Tumgik
#istinaf
gazetelinkmedya · 2 years
Text
İstinaf, Gezi Parkı Davası'nda verilen cezaları onadı
İstinaf, Gezi Parkı Davası’nda verilen cezaları onadı
İstinaf, Gezi Parkı Davası’nda verilen cezaları onadı Gezi Parkı Davası’nda, Osman Kavala ve 7 kişi için verilen hapis cezaları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi tarafından onandı. Osman Kavala için ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı, 7 kişi için ise 18’er yıl hapis cezası verilmişti. İstinaf mahkemesi, Gezi Parkı Davası’nda verilen cezaları onadı. Osman Kavala için…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Text
İmamoğlu davasında savcının istinaf dilekçesi ne anlama geliyor?
İmamoğlu davasında savcının istinaf dilekçesi ne anlama geliyor?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret iddiasıyla, hapis cezası ve siyasi yasak talebiyle yargılandığı davada geçen günlerde karar çıktı. Mahkeme heyeti İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Kararın İstinaf ve Yargıtay tarafından onanması halinde İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek.  Öte yandan, nihai kararın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
baybaykus · 10 months
Text
Tumblr media
Film senaryosu değil Türkiye: Savcı, polis, imam, milletvekili herkes işin içinde...
İş insanı Fehmi Öztürk, 2014 yılında Fırat Muşlu ile ortaklık kurdu, 2017 yılında bu ortaklığa son vermek istedi. Ancak ortağı uzlaşmaya yanaşmadı.
Uzlaşma olmayınca eski AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in ve Süleymancılar cemaatinden bir imamın bulunduğu 5 kişilik bir heyet görüşme için Öztürk'ü çağırdı.
Silahlı adamlarının gölgesinde yapılan görüşmede, imzalatılan tarihsiz belgeler ve senetlerle Öztürk, 360 milyon dolar değerindeki kentsel dönüşüm ve AVM projesini devretmek zorunda kaldı.
Mal varlığı elinden giden Öztürk hakkını mahkemede aramaya karar verdi, devreye Süleyman Soylu’nun eniştesi Abdulkadir Işık girdi. Öztürk'e mali polislere 1.5 milyon para dağıtılarak davasının kapatılmak istendiğini, kendisinin bu işi çözebileceğini ancak paranın %10'unun gideceğini söyledi.
Bu görüşmeden kısa süre sonra Öztürk öldüresiye dövüldü. 7 saat süren ameliyat sonrası bir gözünde kalıcı görme kaybı oluştu.
Ancak iş burada bitmedi. Öztürk'ü darp eden Cem Özmüş Kartal'da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. Özmüş’ün öldürülmesine yardım eden İhsan Boyabat ise etkin pişmanlıktan yararlanmak için İstanbul Anadolu Adliyesi’ne giderken öldürüldü.
Malvarlığı elinden alınan Fehmi Öztürk hakkında dava sürerken, hazırlanan bilirkişi raporunun da sahte olduğu ortaya çıktı. Sahte bilirkişi raporunda imzası olduğu belirtilen Cumhuriyet Savcısı Erkal K. hakkında soruşturma açılması için HSK'ya dosya gönderildi.
Mahkeme, Özütürk’ün mal varlığının iadesine ve imzalatılan senetlerin geçerli olmadığına karar verdi. Ancak, beş kişilik heyet ve Fırat Muşlu bu kararı istinaf mahkemesine taşıdı.
(BirGün - İsmail Arı)
5 notes · View notes
keemlenyekun · 1 year
Text
Kod 37: Tiklenme sorunsalı
youtube
Sevgili defter,
Merhaba.
Yürüyorum dikenlerin üstünde.
Kara çalı bana aman vermiyor.
Bu kod SGK işten çıkışlarda kullanılan ibarelerden birisi. İşveren sigorta dökümünde açıkça görüyor ve diyor ki bu kod 37 (ve 36). Evet Kod 37: kamu görevinin KHK nedeniyle sona ermesi.
İşveren korkudan iş verebilir mi peki? Cesur işverenler var. Tınlamıyor. Ama misal ben hamallık için başvurduğum iş yerine kod numaram sebebiyle kabul edilmedim. Hamallık. Depoda hamallık, sayın defter.
Toplumda daha nasıl dışlanabilirim? Yeter mi sence.
Avukat olduk ya gidip Vakıfbanktaki hesabımı açayım, kredi kartı talep edeyim, adresimi iş bilgilerimi ve şubemi değiştireyim dedim. Talebim reddedildi. Sebep: hesap blokeymiş. Neden? Neden yok. Memur diyor ki siz mahkeme süreci mi yaşadınız? İhraç olduk, terör örgütü üyeliğinden yargılandım. Beraat ettim. Ondan olabilirmiş. Beraat kararlarını, istinaf onamasını attık merkeze, cevap bekliyoruz.
Benim devlet anlayışım bu değil. Benim açımdan devlet görünmeyen olmalıdır, hayatımın hiç bir evresinde devletin soluğunu hissetmek istemiyorum. Devletin varlığını reddetmiyorum, ancak soluk devlet istiyorum. Tam liberalizm. Devlet vergisini alsın bir kaç kamu hizmetini yapsın. Kamu hizmetini de dar anlamda sayıyorum. Güvenlik yargı ve biraz sağlık. Eğitimin bile bir kaç çerçeve dışında tamamen serbest olması gerektiği kanaatindeyim. Bu devlet düşüncemin tamamen hayal olduğundan bahsetmem gerekiyor. Hayal kurmak bedava neticede. Biraz ABD tipi bir devletleşme. Adına eyalet sistemi de denilebilir. Ama aslında hayalim tam bir Osmanlıcılık. Merkezi devleti bir kaç genel vergi ve ulusal güvenlik konusu dışında görmek istemiyorum. Benim de devlet anlayışım bu. Yerel yönetimi de görmek istemiyorum. Tabi ki hayal her birisi. Hele ki tüm dünya daha da merkezileşirken tamamen ütopya. Devletlerin merkezileşmesini de güvenlik endişeleri sebebiyle anlıyorum. Ama napalım hayal de mi kurmayalım.
Gerçeklere dönelim. Kredi kartı çıkaramıyorum, devlet ensemde. ahahahah. Damardan devlet almışım o derece. İşe giremiyorum.
Stajımı yapacak avukat bulamadım yahu. Bak bu da güzel hikaye. Bir avukatın yanına gittim imza almak için. Kamu avukatlığına başvuracakmış, malum devlet işiymiş. Gülmek ve sinirlenmek. İşte hayatımın özeti. Teşekkür ettim. Bu ülkenin yahudisi oldum. Tanıl Bora'dan linç dersi aldım ben. Yaşamak da başka seviyeymiş.
Kolumda kod 37, elimde fişlenme belgesi.
Hadi güleyim ama sinirli joker gülmesi. Delirmek. Delirmek güzel iş.
Yıl 2016. Aylardan şubat. Odama hala görevde olan bir meslektaş geldi. Oturup muhabbet ettiğim bir arkadaşımdı. Elinde bir kağıt. İsimler yazıyor bizim dönemin. Bazılarının karşısında tik işareti var. Dedi ki dernekten arkadaşlar şunu yapmamı istedi ama ben bunu yapamam, bu şerefsizliği yapamam dedi ve kağıdı yırtıp attı. Kağıdın yırtılmadan önceki halinde tikli olan 7 arkadaştık. 7 arkadaş aynı listeyle ihraç olduk. O zaman gülmüştüm. Bu adamlar delirmiş dedim o arkadaşa, ama hakimlik teminatı var dedim. Sinirlenmemiştim. Komik gelmişti. Çok komik. Neye göre "cemaatçiydim" ki ben. Kime göre? Akademide İyuk'ta yapılan saçma salak değişiklikleri eleştirdiğim için mi? (Cemaatçi diye önceden belirledikleriyle oturup muhabbet ettiğim için mi?)
Dönemde canciğer olduğum arkadaşlarım beni fişledi sayın defter. Düğünlerine 1000 km yol yapıp gittiğim adamlar beni tiklemiş. Mahkeme arkadaşlarım tiklememiş, çünkü mahkemede hukuki olmayan hiç bir yorum yapmadığımı biliyorlardı. Eeee dernek üyesi de değildik. Reddediyordum dernek, cemaat ya da bilmem ne ise işte. Hakim adam hele ki bu ülkede tuttuğu takımı bile açık etmemeli. Evet özgürdür kişisel alanıdır eyvallah. Ama bizim ülkemiz normal bir ülke mi? Böyle düşünüyordum. Bu düşüncemi açıkça odamızda AKP milletvekili listelerini değerlendirip arkadaşlarını arayan eski AKP ilçe başkanına da söyledim. Burası yeri değil dedim. Dedim de ne oldu amk. ahahahah. Kredi kartı çıkaramıyoruz. Hayatımın içine edildi. Ahahahah. Hakimlik yalakalık yeri değildir. Yalakalık yapacak adam hakim ya da savcı olamaz güzel kardeşim. Gitsin avukat olsun, para için yapsın yalakalığını. He onu da yapmasın. Onurlu bir avukat yapmaz çünkü. Ama hakim veya savcının mesleğinin olmazsa olmazı.
Yüzlerine sormak isterim: sevgili H., Sevgili B., Sevgili A. Sevgili S., beni neden tiklediniz la? Hangi sebepten? cemaatçiler gibi sürülen polisler hakkında olmadık karar mı verdim? (O da başka saçmalıktı, o hakimler de başka bir salaklık içinde geziniyorlardı.) Bırakın cemaatçiliği ağzımdan günlük siyasete dair tek kelime çıktı mı acaba? Ben o zaman haberleri takip etmezdim. Takip ettiğim tek gazete resmi gazeteydi. Ulan beni neden tiklediniz? Değdi mi? Çoğunuz 4-5 yıl önce başkan oldunuz? Değdi mi? Hayatımın içine sıçıldı.
Toparladık elhamdülillah.
Kara çalı bana aman vermiyor ki amk.
Peşini bırakmıyorlar ki insanın. Saçma sapan bir kredi kartı meselesi nereye getirdi beni.
Joker kahkahası.
Dolduk, bazen bardağın kenarından biraz dökmek gerekiyor. Yoksa bardak taşacak, taşana yazık olacak. Taşmasın bardak diye ara sıra döküyoruz kenarından.
Beni bu dökülenler yüzünden bağışla sayın defter.
Yazmak gerekiyor uzun uzun.
Yürüyorum dikenler üstünde.
Dilekçelerde görüşürüz.
Vesselam.
5 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Keder Coğrafyası
Tumblr media
Kendini nereye kadar tekrardan var edebilir ki bir menzildeki hukuksuzluk? Hakkaniyetin ayaklar altına alındığı, hak kadar hukukun da lağvedilip, perişan olunduğu bir zeminde ol gasp tahayyülünün aralıksız yeniden var edilmesinin yolu sıradan insanlar için ezadan bir başkası olabilir mi? Cerahat ile ceberut aklın, biyopolitik, bedene ve akla yönelik müdahil olma hallerinin tam teşekküllü eylem ve kararlarının hemen ardılı bu hukuksuzluğu belirli bir sabit kılarken bu ülkede hayat ne haldedir, her nereye yollanmaktadır. Düzenin varlığı kesin / kati bir biçimde savunageldiği cerahat ile cürmün yan yana hallerinde hukukun ol nihai gasbı da şekillendirilir. Bugünün ülkesinin cerahat erki eliyle savrulduğu güzergah, bütünüyle açmazların arasında, her günün bir araf kılındığı zeminde bir dolu, hep dolu bir halle doludizgin bir yıkıcılığı imgeler. Hayatın hakkaniyetsizce yerle bir olunmasının tam teşekküllü suretinden mülhem bir yapının ak parti ile birlikte bu sahnede sabit olunması da cabasıdır artık.
Düpedüz, yalın ve hiç amasız bir noksanlaştırma edimi üstünden yönlendirmelerle birlikte bu hayat eriminin, hukuktan ayrıştırılması söz konusu edilir. Neyin hesabı verilmiştir ki iş bu sahnede! Sahiden neyin, hangi yaranın akıbeti tam olarak belirlenmiştir ki! Laf ola beri gele değil, giderek yozlaşan, çürüyen, hakkın da hukukun da alt edildiği bir zeminde safi lafı güzaf kılınmış olagelen adalet mefhumunu kim nasıl düzeltecektir ki. Her yandan bir yara, her güne içkin kılınmış bir cerahat hali, bitimsiz bir tahakküm, sonsuz bir tehdit hiç kesintisiz bir nefret güncellenirken nerededir, kim verecektir bunca fenalığın hesabını hiç ama ve fakatsız. Bianet’ten aktaralım: “Diyarbakır’da 2017 Newroz kutlamaları sırasında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'u “kasten öldürmekten” yargılanan polis Y.K. beraat etti.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararının ardından Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yapılan yargılamada mahkeme kararını açıkladı.
MA’nın haberine göre, İstinaf Mahkemesinin "Kurkut'un öldürülmesinde silah kullanma koşullarının oluştuğu" değerlendirmesi yaparak, Y.K.’ya verilen beraat kararının kaldırılarak "ceza verilmesine yer olmadığı" dair yeni bir hüküm tesis edilmesi yönünde verdiği karar sonrası yeniden başlayan yargılamada, "polise ceza verilmesine yer olmadığı" kararı çıktı.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, 5271 sayılı CMK'nın 223/3-4 maddesinde düzenlenmiştir. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı beraat kararı mahiyetinde değildir, fiil suç teşkil etmesine rağmen faile belli nedenlerle ceza verilmemesi sonucunu doğuran nihai bir karardır.
“Yanlış sanık” savunması
Bugün Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen karar duruşmasına, sanık polis ve Kurkut'un kardeşi, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılırken, Kurkut ailesinin avukatları Serdar Çelebi ve Mehmet Emin Aktar ile sanık avukatı Ahmet Fırat duruşmada hazır bulundu.
Savcı, celse arasında İstinaf Mahkemesinin kararı doğrultusunda "ceza verilmesine yer olmadığı" hükmünün kurulmasını istedi. Sanık polis Y.K., suçlamaları kabul etmeyerek, "Yanlış sanık yargılanıyor. Dosya soruşturması gerçek anlamda yürütülseydi, gerçek sanık ortaya çıkardı" dedi.
İlk alınan bilirkişi raporunda, Kurkut'u öldüren kurşunun müvekkilinin silahından değil başka bir silahtan çıktığının tespitinin yer aldığını ifade ederek, dosyanın Terörle Mücadele Şubesine gönderilmesinden sonra durumun değiştiğini söyledi.
Avukat Fırat müvekkili hakkında her "ceza verilmesine yer olmadığı" yönünde hüküm kurulmasını istedi.
“Amaç dosyayı cezasızlıkla kapatmak”
Adaletin yerini bulmasını istediklerini belirten Kemal Kurkut'un kardeşi Cihan Kurkut, dosyadaki deliller ve olaydaki fotoğrafların nasıl meydana geldiğinin belli olduğunu ifade ederek, sanığın cezalandırılmasını istedi.
Dosyanın tipik bir cezasızlık dosyası olduğunu dile getiren Kurkut ailesinin avukatı Serdar Çelebi, “Failin polis olduğu, maktulün Kürt olduğu, sıradan bir yargılama. Gönül isterdi ki fail tespit edilsin yargılama yapılsın ancak ilk baştan beri tüm taleplerimiz reddedildi. Böylesi bir davada keşif talebi nasıl reddedilir? İddia ediyorum, keşif yapılmadığı için heyetin hiçbir üyesi sanığın nerede durduğunu, maktulün nerede durduğunu bilmiyor. Maktule en yakın polis Onur Mete, 'Ben maktulün kendimi patlatırım dediğini duymadım' diyor. Ama maktule uzak olanlar 'Biz duyduk' diyor. Başından beri, Valinin canlı bomba açıklamasından sonra amaç dosyayı cezasızlıkla kapatmaktı” dedi.
Avukat Çelebi, Ulusla Kriminal Büronun düzenlediği raporda, sanığın Kurkut'u doğrudan hedef alarak ateş ettiği yönünde rapor verdiğini ve hiçbir itiraz olmadan mahkemenin kurduğu bir ara kararla raporun yeniden düzenlemesini talep ettiğini ve Ulusal Kriminal Büronun ikinci raporunda, tam tersi bir rapor düzenlediğini hatırlattı. Adli Tıp Kurumu'nun düzenlediği raporda, Kurkut'u öldüren kurşunun yukardan girdiğini hatırlatan Çelebi, "Yerden seken bir kurşun nasıl yukardan vücuda girer?" diye sordu.
“Yaşam hakkı ihlalinin gerekçesi yok”
İstinaf Mahkemesinin beraat kararının bozduğunu hatırlatan Çelebi, “Bölge Adliye Mahkemesinin aslında bunca delile rağmen beraat kararı verilmeyeceğini, 'hukuka uygunluk sebebini bul' diyerek dosyayı bozmuş, ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir. Yaşam hakkının hangi durumda ihlal edileceği bellidir. Yaşam hakkı ihlali, meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklamaya karşı bir işlem gerekiyorsa ya da isyan, olağanüstü hal varsa olabilir” diye konuştu.
Bu dosyada yaşam hakkının ihlalini gerçekleştirebilecek hiçbir durumun olmadığını dile getiren Çelebi, İdare Mahkemesinde süren devada, mülkiye müfettişlerinin sunduğu raporlarda, "silah kullanma koşullarının oluşmadığı" ve "amirlerin ateş etme emri vermediğine" dair raporları bulunduğunu kaydetti.
Çelebi, “raporlarda, tehdit etse de tehdidi gerçekleştirecek koşulların bulunmadığını, ateş etmenin kabul edilebilir yöntem olmadığına dair tespitler var” dedi.
Sanığın bilerek isteyerek cinayeti işlediğini söyleyen Çelebi, kasten öldürmekten hapis cezasıyla cezalandırılarak, tutuklanmasını talep etti.
“Başka türlü etkisiz hale getirebilirdi”
Kurkut ailesinin avukatı Mehmet Emin Aktar da, tipik bir cezasızlık politikası pratiğiyle karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, bu dosyanın ne ilk ne de son dosyanın olduğunu dile getirdi. Dosyadaki raporlara işaret eden Aktar, söz konusu raporların cinayetin sanık tarafından işlendiğine kuşku bırakmadığını anlattı.
Olay anında 20'ye yakın polisin havaya ateş ettiğini vurgulandığı ve sanığın doğrudan maktulü hedef alarak ateş açtığını hatırlatan Aktar, maktulün silah kullanılmadan etkisiz hale getirmenin imkânı bulunduğunu kaydederek, “Başka türlü etkisiz hale getirmek imkânı mevcuttur. Keşif talebi neden reddedildiğini anlayabilmiş değiliz. Mahkeme bugün karar vermek yerine keşif yapmasına karar verecek olursa toplumun adalet duygusu zedelenmeyecektir. İlk beraat kararından sonra müvekkilimiz, maktulün annesi bir daha duruşmalara gelmemiştir, çünkü adalete olan inancını kaybetmiştir” diye konuştu.
Mülkiye müfettişlerinin raporlarında amirlerin ateş emri vermediğine işaret eden Aktar, bundan dolayı sanığın amirin emrini yerine getirdiği söylenemeyeceğini belirterek, sanığın kasten öldürmekten cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istedi.
Mahkeme ise silah kullanmanın yasal koşulları oluştuğuna kanaat getirerek, sanık polis Yakup Şenocak'ın cezalandırılmasına yer olmadığına karar verdi.”
Kemal Kurkut, gazeteci Abdurrahman Gök’ün vizöründe kilitlenmiş olan kareler sayesinde bir terörist olarak anılmaktan alıkonulur. Bütünüyle yaşama düşürülmüş ola gelen o tehdit / tahakküm mekanizmalarının, bir bayram / mücadele günü genç bir insanın canını çalabilme konusundaki ısrarının utancı da o fotoğraflarda görünür kılınır. Belgeniz nerede diye sual edenlere, Kürd sorunun temsili değil doğrudan bir ifşası söz konusudur ol resimlerde. Abdurrahman Gök, MLSA Türkiye’den Deniz Tekin’e aktarımını da bir kez de buradan iletelim: “Gazeteci Gök’ün mahkemede tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde olay anında çektiği fotoğraf karelerinin polislerce silinmeye çalıştığı ortaya çıktı. Olay anında çektiği 28 fotoğraf karesini delil olarak soruşturma savcısına veren gazeteci Gök, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: “Genç şahıs vurulduktan ve polisler başına toplandıktan sonra polisler beni fark edince çektiğim fotoğrafları makinemden sildireceklerini düşündüm. Hafıza kartımı çıkarıp hemen arka cebime koydum. Akabinde bir polis memuru yanıma gelerek bana ‘makineni ver, amirim seni çağırıyor’ dedi. Çağırdığı kişinin yanına gittiğimde bana olaydan görüntü alıp almadığımı sordu. Ben de henüz hazırlık yaptığımı, fotoğraf çekmediğimi söyledim. Ancak bana inanmayarak makinemin içini açmamı söyledi. Ben de açtım. İçerisinde hafızda kartımın olmadığını gördü. Ekranda da hafıza kartı yok yazısını görerek teyit etti. Çantamdaki kartları çıkarmamı istedi. Onları da çıkardığımda boş olduklarını gördüler. Çıkardığım kartlara format attılar. Ancak üzerimi aramadıkları için pantolonumun arka cebindeki hafıza kartını bulamadılar.”
Gök sözlerine şöyle devam ediyor: “2017 Newroz’unda Kemal Kurkut’un gazetecilerin gözü önünde polis tarafından kurşunlanarak öldürülmesi benim için bunun en açık örneğiydi. Kemal’in vurulmasından sonra Diyarbakır Valiliğinin alelacele yaptığı ‘canlı bomba’ açıklaması, basının pozisyon belirlemesi için verdiği bir talimattı. Ve nitekim halka değil, iktidara sadakat ile bağlı olan tüm gazete ve basın yayın kuruluşları bu talimatı harfi harfine yerine getirdi. Bunu yerine getirmeyip gerçeği yazanlara bedeli ödetildi ve halen de ödetiliyor.”
‘Fotoğraflar yayınlanınca bu süreci yaşayacağımı tahmin etmiştim’
Kendisine yönelik baskıların nedenin Kurkut cinayetine dair fotograf kareleri olduğuna işaret eden Gök, “Tabii ki kamuoyu hakkımda açılan bu soruşturmaların ve davaların Emniyet Müdürlüğü ile Diyarbakır Valiliğinin açıklamalarını yalanlayan, kendilerini suçüstü yakalayan Kemal Kurkut fotoğrafları nedeniyle olduğunu düşünüyor. Ben de öyle olduğuna inanıyorum. Zaten o fotoğrafları yayınlayınca bundan da ağır bir süreci yaşayabileceğimi tahmin etmiştim. Fotoğrafların yayınlanmasından sonra her ne kadar sanık polis hakkında dava açıldıysa da, sanık polisin hala görevinin başında olması, nasıl bir kararla karşı karşıya olacağımızın da habercisi. Ama ne olursa olsun gazeteci yeter ki bir olaya ışık tutsun, insanlar o ışık sayesinde eminim yollarını bulacaklardır. Tıpkı iktidarda olanların bu fotoğraflar nedeniyle kamuoyunun vicdanı nezdinde mahkum olduğu gibi” ifadelerini kullandı.” (İstinaf Mahkemesi, Kemal Kurkut cinayetini fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök'e verilen 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasını onadı. 12 Ocak 2023)
Kendini her nereye kadar tekrardan var edebilir ki hukuksuzluk. Her şeyin yalın, apaçık bir biçimde cürme çıktığı bir menzilde, onca bağır çağır çıkagelen şiddetin, yok etme hal ve isteminin bunca detaylandırılmış olagelen katillerin ifşasından, düzenin Kürd halkına yönelik tavrının ta kendisine her şey bütünüyle hukukun üstünlüğünün çiğnenmesini artık bildirir. Mübalağalı cümleler, imalar barındıran göndermeler, suçlu addetmek için Kemal Kurkut’u olmadık çıkarımlar, hep bir biçimde yeniden imal olunan nefret sembollerinden bir kere daha hukuksuzluk mefhumunun nasıl biçimlendirildiği artık çok daha belirgin olur. Bugünlere gelene kadar hiçbir biçimde hesabı verilmeyecek olduğu itiraf olunan bu kaçıncı kırımdır. Dersim Tertelesinden, Bakur Kürdistan’ında hayatın her anlamda yerle bir edilmesine bir süreklilik dahilinde icra edilen yok etme hamlelerine kimin, hangisinin hesabı verilebilmiştir. Yakın tarihin, Maraş katliamından, Sivas Madımak’ına, Roboski’nin ortasında var edilen can pazarına, Cizir bodrumlarında katledilmiş yüzün üstündeki insandan, 2015 abluka günlerinde yerle bir edilmiş bir bölge(!) gerçekliğinden daha nelerden ve ne hallerden hangisinin hesabı verilmiştir. Bütünüyle, engellemeler tüm o itiraz haklarının yerle bir edildiği günceler, ardılı sıra boşa düşürülen dosyalar, izleri de neye doğru var edildiği sorgulanmayan nice hamleyle karanlığın güncellenmesi, iyi de her nereye kadar? Kemal Kurkut, devlet dersinde katledilmiş kaçıncı kurbandı? Yönelimini bir menzildeki yaşamı / yaşatmak üstünden değil tüketmek / gasp etmek / yok etmek vb. ile kurmaya devam diyen bir ülkenin tek bir iyi günü söz konusu olur mu. Bunca cerahatin ortasında hayatın istikameti, o yaraların yükünün ağırlığı altında sahiden kalakalan yer / yurt değil mi, sahiden değil mi? Nereye kadar keder coğrafyası bir kader kılınacak, daha nereye...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Sen Kimin Çığlığısın? – Serpil ODABAŞI – Yeni Yaşam Gazetesi
Okuma Parçası: Serpil Odabaşı: Ben Artık 'Bu Bizim Acılarımız'ı Gösteren Ressam Değilim – Jinda ZEKİOĞLU – Gazete Duvar
6 notes · View notes
turkmenogluavm · 2 years
Photo
Tumblr media
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته يا اخي العزيز بسم الله الرحمن الرحيم KIYAMET MAHKEMESİ 1- O gün Mahkemenin Hakimi de Şahidi de Allah'tır. ﷽ "Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye şahittir." (Hacc 17) 2- Yalancı Şahitlik yoktur. ﷽ "O gün ağızlarına mühür vuracağız, elleri bize söyleyecek ayakları şahitlik edecek kendi yaptıklarına." (Yasin 65) 3- Yargıtay, İstinaf ve bir üst mahkeme yolu yoktur. ﷽ "Benim huzurumda söz değiştirilmez" (Kaf 29) 4- Avukat yoktur. ﷽ “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” (İsra 14) 5- Rüşvet, İltimas ve Torpil yoktur. ﷽ "O gün, ne mal fayda verir ne de evlât" (Şuara 88) 6- İsim, dosya karışıklığı yoktur. ﷽ "Rabbin asla hiçbir şeyi unutmaz." (Meryem 64) 7- Dosya bizzat elden teslim edilir. ﷽ "Artık kimin kitabı sağ eline verilirse.." (Hakka 19) 8- Ğiyabi yargılama yoktur. ﷽ "Onların hepsi de toplanıp kesinlikle karşımızda hazır bulundurulacaklardır." (Yasin 32) 9- Zulüm yoktur. ﷽ "ve ben kullara asla zulmedici değilim." (Kaf 29) 10- Delilsiz ve Şahidsiz hiç bir dava yoktur. ﷽ "Dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri.." (Nur 24) 11- Hesap çok hızlı görülecektir. ﷽ "Şüphesiz Allah, hesâbı pek çabuk görendir." (Mümin 17) 12- Unutulan yazılmayan hiç bir şey yoktur. ﷽ "Biz her şeyi, apaçık bir kitapta en küçük ayrıntısına kadar sayıp, tespit edip korumuşuzdur." (Yasin 12) 13- Akrabalık bağı yoktur. ﷽ "işte o gün, aralarındaki bütün akrabalık bağları kesilecek ve birbirlerinin hâlini bile soramayacaklar." (Mümin 101) 14- Ölçü ve Tartı şaşmaz terazi ile olacaktır. ﷽ "Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız." (Enbiya 47) Kıyamet gününün Sahibi, Maliki, Hakimi, Şahidi olan Allah Teâla yar ve yardımcımız olsun.🤲 Mübarek olan CUMA GECENİZ'in bereketi feyzi rahmet ve mağfireti hepimizin üzerine olsun. (Hacı Firdevs Türkmenoğlu Camii) https://www.instagram.com/p/ClEn-9LLEKe/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
haber-euro-turk · 13 days
Text
Tunç'tan İmamoğlu'na dava yanıtı: Kimse yargıyı tehdit edemez
Son dakika haberi! Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilere açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ile 5 yıl siyasi yasak cezası aldığı İstinaf Mahkemesi’ne taşınan dava için cezanın onanması halinde milletin ayağa kalkacağını ve iktidarın yargıtay aşamasını göremeyeceği sözlerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yanıt verdi. Yargının…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
elazigsurmanset · 19 days
Text
Topuk Kanı Tartışması Sürüyor! TTB, O Hakimi Şikayet Etti
Tumblr media
Türk Tabipler Birliği (TTB), Kars Aile Mahkemesi'nin topuk kanı testine ilişkin verdiği karara tepki göstererek, kararı veren hakimi Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) şikayet etti ve istinaf yoluna başvurdu. Olay, bir ebeveyn çiftin, Yenidoğan Tarama Programı kapsamında bebeklerinden topuk kanı alınmasını reddetmesiyle başladı. Kars İl Sağlık Müdürlüğü, Çocuk Koruma Kanunu’nun ilgili maddesine dayanarak mahkemeye başvurdu. Ancak Kars Aile Mahkemesi, 20 Ağustos 2024 tarihli kararında, “Topuk kanı almanın çocuğun Anayasa ile korunan yaşam ve sağlık hakkı üzerinde yapacağı olumlu sonuçlarının tıbbi otoritelerce ispatlanmamış olması ve olası bir teşhis ve tedavinin de tıp otoritelerince hala tartışmalı olması” gerekçesiyle başvuruyu reddetti. TTB, mahkemenin kararını bilimsel bilgi ve yöntemleri yok sayarak, bilim dışı iddialara dayandığını belirtti. TTB ve Ağrı-Kars-Ardahan-Iğdır Tabip Odası, Kars İl Sağlık Müdürlüğü yanında feri müdahil talebiyle istinaf başvurusunda bulundu ve kararı imzalayan hakimi HSK’ya şikayet etti. TTB'nin açıklamasında, tarama programlarının hastalıklara erken teşhis ve tedaviye başlamada önemli rol oynadığı ve bu uygulamaların toplum sağlığı açısından kritik önemde olduğu vurgulandı. Yenidoğan tarama programlarının çocuğun yaşam ve sağlığını korumak için uygulandığını belirten TTB, bu uygulamanın çocuğun üstün yararına olduğunu ve yararının olmadığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmadığını ifade etti. TTB’nin başvuru metinlerinde, Türkiye Biyoetik Derneği’nin Yenidoğan Tarama Programı ile ilgili etik tutum görüşüne de yer verildi. Dernek, bu taramaların çocuğun sağlığını koruma açısından kritik olduğunu ve programların yararının, oluşabilecek risklere kıyasla çok daha önemli olduğunu belirtti. TTB, ayrıca, mevcut bilimsel ve hukuki dayanakları hatırlatarak, bilim dışı kararların sadece ilgili çocuğun değil, tüm çocukların ve halkın sağlığını tehlikeye atabileceğine dikkat çekti. TTB'nin bu hamlesi, toplum sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetleri açısından önemli bir tartışma başlatmış durumda. Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 30 days
Text
Maaşı geç yatan işçiye Yargıtay kararı
Tumblr media
Maaşı 20 günden fazla geciktiği için işten ayrılan işçi konuyu yargıya taşıdı. Yargıtay, işçinin kıdem tazminatı alabileceğine hükmetti ve  iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği yönünde karar verdi. Maaşı 20 gün geç yattı Ankara’daki bir şirkette proje yöneticisi olarak çalışan ve 2019 yılında maaşının 20 günden fazla gecikmesini gerekçe göstererek işten ayrılan kişi, iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizi ile ödenmesi için iş yerine dava açtı. İlk derece mahkemesi, davacının daha önceki aylara ilişkin ücretlerinin ayın başında ödendiğini ancak nisan ayı ücretinin sözleşmesinin feshinden 5 gün sonra 28 Mayıs 2019’da ödendiğini ve dolayısıyla kanunda öngörülen 20 günlük süreden sonra ödenmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı yönünde karar verdi. Yargıtay'ın Kararı Davalı işveren ise kararı istinaf etti ve ücretin sadece bir kereye mahsus olarak gecikmiş olmasının haklı fesih sebebi sayılamayacağını savundu. Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını yerinde buldu ve davalı işverenin istinaf başvurusunu reddetti. Bunun üzerine işveren kararı temyiz etti. Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 9’uncu Hukuk Dairesi, işçinin ücretinin bir kereye mahsus dahi olsa gecikmesinin, işçi açısından haklı fesih sebebi sayılacağına hükmederek kararı onadı. Read the full article
0 notes
kulacogluhukuk · 1 month
Text
Tumblr media
Temyiz bir dava sonucunda tarafların veya her iki tarafın, hem ilk derece mahkemesi hem de istinaf mahkemesi tarafından verilen kararı haksız veya hatalı bulduğunda kullanabileceği bir yasal yol olarak öne çıkar. Bu konuda detaylı makale: Temyiz Ne Demek?
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
9. Yargı Paketi 20 saat süren görüşmelerle kabul edildi... Sıra TBMM Genel Kurulu'nda
https://pazaryerigundem.com/haber/182821/9-yargi-paketi-20-saat-suren-gorusmelerle-kabul-edildi-sira-tbmm-genel-kurulunda/
9. Yargı Paketi 20 saat süren görüşmelerle kabul edildi... Sıra TBMM Genel Kurulu'nda
Tumblr media
Kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi. Komisyonda yaklaşık 20 saat süren görüşmeler ardından kabul edilen paketin onayı için sırada TBMM Genel Kurulu var.
ANKARA (İGFA) – Teklifle, İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Buna göre, elektronik ortamda açık artırma suretiyle satışta teklifler arasındaki fark, satışa çıkarılan malın muhammen kıymetinin binde beşinden ve her halde 1000 Türk lirasından az olamayacak.
Açık artırma süresinin son 10 dakikası içinde yeni bir teklifin verilmesi halinde açık artırma 3 dakika uzatılacak. Uzama süresi içinde yeni bir teklif verilmesi halinde açık artırma süresi her yeni teklifin verilmesinden itibaren 3 dakika uzatılacak. Son uzama süresi içinde yeni bir teklif verilmezse mal en yüksek teklif verene ihale edilecek. Uzama sürelerinin toplamı bir saati geçemeyecek. Bir saatlik süre Adalet Bakanlığının kararıyla kısaltılabilecek, uzatılabilecek veya kaldırılabilecek ve bu kararlar Bakanlığın resmi internet sitesinde duyurulacak.
Aynı Kanunu’nun Ek 1’inci maddesindeki düzenlemeyle de parasal sınırlarda yeniden değerleme oranında artırma yapılması sonucunda belirlenen sınırların 10 Türk lirasını aşmayan kısımlarının dikkate alınmayacağı hükmü, 1000 Türk lirasını aşmayan kısımların dikkate alınmayacağı şeklinde değiştirilecek. Yeniden değerleme sonucu belirlenen parasal rakamın 1000 lirayı geçmeyen küsuratı dikkate alınmayacak.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay’ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmayacak, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınacak.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Adli yardım ödeneğinin barolar arasındaki dağıtımında, birden fazla baronun bulunduğu illerde, her 5 bin nüfus için tespit edilecek toplam puanın yüzde 30’u o ilde bulunan barolar arasında eşit olarak, kalanı ise o ilde levhaya kayıtlı toplam avukat sayısına bölündükten sonra elde edilen rakamın her baronun üye sayısına çarpımı sonucu elde edilecek puana göre dağıtılacak.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’nda soru sorulacak alanlar arasına “milletlerarası hukuk”, “milletlerarası özel hukuk”, “genel kamu hukuku ve sosyal güvenlik hukuku” eklenecek. İhtiyaç duyulması halinde bu alanlara, yönetmelikle yeni hukuk alanları eklenebilecek.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’nda soru sayısı 100’den 120’ye çıkarılacak. Sınavlara yeni alanların eklenmesi ve sınavların yapılma şekli ile sınavlara ilişkin diğer hususlar Hakimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek.
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin 7’nci maddesindeki parasal sınırlar; her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak suretiyle uygulanacak. Tek hakimle çözümlenecek davaların belirlenmesinde dava tarihindeki, miktar artırımı yapılan hallerde ise artırımın yapıldığı tarihteki parasal sınır esas alınacak.
İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU’NDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TBMM’nin resmi internet sitesinde yer alan detaylara göre; İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki değişikliğe göre de konusu 31 bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olacak, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacak.
Aynı kanundaki değişiklikle, konusu 920 bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, konusu 270 bin Türk lirasını aşıp 920 bin Türk lirasını aşmayan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan ve istinaf kanun yolu incelemesinde kaldırma kararı üzerine yeniden karar verilen davalar temyiz edilebilecek.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen parasal sınırlar; her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak suretiyle uygulanacak. Bu şekilde belirlenen sınırların 1000 Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacak.
Duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davaların belirlenmesinde davanın açıldığı; istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınacak. Ancak nihai karar tarihinden sonra parasal sınırlarda meydana gelen artış, bölge idare mahkemesinin kaldırma veya Danıştay’ın bozma kararı üzerine yeniden bakılan davalarda uygulanmayacak.
HAKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI MÜLAKATI’NA ÇAĞRILACAK ADAY SAYISI DEĞİŞİYOR
Hakim ve Savcı Yardımcılığı Sınavı’nda soru sorulacak alanlar arasına, milletlerarası hukuk ve milletlerarası özel hukuk eklenecek. İdari Yargı Hakim Yardımcılığı Sınavı’nda ticari işletme-şirketler hukuku alanından da soru sorulabilecek.
Hakim ve Savcı Yardımcılığı mülakatına çağrılacak aday sayısında değişiklik yapılacak. Mevcut kanun hükmüne göre iki katı fazlası çağrılırken düzenlemeyle ilan edilen kadro sayısının bir katı fazlası aday mülakata çağrılacak.
Hakimler ve Savcılar Kanunu’ndaki diğer bir değişiklikle Adalet Müfettişlerinin görev ve yetkileri belirlenecek.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birinci sınıf hakim ve savcılar, birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılar ve diğer hakim ve savcılara “15.000” gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenecek.
YEDİEMİN OTOPARKLARINDA SAHİPLERİ TARAFINDAN TESLİM ALINMAYAN ARAÇLARIN SATIŞI
Karayolları Trafik Kanunu’ndaki değişiklikle buluntu olması nedeniyle veya kanun hükümleri gereğince trafikten men edilerek alıkonulan ve sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan veya aranmayan yediemin otoparklarındaki araçların satış usulü yeniden belirlenecek. Bu durumdaki araçların sicilinde bulunan satılamaz, devredilemez, haciz, ihtiyati haciz, rehin gibi şerhler için ilgili kurumlara, bu araçların satılacağı hususu bildirilecek ve satış işlemlerine başlanacak, araçların üzerinde bulunan tüm şerhler ayrıca bir işleme gerek olmaksızın, satış tarihinden itibaren kalkmış sayılacak varsa tescil kayıtları buna göre düzeltilecek.
İşlem yapılacak aracın tanıtımına yarayan şasi veya motor seri numaralarının bulunmaması veya düşmüş olması ya da tamir veya tadil gibi nedenlerle silinmiş yahut tahrip edilmiş olması durumunda bu eksiklikler satış işlemini gerçekleştirecek kurum tarafından ilgili mevzuat kapsamında tamamlanarak araç satışa hazır hale getirilecek. Aracın tescil kaydındaki haciz, ihtiyati haciz, rehin gibi şerhler satış sonrasında satış bedeli üzerinde devam edecek. Satış konusu aracın vergi, ceza veya prim gibi borçları, satıştan önceki sahibine ait olup mülkiyet ilgiliye tüm borç ve yüklerinden ari olarak geçecek.
Satış kapsamında dosyaya ödenen tutardan; sırasıyla muhafaza ve satış için yapılan giderler, aracın tanıtımına yarayan numaraların tespitine ve tamamlanmasına dair giderler ve vergi, resim veya harç gibi malın aynından kaynaklanan alacaklar ödendikten sonra kalan tutarın tüm alacaklıların alacağını karşılaması halinde hak sahiplerine Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde dağıtılacak ve bakiye bir tutar bulunması halinde bu tutar, muhafaza edilecek, kamu bankalarında nemalandırılacak ve satıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde müracaat halinde nemalarıyla birlikte hak sahiplerine ödenecek. Beş yıl içinde herhangi bir müracaatın olmaması halinde söz konusu bedeller Hazine’ye irat kaydedilecek.
Satış kapsamında dosyaya ödenen tutardan; sırasıyla muhafaza ve satış için yapılan giderler, aracın tanıtımına yarayan numaraların tespitine ve tamamlanmasına dair giderler ve vergi, resim veya harç gibi malın aynından kaynaklanan alacaklar ödendikten sonra kalan tutar, tüm alacaklıların alacağını karşılamazsa sıra cetveli yapılmak üzere ilgili kuruma gönderilecek.
Teklifle, Kamulaştırma Kanunu’na madde eklenecek. Buna göre de mülga 6830 sayılı İstimlak Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 8 Ekim 1956 tarihine kadar, kamulaştırma işlemlerine dayanmaksızın kamulaştırma kanunlarının amacına uygun olarak fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olan taşınmazlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşları adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılacak.
Taşınmazda kamu hizmetinin nitelik ve amacına uygun şekilde tesis veya yapının inşa edilmiş olması, bu Kanunun uygulanması bakımından fiilen tahsis kabul edilecek.
Bu durumdaki taşınmazlardan tapuda kayıtlı olanların kayıt sahipleri veya mirasçıları; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların zilyetleri ya da mirasçıları tahsis tarihi itibarıyla zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmiş ve fiili tahsis tarihinden itibaren 10 yıl geçmemiş olması koşuluyla, iptal edilen 221 sayılı Kanun’un belirlediği süre içinde sadece taşınmazın fiili tahsis tarihindeki rayiç bedelini isteyebilecek.
Bu madde kapsamındaki taşınmazlar hakkında 12 Ocak 1963 tarihine kadar açılmış ve kanun yolu incelemesinde olanlar dahil görülmekte olan bedel davalarında bu madde hükümleri uygulanacak.
Birinci fıkraya göre kamulaştırılmış sayılan taşınmazlar hakkında 12 Ocak 1963 tarihinden sonra bu taşınmazlara bağlı olarak bedel dahil ileri sürülen talepler kabul edilmeyecek. Bu hüküm, 12 Ocak 1963 tarihinden sonra açılmış ve kanun yolu incelemesinde olanlar dahil görülmekte olan davalar hakkında da uygulanacak.
Bu madde kapsamında açılan ve görülmekte olan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri maktu olarak belirlenecek.
Kamulaştırılmış sayılan taşınmazlar, tapuda kayıtlı ise ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine açılacak dava ile ilgili idare adına tescil edilecek. Tapu kaydı olmayan taşınmazlar, tahsisin mahiyeti bakımından tescile tabi ise ilgili idare adına kayıt tesis olunacak. Bu işlemler harca tabi olmayacak.
Teklifle, Anayasa Mahkemesinin “kadının soyadına” ilişkin iptal kararı doğrultusunda, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlemeye gidilecek. Bu değişikliğe göre kadın, evlenmekle kocasının soyadını alacak. Kadın, evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilecek. Kadının soyadı, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşuyorsa kadın bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilecek.
Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu uzlaştırma kapsamından çıkarılarak önödeme kapsamına alınacak.
TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen, kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda Türk Medeni Kanunu’nda bazı düzenlemelere gidilecek.
Buna göre, koca, ana veya çocuk, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilecek. Bu dava, dava açma hakkına sahip diğer kişilere karşı açılacak.
Ana doğumdan, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorunda olacak.
Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilecek.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, birlikte evlat edinmede ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları; tek başına evlat edinmede ise ana veya baba adı olarak evlat edinenin adı yazılacak. Evlat edinilen diğer kişiler hakkında, talepleri halinde bu hüküm uygulanacak.
Teklifle, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’a madde eklenecek. Buna göre, istinaf incelemesi için dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı görevli olduğu kanısına vardığı ilgili hukuk dairesine gönderecek. Bir aylık sürenin bitiminden sonra veya duruşma günü verilen dosya hakkında gönderme kararı verilemeyecek.
HAKARET SUÇUNDA VE UZLAŞTIRMADA YENİ DÜZENLEMELER
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikayet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyecek.
Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılarak önödeme kapsamına alınacak.
Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren 7 gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılacak.
Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacak.
Uzlaştırmacı olmak için hukuk mezunu olma şartı getirilecek. Uzlaştırmacılar, hukuk fakültesi mezunlarının yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilecek.
Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verecek. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde durma kararı verilecek. Durma süresince zamanaşımı işlemeyecek. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam olunacak.
Teklifle, Çocuk Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Buna göre, sosyal çalışma görevlileri, mahkemeler yerine Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine atanacak.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait taşınmazlarla ilgili işlemler nedeniyle değerli kağıt ve işlem bedeli alınmayacak, kamu kurum ve kuruşlarına herhangi bir katılım payı ödenmeyecek.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Harçlar Kanunu’nda sayılan yargı harçlarından muaf olacak. Genel Müdürlüğün dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve işte teminat gösterme zorunluluğu olmayacak. Bu hüküm, Genel Müdürlüğün idare ve temsil ettiği mazbut vakıflar adına taraf olduğu dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve iş hakkında da uygulanacak.
Vakıf kültür varlıklarının restorasyon veya onarım karşılığı kiralama işlemlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.
Anayasa Mahkemesinin, bazı Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini iptal etmesi dolayısıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ile Anayasa Mahkemesi kadrolarına ilişkin düzenlemeler yapılacak.
Teklifle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki parasal sınırlarla ilgili düzenlemelere gidilecek. Buna göre parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacak. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacak.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay’ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmayacak, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınacak.
ARABULUCULUK DÜZENLEMELERİ
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda öngörülen değişikliğe göre, anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilecek. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilecek.
Ayrıca taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilecek ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulacak. Ayrıca bu taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilecek.
Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olanlar, yazılı sınava girmeden arabuluculuk siciline kayıt olabilecek.
TMSF’NİN KAYYUM OLARAK ATANMASI
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, silahlı örgüte silah sağlama, terörizmin finansmanı suçlarının işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde şirketlere veya malvarlığı değerlerine kayyum atanmasına karar verildiği takdirde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atanabilecek.
Bu halde kayyumluk hak ve yetkileri bakımından Bankacılık Kanunu’nda TMSF’ye verilen hak ve yetkiler kıyasen uygulanacak. Şirketlerin genel kurul yetkileri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın TMSF tarafından kullanılacak. Bu şirketler veya malvarlığı değerleri TMSF’nin gözetiminde, TMSF’nin atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli bir tacir gibi yönetilecek.
Bu şirketlerin veya malvarlığı değerlerinin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle şirketin veya varlıklarının ya da malvarlığı değerlerinin kısmen veya tamamen satılmasına veya feshi ile tasfiyesine TMSF tarafından karar verilebilecek. Satış ve tasfiye işlemleri, ilgili şirketin yönetim/müdürler kurulu veya malvarlığı değerleri, kayyum temsilcileri ya da TMSF tarafından yerine getirilecek.
Satış ve tasfiye işlemlerinde, azınlık hisselerinin sahiplerinin rızası aranmayacak. Satıştan elde edilen gelirden şirket veya malvarlığı değerlerinin borçları ödendikten sonra kalan tutar, şirket veya malvarlığı değerlerinin işlerinde kullanılabilecek.
Fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar açılan bir hesapta nemalandırılacak. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TMSF Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahip olacak.
Kayyumluk görevi TMSF tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaf olacak. TMSF’nin kayyum olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128’inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyum yetkisinin TMSF’ye devriyle birlikte kendiliğinden kalkacak.
TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketleri veya malvarlığı değerlerini yönetmek ve temsil etmek üzere atananlar veya görevlendirilenler ya da atananlar tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler ile bu kapsamda yapılan işlemler hakkında, Bankacılık Kanunu’nun 127’nci maddesi uygulanacak.
TMSF’nin kayyumluk görevi kapsamındaki karar ve işlemlerine karşı açılan davalar, Fon’un merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülecek.
Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, teklifin kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, teklifin komisyon sürecinin verimli ve başarılı geçtiğini ifade ederek, iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin vereceği destekle Genel Kurulda teklifin kabul edileceğine inandığını kaydetti.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
patronlar · 3 months
Link
Yargıtay, Ankara'da bir boşanma davasında yerel mahkemenin kadına nafaka ve tazminat ödenmesine yönelik kararını onadı. Kocanın istinaf ve temyiz başvuruları reddedildi.
0 notes
mihcihukuk · 3 months
Text
Bölge İdare Mahkemesi - Bölge idare mahkemesi nedir? Mahkemenin görevi, davalarda yargılama usulü, yargı çevresi ve istinaf konusu hakkında avukatımız yazdı. #bolgeidaremahkemesi #mihcihukukburosu
0 notes
keemlenyekun · 2 years
Text
uykusuz bir baş ağrısı
aslında amaçsız bir yazı yazmak niyetinde değildim. oldukça planlı bir “vanya dayı” yazısı yazmak istiyordum. o da güzel hikaye değil mi sayın defter? kış uykusu ile birlikte, akün sahnesinde izlenen bir vanya dayı eşliğinde. 
hayatımda daima plan yapıyorum -yaşım 34 olmak üzere- hiç bir zaman bu planları uyguladığımı hatırlamıyorum. sonunda şuna kanaat getirmiştim oğlum sercan “sen planı hazırlamayı seviyorsun, ama plansız yaşamaktan acı çektiğini bilsen de zevk alıyorsun.” ne kadar da mazoşist bir tespit!
geçelim efendim geçelim bu saçmalıkları. uykum var, uyuyamıyorum, oğlumu özledim, canımın yarısını özledim, sabah erken denilecek bir saatte kalkıp köye gidip ot çöp toplayacağım. şu harikayı koyup başlıyorum;
youtube
uykusuz ve yalnız gecelerde iyi gidiyor. 
adliye stajımın son günlerindeyim. bu ülke avukatların aslında çok ama çok önemli bir iş yaptığını ne zaman anlayacak acaba? staj dedikleri saçma sapan iki imzadan ibaret. ülkenin neresi doğru ki bu doğru olsun değil mi? 
ceza yargılamamdaki levelleri birer birer geçiyorum. beraat kararımı istinaf mahkemem bir yıl sonrasında onadı. savcılık tabi ki bir paragraftan oluşan dilekçe ile yargıtaya gidecek. hayatımızın bu aşaması ise yaklaşık iki sene sürecektir. hatta daha fazlası. ne kadar da kafkaesk bir ülke? 
tam da bu arada şunu koyalım: 
youtube
danıştay? ulu danıştayımız henüz temyiz dilekçemi hskya tebliğ edemedi. “dava”da karanlık bir koridor vardır hani. yanlış hatırlamıyorum değil mi? joseph k. bayılıyordu, havasız leş bir mahkeme koridoru. herkes çalışıyor aslında ama hiç bir şey üretilemiyor. 
makul sürede yargılanmama sebebiyle anayasa mahkemesine gideceğim. ceza davası gözaltı tarihinden başlarsak 6 yılı geçmiş durumda. 
avukatlık stajında birisiyle tanıştım, ihraçmış, adam eşini kaybetmiş koronadan. benden bir yaş büyük. sevgili defter, bazen kelimeler kifayetsiz kalıyor. geride kalan bir çocuk. kendimi gecenin bu amansız anında onun yerine koyarsam hiç uyuyamam. ne çok acı var. değil mi? 
herkesin şifasını anlatan bir taş anıt olsaydım keşke? taştan bir kütle, ama şifaya ihtiyaç duyan herkesin şifası. 
allah her şeyi görüyor. değil mi? 
eminiz yani buna. şahit değiliz ama eminiz. şahitlik için bir miktar ölmemiz gerekiyor zira. şahitliğe kimin cesareti var peki? ama eminiz. Rab edindiğimiz allaha şükürler olsun, bu eminliğimi kaybettirmesin hiç bir zaman. 
ne anlatıyordum. plansızlık. şimdi planlar yapıyorum. Avukat Sercan P. vay anasını be. ama bu planda bir sakatlık çıkacakmış gibi. olumluyum sakın yanlış anlama sayın defter. malum seçim de yaklaşıyor. olur mu? her şey bir anda olmadı mı kötü anlamda. iyi olanlarda bir anda oldu, olmaya devam ediyor üstelik. 
bazen mesleğe iade edilirsem ne olacak diye düşünüyorum. sevgili yargı erkini azıcık tanıyorsam korkak bakışlar altında beni ezmeye çalışacaklar. 6 yılda her şeyi unutan sercan zorlanacak haliyle, ama ezdirmek mi? orası pek olası değil. mesleğin başındaki sessiz sercoyu çok ararlar. ahahahah. 
mesleğe iade gibi bir planım yok, avukatlığa dair bir kaç ufak plana başladım. uygulanamayacak olan planlar. avukatlık zor sevgili defter. hem de çok zor. 
hayatımda yeni evre başlıyor yani. altı ay sonra stajım bitince. ülke için de öyle. yeni başlangıçlarda usta oldum artık malum. 
ulan değişimden nefret edip it gibi korkan ben nasıl oluyor da bu kadar başlangıç yapıyorum hayatta. ben memur çocuğuyum yahu, 40 yıl aynı saatte zile basan bir adamın oğluyum. böyle bir hayat düşledim hep. 4 yılda bir keskin dönüşler yaptım hayatımda. sanki 2023 keskin bir viraj için ideal bir yıl. bakalım hangi şehirde ne yaparken açacağım gözlerimi? 
tek bir fark var artık, değişmeyecek kadar güzel bir ailem. bahsetmek bile istemiyorum. çünkü ne zaman iyi bir şeylerden  bahsetsem kötü bir şey oluyor. oğlum ve hanımım da şurada kalbimin gizli bir noktası olarak kalmalı. 
evet, gecenin bir yarısı ancak bu kadar saçmalanıyor. 
vesselam. 
4 notes · View notes
modernzamanacilari · 4 months
Text
Ayrıntılı istinaf ve temyiz dilekçe örneği neden yok hiçbir yerde kafayı yiyeceğim
0 notes
ankaracezaavukati · 4 months
Text
Ankara Ceza Avukatı
Ceza Avukatı Hangi Davalara Bakar?
Ceza avukatı, ceza davalarında vekil ya da müdafi olarak görev yapan avukatlara verilen addır. Diğer bir deyişle ceza avukatı, ceza dosyalarında soruşturma, kovuşturma, olağan ve olağanüstü kanun yollarını yürüten avukattır. Avukatlık, serbest olarak icra edilen bir meslektir; ancak avukatın yaptığı iş bir kamu hizmeti niteliğindedir. Avukatlar hakkındaki yasal düzenlemeler, Avukatlık Kanunu'nda belirtilmiştir. Avukatlık Kanunu'na göre, avukatlık mesleğinde branşlaşma bulunmamaktadır. Halk arasında ve uygulamada "ceza avukatı" veya "ağır ceza avukatı" gibi terimler yaygın olarak kullanılmaktadır. İnternette "Ankara ceza avukatı" ya da "ağır ceza avukatları" adı altında çıkan siteler gerçeği yansıtmamaktadır. Kanunda ceza avukatı şeklinde bir avukatlık dalı tanımlanmamıştır. Ceza davalarına bakan avukatların kendilerini ceza avukatı olarak tanıtması bile hukuka aykırıdır. Ancak halk arasında ceza davalarına bakan avukatlara ceza avukatı veya ağır ceza avukatı denilmektedir. Ceza avukatı şu mahkemelerde davalara bakar:
Ağır Ceza Mahkemeleri
Asliye Ceza Mahkemeleri
Çocuk Ceza Mahkemeleri
İcra Ceza Mahkemeleri
Sulh Ceza Hakimliği
Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf)
Yargıtay (Temyiz)
Tumblr media
Ceza davası, savcının kontrolünde soruşturma aşaması ile başlayıp, sonrasında Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi'nde kovuşturma aşamasıyla devam eden bir süreçtir. Ceza hukuku, hakların korunması yoluyla toplumun mutluluğunu sağlamak ve hukuki barışı korumak amacıyla hizmet eder. Ağır ceza mahkemesi, kanunda öngörülen ceza miktarı bakımından en ağır suçlara bakan ilk derece mahkemesidir.
Örnek olarak ceza avukatlarının ilgilendiği suçlar şunlardır:
Bilişim sistemine girme
İftira
Kişileri huzur ve sükununu bozma
Bedelsiz senedi kullanma
Taksirle yaralama
Görevi kötüye kullanma
Hakaret
Konut dokunulmazlığının ihlali
Kasten yaralama
Göçmen kaçakçılığı
Şantaj
Kişisel verilerin kaydedilmesi
İntihara yönlendirme
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Cinsel taciz
Açığa imzanın kötüye kullanılması
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma
Hırsızlık
Mühür bozma
Organ veya doku ticareti
Resmi belgede sahtecilik
Eziyet
Görevi yaptırmamak için direnme
Çocuk düşürtme ve çocuk düşürme
Cebir
Suçu üstlenme
Taksirle öldürme
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Mühürde sahtecilik
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Suçu ve suçluyu övme
Müstehcenlik
Özel hayatın gizliliğini ihlal
İnsan üzerinde deney
Fuhuş
Tehdit
Suç uydurma
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Dolandırıcılık
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Kısırlaştırma
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak
Hakkı olmayan yere tecavüz
Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama
Edimin ifasına fesat karıştırma
Hayasızca hareketler
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Cumhurbaşkanına hakaret
Haberleşmenin engellenmesi
Güveni kötüye kullanma
Mala zarar verme
İhaleye fesat karıştırma
Suçu bildirmeme
Özel belgede sahtecilik
Ağır Ceza Avukatı Hangi Davalara Bakar?
Türkiye'de avukatlık mesleğinde resmi bir branşlaşma olmasa da, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlara halk arasında ve internette "ceza avukatı" veya "ağır ceza avukatı" denilmektedir. Ceza avukatı, asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesi kapsamındaki tüm davalara bakan avukattır. Ceza hukuku, suçların ve suçluların tespit edilip yargılanması ve cezalandırılması ile ilgili kuralları belirler. Toplumsal düzene aykırı davranışların neler olduğunu belirler ve suç işleyenleri cezayla tehdit eder. Ceza hukukunun amacı, hukuki değerlerin korunması ve insanların normlara uygun davranmasını sağlamaktır.
Ağır ceza avukatının baktığı davalar örnek olarak:
Soykırım
İnsanlığa karşı suçlar
Örgüt
Kasten öldürme
İşkence
Çocukların cinsel istismarı
Rüşvet
İrtikap
Cinsel saldırı
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Parada sahtecilik
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar
Milli savunmaya karşı suçlar
Reşit olmayanla cinsel ilişki
Zimmet
Nitelikli dolandırıcılık
Yağma
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren propaganda yapma ve örgüt üyeliği gibi siyasi nitelikli suçlar
Hileli iflas suçları verilebilir.
Ceza Avukatı Çeşitleri
Ceza muhakemesinde avukatlık, “müdafii” ve “vekil” olarak iki farklı şekilde karşımıza çıkar. Ceza muhakemesinde;
Şüpheli veya sanığın savunmasını yapan avukata müdafi denir.
Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi temsil eden avukata vekil denir.
Müdafii ya da vekil olmak için mutlaka avukatlık lisansı gereklidir. Avukat olmayan bir kişi, ceza muhakemesinde müdafii veya vekil olarak görev yapamaz. Bir avukat, aynı anda birden fazla şüpheli/sanık ya da katılan/suçtan zarar gören/malen sorumlunun avukatı olabilir. Ancak, temsil ettiği kişiler arasında çıkar çatışması olmamalıdır. Yani, bir avukat aynı davada menfaatleri çatışan şüpheli/sanığın müdafii ve katılan/suçtan zarar gören/malen sorumlunun vekili olamaz. Ayrıca, bir avukat aynı davada hem vekil hem de müdafii olarak görev yapamaz.
Sanık Müdafii (Ceza Avukatı)
Müdafi, ceza muhakemesinde şüpheli veya sanığın haklarını koruyan önemli bir rol oynar. Müdafi, savunma faaliyetlerine katılarak maddi gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkmasına yardımcı olur. Müdafi, hukuki statüsü gereği şüpheli veya sanık aleyhine hareket edemez. Ceza muhakemesinde müdafilik;
Seçilmiş (isteğe bağlı) müdafilik,
Atanmış müdafilik,
Zorunlu müdafilik
olarak üç ana başlık altında sınıflandırılabilir. Müdafiden yararlanma hakkı, şüpheli ve sanık için savunma hakkının temel bir parçasıdır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi, sanıkların müdafiden faydalanma hakkını temel bir hak olarak kabul eder. Bu düzenlemeye göre, “suç isnadı altında bulunan kimse, kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmak ve eğer avukat tutmak için mali olanaklardan yoksunsa ve adaletin gerektirdiği hallerde mahkeme tarafından görevlendirilecek bir avukattan ücretsiz olarak yardım alma hakkına sahiptir.”
Şüpheli veya sanığın müdafiden yararlanma hakkının anlamlı olabilmesi için, müdafii ile arasında güven ilişkisi kurulması gereklidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149. maddesine göre, şüpheli veya sanık ceza muhakemesi süreci boyunca müdafiden yararlanma hakkına sahiptir. Bu hak;
Müdafi ile görüşme,
Müdafi huzurunda ifade verme ve sorgu süresince müdafiyi yanında bulundurma,
Müdafinin hukuki yardımından yararlanma haklarını kapsar.
Müşteki/Katılan Vekili (Ceza Avukatı)
Ceza muhakemesinde vekil, katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi temsil eden avukattır. Ceza muhakemesinde taraflar, iddia makamını oluşturan savcı ve savunma makamını oluşturan sanıktan ibarettir. Ancak, sanığın işlediği suçtan zarar gören kişi, sanığın cezalandırılması için davanın tarafı olmak isteyebilir. Suçtan zarar gören kişi, suçun şüpheli veya sanık tarafından işlendiğini ve nasıl işlendiğini ispat etmek için muhakemeye katılabilir. Ceza muhakemesinde vekillik;
Seçilmiş (isteğe bağlı) vekillik,
Atanmış vekillik,
Zorunlu vekillik
olarak üçe ayrılır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234. maddesi, mağdur ve şikayetçinin haklarını “soruşturma evresine ilişkin haklar” ve “kovuşturma evresine ilişkin haklar” olarak düzenler.
Mağdur ve şikayetçinin soruşturma evresindeki hakları şunlardır:
Delillerin toplanmasını isteme,
Soruşturmanın gizliliği ve amacını bozmamak kaydıyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda baro tarafından avukat görevlendirilmesini isteme,
CMK’nın 153. maddesi çerçevesinde vekili aracılığıyla soruşturma belgelerini ve el konulan eşyayı inceletme,
Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz etme.
Mağdur ve şikayetçinin kovuşturma evresindeki hakları ise şunlardır:
Duruşmadan haberdar edilme,
Kamu davasına katılma,
Tutanak ve belgelerden örnek isteme,
Tanıkların davet edilmesini isteme,
Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda baro tarafından avukat görevlendirilmesini isteme,
Davaya katılmışsa davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.
Ceza Avukatı ve Ağır Ceza Avukatı Ücretleri
Ceza avukatı ücretleri belirlenirken taraflar serbestçe anlaşabilir. Burada önemli olan faktörler avukatın bilgi ve tecrübesi, dosya için harcayacağı emek ve uyuşmazlığın konusudur. Bu çerçevede ücret belirlenir. Ancak belirlenen bu ücret Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nden düşük olamaz. Bu tarife devlet tarafından belirlenen en düşük ücreti ifade eder.
2024 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre;
Asliye Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için 17.900,00 TL
Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için 29.800,00 TL
Çocuk Mahkemelerinde takip edilen davalar için 17.000,00 TL
Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde takip edilen davalar için 29.800,00 TL
Gözaltı, tutuklama, el koyma, ifade verme ve adli kontrol (yurt dışı yasağı, imza atma yükümlülüğü) gibi birçok hürriyeti ve yaşantıyı kısıtlayan tedbirlerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu sebeple, ceza davanızı bir ceza avukatı veya ağır ceza avukatı ile yürütmeniz sizin için kesinlikle faydalı olacaktır.
Ceza Davası Temel İlkeleri
Ceza Muhakemesi Hukukuna Hakim İlkeler;
Masumiyet İlkesi
Adil Yargılanma İlkesi
Maddi Gerçeğin Araştırılması İlkesi
Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Doğrudanlık İlkesi
Davasız Yargılama Olmaz İlkesi
Ceza Davasının Kamusallığı İlkesi
Sözlülük-Yazılılık İlkesi
Aleniyet İlkesi
Kamu Davasının Mecburiliği İlkesi
Hukuk Devleti-Oranlılık İlkesi
İnsan Haysiyetinin Dokunulmazlığı İlkesi
Bağımsız ve Tarafsız Hâkim İlkesi
Özel Hayatın Gizliliği İlkesi
Ankara Ceza Avukatı Ne İş Yapar?
Ceza davası, Cumhuriyet savcısının kontrolünde soruşturma aşaması ile başlayıp, sonrasında Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde kovuşturma aşamasıyla devam eden bir süreçtir. Bu süreçlerde gözaltı, tutuklama, el koyma, ifade verme, adli kontrol (yurtdışı yasağı, imza atma yükümlülüğü) gibi birçok hürriyeti ve yaşantıyı kısıtlayan tedbirlerle karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle ceza davanızı bir Ankara ceza avukatı veya Ankara ağır ceza avukatı ile yürütmeniz sizin için büyük fayda sağlayacaktır.
Ankara Ceza avukatı; Ankara Barosu’na kayıtlı, ceza dosyalarına bakan, soruşturma, kovuşturma ve olağan veya olağanüstü kanun yollarını yürüten avukattır. Modern ceza hukuku genel olarak iki kısımdan oluşur: genel ve özel kısım. Ceza kanunlarının özel kısmı, yasa koyucu tarafından ceza yaptırımları ile yasaklanan suçlardan oluşurken, genel kısımda özel kısımda öngörülen suçlara uygulanacak ortak kurallar bulunur.
Türkiye Barolar Birliği'nin internet sitesi: https://www.barobirlik.org.tr/
Ceza Kanununun özel kısmını oluşturan hükümler ile genel kısmını oluşturan hükümler arasında ciddi yapısal farklılıklar bulunmaktadır. Özel kısım, hukuk düzeni tarafından ceza ile tehdit edilen fiillerin tek tek sayılması şeklinde oluşur. Yani hangi fiillerin suç olduğunu, bunların unsurlarını ve yaptırımlarını düzenler. Bu anlamda, tüm suçlar için ortak ilke ve kurallar getiren genel kısım, özel kısımda uygulama alanı bulur. Özel kısmın bir özelliği de "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesinin kaçınılmaz sonucudur. Bu ilke, kanun tarafından açıkça öngörülen haller dışında cezalandırmayı yasaklar. Ancak bu ilke olmasaydı dahi özel kısma ihtiyaç olacaktı, çünkü kıyas için benzer durumu düzenleyen hukuk kurallarına ihtiyaç vardır.
Son olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ceza genel ve özel kısımlarına ek olarak nitelendirilebilir. Ceza Muhakemesi Kanunu, bir suç işlendiğinde uygulanacak hükümleri, yapılacak işlemleri ve süreci düzenleyen kuralları içerir. Ceza kanunu ile ceza muhakemesi kanunu, suç işlenmesi sürecini baştan sona düzenleyen bir bütündür. Tüm bu süreçleri soruşturma aşamasından başlayarak, kovuşturma ve devamında istinaf ve temyiz süreçlerini yürüten avukata ceza avukatı denir. Ceza avukatı, ceza kanunlarına hakim olup, şüpheli/sanık veya müşteki/katılanın haklarını savunan avukattır. Tüm bu süreçleri kişiler adına yürütür ve haklarınızı savunur. Ceza avukatı nedir sorusunun cevabı ayrıntılı olarak yukarıda izah edilmiştir.
Ceza Avukatı Seçerken Nelere Dikkat Etmelidir?
Ceza avukatı seçerken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta vardır. İlk olarak, avukatın ceza hukuku alanında uzmanlaşmış olması ve bu alanda yeterli tecrübeye sahip olması büyük bir avantaj sağlar. Önceki davalarda elde ettiği başarılar ve tecrübeleri hakkında bilgi edinmek, doğru bir tercih yapmanıza yardımcı olabilir. Avukatın daha önceki müvekkillerinden aldığı referanslar ve yorumlar, onun iş ahlakı ve itibarını anlamanız açısından önemlidir. Mesleki çevredeki itibarı da dikkate alınmalıdır; Türkiye Barolar Birliği veya ilgili baronun disiplin sicilini kontrol edebilirsiniz.
İyi bir ceza avukatı, müvekkilleri ile açık ve anlaşılır bir iletişim kurabilmelidir. Hukuki terimleri basit bir dille açıklayarak sizi bilgilendirmeli ve süreç hakkında net bilgiler vermelidir. Ayrıca, avukatın ulaşılabilir olması, gerektiğinde hızlı bir şekilde geri dönüş yapabilmesi ve acil durumlarda destek sağlayabilmesi önemlidir. Ücret politikası konusunda da açık ve net bilgi almanız gereklidir. Ücretin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne uygun olup olmadığını kontrol etmeli ve avukat ile çalışmaya başlamadan önce yazılı bir avukatlık sözleşmesi yapmalısınız. Bu sözleşmede hizmet kapsamı, ücret ve ödeme koşulları net bir şekilde belirtilmelidir.
Son olarak, avukatın dürüst ve şeffaf olması, size sürecin zorlukları ve olası sonuçları hakkında gerçekçi bilgiler vermesi önemlidir. Profesyonellik ve güvenilirlik, iyi bir ceza avukatında aranması gereken temel özelliklerdir. Bu kriterlere dikkat ederek doğru ceza avukatını seçmek, davanızın en iyi şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.
En İyi Ceza Avukatı
"En iyi ceza avukatı" şeklinde bir sıralama bulunmamaktadır. Bu tür bir ayrım toplum dilinde ortaya çıkmış olup, böyle bir sıralama yapabilecek herhangi bir kurum veya ölçüt yoktur. Dolayısıyla, "en iyi ceza avukatıyım" gibi ifadeler Avukatlık Kanunu gereği reklam yasağı kapsamındadır. Ceza davalarında profesyonel hukuki destek ve avukatlık hizmeti almak oldukça önemlidir. Bu bağlamda, davayı yürütecek ceza avukatının seçimi büyük bir özen gerektirir. Ceza yargılaması, şüpheli ve sanığın haklarını koruyarak maddi gerçeği ortaya çıkarmayı amaçlar. Suç işlendiği iddiasının doğruluğu kanunda belirtilen usullerle araştırılır. Bu sürecin, şüpheli ve sanığın haklarına hukuka aykırı bir şekilde müdahale etmeden, maddi gerçeğe ulaşarak sonlandırılması gereklidir. Bu da bazı araçların kullanılmasını zorunlu kılar; bu araçların başında koruma tedbirleri gelir.
En iyi ceza avukatı, şikayet ve suç duyurusunda bulunma, tutukluluğa itiraz, adli kontrole itiraz, savcılık ve sulh ceza hakimliğinde sorguya katılma, asliye ceza mahkemesinde ceza davası sürdürme, ağır ceza mahkemesinde ceza davası yürütme, cezaevi ziyareti, infaz sürecinde hataların düzeltilmesi, istinaf ve temyize başvurma gibi ceza davasıyla ilgili her türlü işlemi yerine getirir. Ceza avukatı, soruşturma aşamasında şikayet ve ihbarın yapılmasından, kovuşturma aşamasında davanın takip edilmesi ve devamında istinaf ve temyiz süreçlerini titizlikle yürütür. Avukat seçerken, avukatın daha önce hangi davalara baktığı ve mesleki deneyimi incelenmelidir. Ülkemizde yasal olarak avukatlık mesleğinde branşlaşma yoktur. Bu sebeple "ceza avukatı" veya "ağır ceza avukatı" gibi tanımlamalar resmi olarak bulunmamaktadır. Ancak, toplumda ceza davalarına bakan avukatlara bu şekilde hitap edildiği görülmektedir. Branşlaşma olmasa da uzmanlaşma mümkündür ve sürekli ceza davalarına bakan avukatlar bu alanda uzmanlaşmaktadır.
Ceza Avukatı İçin Tavsiyeler
Ceza Kanununun amacı, bireylerin hak ve özgürlüklerini bir yandan sınırlarken diğer yandan da bu hak ve özgürlükleri saldırılara karşı korumaktır. Bu sayede, ceza hukuku insanların ilişkilerini düzenler ve toplumsal düzeni sağlar. Ceza hukuku, suç olarak nitelenen davranışları, bunlara uygulanacak yaptırımları, uygulama koşullarını ve hukuki sonuçlarını inceleyen ve belirleyen kurallar bütünüdür. Ceza avukatı, çeşitli suç tipleri için tutukluluğa itiraz, adli kontrol kararına itiraz, savcılık ve kolluk sorgusunda ifade alınmasına katılma, adli sicil kaydının silinmesi, infaz aşamasında yaşanan sorunları çözme ve cezaevinde tutuklu ve hükümlü ziyaretleri gibi durumlarda hukuki hizmet sunar.
Ceza avukatı seçerken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır: Müvekkil ile görüşme yapılması, dilekçelerin hazırlanması, duruşmaların takibi, kanun yollarına başvuru ve dosya hazırlığı. Özellikle dilekçelerin okunaklı, sade ve hukuki atıflarla desteklenmiş olması tavsiye edilir. Ceza davaları genellikle soruşturma aşamasında şikayet veya ihbar ile başlar. Şikayet dilekçesinin hazırlanması veya savcılığa sözlü başvuru yapılması durumunda ceza avukatı ile süreci yürütmek, ileride yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçecektir. Zira bu hataların telafisi olmayabilir. Aynı şekilde, adli kontrol kararına itiraz, tutukluluğa itiraz veya kovuşturma aşamalarında profesyonel hukuki destek almak, özgürlüğünüz açısından kritik öneme sahiptir ve zaruridir.
Ceza avukatı, müvekkili ile detaylı görüşmeler yaparak davanın her aşamasında gerekli olan dilekçeleri hazırlar ve duruşmaları takip eder. Ayrıca, kanun yollarına başvuru yaparak müvekkilinin haklarını korur. Dosya hazırlığı esnasında tüm belgelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde düzenlenmesi büyük önem taşır. Bu süreçlerin her birinde avukatın profesyonel ve titiz çalışması, davanın seyrini olumlu yönde etkiler ve müvekkilinin haklarını en iyi şekilde savunmasını sağlar.
Ankara Ceza Avukatı Hangi Alanlarda Hizmet Verir?
Ceza hukukuna ilişkin temel kanunumuz, 1 Haziran 2005 tarihinde 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yerine yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’dur. Bu temel kanunun yanında, başka kanunlarda yer alan ceza hukukuna dair düzenlemeler de bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren diğer kanunlardaki suçlar için de geçerlidir.
Avukatlık mesleğini yapabilmek için bir il barosuna kayıtlı olmak, Avukatlık Kanunu gereğince zorunludur. Türkiye genelinde bir avukatın iş almasına engel teşkil eden bir durum yoktur. Ceza davalarında profesyonel bir avukatın desteği son derece önemlidir. Avukatın bulunduğu ilin önemi olmaksızın, hukuki süreçlerin her aşamasında müvekkillerine hizmet sunar. Ceza yargılaması, soruşturma ve kovuşturma evreleri ile bu evrelere hazırlık işlemlerini içerir.
Ankara Ceza Avukatı olarak, şüphelinin ifadesinin alınması, mağdurun şikayette bulunması, tutukluluğa itiraz, istinaf başvurusu, temyiz başvurusu gibi ceza yargılamasında yer alan birçok işlemde müvekkillerimizin yanındayız. Ceza avukatları, ceza hukuku kapsamındaki her aşamada müvekkillerine hukuki destek sağlar. Soruşturma aşamasında şikayet dilekçesi hazırlamak, savcılığa sözlü başvurular yapmak ve şüphelinin ifadesi alınırken yanında bulunmak gibi görevleri üstlenir.
Kovuşturma aşamasında ise tutukluluğa itiraz, adli kontrol kararına itiraz, duruşmalara katılım ve savunma hazırlığı gibi işlemler yürütülür. Ayrıca, istinaf ve temyiz süreçlerinde de ceza avukatı, müvekkilinin haklarını korumak için gerekli başvuruları yapar ve süreci takip eder. Ankara ceza avukatının uzmanlığı ve tecrübesi, müvekkilinin haklarının korunması açısından büyük bir önem taşır. Tüm bu süreçlerde avukatın dikkatli, özenli ve hukuki bilgiye sahip olması gereklidir. Bu nedenle, ceza davasında doğru avukatı seçmek son derece kritiktir.
Ankara Ağır Ceza Avukatı
Ankara ağır ceza avukatı, yalnızca ağır ceza davalarına bakan bir uzmandır. Ceza davaları Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür.Bu davalar Ankara veya bir başka şehirde olabilir.  Ağır ceza avukatı, sadece Ağır Ceza Mahkemesinin yetki alanına giren davalara bakar.
Basitçe ifade etmek gerekirse, Ağır Ceza Mahkemeleri, cezası ve niteliği ağır olan davalara bakan mahkemelerdir. Ağır Ceza Mahkemeleri, kanunların ayrıca görevli kıldığı haller dışında, Türk Ceza Kanununda yer alan şu suçlarla ilgili davalara bakar: yağma (m.148), irtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161), cinsel saldırı, kasten öldürme, taksirle birden fazla kişiyi öldürme, çocukların cinsel istismarı, soykırım, işkence, örgütlü suçlar ve ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlar.
Yani, yukarıda belirtilen suç tipleri veya 10 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür ve bu davaları da ağır ceza avukatları yürütür. Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalar, suçların ciddiyeti ve kovuşturma sürecinin sonunda verilecek cezaların alt ve üst sınırlarının yüksek olmasından dolayı daha kapsamlıdır. Bu nedenle, Ağır Ceza Mahkemeleri bir başkan ve iki üyeden oluşan üç hakim tarafından yönetilir.
Ağır ceza avukatı, özellikle Ankara gibi büyük şehirlerde, hayatınızı kurtaracak derecede önemli bir rol oynar. Bu avukatlar, şüphelinin ifadesinin alınmasından, tutukluluğa ve adli kontrole itirazlara, duruşmalara katılım ve savunmanın hazırlanmasına kadar geniş bir yelpazede hukuki hizmet sunar. Ağır ceza avukatlarının uzmanlığı ve deneyimi, müvekkillerinin haklarının korunmasında kritik bir öneme sahiptir.
Ankara Ağır Ceza Avukatı Fiyatları
Ankara Ağır ceza avukatı fiyatı için üst sınır bulunmamaktadır. Ankara’daki bir ağır ceza avukatına ödenecek vekalet ücretinin alt sınırı 2024 Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 29.800 TL’dir.
Ankara Ceza Avukatı Aramak
Ankara ceza avukatı aramak durumunda olanlar için işte birkaç önemli tavsiye;
Uzmanlık ve Deneyim
Ceza hukuku alanında uzmanlaşmış ve bu alanda yeterli deneyime sahip bir avukat seçmek oldukça önemlidir. Özellikle ceza davalarında tecrübeli avukatlar, davaların karmaşıklığını daha iyi anlayabilir ve stratejik hamleler yapabilirler. Önceki davalarda elde ettiği başarılar ve tecrübeleri hakkında bilgi edinmek, doğru bir avukat seçmenize yardımcı olacaktır.
Referanslar ve İtibar
Avukatın daha önceki müvekkillerinden aldığı referanslar ve yorumlar, onun iş ahlakı ve başarısı hakkında önemli ipuçları verir. Ayrıca, mesleki çevredeki itibarı ve saygınlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği veya ilgili baronun disiplin sicilini kontrol etmek faydalı olabilir.
İletişim ve Ulaşılabilirlik
İyi bir ceza avukatı, müvekkilleri ile açık ve anlaşılır bir iletişim kurmalıdır. Hukuki terimleri basit bir dille açıklayarak sizi bilgilendirmeli ve süreç hakkında net bilgiler vermelidir. Ayrıca, avukatın ulaşılabilir olması ve gerektiğinde hızlı bir şekilde geri dönüş yapabilmesi önemlidir. Acil durumlarda size destek sağlayabilmelidir.
Ücret Politikası ve Sözleşme
Avukatın ücret politikası hakkında açık ve net bilgi alın. Ücretin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne uygun olup olmadığını kontrol edin. Avukat ile çalışmaya başlamadan önce yazılı bir avukatlık sözleşmesi yapın. Bu sözleşmede hizmet kapsamı, ücret ve ödeme koşulları net bir şekilde belirtilmelidir.
Profesyonellik ve Dürüstlük
Avukatın dürüst ve şeffaf olması, size sürecin zorlukları ve olası sonuçları hakkında gerçekçi bilgiler vermesi önemlidir. Profesyonellik ve güvenilirlik, iyi bir ceza avukatında aranması gereken temel özelliklerdir.
Hukuki Yetkinlik ve Bilgi
Seçtiğiniz avukatın hukuki bilgiye ve yetkinliğe sahip olması gereklidir. Ceza hukuku, detaylı bilgi ve dikkat gerektiren bir alandır. Avukatın bu alandaki bilgi birikimi, davanızın seyrini olumlu yönde etkiler.
Görüşme ve Karar Verme
Avukat ile ön görüşme yaparak onun çalışma tarzını, yaklaşımını ve bilgi seviyesini değerlendirin. Size güven vermesi ve tüm sorularınıza tatmin edici cevaplar vermesi önemlidir. Görüşme sırasında avukatın davanızı nasıl yöneteceği konusunda net bir plan sunması, karar vermenizi kolaylaştıracaktır.
Konum ve Ulaşım
Her ne kadar avukatların Türkiye genelinde iş almasının önünde bir engel bulunmasa da, bulunduğunuz ilde veya yakın bir bölgede çalışan bir avukat tercih etmek, iletişim ve ulaşım açısından kolaylık sağlayabilir.
Bu tavsiyeleri dikkate alarak doğru ceza avukatını seçmek, davanızın en iyi şekilde yönetilmesini ve haklarınızın en etkili şekilde savunulmasını sağlar.
Ceza Davasında Ceza Avukatı Aynı Anda Kaç Kişinin Avukatı Olabilir?
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 149. maddesi, şüpheli veya sanığın soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabileceğini belirtir. Bu konuda müdafi sayısı bakımından herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheli veya sanık için müdafi seçebilir. Ancak, 149. maddenin 2. fıkrasında iki istisna düzenlenmiştir: İlk olarak, soruşturma evresinde ifade alma sırasında en fazla üç avukat hazır bulunabilir. Bu sınırlama, ifade alma dışında geçerli değildir; şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir. İkinci istisna ise 03/10/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilmiştir. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili kovuşturmalarda, duruşmada en fazla üç avukat hazır bulunabilir. Bu hüküm, yalnızca örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar için geçerlidir ve sanığın duruşmada en fazla üç müdafi ile temsil edilebileceğini belirler. Kaynak: https://ayboga.av.tr
Uzman Ankara Ceza Avukatı
Ankara Ceza Avukatı seçerken dikkat edilmesi gereken nitelikler arasında, uzmanlık ve deneyim önemli bir yer tutar. Ceza hukuku alanında uzmanlaşmış ve bu alanda yeterli deneyime sahip bir avukat tercih edilmelidir. Ceza davalarında tecrübe, davaların karmaşıklığını anlamak ve etkili savunma stratejileri geliştirmek açısından kritik öneme sahiptir. Ayrıca, avukatın Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlara hakim olması, güncel yasal düzenlemeleri ve içtihatları takip ederek müvekkillerine en iyi hukuki hizmeti sunması gereklidir.
Referanslar ve itibar da dikkate alınması gereken bir başka faktördür. Avukatın daha önceki müvekkillerinden aldığı referanslar ve yorumlar, onun iş ahlakı ve başarısı hakkında bilgi verir. Mesleki çevredeki itibarı ve saygınlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği veya ilgili baronun disiplin sicilini kontrol etmek faydalı olabilir.
İletişim ve ulaşılabilirlik de önemlidir. İyi bir Ankara ceza avukatı, müvekkilleri ile açık ve anlaşılır bir iletişim kurabilmelidir. Hukuki terimleri basit bir dille açıklayarak müvekkilini bilgilendirmeli ve süreç hakkında net bilgiler vermelidir. Ayrıca, avukatın ulaşılabilir olması ve gerektiğinde hızlı bir şekilde geri dönüş yapabilmesi, acil durumlarda destek sağlayabilmesi de önemlidir.
Avukatın dürüst ve şeffaf olması, size sürecin zorlukları ve olası sonuçları hakkında gerçekçi bilgiler vermesi gereklidir. Profesyonellik ve güvenilirlik, iyi bir Ankara ceza avukatında aranması gereken temel özelliklerdir. Ceza davalarında avukat seçimi yaparken bu niteliklere dikkat etmek, davanızın en iyi şekilde yönetilmesini ve haklarınızın en etkili şekilde savunulmasını sağlar.
1 note · View note