ya-sabr

[ya-sabr]

وَقُلْ رَبِّ زِدْن۪ي عِلْمًا

"De ki: Ey Rabbim! ilmimi arttır"

tâhâ, 114

[ya-sabr]

إنا لله وإنا إليه راجعون

Büyük bir âlim vefat edince, feyz vermesi kesilmez, daha da artar. Kınından çıkmış kılıç gibi olur. (İrşad-üt-talibin)

Allah'tan (ﷻ) geldik, O'na aidiz ve O'na döneceğiz

Seyyid Abdulbâkî el-Hüseynî Hazretleri dâr-ı bekâya irthal etti. Kabri nur, mekânı cennet, makamı âlî geride bıraktıklarına da sabr-ı cemîl...

ruhuna el fatiha

[ya-sabr]

وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَىٰ

Ve seni, yol yitirmiş bulup da yol göstermedi mi sana?

duhâ,7

[ya-sabr]

“gevşemeyin, hüzünlenmeyin...”

âl-i imrân

[ya-sabr]

Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.

duhâ,3 

[ya-sabr]

Neyi yaparsan yap, onun karşılığını göreceksin.

[ya-sabr]

Önemli olan insanlar nazarında nasıl göründüğün değil, Allah katında nasıl olduğundur.

[ya-sabr]

Her yanını Allah’ın nimetleri kuşatmışken onu değil de başkalarını razı etmek için çalışmak akıl kârı mıdır?

[ya-sabr]

Kimi seversen sev, bir gün ayrılacaksın.

[ya-sabr]

Nasıl yaşarsan yaşa bir gün öleceksin.

[ya-sabr]

Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

bakara,44

[ya-sabr]

بِسْــــــــــــــــــمِ ﷲِالرَّحْمَنِ الرَّحٖيمِ