Tumgik
#etkisinde
dilperisanimmmm · 3 months
Text
Tumblr media
Kabe Yollarında
15 notes · View notes
kirazlik · 3 months
Text
Tumblr media
bu fotoya wpde the walking dead dizisinde kacıncı sezonda kaldigimi hatırlamak icin grup mesajlarına bakarken denk geldim temmuz 2023e ait. gordugum ruyaya bakar misiniz LEÖXÖ3LXŞEŞSĞEĞS ben galiba ne izleyecegimi daha dogrusu neye devam edecegimi*** buldum. beni bu ruh halinden sadece ama sadece twd cıkarabilir ❤️‍🩹
7 notes · View notes
aklingolgesi · 3 months
Text
BATI BÖLÜNMESİ: AYNI ANDA ÜÇ PAPA OLUR MU? | MESELE
Papa, yani Katolik dünyasının babası… Peki, bir evde üç baba olursa ne olur? Evet, Hıristiyanlık tarihinde öyle bir dönem oldu ki aynı anda 3 tane papa birden vardı. Peki, nasıl oldu bu? Hangi olay bu duruma yol açtı? Hıristiyan dünyasında nasıl etkileri oldu? Bu karışıklık dönemi nasıl sona erdi? Gelin videonun devamında Batı Bölünmesi dönemini hep beraber inceleyelim.  (intro)            …
0 notes
applee--pie · 5 months
Text
çok iyidi
1 note · View note
zencefil · 6 months
Text
günaydın dünya değerli bir yer olsaymış yahudilere zerre miktarı su içmelerine müsaade edilmezmiş
0 notes
nevzatboyraz44 · 2 months
Text
Nerede bu cemaatler, vakıflar, dernekler?
Kilis’te görev yapan doktor arkadaşım, Kayseri’de Suriyelilere linç girişimi olduğu gece hastanede nöbetçi olduğunu, çok sayıda Suriyelinin dövülmüş, yara bere içinde acile geldiğini, korku ya da ümitsizlikle hiçbirinin şikâyetçi olmadığını, “düştüm” diyerek olayı geçiştirdiğini söyledi.
Kilis’teki gibi, Türkiye’nin başka il ve ilçelerinde o gece ve sonrasında Suriyelilere neler yapıldığını bilmiyoruz. Bildiğimiz şu: Toplum, Suriyeli misafirlere karşı kışkırtılmaya çok müsait bir noktaya geldi. Kayseri kıvılcımının sebep olduğu yangındaki hasarı bilmiyoruz ama yeni bir kıvılcımın gözlerini kan bürümüş caniler eliyle büyük bir cadı avına, korkunç bir katliama dönüştürülmesi an meselesi.
Suriyeli misafirlerimizle ilgili hakikatin tersyüz edildiği bir algı cehenneminde yaşıyoruz.
Ulusalcılar, Türk ve Kürt ırkçıları, mezhep taassubuyla Esed ve rejimini savunanlar, İrancılar, Esed ve İran’ınkiler başta olmak üzere ajan-provokatörler Suriyeli misafirlere kategorik olarak karşılar ve en başından beri aleyhte yoğun propaganda yapıyorlar. Toplumun geniş kesimleri de bu propagandanın etkisinde kalarak bir kıvılcımı yangına dönüştürecek öfke ve nefret biriktiriyorlar.
Defalarca yazdım ve söyledim, tekrar edeyim: Suriyeli misafirler Türkiye’ye yük değil, tam tersine yük alıyorlar.
Suriyeli misafirler, örneğin, Türkiye ekonomisine eşsiz katkı sağlıyorlar. Suriyelileri bugün toptan gönderseniz, sanayi, küçük ölçekli işletmeler, tarım ve hayvancılık ciddi işgücü krizine girer.
Suriyeli misafirler asıl demografik yapımızda denge unsuru oluyorlar. Bakmayın Türk gibi, Türkçü gibi görünüp toplumu kışkırtanlara. Türklüğün; terörle desteklenen Kürt ırkçılığına, İran’ın Şii yayılmacılığına, Batılılaşma adı altındaki asimilasyona karşı muhafazasında Suriyeli misafirler yanımızda duruyorlar. Her Müslüman Türk değildir ama Türk, Müslümansa Türk’tür. Türk olduğunu iddia eden bir ateist, Şamanist, Tengrici vs karşısında, Müslüman bir Suriyeli, tıpkı Müslüman bir Kürt gibi bize daha yakındır, çok daha fazla bize benzer, çok daha fazla bizdendir. Vicdanınıza sorun: Türk olduğunu iddia eden, ateist, Şamanist ya da Tengrici, kalbi kararmış, kötülük hücrelerine işlemiş, zır cahil biriyle, dürüst ve Müslüman bir Suriyeliyi yan yana koysanız ve tercih yapmak zorunda olsanız hangisini seçerdiniz? Tercihte zorlanmayacağınıza eminim ama yine de zorlanan varsa, Selçuklu’ya, Osmanlı’ya bakabilir, ya da Cumhuriyet dönemi mübadele tercihlerini inceleyebilir.
Suriyeli misafirlerimizle ilgili olarak ümmet bilinci, kardeşlik hukuku, ortak kültür, ortak tarih, ortak inanç gibi hususları hatırlatmaya bile gerek yok.
Peki, bütün bunlara rağmen, kötülüğün algısı neden hakikati ve iyi olanı bastırıyor?
Suriyeli misafirlerin muhafazası konusunda cemaatlerin, vakıfların, derneklerin, kanaat önderlerinin, matbuatımızın, edebiyatımızın, eli kalem tutanlarımızın neden ağzını bıçak açmıyor?
O kadar imkâna, güce ve etkiye rağmen, meydan neden bir avuç ırkçıya, birkaç ajan-provokatöre bırakılıyor?
Sadece ümmet anlayışı, Müslümanların bir elin parmakları gibi birbirinin kardeşi olması hakikati bile harekete geçmeye yeterliyken, saydığım o kadar faydayı da gözeterek, neden çıkıp cesaretle topluma telkinde bulunulmuyor, gerçekler anlatılmıyor?
Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı bu meselede neden daha etkin olmuyor?
Mesela siyasetçiler, bakanlar, milletvekilleri neden Suriyeli misafirler konusunda tek başına mücadele veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yük almıyor?
Linçten mi korkuluyor? Sosyal medyadan gelecek küfürlerden mi çekiniliyor? Hani Allah yoluna, hakikat yoluna can feda idi? Bugün konforundan taviz vermeyen, yarın ihtiyaç olursa canını gerçekten verir mi?
Suriyeli misafirler bizim için büyük ve eşsiz imkân. En başta büyük Türkiye sofrasının bereketini artırıyorlar. Her misafir gibi, bir alırlarsa on bırakıyorlar. Allah bize onları misafir etmek ve korumak gibi gerçekten büyük bir rütbe bahşetmiş. Bu hakikati görmeyen ve gereğini yapmayan ziyan içindedir.
Suriyeli misafirlere karşı toplumda gerilim bilinçli, planlı şekilde yükseltiliyor. Allah’a ve “bereket” kavramına inancı olan herkes, bu tehlikeyle mücadele etmek zorundadır.
Aydın Ünal
22/07/2024 Pazartesi
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
85 notes · View notes
cialis--100-mg · 1 month
Text
Tumblr media
Cialis 100 mg
Cialis 100 mg , erektil disfonksiyon yaşayanlar için güvenilir bir çözüm sunarak erkek sağlığı manzarasını dönüştürdü. Aktif madde tadalafil içeren benzersiz formülü, yalnızca cinsel performansı artırmakla kalmaz, aynı zamanda yakın ilişkilerde kendiliğindenliği de teşvik eder. Cialis'in güzelliği, uzun süreli etkisinde yatar; etkileri 36 saate kadar sürebilir ve çiftlerin zamanlama konusunda endişe duymadan yakınlık anlarını kucaklamalarına olanak tanır; bağlantı ve arzunun geliştiği bir atmosfer yaratır.
Dahası, fiziksel iyileştirmenin ötesinde, Cialis 100 mg duygusal refahı önemli ölçüde etkileyebilir. Birçok erkek, bu ilacı rutinlerine dahil ettikten sonra özgüven kazanma ve yaşam sevincini yeniden keşfetme deneyimlerini paylaştı. Bu sadece bir hap değil; romantizmi yeniden canlandırmak ve mevcut bağları derinleştirmek veya yeni bağlantılar kurmak için bir şans sunuyor. Bu dönüştürücü gücü anlamak çok önemlidir; bu, yalnızca tıbbi bir durumu ele almaktan ziyade kişisel güçlendirme ve ilişkilerde uyum sağlamakla ilgilidir. Cialis 100mg ile kendinizi güçlendirin ve hayatın sunduğu her ana güvenle adım atın!
43 notes · View notes
insanzee · 7 months
Text
Bugün size uzun yıllar önce izleyip etkisinde kaldığım ve tekrar izleyeceğim bir filmi önermek istedim. 2004 yapımı eski bir film izleyeneniz vardır muhakkak. Aldığı ödülleri hak eden güzel bir film. Konusu ise özgürlüğüne düşkün bir gencin geçirdiği kaza sonucu felç olup yatağa mahkum olması ve ölüm hakkı için verdiği hukuksal ve psikolojik mücadele... Gençliğim de bile üstünde durduğum, bu yaşlarım da ise kesinlikle bi hak olduğunu düşündüğüm ÖTANAZİ.. hiçbir sağlık sorunum yok, hastane yüzü bile görmedim ama olursa ve benim çektiğim acılar bir yana(yük olacağım kimse kalmasa da) birilerine yük olmaktansa bu yöntem bence güzel bi tercih.. Siz ne dersiniz? düşüncelerinizi merak ediyorum, yorum veya iletide söylermisiniz.
Son olarak, javıer bardem'in oyunculuğu, filmin konusu, ispanyolların bu tür filmlerdeki başarısını izleyince siz de takdir edeceksiniz.
Keyifli seyirler, iyi geceler.
Tumblr media
34 notes · View notes
emirproy · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
CAMIMA VURAN BAHAR DAMLALARI💙🩵
Bayram.. Kabuslarla geçen bir gecenin ardından duygu dolu bir sabaha uyandım. Andromeda ile uyandım. Uyandırdı ama kabus etkisinde olduğum için kapattı sonra kabus görmeye devam ettim. Çok kötü uyandım ama içimde zaten bir hüzün vardı. Şanışer'in Cinayet şarkısındaki 'Büyümek demek ailenden uzakta geçirmek midir her sene bayramları' sözünün hüznü vardı. Yine ailemden uzak bir bayram. Bu kaç oldu bilmiyorum ama saymıyorum artık çünkü daha çok hüzünleniyorum. Annemi çok özledim...
İçimde bu hüzün varken dalıp gidiyordum uzaklara. Hayallerime minik tebessümlerle eşlik ediyordum. Tam o sırada arkada tınıları ruhumu okşayan ve ruhumu güldüren Badem'in Sen Ağlama şarkısı çalıyorken, gözlerim dolu doluyken camıma birkaç yağmur damlası çarptı. O esnada kapandı birden gözlerim ve bıraktım kendimi. Keşke hâlâ oradaki masumluğumla, saflığımla kalsaydım. 'Sen ağlama, bir damla göz yaşın yeter. Sen üzülme gülüm, gamzende güllerin biter. YOLLARIMA TAŞ KOYSALAR DÖNECEĞİM, GÖZLERİNDEN YAŞLARINI SİLECEĞİM. GÜZEL YÜZÜN YANAKLARIN ISLANIR.'💙
Bugün aylardır tınılarını duyunca bile refleks olarak direkt kulaklarımı kapattığım, beni her şeyden çok korkutan ve dinlemediğim bütün şarkılarımı sıralayıp Andromeda'ya söyledim. Uzun zaman sonra ilk defa gerçekten korkmadan, çekinmeden dolu tebessümlerle, hayallerimle, kollarımı açarak ve dans ederek şarkılarımı söyledim. En çok Badem'in Sen Ağlama şarkısını.
O küçücük odada derin sessizlik var ya, o sessizliği şarkılarımla doldurdum bugün. Hüznümü ve hasretimi büyük bir tebessümle haykırdım. Özelimdi💙
HÜZÜN, KEDER YÜREĞİME YASLANIR..
Teşekkür ederim. 🩵💙
30 notes · View notes
virangezegeni · 17 days
Text
ruhu doyurmak bir secdeye bakıyor yemin ederim bin kutu antidepresan etkisinde.
10 notes · View notes
lanausee44 · 1 year
Text
Tumblr media
Orson Welles, hayatı boyunca, henüz çocukken yüksek sesle okuduğu Shakespeare'in etkisinde kalmıştır. Onun bir olaya veya bir duruma kuşbakışı bakma yeteneği, yalnızlık üzerine her bir kelimesi bütün dünyayı sorgulayan, zaman ve mekân kavramlarının silinip gittiği kozmopolit, felsefi ve ahlâki diyaloglar yazma yeteneği kimsede yoktur.
Hayatımın Filmleri, François Truffaut...
73 notes · View notes
34-10 · 1 year
Text
Bazen Gülersin , Mutluymuş gibi..
Bazen Seversin , ilk kezmiş gibi ..
Her seferinde gidenin arkasından ağlarsın , Sanki değermiş gibi..
Bazen susarsın , son kezmiş gibi..
Bazı şeylere inanirsın , Sanki doğruymuş gibi..
Sonra uyanırsın , gerçekmiş gibi..
Etkisinde kalırsın , O rüyadan kovulmuş gibi..
En sonunda Anlarsın Canımın içi YANILMIŞSIN her zaman olduğu gibi...🥀
Tumblr media
79 notes · View notes
mnsrykt · 4 months
Text
"Namazı, eğilip kalkma hâline getiren anlayışı neden reddediyoruz? Çünkü namaz, eğilip kalkmaktan çok, bir anlayı��ın ve kulluğun simgesidir. O anlayış, hayata yansımıyor olduktan sonra, seccade başında namaz hareketlerinin tekrarlanmasını yeterli bulmuyoruz, böyle bir namazın sahibini de kınıyoruz. Aynı şey bayanın tesettürü için de geçerlidir. Eğer tesettür, bayanı daha cazip hâletirmek içinse söylenebilecek bir söz yoktur. Hayır, tesettür bayanı mahremlerinin dışındakiler için cazip olmaktan korumak içinse o zaman neyin tesettür olduğunu iyi tahlil etmemiz gerekmektedir. Zira tesettür, Müslüman kadının önünde mübahlardan bir mübah değildir. Bilakis ibadettir. İbadet ise şeklini kulun belirlediği eylemin adı değildir. Nasıl namazı biz yaşadığımız çağın şartlarına göre şekillendiremiyorsak namaz gibi bir farz olan tesettürü de zihinlerimizi şekillendiren anlayışların etkisinde bırakamayız."
14 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 3 months
Text
Suriyeliler bizim neyimiz olur?
Kör parmağım gözüne menfur bir provokasyon radikal bir biçimde ‘içyüzümüzü’ görmemizi sağladı dersek hiç de abartmış olmayız.
Ne acıdır ki böyle bir netice doğurdu mezkûr iç savaş provası…
Bundan sonrasında yazacaklarıma burun kıvıracak olanlar kadar, bütünüyle karşı çıkanlar da olacaktır. Hatta sosyal medyadaki meşhur tabirle “linç” yemem işten bile değil.
Lakin bu böyledir diye bir kalem erbabı olarak şahitlikten kaçacak değilim.
Bunu, inancıma ve şahsiyetime karşı bir vazife addediyorum.
Yanılgıya düşmüş iyi niyetli insanların kanaatlerinde müspet bir değişime vesile olmak, bu yazının hedefine varması için yeterlidir.
Evet, gelelim “içyüzümüze” dair gördüğümüz yakıcı gerçeklere…
Suriyelilerle ilgili yapılan dezenformasyon ve antipropaganda öyle boyutlara varmış ki, çok makul ve aklı başında diye nitelenebilecek insanlar bile bu propagandanın etkisi altına girmiş durumdalar.
Yakından tanıdığım ve samimiyetinden şüphe etmediğim bir arkadaşın “Artık gitmeliler” demesi üzerine farkına vardım bu gerçeğin.
“Sana ne zararı var Suriyelilerin?” diye soracak oldum.
Önce durdu ve sonra kem kümler eşliğinde “işlenen suçlar”, “yük oluyorlar”, “yerlilerin iş bulması zorlaştı” gibi aslı astarı olmayan birtakım gerekçeler ileri sürdü.
Peki, bu gerekten böyle mi?
Tabii ki hayır!
Şaşırdınız mı bu cevaba?...
Öyleyse istatistiki veriler ve piyasa gerçekleri ışığında anlatayım izninizle…  
Suriyeli mültecilerin suç işleme oranları, Türkiye’de ülkenin yerli nüfusuna kıyasla çok daha düşük. Öyle ki bu, Türkiye’nin uluslararası karşılaştırmalardaki oranını bile aşağıya çekiyor.
Yani Suriyelilerin ‘bir suç makinası’ gibi takdim edilmesi insafsızlıktan öte bir şey…
“Suriyeliler hastanede sıra beklemiyorlar, seçimlerde oy kullanıyorlar, vergi vermiyorlar, üniversitelere sınavsız giriyorlar” gibi külliyen yalan olan uydurmalar bir yana başta sağlık giderleri olmak üzere göçmenlere yapılan yardım ve desteklerin önemli bir kısmı Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Ofisi (ECHO) tarafından sağlandığı için ‘yük oluyorlar’ iddiası da mesnetsiz...
Bu, Türkiye’nin bu insanlara destek ve yardım yapmadığı anlamına elbette ki gelmiyor lakin iddia edildiği gibi bir durum da kesinlikle söz konusu değildir.
İş bulma meselesine gelince.
Hakikat şu ki Suriyeliler, çoğunlukla yerli halkın yapmaya tenezzül etmedikleri işleri çok daha ucuz bir bedelle yapıyorlar.
Bir iş adamının bu yöndeki tanıklığı aynen şöyle:
“Pandemiyle başlayan ve savaşla devam eden kriz sürecinde eğer Suriyeliler olmasaydı tekstil sektörü batardı…”
Bununla birlikte şöyle bir husus daha var;
Türkiye’de gerek zorunlu eğitim nedeniyle ve gerekse de beğenmeme nedeniyle ‘çıraklık’ ve ‘kalfalık’ alanında zannedilenden çok daha fazla bir gerileme yaşandı.
Özellikle de zanaat erbabı yok olma aşamasında.
Suriyeliler bu alana da canlılık kazandırarak önemli bir boşluğu dolduruyorlar.
Bütün bunlara, zengin Suriyelilerin öz kaynaklarını Türkiye’ye aktararak sıkıntılı süreçlerde ‘sıcak para’ girişi sağladıkları gerçeğini de eklediğimizde, şikâyet edilen hususların dedikodudan öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkıyor.
Bu husustaki en büyük sorunumuz, ırkçılar ve bunlardan etkilenen insanların gösterdikleri haksız reaksiyondur maalesef.
Mütedeyyin insanların bile aynı anafora düştüğü bu zorlu süreçte;
“En zor günlerinde Suriyeli muhacirlere ensar olmanın onurunu göğsümüzde bir şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacağız. Buna gölge düşürecek, 13 yıldır ülkemizin şefkat şemsiyesi altında olan mazlumları sıkıntıya sokacak hiçbir eyleme girişmeyiz.” diyen Erdoğan’dan başka, bu mazlum halkı savunan neredeyse hiç kimse kalmadı…
Şaka yapmıyorum, başta Göç İdaresi olmak üzere birçok kurum ve bürokrasinin kahir ekseriyeti, bu faşist terörün etkisinde ve zulme varacak her türlü zorluğu dayatmada tereddüt göstermiyorlar. 
Netice itibarıyla, gelişmeler bu hızla devam ederse masum çocukların bile maruz kaldığı travmatik hadiseler bizi sadece insaniyet sınavında değil, maddi anlamda da kaybedeceğimiz bir noktaya taşıyacaktır.   
Şu bir gerçek ki gazetemizin genel yayın yönetmeni Merve Şebnem Oruç Hanımefendi’nin de sıklıkla ifade ettiği gibi; “Nasıl başlarsa başlasın, her zaman nasıl bittiğiyle hatırlanırsın!”
Diriliş Postası
Yazar : Nihat NASIR 08.07.2024 08:04
43 notes · View notes
yurekferahligi · 11 months
Text
emrah abi ve nazan ablanın bize yaptıkları iyilikleri unutamam sadece bize değil öyle iyi insanlar ki ikisi de. vefat eden bebeğin ikizi olan bebek eşimin teyzesinde yani anneannesinde kalıyor onun burnu bile kanamamış bir tane çiziği yok vücudunda. cenazeden sonra herkes memlekete evine döndü eşim biz buradayız dedi. aybars’a bir sürü şey almış. onunla ilgilendik. oyunlar oynadık o güldükçe güldük biz de. teyzenin kafasının dağılması için eşime dedim siz teyze yeğen oturun ben bir şeyler hazırlayayım o arada bir şeyler yaptım. kimse iyi değil ama o çocukların boğazından bir şeyler geçmesi lazım. aybars o kadar akıllı bir bebek olmuş ki biz görmeyeli abim ablam ne güzel eğitmiş şaşırdık. Fatih yoğurt almaya gitti gelince elinden yoğurdu almış bana getiriyor ya sen nasıl taşıyorsun onu kurban olurum. bir gece öncesinde de oradaydık aybars uykusunda sürekli sıçrıyor yaşadığı kazanın etkisinde muhtemelen, ben de hızlı hızlı salladım nazan ablayla böyle sallardık o alya’yı ben aybars’ı. eşim geldi sonra aybars’ı koklayıp ağladık. bizim ilçenin haber sitesinde bile alya kurtarılamadı diye haber var daha ablam abim bilmiyor annesi babası bilmiyor herkesin öğrenmiş olmasını yediremiyorum. cenaze arabası evlerininin önünden geçti biz de arkadaydık. minicik bir beden. mezarlık evlerine çok yakın herkes döndü annesi babası bilse onu orada hemen bırakır mıydı. bugün eşimle konuşuyoruz. nazan abla hamile olduğunda bir tane bebek olduğunu düşünüyorlardı Allah onlara iki tane nasip etti ve yaklaşık 2 yıl boyunca bir meleğe baktılar. hem öyle güzel baktılar ki 3 çocuğa bir kadın bir adam nasıl bu kadar özenle bakıp eğitebilir herkes gördü. şimdi cennette onları bekleyen biri var. biz böyle yüreklerimizi ferahlatıyoruz ama anne babası için öğrendikten sonra bunları düşünmek çok zaman alacak. biz hep yanlarında olacağız. Atlas yine Fatih dayısını aile resimlerine çizerken ekleyecek.
37 notes · View notes
insanzee · 1 year
Text
Tumblr media
Dün terasta kitabımı aldım vantilatörü yatağıma sabitleyip uzandım biraz okuma yaparken tatlı bi uyku geldi uzandım biraz şekerleme yapayım derken bi saat kadar uyumuşum☺️ bi uyandım ki saç, sakal ıslak yatak, kitap su içinde 😂 hayırdır lan deli nasıl bi rüyaydı ki bu denli etkisinde kaldın dedim😁 meğerse yağmur yağmış tüm teras ıslak😂 benim günahım yokmuş yani😊 her neyse biraz üşütmüşüm gidip favori ilacım aspirinden bir kutu alayım dedim herif barkodu okuttu ve demesin mi 65 tl 😲 efenim siz onu bir daha öttürün bi yanlışlık var galiba dedim ama yok, gerçekler böyle acı işte😊 bayım o sizde kalsın ben bir daha o tip rüyalar görmem aspirinede o parayı vermem dedim😁 yok lan öyle bişey demedim tabiki de😂
Şaka bi yana işte böyle dostlar ben şok oldum. bu nedir lan aspirin olum aspirin lan kanser ilacı değil. Ülen makarnacılar hep sizin yüzünüzden bunlar bak memleketi ne hale getirdiniz😡 eliniz mi kırılsın kafanız mı kırılsın artık siz düşünün😠
30 notes · View notes