ayayorgi
ayayorgi
Tamam mı?
48 posts
Herkes düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür...
Don't wanna be here? Send us removal request.
ayayorgi · 2 years ago
Text
Tumblr media
Şahmeran/Şahmaran: Türk-İran-Irak-Kürt ve Anadolu mitolojilerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç ya��lanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık.
Efsaneye göre Şahmeran bir yeraltı ülkesinde yılanlarıyla birlikte yaşamaktadır. Şahmeran'la tanışan ilk insanın ismi bazı kaynaklarda Belkıya olarak geçerken, bazı kaynaklarda bu isim Camşab olarak değişmektedir. Kimi kaynaklarda ise Şahmeran'la ilk buluşan kişinin Lokman olduğu anlatılmaktadır. Şahmeran'ın öldürülmesi olayı, her değişik söylencede ortak sondur. Bu ortak sonun, yani Şahmeran'ın öldürülüşünün ana amacı insanın sağlık ve şifa bulmasıdır. Hatta bazı anlatımlarda Lokman Hekim'in Şahmeran ile karşılaşması uzun uzun anlatılmakta, şifa veren otların neler olduğu Lokman Hekim'e Şahmeran tarafından söylenmektedir.
Binlerce yıl önce 7 katlı yeraltında Tarsus'ta yaşayan yılanlar vardı. Meran adı verilen bu yılanlar, gerçekten akıllı ve şefkatliydi. Barış içinde yaşarlardı. Meranların kraliçesine Şahmeran denirdi. Genç ve güzel bir kadındı. Efsaneye göre, Şahmeran'ı gören ilk insan Cemşab oldu. O, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluydu. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler. Balı çıkarmak için Cemşab'ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. Cemşab mağarada bir delik görür ve buradan ışık sızdığını fark eder. Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuzla pek çok yılan görür. Havuzun başındaki tahtta süt beyazı vücutlu bir yılan oturmaktadır. Şahmeran'ın güvenini kazanan Cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşar. Şahmeran ona tıp biliminin bilinmediklerini söyler. Yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvarır. Bunun üzerine Şahmeran da kendisini salacağını, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister.
Şahmeran'a söz verip ailesine kavuşan Cemşab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmeran'ın yerini kimseye söylememiş. Bir gün ülkenin padişahı hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve her yere haber salınmış. Ülkenin veziri herkesi tek tek hamama sokmuş. Sıra Cemşab'a gelmiş. Cemşab soyununca vezir Cemşab'ın derisinde pullar olduğunu görünce Cemşab'ı konuşturmayı başarmış. Cemşab kuyunun yerini gösterince Şahmeran bulunup dışarı çıkarılmış. Şahmeran Cemşab'a, "Benim başımı kaynatıp padişaha içir, padişah kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün, kuyruğumu da kaynatıp sen iç, böylece Lokman Hekim ol" demiş. Böylece vezir ölmüş, padişah da iyileşip Cemşab'ı veziri yapmış. Ve rivayete göre de Cemşab böylece Lokman Hekim olmuş. Efsaneye göre Şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Tarsus'un, Şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.
1 note · View note
ayayorgi · 5 years ago
Photo
Tumblr media
1987′de Güney Kore’de öğrenci hareketleri sırasında ölen ve devrimin ateşini yakan Lee Han-Yeoul. 
“Cinayete tanıklık edince tarafsız olamazsın. Durdurmak istemezsen taraf tutmuş olursun” Lenin... 
0 notes
ayayorgi · 5 years ago
Video
youtube
Pek çokları gibi yaşaması gerekenlerden biriydi Victor Jara. Şili’de 1973 darbesi sırasında öldürüldü. İşkence edildi, elleri kesildi. Tek amaç vardı: devrim eğer bir sembolse ve insanların heyecanıysa onu yaşatan, o devrimi yıkmak. Victor Jara bugün Şili Halk Müziği’ni içine alan kendine özgür tarzı ve dünyanın dört bir yanına yayılmış şarkılaryla anılıyor, ölümünün üzerinden 40 yılı aşkın süre de geçse.
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
http://www.sanatabasla.com/2012/12/19/olunun-ruhu-seyrederken-the-spirit-of-the-dead-watching-manao-tupapau-gauguin/
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Ressam  :  Vincent van Gogh (1853-1890)
Resim  :  The Starry Night – Yıldızlı Gece (1889)
Nerede  : Moma, New York, ABD
Boyutu  : 73,7 cm x  92,1 cm
Hollandalı post-impressionist ressam Van Gogh, 37 yıllık yaşamının sadece son 10 yılında resim (2000’e yakın)  yaptı. Resim yapmaya çok sevdiği kardeşi Theo’nun ısrarıyla başladı. Resim yaptığı ilk 6 yılda, tarzını bulmaya çalıştı, Theo’nun gönderdiği parayla malzemeler aldı, tekniğini geliştirdi, ama bu yıllarda kendine iyi bakmadı, ruhsal çöküntüler yaşadı. 1886’da kardeşinin yanına gitti, Theo’nun Paris’te Monet, Degas gibi ünlü izlenimci ressamların resimleriyle dolu bir galerisi vardı. Seurat’la tanışıp, noktalama tekniğini öğrendi, kendine adapte etti. 1888’de çok sevdiği güney Fransa’ya, Arles’e taşındı, beslenmesi  tütün ve absinth’ten ibaret olmuştu, ya absith’ten ya boya yemekten sarı renklere ayrı bir düşkünlüğü oldu.  Arkadaşı Gauguin’i birlikte çalışmak için meşhur sarı evine davet etti.  Gauguin ve Van Gogh’un 2 aylık macerası, sanat açısından çok verimli başlayıp, bir tartışmaları sonrasında Van Gogh’un kendi kulağını kesmesi şokuyla sonuçlandı. Bugün o kulağı Gauguin’in kesmiş olabileceği  tartışmaları hala devam etmektedir. Gauguin, Van Gogh’un delirdiğini düşündü, O’nu Theo’ya şikayet etti  ve Arles’i o gün terketti.  1888’den sonra Van Gogh ‘un hayatı tedavi merkezlerinde geçti ancak verimli bir döneme girmişti ; en ünlü resimlerini son 2 yılında yaptı. Yıldızlı Gece resmini Saint-Remy’deki akıl hastanesinde yaptı, odasının camından güneşin doğuşunu izlemiş ve çok etkilenmişti. Theo’ya yakın olmak için Paris’e yakın Auvers-sur-Oise’te bir kliniğe geçti. Buradaki 70 gününde, 70 resim yaptı. Ailesine, burada çok mutlu olduğunu söyleyen bir mektup da yazmıştı ancak bir gün resim malzemeleriyle çıktığı yürüyüşte kendini göğsünden vurdu, ve 2 gün sonra vefat etti. Van Gogh’un resimlerine bakışı ve hissettikleri Paris’te birlikte yaşadıkları 2 yıl dışında, Theo ile düzenli olarak mektuplaştığından bir nevi kayıt altındadır. Theo da, kardeşinden 6 ay kadar sonra frengiden vefat etti, bugün iki kardeş yan yana Auvers-sur-Oise’te yatmaktadır.
http://www.gunde1resim.com/post/3836941497/ressam-vincent-van-gogh-1853-1890-resim
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Caravaggio - Narcissus..
https://www.google.com/culturalinstitute/beta/entity/m020bg
 https://tr.wikipedia.org/wiki/Caravaggio
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Video
youtube
“Orwellian” demek...
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Video
youtube
“Kafkaesk” kelimesi, karmaşık resmi kuralların ve anlam verilemeyen sistemlerin yol açtığı kafa karıştırıcı, korkutucu durumları tarif etmek için kullanılıyor. Peki ya tam olarak ne anlama gelir? 
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
http://glazunov.ru/en/art/images-of-russian-literature
http://www.lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=6&articleID=1347&bhcp=1
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ? İşin kolayına kaçmadan ama Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil Ne de ak örtüde elmaların Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” Nazım Hikmet
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Photo
Tumblr media
https://tr.pinterest.com/arahman1369/photographer-goksin-sipahioglu/
http://everyday-i-show.livejournal.com/149468.html#cutid1
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Link
“Yok etme dürtüsü, yaratıcı bir dürtüdür”
0 notes
ayayorgi · 8 years ago
Link
guy martin, tt isle of man yarışçısı olan değil fotoğrafçı olanı. 2011’de libya’da bir saldırıda yanındaki 2 arkadaşı hayatını kaybederken kendisi ağır yaralı olarak kurtulmuş. uzun süre yürüyememiş ve fotoğraftan uzak kalmış. akabinde 2012’de istanbul’a yerleşmiş. an itibariyle nerede yaşıyor bir fikrim yok.
ülkedeyken boş durmamış, patlama yapan dizi sektörünü incelemeye almış. dizilerde gösterilen ve pazarlanan türkiye ile sokakta yaşanan gerçekleri yanyana koyup son yılların en çok duyulan kelimelerinden “paralel devlet” isimli bir seri hazırlamış. doğal olarak en büyük ilham kaynağı gezi ve sonrasında yaşanan olaylar olmuş. beyaz toroslar, berkin elvan ve hepimizin bildiği diğerleri. çarpıcı bir inceleme. son dönemde de boş durmamış “erdoğan’s revenge” adı altında can dündar ve cumhuriyet gazetesini fotoğraflamış.
bizi ilgilendiren kısımlarıyla kalmayın, kendisinin diğer işlerine de bakmadan geçmeyin diyoruz. dışarıdan bir göz çoğu zaman daha iyi algılamanızı sağlıyor.
0 notes
ayayorgi · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Lesley Oldaker... http://www.lesleyoldakerfineart.com/
0 notes
ayayorgi · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Bir Gabo romanı.. Altı çizilecek bir iki yer var başlamadan ufak tespitlere.. Hikaye gerçek bir öyküye dayanıyor ve aslında kitap başlar başlamaz sonunda ne olacağını biliyorsunuz.. Metin boyunca kaçınılmaz sona toplumun bir reaksiyon vermesi beklentiniz var, ki olmuyor.. Bilinçli bir duyarsızlık mı, yoksa bilinçsiz mi bilinmez.. Neredeyse herkesin tecrübe ettiği, üst kattan bağrışmalar gelirken - belki de bunun ölümle sonuçlanabilecek olaylar zincirinin ilk halkası olma ihtimali gibi bir durum varken - sessiz kalmak gibi.. Bir de işin namus meselesi ve insanların bunu “değerlere” göre yargılaması var ki resmen içler acısı.. Kitaptan bir alıntı ile bitirelim,  "bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım"..
0 notes
ayayorgi · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Aslı Tohumcudan geliyor bu güzel roman.. Kitabın ana bir hikayesi yok, hatta tek mekanlı otobüs kurgusu size bu metni daha önce okuduğunuz hissi veriyor.. Ama okumadınız, asıl hikaye de bu.. Çünkü otobüsle yol alan herkes, her gün biraz dikizlediğimiz siz ve biz.. Dili sert, yeteri kadar argo; anlatılanlara kasvetli konulara baktığınızda ise hafif kaçıyor.. Durakları geçiyoruz adım adım, herkesin hikayesine ortak oluyoruz; kocasının tecavüzüne uğrayan da, polis olmak isteyen de, “sevişen” ve ayıplanan gençler de burada.. Kısa bir biyografisi aslında yalnız ve güzel ülkenin.. Boşuna değil karakterin birinin gazeteden okuduğu, diğerinin ise radyodan dinlediği gerçek ve unuttuğumuz haberleri araya sıkıştırması yazarın.. Bağırıyor işte, sessiz olun ve çevrenize kulak verin, bu onların değil bizim hikayemiz diye.. 
0 notes
ayayorgi · 10 years ago
Link
Marina Abramovic, 1960′ larda ortaya çıkan body art akımının bir temsilcisi.. Abramovic, performanslarıyla fiziksel ve zihinsel potansiyelin sınırlarını zorlayan ve araştıran bir sanatçı... Buraya kadar kabul.. Performansların ne olduğunu okuduğunuzda ( kendini kırbaçlamış, buz kütleleri üzerinde vücudunu dondurmuş, sevgilisi Ulay ile dudakları birbirlerine yapışık sadece ciğerlerindeki havayı nefes alarak öpüşmüşler vb.) kulağa çılgınca ve sanat bunun neresinde soruları gelebilir (emin olun geliyor).. Ancak seyrederken yaşadığınız yoğunluk, gerilim ve insanın obje olduğunu farkettiğiniz anda ki kafa karışıklığı emin olun nefesinizi kesiyor.. 
Kısaca “Rhythm 0” için tembellik yapar ve alıntılarsak; 
“ Marina Abramović, 1974 yılında gerçekleştirdiği “Rhythm 0″ adlı performansında bir galerinin ortasında durarak önüne çeşitli objeler yerleştiriyor. Bunlar arasında makas, tabanca, ip, zincir, gül, jilet benzeri 72 farklı obje var. Objeler ve Marina’nın önünde ise “sanatçıya istediğinizi yapabilirsiniz” yazıyor. Performans sırasında izleyiciler önce Marina’ya dokunuyor, öpüyor, gülü hediye ediyor; sonra ise vahşileşerek üstünü yırtmaya, boynunu jiletlemeye, ona korkunç derecede zarar vermeye başlıyorlar. Bu sürede sanatçı kıpırdamıyor. 6 saat sonunda birisi tabancayı eline aldığında galeri sahibi geliyor ve “gösteri bitti” diyor. Marina kan revan içerisinde performans konsantrasyonundan çıkıyor ve izleyicilerin üzerine yürümeye başlıyor. İnsanlar, kendi yarattıkları vahşetten koşarak kaçıyorlar… “
0 notes