Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Makale nasıl yazılır?
İÇİNDEKİLER
ÖZET.
GİRİŞ.
1. KOOPERATİF KAVRAMSAL ÇERÇEVE.
1.1. KOOPERATİFİN HUKUKÎ TANIMI
1.2. KOOPERATİFÇİLİK İLKELERİ
1.2.1. Gönüllü ve serbest giriş ilkesi…………………………………….………
1.2.2. Ortağın demokratik yönetimi ilkesi …..……………………………………...
1.2.3. Ortağın ekonomik katılımı ilkesi ………...................................
1.2.4. Özerklik ve bağımsızlık ilkesi ………………………………………………..
1.2.5. Eğitim, öğretim ve bilgilendirme ilkesi ……………………………………….
1.2.6. Kooperatiflerarası işbirliği ilkesi ……………………………………………..…
1.2.7. Toplumsal sorumluluk ilkesi…………………………………………….………
2. TÜRKİYE’DE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ
2.1. TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN GELİŞİMİ
2.2. TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN MALİ YAPISI VE FAALİYETLERİ
3. OSMANİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN TARIMSAL AMAÇLI KALKINMA KOOPERATİFLERİ
3.1. SWOT ANALİZİ
3.2. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE KAPSAMI
3.3. BULGULAR VE TARTIŞMA.
3.3.1.Güçlü Yönler…………………………………………………………………………...…
3.3.2.Zayıf Yönler……………………………..……………………………………
3.3.3.Fırsatlar………………………………………………………………………….
3.3.4. Tehditler……………..……………………………………………………………
4. SONUÇ.
KAYNAKÇA.
ÖZET
Kooperatifçilik karşılıklı dayanışma ve iş birliğini barındıran kuruluşlardır. Kooperatif kuruluşlarında oluşan masraflardan sonra geriye kalan, gelir olarak paydaşlara dağıtılmaktadır. Günümüzde pek çok değişik konuda etiklikler gösteren kooperatiflerin sayısal olarak artış gösterdiği görülmektedir. Tarım alanında faaliyet gösteren kooperatifler bilhassa milli ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde oldukça önemi ve etkili roller üstlenmektedir. Tarımsal alandaki kooperatiflerden başarı elde edebilmek adına özellikle kooperatif yöneticileri ve paydaşların konuyla ilgili bazı eğitimler alması adeta zorunluluktur.
Aynı zamanda hali hazırda var olan kooperatiflerin durumlarının incelenerek bu çerçevede stratejik planlar oluşturulması gelecek dönemler için gereklik arz etmektedir. Yapılan bu araştırmanın öncelikli hedefi Osmaniye ilindeki tarımsal alanda faaliyet gösteren kooperatiflerin durumlarının analizidir. Mevcut durum ortaya konularak bu doğrultuda üstün yönler ve zayıflıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmada SWOT analizi yönteminden faydalanılmıştır ve tarım kooperatiflerinin güçlü ve zayıf tarafları ile tehditler ve fırsatların neler olduğu irdelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tarım kooperatifleri, SWOT Analizi, Osmaniye
GİRİŞ
Kişilerin gereksinimleri sınırsız olmasına rağmen, bu gereksinimlerin bütününün kıt kaynaklarla karşılanma olasılığı ise bulunmamaktadır. Kooperatifler, kişilerin var olan kıt kaynaklarla gereksinimlerini en doğru ve iyi bir şekilde nasıl karşılanması gerektiği sorusuna bir nevi yanıt şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda gereksinimlerin; dayanışma, destek ve eşgüdüm çerçevesinde sağlıklı bir şekilde karşılanması amaçlanmaktadır.
Kooperatiflerin kurulma sebeplerinden birisi, insanların yalnız başlarına yapmak için yeterli güçlerinin olmadığı işleri toplanarak yapmalarını sağlamaktır. Bu sayede toplumsal açıdan kalkınmaya da destekte bulunulmaktadır. Zamanla nüfus miktarının artış göstermesiyle gereksinimlerin tarım koluna olan bağımlılığında da artış yaşanmıştır. Tarımsal üretimin yükselişine paralel olarak yeni teknikler ortaya çıkmış, işbirliği konusu da giderek önem kazanmış ve büyük boyutlara varmıştır. Daha ziyade kâr amaçlı ve kitlelerin gereksinimlerini karşılamaya dair tarımsal üretime yoğunlaşıldığı görülmektedir. Tarihi açıdan ilk zamanlarda dahi tarımın içeriği icabı işbirliği olgusunun gerekli olduğu bilinmektedir. Buna istinaden günümüz çağdaş tarım kooperatifleriyle benzeşen oluşumlar her zaman var olmuştur.
Tarımsal üretim konusu; yoğun emek gerektiren, ürün türlerine göre farklı ve uzun vadeli süreçleri olan, kalite bakımından uygun yolların hayata geçirilmesini de kapsayan bir bütünü ifade etmektedir. Kişilerin maddi ve emek bakımından yalnız başına oluşumunu bir hayli zorlaştıran faaliyetler, eş güdümü, birlikteliği ve dinamik bir hali mecburi kılmaktadır. Tarım alanında tüm bu sıralanan sebplerden dolayı kooperatifçilik hareketinin de değeri daha fazla ön plana çıkmıştır. Geçmişten bugüne kadar tarım kooperatifleri; üreticilerin bilinçlendirilmesi, daha yüksek kalitede ve büyük miktarda üretim çıktısı elde etmek için çeşitli imkanlar sağlamaktadır. Ortaklaşa bir bilinç meydana getirmek suretiyle sermayenin, aracıların, devletin ve öteki üreticilerin karşısında kooperatiflere mensup olan üreticilerin çıkarlarını koruyarak bunların tüm eksikliklerini bertaraf etmek için çeşitli faaliyetler göstermektedirler. Tarım kooperatifleri kuruluşlarının önemi pek çok açıdan değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Türkiye’nin iktisadi ve sosyal yapısı tarıma dayalıdır. Kalkınma açısından gösterilen gayretlerin tarımsal kesimde odaklanılması ve bu gayretlerle üreticilerin bilinçlendirilmesi, kooperatifleşme düşüncesinde bir araya gelinerek kuvvetlendirilmesi ile kalkınma adına katkı sağlanması, etkin bir vasıta olan kooperatif kuruluşlarından beklentileri karşılayacak ölçüde faydalanmayı ortaya çıkaracaktır.
Ekonomi dahilinde bir hayli önemli bir yer tutan kooperatifçiliğin başarı sağlayabilmesi en önemli ilke ve temel unsur olan kişilerin eğitimiyle mümkündür. Türkiye’de kooperatifçilik eğitiminin bilhassa temel eğitim düzeyinden başlanarak verilmesi oldukça yararlıdır. Kooperatifçilikte eğitim hususu, bilhassa eğitimin verileceği durumlar göz önünde bulundurarak planlar çerçevesinde gerçekleştirilmelidir Akabinde uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Kooperatiflerin eğitim dışında en önemli bir başka sorunu da mali problemlerdir. Bunun çözümünde ise kooperatiflerin dış mali desteklere olan bağımlığının düşürülmesi, kredi alımı, mevduat, bankacılık ve sigortacılık şeklinde sıralanabilecek olan ek finansman kaynaklarının yaratılması büyük önem taşımaktadır. Verilen kredilerin denetimi ve çağdaş tarımsal üretimin icabı olan küçük üreticiye orta ve uzun süreli, düşük faizlerle kredilerin sunulması gerekir.
1. KOOPERATİF KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Kooperatif kelimesi Latince bir sözcük olan Cooperatio kelimesinden ortaya çıkmıştır. Cooperatio Latin dilinde işbirliği anlamını taşımaktadır. Sözcüğün eylem hali Cooperari kelimesi ise ‘’işbirliği yapma’’ kelimesini ifade etmektedir (Mülayim 2013: 67). 1845 Metropolitiana Ansiklopedisi göre, kooperatif sözcük olarak, Fransız dilinde ‘’co-operer’’, İspanyol dilinde ‘’co-operar’’, İtalyan dilinde ‘’co-operare’’ olarak bulunmaktadır. ‘’Co’’ ve ‘’operari’’ sözcükleinin bir birleşimidir. Sonuç itibariyle co; birlikte ve operari de iş, faaliyet anlamına gelmektedir. Sözcük olarak belli bir gaye ile beraberce hareket etme ifade edilmiştir. Esasında kooperatifçilikte işbirliği, beraberce bir iş yapma eylemi şeklinde kullanıldığı zaman oldukça büyük bir mana kazanırken kimi zaman ise çok daha dar anlamda kullanıldığı da görülmektedir (Rehber 2013: 60)
Türk Dil Kurumu (2004)’nun yaptığı tanımlamaya göre “kooperatif” kelimesi; “paydaşlarının belirli ekonomik menfaatlerini gözeten, bilhassa meslek ya da geçimlerine dair ihtiyaçlarını emek ve maddi destekleriyle karşılıklı bir biçimde yardım, dayanışma ve kefalet olarak karşılamak için gerçek ya da tüzel kişilerce kurulmuş olan değişir paydaşlı ve değişir sermayeli tüzel kişiliğe haiz kuruluşları ifade etmektedir. Kooperatifler bir organizasyon türü olarak Türkiye’de bölgesel çapta bilhassa tarım alanından geçinen üreticiler için değerlendirilmektedir (Kızılaslan ve doğan, 2013: 155).
Kooperatifler yabancı kökenli bir kelime olsa da esasında Anadolu’da ilk defa ortaya çıkan “ahilik”, “lonca” ve imece gibi yardımlaşmayı merkez alan kavramlardan farklı bir anlam taşımamaktadır. Bu açıdan kooperatif kuruluşlar Türkiye için yeni veya farklı bir oluşumu temsil etmez (Tutar ve diğ., 2014: 502).
Kooperatifler bireylerin tek olarak yapma konusunda güçlerinin olmadığı ya da yetmediği işleri toplanarak yapmalarını sağlamaktadır. Aynı zamanda kooperatifler, toplumsal kalkınmaya da destek sağlarlar. Mesela, kişilerin mecburi gereksinenleri arasında yer alan barınma gereksiniminin giderilmesi gayesiyle kurulmuş olan yapı kooperatifleri; kişilerin küçük çaplı birikimlerinin toplanmasıyla hem kişilerin konut gereksinimlerine çözüm getirmekte hem de inşaat sektörü için istihdam sağlayarak işsizliğin azaltmasına katkı da bulunmaktadır. Yerel idarelere ödenen vergi ve harç bedelleri ile de milli ekonomiye destek sağlanmaktadır (http://koop.gtb.gov.tr).
Kooperatif tanım ve ilkeleri, kooperatifin iktisadi kapasitesi ile karşılaması gerekli olan toplumsal ve kültürel gereksinimler arasında net bir bağlantıya işaret etmektedir. Kooperatif kuruluşları pek çok firma şeklinden biri olsa da değişik kanuni statüler taşıyabilmektedirler. Mesela kâr gayesi olan ya da olmayan veya değişik biçimlerde de ifade edilmeleri mümkündür; örneğin sosyal örgütlenme ya da işletme gibi bu tip örnekler çoğaltılabilir (Duguid ve diğ., 2015: 27).
1.1. KOOPERATİFİN HUKUKÎ TANIMI
1163 sayılı Kooperatifler yasası tüzel kişilikli, paydaşların belirli iktisadi çıkarlarını ve özellikle meslek ve geçimlerine dair gereksinimlerini, iş gücü ve maddi desteklerle karşılıklı bir biçimde yardım, dayanışma ve kefalet yollarının mevcut olduğu gerçek ve tüzel kişilerce kurulmuş ortaklıklardır şeklide kooperatifleri tanımlamaktadır. Bu ortaklıklar, değişir ortaklı ve değişir sermeyeli özelliklerini de barındırmaktadırlar (http://koop.gtb.gov.tr).
Kooperatiflerin en önemli belirleyicisi belli bir iktisadi gaye çerçevesinde toplanan kişilerin etkinlikler göstermeleridir. Bu kuruluşlar karşılıklı güven esasına dayanan kuruluşlardır. Tüm bu özellikleri itibariyle kooperatifler tarafından yürütülen tüm faaliyetler kamusal bir nitelik taşımaktadır. Kooperatiflerin kamusal özellikleri doğrultusunda uygun bir şekilde fonksiyonlarını devam ettirebilmeleri amacıyla kuruma özel 1163 Sayılı yasa ve bu yasayı destekler nitelikte mevzuatla demokratik bir hareketin oluşumu beklentisi mevcuttur. Nitekim demokrasinin uygulama sahası olarak istisnai bir misyonu da yüklenmektedirler (Günay, 2009: 34).
Kanuni tanımın kapsadığı öğeler şunlardır (Tekinalp ve diğ., 1978: 757):
1. Kooperatif birliklerinin birincil gayesi, her daim muhafaza edilmelidir; paydaşların belirli iktisadi ve bilhassa meslek geçimlerine dair gereksinimleri sağlanmalıdır.
2. Amaçlarına ulaşmak için, yardım ve dayanışma ile kefalet vasıtalarını kullanmaktadırlar.
3. Paydaşların sayısında sabitlik mevcut değildir.
4. Sermayeleri değişken niteliktedir
5. Kooperatifler kişi birliği olduğundan bir teşekkül olarak değerlendirilebilir. Bu doğrultuda ortaklık ve dernek kavramlarından farklıdır
Tablo1.1 Kooperatifçilikle İlgili Temel Kanunlar
Kaynak: (Türkiye Kooperatifçilik Raporu 2017: 7).
Kooperatiflerle ilgili yasalar geniş anlamda bu kuruluşların hem ortaklık olduğunu hem de bir tüzel kişiliklerinin olduğunu ifade etmektedir. Fakat her ne kadar kooperatifler kuruluşa mensup olanların finansal destekleriyle kurulmuş olan tüzel kişiler dahi olsalar, sermaye firmalarıyla kıyaslandığında pek çok önemli farklılıklarının olduğu görülmektedir ( Ekinci, 2010 :5). Kooperatifler her şartta kâr amacı gütmezler ve tüm üyelerin bir kez oy kullanma hakkı bulunmaktadır. Bu şekilde bir profil çizen kooperatiflerde demokratik yönetim ilkesi, giriş çıkış eylemlerinde serbestinin varlığı, ele geçen pozitif getirin risturn adı altında kuruluşun üyelerine dağıtılması şeklinde sıralanabilecek olan ilkeler, sermaye şirketleri ve kooperatifleri ayırt edici öncelikli özelliklerdir (Koçtürk, 2006: 119).
1.2. KOOPERATİFÇİLİK İLKELERİ
Adrian and Green’in (2001), yılındaki araştırmalarında kooperatiflerdeki yöneticilerinin çalışma başarılarını ve iş atmosferine olan perspektiflerini incelemek amacıyla kooperatifçilik ilkelerine verilen değeri ele alınmışlardır. Araştırmada kooperatif yöneticilerin klasdik kooperatif ilkelerine kuvvetli bir biçimde bağlılık gösterdikleri sonucuna ulaşılmıştır.
Kooperatifçilik ilkeleri ilk kez ‘’rochdale Öncüleri’’nce ortaya atılmıştır. Birkaç farklılık yapılarak 1934 yılında ICA( İnternational coopeartive Alliance= Uluslararası Kooperatif Birliği) aşağıdaki ilkeleri kabul etmiştir: Bunlar (Güloğlu ve Korkmaz, 2005: 813);
1. Gönüllü ve Serbest Giriş ilkesi
2. Ortağın demokratik yönetimi ilkesi
3. Risturn Dağıtımı
4. Peşin Satış
5. Eğitime destek
6. Faiz verilmesi
7.Yönetimde demokratiklik olarak sıralanmaktadır.
Çalışma kapsamında aşağıdaki başlıklar altında kooperatifçilik ilkeleri incelenmektedir.
1.2.1. Gönüllü ve Serbest Giriş İlkesi
Kooperatifler gibi gönüllülüğün esas olduğu kuruluşlarda kooperatif-paydaş bağları oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu ilişkilerin sürdürülebilirliği noktasında iktisadi anlamda yararlılıklar bulunmaktadır. Üretimin hem değerlendirilmesi hem de pazarlanmasındaki rahatlık, kooperatif-paydaş ilişkisinin devamında üretici paydaşlar için önemli bir konudur. Ayrıyeten üretim evresinde üreticilerin ihtiyaçları olan sermayenin finansmanının sağlanabilmesindeki teknik ve maddi yardımlar, paydaşlarca en önemli görülen hizmetlerdir.
Gönüllü ve serbest giriş ilkesinin talep eden herkesin istediği kooperatife paydaşlık edebileceği manasını da taşımamaktadır. Kooperatifleri konu alan kanunların önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Kooperatiflerin asıl amaçları, iş konusu, paydaşlık sıfatının elde edilmesine veya yitirilmesine neden olan haller ve şartlara dair hükümler daha kooperatifin kuruluş evresinde bir ana sözleşme ile tespit edilerek, sınırlar belirlenmektedir. Ortaklığa giriş ilkesi serbestliğe vurgu yapan bir ilke olsa dahi ortak olması muhtemel kişilerin ana sözleşme dahilinde bulunan paydaşlık şartlarına haiz olmaları gerekmektedir (MEGEP, 2014: 7).
Gönüllü ve serbest giriş ilkesi “Açık kapı ilkesi” şeklinde de bilinmektedir. Kooperatiflerin sundukları hizmetlerinden faydalanmayı arzu eden ve paydaşlık şartlarını barındıran tüm insanların toplumsal, siyasi bir ayrıma tabi tutulmadan, ırk, din, mezhep ayrılığı da gözetilmeksizin gönüllü bir biçimde kooperatife olan giriş çıkışları ifade edilmektedir (Megep 2014: 6). Kooperatif mensupları doğrudan kendi rızaları ile yani gönüllülük esas alınarak ve hür iradeleriyle kooperatiflere iştirak etmektedirler. Kooperatifler, mensuplarına bütün bilgileri tam anlamıyla ve açık bir biçimde, saydamlık çerçevesinde sunmakla yükümlüdürler (Büyükakıllı, 2007: 9). Ünal ve diğ., (2015)’ne göre gönüllü ve serbest giriş ilkesi üç temel özelliği barındırmaktadır. Bunlar; ilk olarak önceden belirlenmiş şartları taşımakta olan tüm tüzel ve gerçek kişiler kooperatifte paydaş sıfatıyla bulunabilir. Paydaşlık bireyin serbest iradesiyle mümkündür. Son olarak paydaşlık veya paydaşlığın yitirilmesinde asla cebre başvurulamaz ve ön şart ileri sürülemez.
1.2.2. Ortağın Demokratik Yönetimi İlkesi
Eşitlik ve Demokratik karar almaya dayanan kooperatifçiliğin yönetim ilkesi paydaşların da idareye iştirak etmesi olası riskleri paylaşmasını belirtmektedir. Kooperatiflerde her paydaşın eşit oy kullanma hakkı bulunmaktadır. Alınan kararlarda oy çokluğu esas alınmaktadır. Bir başka anlatımla karar verilmesinde sermayeden ziyade kişiler ön plandadır (Sına ve Soyer, 1998: 119). Kooperatifler uygulanacak olan siyasetin belirlenmesinde ve karar alma hususlarında aktif bir biçimde katılım gösteren ortaklarca yönetilmektedir. Bu kuruluşlarda idareye seçilen erkek ya da kadın idareciler tüm paydaşlara karşı sorumluluk taşımaktadırlar. Birim kooperatiflerde ortakların eşit oy kullandıkları görülmektedir. Aynı zamanda kooperatiflerin üst yönetim örgütlenmesinde de demokratik ilkeler geçerlidir (Karaorman, 2013: 11).
Kooperatiflerde iktisadi gayeler etrafında toplanan pek çok insan bir arada olduğu için yoğun sosyal ilişkiler görülmektedir. İdarecilerin seçim yöntemi ile gelmesi, paydaşların kooperatifi demokratik bir biçimde denetlemeleri, eşgüdümün hayata geçirilmesi, ortakların hedeflerinin gerçekleşmesi şeklinde daha da arttırılabilecek pek çok husus da güven kavramı etkin rol oynamaktadır. Kooperatif birliklerinde ortakların sadakatlerinin sağlanması ve devam ettirilebilmesinde, onalrın kooperatif etkinliklerine iştirakleri, performanslarının yükseltilmesi büyük önem taşımaktadır. Güven kavramı, kooperatif başarısının elde edilmesinde önemli bir faktördür (Bilgin ve diğ., 2007: 68).
1.2.3. Ortağın Ekonomik Katılımı İlkesi
Paydaşlar, kooperatifin sermayesine eşit olarak destek sağlayarak sermayenin demokratik olarak denetimini yapmaktadırlar. Bu sermayeden belli bir bölümü genel olarak kooperatifin ortaklaşa malıdır (Tutar ve diğ., 2014: 505). Kooperatif mensuplarının iktisadi iştirakleri pozitif gelir gider farkının dağıtımı esnasında da ortaya çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise olumlu gelir gider farkının kooperatiften yapılmış olan alış veriş ölçeğinde paydaşlara dağıtılabileceği gibi, bir kısmının da kooperatifte bırakılabilmesidir. Paydaşla olumlu gelir gider farkından oluşan meblağ, kooperatif içinde yedek akçe ya da diğer kooperatiflere destek arz etmesi için bırakılmaktadırlar (Tarı, 2010: 11).
Üyelerin ekonomik katılımı ilkesi içinde yer alan risturn dağıtımı kooperatiflerce belli bir periyotta (periyotlar genellikle senede birdir) meydana gelen fazlalığın paydaşlara dağıtılmasıdır. Bu dağıtımda paydaşların yaptıkları alışverişte ya da icra ettikleri hizmette bir denge oluşması gerekir. Bir paydaşın öteki paydaşlar üstünden kazanç elde etmesine engel olacak nitelikte dağıtımlar yapılmaktadır. Güloğlu ve Korkmaz, 2005: 821). Paydaşlar, dahil oldukları kooperatiflerin sermayelerine eşit oranda katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla sermayenin demokratik bir biçimde denetimi ortaya çıkmaktadır. Genel olarak oluşan sermayenin bir miktarı kooperatifin ortak malı sayılmaktadır (Tutar ve diğ., 2014: 505).
1.2.4. Özerklik ve Bağımsızlık İlkesi
Kooperatifler, kanunlar dairesinde bağımsız kuruluşlardır. Hiç kimseden veya hiç bir kuruluştan direktif almadan bütün uygulamalarında özerk bir biçimde hareket edebilirler. Bu açıdan kendi nevilerinden üst ve merkez birliklere mensup olabilirler. Öteki kuruluşlarla çeşitli sözleşmeler ve işbirlikleri yapmaları da söz konusu olabilir. Öteki organizasyonlar ile anlaşma yapmaları, borç sermaye ilişkilerine girmeleri hususlarında gerekli şartlar mensupların demokratik yönetim haklarına hiçbir şekilde mani olmamalıdır. Aynı zamanda kendi özerk yapılarını da yitirmeden bu tip faaliyetlere girişebilmektedirler (Polat, 2010: 24).Kooperatifler bünyesinde bulundurdukları mensuplarca yönetilen özerk ve bağımsız kuruluşlardır ve diğer organizasyonlarla yapılacak olan bazı anlaşmalarda bu özerk yapı her zaman muhafaza edilmektedir.
Kooperatifler, paydaşları tarafından idare edilen özerk yapılı ve müşterek yardımlara dayanan otonom, bağımsız kuruluşlardır. Kooperatiflerin ister devletle ister öteki kuruluşlarla sözleşme ve işbirliği yapmaları ya da dışardan finansman sağlamaları halinde, tüm bu ilişkilerin, özerklik niteliğine uygun olması beklenmektedir. Aynı zamanda paydaşların kurumu demokratik bir biçimde idare etmelerinde de hiçbir şekilde özerkliği ve bağımsızlığı zedeleyici bir durumun ortaya çıkmaması sağlanmalıdır.
Özerklik (otonom ) ve bağımsızlık ilkesi kapsamında kooperatif kuruluşlarının bir erk tarafından kontrolü ve devletle etkileşiminde yakınlık kurmaları söz konusu değildir. Kurum mensuplarının menfaatlerini gözeterek mensuplar haricinde kişi veya kurumların etkisi altında kalmadan bağımsızlık özelliklerini muhafaza etmeleri beklenmektedir (Polat, 2010: 24). Kooperatif kuruluşları yapılarında özerkliği barındırmaktadırlar. Doğal olarak kendi kendilerine yeten kuruluşlardır. Bu kuruluşlar üyeler tarafından yönetilmektedir. Devletler de dahil öteki kuruluşlarla bir anlaşma yapmaları veya dış kaynaklar vasıtasıyla sermayelerini yükselmeleri halinde, bu durumun kooperatifin özerkliğini devam ettirecek ve mensupların demokratik idaraesini muhafaza edecek biçimde gerçekleştirilmesi gerekmektedir (http://www.tarimkredi.org.tr).
1.2.5. Eğitim, Öğretim ve Bilgilendirme İlkesi
Kullanılan genel anlamıyla eğitim, öğretim ve bilgilendirme kuralı kooperatiflerde gelişimi temsil etmektedir. Kooperatifler ortaklarına, temsilcilere ve yönetim ile tüm çalışanlara eğitim ve öğretim desteği sunmaktadır. Bu bağlamda kooperatiflerin gelişimine bir katkı yapıldığını söylemek mümkündür. Kooperatiflerle ilgili konularda bilgilendirmenin yapılması da son derece önemlidir
Kooperatifçilik ilkeleri arasında yer alan ve uygulanması gereken en önemli husus kurum mensuplarının pek çok konuda bilgilendirilmesi ve eğitilmelerine destek olunmasıdır. İlke çerçevesince eğitim ve bilginin ilk başta paydaşlara verilmesi gerekir. Paydaşlara çeşitli bilgilerin verilmesi ve eğitimlerinin akabinde kooperatifin idarecilerine, çalışan memurlara ve kamuoyuna da kooperatiflerin ilke ve metotlarını öğretecek gerekli eğitim ve öğretim imkanlarının sunulması son derece önemlidir. Eğitim hususu kooperatifçiliğin kalan diğer ilkelerinin de uygulanabilirliğinin önünü açmaktadır. Paydaşların eğitimsizliği etkin bir biçimde idare ve kontrolün uygulanmasına mâni olmaktadır. Bilhassa eğitim-öğretim bakımından düzeyin alçak olduğu ülkelerde bu ilke daha fazla ön plana çıkmaktadır. Kooperatif eğitimini sunması gerekenler kurum ve kuruluşların başında devlet gelmektedir. Akabinde kooperatiflerin bizzat kendisi ya da enternasyonal kooperatifçilik kurumları da gereken eğitim ve öğretim desteğini sağlamaktadırlar (Polat, 2010: 24-25).
1.2.6. Kooperatifler Arası İşbirliği İlkesi
Türkiye bakımından özellikle tarım kooperatiflerine bakıldığında devam ettirilebilir, özerk, aynı zamanda ihraç potansiyeli yüksek ve özellikleri bakımından da (üretim potansiyeli, ürün ölçütleri, teçhizat vs.) dünya ölçütlerinde bir tarım sisteminin oluşumu için tarım kooperatiflerinin en alt seviyeden en üste kadar uygulayacağı işbirliği etkinlikleri önem taşımaktadır. Bu bağlamda global niteliklerin yakalayabilmesi için o işin uzmanları olan akademisyenlerle yapılacak işbirliği son derece yararlılık arz etmektedir (Alkan, 2016: 122). Kooperatifler, paydaşlarına etkili bir hizmet sunabilmek ve tamamen kooperatifçilik hareketini kuvvetlendirmek adına diğer kooperatif kuruluşları ile yerel, bölgesel, millî ve enternasyonal seviyede koordinasyon kurma çabası taşımaktadırlar.
Kooperatifler arasında eşgüdümün sağlanması, dayanışma, iş birliği ve problemlerin beraberce çözümü amacıyla için kooperatif kuruluşları arasında hem yatay hem de dikey işbirliği gerekebilir. Paydaşlar ve toplum için daha yararlı olmak adına kooperatifler zaman içinde edindikleri tecrübeleri aralarında paylaşarak tüm olanaklarıyla birlikte öteki kooperatiflerle mahalli, bölgesel, milli ve enternasyonal düzeyde işbirliği yapmaları yerinde bir davranış olmaktadır. Kooperatifçiliğin geliştirilmesi amacıyla dış ülkelerdeki kooperatiflerle de işbirliğinin ve dayanışmanın kurulması taraflar için faydalı olacaktır (Polat, 2010: 25).
1.2.7. Toplumsal Sorumluluk İlkesi
Kooperatif işletmeleri, paydaşlar tarafından da onaylanmış olan bir siyasetin izlenmesi ile içinde bulundukları toplumun sürdürülebilir kalkınması amacı amacıyla faaliyet göstermektedirler.
Kooperatifler, sosyal anlamda toplumsal köklerini muhafaza eden paydaşlarına iktisadi sistemde hisse mülkiyeti tanıyan ve bu paralelde karar alma yetkilerinde gelişim sağlayarak kişiler arası ilişkiler meydana getirmeye çalışan yerel kuruluşlardır. Yapılarının özellikleri gereği sosyal sermayenin gelişiminde de değerli katkıları bulunmaktadır. Aynı zamanda güven olgusunun meydana gelmesi ve bu duygunun artışındaki katkıları da bir gerçektir. Kooperatifler siyasi, etnik veya dini sebeplerden ötürü kopma yaşamış toplulukların bir kez daha bir araya gelmesinde ve ortaklaşa hareketlerinde destek sağlamaktadır (Çetin, 2009:45). Kooperatifler; toplumsal dayanışma ve bütünleşmeyi kuvvetlendirmek suretiyle, bireylerin iktisadi açıdan daha serbest olmalarına, milli kaynakların kullanımında etkinlik ve bilinçlilik kavramlarının hayata geçirilmesine imkân sağlamaktadır. Bu noktada, gelir dağılımında yaşanan dengesizliklerin bertarafı da mümkün gözükmektedir. Kırsal kesimlere istihdam sağlayarak ülkelerin işsizlik sorunlarına çözüm getirmektedir (Ülker, 2011:40).
2013 tarihinde gerçekleştirilen Uluslararası İş Gücü İstatistikçileri Konferansının (ICLS)15 19. Oturumlarında ilk kez, kooperatiflerin de bu tip konferanslar kapsamına dahil edilmesi gündeme gelmiş ve olumlu bakılmıştır. Kooperatiflerin iktisadi anlamda etkileri ve sosyal tesirlerine yönelik; sağlıklı, tutarlı ve kıyaslanabilir istatistiki gereksinimleri olduğu sonucuna varılmıştır. Kooperatiflerin toplumsal iktisadi etkilerinin önemine istinaden gerekli ölçümlerin yapılmasına dair faaliyetlerin geliştirilmesi ve enformasyonun toplanması doğrultusunda kararlar alınmıştır (http://www.copac.coop).
2. TÜRKİYE’DE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ
Türkiye’de Tarım Kredi Kooperatiflerini meydana getiren paydaşların üretim süreci içinde muhtemel her çeşit gereksinim ve problemi için yüksek olmayan faizlerle verilen krediler yoluyla destek sağlanmasının yanı sıra üretim sürecinin akabinde, ürünlerin pazarlamasının yapılması ve pazarlanıncaya dek geçen zamanda ürünlerin emin bir biçimde saklanması konusunda da yardımcı olunmaktadır. Tüm bunlarla birlikte Tarım Kredi Kooperatifleri, Türkiye ve dünya gündemin izlenmesi, değişimlerden paydaşların haberdar edilmesi konularında da destek vermektedirler (Tutar ve diğ., 2014: 506).
Türkiye’deki tarımsal örgütlenme üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar kamu örgütlenmesi, üretici örgütlenmesi ve kamu harici sivil toplum örgütlenmeleridir. Burada kamu örgütlenmesi içinde devletin tarım alanındaki örgütlenme şekli ifade edilmektedir. Üretici örgütlenmelerini ise üreticilerin mesleki ve iktisadi örgütlenmeleri oluşturmaktadır. Mesleki anlamda örgütlenmelerde; Ziraat Odaları, Çiftçi Birlik ve Dernekleriyle birlikte sendikal kuruluşlar yer almaktadır. Ekonomik örgütlenme kapsamında ise Tarımsal Kooperatifler, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Sulama Birlikleri, Yetiştiricileri Birlikleri ve Üretici Birlikleri bulunmaktadır. Burada dikkat çeken başka bir husus da Tarım Kredi Kooperatiflerinin yeri ile Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde dikkat edilmesi gerekenlerin bu iki tip örgüt modelleridir (Yercan, 2007:20). Üçüncü grup içinde değerlendirilmesi gerekenler ise Ziraat Mühendisleri Odası, Orman Mühendisleri Odası gibi kuruluşlar ile TEMA Vakfı, Ziraatçılar Derneği, Türkiye Kalkınma Vakfı gibi sivil toplum örgütleridir.
Kooperatifler hususunun kalkınma planlarında da yer aldığı görülmektedir. Genellikle ülke kalkınması konusunda vasıta olarak kullanımı hedeflenmektedir. Bu hedefler Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile başlamış, Dördüncü, Beşinci ve Altıncı Beş Yıllık Planlarda da değerlendirilmiştir. 1996 ve 2000’li yıllarda yürürlüğe sokulan Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında ve 2001–2005 yıllarında yürürlüğe sokulan Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında Türkiye'de uygulamaya sokulacak tarım alanındaki politikalarda reformun ilk sinyalleri de görülmeye başlanmıştır. Bahsi geçen dönemler içinde izlenen politikalar değişmiş ve rekabetçi tarım sektörü, çiftçi kayıt sistemleri ve tarım alanında enformasyon sistemlerinin oluşumu dikkat çekmiştir. Özellikle Tarım Sigortası Kanunun yürürlüğe sokulması, kırsal kesimde kalkınma, tarım endüstri bütünleşmesi, tarım satış kooperatiflerinin otonom duruma geçirilmesi, Tarım Çerçeve yasasının çıkarılmasının da gerekliliği gözler önüne serilmiştir. Tüm bu hedeflere varabilmek içinse etkin üretici organizasyonlarının öneminin altı çizilmiştir. 2007 ve 2013 yılındaki Dokuzuncu Kalkınma Planı içinde “Tarımsal Yapının Etkinleştirilmesi” adıyla gündeme gelen uygulamada gıda güvencesinin ve güvenilirliğinin tam anlamıyla oturtulmasıyla doğal kaynakların devam ettirtilebilir kullanımı da gözetilmek şartıyla, organize ve rekabet gücü daha da fazla olan bir tarımsal yapının oluşumu hedeflenmiştir. Üreticilerin organize olmasına dair yürürlükteki mevzuatın tekrar gözden geçirilerek üreticilerin farklı hedeflere uygun biçimlerde; verimlilik ve piyasa içinde rekabet gücünü yükseltecek yönde organizasyonlar için katkı sağlayacağı belirtilmiştir (Doğan ve Yercan, 2016: 50).
2.1. TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN GELİŞİMİ
Kooperatifçiliğin özünde yer alan beraberce bir çalışma gerçekleştirme ve karşılıklı yardımlaşma kavramlarıyla beraber, işbirliği oluşturma anlayışının kökleri insanoğlunun geçmişi kadar eskidir. Tikel toplumlardan günümüze kişilerin yalnız başlarına yapamadıkları, zamandan kaynaklanan zorlukları yenmek amacıyla işbirliğini seçtikleri, böylece iktisadi bakımdan fayda sağladıkları anlaşılmaktadır. İşbirliği, birlikte hareket etme ve bütünleşmeden kaynaklanan organizasyonlar toplumun içinde yer aldığı süreçlere göre değişik biçimler almıştır (Geray, 1992: 427). Kooperatifçilik kavramı da bu biçimlerden birisini teşkil etmektedir.
Kooperatifçilik kavramının dünyada örgütlenerek bir yapı oluşumu haline gelmesi 19. Yüzyılın ortalarına denk gelmiştir. Endüstri devrimiyle hareket kazanan bu hızlı değişim ve dönüşüm hali incelendiğinde istihdamın düşük olduğu, göçlerin, kentleşmenin ve gelir dağılımının dengesiz olduğu iktisadi ve toplumsal sorunların baş gösterdiği dönemler göze çarpmaktadır. Bu olumsuz tablo kooperatifçilik kavramının da bir ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır. (Peker, 1995: 75: Aktaran, Çetin ve Gazi, 2015: 2). Kooperatifçilik Avrupa’da 1960’lı senelerin akabinde tüketici kitleye ve son kullanıcıya ulaşabilme evresine geçerek eşgüdüm, uzmanlaşma şeklinde farklı yaklaşımlara bir anlam ifade etmiştir (Geray, 1990: 49). Geray’ın (1990: 50) aktardığına göre, 1980’li dönemlerin ortalarından itibaren de mali ve sanayi alanında bir açılım yaşanmış ve gıda sanayi, toptan gıda ticareti alanlarında odaklanma görülmüştür.
II. Dünya Savaşı’yla beraber ortaya çıkan iktisadi değişimlerden birisi rekabet kavramının milletler ötesi bir yapıya kavuşmasıdır. Bilhassa kooperatiflerin rakipleri olan büyük çaplı işletmeler, savaşın akabinde gelen yıllarda tüketici kitleleri kendilerine çekmek amacıyla pek çok metot denemişlerdir. Kredili satış imkanları ile alıcılara olağanüstü rahatlıklar sunarak çalışma potansiyellerini yükseltmişlerdir. Bu doğrultuda maliyetler düşürülerek, hizmet ve ürün daha ucuz bir şekilde sunulmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, pazarın büyük bir kısmını aldıklarını söylemek mümkündür. Kooperatiflerde uygulanan “peşin satış ilkesi” uzun vadede gelişmelere uyum sağlamayı imkânsız hale getirmiştir. Bu bağlamda varlık problemi baş göstermiştir. (Güloğlu ve Korkmaz 2000: 814). Dünyada yaşanan bu tip gelişim süreçleri Türkiye’deki kooperatif kuruluşlarını da ciddi ölçüde etkilemiştir.
Türkiye’de kooperatifçilik hareketinin başlangıcı 1863 senesinde Mithat Paşa’nın kurduğu ve geliştirdiği “Memleket Sandıkları” denemesiyle olmuştur. Fakat, kurulan bu Sandıklar verilen görevleri gerektiği ölçüde yerine getiremediklerinden ötürü kaldırılmıştır (Topaloğlu ve Topaloğlu, 2017: 207). Cumhuriyetin ilân edildiği dönemde hemen hemen her alanda atılım yapılması kooperatifçilik alanında da kendini göstermiş ve yasal ve düşünsel bakımdan büyük ilerleme kaydedilmiştir. Kooperatifçilik hareketin bir fikir olarak yerleşmesi Atatürk’ün liderliği ve örgütlemesiyle olmuştur. Atatürk, kooperatifçilik hareketini belirli bir periyot dahilinde değil, yeni Türk devletinin başına geçtiği günden ölümüne dek devamlı suretle değerlendirmiştir. 1929 senesinde yaşanan ekonomik buhran, iktisadi alanda izlenen siyasetin bir kez daha gözden geçirilmesine sebep olmuştur. Bir taraftan devlet, kendisi için farklı bir iktisadi siyaset üretimine odaklanırken öte taraftan da bazı kesimler iktisadi anlayışlar bakımından düşüncelerini ileri sürmüşlerdir. 1930’lu dönem Türkiye’de pek çok farklı ekonomik fikrin gündemde olduğu, bunlar çerçevesinde de farklı düşüncelerin prtaya çıktığı bir dönem olmuştur. 1929 yılında yaşanan Dünya Ekonomik Bunalımı, liberal iktisâdi düşüncelerin sarsılmasına sebep olmuştur. Türkiye’nin de ihracat alanında daralma yaşaması ülkeyi hem kapalı hem de büyümeye yönelik bir ekonomi politikasına doğru sürüklemiştir. Dönem dahilinde iç ticaret, tarımsal ürünlere karşı önemli ölçüde olumsuz yönde değişim göstermiştir (Kocabaş, 2012: 1012).
1935 tarihinde 2834 sayılı “Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Yasa” ve 2836 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu” yürürlüğe sokulmuştur. Kooperatifler yasasının çıkmasından evvel (1969) geçen süreçte kooperatifçilik alanında Ticaret Yasasına göre faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Tarım sektöründe özel yasalarla kooperatifçilik uygulamalarına yer verilmiştir. Türkiye’de 1960’lı dönem öncelikle işsizlik akabinde ise iktisadi ve toplumsal sorunların yükseliş eğiliminde olduğu dönemlerdir. Bunun bir neticesi olarak iktisadi ve toplumsal alanda planlama dönemine geçiş uygulamaları baş göstermiştir. Planlama evresinde kırsal kesimde üretimin arttırılması, şehirlerde işsizliğe çare olmak için bazı politikalar gündeme gelmiştir (Türkiye Kooperatifçilik Raporu-2014: 5).
1956’da 6762 sayılı Türk Ticaret Yasasının tarım kredi ve satış kooperatifleri dışında bütün kooperatifleri bünyesine aldığı, 1969 senesinde ise 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının çıkarıldığı görülmektedir (Güreşçi ve Gönç, 2017: 222). 1963–1967 dönemlerini içeren Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında zorunlu gıda maddelerinin arzında artış oluşturacak planlı dönem dahilinde tarım ürünlerinde pazarda arz talep optimizasyonunu sağlayacak biçimde üretim özendirilmiştir. Bu doğrultuda tarımsal alanda organizasyonların kurulması ve etkin bir şekilde faaliyetler gerçekleştirilmesi beklenmiştir. Doğal olarak tarımın pazarla olan bağlantısının sağlaması ve ulaştırma olanaklarının hayata geçirilmesi için Tarım Satış Kooperatifleri oluşumları bir tedbir olarak gündeme gelmiştir. Yine Birinci Plan içinde bilhassa et, süt, yağlı tohumlar gibi konularda üreticilerinin organize bir şekilde hareket etmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Aynı zamanda kooperatiflerin kırsal kalkınma ve orman köylerin kalkınması amacıyla da kurulmasına gayret gösterilmiştir (Tan Ve Karaönder 2013: 89).
Tarım Kredi Kooperatiflerinin gelişimi doğrultusunda ifade edilmesi gereken önemli bir husus da tabandan gelen hareket çerçevesinde kooperatifçilik ilkeleriyle ahenk içinde ve üreticilerin girdi gereksinimlerinin giderilmesi, ürünlerin değerlendirilerek pazara sunulması, pek çok konuda tesislerin kuruluşu, tarım alanında endüstrinin gelişimi ile iş olanaklarının artırılmasına destek verilmesi gibi gayeler etrafında kurulan tarımsal kooperatiflerin, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu güne sayısal olarak artış göstermiş olmasına karşın ekonomi dahilinde AB ülkelerindeki kooperatiflere nazaran yeterli derecede varlığının hissedilmemesidir.
2.2. TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİNİN MALİ YAPISI VE FAALİYETLERİ
Bir mal veya hizmet sektöründe ürünün, hizmetin arzında oluşturulan kooperatiflerin asıl gayelerinden birisi paydaşları için pazarlama hizmeti vermektir. Kooperatifin kurulmasından veya kooperatiflere ortak olunmadan evvel paydaşların pazarlama kuvvetleri düşük olduğu için bu gereksinimi giderme bakımından kooperatiflerin oldukça önemli sorumlulukları bulunmaktadır (Oğuz ve Mete, 2017: 390). Kooperatif kuruluşlarının değişik alanlarda gösterdikleri etkinlikler farklı finansal akışların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kooperatifler, aylık, dönemsel veya senelik olarak finansman akışına sahip olabilirler. Farklı periyotlardaki finansal akışlar kooperatiflerin mali denge sağlama hususunda zor durumda kalmalarına neden olabilir. Dolayısıyla kooperatifler dış mali kaynaklara gereksinim duymaktadırlar aynı zamanda bu kaynaklardan yararlanmaya çalışmaktadırlar (Olgun ve Terzi, 2017: 232).
Kooperatifler sayıca artış gösterse de diğer ülkelere nazaran kooperatifleşme oranına ulaşabildiğini söylemek mümkün değildir. Pek çok konuda görülen sıkıntıların başında mali sorunlar öncelikli olarak yer almaktadır. Kooperatif paydaşlıklarının paylarının düşük seyretmesi finansal anlamda yaşlanan problemin ana nedenini oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra kamu ve özel sektörde mali destek sağlayan bankaların varlığı ve kooperatiflerin bu olanaktan ancak devlet eliyle faydalanması mali problemlerin ana nedenidir (Küçükkaplan, 2003: 3). Bugün kooperatiflerce mali bakımdan en fazla tercih edilen kaynaklar incelendiğinde iç kaynak unsuruna yönelme eğiliminin olduğu görülmektedir. İç kaynak unsurundaki kalemler ise özkaynaklar, ortaklık payları, yedek kaynaklar, dağıtılmayan risturnlar, özel fonlar ve paydaşlardan elde edilen öteki kaynaklar şeklinde sıralanmaktadır (Kazdal, 2013: 4). Tarım Kredi Kooperatifleri, paydaşlarının ve genel olarak Türk üreticisinin her çeşit gereksinimlerini karşılama doğrultusunda mal ve hizmetleri vaktinde, emin, kaliteli ve gereken koşullarda sağlamayı hedeflemektedir. Ayrıca ürünlerin pazarla buluşması, Türk tarımının çevreye ve doğaya duyarlı, devam ettirilebilir nitelikte üretken bir sektör yapmayı da amaçlayan bir kuruluştur (Özdemir ve diğ., 2014: 1261).
Kooperatiflerin kuruluş gayeleri ve etkinlik gösterdikleri sahalar ana sözleşmelerde belirtilmektedir. Genel anlamda kooperatifler etkinlikleri sebebiyle üretim, tüketim ve hizmet olarak üç kategoriye ayrılmaktadır. Sadece Türkiye baz alındığında, tarımsal gayeli ve tarım harici amaçlarla kurulmuş olan kooperatifler şeklinde bir değerlendirme yapıldığında en çok konut yapı türünde faaliyet gösterildiğine rastlanmaktadır (Doğan, 2017: 23).
Kooperatif çeşitleri açısından, tarım ve tarım harici kooperatifler şeklinde ikili bir ayrım söz konusudur. Tarım alanındaki kooperatiflerin bir takım etkenler bakımından tarım harici kooperatif kuruluşlarından ayrıldığı noktalar bulunmaktadır. Türkiye’de genel olarak tarım kooperatifleri değerlendirildiğinde tarımsal kalkınma, tarım satış, tarım kredi, su ürünleri kooperatifleri, pancar ekicileri, şeklinde sıralanabilecek olan değişik hizmet çeşitlerine göre bir gelişim söz konusudur (Oğuz ve Mete, 2017: 393). Türkiye’de kooperatifçilik alanında başarının beklenilen ölçüde gerçekleşmediği kanısı hakimdir. Bu sebeple üreticinin rahatlığını ilgilendiren bütün sorunlarda, organize olabilme ya da kooperatifleşme başarısızlığı her zaman ön planda yer alan konular içinde görülmektedir. Organize olmanın faydası tüm ortamlarda altı çizilen önemli bir konudur. Bu bağlamda özendirici nitelikteki faaliyetler her zaman destek amaçlı gündeme gelse de neden çiftçilerin kooperatifleşme biçimindeki örgütlenmelere uzak durduğu tartışılmaktadır (Şahin ve diğ., 2013: 24).
Tablo 2.2 2016 Yılında Kurulan Kooperatiflerin Faaliyet Alanlarına Göre Dağılımı
Kaynak: (Türkiye Kooperatifçilik Raporu 2017: 14).
Faaliyet alanlarına göre kooperatifler Tablo 2.2’de incelenebilmektedir. Buna göre 354 ile konut yapı kooperatiflerinin tüm kooperatiflerden fazla olduğu görülmektedir. En az sigorta ve hizmet alanında faaliyet gösteren kooperatifler dikkat çekmektedir. Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin sayısı ise 93’tür.
Kooperatifçiliğin başlangıcından bugüne dek geçen süreç içinde iktisadi ve toplumsal kalkınma için kooperatiflerin ne denli önemli bir yerde oldukları net bir şekilde görülmektedir. Günümüzde gelişmiş ülke konumundaki yerlerde tarım, üretim ve pazarlamaya kadar bütün süreç kooperatiflerce kontrol edilmektedir. Benzer bir durum kalkınma yolunda ilerleyen pek çok ülkede de geçerlidir. Toplumsal ve iktisadi kalkınma için kooperatifler bir bakıma vasıta olarak kullanmaktadır (Özcan, 2005; Aktaran: Timurkaynak ve Armağan, 2017: 3). İktisadi kalkınmada kooperatiflerden faydalanılması, aynı zamanda bu girişimlerin globalleşme ve ürün/hizmet üreticileri için yüksek gelen rekabete karşı dayanıklılık güçleriyle ilgilidir. Globalleşmeye karşın herhangi bir öngörüsü olmayan, tedbir almayan öteki her işletme gibi kooperatiflerin de ayakta kalması imkansızdır. Tamamen bertaraf olmasalar da sadece kendi geçimlerinin sağlanması söz konusudur (Örki, 2016: 16).
Tablo: 2.3 Tarımsal Faaliyet Gösteren Kooperatiflerin Sayısal Büyüklükleri
Kaynak: (Türkiye Kooperatifçilik Raporu 2017: 31).
Tarımsal faaliyet üzerine kurulan kooperatifler, 1163 sayılı yasaya göre Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığına bağlı olarak tarımsal gaye içeren kooperatiflerdir. Aynı zamanda Gümrük ve Ticaret Bakanlığının yetki alanı dahilinde yer alan tarımsal ve ticari tarafı olan tarım satış kooperatifleri ve yaş sebze ve meyve pazarlama kooperatifleri mevcuttur.
3. OSMANİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN TARIMSAL AMAÇLI KALKINMA KOOPERATİFLERİ
Osmaniye Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Çukurova’nın ve Ceyhan Nehri’nin yakınlarında kurulması verimli topraklarının olmasına da imkan sağlamıştır. M.Ö. 3 binli yıllardan başlayarak Hitit, Asur, Pers, Grek, Roma, Bizans, Emevi, Abbasiler, Selçuklular, Memluklular ve Osmanlı gibi pek uygarlığa, devletlere ve bazı kavimlere de ev sahipliği yapmıştır. Osmaniye ili ve çevresi doğal olarak önemli tarihi kültürel öğeleri barındırmaktadır. (Sağır ve Nacar, 2008:70). Doğu yönünde Gaziantep, güneyde ise Hatay ili bulunmaktadır. Batı kıyısında Adana, kuzeyde ise Kahramanmaraş ile komşudur. Osmaniye’nin il statüsü kazanması 1996 yılında gerçekleşmiştir (http://www.osmaniyedeyatirim.com). Osmaniye ili pek çok yüzey şekillerini de barındıran nadir yerleşim yerlerinden birisidir. Güney, kuzey ve doğu yönlerine doğru gidildikçe arazinin yükseldiği görülmektedir. Batı tarafında Adana ovasının geniş düzlükleri uzanmaktadır (TUİK, 2013: 12).
Kaynak: (TUİK, 2013:13)
Osmaniye ilinde halkın geçim kaynağı ilk önce hayvancılıktır. Sonrasında ise tarım gelmektedir. İlde yetişen tarım ürünlerine bakıldığında yerfıstığı ilk sırada yer almaktadır. Sırasıyla portakal ve pamuk yetiştirmek içinde uygun iklim ve toprağa sahiptir. Osmaniye’de endüstrinin ana kaynağı ise yerfıstığıdır. İstatistik verilerine göre Türkiye’de üretimi yapılan yerfıstığının ortalama %35’i Osmaniye’den karşılanmaktadır. Buna karşın %90’nına yakın bir kısmı da Osmaniye ilinde pazarlanmaktadır (TUİK, 2013: 13).
Osmaniye coğrafi konumu ve doğal yapısı itibariyle tarımsal üretim, hayvancılık ve ormancılık alanında elverişli bir il konumunda yer almaktadır. Bu doğrultuda daha ziyade tarımın ağırlıklı olduğu iktisadi bir yapı göstermektedir. Toplam yüzölçümü 3.279,8 km2 dir. Topraklarının ise ortalama %44’ü ormanlardan ve fundalık alanlardan oluşmaktadır. Aynı zamanda %39’luk bir kısım tarım alanları ve %1’lik bir bölüm de çayır ve meralarla ile çevrilidir. İl topraklarının % 17’si tarım için uygun olmayan alanlardan meydana gelmiştir (http://www.dogaka.gov.tr).
Şekil 2-2 Arazilerin Niteliklerine Göre Dağılımı
Kaynak: http://www.osmaniyedeyatirim.com
3.1. SWOT ANALİZİ
SWOT Analizi, örgütsel gaye ve hedeflerin hayata geçirilebilmesinde uygulanması gerekli olan stratejilerin belirlenmsini sağlamaktadır. Var olan amaçların, örgüt siyasetinin ve hedeflerin, stratejilere olan uygunluğunun değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. SWOT analizleri ile üst yönetim önemli verilere erişebilmektedir. Tüm organizasyonların adeta yapması zorunlu ve belirli aralıklarda güncellenmesi icap eden stratejik bir idari aracı niteliği taşımaktadır. Bu nedenle stratejik yönetim, sürecinin en başında, organizasyonun hem iç yapısı hem de dış çevresi açısından var olan durumun tesbiti yani SWOT Analizi büyük önem taşımaktadır (Çoban ve Karakaya, 2010: 350). SWOT kelimesi bazı harflerin birleşiminden meydana gelmektedir. Bunlar; güçlü (Strenghts), zayıf (Weaknesses), fırsat (Opportunites) ve tehdit (Threats) kelimelerinin İngiliz dilindeki karşılıklarının baş harfleridir. SWOT dış çevre incelemeleri kapsamında tespiti yapılan, imkanlar ve risklerin iç çevre incelemelerinde organizasyonun güçlü ve iyileştirmeye kapalı olmayan taraflarıyla kıyaslanmasının yapılmasıdır (Özan ve diğ., 2015: 4).
SWOT analizleri, organizasyonların karşılaştıkları fırsat ve tehditlerin tespitine, organizasyonun güçlü ve zayıf taraflarının belirlenmesine dair kullanılan bir metottur (Çukurçayır ve Eroğlu, 2003: 246). SWOT analizleri 4 bileşenin birlikte değerlendirilmesinden meydana gelmektedir. Planlanması söz konusu konu veya alan bahsi geçen dört yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmektedir. Güçlü taraflar yani strengths (S), zayıf taraflar yani weaknesses (W), fırsatlar opportunities (O) ve tehditler threats (T). Swot analizini oluşturmaktadır. Mugabi ve arkadaşları, SWOT analizinde palanı öngörülen alan veya konuya dair 4 sorunun yanıtlanması gerektiğini varsaymışlardır. Bunlar;
1) Planlamanın gerek duyulduğu yer nerededir?
2) Planlanması ön görülen alan veya konunun talepleri nelerdir?
3) Planı yapılacak olan alanın kapasitesi nedir?
4) Planlamanın başar sağlamasında gerekli olan eylemler nelerdir? (Mugabi, Kayaga ve Njiru, 2007: 3).
3.2. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE KAPSAMI
Tarımsal gaye ile kurulmuş olan kooperatiflerin başarı sağlaması için yöneticilerin ve paydaşların kooperatifçilik hakkında eğitim almaları şarttır. Bununla birlikte en önemlisi de kooperatiflerin var olan durumlarının incelenmesi ve bu doğrultuda stratejik planlar oluşturularak hayata geçirilmesi son derece önemli bir konudur.
Çalışmanın kapsamını Osmaniye ili sınırları içinde etkinlik gösteren tarımsal gaye ile kurulmuş kooperatifler oluşturmaktadır. Çalışmada SWOT analizi kullanılmaktadır.
SWOT analizi pek çok araştırmada başvurulan oldukça yaygın kullanılan bir yöntemdir. Fakat Türkiye’deki çalışmalara bakıldığında kooperatifçilik konusunda SWOT analizinden yararlanılarak yapılan çalışma sayısının az olduğu dikkat çekmektedir. SWOT analizi ile tarımsal alandaki kooperatiflerinin amaç ve hedeflerine etkili bir şekilde ulaşmaları adına gereken stratejilerin tesbitinde yararlı veriler elde edilebilir (Toksoy ve diğ., 2009:14).
Bu araştırma ile Osmaniye ili için yapılacak olan stratejik planlamalara değerli katkılar yapılması hedeflenmektedir. Araştırmada, Osmaniye’nin güçlü ve zayıf tarafları ve Osmaniye için mevcut ve/veya olası fırsat ve tehditlerin tespitinden önceki SWOT analizlerinden farklı olarak daha akademik bir anlayış izlenmeye çalışılmaktadır. Araştırmada (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2013; Büyükalaca ve diğ., 2009: 1-73; Nacar ve Sağır, 2008: 30-45; (https://www.kentselstrateji.com).; (http://www.osmaniyedeyatirim.com); (http://www.sp.gov.tr.); kaynaklardan yararlanılmıştır.
3.3. BULGULAR VE TARTIŞMA
Osmaniye’deki tarımsal kalkınma kooperatiflerinin SWOT analizi; güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler olmak şeklinde, aşağıdaki başlıklarda sunulmaktadır.
3.3.1.Güçlü Yönler
· Osmaniye ili pek çok türden tarımsal ürünün yetişmesi için uygun bir iklime sahiptir,
· İl, gelişmiş ulaşım ağını barındırmaktadır (otoban,tren yolu vs),
· İl sınırları içinde İki Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır
· Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay illeri gibi endüstri alanında gelişmiş şehirler ile komşudur,
· İş gücü maliyetleri oldukça düşüktür,
· İlk yatırım maliyetleri içinde yer alan Arazi fiyatları ve iş gücü maliyetleri bakımından maliyetler düşüktür,
· Yatırımlarda gereken onay ve ruhsatlar kısa vadede alınabilmektedir,
· Modern teknik alt yapıyı barındırmaktadır,
· Tarımsal ürünler içinden yağlık zeytin üretimi bakımından Türkiye 13.’südür. Salamura zeytin üretiminde ise 7. Sırada yer almaktadır. Turp üretiminde ve ticaretindeki payı % 70’tir., Yerfıstığı ticaretinin ise %85’lik bir oranı Osmaniye’de gerçekleştirilmektedir,
· Coğrafi olarak yolların, kültürlerin kesiştiği bir noktada yer almaktadır.
3.3.2.Zayıf Yönler
· Düzensiz yerleşme hakimdir.
· İktisadi açıdan düşük kazanımlar mevcuttur.
· Tanıtım eksikliği bulunmaktadır.
· Müteşebbis ruhunun oluşmadığı görülmektedir.
· Kuruluşlar arasında koordinasyon zayıflığı bulunmaktadır.
· İl sınırları içinde tarım arazilerini tehdit eden yapılaşma görülmektedir.
· Gıda endüstrisinin yeterli derecede kullanılmaması,
· Üreticilerin yatırımlarını bölge dışına kaydırması,
· Envanterindeki yetersizlikler,
· Üniversite çevresi ve endüstri alanlarının işbirliğinden yoksun olması,
· Mevcut hava kirliliği de ilin zayıf yönleri arasında bulunmaktadır.
3.3.3.Fırsatlar
· İklim şartlarının yeşil alan oluşumuna son derece uygun olması.
· Tarımsal alanların verimliliği ve tarımın büyük ölçüde gelişmiş olması.
· Su kaynaklarına olan mesafenin uzak olmaması.
· Meslek Yüksekokulun varlığı.
· Uzun vadede herhangi bir içme suyu probleminin görülmeyecek olması.
3.3.4. Tehditler
· Osmaniye ili yalnızca 1 adet arıtma tesisine sahiptir,
· Arıtma tesislerinin azlığı tarımsal amaçlı sulama kaynaklarını kirlenmektedir,
· Çiftçi kesim iktisadi anlamda güçlü bir konumda değildir,
· Afetler neticesinde ortaya çıkan zararın telafisi için tarım sigortası yaptıran çiftçilerin sayısı da azdır.
· Tarım alanlarda yapılaşma,
· Koordinasyon yetersizlikleri,
· Tarihsel mirasın muhafazasında yetersizlik,
· İl sınırlarının deprem bölgesi olması,
· Kentleşme açısından hızlı ve plansız bir yapının varlığı,
· Ekimlerin belirli bir plan ve bilinç ile yapılmaması,
· Vasıflı emek gücünün eksikliği,
· Tarıma dayanan bir endüstrinin yetersizlik göstermesi şeklinde sıralanabilir.
4. SONUÇ
Çalışmada ele alınan Osmaniye ilinin Tarım ağırlıklı bir iktisadi yapıyı barındırmasına rağmen, tarımsal anlamda altyapısının yetersiz olduğu görülmektedir. Her ne kadar iklim olarak uygunluk teşkil etse de ürünlerde çeşitlilik sağlanamamıştır. Ayrıca seracılık alanındaki etkinliklerin de sınırlı düzeyde gelişim gösterdiği açıktır. En önemlisi tarım alanında verim düşüklüğü görülmekte, organizasyon ve pazarlama eksiklikleri halen devam etmektedir. Bahsi geçen verim düşüklüğünün nedeni ve maliyetlerin yükselmesinin en önemli nedeni ise tarım arazilerinin hem küçük hem de parçalı yapıda olmasıdır. Türkiye genelinde olduğu üzere Osmaniye ilinde de veraset nedeniyle araziler parçalanmaktadır. Endüstrinin Osmaniye’de küçük ölçekli firmalar olarak ve tarıma dayanan ürünlerin işlenmesi şeklinde bir gelişim göstermesi de bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Osmaniye’de ilinde üretici kesimin organize olması gerekmektedir. Bu doğrultuda derneklerin de etkinliklerinin arttırılması önem arz etmektedir. Kooperatifçiliğin özünde bulunan birlik olgusunun şekillenememesindeki en önemli neden bireylerin rekabet ve anlaşmazlıkları yüzünden bir amaç etrafında birleşmemeleridir. Problemlere çözüm üretilmesi de bu nedenlerle engellemektedir. Bir arada olmak, bir amacı gerçekleştirmeye çalışmak için kooperatif ve derneklerin etkili olması, bu kuruluşların fonksiyonellik kazanması, yeni kooperatiflerin oluşturulması için idarecilere gereken eğitimlerin verilmesi şarttır.
Eğitim yalnızca yöneticiler için değil aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerdeki tarım alanındaki yapısal anlamda aksaklıkların bertaraf edilmesinde, üreticilerin de eğitimini ve bilinçlendirilmesini, gerekli kılmaktadır. Organize olmuş gayretler süreç içinde daha önemli olmaktadır. Tarım alanının doğal yapısı gereği kırsal organizasyonları gerektiren sebeplerin en önemlisidir Bu sebeple ilk olarak tarım kooperatiflerinden ve tarım ürünlerinin piyasalarını düzenleyen kurum ve kuruluşlardan faydalanmak son derece önemlidir.
Osmaniye’de tarım kültürünün tanıtımının yapılması ve bugüne kadar tarımsal alanda faydalanılan teçhizat ve ekipmanların sunularak yeni nesillerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Pozitif ayrımcılık kapsamında kırsal alanda kendi işini yapmakta olan kadınların etkinliklerini devam ettirirken karşılarına çıkabilecek olan problemlerin en önemlisi olan pazar durgunluğunun bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Kadın üreticiler pek çok ürünün satışını kendi köylerinde kendileri yapmaktadırlar. Bu sebeple kısıtlı bir Pazar dahilinde etkinliklerini sürdürmektedirler. Ürün pazarlaması hususunda yeterli bilgilerinin bulunmaması Pazar alanlarını genişletmede sıkıntıları getirmektedir.
Devletin sunduğu tarımsal destekleme ildeki var olan tarımsal etkinliklerin devamı adına büyük önem taşımaktadır. Tarımsal kesimde kalite, verim ve karlılık açısından daha çok ürün elde edebilmenin ön koşulu tohum, ilaç, gübre olarak sıralanabilecek girdilerin nitelikli ve belirli bir kalitede olmasıyla ilgilidir. Tarımsal etkinlikler çerçevesinde kullanımı olan tüm girdilerin kalitesini sağlamak için denetimlerin devamlılığı gerekmektedir. Bu doğrultuda uygunluk arz etmeyen ürünlerin piyasalara arzının önüne geçilebilmektedir.
Tarımsal üretim içinde katma değerin yükseltilmesi için hali hazırda var olan ya da kurulması planlanan firmaların milli ve milletlerarası seviyede rekabet edebilirlikleri oldukça önemlidir İlk olarak pazara erişebilirliğin sağlanması, pazarların tanınması ve firmaların beklentileri karşılayacak seviyede kaliteli ürünleri pazarlama yeteneklerinin olması gerekir. Bu açıdan pazarlama kanaları, pazar incelemeleri, pazarlarda yer alan oyuncuların da iyi tanınması şarttır. Tüm bunlar pazarlama stratejilerinin de önemini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda firmalara yönelik eğitimlerin verilmesi, kapasite geliştirici programların uygulamaya sokulması hayata geçirilecek stratejiler bakımından önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
Adrian, J. L. ve T., W., Gren. (2001). Agricultural cooperative managers and the business environment. Journal of Agribusiness 19,1: p. 17-33.
Alkan, Y. (2016). Tarım Kooperatiflerinin İstihdam Üzerindeki Etkileri. Ardahan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 4, Güz 2016
Bilgin, N., Ergün, E., & Aytekin, M. (2013). Kooperatif Ortaklarının Güven Duygusu İle Ortakların Performans-Tatmin Arasındaki İlişki: Tariş’te Bir Uygulama. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 22(1).
Büyükakıllı, K. (2007) Kooperatif İşletmeciliği ve Tarımsal Sanayiler, I.Çukurova’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu, Adana
Büyükalaca O, Gül A, Efeoğlu İE, Ergün B, Keleş C, Sezgin AA, Yakut E, (2009). Osmaniye ili SWOT analizi. Proje Raporu, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Osmaniye, 1-73.
Çetin, Hakkı, (2009), Kalkınma Sürecinde Kooperatifçiliği Sosyal, Ekonomik ve Demokratik Etkileri Üzerine Genel Bir Değerlendirme, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, S.2, s.35- 50.
Çetin, M. Ve Gazi, M. A., (2015). Küreselleşme Sürecinde Kooperatif Kuruluşlarının Türkiye'deki Durumu, 21. Milletlerarası Türk Kooperatifcilik Kongresi, Cilt:1, Sayı: 1 Koopkur
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, (2013). Osmaniye İli 2012 Yılı Çevre Durum Raporu, 1-138.
Çoban, B., ve Karakaya, Y. E. (2010). Geleceği Planlamada Stratejik Yönetim Ve Swot Analizi: Kavramsal Yaklaşımlar. Social Sciences, 5(4), 342-352.
Çukurçayır, M.Akif, Tuğba Eroğlu (2003). “Klasik Yönetim Anlayışından Stratejik Yönetime, Strateji Geliştirmede Swot Analizi”, Küresel Sistemde Siyaset Yönetim Ekonomi, Çizgi Kitapevi, Konya.
Doğan, A. Z., ve Yercan, M. (2016). Türkiye ve AB Ülkelerindeki Kooperatifçilik Mevzuatının Karşılaştırmalı Analizi, Tarım Ekonomisi Dergisi 22-2
Doğan, K. (2017). Su Ürünleri Kooperatiflerinin Türkiye’deki Dünü, Bugünü Ve Geleceği. Aquatıc Scıences And Engıneerıng, 32(1), 21-34.
Duguid, F., Durutaş, G. Ve Wodzicki, M. (2015). Türkıye’de Kadın Kooperatıflerı’nın Mevcut Durumu, The World Bank http://documents.worldbank.org/curated/en/931051485321696406/pdf/112242-WP-TURKISH-PUBLIC-Rapor-TR.pdf Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2018
Ekinci, M. (2010). Türk Konut Kooperatifçiliğinin Finansman Sorunu Ve Konut Finansman Sistemi (Mortgage) Kapsamında Çözüm Önerileri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Geray, C. (1992). Kooperatifçiliğin Dünya'daki ve Türkiyedeki Nicel Gelişimi, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, 47 (1).
Geray, U. (1990). Yeni Koşullar ve Tarımda Kooperatifçilik, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: B, Cilt: 40, Sayı: 2, 47-52
Güloğlu, T,, Korkmaz, A, (2000) Türkiye'de Kayıtdışı İstihdam Gerçeğine Bir Bakış, İstanbul Üniv. Dergisi Cilt 2, Sayı 3
Güloğlu, T. Ve Korkmaz, A. (2005). Kooperatifçilik İlkeleri, Küreselleşme Ve Kooperatifçilikte Yeni Eğilimler, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 55(1).
Günay, M. (2009). Konut yapı kooperatifleri, misyonu gereği yarı özerk kamu kurumu statüsüne kavuşturulmalıdır. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:8 Sayı:15 Bahar 2009 s.33-48
Güreşçi, E. ve Gönç, M. (2017). Türkiye’de Kooperatiflerin Temel Sorunları Ve Çözüm Önerileri Üzerine Düşünceler, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
http://koop.gtb.gov.tr/data/539aa1ba487c8e06f4401cf5/Kooperatifler,koop-gep%20meb%20kitap.pdf Erişim Tarihi: 12 Mayıs 2018
http://koop.gtb.gov.tr/data/592ea2dd1a79f514ac499aae/TKR-2016-2017%200804-BASIM.pdf Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2018
http://www.copac.coop/wp-content/uploads/2017/12/COPAC-ILOCOOP-TURKEY-TK.pdf Erişim Tarihi: 19 Mayıs 2018
http://www.dogaka.gov.tr/Icerik/Dosya/www.dogaka.gov.tr_521_YN2I17GP_Osmaniye-ili-Tarim-Stratejisi-ve-Eylem-Plani.pdf Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2018
http://www.osmaniyedeyatirim.com/Icerik/Dosya/www.osmaniyedeyatirim.com_34_GS4L55XN_Osmaniye_Ili_Tarim_Stratejisi_ve_Eylem_Plani_(2014-2018).pdf Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2018
http://www.osmaniyedeyatirim.com/Icerik/Dosya/www.osmaniyedeyatirim.com_34_GS4L55XN_Osmaniye_Ili_Tarim_Stratejisi_ve_Eylem_Plani_(2014-2018).pdf Erişim Tarihi: 17 Mayıs 2018
http://www.sp.gov.tr/upload/xspstratejikplan/files/4i4no+osmaniyebelediyesp20072011.pdf Erişim Tarihi 20 Mayıs 2018
http://www.tarimkredi.org.tr/index.php/hakkimizda/kooperatifcilik-ilkeleri.html Erişim Tarihi 17 Mayıs 2018
http://www.tuik.gov.tr/ilGostergeleri/iller/OSMANIYE.pdf Erişim Tarihi: 17 Mayıs 2018
https://www.kentselstrateji.com/wp-content/uploads/V-01_81kent81vizyon.pdf Erişim Tarihi: 18 Mayıs 2018
https://www.tarim.gov.tr/SGB/TARYAT/Belgeler/il_yatirim_rehberleri/osmaniye.pdf Erişim Tarihi 22 Mayıs 2018
Karaorman, F. (2013). Kooperatiflerde Denetim Ve Tekirdağ İli Saray İlçesi Örneği, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Tekirdağ
Kazdal, E. (2013). Yapı Kooperatiflerin Finansman Sorunları Ve Çözüm Önerileri, Akademik Bakış Dergisi Sayı: 36 Mayıs – Haziran 2013 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
Kızılaslan, H.; Doğan, H.G. (2013). AB ve Türkiye’de Tarım Sektöründe Örgütlenme ve Üretici Birlikleri Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi. I, (2013): 146-159
Kocabaş, Y., Ö. (2012). Türkiye’de Yoksullukla Mücadelede Kooperatiflerin Tarımsal Kalkınmadaki Rolü, Tarım, Yoksulluk ve Kalkınma 10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi • 5-7 Eylül 2012 • Konya
Koçtürk, O. M. (2006). Türkiye’de Kooperatiflerin Vergilendirilmesi. Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 13(2), 119-136.
Küçükkaplan, İ. (2003). Kooperatif Bankacılığı Ve Dünya Genelindeki Uygulamaları, Süleyman Demirel Üniversitesi, İ.İ.B.F. 8 (3). 27-48
MEGEP (2014). MUHASEBE VE FİNANSMAN KOOPERATİFLER, Ankara http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Kooperatifler.pdf Erişim Tarihi: 12 Mayıs 2018
Mugabi, J., Kayaga, S. ve Njiru, C. (2007) ” Strategic planning for water utilities in developing countries”, Utilities Policy 15, 1-8.
Mülayim, Ziya G., (2013), ‘’Kooperatifçilik’’, Güncellenmiş ve Yenilenmiş Yedinci Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara
Nacar F, Sağır N, 2008. Osmaniye İlindeki Kentleşmenin Çevre Ve İnsan Üzerindeki Etkileri Ve Kent Bilgi Sistemleri, I. CBS Günleri Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 30-45
Oğuz, H. ve Mete, O. (2017). Kooperatiflerde Markalaşma Ve Tüketici- Kooperatif Ürünleri İlişkisi: Torku Örneği Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
Olgun, A. F., veTerzi, O. (2017). Türkiye’de Bankaların Tarımsal Kooperatiflere Sunduğu Finansal Kaynaklar, Bunların Değerlendirilmesi Ve Bu Kaynakların İyileştirilmesine Yönelik Öneriler, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
Örki, A. (2016). Ekonomik Kalkınmada Kooperatiflerin Öneminin Örneklerle Değerlendirilmesi, Optimum Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2016, 3(2), 13-22
Özan, M. B., Polat, H., Gündüzalp, S., ve Yaraş, Z. (2015). Eğitim Kurumlarında SWOT Analizi. Turkish Journal of Educational Studies, 2(1), 1-28.
Özcan, L. Ö. (2005). Kooperatifçilik Gününü Kutlarken. Türkiye Koop Dergisi 85 (44).
Özdemir, F., Burak Ağır, H., Yılmaz, H. İ., ve Boz, İ. (2014). Üretici Bakışıyla Tarım Kredi Kooperatifleri: Afyonkarahisar İli Dinar İlçesi Örneği. XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi, Samsun
Peker, Ömer, (1995), Yönetimi Geliştirmenin Sürekliliği, TODAİE Yayınları, No: 258, Ankara.
Polat, K. E., (2010). Kooperatif Birliklerinin Küreselleşme Sürecindeki Önemi, Üçüncü Sektör Kooperatifçilik 45, (2) : 15-33
Rehber, Erkan, (2013), ‘’Tarım Ekonomisi’’, Ekin Basın Yayım, Bursa
Sağır, N., Ve Nacar, F. (2008) Yeni İllerimizden Olan Osmaniye’de Kentsel Gelişim Sürecinin Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Belirlenmesi. 2. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu UZAL-CBS 2008, Kayseri.
Sına, Z., ve Soyer, S. (1998). Sosyolojik Açıdan Kooperatifçiliğin Değerlendirlmesi, Amme İdaresi Dergisi, Cilt, 31, Sayı 3
Tan, S., ve Karaönder, İ. (2013). Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme Politikalarının Ve Mevzuatının İrdelenmesi: Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Örneği. ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 1(1), 87-94.
Tarı, S. (2010). Yapı Kooperatiflerinde İnşaat Yapım Yöntemleri Ve Muhasebe Uygulaması, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul
Tekinalp, Ü, E. Çamoğlu Ve R. Poroy, (1978). Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, Ankara, 1978.
Timurkaynak, İ , Armağan, G . (2017). Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Ortaklarının Memnuniyetlerinin Belirlenmesi. Tarım Ekonomisi Dergisi, 23 (2), 289-297. DOI: 10.24181/tarekoder.369541
Toksoy D., Yenigün M., Şen G., (2009), Orman Köylerindeki Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin SWOT Analizi ile Değerlendirilmesi (Maçka İlçesi Örneği)’’, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Cilt:9, Sayı:1, s:12-18.
Topaloğlu, Ö., E. ve Topaloğlu, M. (2017). Türkiye’de Kadın Girişimci Kooperatifleri: Bacıyan-I Meram Örneği, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi ,52 Özel sayı
Tutar, F., Alpaslan, C., ve Turgut, A., (2014). Türkiye’de Yerel Kalkınmanın Yeni Aktörü Üçüncü Sektör: Kooperatifler, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 1, Mart 2014, S. 501-524
Türkiye Kooperatifçilik Raporu (2014) http://koop.gtb.gov.tr/data/55eed8331a79f5b38818fc61/%C3%9CLKE%20RAPORU%202014%20(25.08.2015).pdf Erişim Tarihi: 15 Mayıs 2018
Türkiye Kooperatifçilik Raporu (2017) http://koop.gtb.gov.tr/data/592ea2dd1a79f514ac499aae/TKR-2016-2017%200804-BASIM.pdf Erişim Tarihi: 13 Mayıs 2018
Ülker Er, Funda, (2011), Kooperatif İşletmelerde İş Görenlerin İş Tatmini İle Örgütsel Bağlılık Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Belgelenmesine Yönelik Bir Araştırma: Tarım Kredi Kooperatifleri Tekirdağ İli Örneği, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Tekirdağ
Ünal, V., Göncüoğlu, H., ve Miran, B. (2015). Su Ürünleri Kooperatiflerinin Kooperatifçilik İlkeleri Açısından Analizi, 18. Su Ürünleri Ulusal Sempozyumu
Yercan, Murat, (2007) “Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Tarımın Örgütlenme Deseni ve Tarımsal Kooperatifler”, Tarım Ekonomisi Dergisi, 13 (1), s.19-29
0 notes
Text
Tablo 2.2 2016 Yılında Kurulan Kooperatiflerin Faaliyet Alanlarına Göre Dağılımı
Kaynak: (Türkiye Kooperatifçilik Raporu 2017: 14).
Faaliyet alanlarına göre kooperatifler Tablo 2.2’de incelenebilmektedir. Buna göre 354 ile konut yapı kooperatiflerinin tüm kooperatiflerden fazla olduğu görülmektedir. En az sigorta ve hizmet alanında faaliyet gösteren kooperatifler dikkat çekmektedir. Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin sayısı ise 93’tür.
Kooperatifçiliğin başlangıcından bugüne dek geçen süreç içinde iktisadi ve toplumsal kalkınma için kooperatiflerin ne denli önemli bir yerde oldukları net bir şekilde görülmektedir. Günümüzde gelişmiş ülke konumundaki yerlerde tarım, üretim ve pazarlamaya kadar bütün süreç kooperatiflerce kontrol edilmektedir. Benzer bir durum kalkınma yolunda ilerleyen pek çok ülkede de geçerlidir. Toplumsal ve iktisadi kalkınma için kooperatifler bir bakıma vasıta olarak kullanmaktadır (Özcan, 2005; Aktaran: Timurkaynak ve Armağan, 2017: 3). İktisadi kalkınmada kooperatiflerden faydalanılması, aynı zamanda bu girişimlerin globalleşme ve ürün/hizmet üreticileri için yüksek gelen rekabete karşı dayanıklılık güçleriyle ilgilidir. Globalleşmeye karşın herhangi bir öngörüsü olmayan, tedbir almayan öteki her işletme gibi kooperatiflerin de ayakta kalması imkansızdır. Tamamen bertaraf olmasalar da sadece kendi geçimlerinin sağlanması söz konusudur (Örki, 2016: 16).
Tablo: 2.3 Tarımsal Faaliyet Gösteren Kooperatiflerin Sayısal Büyüklükleri
Kaynak: (Türkiye Kooperatifçilik Raporu 2017: 31).
Tarımsal faaliyet üzerine kurulan kooperatifler, 1163 sayılı yasaya göre Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığına bağlı olarak tarımsal gaye içeren kooperatiflerdir. Aynı zamanda Gümrük ve Ticaret Bakanlığının yetki alanı dahilinde yer alan tarımsal ve ticari tarafı olan tarım satış kooperatifleri ve yaş sebze ve meyve pazarlama kooperatifleri mevcuttur.
3. OSMANİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN TARIMSAL AMAÇLI KALKINMA KOOPERATİFLERİ
Osmaniye Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Çukurova’nın ve Ceyhan Nehri’nin yakınlarında kurulması verimli topraklarının olmasına da imkan sağlamıştır. M.Ö. 3 binli yıllardan başlayarak Hitit, Asur, Pers, Grek, Roma, Bizans, Emevi, Abbasiler, Selçuklular, Memluklular ve Osmanlı gibi pek uygarlığa, devletlere ve bazı kavimlere de ev sahipliği yapmıştır. Osmaniye ili ve çevresi doğal olarak önemli tarihi kültürel öğeleri barındırmaktadır. (Sağır ve Nacar, 2008:70). Doğu yönünde Gaziantep, güneyde ise Hatay ili bulunmaktadır. Batı kıyısında Adana, kuzeyde ise Kahramanmaraş ile komşudur. Osmaniye’nin il statüsü kazanması 1996 yılında gerçekleşmiştir (http://www.osmaniyedeyatirim.com). Osmaniye ili pek çok yüzey şekillerini de barındıran nadir yerleşim yerlerinden birisidir. Güney, kuzey ve doğu yönlerine doğru gidildikçe arazinin yükseldiği görülmektedir. Batı tarafında Adana ovasının geniş düzlükleri uzanmaktadır (TUİK, 2013: 12).
Kaynak: (TUİK, 2013:13)
Osmaniye ilinde halkın geçim kaynağı ilk önce hayvancılıktır. Sonrasında ise tarım gelmektedir. İlde yetişen tarım ürünlerine bakıldığında yerfıstığı ilk sırada yer almaktadır. Sırasıyla portakal ve pamuk yetiştirmek içinde uygun iklim ve toprağa sahiptir. Osmaniye’de endüstrinin ana kaynağı ise yerfıstığıdır. İstatistik verilerine göre Türkiye’de üretimi yapılan yerfıstığının ortalama %35’i Osmaniye’den karşılanmaktadır. Buna karşın %90’nına yakın bir kısmı da Osmaniye ilinde pazarlanmaktadır (TUİK, 2013: 13).
Osmaniye coğrafi konumu ve doğal yapısı itibariyle tarımsal üretim, hayvancılık ve ormancılık alanında elverişli bir il konumunda yer almaktadır. Bu doğrultuda daha ziyade tarımın ağırlıklı olduğu iktisadi bir yapı göstermektedir. Toplam yüzölçümü 3.279,8 km2 dir. Topraklarının ise ortalama %44’ü ormanlardan ve fundalık alanlardan oluşmaktadır. Aynı zamanda %39’luk bir kısım tarım alanları ve %1’lik bir bölüm de çayır ve meralarla ile çevrilidir. İl topraklarının % 17’si tarım için uygun olmayan alanlardan meydana gelmiştir (http://www.dogaka.gov.tr).
Şekil 2-2 Arazilerin Niteliklerine Göre Dağılımı
Kaynak: http://www.osmaniyedeyatirim.com
3.1. SWOT ANALİZİ
SWOT Analizi, örgütsel gaye ve hedeflerin hayata geçirilebilmesinde uygulanması gerekli olan stratejilerin belirlenmsini sağlamaktadır. Var olan amaçların, örgüt siyasetinin ve hedeflerin, stratejilere olan uygunluğunun değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. SWOT analizleri ile üst yönetim önemli verilere erişebilmektedir. Tüm organizasyonların adeta yapması zorunlu ve belirli aralıklarda güncellenmesi icap eden stratejik bir idari aracı niteliği taşımaktadır. Bu nedenle stratejik yönetim, sürecinin en başında, organizasyonun hem iç yapısı hem de dış çevresi açısından var olan durumun tesbiti yani SWOT Analizi büyük önem taşımaktadır (Çoban ve Karakaya, 2010: 350). SWOT kelimesi bazı harflerin birleşiminden meydana gelmektedir. Bunlar; güçlü (Strenghts), zayıf (Weaknesses), fırsat (Opportunites) ve tehdit (Threats) kelimelerinin İngiliz dilindeki karşılıklarının baş harfleridir. SWOT dış çevre incelemeleri kapsamında tespiti yapılan, imkanlar ve risklerin iç çevre incelemelerinde organizasyonun güçlü ve iyileştirmeye kapalı olmayan taraflarıyla kıyaslanmasının yapılmasıdır (Özan ve diğ., 2015: 4).
SWOT analizleri, organizasyonların karşılaştıkları fırsat ve tehditlerin tespitine, organizasyonun güçlü ve zayıf taraflarının belirlenmesine dair kullanılan bir metottur (Çukurçayır ve Eroğlu, 2003: 246). SWOT analizleri 4 bileşenin birlikte değerlendirilmesinden meydana gelmektedir. Planlanması söz konusu konu veya alan bahsi geçen dört yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmektedir. Güçlü taraflar yani strengths (S), zayıf taraflar yani weaknesses (W), fırsatlar opportunities (O) ve tehditler threats (T). Swot analizini oluşturmaktadır. Mugabi ve arkadaşları, SWOT analizinde palanı öngörülen alan veya konuya dair 4 sorunun yanıtlanması gerektiğini varsaymışlardır. Bunlar;
1) Planlamanın gerek duyulduğu yer nerededir?
2) Planlanması ön görülen alan veya konunun talepleri nelerdir?
3) Planı yapılacak olan alanın kapasitesi nedir?
4) Planlamanın başar sağlamasında gerekli olan eylemler nelerdir? (Mugabi, Kayaga ve Njiru, 2007: 3).
3.2. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE KAPSAMI
Tarımsal gaye ile kurulmuş olan kooperatiflerin başarı sağlaması için yöneticilerin ve paydaşların kooperatifçilik hakkında eğitim almaları şarttır. Bununla birlikte en önemlisi de kooperatiflerin var olan durumlarının incelenmesi ve bu doğrultuda stratejik planlar oluşturularak hayata geçirilmesi son derece önemli bir konudur.
Çalışmanın kapsamını Osmaniye ili sınırları içinde etkinlik gösteren tarımsal gaye ile kurulmuş kooperatifler oluşturmaktadır. Çalışmada SWOT analizi kullanılmaktadır.
SWOT analizi pek çok araştırmada başvurulan oldukça yaygın kullanılan bir yöntemdir. Fakat Türkiye’deki çalışmalara bakıldığında kooperatifçilik konusunda SWOT analizinden yararlanılarak yapılan çalışma sayısının az olduğu dikkat çekmektedir. SWOT analizi ile tarımsal alandaki kooperatiflerinin amaç ve hedeflerine etkili bir şekilde ulaşmaları adına gereken stratejilerin tesbitinde yararlı veriler elde edilebilir (Toksoy ve diğ., 2009:14).
Bu araştırma ile Osmaniye ili için yapılacak olan stratejik planlamalara değerli katkılar yapılması hedeflenmektedir. Araştırmada, Osmaniye’nin güçlü ve zayıf tarafları ve Osmaniye için mevcut ve/veya olası fırsat ve tehditlerin tespitinden önceki SWOT analizlerinden farklı olarak daha akademik bir anlayış izlenmeye çalışılmaktadır. Araştırmada (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2013; Büyükalaca ve diğ., 2009: 1-73; Nacar ve Sağır, 2008: 30-45; (https://www.kentselstrateji.com).; (http://www.osmaniyedeyatirim.com); (http://www.sp.gov.tr.); kaynaklardan yararlanılmıştır.
3.3. BULGULAR VE TARTIŞMA
Osmaniye’deki tarımsal kalkınma kooperatiflerinin SWOT analizi; güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler olmak şeklinde, aşağıdaki başlıklarda sunulmaktadır.
3.3.1.Güçlü Yönler
· Osmaniye ili pek çok türden tarımsal ürünün yetişmesi için uygun bir iklime sahiptir,
· İl, gelişmiş ulaşım ağını barındırmaktadır (otoban,tren yolu vs),
· İl sınırları içinde İki Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır
· Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay illeri gibi endüstri alanında gelişmiş şehirler ile komşudur,
· İş gücü maliyetleri oldukça düşüktür,
· İlk yatırım maliyetleri içinde yer alan Arazi fiyatları ve iş gücü maliyetleri bakımından maliyetler düşüktür,
· Yatırımlarda gereken onay ve ruhsatlar kısa vadede alınabilmektedir,
· Modern teknik alt yapıyı barındırmaktadır,
· Tarımsal ürünler içinden yağlık zeytin üretimi bakımından Türkiye 13.’südür. Salamura zeytin üretiminde ise 7. Sırada yer almaktadır. Turp üretiminde ve ticaretindeki payı % 70’tir., Yerfıstığı ticaretinin ise %85’lik bir oranı Osmaniye’de gerçekleştirilmektedir,
· Coğrafi olarak yolların, kültürlerin kesiştiği bir noktada yer almaktadır.
3.3.2.Zayıf Yönler
· Düzensiz yerleşme hakimdir.
· İktisadi açıdan düşük kazanımlar mevcuttur.
· Tanıtım eksikliği bulunmaktadır.
· Müteşebbis ruhunun oluşmadığı görülmektedir.
· Kuruluşlar arasında koordinasyon zayıflığı bulunmaktadır.
· İl sınırları içinde tarım arazilerini tehdit eden yapılaşma görülmektedir.
· Gıda endüstrisinin yeterli derecede kullanılmaması,
· Üreticilerin yatırımlarını bölge dışına kaydırması,
· Envanterindeki yetersizlikler,
· Üniversite çevresi ve endüstri alanlarının işbirliğinden yoksun olması,
· Mevcut hava kirliliği de ilin zayıf yönleri arasında bulunmaktadır.
3.3.3.Fırsatlar
· İklim şartlarının yeşil alan oluşumuna son derece uygun olması.
· Tarımsal alanların verimliliği ve tarımın büyük ölçüde gelişmiş olması.
· Su kaynaklarına olan mesafenin uzak olmaması.
· Meslek Yüksekokulun varlığı.
· Uzun vadede herhangi bir içme suyu probleminin görülmeyecek olması.
3.3.4. Tehditler
· Osmaniye ili yalnızca 1 adet arıtma tesisine sahiptir,
· Arıtma tesislerinin azlığı tarımsal amaçlı sulama kaynaklarını kirlenmektedir,
· Çiftçi kesim iktisadi anlamda güçlü bir konumda değildir,
· Afetler neticesinde ortaya çıkan zararın telafisi için tarım sigortası yaptıran çiftçilerin sayısı da azdır.
· Tarım alanlarda yapılaşma,
· Koordinasyon yetersizlikleri,
· Tarihsel mirasın muhafazasında yetersizlik,
· İl sınırlarının deprem bölgesi olması,
· Kentleşme açısından hızlı ve plansız bir yapının varlığı,
· Ekimlerin belirli bir plan ve bilinç ile yapılmaması,
· Vasıflı emek gücünün eksikliği,
· Tarıma dayanan bir endüstrinin yetersizlik göstermesi şeklinde sıralanabilir.
4. SONUÇ
Çalışmada ele alınan Osmaniye ilinin Tarım ağırlıklı bir iktisadi yapıyı barındırmasına rağmen, tarımsal anlamda altyapısının yetersiz olduğu görülmektedir. Her ne kadar iklim olarak uygunluk teşkil etse de ürünlerde çeşitlilik sağlanamamıştır. Ayrıca seracılık alanındaki etkinliklerin de sınırlı düzeyde gelişim gösterdiği açıktır. En önemlisi tarım alanında verim düşüklüğü görülmekte, organizasyon ve pazarlama eksiklikleri halen devam etmektedir. Bahsi geçen verim düşüklüğünün nedeni ve maliyetlerin yükselmesinin en önemli nedeni ise tarım arazilerinin hem küçük hem de parçalı yapıda olmasıdır. Türkiye genelinde olduğu üzere Osmaniye ilinde de veraset nedeniyle araziler parçalanmaktadır. Endüstrinin Osmaniye’de küçük ölçekli firmalar olarak ve tarıma dayanan ürünlerin işlenmesi şeklinde bir gelişim göstermesi de bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Osmaniye’de ilinde üretici kesimin organize olması gerekmektedir. Bu doğrultuda derneklerin de etkinliklerinin arttırılması önem arz etmektedir. Kooperatifçiliğin özünde bulunan birlik olgusunun şekillenememesindeki en önemli neden bireylerin rekabet ve anlaşmazlıkları yüzünden bir amaç etrafında birleşmemeleridir. Problemlere çözüm üretilmesi de bu nedenlerle engellemektedir. Bir arada olmak, bir amacı gerçekleştirmeye çalışmak için kooperatif ve derneklerin etkili olması, bu kuruluşların fonksiyonellik kazanması, yeni kooperatiflerin oluşturulması için idarecilere gereken eğitimlerin verilmesi şarttır.
Eğitim yalnızca yöneticiler için değil aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerdeki tarım alanındaki yapısal anlamda aksaklıkların bertaraf edilmesinde, üreticilerin de eğitimini ve bilinçlendirilmesini, gerekli kılmaktadır. Organize olmuş gayretler süreç içinde daha önemli olmaktadır. Tarım alanının doğal yapısı gereği kırsal organizasyonları gerektiren sebeplerin en önemlisidir Bu sebeple ilk olarak tarım kooperatiflerinden ve tarım ürünlerinin piyasalarını düzenleyen kurum ve kuruluşlardan faydalanmak son derece önemlidir.
Osmaniye’de tarım kültürünün tanıtımının yapılması ve bugüne kadar tarımsal alanda faydalanılan teçhizat ve ekipmanların sunularak yeni nesillerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Pozitif ayrımcılık kapsamında kırsal alanda kendi işini yapmakta olan kadınların etkinliklerini devam ettirirken karşılarına çıkabilecek olan problemlerin en önemlisi olan pazar durgunluğunun bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Kadın üreticiler pek çok ürünün satışını kendi köylerinde kendileri yapmaktadırlar. Bu sebeple kısıtlı bir Pazar dahilinde etkinliklerini sürdürmektedirler. Ürün pazarlaması hususunda yeterli bilgilerinin bulunmaması Pazar alanlarını genişletmede sıkıntıları getirmektedir.
Devletin sunduğu tarımsal destekleme ildeki var olan tarımsal etkinliklerin devamı adına büyük önem taşımaktadır. Tarımsal kesimde kalite, verim ve karlılık açısından daha çok ürün elde edebilmenin ön koşulu tohum, ilaç, gübre olarak sıralanabilecek girdilerin nitelikli ve belirli bir kalitede olmasıyla ilgilidir. Tarımsal etkinlikler çerçevesinde kullanımı olan tüm girdilerin kalitesini sağlamak için denetimlerin devamlılığı gerekmektedir. Bu doğrultuda uygunluk arz etmeyen ürünlerin piyasalara arzının önüne geçilebilmektedir.
Tarımsal üretim içinde katma değerin yükseltilmesi için hali hazırda var olan ya da kurulması planlanan firmaların milli ve milletlerarası seviyede rekabet edebilirlikleri oldukça önemlidir İlk olarak pazara erişebilirliğin sağlanması, pazarların tanınması ve firmaların beklentileri karşılayacak seviyede kaliteli ürünleri pazarlama yeteneklerinin olması gerekir. Bu açıdan pazarlama kanaları, pazar incelemeleri, pazarlarda yer alan oyuncuların da iyi tanınması şarttır. Tüm bunlar pazarlama stratejilerinin de önemini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda firmalara yönelik eğitimlerin verilmesi, kapasite geliştirici programların uygulamaya sokulması hayata geçirilecek stratejiler bakımından önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
Adrian, J. L. ve T., W., Gren. (2001). Agricultural cooperative managers and the business environment. Journal of Agribusiness 19,1: p. 17-33.
Alkan, Y. (2016). Tarım Kooperatiflerinin İstihdam Üzerindeki Etkileri. Ardahan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 4, Güz 2016
Bilgin, N., Ergün, E., & Aytekin, M. (2013). Kooperatif Ortaklarının Güven Duygusu İle Ortakların Performans-Tatmin Arasındaki İlişki: Tariş’te Bir Uygulama. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 22(1).
Büyükakıllı, K. (2007) Kooperatif İşletmeciliği ve Tarımsal Sanayiler, I.Çukurova’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu, Adana
Büyükalaca O, Gül A, Efeoğlu İE, Ergün B, Keleş C, Sezgin AA, Yakut E, (2009). Osmaniye ili SWOT analizi. Proje Raporu, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Osmaniye, 1-73.
Çetin, Hakkı, (2009), Kalkınma Sürecinde Kooperatifçiliği Sosyal, Ekonomik ve Demokratik Etkileri Üzerine Genel Bir Değerlendirme, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, S.2, s.35- 50.
Çetin, M. Ve Gazi, M. A., (2015). Küreselleşme Sürecinde Kooperatif Kuruluşlarının Türkiye'deki Durumu, 21. Milletlerarası Türk Kooperatifcilik Kongresi, Cilt:1, Sayı: 1 Koopkur
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, (2013). Osmaniye İli 2012 Yılı Çevre Durum Raporu, 1-138.
Çoban, B., ve Karakaya, Y. E. (2010). Geleceği Planlamada Stratejik Yönetim Ve Swot Analizi: Kavramsal Yaklaşımlar. Social Sciences, 5(4), 342-352.
Çukurçayır, M.Akif, Tuğba Eroğlu (2003). “Klasik Yönetim Anlayışından Stratejik Yönetime, Strateji Geliştirmede Swot Analizi”, Küresel Sistemde Siyaset Yönetim Ekonomi, Çizgi Kitapevi, Konya.
Doğan, A. Z., ve Yercan, M. (2016). Türkiye ve AB Ülkelerindeki Kooperatifçilik Mevzuatının Karşılaştırmalı Analizi, Tarım Ekonomisi Dergisi 22-2
Doğan, K. (2017). Su Ürünleri Kooperatiflerinin Türkiye’deki Dünü, Bugünü Ve Geleceği. Aquatıc Scıences And Engıneerıng, 32(1), 21-34.
Duguid, F., Durutaş, G. Ve Wodzicki, M. (2015). Türkıye’de Kadın Kooperatıflerı’nın Mevcut Durumu, The World Bank http://documents.worldbank.org/curated/en/931051485321696406/pdf/112242-WP-TURKISH-PUBLIC-Rapor-TR.pdf Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2018
Ekinci, M. (2010). Türk Konut Kooperatifçiliğinin Finansman Sorunu Ve Konut Finansman Sistemi (Mortgage) Kapsamında Çözüm Önerileri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Geray, C. (1992). Kooperatifçiliğin Dünya'daki ve Türkiyedeki Nicel Gelişimi, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, 47 (1).
Geray, U. (1990). Yeni Koşullar ve Tarımda Kooperatifçilik, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: B, Cilt: 40, Sayı: 2, 47-52
Güloğlu, T,, Korkmaz, A, (2000) Türkiye'de Kayıtdışı İstihdam Gerçeğine Bir Bakış, İstanbul Üniv. Dergisi Cilt 2, Sayı 3
Güloğlu, T. Ve Korkmaz, A. (2005). Kooperatifçilik İlkeleri, Küreselleşme Ve Kooperatifçilikte Yeni Eğilimler, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, 55(1).
Günay, M. (2009). Konut yapı kooperatifleri, misyonu gereği yarı özerk kamu kurumu statüsüne kavuşturulmalıdır. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:8 Sayı:15 Bahar 2009 s.33-48
Güreşçi, E. ve Gönç, M. (2017). Türkiye’de Kooperatiflerin Temel Sorunları Ve Çözüm Önerileri Üzerine Düşünceler, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
http://koop.gtb.gov.tr/data/539aa1ba487c8e06f4401cf5/Kooperatifler,koop-gep%20meb%20kitap.pdf Erişim Tarihi: 12 Mayıs 2018
http://koop.gtb.gov.tr/data/592ea2dd1a79f514ac499aae/TKR-2016-2017%200804-BASIM.pdf Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2018
http://www.copac.coop/wp-content/uploads/2017/12/COPAC-ILOCOOP-TURKEY-TK.pdf Erişim Tarihi: 19 Mayıs 2018
http://www.dogaka.gov.tr/Icerik/Dosya/www.dogaka.gov.tr_521_YN2I17GP_Osmaniye-ili-Tarim-Stratejisi-ve-Eylem-Plani.pdf Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2018
http://www.osmaniyedeyatirim.com/Icerik/Dosya/www.osmaniyedeyatirim.com_34_GS4L55XN_Osmaniye_Ili_Tarim_Stratejisi_ve_Eylem_Plani_(2014-2018).pdf Erişim Tarihi: 20 Mayıs 2018
http://www.osmaniyedeyatirim.com/Icerik/Dosya/www.osmaniyedeyatirim.com_34_GS4L55XN_Osmaniye_Ili_Tarim_Stratejisi_ve_Eylem_Plani_(2014-2018).pdf Erişim Tarihi: 17 Mayıs 2018
http://www.sp.gov.tr/upload/xspstratejikplan/files/4i4no+osmaniyebelediyesp20072011.pdf Erişim Tarihi 20 Mayıs 2018
http://www.tarimkredi.org.tr/index.php/hakkimizda/kooperatifcilik-ilkeleri.html Erişim Tarihi 17 Mayıs 2018
http://www.tuik.gov.tr/ilGostergeleri/iller/OSMANIYE.pdf Erişim Tarihi: 17 Mayıs 2018
https://www.kentselstrateji.com/wp-content/uploads/V-01_81kent81vizyon.pdf Erişim Tarihi: 18 Mayıs 2018
https://www.tarim.gov.tr/SGB/TARYAT/Belgeler/il_yatirim_rehberleri/osmaniye.pdf Erişim Tarihi 22 Mayıs 2018
Karaorman, F. (2013). Kooperatiflerde Denetim Ve Tekirdağ İli Saray İlçesi Örneği, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Tekirdağ
Kazdal, E. (2013). Yapı Kooperatiflerin Finansman Sorunları Ve Çözüm Önerileri, Akademik Bakış Dergisi Sayı: 36 Mayıs – Haziran 2013 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
Kızılaslan, H.; Doğan, H.G. (2013). AB ve Türkiye’de Tarım Sektöründe Örgütlenme ve Üretici Birlikleri Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi. I, (2013): 146-159
Kocabaş, Y., Ö. (2012). Türkiye’de Yoksullukla Mücadelede Kooperatiflerin Tarımsal Kalkınmadaki Rolü, Tarım, Yoksulluk ve Kalkınma 10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi • 5-7 Eylül 2012 • Konya
Koçtürk, O. M. (2006). Türkiye’de Kooperatiflerin Vergilendirilmesi. Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 13(2), 119-136.
Küçükkaplan, İ. (2003). Kooperatif Bankacılığı Ve Dünya Genelindeki Uygulamaları, Süleyman Demirel Üniversitesi, İ.İ.B.F. 8 (3). 27-48
MEGEP (2014). MUHASEBE VE FİNANSMAN KOOPERATİFLER, Ankara http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Kooperatifler.pdf Erişim Tarihi: 12 Mayıs 2018
Mugabi, J., Kayaga, S. ve Njiru, C. (2007) ” Strategic planning for water utilities in developing countries”, Utilities Policy 15, 1-8.
Mülayim, Ziya G., (2013), ‘’Kooperatifçilik’’, Güncellenmiş ve Yenilenmiş Yedinci Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara
Nacar F, Sağır N, 2008. Osmaniye İlindeki Kentleşmenin Çevre Ve İnsan Üzerindeki Etkileri Ve Kent Bilgi Sistemleri, I. CBS Günleri Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 30-45
Oğuz, H. ve Mete, O. (2017). Kooperatiflerde Markalaşma Ve Tüketici- Kooperatif Ürünleri İlişkisi: Torku Örneği Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
Olgun, A. F., veTerzi, O. (2017). Türkiye’de Bankaların Tarımsal Kooperatiflere Sunduğu Finansal Kaynaklar, Bunların Değerlendirilmesi Ve Bu Kaynakların İyileştirilmesine Yönelik Öneriler, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi,2017,52 Özel sayı
Örki, A. (2016). Ekonomik Kalkınmada Kooperatiflerin Öneminin Örneklerle Değerlendirilmesi, Optimum Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2016, 3(2), 13-22
Özan, M. B., Polat, H., Gündüzalp, S., ve Yaraş, Z. (2015). Eğitim Kurumlarında SWOT Analizi. Turkish Journal of Educational Studies, 2(1), 1-28.
Özcan, L. Ö. (2005). Kooperatifçilik Gününü Kutlarken. Türkiye Koop Dergisi 85 (44).
Özdemir, F., Burak Ağır, H., Yılmaz, H. İ., ve Boz, İ. (2014). Üretici Bakışıyla Tarım Kredi Kooperatifleri: Afyonkarahisar İli Dinar İlçesi Örneği. XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi, Samsun
Peker, Ömer, (1995), Yönetimi Geliştirmenin Sürekliliği, TODAİE Yayınları, No: 258, Ankara.
Polat, K. E., (2010). Kooperatif Birliklerinin Küreselleşme Sürecindeki Önemi, Üçüncü Sektör Kooperatifçilik 45, (2) : 15-33
Rehber, Erkan, (2013), ‘’Tarım Ekonomisi’’, Ekin Basın Yayım, Bursa
Sağır, N., Ve Nacar, F. (2008) Yeni İllerimizden Olan Osmaniye’de Kentsel Gelişim Sürecinin Coğrafi Bilgi Sistemleri İle Belirlenmesi. 2. Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu UZAL-CBS 2008, Kayseri.
Sına, Z., ve Soyer, S. (1998). Sosyolojik Açıdan Kooperatifçiliğin Değerlendirlmesi, Amme İdaresi Dergisi, Cilt, 31, Sayı 3
Tan, S., ve Karaönder, İ. (2013). Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme Politikalarının Ve Mevzuatının İrdelenmesi: Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Örneği. ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 1(1), 87-94.
Tarı, S. (2010). Yapı Kooperatiflerinde İnşaat Yapım Yöntemleri Ve Muhasebe Uygulaması, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul
Tekinalp, Ü, E. Çamoğlu Ve R. Poroy, (1978). Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, Ankara, 1978.
Timurkaynak, İ , Armağan, G . (2017). Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Ortaklarının Memnuniyetlerinin Belirlenmesi. Tarım Ekonomisi Dergisi, 23 (2), 289-297. DOI: 10.24181/tarekoder.369541
Toksoy D., Yenigün M., Şen G., (2009), Orman Köylerindeki Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin SWOT Analizi ile Değerlendirilmesi (Maçka İlçesi Örneği)’’, Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Cilt:9, Sayı:1, s:12-18.
Topaloğlu, Ö., E. ve Topaloğlu, M. (2017). Türkiye’de Kadın Girişimci Kooperatifleri: Bacıyan-I Meram Örneği, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi ,52 Özel sayı
Tutar, F., Alpaslan, C., ve Turgut, A., (2014). Türkiye’de Yerel Kalkınmanın Yeni Aktörü Üçüncü Sektör: Kooperatifler, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 1, Mart 2014, S. 501-524
Türkiye Kooperatifçilik Raporu (2014) http://koop.gtb.gov.tr/data/55eed8331a79f5b38818fc61/%C3%9CLKE%20RAPORU%202014%20(25.08.2015).pdf Erişim Tarihi: 15 Mayıs 2018
Türkiye Kooperatifçilik Raporu (2017) http://koop.gtb.gov.tr/data/592ea2dd1a79f514ac499aae/TKR-2016-2017%200804-BASIM.pdf Erişim Tarihi: 13 Mayıs 2018
Ülker Er, Funda, (2011), Kooperatif İşletmelerde İş Görenlerin İş Tatmini İle Örgütsel Bağlılık Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Belgelenmesine Yönelik Bir Araştırma: Tarım Kredi Kooperatifleri Tekirdağ İli Örneği, Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Tekirdağ
Ünal, V., Göncüoğlu, H., ve Miran, B. (2015). Su Ürünleri Kooperatiflerinin Kooperatifçilik İlkeleri Açısından Analizi, 18. Su Ürünleri Ulusal Sempozyumu
Yercan, Murat, (2007) “Türkiye ve Avrupa Birliği’nde Tarımın Örgütlenme Deseni ve Tarımsal Kooperatifler”, Tarım Ekonomisi Dergisi, 13 (1), s.19-29
0 notes