Text
Kasım’18
# Daha dün ekim ile ilgili yazı yazmıştım sanki. Kasım ne zaman bitti bilmiyorum.
# Haftanın her gününe yayılan yetiştirmeye çalıştığım staj raporları, yaklaşık olarak iki ay boyunca bana çok güzel yetecek bir miktar parayı uğruna harcadığım sunum, eve geç geldiğim saatler, yemek yemeyi unuttuğum öğünler, bölümler arası dersten derse koştuğum anlar, okulda yaşadığımız ikisi de birbirinden üzücü iki kayıp, sürekli yenilenen, hiç bitmeyen ve yeniden uyanan hayatı sorgulama süreci, ödevlerden çalışmaya fırsat bulamayıp son gece ve hatta son dakikalara kadar çalışıp konu yetiştirmeye çalıştığım midtermler, yeni tanıdığım ve beni yaşamaktan utandıran insan tipleri, kapanış.
# Uzun uzun zamandır kuş istiyordum. Artık bir maviş kuşumuz var. Rapor yazarken kendisiyle sohbet etmek, yaptığı komikliklere gülmek, yemini suyunu tazelemek, elime alıp onunla konuşmak en büyük zevkim. En son geçen gün ona bazı evet-hayır soruları sordum, ötüşüne göre cevaplarını değerlendirdim. Arkadaşım olduğun için teşekkürler kuşum. Cookie’ye merhaba deyin.
# Bazen duygusal olarak çok yorulduğumu hissediyorum. Öyle bir yorgunluk ki sanki birisi omuzlarımdan beni sürekli aşağı çekiyor. İki gün önce derste, 17.40 sınavıma yetişebilmek için o an girdiğim dersin hocasından izin istemeye gittim. Beni dinledi, izin verdi. Sonra seslendi bana, ben geçen dönem yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmayan mutlufili istiyorum. Anlatmak istediğin bir şeyler varsa her zaman burdayım. O an çantamı alıp sınıftan çıkmak gibi bir imkanım olmasaydı oturup dakikalarca ağlayabilirdim. Teşekkür ettim, zoraki bir şekilde göşyaşlarıma hakim olarak, çantamı aldım çıktım, ringe binmek yerine yağmur altında yürüyerek sınav yerine gittim. Kendimi zorla içine çektiğim melankolik hallere bayılıyorum. Canım kendim.
# Şu noktaya kadar fazla duygusal oldu. sıkıldım. Biraz güzelliklerden bahsedelim.
# Genelde her ay kendime bir ya da iki görev veririm. Değiştirmem gerektiğine inandığım şeyler ilgili. Bu ay iki görevim vardı. İkisi de oluyor gibi birkaç küçük eksiği saymazsak. Olacak o kadar.
# Hani Kayseri’de yaşayan bir Afife Teyze vardı. Videosuna her yerde rastladığım. Videosuna rastladım ama sonra izlerim diye listeye ekledim. Kaldı. Bir gün okuldan erken geldim. şaşırtıcı. Kahve yaptım, yanına sohbet edecek kimse olmayınca o konuşmayı izlemeye başladım. Bana yetmedi, akşam evdekilere seyrettirdim. Ben izlerken sürekli of ben de istiyorum, bakın size anlatmak isteiğim hayat diye serzenişte bulunurken, babam ben de hep böyle bir hayat isterim ama annen destek vermez ki diyerek bir iddia ortaya attı. Hayal bu, olumsuzluk katamazdık içine. Baba sen üzülme, ben sana destek olurum diyerek destek çıktım. Çünkü ben de istiyorum. Ama daha yeşil bir bahçe, köpek olmasa da olur. Ya da olsun. Mavi gözlü bir köpek. Aklıma Hachiko geldi. Galiba yine ağlıycam. Bu hayalin gerisini kendime saklıyorum. Hayaller çok anlatılmazmış.
# Biraz okuduğum kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu ayın başında Selim İleri’den Yağmur Akşamlarını okumaya başladım. Üslubunu nedense çok seviyorum. Tıpkı benim kafamın içi gibi, öyküde oradan oraya geçiveriyor, ben de bir canlandırmadan başka bir canlandırmaya atlıyorum. Okuduça zihnimdeki yoğunluk azalıyor gibi.
# Bir cuma gecesi arkadaşlarım aradı. Gece 10 seansına Müslüm’e gidelim diyoruz gelir misin? Müslüm Gürses’i yine aynı arkadaşlarımın dinlediği Nilüfer haricinde dinlemedim. Yıllar önce bir dergide okuduğum, eşiyle olan hikayesi dışında hiç bir bilgim yok. Amaç kafa dağıtmak. E gidelim güzel oluuur diyerek kabul ettim. Her zaman ki gibi ağlamaya meyilim varmış galiba. Daha film başladı, gerçekten ilk sahnede, cidden aklım geldikçe gülüyorum, ben başladım ağlamaya. Çıkana kadar susmadım. Ne filmi izledim, ne cuma gecesi filme gitmenin tadını çıkardım. Sadece ağlamanın hakkını verdiğimi düşünüyorum.
# ‘’Life is what happens when you are busy making other plans.’’
# Hem çok uzun hem de sürekli ağlamaktan bahsettiğim bir yazı oldu. Ne biçim bir kasım geçmiş böyle. İçim daraldı. Burçlara inanmamakta ısrarcıyım ama bu kadar balık olmak da biraz şov. Yazdıklarımı okuyunca anladım.
# Kendimi daha çok tanıdığım, daha çok ağlayıp dlasjdjasd, zayıflıklarımı ve güçlü yanlarımı keşfettiğim, bir adım daha büyüdüğüm için teşekkür ederim.
# Yaşasın aralık geldi. Haydi dans.
23 notes
·
View notes
Note
ağlama be 8 sene sonra bu anı düşün
8 sene sonra bu anda o hesap 17 senelik olurdu bak ağlıycam cidden aşırı malım ben aşırı. Çocuklarıma açıklayamayacağım mallıklar yapıyorum. Anne neden sildin o hesabı dediklerinde diyeceğim tek şey mallığımdan olacak
0 notes