Kötülükle tanıştım kötüye de alıştım
Ama kötü olamadım iyilik üstüme yapıştı.
Öfkem benimle şöyle bi bakıştı, dedim kal yerinde alıştım.
Catıştı kafamda yine tüm düşünceler, gerçek olmayacak o hayallerim bugün yine düşümdeler.
Karışıtıkça karışır aklım ama duramam düşünmeden
Çünkü kursağıma takılmış umut denen(şey)
Sorma neden sana onu unut demem.
Çünkü iki eli boğazımda öfkemin,
Çünkü bastıramıyorum bunları yazdıran öfkemi
Ve söylesene harap ciğerlerin sebebi öfke mi ?
Belki bir gün sahibi olurum (bak) şu an kölesi olduğum öfkenin.
Sürekli kandırdım kendimi dedim değişirim zamanla, şimdilik kal sakin sakın ha azalma.
Hayat bizim gibilerden nedense haz almaz, ama derin yaralar açar öyle kolay da kapanmaz.
Gün gelir bi gülümsetir sana bi el uzatır
Sonra hemen bedel ödetir dişlerini kopartır.
Al derdine yak der bi sigara uzatır
Daha nefes verirken akciğerlerini karartır.
Şu kahpe gülüşler kalp karartan bir kapandı,
Tam sahne alacaktım bu boktan oyunda ben çıkınca perde kapandı.
Usulca açtığım tüm kapılar hışımla yüzüme kapandı,
Üst üste darbeler yedim bende içime kapandım.
Ben kötülüğün içine iyiliği yayandım,
Çıkar gütmedim her bi dosta yarandım
Annem çok doğru bildi oysa biraz yalandım
Kaçmadım savaşmaktan çünkü biraz yabandım
Belki düştüm şimdi ama bence iyi dayandım.
Tadına bakıp bıraktım masamın üstünde ki kahvemin,
Sonra sinirle çarptım duvara yüzünü görünce kahpenin.
Bir şeyler diyeceksen şimdi tam yeri,
Yoksa yüzün uzatma lan bas geri.
Suratım asık oğlum hemde doğduğumdan beri,
Hep yüksek düşmüyor kafam ondan yok gözlerimin feri.
Nakarat X 2
Bak başladı beyinde gerilimler
Bi bakmışsın uçurumun kenarında intihara eğilimler
Gel gör kül tablasında sıraya giriyor izmaritler
Etrafımda tur atıyor onca düşmanım köpekler.
—————
Önce bi yadırgamış hüznü sonra alışmış,
Diz çöktürmüş farkındalık içine içine bağırmış,
Galiba değil, lanet bu Kasım’da yine yanılmış
İhtimallerin ağzı yüzü dağılmış.
Her gece uykunu bölen o aynı kabus,
Nefes almanı zorlaştıran dar bi fanus.
Doğar güneş atar Şafak biter mahpus,
Söker gece çıkar bıçak yine düşer mahpus.
Eskimiş şiirlere baktık bir kaç satır ekledik,
Göğe bakma durağında başımız eğik bekledik.
Filizlendi karanfil dönünce cigara çıktı geldi Arif(Ahmet)
Dumanlar yol çiziyor eskiyen prangalara tarif.
Hasretinden diyorum sana ulan hasretinden
Çatırdıyor kaburgalarım kopuyor etimden,
Nemden değil abi yıkılıyorsa duvarlar nefretimden.
Bakıyor aynada ki soruyorum kimim ben (kimim kim lan kim)
Bi ayyaş bi depresif bi serseri mi? ( So serseri)
Sorular cevapsız susuyorum sende boğazıma düğümlen,
Gittiğim her yol kafama dayalı bir silahken. Ah!
2 notes
·
View notes
Yaa sahneye çıkarken heyecanlanmıyor musun? Bi de önceden beri mi var, ne zaman fark ettin? Aşık olunca kalp hızlı atar diyorlar ya eğer öyleyse gerçekten, sende daha da çok atar bayılır mısın yoksa? Neyse neyse ben kötü düşünmeye başladım şu an susuyorum. 😶
Yani sahneye çıkarken illaki oluyor ama o atmosferde kalp ritmine dikkat edemiyorsun ki jabdjsnck ayrıca evet doğuştan gelen birşey her 10 insandan 2 sinde varmış bu kalp kapakcıklarımdan bir tanesi açıkmış falan değişik birşey. Aşk konusunda da valla bilmiyom hiç aşık olmadım bir Nedim klasiğidir "Aşk adamı değilim olum ben" 😋
0 notes
Nasıl Feminist olunur? @terspapuçlar
 Uzun zaman oldu bu tespitleri yapalı hayli uzun:/ Neredeyse aylar önce yazmıştım,ama bir tık deyip yayınlamadım. Kadınlar günü yaklaşırken tekrar kaynama noktasına geliyor içimdekiler madem yazılmış silmeye de kıyılamamış yayınlayayım bari... Şimdi efendim kop koyu bir feminist nasıl olunur yada olmuşumdur, aşamalarını bir bir izleyeceğiz.Biraz sonra okuyup da güzel kafalarınızda canlanan tüm hikayeler birebir gözlemlenmiş kişisel hayat tecrübelerimden alınmıştır.Yazarın Türkiye'nin en orta yerinde iç Anadolu'da doğup büyüdüğünü göz ardı etmezseniz iyi olur.Nişantaşından Anadolu çözümlemesi yapmıyoruz yani.O yüzden kimseyi bağlamaz,genelleme yapılmaz yaparsan da keyfin bilir okuyucu napalım.... Tüm hikaye aslında ana rahmine düştüğün ilk anda başlamıştır.Yüzde ellilik bir ihtimalle kız olma olasılığı, cenin içinde anne içinde sıkıntılı durumdur.Her insan kızı olsun ister belki ama sakat beyinlerde bu çok da şikar bir şey değildir.Ne gariptir ki insan neslinin devamlılığını sağlayan rahimler kadınlar dadır ama bu ülkede doğacak çocuğun erkek olması makbuldür.Erkeğin hormonlarının belirlediği bu cinsiyet işinde de faturanın kadına kesilmesi ne gariptir.Ama yook "Erkek adamın erkek çocuğu olur" Bu lafı duymamış kişiler varsa aranızda bu ne güzel bir cahilliktir bilemezsiniz. Yaşla birlikte,sorumluluk,baskı ne dersen işte artar da artar.Daha 4 yaş civarında kıyafetlerinden etek tayt çıkarılmaya başlar.Başlamadıysa bile "Düzgün Otur"ne demek öğretilmiştir çoktan. -Hanım kızlar öyle yapmaz hımmm diyen teyzeler bir ömür sürecek karabasanın ilk filizlerini bu yaşlarda yeşertirler. Sonra o kadar güçlü sarmaşıklara dönüşür ki siz mi onu beslersiniz,omu sizi kurutur hepsi birbirine karışır.Anne olduğunuzda kızım düzgün otur lafı dilimizin altlarında sessiz sessiz gün ışığına çıkmayı bekler.Yaşları kemale erdiği halde kıçının üstüne oturmayı beceremeyen, kaykıla kaykıla omurgasını yere yayarak, iki bacağının arasından uzattığı kafasıyla dünyaya bakan, ne abiler amcalar görmüşümdür ama birkere güzel otur diye uyarıldıklarını duymamışımdır.Öyle ya "Yiğidin malı meydan da olur" diyede bir laf vardır.Bu lafı duymayanlar bilseniz bu ne güzel bir cahilliktir. İleride yaşayacağı psikolojik şiddetin,horlanmanın,ezilmenin ufak ufak sinyalleri bu dönemde verilse de çocukluk dönemi kadın kişisinin belkide en huzurlu dönemidir...Edep Adap denen kurallar hafiften hafiften sokuşturulur.Kıyafetler,oturmalar kalkmalar bu edep adap denen çerçevede şekillenirken seçilen oyuncaklarda kız çocuğunun ilerideki hayatına prova tadında sunulmaya başlar.Tencere tava seti,sütun bacaklı bebekler,oyuncak çamaşır makinesi,elektrik süpürgesi vb..Bundan yirmi küsür yıl önce kızlar için tasarlanan oyuncaklar buydu bugün bir oyuncakçıya gittiğinizde de elinizle koymuş gibi bulursunuz.Öyle ya bi kız çocuğu evinin kadını çocuklarının anasıdır bu ülkede.Bu önemsiz birşey mi? tabiki değil ama kardeşim, belli ki sen prensesli o oyuncak elektrik süpürgesini kızlar için tasarlamışsın ,niye diye sormazlar mı adama?Bir erkek ev süpürmez mi? Yap bir tane örüncek adamlısını, sat onlara da.Ki büyünce çamaşır makinesine yada süpürgeye uzay mekiğine bakar gibi aval aval bakmasınlar. Ters mantık,oyuncak arabalar hep erkek çocuklarının sevdiği karakterlerle bezenir.Erkek çocuğu 18 yaşına gelip direksiyon başına geçinceye kadar araba ve 4 teker olayına o kadar hakimdir ki tek eksiği kontak anahtarı olur.Sonra da bıdıbıdı vay trafikte kadınlar şöyleymiş de böyleymiş de,aracı park ederken 3boyutlu düşünemiyo muşuz filan, sende çamaşır makinesinde ne nasıl yıkanır bilmiyoooon, boklu donlarını yıkamaktan acizsin ki üç boyutlu falanda düşünmene gerek yok, o n'olacak .Biz şikayet ediyor muyuz ? En püsürüklü zamanlar ergenliktir aslında.Değişen hormonlar şekillenen bir vücut,aylık gel gitler.Karşı cinste şekillenen vücut biraz daha ilerleyen yaşlara tekamül etsede üç aşağı beş yukarı onlarda da durumlar benzer ilerler.Traş bıçağı ziyan etmekten öteye gitmeyen traş maceraları erkekler için gurur verici aktiviteler olurken kadın kişisinde aynada gördüğü şeyle ilk kavgalar o yıllarda başlar ölünceye kadar da devam eder yaş 12:siyah nokta,sivilce yaş22:çil,leke yaş32:geniş gözenekler yaş42:Kaz ayakları yaş52:kırışıklar yaş62:genişleyen burun düşük göz kapakları yaş72:Beyazlayan saçlar,fırlayan protez dişler gider de gider estetisyenlerde bu sebepten ötürü zenginlerde zenginler... Oyuncak barbilerin cindylerin kadın kişisinin beynine kazıdığı o sütun bacaklar,dik memeler,parıldak gür saçlar o kadar iyi yer etmiştir ki, aynada gördüğü selülitin, başına gelen en kötü şey olduğunu hissetmesi işten bile değildir. Kadın dediğin canlı önce kendisiyle,sonra yırtıcı hemcinsleriyle üstüne de erkeklerle bir hayat mücadelesinin ortasında kıyasıya bir savaş verir. En acemi toy zamanlardır bu zamanlar, herşeye rağmen bu dönem iyi savaş vermiş, kendinden ödün vermemiş kadınlar geleceğin en koyu feministleri olmaya başlamışlardır.Lakin o dönemler farkına varamazlar. Kalp bu dönem daha hızlı atar sanki,çiçek böcek çocuklukla yetişkinlik arası yarı masum bir dönem, hani yalan söylersin de iki gün sonra unutur yalanının dibini deliverirsin:)Erkelerin kızlarla dalga geçerek tatmin olabildikleri dönemleridir.Bir daha ne onlar o kadarıyla yetinecek kadar, nede biz,değil iki gün önce iki yüz yıl önce söylediğimiz yalanı unutacak kadar saf ve temiz olabiliriz.Kurnaz tilkilikten çakallığa bu dönemde geçer insan yavruları. Herkes serpilir güzelleşir zamanla,ilk durum çözümlemeleri bu dönemede yapılır.Misal; aşkın tek bir manası vardır ama cinsiyete göre farklı yorumlanabilir, oğlumuzun bünyesinde yaşadığı bir duyguysa -waaay benim çapkın oğlum denecek ağızları enseye kurdele yapacaktır. kızımızın yaşadığı bir duyguysa "Kızı boş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya"dan başlar "kızını dövmeyen dizini döver"e kadar giden irrite edici yüz kızartıcı bir duygu olur çıkar. Hayatın her alanında dişiliğiniz size her zaman dezavantaj olacak biraz daha tırmalamak zorunda bırakacaktır.Öyle ki okul biter çalışmaya başlarsınız sizinle aynı konumdaki erkeklerden hep daha az maaş alırsınız.Bir kaç kişinin yapacağı işlerin size yüklenmesi de cabası.Büyük annelerimizin zamanında kadının yeri neresiyse şu gün şu saatte hala aynı yerde.Yok diyen beri gelsin.Dün kaynana evinde psikolojik şiddete maruz kalan kadınlar varsa, bugün modern toplumun ortasında iş yerinde mobbing, evde dayak, sokakata taciz var.O gün kü hastalıklı ruhlar bugün hala aramızda, bunu orana vuracak olursak yüzdesi ne olur?ne önemi var, hala haber bültenlerinin yarım saatini kadına şiddet haberleri doldururken. Kadın olmak zordur heryerde, ama bu ülkede biraz daha zordur.Yaşım 30 oldu bir sürü yaşını almış kadının hikayesini dinledim burnumun kemiğinin sızlamadığı bir hikayeye hiç rastlamadım.Anne oluncaya kadarda kadın olmanın artısını görmedim.Ama Annelik öyle birşeyki sanırım buda Allahın bize lütfu dedim. Neyse Feminizm diyorduk değil mi?Feminizm erkek düşmanlığı değildir, kadını toplumda arkaya itekleyip üstünü örtmek isteyen düşünceyle savaştır esasen.Bu noktada karşınıza her zaman erkekler çıkmaz bazen bu zihniyet hemcinslerimizde de zuhur edebilir.İşte benim savaşım bunlarla Umarım bizden sonrakiler bizim,annelerimizin,anneannelerimizin yaşadıklarını yaşamasınlar onlar cinsiyetlerinden ötürü farklı tutum davranış ve yargılanmaya maruz kalmasınlar.8 Mart etkinliklerinde Hülya Avşar gibiler çıkıp "ama dayağı hakeden kadınlarda var"deyip sıçıp batırmazlar...
0 notes