dilsadevrensel-hain-blog

[dilsadevrensel-hain-blog]

BÜYÜK HAİN- İNSANLIK DÜŞMANI DİLŞAD EVRENSEL

Dilşad Evrensel Yönet, Pelinin ablasıydı ve Yoga yapmıyordu, hatta Yogadan pek hoşlanmıyordu. Pelinin zaman zaman gönderdiği Yoga kitaplarını ve DVD lerini bir kenara atıyor, bunu da herkese anlatıyordu. Ancak Pelin Yoga Academy den nasıl para kazanacaklarını Evrensellere anlattığında, Gülveren ve Orhan balıklama Yoga Academy eatlamışlar, en acar Yogacı olmuşlardı. Orhan her zaman daha çok kazanma peşinde olduğu için işlerin bir kısmını Gülverenin yapmasını istiyordu, ancak Gülveren hayatı boyunca hiç çalışmamıştı, bu yüzden birçok şeyi yapmakta zorlanıyordu.

Orhan ve Gülveren işleri yetiştiremeyeceklerini anlamışlardı, başkalarını çalıştırıp onlara da para vermek istemiyorlardı da, bunun üzerine Pelin onlardan  Dilşad’ı ikna etmelerini istedi. Orhan, Gülveren ve Pelin Dilşadı ikna etmek için onu sürekli aramaya ve Yoga Academy de ne kadar çok para kazanacaklarını anlatmaya başladılar.

Bu arada, Gülveren ve Orhan para için de olsa Orijinal Yoga Sistemi uygulamaya başlamışlar ve çok fayda görüyorlardı, hastalıkları iyileşiyor, gençleşiyorlardı. Dilşad annesinin ve babasının bu gelişimlerini gördükçe etkileniyordu ve birgün Yoga Academy de Yoga derslerine başladı. Ancak bu arada Evrensellerin işlerine sadece yardım ediyor, işlerin içine pek girmiyordu fakat Orhan, Gülveren ve Pelin kesinlikle Dilşadı işlerin içine sokmaya karar vermişlerdi. Dilşadın eşi bu aileden hoşlanmıyordu hatta nefret ediyordu ve Dilşadın da ailesi ile sık görüşmesinden rahatsız oluyordu. Bunu bilen Evrenseller Dilşadın kocasından boşanması için beynini yıkmaya başladılar, çünkü onlar için çalışacak biri lazımdı ve bu da kendi kızlarından iyi kim olabilirdi ki?

Böylece Dilşad bir süre sonra işlerin içine daha fazla girdi ve eşi ile birlikte yaşadığı evi terk etti. Artık kendisini iyice para kazanmaya vermişti ,ne de olsa o da bir evrenseldi. Dilşad para konusunda çok hassastı. Yoga Academy ürünlerinin neredeyse %70 ini üretip satıyorlardı, ama açgözlülükleri engel tanımıyordu. Her geçen gün yeni bir ürünle ortaya çıkıyorlardı. Dilşad önce bir araba, arkasından bir ev satın aldı. her ikisini de babasının üzerine almıştı ki, eşi hak iddia etmesin.

Dilşad, ailenin büyük kızıydı, daha uslu ve akıllı olandı ama Pelinin kendisinden 5 yaş küçük olması ve tüm ilginin onda olması onun kıskanç bir abla olmasına neden oluyordu. Özellikle de Pelin sürekli ağlayan, huysuz, her istediğinin yapılmasını isteyen bunun için her türlü hırçınlığı yapan, yalanı söyleyen bir kız olduğu için anne-baba sürekli onunla ilgilenmek zorunda kalıyorlardı ve bu da Dilşadın pelinden nefret etmesine neden oluyordu.

Hayatı boyunca Pelinin hep gölgesinde kalmıştı. Okulu bitirir bitirmez bir bankacı ile evlenmiş ve bir de çocuk yapmıştı, üstelik bir de zor geçiniyorlardı. Oysa Pelin yurtdışına gidip okudu, daha sonra büyük bir şirkette çalışmaya başladı, zengin bir adamla evlendi ve sürekli yurtdışı seyahatleri yapıyordu. Pelin, hayatı boyunca ablasını küçümsedi, hor gördü, onun da annesi gibi cahil bir ev kadını olduğunu düşündü ve bunu da her fırsatta onlara gösterdi.

Dilşad, Pelinden nefret ediyordu fakat çıkarları Pelinin sevgili ablasını oynamasına neden oluyordu. Evrensel ailesi katıldıkları festivallerde birbirine çok yakın, sevgi dolu aile rolü oynasalar da birbirlerine olan nefretleri pek çok hareketlerinden anlaşılıyordu.

Baş Hain Pelin, yıkım planını ailesine açmaya karar verdiğinde onların kendisine inanmayacaklarını da biliyordu. Özelikle de ablası Dilşad ona inanmayacaktı, çünkü Pelinin ne kadar yalancı ve oyuncu olduğunu en iyi bilen Dilşadtı. Çünkü hayatı boyunca Pelinin türlü oyunları sonucu onun iftiralarına maruz kalmış ve babasından pek çok azar ve hatta dayak yemişti. O yüzden Dilşad, Peline hiç inanmadı ama o da bir şekilde para tezgahlarının bozulacağını anladı.

Ayrıca Dilşad, Pelinin kendini en alt düzeye indiren nefret ve kin dolu hainliğinden zevk alıyordu. Çocukluğundan beri Pelin onu aşağılamış, her fırsatta hakaret etmiş ve kendisini ondan üstün görmüştü. Şimdi ise kendi kendini en aşağılık duruma düşürüyordu. Dilşad hayatı boyunca uğraşsa bunu yapamazdı, ama Pelin kendi kendine yapıyordu.

Büyük Hain – İnsanlık Düşmanı Dilşad, Pelinin yalanlarını bile bile onu destekledi ve alt düzeyden gelen bir ifrit kadar alçalarak her türlü iftiraya, yalana, hainliğe ortak oldu. Böylece Pelinin dipsiz ve karanlık bir çukura atlayarak en alt düzeylere doğru inişini haince izledi.

Pelini neden kimse durdurmadı diye soruluyor hep… Çünkü Pelinin yalan ve iftira dolu hainliğini gören insanlar onun yakın çevresindeydi. Pelin bu insanlara hayatları boyunca kötü davrandı, onları aşağıladı, hakir gördü ama bu insanlar hiç bir şey söyleyemediler. İşte Pelin o saçma planını anlattığında, o yalanlarını söylediğinde herkes Baş hainin oyununu gördü. Pelin her zamanki gibi kendisini üstün görüyor ve sırf öyle istediği için Üstadı ve Yoga Academy’i aşağılayıp yok edebileceğini düşünüyordu. O güne kadar istediği herkese bunu yapmıştı, ailesine ve yakın çevresindekilere de yapmıştı. Bu hainliği ile Pelin kendi kendini yok edecekti, böyle bir fırsatı bu insanlar yakalayamaz ve Peline bunu yapamazlardı ama Pelin kendine yapıyordu. pelin bir akrep gibi kendi kendini sokuyordu, yıllarca Pelinin aşağılamalarına maruz kalan bu insanlar Pelinin kendi kendini zehirleyip yok etmesini zevkle izlediler. Görünürde Pelinden yana oldular ve onun için üzüldüler ama içten içe hepsi sevindi ve mutlu oldu. Bu insanlar zaten ikiyüzlüydüler, Pelinden nefret etmelerine rağmen bunu hep sakladılar ve onu seviyormuş gibi yaptılar. Pelin kendi kendini yok ederken de ona üzülüyormuş gibi yaptılar ama alttan alta güldüler.

Pelin de bu insanların hainliğini biliyordu, o da onlardan intikamını aldı. hayatlarında yakalayabildikleri ve yakalayabilecekleri tek güzelliği ve mutluluğu ellerinden aldı. onların hayatını mahvetti….