zikrawaszikra

[zikrawaszikra]

Günlerden Çarşamba. Benim her yanımda hazan, güz hüznü sarmış etrafımı yine; ellerimde Vadideki Zambak, içinden zaman ötesi alıntılar seçiyorum ve betimlemeleriyle ölüm gibi Balzac.

[zikrawaszikra]

Hiçbir zerren adamlığa uymuyordu.

[zikrawaszikra]

Birini sevmek aynı zamanda onun onurunu korumaktır.

[zikrawaszikra]

Minik boo

[zikrawaszikra]

Yüzün var mı söylediğin bunca yalanlardan sonra?

[zikrawaszikra]

Her yerde birer birer anılar yerde.

[zikrawaszikra]

İstemediğim her şeyin bütünüyüm.

[zikrawaszikra]

Farkındalık 2

[zikrawaszikra]

Ailem

[zikrawaszikra]

O sıcak evimiz artık buz gibi.

[zikrawaszikra]

Duş başlığı ve telefon ahizesindeki kız

[zikrawaszikra]

Tüm patavatsızlıklarını iyi niyetli bir şaka olarak gördüm.

[zikrawaszikra]

Zaman geçtikçe birlikte yaşama faaliyetleri ve genetik değiş tokuşun etkisiyle sonunda vicdanımız kanımızın rengine, gözyaşlarımızın tuzuna karıştırdık ve bu da yetmezmiş gibi, gözlerimizi içe dönük aynalar haline getirdik ve onlarda sonuçta çoğu zaman ağzımızla inkâr ettiğimiz şeyleri hiç çekinmeden gösterir oldu.

[zikrawaszikra]

Çünkü benim oğlan öldürsen özür dilemez.

[zikrawaszikra]

slyvia plath ölmek istemiyordu jeongguk onun için her on senede bir intiharı denerdi, sonuncusunda başarılı oldu derler. Bana kalırsa o ölüme yaklaştığını hissettiği o anı ve sonrasında tekrar hayata dönebilmenin hazzını seviyordu, yaşamayı ya da ölmeyi değil bu yüzden intiharlarını hep çocuklarının bakıcısı eve gelmeye yakın planlarmış ya kurtulma ihtimalinin yüksek olduğunu bildiği için.

[zikrawaszikra]

gemici kıyıdaki düğümü çözemedikçe yaInızca ipin uzunluğu kadar uzaklaşabilir, daima kıyıya bağlı kalır.

[zikrawaszikra]

Söyleyecek şeylerin vardı, uygun kelimeleri bulamadın.