemli olduğunu göstermektedir. Daha kaliteli besinlerin tüketilmesinin hızlı yağ kaybına yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle diyet programınızda yiyecek ve içecekleri seçerken belki biraz daha fazla para harcayacaksınız ancak daha kaliteli besleneceğiniz için hem sağlık sorunu yaşamayacak hem de daha hızlı bir şekilde yağ yakacaksınız. Tabi bu yaklaşım ile birlikte günlük kalori sayımına da mutlaka dikkat edilmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Bu noktada sosyal medya kanallarında gördüğünüz ve inanılmaz vücuda sahip olan kişilere de aldanmamanız gerekiyor. Sosyal medyada gördüğünüz birçok kişi her gün şekerli şeyler tüketmelerine rağmen çok düzgün bir vücuda sahip olabilirler. Ancak siz onların sadece birkaç fotoğrafını görüyorsunuz ve günün geri kalanında ne yaptıkları hakkında bir fikriniz yok. Bu nedenle sadece kendinize odaklanın ve uyguladığınız diyet programını sıkı sıkıya takip edin. Diyet programınıza alışmaya başladıkça kademeli olarak aldığınız günlük kalori miktarını da azaltmaya çalışmalısınız. Diyet programının ilk günlerinde 50-60 gram karbonhidrat olan bir şekerlemeyi tüketebilirsiniz. Ancak bir süre sonra diyet programına alıştığınızda bu gereksiz kalorilere ihtiyacınız olmadığını anlayacak ve artık bu ürünleri tüketmemeye başlayacaksınız. Günlük karbonhidrat hakkınızın yarısını küçük bir şekerleme ile harcamanın pek mantıklı olmadığını unutmayın! Tokluk ya da doygunluk hissi bir diyet programının sürdürülebilir olmasının en temel parametresidir. Bu nedenle besin değerleri bakımından zengin ve kaliteli besinlerin tüketilmesi daha uzun süreli tokluk hissi vereceği için diyet programının uygulanmasını da kolaylaştırır. Bunun için diyet programında kahverengi pirinç, tatlı patates ve brokoli türü yiyecekler kompleks karbonhidratlar içerdiği için mutlaka diyet programınızda yer almalıdır. Bununla birlikte bu tür besinlerin sindirimi daha kolaydır ve kalori değerleri de daha düşüktür. Bu besinlere ek olarak vitamin, mineral ve anti oksidanlar bakımından zengin olan, enerjinizi ve performansınızı da yükselten tavuk göğsü, somon ve pirinç gibi besinleri de tüketmeye özen göstermeyi unutmayın. 2. Öğün Zamanlaması Vücut geliştirme ile ilgilenen birçok sporcu antrenman öncesi ve sonrası beslenmenin öneminin farkındadır. Ancak öğün zamanlamasının yenilenme sürecinde, yağ yakımında ve kas yapımında ne derece etkili olduğu konusunda bazı kişilerde hala tam olarak anlaşılamamıştır. Karbonhidratlar antrenman öncesinde kas glikojenini arttırmak için kullanılır. Bu sayede de daha ağır ve uzun süreli antrenmanların yapılabilmesi mümkün olabilmektedir. Kas glikojeninin tükenmesi ise doğrudan yorgunluğa neden olur antrenman daha fazla devam ettirilemez. Ancak bu noktada dikkat etmeniz gereken günlük alabileceğiniz karbonhidrat miktarının optimum bölümünü antrenman öncesinde almanızdır. Antrenman sonrası karbonhidrat tüketiminin de önemli faydaları vardır. Yoğun ve ağır bir antrenman sonrasında ise ihtiyaç duyulan GLUT-4 enzimlerinin kas dokusuna taşınması konusunda görev alırlar. Bu sayede de kas dokusu glikojeni depolayabilmek ve insülinin serbest bırakılabilmesi için pankreasa ihtiyaç duymadan glikojenin emilmesini ve kullanılmasına izin verir. Günlük alınması gereken karbonhidrat miktarının yaklaşık %50'sinin antrenman sonrasında tüketilmesi uygundur. Hızlı yağ yakmak konusunda sorun yaşayan insanların birçoğunun ortak problemi günlerinin büyük bir bölümünü sabit, hareketsiz veya sakin bir şekilde geçirmeleridir. Günde 1 saat antrenman yapan bir kişinin bile geriye kalan 23 saati sakin olarak geçmektedir. Bu nedenle de günlük olarak tüketilen karbonhidrat miktarına çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Antrenman sonrası tüketilen karbonhidrat haricinde gün içinde karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuz antrenman sonrasına göre tamamen farklı bir metabolik durumdadır. Gün içindeki metabolik durumunuz pankreasa ek bir yük getirir ve insülin salgılanmasına neden olur. Konu hızlı yağ yakmak ise günlük kalori alımı ve makro dağılımlarına ek olarak antrenman öncesi ve sonrası beslenme penceresine de mutlaka dikkat edilmesi gerekmektedir. Karbonhidrat tüketiminin önemli bir kısmının antrenman öncesi ve sonrasında gerçekleştirilmesi karbonhidrat tüketimine bağlı olarak oluşması muhtemel kilo alma sorunlarının önüne geçebilir. Bu sayede de hızlı yağ yakmak için bir fırsatınız olabilir. 3. Uykunun Önemi Vücudunuz uyurken sadece büyüme hormonu salgılamaz. Bunun yanında da kaslarınız yenilenir. Uyku kalitesinin düşmesi, düzensiz veya yetersiz uyku ise doğrudan bu süreci etkileyeceği için yağ yakmak için yaptığınız tüm planları da etkileyecektir. Sadece bir gece bile kalitesiz uyku uyusanız kan şekeriniz ciddi oranda yükselir ve kortizol önemli oranda artar. Eğer kaliteli bir uyku çekmekte zorlanıyorsanız aşağıdaki önerileri dikkate alabilirsiniz; Uyumadan en az 30 dakika önce teknoloji ile tüm bağınızı kesin. Doğal bir rahatlatıcı olan teanin desteği alın. (Doktor önerisi ile birlikte) Uyuduğunuz ortam sıcaklığını 20-21 dereceye ayarlayın. 4. İmmunojen (Bağımlılık yapıcı) Besinler Hızlı yağ yakmak için diyet programınızda yer alan ve bağırsak iltihabı veya rahatsızlığı geçirmenize sebep olabilecek soya, mısır ve gluten katkılı besinleri tüketmeyebilirsiniz. Bu sayede kortizol seviyesi düşer ve inflamasyon (iltihab) riski de azalır. Birçok diyet programında bu tür sağlık sorunlarına yol açması muhtemel gıdalar vardır. Ancak ufak değişiklikler ile birlikte bu gibi sağlık sorunlarının önüne geçebilirsiniz ve hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programınızın sekteye uğramasını da engelleyebilirsiniz. 5. Sindirim Sistemi İster hızlı yağ yakmak, isterseniz kilo almak amacıyla diyet programı uygularsanız uygulayın her koşulda sindirim sisteminize çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu noktada sindirim sistemi sağlığına faydalı olduğu için birçok kişi probiyotikleri önermektedir. Probiyotikler bu noktada bir başlangıç olsa da aslında kesin çözüm değildir. Bu noktaya yapılabilecek en mantıklı hareket ise diyet programınıza elma sirkesi, hindistan cevizi yağı, sarımsak, yeşil sebzeler gibi besinleri eklemektedir. Bu tür besinler doğrudan sindirim sistemine yardımcı olan ve sindirim sistemi sağlığı için önemlidir. Özellikle gün içinde sık sık öğünleri olan bir diyet programı uyguluyorsanız sindirim sisteminizde çok bir şekilde çalışıyor demektir. Bu nedenle sindirim sisteminize göstereceğiniz özen doğrudan hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programını da etkileyecektir. Sindirim sistemi ile ilgili herhangi bir probleminiz olmadığı takdirde çok daha hızlı bir şekilde yağ yakabilir, kilo verebilir ve incelebilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Koronavirüs sonrası çocuklarda obezite artabilir
09 Nisan 2020, Perşembe 11:38
İstanbul
Evde daha fazla vakit geçiren çocuğun fast food ve abur cubura yöneldiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, “Evde hareketsiz kalan ve çok fazla abur cubur tüketen çocuk hızla kilo alır. Karantina süreci bittikten sonra sağlık sorunu yaşayabilirler, bu durum obezite riskini artırır. Kilo artışı şikayetiyle bize başvuran hastalar var” uyarısında bulundu.
İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, koronavirüs salgını nedeniyle çocukların evde daha çok vakit geçirdiğini dile getirdi. Bu zaman diliminde abur cubur ve fast food tüketiminin oldukça arttığına dikkat çeken Aksu, “Aileler sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayıp, çocukları fast food ve abur cuburdan uzak tutsun. Örneğin, kızartmalar yerine fırında pişmiş yiyecekler tercih edilebilir. Bu dönemde sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmeli” dedi.
AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Çocukların bağışıklık sistemini güçlü tutmak için içerisinde C vitamini olan yiyecekler öneren Aksu, “Portakal, kivi, greyfurt, ananas tabağı oluşturabilirler. Omega-3 açısından zengin ceviz gibi kuruyemişleri de meyve tabağına ekleyebilirler. Burada ailelere büyük görev düşüyor” diye konuştu.
“SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR HAZIRLAYIN”
Kola gibi asitli içeceklerden de uzak durulması gerektiğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Sedef Aksu, “Çocukları cip ve çikolatadan uzak tutmak için sağlıklı atıştırmalık hazırlamak gerekiyor. Çocuğun yaşı uygunsa anneyle birlikte mutfağa girip yemek yapabilir. Yine kola gibi asitli içeceklerin tüketiminde artış var. Bunun yerine protein değeri yüksek, ayran, kefir, süt gibi içecekleri öneriyorum. Evde taze sıkılmış portakal suyu da yapabilirler, C vitamini açısından zengindir” ifadelerini kullandı.
OBEZİTE RİSKİ ARTACAKTIR
Bütün ailenin birlikte spor yapmasını tavsiye eden Diyetisyen Aksu, “Çocuklar evde hareketsiz kalıyor, çok fazla abur cubur tükettikleri zaman da hızla kilo alıyorlar. Böyle olunca kronik bazı rahatsızlıklar yaşayabilirler. Anne ve babalar çocukların abur cubur tüketimine sınırlama getirmelidir. Yoksa bu süreç bittikten sonra sağlık sorunu yaşayabilirler, bu durum obezite riskini artıracaktır” dedi.
SARIDOĞAN: ÇOCUKLARA KORONAVİRÜSÜ ANLATIN
Uzman Klinik Psikolog Ayşe Sena Sarıdoğan ise, evde uzun süre kalan çocuğun kaygı duyabileceğini söyleyerek ailelere önerilerde bulundu. Uzman Klinik Psikolog Sarıdoğan, “Aileler çocuklara neden dışarı çıkmamaları gerektiğini ve sosyal izolasyonu anlatmalı. Çünkü yetişkinler bile belirsizlik karşısında kaygılanırken çocukların sakin kalmasını bekleyemeyiz” diye konuştu.
“OYUN, HİKÂYE VE MASALDAN FAYDALANIN”
Koronavirüsü yaş grubuna göre farklı şekilde anlatmak gerektiğini belirten Sarıdoğan, “Okul öncesi çağdaki çocuklar durumu henüz somutlaştıramadıkları için daha çok endişelenebilir. Çocuklara, oyun, hikâye ve masallarla süreci anlatıp, önlem olarak evde kaldıklarını söylemek lazım. Daha büyük yaştaki çocuklara kaygımızın, alınan önlemlerinin nedenini uzatmadan, net bir şekilde korkularını büyütmeden, gizlemeden açıklamakta fayda var” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYAYA DİKKAT!
“Eğer çocuk sosyal medya kullanacak yaştaysa güvenilir kaynaktan bilgi almayı öğrenmelerini tembihlemeliyiz” diyen Uzman Klinik Psikolog Ayşe Sena Sarıdoğan şunları söyledi: “Bu dönemde çocukların dışarıda bir sosyal aktiviteleri olmayacak, okula da gidemiyorlar. Parka gidecek yaştaki çocuklar evde kalmanın ceza olduğunu düşünebilir. Öncelikle, ‘Sağlımızı korumak ve hasta olmamak için bir süre parka ile arkadaşlarının yanına gidemeyebilirsin’ diye açıklama yapmak gerekiyor. Aileler evde çocuklarıyla yapabilecekleri aktivitelerin listesini çıkarmalı. Çocuklar ebeveynleri taklit ederek öğrenir. O yüzden kaygımızı belli etmemeliyiz. Koronavirüse karşı neler yapabiliriz sorusundan yola çıkarak evde bir toplantı yapılabilir”
“AİLECE GRUP OYUNLARI OYNAYIN”
Psikolog Sarıdoğan kişisel bakımı, el hijyenini, öksürme ve hapşırma sonrasında alınacak önlemleri aile içinde konuşmak gerektiğini dile getirerek, “Ailecek grup oyunları oynasınlar. Çocuklar çok uzun saatler evde, televizyon ve tabletten uzak durmaları mümkün değil ama en aza indirip ailelerin de dahil olduğu çözüm üretebilirler. Evde uzun saatler kalınca tartışmalar olabilir. Bütün aile üyelerinin katıldığı, her birine farklı sorumlulukların verildiği grup oyunları öneriyorum. Hepsine bir rol verilip, birbirilerine destek olabilecekleri aktiviteler seçilebilir. Bu noktada birbirleriyle kavga etmek yerine destek olabilirler” şeklinde konuştu.
DHA
The post Koronavirüs sonrası çocuklarda obezite artabilir appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/34oehgG via IFTTT
0 notes
Text
Moralinizi yüksek tutun, bu önlemleri atlamayın!
HAMİLELERE ÖZEL 5 KORONA ÖNLEMİ! Özellikle de risk grubunda yer alanların çok daha dikkatli davranmaları gerekiyor ki hamileler de onlardan biri. Acıbadem Altunizade Hastanesi Riskli Gebelik Uzmanı, (Perinatolog) Doç. Dr. Oktay Kaymak “Hamilelikte hem yapısal olarak hem de bağışıklık sisteminde meydana gelen değişiklikler nedeni ile özellikle solunum yoluyla bulaşan bu tip enfeksiyonlara yakalanma riski daha fazladır. Geçmişte hem Koronavirüs ailesine mensup SARS ve MERS, hem de influenza gibi solunum yolunu tutan virüslerin hamilelikte çok daha ağır sonuçları olabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak panik yapmadan, aşırı strese kapılmadan gerekli önlemleri alarak Koronavirüs’ten korunmak mümkün” diyor. Riskli Gebelik Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak, anne adaylarına Koronovirüs’e karşı alabilecekleri basit ama etkili önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Bilgi kirliliğinden uzak durun Hamilelik zaten mevcut hormonal değişim nedeni ile hassas bir dönemdir. Özellikle bu dönemde alınan kötü haberler anne adaylarını çok daha fazla etkileyecektir. Bu nedenle sosyal medya başta olmak üzere, uzman olmayan kişilerin yarattığı panik ortamından ve yaydıkları bilgi kirliliğinden uzak durun. Gerekli korunma önlemlerini alarak ama moralinizi bozmadan ve gereksiz aşırı strese girmeden bu süreci atlatabilirsiniz. Evde kitap okuyup, müzik dinleyerek, hatta bebeğinize şarkılar söyleyerek hem kendinizi hem bebeğinizi rahatlatabilirsiniz.
Teması azaltın Genel olarak virüsün yayılma yolları bilinmektedir. Bunlar içerisinde en çok üzerinde durulan yol, damlacık yolu ile bulaşmasıdır. Bu nedenle kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçının, öksürüp hapşıran kişilerden uzak durmaya çalışın.
Bol sıvı tüketin, sağlıklı beslenin Sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Özellikle C vitamininden zengin besinlere mutlaka beslenmenizde yer verin. Gün içerisine yayarak bol su içmeye özen gösterin. Suyun yanı sıra ıhlamur, kefir gibi içecekleri de tüketmekte fayda var. Günün her saatinde sıvı alımını yüksek, boğazınızı sıcak ve nemli tutmaya özen gösterin.
Boğazınızı soğuktan koruyun Tam da mevsim geçişinde olduğumuz bugünlerde giysiler de önemli rol oynuyor. Çok kalın, terlemenize yol açacak giysilerden kaçının, onun yerine ince kat kat giyinin. Boğazınızı soğuktan korumaya özen gösterin. Çünkü soğuk ile yoğun temas özellikle de hamilelikte bağışıklık sistemini daha fazla zayıflatıyor.
Egzersiz yapın Hamilelik sürecinde ayak damarlarında kan pıhtılaşması 6 kat artıyor. Bu nedenle 3 saatten fazla hareketsiz kalınması bu riski daha da artıracaktır. Hareketsiz kalmamaya dikkat edin, sürekli yatmayın. Özellikle güneşli havalarda öğlen saatinde en az 30 dakika yürüyüş yapın ve D vitamini sentezine destek olun.
Koronavirüs bebeği etkileyebilir Doç. Dr. Oktay Kaymak “Hamilelikte Koronavirüs’e yakalanma ve olası kötü sonuçlarının gelişebilme riski normalden fazladır. Özellikle diyabet, akciğer, kalp ya da böbrek hastalığı bulunan, HIV pozitif olan ve 35 yaşın üzerindeki anne adaylarında bu risk daha fazladır” derken, Koronavirüs’ün anne karnındaki bebeğe etkilerini ise şöyle anlatıyor: “Hamilelikte Koronavirüs’ün bebeğe etkisi üzerine elde yeterli bilgi bulunmasa da, bu aileye mensup diğer virüslerin; erken doğuma, düşüğe ve düşük doğum ağırlığına neden olabildiği biliniyor. Ayrıca hamileliğin ilk üç ayında enfeksiyon nedeni ile yüksek ateşi olan anne adaylarının bebeklerinde sırt kemiklerinde açıklık (spina bifida) olma riski artacaktır.”
Emzirmeye devam, ama! Koronavirüs’ün süte geçtiğini gösteren bilimselkanıt olmamakla birlikte, Koronavirüs’ün mensup olduğu aileden olan diğer virüslerin süte geçmediğinin kanıtlandığını belirten Doç. Dr. Oktay Kaymak “Bu nedenle Coronavirüs tanısı olan annenin bebeğini emzirmesine ara vermesi tıbben önerilmemektedir. Ancak emzirme sırasında dikkatli olunması, gereken hijyen kurallarına uyulması veya anne sütünün sağılarak enfekte olmayan bir kişi tarafından bebeğe verilmesi önerilmektedir” diyor.
source https://www.kocaali.com/saglik/moralinizi-yuksek-tutun-bu-onlemleri-atlamayin-h15642.html
0 notes
Text
5 Adımda Hızlı ve Sürdürülebilir Şekilde Yağ Yakmak
Herkes nasıl yağ yakılacağını, kilo verileceğini ve daha ince bir vücuda sahip olabileceğini biliyor. Aldığınız kalori miktarını düşürerek, protein-karbonhidrat-yağ oranlarına dikkat ederek ve kardiyo ağırlıklı olmak üzere daha aktif olduğunuzda zaten yağ yakmaya başlarsınız. Bu temel yöntemi takip eden hemen hemen herkes amaçlarına ulaşabilir. Yıllardır birçok kişi tarafından uygulanan ve tatmin edici sonuçlar veren bu yönteme alternatif olarak uygulayabileceğini ve daha verimli sonuçlar elde etmenizi sağlayacak yaklaşımlar olabilir mi? Evet! Günlük aldığınız kalori miktarını takip ettiğiniz ve biraz daha aktif olduğunuz sürece takip uygulayabileceğiniz birbirinden farklı birçok diyet programı mevcut. Hangi diyet programını ya da yöntemi seçerseniz seçin bu içerikte yer alan 5 öneri ile birlikte daha verimli sonuçlar elde edebilirsiniz.
Yağ Yakmak Konusunda Karşılaşılan Temel Problemler
Yağ yakmak için genellikle kardiyo miktarı ve yoğunluğu arttırılırken alınan karbonhidrat miktarı birkaç küçük veya ara öğün haricinde azaltılır. Bu yöntemi yeterince uygularsanız daha define (yağsız) bir vücuda sahip olabilirsiniz. Bu noktada aklınıza şu soru gelebilir; daha kısa zamanda daha hızlı sonuçlar almak mümkün mü? Evet, mümkün! Birçok sporcu daha az yiyerek ve daha fazla egzersiz yaparak zayıflayabileceğini düşünüyor. Bu yöntem doğru olsa da hormonal düzensizlik, cinsel istersizlik, enerji eksikliği, yorgunluk ve sindirim problemleri gibi bazı metabolik sorunlara yol açabiliyor. Bu gibi sorunlarla birlikte genellikle bu yolu takip eden birçok kişi diyet programları sonrasında tekrar hızlı bir şekilde yağlanırlar ve kilo alırlar. Bu içerikte bu gibi sorunlarla karşılaşmamanız için uygulayabileceğini bazı öneriler yer almaktadır. Bu öneriler ile birlikte yağ yakmak için takip edilen diyet programı uygulanırken biraz önce bahsedilen metabolik sorunlar ve tekrar hızlı bir şekilde yağlanma ve kilo alma problemi gibi sorunlarla karşılaşılmaması amaçlanmaktadır. 1. Besin Kalitesi Yapılan birçok çalışma tüketilen besinlerin kalitesinin son derece önemli olduğunu göstermektedir. Daha kaliteli besinlerin tüketilmesinin hızlı yağ kaybına yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle diyet programınızda yiyecek ve içecekleri seçerken belki biraz daha fazla para harcayacaksınız ancak daha kaliteli besleneceğiniz için hem sağlık sorunu yaşamayacak hem de daha hızlı bir şekilde yağ yakacaksınız. Tabi bu yaklaşım ile birlikte günlük kalori sayımına da mutlaka dikkat edilmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Bu noktada sosyal medya kanallarında gördüğünüz ve inanılmaz vücuda sahip olan kişilere de aldanmamanız gerekiyor. Sosyal medyada gördüğünüz birçok kişi her gün şekerli şeyler tüketmelerine rağmen çok düzgün bir vücuda sahip olabilirler. Ancak siz onların sadece birkaç fotoğrafını görüyorsunuz ve günün geri kalanında ne yaptıkları hakkında bir fikriniz yok. Bu nedenle sadece kendinize odaklanın ve uyguladığınız diyet programını sıkı sıkıya takip edin. Diyet programınıza alışmaya başladıkça kademeli olarak aldığınız günlük kalori miktarını da azaltmaya çalışmalısınız. Diyet programının ilk günlerinde 50-60 gram karbonhidrat olan bir şekerlemeyi tüketebilirsiniz. Ancak bir süre sonra diyet programına alıştığınızda bu gereksiz kalorilere ihtiyacınız olmadığını anlayacak ve artık bu ürünleri tüketmemeye başlayacaksınız. Günlük karbonhidrat hakkınızın yarısını küçük bir şekerleme ile harcamanın pek mantıklı olmadığını unutmayın! Tokluk ya da doygunluk hissi bir diyet programının sürdürülebilir olmasının en temel parametresidir. Bu nedenle besin değerleri bakımından zengin ve kaliteli besinlerin tüketilmesi daha uzun süreli tokluk hissi vereceği için diyet programının uygulanmasını da kolaylaştırır. Bunun için diyet programında kahverengi pirinç, tatlı patates ve brokoli türü yiyecekler kompleks karbonhidratlar içerdiği için mutlaka diyet programınızda yer almalıdır. Bununla birlikte bu tür besinlerin sindirimi daha kolaydır ve kalori değerleri de daha düşüktür. Bu besinlere ek olarak vitamin, mineral ve anti oksidanlar bakımından zengin olan, enerjinizi ve performansınızı da yükselten tavuk göğsü, somon ve pirinç gibi besinleri de tüketmeye özen göstermeyi unutmayın. 2. Öğün Zamanlaması Vücut geliştirme ile ilgilenen birçok sporcu antrenman öncesi ve sonrası beslenmenin öneminin farkındadır. Ancak öğün zamanlamasının yenilenme sürecinde, yağ yakımında ve kas yapımında ne derece etkili olduğu konusunda bazı kişilerde hala tam olarak anlaşılamamıştır. Karbonhidratlar antrenman öncesinde kas glikojenini arttırmak için kullanılır. Bu sayede de daha ağır ve uzun süreli antrenmanların yapılabilmesi mümkün olabilmektedir. Kas glikojeninin tükenmesi ise doğrudan yorgunluğa neden olur antrenman daha fazla devam ettirilemez. Ancak bu noktada dikkat etmeniz gereken günlük alabileceğiniz karbonhidrat miktarının optimum bölümünü antrenman öncesinde almanızdır. Antrenman sonrası karbonhidrat tüketiminin de önemli faydaları vardır. Yoğun ve ağır bir antrenman sonrasında ise ihtiyaç duyulan GLUT-4 enzimlerinin kas dokusuna taşınması konusunda görev alırlar. Bu sayede de kas dokusu glikojeni depolayabilmek ve insülinin serbest bırakılabilmesi için pankreasa ihtiyaç duymadan glikojenin emilmesini ve kullanılmasına izin verir. Günlük alınması gereken karbonhidrat miktarının yaklaşık %50'sinin antrenman sonrasında tüketilmesi uygundur. Hızlı yağ yakmak konusunda sorun yaşayan insanların birçoğunun ortak problemi günlerinin büyük bir bölümünü sabit, hareketsiz veya sakin bir şekilde geçirmeleridir. Günde 1 saat antrenman yapan bir kişinin bile geriye kalan 23 saati sakin olarak geçmektedir. Bu nedenle de günlük olarak tüketilen karbonhidrat miktarına çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Antrenman sonrası tüketilen karbonhidrat haricinde gün içinde karbonhidrat tükettiğinizde vücudunuz antrenman sonrasına göre tamamen farklı bir metabolik durumdadır. Gün içindeki metabolik durumunuz pankreasa ek bir yük getirir ve insülin salgılanmasına neden olur. Konu hızlı yağ yakmak ise günlük kalori alımı ve makro dağılımlarına ek olarak antrenman öncesi ve sonrası beslenme penceresine de mutlaka dikkat edilmesi gerekmektedir. Karbonhidrat tüketiminin önemli bir kısmının antrenman öncesi ve sonrasında gerçekleştirilmesi karbonhidrat tüketimine bağlı olarak oluşması muhtemel kilo alma sorunlarının önüne geçebilir. Bu sayede de hızlı yağ yakmak için bir fırsatınız olabilir. 3. Uykunun Önemi Vücudunuz uyurken sadece büyüme hormonu salgılamaz. Bunun yanında da kaslarınız yenilenir. Uyku kalitesinin düşmesi, düzensiz veya yetersiz uyku ise doğrudan bu süreci etkileyeceği için yağ yakmak için yaptığınız tüm planları da etkileyecektir. Sadece bir gece bile kalitesiz uyku uyusanız kan şekeriniz ciddi oranda yükselir ve kortizol önemli oranda artar. Eğer kaliteli bir uyku çekmekte zorlanıyorsanız aşağıdaki önerileri dikkate alabilirsiniz; Uyumadan en az 30 dakika önce teknoloji ile tüm bağınızı kesin. Doğal bir rahatlatıcı olan teanin desteği alın. (Doktor önerisi ile birlikte) Uyuduğunuz ortam sıcaklığını 20-21 dereceye ayarlayın. 4. İmmunojen (Bağımlılık yapıcı) Besinler Hızlı yağ yakmak için diyet programınızda yer alan ve bağırsak iltihabı veya rahatsızlığı geçirmenize sebep olabilecek soya, mısır ve gluten katkılı besinleri tüketmeyebilirsiniz. Bu sayede kortizol seviyesi düşer ve inflamasyon (iltihab) riski de azalır. Birçok diyet programında bu tür sağlık sorunlarına yol açması muhtemel gıdalar vardır. Ancak ufak değişiklikler ile birlikte bu gibi sağlık sorunlarının önüne geçebilirsiniz ve hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programınızın sekteye uğramasını da engelleyebilirsiniz. 5. Sindirim Sistemi İster hızlı yağ yakmak, isterseniz kilo almak amacıyla diyet programı uygularsanız uygulayın her koşulda sindirim sisteminize çok dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu noktada sindirim sistemi sağlığına faydalı olduğu için birçok kişi probiyotikleri önermektedir. Probiyotikler bu noktada bir başlangıç olsa da aslında kesin çözüm değildir. Bu noktaya yapılabilecek en mantıklı hareket ise diyet programınıza elma sirkesi, hindistan cevizi yağı, sarımsak, yeşil sebzeler gibi besinleri eklemektedir. Bu tür besinler doğrudan sindirim sistemine yardımcı olan ve sindirim sistemi sağlığı için önemlidir. Özellikle gün içinde sık sık öğünleri olan bir diyet programı uyguluyorsanız sindirim sisteminizde çok bir şekilde çalışıyor demektir. Bu nedenle sindirim sisteminize göstereceğiniz özen doğrudan hızlı yağ yakmak için uyguladığınız diyet programını da etkileyecektir. Sindirim sistemi ile ilgili herhangi bir probleminiz olmadığı takdirde çok daha hızlı bir şekilde yağ yakabilir, kilo verebilir ve incelebilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
[ÖTESİ HABERLER] LG neden LG G8X THINQ'YA ASMR MODU VERDİ (ÇÜNKÜ OLABİLİR)
Mikrofona fısıldamak, sert bir yüzeyde tırnaklara dokunmak ve ağaçlardan esen rüzgarın ortak noktası nedir? Hepsi, Özerk Duyusal Meridyen Yanıtı terimi kapsamındaki garip bir faaliyet koleksiyonunun parçasıdır. Çoğu insan, elbette, ona ASMR demektedir ve YouTube'da en çok görüntülenen içerik kategorilerinden biridir. Akıllı telefon ses inovasyonuna yabancı olmayan LG, LG G8XThinQ'nun ASMR kayıt özelliğine sahip daha ilginç bir akıllı telefon olabileceğine karar verdi. Bu nedenle, aylarca süren sıkı çalışma ve özveri sonrasında, LG mühendisleri, bir telefondaki ses kaydının sınırlarını zorlama vizyonu bir gerçeklik haline geldiğinden, ileri görüşlü bir fikri çalışan bir prototip haline getirebildiler. LG G8XThinQ ile kullanıcılar, videoyu çekerken tek bir düğmeye basarak mikrofonun hassasiyetini en üst düzeye çıkarabilir. Telefonun ASMR özelliği, orijinal kaynaktan gelen hataları en aza indirmek için analog sesleri dijital hale getirir. Sonuç, bugüne kadar bir akıllı telefona kaydedilen her şeyden çok daha net, çok temiz ... daha net ses içeriğidir. Sahnelerin arkasında, LG ses mühendislerini, tanıttıkları ASMR teknolojisinin kalitesinden memnun kalmadan önce, yüzlerce nesneyi yapışkan balçıktan bir lif kabuğuna süngerden yüzlerce nesneyi kaydetme, dinleme, ayarlama, yeniden kaydetme altı aydan fazla sürdü. akıllı telefon, bir endüstri ilk. Ekip ayrıca, LG G8XThinQ'nun hışırdayan otların ve yaprakların, düşen yağmur damlaları ve çatırdayan çakıl taşlarının tatmin edici ve rahatlatıcı doğal seslerini yakalamak için kullanıldığı ASMR Modunu da aldı. LG G8XThinQ'da ASMR Modunu benzersiz kılan şey, sadece sesleri net bir şekilde kaydetmediği, daha fazla gürültü çıkarmadan yüksek kalitede yaptığı gerçeğidir. LG mühendisleri, LG G8XThinQ'nun en sıradan sesleri ne kadar iyi yakaladığını belirlemek için her türlü yiyecek ve içecekleri örneklemekle görevlendirildi. Normalde sağlıklı kıdemli araştırma mühendisi Song Ho-sung, gulping ve karbonatlı kabarcıkların seslerini yakalamak için yaklaşık bir saat içinde yaklaşık bir düzine kutu soda yakıcı buldu. Song birkaç kilo almasına rağmen sonuçlardan çok memnunum, dedi Song burps arasında. Geliştirme sürecinin bir parçası olarak Kore'deki en iyi ASMR YouTube kullanıcılarına da danışıldı. Çoğu YouTube kullanıcısının bildiği gibi, Koreli içerik oluşturucuları bir sonraki büyük sosyal medya trendini yakalamaktan ve bunu tamamen yeni bir seviyeye taşımaktan çekinmiyor. Bu grubun LG’nin ASMR özelliği hakkında söylediklerini duymak en aydınlatıcıydı.
0 notes
Text
[ÖTESİ HABERLER] LG neden LG G8X THINQ'U ASMR MODU NEDEN OLDU (ÇÜNKÜ OLABİLİR)
Mikrofona fısıldamak, sert bir yüzeyde tırnaklara dokunmak ve ağaçlardan esen rüzgarın ortak noktası nedir? Hepsi, Özerk Duyusal Meridyen Yanıtı terimi kapsamındaki garip bir faaliyet koleksiyonunun parçasıdır. Çoğu insan, elbette, ona ASMR demektedir ve YouTube'da en çok görüntülenen içerik kategorilerinden biridir. Akıllı telefon ses inovasyonuna yabancı olmayan LG, LG G8XThinQ'nun ASMR kayıt özelliğine sahip daha ilginç bir akıllı telefon olabileceğine karar verdi. Bu nedenle, aylarca süren sıkı çalışma ve özveri sonrasında, LG mühendisleri, bir telefondaki ses kaydının sınırlarını zorlama vizyonu bir gerçeklik haline geldiğinden, ileri görüşlü bir fikri çalışan bir prototip haline getirebildi. LG G8XThinQ ile kullanıcılar, videoyu çekerken tek bir düğmeye basarak mikrofonun hassasiyetini en üst düzeye çıkarabilir. Telefonun ASMR özelliği, orijinal kaynaktan gelen hataları en aza indirmek için analog sesleri dijital hale getirir. Sonuç, bugüne kadar bir akıllı telefona kaydedilen her şeyden çok daha net, çok temiz ... daha net ses içeriğidir. Sahnelerin arkasında, LG ses mühendislerini, tanıttıkları ASMR teknolojisinin kalitesinden memnun kalmadan önce, yüzlerce nesneyi yapışkan balçıktan bir lif kabuğuna süngerden yüzlerce nesneyi kaydetme, dinleme, ayarlama, yeniden kaydetme altı aydan fazla sürdü. akıllı telefon, bir endüstri ilk. Ekip ayrıca, LG G8XThinQ'nun hışırdayan otların ve yaprakların, düşen yağmur damlaları ve çatırdayan çakıl taşlarının tatmin edici ve rahatlatıcı doğal seslerini yakalamak için kullanıldığı ASMR Modunu da aldı. LG G8XThinQ'da ASMR Modunu benzersiz kılan şey, sadece sesleri net bir şekilde kaydetmediği, daha fazla gürültü çıkarmadan yüksek kalitede yaptığı gerçeğidir. LG mühendisleri, LG G8XThinQ'nun en sıradan sesleri ne kadar iyi yakaladığını belirlemek için her türlü yiyecek ve içecekleri örneklemekle görevlendirildi. Normalde sağlıklı kıdemli araştırma mühendisi Song Ho-sung, gulping ve karbonatlı kabarcıkların seslerini yakalamak için yaklaşık bir saat içinde yaklaşık bir düzine kutu soda yakıcı buldu. Song birkaç kilo almasına rağmen sonuçlardan çok memnunum, dedi Song burps arasında. Geliştirme sürecinin bir parçası olarak Kore'deki en iyi ASMR YouTube kullanıcılarına da danışıldı. Çoğu YouTube kullanıcısının bildiği gibi, Koreli içerik oluşturucuları bir sonraki büyük sosyal medya trendini yakalamaktan ve bunu tamamen yeni bir seviyeye taşımaktan çekinmiyor. Bu grubun LG’nin ASMR özelliği hakkında söylediklerini duymak en aydınlatıcıydı.
0 notes